How we can end sexual harassment at work | Gretchen Carlson

Çeviri: Meric Aydonat Gözden geçirme: Cihan Ekmekçi

"All I wanted was a much-deserved promotion,

"Tek istediğim, hak ettiğim terfiydi;

and he told me to 'Get up on the desk

bana dediğiyse "Masaya çık

and spread 'em.'"

ve bacaklarını aç."

"All the men in my office wrote down on a piece of paper

"Çalıştığım yerdeki bütün erkekler, bir kağıda

the sexual favors that I could do for them.

onlara yapabileceğim cinsel fantazilerini yazmışlar.

All I had asked for was an office with a window."

Oysa tek istediğim penceresi olan bir ofisti."

"I asked for his advice about how I could get a bill out of committee;

"Komiteden geçmesini istediğim bir konu hakkında ondan tavsiye istemiştim;

he asked me if I brought my kneepads."

o ise bana dizliklerimi getirip getirmediğimi sordu."

Bunlar işyerinde cinsel tacizi araştırdığım son bir yıl içinde

Those are just a few of the horrific stories

that I heard from women over the last year,

kadınlardan duyduğum korkunç hikayelerin

as I've been investigating workplace sexual harassment.

sadece birkaçı.

And what I found out

Bulduğum,

is that it's an epidemic across the world.

bunun dünya çapında bir salgın olduğu.

It's a horrifying reality for millions of women,

Bu, sadece her gün işe gitmek isteyen

when all they want to do every day

milyonlarca kadının yaşadığı

is go to work.

korkunç gerçeklik.

Sexual harassment doesn't discriminate.

Cinsel taciz ayrım yapmıyor.

You can wear a skirt,

Etek giyebilirsiniz,

hospital scrubs,

doktor önlüğü de,

army fatigues.

askeri üniforma da.

You can be young or old,

Genç veya olgun olabilirsiniz,

married or single,

evli veya bekar,

black or white.

siyahi veya beyaz.

You can be a Republican, a Democrat or an Independent.

Cumhuriyetçi olabilirsiniz, Demokrat veya bağımsız.

I heard from so many women:

O kadar çok kadından duydum ki:

police officers,

polisler,

members of our military,

ordu mensupları,

financial assistants,

mali müşavirler,

actors, engineers, lawyers,

oyuncular, mühendisler, avukatlar,

bankers, accountants, teachers ...

bankacılar, muhasebeciler, öğretmenler...

journalists.

gazeteciler.

Sexual harassment, it turns out,

Aslında, cinsel taciz

is not about sex.

seks ile ilgili değil.

It's about power,

Güç ile ilgili

and about what somebody does to you

ve sizin gücünüzü elinizden alma çabasıyla

to try and take away your power.

size yaptıklarıyla ilgili.

And I'm here today

Bugün burada olmamın amacı

to encourage you to know that you can take that power back.

o gücü geri alabileceğiniz konusunda sizi teşvik etmek.

(Applause)

(Alkış)

On July 6, 2016,

6 Temmuz 2016'da,

I jumped off a cliff all by myself.

kendimi bir uçurumdan aşağı attım.

It was the scariest moment of my life;

Hayatımın en korkutucu zamanıydı,

an excruciating choice to make.

yapması çok güç bir seçim.

I fell into an abyss all alone,

Bir başıma bir boşluğa düşmüştüm,

not knowing what would be below.

aşağıda ne olduğunu bilmeden.

But then, something miraculous started to happen.

Ama sonra mucizevi şeyler olmaya başladı.

Thousands of women started reaching out to me

Kendi acılarını, çaresizliklerini, utançlarını paylaşmak isteyen

to share their own stories of pain and agony and shame.

binlerce kadın benimle iletişime geçti.

They told me that I became their voice --

Bana onların sesi olduğumu söylediler,

they were voiceless.

onların sesi kısılmışken.

And suddenly, I realized that even in the 21st century,

Birdenbire 21. yüzyılda bile

every woman still has a story.

her kadının bir hikayesi olduğunu fark ettim.

Like Joyce,

Örneğin Joyce,

a flight attendant supervisor

bir kabin görevlisi denetmeni,

whose boss, in meetings every day,

patronu her gün toplantılarda

would tell her about the porn that he'd watched the night before

not defterine penisler çizerken

while drawing penises on his notepad.

akşam izlediği pornoları anlatıyormuş.

She went to complain.

Şikayet etmeye gittiğinde,

She was called "crazy" and fired.

ona "deli" demişler ve kovulmuş.

Like Joanne, Wall Street banker.

Wall Street bankacısı Joanne gibi...

Her male colleagues would call her that vile c-word every day.

Erkek iş arkadaşları ona o aşağılık, "a" ile başlayan sözcüğü diyorlarmış.

She complained --

Şikayet etmiş,

labeled a troublemaker,

sorunlu olarak etiketlenmiş,

never to do another Wall Street deal again.

bir daha da Wall Street'te anlaşma yapamamış.

Like Elizabeth, an army officer.

Asker Elizabeth gibi...

Her male subordinates would wave one-dollar bills in her face,

Erkek asker arkadaşları yüzüne bir dolarlık banknotları sallayıp

and say, "Dance for me!"

"Benim için dans et." diyorlarmış.

And when she went to complain to a major,

Üstüne şikayet etmeye gittiklerinde,

he said, "What? Only one dollar?

üstü "Ne? Sadece bir dolar mı?

You're worth at least five or ten!"

Sen en azından beş veya on edersin!"

After reading,

Bunları okuyup

replying to all

hepsine cevap verdikten

and crying over all of these emails,

ve bu epostalar yüzünden ağladıktan sonra,

I realized I had so much work to do.

yapmam gereken ne kadar iş olduğunu fark ettim.

Here are the startling facts:

Şaşırtıcı gerçekler:

one in three women -- that we know of --

- bildiğimiz - üç kadından biri

have been sexually harassed in the workplace.

işyerinde cinsel tacize uğruyor.

Seventy-one percent of those incidences never get reported.

Bunların yüzde yetmiş biri hiçbir zaman şikayet edilmiyor.

Why?

Neden?

Because when women come forward,

Kadınlar seslerini yükseltince,

hala yalancı ve sorunlu olarak nitelendiriliyorlar,

they're still called liars and troublemakers

and demeaned and trashed

küçük düşürülüyorlar, çamur atılıyorlar,

and demoted and blacklisted

daha düşük konumlara getiriliyorlar, kara listeye alınıyorlar

and fired.

Reporting sexual harassment can be, in many cases, career-ending.

ve işten çıkarılıyorlar.

Cinsel tacizi ihbar etmek, birçok durumda kariyerin sonu anlamına gelebiliyor.

Of all the women that reached out to me,

Bana ulaşan kadınların neredeyse tamamı

almost none are still today working in their chosen profession,

şu anda, seçtikleri kariyerde çalışmıyorlar,

and that is outrageous.

bu korkunç bir durum.

I, too, was silent in the beginning.

Ben de başlangıçta sessiz kaldım.

It happened to me at the end of my year as Miss America,

Miss Amerika seçildiğim yılın sonunda başıma geldi,

when I was meeting with a very high-ranking TV executive

bir hayli yüksek mevkideki bir televizyon yöneticisiyle,

in New York City.

New York'ta toplantıdaydım.

I thought he was helping me throughout the day,

Gün boyunca bana yardım ettiğini düşünüyordum,

making a lot of phone calls.

benim için birçok telefon görüşmesi yapıyordu,

We went to dinner,

Akşam yemeğine gittik

and in the back seat of a car, he suddenly lunged on top of me

ve arabanın arka koltuğunda birden üstüme atladı

and stuck his tongue down my throat.

ve dilini boğazıma soktu.

I didn't realize that to "get into the business" -- silly me --

Aptal ben, ona göre "işe girebilmem" için

he also intended to get into my pants.

onun pantolonunun da içine girmem gerektiğini anlamamıştım.

And just a week later,

Sadece bir hafta sonra,

when I was in Los Angeles meeting with a high-ranking publicist,

Los Angeles'ta yine yüksek mevkide bir halka ilişkiler uzmanıyla görüşürken,

it happened again.

yine olan oldu.

Again, in a car.

Yine arabadaydık.

And he took my neck in his hand,

Boynumu eline alıp

and he shoved my head so hard into his crotch,

kafamı apış arasına öyle sert soktu ki

I couldn't breathe.

nefes alamadım.

These are the events that suck the life out of all of your self-confidence.

Bu gibi olaylar kendinize olan güveninizi altüst ediyor.

These are the events that, until recently,

Bunlar yakın zamana kadar bile

I didn't even call assault.

taciz olarak değerlendirmediğim olaylar.

And this is why we have so much work to do.

Bu yüzden yapmamız gereken çok şey var.

After my year as Miss America,

Miss Amerika yılım bittikten sonra da

I continued to meet a lot of well-known people,

birçok ünlü kişiyle buluştum,

including Donald Trump.

Donald Trump da bunlardan biri.

When this picture was taken in 1988,

1988 yılında bu fotoğraf çekilirken

nobody could have ever predicted where we'd be today.

kimse burada olacağımızı tahmin edemezdi.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

Me, fighting to end sexual harassment in the workplace;

Ben, işyerlerindeki cinsel tacizi bitirmeye çalışırken,

he, president of the United States

o, buna rağmen,

in spite of it.

Birleşik Devletler başkanı.

Bundan kısa bir süre sonra, Richmond, Virginia'da

And shortly thereafter, I got my first gig in television news

televizyon haberciliğindeki ilk işimi aldım.

in Richmond, Virginia.

Check out that confident smile with the bright pink jacket.

Cırtlak pembe ceketimin içindeki özgüvenli gülüşe bakın.

Not so much the hair.

Saça bakmasanız da olur.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

I was working so hard to prove that blondes have a lot of brains.

Sarışınların çok zeki olduğunu göstermek için canımı dişime takıyordum.

But ironically, one of the first stories I covered

İronik olarak, ilk takibe aldığım haberlerden biri

was the Anita Hill hearings in Washington, DC.

Vaşington'daki Anita Hill davasıydı.

And shortly thereafter,

Bundan kısa bir süre sonra

I, too, was sexually harassed in the workplace.

ben de işyerinde cinsel tacize uğradım.

Virginia'nın kırsal kesiminden bir haberi araştırırken

I was covering a story in rural Virginia,

and when we got back into the car,

arabaya girince

my cameraman started saying to me,

kameramanım,

wondering how much I had enjoyed when he touched my breasts

bana mikrofon takarken göğüslerime dokunmasının

when he put the microphone on me.

ne kadar hoşuma gittiğini sordu.

And it went downhill from there.

Ondan sonra da her şey yokuş aşağı gitti.

I was bracing myself against the passenger door --

Kendimi yolcu kapısına yapıştırdım,

this was before cellphones.

bu cep telefonlarından önceydi.

I was petrified.

Çok korkmuştum.

I actually envisioned myself rolling outside of that door

Kendimi saatte 80 kilometre giden

as the car was going 50 miles per hour like I'd seen in the movies,

araçtan aşağı atsaydım,

and wondering how much it would hurt.

ne kadar yaralanacağımı düşündüm.

When the story about Harvey Weinstein came to light --

Bütün Hollywood'un en çok tanınan isimlerinden

one the most well-known movie moguls in all of Hollywood --

Harvey Weinstein ile ilgili konu ortaya çıkınca,

the allegations were horrific.

iddialar korkunçtu.

But so many women came forward,

Ancak o kadar kadın ortaya çıktı ki

and it made me realize what I had done meant something.

yaptığımın bir anlamı olduğunu fark ettim.

(Applause)

(Alkış)

He had such a lame excuse.

Bahanesi çok uyduruktu.

He said he was a product of the '60s and '70s,

60 ve 70'li yılların bir ürünü olduğunu söyledi,

and that that was the culture then.

o zamanın kültürü öyleymiş.

Yeah, that was the culture then,

Evet, o zamanın kültürü öyleydi

and unfortunately, it still is.

ne yazık ki hâlâ da öyle.

Why?

Neden?

Because of all the myths

Cinsel tacizle hala iliştirilen

that are still associated with sexual harassment.

mitler yüzünden...

"Women should just take another job and find another career."

"Kadınlar başka bir iş bulmalı ve kariyerlerini değiştirmeliler."

Yeah, right.

Oldu.

Tell that to the single mom working two jobs,

Bunu iki işte çalışan, eşi olmayan,

trying to make ends meet,

ayın sonunu getirmeye çabalayan,

who's also being sexually harassed.

aynı zamanda taciz edilen anneye söyleyin.

"Women --

"Kadınlar,

they bring it on themselves."

bunu kendileri davet ediyorlar."

By the clothes that we wear

Giydiğimiz giysilerle,

and the makeup that we put on.

yaptığımız makyajla.

Yeah, I guess those hoodies that Uber engineers wear in Silicon Valley

Tabii, Silikon Vadisinde Uber mühendislerinin giydiği

are just so provocative.

kapşonlular zaten çok davetkâr.

"Women make it up."

"Kadınlar uyduruyorlar."

Yeah, because it's so fun and rewarding

Evet zaten aşağılanıp alaşağı edilmek

to be demeaned and taken down.

çok zevkli ve getirisi bol.

I would know.

Bilirim.

"Women bring these claims because they want to be famous and rich."

"Kadınlar bunları ünlü ve zengin olmak için söylüyorlar."

Our own president said that.

Kendi başkanımız bunun söyledi.

I bet Taylor Swift,

Eminim Taylor Swift'in,

one of the most well-known and richest singers in the world,

yani dünyanın en bilinen ve en zengin şarkıcılarından birinin,

didn't need more money or fame

daha fazla paraya veya üne ihtiyacı yoktu,

when she came forward with her groping case

avuçlandığı için bir dolarlık

for one dollar.

tazminat davası açarken.

And I'm so glad she did.

Bu davayı açtığı için çok memnunum.

Breaking news:

Son dakika haberi:

the untold story about women and sexual harassment in the workplace:

kadınlar ve işyerindeki cinsel taciz davalarıyla ilgili konuşulmayan hikaye:

women just want a safe, welcoming

kadınlar sadece güvenli, hoşgörülü

and harass-free environment.

ve tacizsiz bir ortam istiyorlar.

That's it.

Bu kadar.

(Applause)

(Alkış)

So how do we go about getting our power back?

Peki gücümüzü nasıl geri alabiliriz?

I have three solutions.

Üç çözümüm var.

Number one:

Birincisi:

we need to turn bystanders and enablers into allies.

Seyircileri ve buna izin verenleri yanımıza çekmeliyiz.

Ninety-eight percent of United States corporations right now

Birleşik Devletler'deki şirketlerin yüzde doksan sekizinin

have sexual harassment training policies.

cinsel taciz eğitimleri var.

Seventy percent have prevention programs.

Yetmişinin engelleme programları var.

But still, overwhelmingly,

Ancak hâlen

bystanders and witnesses don't come forward.

etraftakilerin ve tanıkların çoğu sesini yükseltmiyor.

In 2016,

2016'da

the Harvard Business Review called it the "bystander effect."

Harvard Business Review buna "izleyici etkisi" diyor.

And yet -- remember 9/11.

Ama 11 Eylül'ü hatırlayın.

Millions of times we've heard,

Bize milyonlarca defa

"If you see something,

"Bir şey görürseniz,

say something."

bir şey söyleyin." dendi.

Imagine how impactful that would be if we carried that through

Bu söz, işyerindeki cinsel tacize tanık olanlara da uygulansa

to bystanders in the workplace regarding sexual harassment --

bu olayları fark etmekte ve engellemekte,

to recognize and interrupt these incidences;

bunun suçlularıyla yüzleşmekte

to confront the perpetrators to their face;

ve kurbanlara yardım etmekte, onları korumakta

to help and protect the victims.

ne kadar etkili olurdu düşünün.

This is my shout-out to men:

Bu benim erkeklere çağrım:

we need you in this fight.

bu savaşta size ihtiyacımız var.

And to women, too --

Kadınlara da,

enablers to allies.

buna izin vermektense yanımızda olun.

Number two:

İkinci çözüm:

change the laws.

Yasaları değiştirin.

How many of you out there know

Kaçınız iş sözleşmelerinizde

whether or not you have a forced arbitration clause

zorunlu uzlaşma kuralı olup olmadığını

in your employment contract?

biliyorsunuz?

Not a lot of hands.

Pek fazla el görmüyorum.

And if you don't know, you should,

Bilmiyorsanız, bilmelisiniz,

and here's why.

nedeni de şu:

TIME Magazine calls it,

TIME dergisi

right there on the screen,

ekranda şöyle diyor

"The teeny tiny little print in contracts

"Cinsel taciz iddialarını hasıraltı eden

that keeps sexual harassment claims unheard."

mini minnacık şart."

Here's what it is.

Bu, şu demek:

Forced arbitration takes away your Seventh Amendment right

Zorunlu uzlaşma kuralı, Amerikan anayasasının size verdiği

to an open jury process.

yedinci hakkı yani açık jüri hakkını elinizden alıyor.

It's secret.

Bu, gizli.

Aynı tanıklar veya ifadeler sizin için geçerli değil.

You don't get the same witnesses or depositions.

In many cases, the company picks the arbitrator for you.

Birçok davada, arabulucuyu şirket seçiyor.

There are no appeals,

İtiraz hakkı yok

and only 20 percent of the time does the employee win.

ve davaların yalnızca yüzde yirmisini çalışan kazanıyor.

But again, it's secret,

Tekrarlıyorum, bu gizli

so nobody ever knows what happened to you.

yani size ne olduğunu kimse öğrenmiyor.

This is why I've been working so diligently

Bu yüzden Vaşington'da

on Capitol Hill in Washington, DC

yasaları değiştirmek için

to change the laws.

çalışıyorum.

And here's what I tell the Senators:

Senatörlere şöyle diyorum:

sexual harassment is apolitical.

cinsel tacizin siyasi tarafı yok.

Before somebody harasses you,

Birisi sizi taciz etmeden önce

they don't ask you if you're a Republican or Democrat first.

Cumhuriyetçi misiniz, Demokrat mısınız diye sormuyor.

They just do it.

Sadece yapıyorlar.

And this is why we should all care.

Bu nedenle bu hepimizin umrunda olmalı.

Number three:

Üçüncü çözümüm:

be fierce.

Yırtıcı olun.

It starts when we stand tall,

Bu, boynumuzu dik tutmakla

and we build that self-confidence.

ve özgüven kazanmakla başlıyor.

And we stand up and we speak up,

Ayağa kalkıyoruz, sesimizi yükseltiyoruz

and we tell the world what happened to us.

ve bize ne olduğunu dünyaya anlatıyoruz.

I know it's scary,

Biliyorum, korkunç,

but let's do it for our kids.

ama bunu çocuklarımız için yapmalıyız.

Let's stop this for the next generations.

Önümüzdeki nesiller için buna son vermeliyiz.

I know that I did it for my children.

Ben, bunu, çocuklarım için yaptığımı biliyorum.

They were paramount in my decision-making

Sesimi yükseltip yükseltmeme kararı vermemde

about whether or not I would come forward.

çocuklarımın büyük payı var.

My beautiful children,

Güzel çocuklarım,

my 12-year-old son, Christian,

12 yaşındaki oğlum Christian

my 14-year-old daughter, Kaia.

ve 14 yaşındaki kızım Kaia.

And boy, did I underestimate them.

Onları hafife almışım.

The first day of school last year

Geçen yıl, benim haberimin

happened to be the day my resolution was announced,

açıklandığı gün, okulun ilk gününe denk geldi;

and I was so anxious about what they would face.

karşılaşacakları şeyler yüzünden endişeliydim.

My daughter came home from school and she said,

Kızım okuldan geldi ve

"Mommy, so many people asked me what happened to you over the summer."

"Anne, bir yığın insan bana, sana yazın ne olduğunu sordu." dedi.

Then she looked at me in the eyes

Sonra gözlerimin içine baktı

and she said, "And mommy,

ve şöyle dedi: "Anne,

I was so proud

benim annem olduğunu söylemekten

to say that you were my mom."

çok gurur duydum."

And two weeks later,

İki hafta sonra da

when she finally found the courage to stand up to two kids

hayatını zorlaştıran iki çocuğa karşı

who had been making her life miserable,

sesini yükseltme cesaretini nihayet buldu.

she came home to me and she said,

"Anne, bu cesareti,

"Mommy, I found the courage to do it

senin bunu yaptığını gördüğüm için

because I saw you do it."

kendimde buldum."

(Applause)

(Alkış)

You see, giving the gift of courage is contagious.

Cesaret verme bulaşıcı.

And I hope that my journey has inspired you,

Umarım benim başımdan geçenler size de ilham vermiştir,

because right now, it's the tipping point.

çünkü şimdi taşma noktasına geldik.

We are watching history happen.

Tarih gözümüzün önünde şekilleniyor.

More and more women are coming forward and saying,

Her gün daha fazla kadın sesini yükseltip

"Enough is enough."

"Artık yeter." diyorlar.

(Applause)

(Alkış)

Here's my one last plea to companies.

Şirketlerden son dileğim.

Let's hire back all those women whose careers were lost

Rasgele bir aşağılık yüzünden

because of some random jerk.

kariyerine son verilmiş kadınları işe geri alın.

Because here's what I know about women:

Çünkü kadınlar için şunu biliyorum:

we will not longer be underestimated, intimidated or set back;

Artık hafife alınmayacağız, korkmayacağız veya geride kalmayacağız,

we will not be silenced by the ways of the establishment

kurulu düzen yüzünden veya geçmişte yaşananlardan dolayı

or the relics of the past.

sessiz kalmayacağız.

No.

Hayır.

We will stand up and speak up

Ayağa kalkacağız, sesimizi yükseltip

and have our voices heard.

kendimizi duyuracağız.

We will be the women we were meant to be.

Hep olmamız gereken kadın olacağız.

And above all,

Her şeyden öte,

we will always be fierce.

her seferinde yırtıcı olacağız.

Thank you.

Teşekkürler.

(Applause)

(Alkış)