Gary Haugen: The hidden reason for poverty the world needs to address now

318,696 views ・ 2015-04-21

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Zeliha Turkan Gözden geçirme: Ramazan Şen
00:12
To be honest, by personality,
0
12767
2852
Doğruyu söylemek gerekirse, karakterim gereği
00:15
I'm just not much of a crier.
1
15619
2617
pek ağlak biri değilim.
00:19
But I think in my career that's been a good thing.
2
19316
3280
Fakat bunun kariyerim için iyi bir şey olduğunu düşünüyorum.
00:23
I'm a civil rights lawyer,
3
23246
1384
Ben insan hakları avukatıyım
00:24
and I've seen some horrible things in the world.
4
24630
3004
ve dünyada korkunç şeyler gördüm.
Kariyerime, Birleşik Devletlerde polis şiddeti davalarına bakarak başladım.
00:29
I began my career working police abuse cases in the United States.
5
29034
3810
00:32
And then in 1994, I was sent to Rwanda
6
32844
3474
1994'te de Rwanda'ya
00:36
to be the director of the U.N.'s genocide investigation.
7
36318
4930
BM'nin soykırım soruşturmasını yönetmek amaçlı gönderildim.
00:41
It turns out that tears just aren't much help
8
41908
3739
Ve gördüm ki, gözyaşları bir soykırımı
00:45
when you're trying to investigate a genocide.
9
45647
3529
araştırmaya çalışırken pek yardımcı olmuyor.
Görmem, hissetmem ve dokunmam gereken şeyler
00:49
The things I had to see, and feel and touch
10
49176
4861
00:54
were pretty unspeakable.
11
54037
2827
kelimelerle ifade edilemezdi.
00:57
What I can tell you is this:
12
57534
3357
Ama size söyleyebileceğim şu var:
01:00
that the Rwandan genocide
13
60891
2097
Rwanda soykırımı, dünyanın
01:02
was one of the world's greatest failures of simple compassion.
14
62988
5673
basit bir şefkat duygusu alanındaki en büyük başarısızlıklardan biriydi.
01:09
That word, compassion, actually comes from two Latin words:
15
69711
3409
Şefkat kelimesinin İngilizcesi ''compassion'' 2 Latin kelimeden geliyor:
01:13
cum passio, which simply mean "to suffer with."
16
73120
5522
cum passio, yani "birlikte ızdırap çekmek".
01:18
And the things that I saw and experienced
17
78642
3562
Rwanda'da insan ızdırabına yaklaştıkça
01:22
in Rwanda as I got up close to human suffering,
18
82204
2586
gördüğüm ve başıma gelen olaylar
01:24
it did, in moments, move me to tears.
19
84790
3339
zaman zaman beni gözyaşlarına boğdu.
01:28
But I just wish that I, and the rest of the world,
20
88129
2726
Fakat keşke ben ve dünyanın geri kalanı,
01:30
had been moved earlier.
21
90855
2515
daha önce harekete geçseydi.
01:33
And not just to tears,
22
93370
1664
Ağlayarak değil
01:35
but to actually stop the genocide.
23
95034
3800
ama bu soykırıma bir son vermek için.
01:38
Now by contrast, I've also been involved
24
98834
2458
Buna karşın, dünyanın şefkat alanındaki
01:41
with one of the world's greatest successes of compassion.
25
101292
5833
en büyük başarılarından birinde de yer aldım.
01:47
And that's the fight against global poverty.
26
107125
2946
Bu da küresel yoksulluğa karşı açılan savaş.
01:50
It's a cause that probably has involved all of us here.
27
110071
2783
Bu, muhtemelen buradaki herkesin ilgili olduğu bir savaş.
01:52
I don't know if your first introduction
28
112854
1998
Bilmiyorum, belki bu konuya ilk girişiniz
01:54
might have been choruses of "We Are the World,"
29
114852
3365
"We Are the World"'un nakaratıydı
01:58
or maybe the picture of a sponsored child on your refrigerator door,
30
118217
4063
ya da buzdolabının üstündeki sponsor edilmiş çocuğun fotografıydı
02:02
or maybe the birthday you donated for fresh water.
31
122280
4087
ya da belki de içme suyu için bağışta bulunduğunuz doğum gününüzdü.
02:06
I don't really remember what my first introduction to poverty was
32
126367
3214
Yoksullukla ilk tanışmamı tam olarak hatırlayamıyorum
02:09
but I do remember the most jarring.
33
129581
3564
ama beni en çok sarsan şeyi hatırlıyorum.
02:13
It was when I met Venus --
34
133145
2162
Bu, Zambiyali, Venüs adında
02:15
she's a mom from Zambia.
35
135307
2722
bir anneyle tanışmamla başladı.
02:18
She's got three kids and she's a widow.
36
138029
3626
Kendisi dul ve uç çocuklu.
02:21
When I met her, she had walked about 12 miles
37
141655
3367
Onunla tanıştığımda, başkente gelip hikayesini paylaşmak için
02:25
in the only garments she owned,
38
145022
2673
sahip olduğu tek giysisiyle
02:27
to come to the capital city and to share her story.
39
147695
4262
20 kilometre kadar yürümüştü.
02:31
She sat down with me for hours,
40
151957
3615
Benimle saatlerce oturup
02:35
just ushered me in to the world of poverty.
41
155572
4525
beni yoksulluğun dünyasına sürükledi.
02:40
She described what it was like when the coals on the cooking fire
42
160097
3141
Pişirme ateşinin altındaki kömürlerin
02:43
finally just went completely cold.
43
163238
3729
tamamen soğuduğunda neler olduğunu anlattı.
02:46
When that last drop of cooking oil finally ran out.
44
166967
4762
Pişirme yağının o son damlası bittiğinde.
02:51
When the last of the food, despite her best efforts,
45
171729
3856
Ve bütün çabalarına rağmen, son yemek erzağı
02:55
ran out.
46
175585
1108
tükendiğinde.
02:58
She had to watch her youngest son, Peter,
47
178113
2983
En küçük oğlu Peter'in
03:01
suffer from malnutrition,
48
181096
2782
bacakları yavaş yavaş güçsüzlüğe baş eğerken
03:03
as his legs just slowly bowed into uselessness.
49
183878
4076
gıdasızlıktan eziyet çekmesini izlemek durumunda kalmıştı.
03:07
As his eyes grew cloudy and dim.
50
187954
3348
Gözleri bulutlanıp kararırken.
03:11
And then as Peter finally grew cold.
51
191302
4178
Ve en sonunda da Peter'i yitirdi.
03:18
For over 50 years, stories like this have been moving us to compassion.
52
198130
5681
50 seneyi aşkın bir süredir, bunun gibi hikayeler bizi şefkate itiyor.
03:23
We whose kids have plenty to eat.
53
203811
2850
Çocuklarının yeteri kadar yemek yiyebildiği bizler.
03:26
And we're moved not only to care about global poverty,
54
206661
2669
Küresel yoksulluğu sadece umursamak için değil
03:29
but to actually try to do our part to stop the suffering.
55
209330
4690
ızdırabı durdurabilmek için harekete geçtik.
03:34
Now there's plenty of room for critique that we haven't done enough,
56
214020
3473
Elbette yeteri kadar yapmadığımızı, yaptıklarımızın ise yeterli etki
03:37
and what it is that we've done hasn't been effective enough,
57
217493
4222
sağlamadığına yönelik eleştirilere yer var
03:41
but the truth is this:
58
221715
3130
ama, doğrusu şu:
03:44
The fight against global poverty is probably the broadest,
59
224845
3551
Küresel yoksulluğa karşı verilen savaş insanlık tarihi boyunca şefkat
03:48
longest running manifestation of the human phenomenon of compassion
60
228396
5135
duygusunun görüldüğü en kapsamlı, en uzun süre
03:53
in the history of our species.
61
233531
3142
devam eden olaydır.
03:56
And so I'd like to share a pretty shattering insight
62
236673
3649
Bu nedenle mücadele etmek hakkında düşündüklerinizi sonsuza kadar
04:00
that might forever change the way you think about that struggle.
63
240322
4293
değiştirecek, oldukça yıkıcı bir içgörüyü paylaşmak istiyorum.
04:04
But first, let me begin with what you probably already know.
64
244615
2823
Fakat öncelikle zaten bildiklerinizle başlayalım.
04:07
Thirty-five years ago, when I would have been graduating from high school,
65
247438
3482
35 yıl önce, liseden mezun olduğum zamanlarda,
04:10
they told us that 40,000 kids every day died because of poverty.
66
250920
6377
bize her gün 40.000 çocuğun yoksulluktan dolayı öldüğünü söylemişlerdi.
04:17
That number, today, is now down to 17,000.
67
257297
4372
Bu sayı bugün 17.000'e kadar indi.
04:21
Way too many, of course,
68
261669
2006
Tabii ki, hâlâ çok yüksek bir rakam
04:23
but it does mean that every year,
69
263675
2677
ama bu aynı zamanda her yıl 8 milyon çocuğun fakirlikten dolayı
04:26
there's eight million kids who don't have to die from poverty.
70
266352
4548
ölmek zorunda olmadığı anlamına geliyor.
04:31
Moreover, the number of people in our world
71
271650
2417
Üstelik, aşırı yoksulluk içinde yaşayan
04:34
who are living in extreme poverty,
72
274067
2163
yani yaklaşık olarak günlük
04:36
which is defined as living off about a dollar and a quarter a day,
73
276230
3337
1,25 dolar ile geçinmeye çalışan insan sayısı
04:39
that has fallen from 50 percent,
74
279567
3612
%50'den
04:43
to only 15 percent.
75
283179
3234
%15'e düşmüş durumda.
04:47
This is massive progress,
76
287403
1450
Bu büyük bir ilerleme,
04:48
and this exceeds everybody's expectations about what is possible.
77
288853
4825
ve herkesin mümkün olduğunu düşündüğü beklentilerini de aşıyor.
04:54
And I think you and I,
78
294258
2865
Bence sizler ve ben
04:57
I think, honestly, that we can feel proud and encouraged
79
297123
4276
şefkatin milyonların acısını durdurmak
05:01
to see the way that compassion actually has the power
80
301399
3885
için gerekli olan güce sahip olduğunu görerek
05:05
to succeed in stopping the suffering of millions.
81
305284
5192
kendimizi gururlu ve cesaretli hissedebiliriz.
05:10
But here's the part that you might not hear very much about.
82
310476
4376
Ama çok fazla haberinizin olmadığı bir kısım daha var.
05:14
If you move that poverty mark just up to two dollars a day,
83
314852
4734
Eğer yoksulluk sınırını günlük iki doların üzerine çıkarırsanız,
05:19
it turns out that virtually the same two billion people
84
319586
2999
bu iki milyar insanın, ben lisedeyken ağır
05:22
who were stuck in that harsh poverty when I was in high school,
85
322585
3812
yoksulluk içinde kalmış olan aynı insanlar olduğunu,
05:26
are still stuck there,
86
326397
1881
35 yıl sonra da
05:28
35 years later.
87
328278
2389
hâlâ aynı durumda olduklarını görürsünüz.
05:30
So why, why are so many billions still stuck in such harsh poverty?
88
330667
5019
Peki neden milyarlarca insan hâlâ ağır yoksulluk koşullarında bulunuyor?
05:36
Well, let's think about Venus for a moment.
89
336396
2955
Hadi bir süre için Venus'ü düşünelim.
05:39
Now for decades, my wife and I have been moved by common compassion
90
339351
3772
Eşim ve ben on yıllardır aynı ortak şefkat ile
05:43
to sponsor kids, to fund microloans,
91
343123
2829
çocuk sponsorluğunu, mikrokredi yatırımını,
05:45
to support generous levels of foreign aid.
92
345952
3519
cömertlik seviyesinde yabancı yardımını destekledik.
05:49
But until I had actually talked to Venus,
93
349471
3092
Oysa Venüs ile konuşana kadar
05:52
I would have had no idea that none of those approaches
94
352563
2637
bu yaklaşımların hiçbirinin aslında
05:55
actually addressed why she had to watch her son die.
95
355200
5496
onun oğlunun ölümünü neden izlemek zorunda kaldığına değinmemiş olduğuna dair hiçbir fikrim yoktu.
06:01
"We were doing fine," Venus told me,
96
361806
4437
"Biz iyiydik," dedi Venüs,
06:06
"until Brutus started to cause trouble."
97
366243
4542
"Brütüs sorun çıkarmayana kadar."
06:10
Now, Brutus is Venus' neighbor and "cause trouble"
98
370785
2970
Brütüs Venüs'ün komşusu ve "sorun çıkarmak"
06:13
is what happened the day after Venus' husband died,
99
373755
3526
Venüs'ün kocasını kaybettikten sonraki gün olanlardı.
06:17
when Brutus just came and threw Venus and the kids out of the house,
100
377281
3932
Brütüs öylece gelip Venüs'ü ve çocukları evden atmış,
06:21
stole all their land, and robbed their market stall.
101
381213
3752
topraklarını çalmış ve pazar tezgahlarını çalmış.
06:26
You see, Venus was thrown into destitution by violence.
102
386385
4957
Venüs şiddet ile yoksulluğa itilmişti.
06:32
And then it occurred to me, of course,
103
392882
2009
Sonra aklıma geldi, tabii ki,
06:34
that none of my child sponsorships, none of the microloans,
104
394891
3799
çocuk sponsorluklarımın, mikro kredilerimin,
06:38
none of the traditional anti-poverty programs
105
398690
3862
geleneksel fakirlik karşıtı programların hiçbiri
06:42
were going to stop Brutus,
106
402552
3966
Brütüs'ü durdurmayacaktı
06:46
because they weren't meant to.
107
406518
3354
çünkü amaçları bu değildi.
06:49
This became even more clear to me when I met Griselda.
108
409872
5006
Griselda ile tanıştığımda bu daha da netleşti.
06:54
She's a marvelous young girl living in a very poor community
109
414878
4219
Kendisi Guatemala'da çok fakir bir çevrede yaşayan harika,
06:59
in Guatemala.
110
419097
1816
genç bir kız.
07:00
And one of the things we've learned over the years
111
420913
2397
Yıllar boyunca öğrendiğimiz bir şey de,
07:03
is that perhaps the most powerful thing
112
423310
2571
Griselda ve ailesinin onu ve ailesini
07:05
that Griselda and her family can do
113
425881
2844
fakirlikten kurtarabilmek için yapabileceği
07:08
to get Griselda and her family out of poverty
114
428725
2665
belki de en güçlü şey
07:11
is to make sure that she goes to school.
115
431390
3124
onun okula gitmesini sağlamak.
07:14
The experts call this the Girl Effect.
116
434514
4725
Uzmanlar buna "The Girl Effect (Kız Etkisi)" diyorlar.
07:19
But when we met Griselda, she wasn't going to school.
117
439239
4082
Fakat Griselda ile tanışınca, okula gitmiyordu.
07:23
In fact, she was rarely ever leaving her home.
118
443321
3557
Aslında, evden zor çıkıyordu.
07:28
Days before we met her,
119
448388
1785
Onunla tanışmadan günler önce,
07:30
while she was walking home from church with her family,
120
450173
2645
ailesiyle kiliseden dönerlerken,
07:32
in broad daylight,
121
452818
2315
gündüz gözüyle,
07:35
men from her community just snatched her off the street,
122
455133
3477
çevresindeki adamlar onu sokakta yakalamış
07:38
and violently raped her.
123
458610
3098
ve ona vahşice tecavüz etmiş.
07:41
See, Griselda had every opportunity to go to school,
124
461708
4497
Girselda okula gitmek için her fırsata sahipti
07:46
it just wasn't safe for her to get there.
125
466205
3421
fakat ortaya gitmesi onun için güvenli değildi.
07:49
And Griselda's not the only one.
126
469626
2840
Ve Griselda tek örnek değil.
07:52
Around the world, poor women and girls
127
472466
2724
Dünya'da 15 ve 44 yaş aralığındaki
07:55
between the ages of 15 and 44,
128
475190
5111
fakir kadın ve kızlar
08:00
they are -- when victims of the everyday violence
129
480301
4085
onlar -- her gün aile içi şiddet
08:04
of domestic abuse and sexual violence --
130
484386
3486
veya cinsel şiddet mağduru iken --
08:07
those two forms of violence account for more death and disability
131
487872
4812
bu iki şiddet türü, sıtma, araba kazası
08:12
than malaria, than car accidents, than war combined.
132
492684
7004
ve savaşın toplamından daha fazla ölüm ve sakatlığa neden oluyor.
08:23
The truth is, the poor of our world are trapped in whole systems of violence.
133
503298
4777
İşin aslı, dünyamızdaki fakirler her türlü şiddet sistemine kısılmış durumda.
08:28
In South Asia, for instance, I could drive past this rice mill
134
508075
4033
Güney Asya'da, örneğin, bu pirinç değirmeninden geçerken
08:32
and see this man hoisting these 100-pound sacks
135
512108
2937
sırtında 50 kiloluk pirinç çuvalını taşıyan
08:35
of rice upon his thin back.
136
515045
2044
bu adamı görebilirim.
08:37
But I would have no idea, until later,
137
517089
1818
Fakat hiçbir fikrim yoktu, sonradan öğrendim ki
08:38
that he was actually a slave,
138
518907
2442
o aslında bir köleymiş,
08:41
held by violence in that rice mill since I was in high school.
139
521349
4389
benim lise zamanlarımdan beri şiddet zoruyla pirinç değirmeninde tutuluyormuş.
08:46
Decades of anti-poverty programs right in his community
140
526828
3411
Onun toplumunda on yıllardır süren yoksullukla mücadele programları
08:50
were never able to rescue him or any of the hundred other slaves
141
530239
4082
onu veya onun gibi yüzlerce köleyi pirinç değirmeni içindeki
08:54
from the beatings and the rapes and the torture
142
534321
3636
dayaktan, tecavüzden ve işkenceden
08:57
of violence inside the rice mill.
143
537957
3695
kurtarmaya muvaffak olamadı.
09:01
In fact, half a century of anti-poverty programs
144
541652
4380
Aslında, yarım yüzyıldır süren yoksullukla mücadele programları
09:06
have left more poor people in slavery
145
546032
3674
insanlık tarihindeki diğer zamanlara göre
09:09
than in any other time in human history.
146
549706
3365
daha fazla fakir insanı kölelikte bırakmıştır.
09:13
Experts tell us that there's about 35 million people in slavery today.
147
553071
5979
Uzmanlar bugün yaklaşık 35 milyon insanın köle olduğunu söylüyor.
09:19
That's about the population of the entire nation of Canada,
148
559050
3661
Bu yaklaşık olarak bugün yaşadığımız tüm Kanada ulusunun
09:22
where we're sitting today.
149
562711
3468
nüfusuna eşit.
09:26
This is why, over time, I have come to call this epidemic of violence
150
566179
3304
Bu yüzden, zamanla, bu şiddet salgınına
09:29
the Locust Effect.
151
569483
2289
"Çekirge Etkisi" dedim.
09:31
Because in the lives of the poor, it just descends like a plague
152
571772
3011
Çünkü fakirlerin yaşamına veba hastalığı gibi çöküyor
09:34
and it destroys everything.
153
574783
2788
ve her şeyi mahvediyor.
09:37
In fact, now when you survey very, very poor communities,
154
577571
4383
Aslında, çok ama çok fakir toplumlarda anket yapsanız
09:41
residents will tell you that their greatest fear is violence.
155
581954
4084
en büyük korkularının şiddet olduğunu size söyleyeceklerdir.
09:46
But notice the violence that they fear
156
586038
2569
Fakat korktukları şiddetin
09:48
is not the violence of genocide or the wars,
157
588607
3178
soykırım veya savaş şiddeti değil
09:51
it's everyday violence.
158
591785
2355
günlük şiddet olduğunun farkına varmalı.
09:54
So for me, as a lawyer, of course, my first reaction was to think,
159
594140
3213
O yüzden benim için, tabii ki bir avukat olarak, ilk tepkim
sahip olduğumuz tüm yasaları değiştirmemiz gerektiği oldu.
09:57
well, of course we've got to change all the laws.
160
597353
2314
09:59
We've got to make all this violence against the poor illegal.
161
599667
3500
Fakirlere karşı tüm bu şiddeti kanunen yasak kılmamız lazım.
10:03
But then I found out, it already is.
162
603167
3735
Fakat daha sonra zaten öyle olduğunu buldum.
10:06
The problem is not that the poor don't get laws,
163
606902
2840
Sorun fakirin yasayla korunmaması değil,
10:09
it's that they don't get law enforcement.
164
609742
3700
hukuki yaptırımın olmamasıydı.
10:14
In the developing world,
165
614542
1643
Gelişen dünyada,
10:16
basic law enforcement systems are so broken
166
616185
3065
temel hukuki yaptırım sistemleri o kadar bozuk ki,
10:19
that recently the U.N. issued a report that found
167
619250
3166
geçenlerde B.M.'nin yayınladığı bir rapora göre:
10:22
that "most poor people live outside the protection of the law."
168
622416
5604
"çoğu fakir insan kanun korumasından mahrum yaşıyor."
10:28
Now honestly, you and I have just about no idea
169
628020
2392
Dürüst olmak gerekirse, sizin ve benim
10:30
of what that would mean
170
630412
1597
buna dair hiçbir fikrimiz yok
10:32
because we have no first-hand experience of it.
171
632009
3679
çünkü bunu doğrudan tecrübe etmedik.
10:35
Functioning law enforcement for us is just a total assumption.
172
635688
3077
İşleyen hukuki yaptırım bizim için tam bir varsayım.
10:38
In fact, nothing expresses that assumption more clearly than three simple numbers:
173
638765
4372
Aslında, bu varsayımı şu üç numaradan daha açık ifade etmez:
10:43
9-1-1,
174
643137
2461
9-1-1,
10:45
which, of course, is the number for the emergency police operator
175
645598
3167
ki tabii ki Kanada ve Birleşik Devletlerin
10:48
here in Canada and in the United States,
176
648765
3301
acil servis numarasıdır
10:52
where the average response time to a police 911 emergency call
177
652066
4081
ve 911 acil çağrısına polisin yanıt süresi
10:56
is about 10 minutes.
178
656147
1663
ortalama 10 dakikadır.
10:57
So we take this just completely for granted.
179
657810
3185
Ve bunu tamamen doğal karşılıyoruz.
11:00
But what if there was no law enforcement to protect you?
180
660995
4517
Peki ya sizi koruyacak bir hukuki yaptırım olmasaydı?
11:06
A woman in Oregon recently experienced what this would be like.
181
666582
4622
Geçenlerde Oregon'lu bir kadın bunun nasıl olacağını tecrübe etmiş.
11:11
She was home alone in her dark house on a Saturday night,
182
671204
4341
Bir cumartesi gecesi karanlık evinde yalnızmış
11:15
when a man started to tear his way into her home.
183
675545
2965
ve bir adam evine saldırmaya başlamış.
11:18
This was her worst nightmare,
184
678510
1957
Bu onun en korkulu rüyasıydı,
11:20
because this man had actually put her in the hospital from an assault
185
680467
4608
çünkü bu adam iki hafta önce ona saldırarak
11:25
just two weeks before.
186
685075
2118
hastanelik etmişti.
11:27
So terrified, she picks up that phone and does what any of us would do:
187
687193
3358
O kadar dehşete kapılır ki, telefonu eline alıp hepimizin yapacağını yapar
11:30
She calls 911 --
188
690551
2645
911'i arar
11:33
but only to learn that because of budget cuts in her county,
189
693196
4832
fakat sadece bütçe kesintilerinden dolayı emniyet güçlerinin
11:38
law enforcement wasn't available on the weekends.
190
698028
3369
hafta sonları çalışmadığını öğrenir.
11:41
Listen.
191
701397
790
Dinleyin.
11:42
Dispatcher: I don't have anybody to send out there.
192
702187
2819
Merkez: Oraya gönderebileceğim kimse yok.
11:45
Woman: OK
193
705006
1017
Kadın: Tamam.
11:46
Dispatcher: Um, obviously if he comes inside the residence and assaults you,
194
706023
4103
Merkez: Eğer evinize girer ve saldırırsa
11:50
can you ask him to go away?
195
710126
1673
ona gitmesini söyler misiniz?
11:51
Or do you know if he is intoxicated or anything?
196
711799
2243
Veya onun ilaç etkisi altında olup olmadığını biliyor musunuz?
11:54
Woman: I've already asked him. I've already told him I was calling you.
197
714042
3373
Kadın: Ona zaten söyledim. Sizi arayacağımı ona söyledim.
11:57
He's broken in before, busted down my door, assaulted me.
198
717415
2673
Daha önce de evime girdi, kapımı kırıp bana saldırdı.
12:00
Dispatcher: Uh-huh.
199
720088
945
Merkez: Evet.
12:01
Woman: Um, yeah, so ...
200
721033
1153
Kadın: Evet, yani...
12:02
Dispatcher: Is there any way you could safely leave the residence?
201
722186
3219
Merkez: Evden güvenli bir şekilde çıkabilir misiniz?
12:05
Woman: No, I can't, because he's blocking pretty much my only way out.
202
725405
3417
Kadın: Hayır, çünkü tek çıkışımı engelliyor.
12:08
Dispatcher: Well, the only thing I can do is give you some advice,
203
728822
3146
Merkez: Tek yapabileceğim size tavsiye vermek
12:11
and call the sheriff's office tomorrow.
204
731968
2716
ve yarın şerifin ofisini aramak.
12:14
Obviously, if he comes in and unfortunately has a weapon
205
734684
4812
Belli ki, içeri girerse ve olur ya silahlı ise
12:19
or is trying to cause you physical harm, that's a different story.
206
739496
3326
veya sana fiziksel zarar vermeye çalışırsa, o zaman başka.
12:22
You know, the sheriff's office doesn't work up there.
207
742822
2667
Biliyorsunuz, şerifin ofisi oralarda çalışmıyor.
12:25
I don't have anybody to send."
208
745489
2656
Göndereceğim kimse yok."
12:29
Gary Haugen: Tragically, the woman inside that house
209
749735
2653
Gary Haugen: Feci ki, evdeki kadın
12:32
was violently assaulted, choked and raped
210
752388
5939
saldırıya uğradı, boğuldu ve tecavüz edildi
12:38
because this is what it means to live outside the rule of law.
211
758327
6044
çünkü bu kanun haricinde yaşamak demekti.
12:45
And this is where billions of our poorest live.
212
765841
4014
Ve burası milyarlarca fakirimizin yaşadığı yer.
12:52
What does that look like?
213
772015
2428
Bu neye benziyor?
12:54
In Bolivia, for example, if a man sexually assaults a poor child,
214
774443
4428
Bolivya'da, mesela, bir adam fakir bir çocuğa cinsel saldırıda bulunsa
12:58
statistically, he's at greater risk of slipping in the shower and dying
215
778871
4673
istatistiklere göre, duşta kayıp düşmesi
13:03
than he is of ever going to jail for that crime.
216
783544
3398
bu suçtan ceza almasından daha mümkün.
13:08
In South Asia, if you enslave a poor person,
217
788002
4685
Güney Asya'da, fakir bir insanı köle yaparsanız
13:12
you're at greater risk of being struck by lightning
218
792687
2923
üzerinize bir yıldırım düşmesi
13:15
than ever being sent to jail for that crime.
219
795610
3050
bu suçtan ceza almanızdan daha mümkün.
13:18
And so the epidemic of everyday violence, it just rages on.
220
798660
4979
Bu yüzden günlük şiddet salgını gittikçe şiddetleniyor.
13:23
And it devastates our efforts to try to help billions of people
221
803639
4099
Ve milyarlarca insanın günlüğü-iki-dolar cehenneminden çıkmaları için
13:27
out of their two-dollar-a-day hell.
222
807738
3577
yardım etme çabalarımıza zarar veriyor.
13:31
Because the data just doesn't lie.
223
811315
2502
Çünkü veriler yalan söylemez.
13:33
It turns out that you can give all manner of goods and services
224
813817
3059
Yoksullara her çeşit eşya ve servisi
13:36
to the poor,
225
816876
1153
verseniz de,
13:38
but if you don't restrain the hands of the violent bullies
226
818029
3126
bunlara uzanan zorbaların ellerini
13:41
from taking it all away,
227
821155
1835
bağlamazsanız,
13:42
you're going to be very disappointed in the long-term impact of your efforts.
228
822990
4359
çabalarınızın uzun vadeli etkisi konusunda çok hayal kırıklığı yaşayacaksınız.
13:47
So you would think that the disintegration of basic law enforcement
229
827889
3771
Gelişen dünyada temel hukuki yaptırımın bozulması
13:51
in the developing world would be a huge priority
230
831660
3015
yoksulluğa karşı küresel savaş için
13:54
for the global fight against poverty.
231
834675
3240
büyük bir öncelik olacağını düşünürdünüz.
13:57
But it's not.
232
837915
2133
Ama öyle değil.
14:01
Auditors of international assistance recently couldn't find
233
841028
3797
Son zamanlarda uluslararası yardım müfettişleri
14:04
even one percent of aid going to protect the poor
234
844825
3834
giden yardımlardan yoksulları günlük şiddetin
14:08
from the lawless chaos of everyday violence.
235
848659
4331
kanunsuz kaosundan koruyacak yüzde bir pay bile bulamadı.
14:12
And honestly, when we do talk about violence against the poor,
236
852990
3306
Ve hakikaten, yoksula karşı şiddeti konuştuğumuzda,
14:16
sometimes it's in the weirdest of ways.
237
856296
3509
bunu bazen en garip şekilde yapıyoruz.
14:19
A fresh water organization tells a heart-wrenching story
238
859805
3083
Bir temiz su vakfı su almaya giderken
14:22
of girls who are raped on the way to fetching water,
239
862888
3592
tecavüze uğrayan kızların yürek burkan hikayesini anlatıyor
14:26
and then celebrates the solution of a new well
240
866480
3810
ve sonra onların su mesafelerini kısaltan
14:30
that drastically shortens their walk.
241
870290
3455
yeni bir kuyuyu kutluyor.
14:33
End of story.
242
873745
2208
Hikaye sonu.
14:36
But not a word about the rapists who are still right there in the community.
243
876863
5490
Ama hâlâ o toplumda olan tecavüzcüler hakkında tek kelime edilmiyor.
14:43
If a young woman on one of our college campuses
244
883813
2314
Üniversite kampüsümüzün birinde bir bayan
14:46
was raped on her walk to the library,
245
886127
3146
kütüphaneye giderken tecavüze uğrasaydı,
14:49
we would never celebrate the solution of moving the library closer to the dorm.
246
889273
5848
kütüphaneyi yatakhanenin yakınına taşıma çözümünü asla kutlamazdık.
14:55
And yet, for some reason, this is okay for poor people.
247
895121
3991
Lakin, bazı nedenlerden dolayı bu yoksul insanlar için normaldir.
15:00
Now the truth is, the traditional experts
248
900915
2554
Şimdi işin aslı, ekonomik gelişim
15:03
in economic development and poverty alleviation,
249
903469
2306
ve yoksulluğu azaltma konusunda geleneksel uzmanlar
15:05
they don't know how to fix this problem.
250
905775
2260
bu problemin nasıl çözüleceğini bilmiyor.
15:08
And so what happens?
251
908035
1821
O zaman ne oluyor?
15:09
They don't talk about it.
252
909856
2091
Bunun hakkında konuşmuyorlar.
15:13
But the more fundamental reason
253
913237
4171
Fakat gelişen dünyada yoksullar için
15:17
that law enforcement for the poor in the developing world
254
917408
2780
hukuki yaptırımın ihmal edilmiş olmasının
15:20
is so neglected,
255
920188
1884
daha temel sebebi,
15:22
is because the people inside the developing world, with money,
256
922072
3885
gelişen dünyalardaki insanların paraya
15:25
don't need it.
257
925957
2118
ihtiyaçları yok.
15:29
I was at the World Economic Forum not long ago
258
929165
2580
Kısa bir süre önce Dünya Ekonomi Forumu'ndaydım
15:31
talking to corporate executives who have massive businesses in the developing world
259
931745
3944
gelişen dünyada büyük işler yapan yöneticilerle işbirliğini konuşuyorken
15:35
and I was just asking them,
260
935689
2082
onlara şunu sordum:
15:37
"How do you guys protect all your people and property from all the violence?"
261
937771
5554
"Tüm çalışanlarınızı ve malınızı şiddetten nasıl koruyorsunuz?"
15:43
And they looked at each other, and they said, practically in unison,
262
943325
4822
Birbirlerine bakıp neredeyse ağız birliği ile
15:48
"We buy it."
263
948147
2027
"Satın alıyoruz." dediler.
15:51
Indeed, private security forces in the developing world
264
951474
3862
Gerçekten de gelişen dünyada özel güvenlik kuvvetleri
15:55
are now, four, five and seven times larger than the public police force.
265
955336
6810
kamu polis gücünün dört, beş hatta yedi katı büyüklüğünde.
16:02
In Africa, the largest employer on the continent now is private security.
266
962146
7462
Afrika'da kıtanın en büyük iş alanı özel güvenliktir.
16:10
But see, the rich can pay for safety and can keep getting richer,
267
970884
3818
Fakat zenginler güvenliğe para harcayıp daha da zengin olurken
16:14
but the poor can't pay for it and they're left totally unprotected
268
974702
3802
yoksullar bunu karşılayamıyor ve korumasız kalıyorlar
16:18
and they keep getting thrown to the ground.
269
978504
2570
ve yerlerde sürünmeye devam ediyorlar.
16:22
This is a massive and scandalous outrage.
270
982464
4432
Bu büyük ve rezil bir zorbalık.
16:26
And it doesn't have to be this way.
271
986896
2953
Ve bu böyle olmak zorunda değil.
16:29
Broken law enforcement can be fixed.
272
989849
2567
Bozuk hukuki yaptırım düzeltilebilir.
16:32
Violence can be stopped.
273
992416
2080
Şiddet durdurulabilir.
16:34
Almost all criminal justice systems,
274
994496
2392
Neredeyse tüm ceza adaleti sistemleri
16:36
they start out broken and corrupt,
275
996888
2529
bozuk ve yozlaşmış başlarlar
16:39
but they can be transformed by fierce effort and commitment.
276
999417
4270
fakat sert kuvvet ve kararlılık ile dönüştürülebilir.
16:43
The path forward is really pretty clear.
277
1003687
2243
Önündeki yol oldukça açıktır.
16:45
Number one: We have to start making
278
1005930
3447
Birincisi: Yoksulluğa karşı mücadelede
16:49
stopping violence indispensable to the fight against poverty.
279
1009377
3767
şiddeti durdurmayı zaruri yapmaya başlamalıyız.
16:53
In fact, any conversation about global poverty
280
1013144
2434
Aslında, küresel yoksullukla ilgili her konuşma
16:55
that doesn't include the problem of violence must be deemed not serious.
281
1015578
4594
şiddet problemini de içermiyorsa ciddiye alınmamalıdır.
17:01
And secondly, we have to begin to seriously invest resources
282
1021416
4376
Ve ikincisi, kaynaklara ciddi manada yatırım yapmaya
17:05
and share expertise to support the developing world
283
1025792
3937
ve özel güvenliğe değil, yeni kamu adalet sistemine öncülük ederek
17:09
as they fashion new, public systems of justice,
284
1029729
3357
herkese güvende olma şansı veren gelişen dünyayı
17:13
not private security,
285
1033086
1566
desteklemek için
17:14
that give everybody a chance to be safe.
286
1034652
2647
bilgi paylaşımına başlamalıyız.
17:18
These transformations are actually possible
287
1038349
2682
Bu dönüşümler aslında mümkün
17:21
and they're happening today.
288
1041031
2609
ve bugün gerçekleşiyorlar.
17:23
Recently, the Gates Foundation funded a project
289
1043640
3138
Geçenlerde, Gates Vakfı Filipinlerin
17:26
in the second largest city of the Philippines,
290
1046778
2476
ikinci en büyük şehrinde bir projeyi finanse etti.
17:29
where local advocates and local law enforcement
291
1049254
3006
Burada yerel avukatlar ve yerel emniyet güçleri
17:32
were able to transform corrupt police and broken courts so drastically,
292
1052260
6858
yozlaşmış polis ve bozuk mahkemeleri sert bir şekilde dönüştürmeyi başarmış,
17:39
that in just four short years,
293
1059118
2587
dört yıl gibi kısa bir sürede,
17:41
they were able to measurably reduce
294
1061705
2472
gözle görülür bir şekilde
17:44
the commercial sexual violence against poor kids by 79 percent.
295
1064177
5494
yoksul çocuklara karşı ticari cinsel şiddeti yüzde 79 oranında azaltabildiler.
17:51
You know, from the hindsight of history,
296
1071758
3544
Tarihin geçmiş tecrübelerinden de bildiğiniz gibi,
17:55
what's always most inexplicable and inexcusable
297
1075302
5557
en anlaşılmaz ve maruz görülemez olanlar
18:00
are the simple failures of compassion.
298
1080859
3221
en basit merhamet ihmalleridir.
18:05
Because I think history convenes a tribunal of our grandchildren
299
1085480
4728
Çünkü bence tarih torunlarımızın mahkemesini bir araya getirir
18:10
and they just ask us,
300
1090208
1761
ve bize sorarlar:
18:11
"Grandma, Grandpa, where were you?
301
1091969
3242
"Babane, dede, neredeydiniz?
18:16
Where were you, Grandpa, when the Jews were fleeing Nazi Germany
302
1096211
3555
Neredeydin, dede, Yahudiler Nazi Almanya'sından kaçarken
18:19
and were being rejected from our shores?
303
1099766
1929
ve bizim kıyılarımıza kabul edilmezken?
18:21
Where were you?
304
1101695
2128
Neredeydin?
18:23
And Grandma, where were you when they were marching
305
1103823
2400
Ve babane, Japon-Amerikan komşularımızı
18:26
our Japanese-American neighbors off to internment camps?
306
1106223
4053
enterne kamplarına sürerlerken neredeydin?
18:30
And Grandpa, where were you when they were beating
307
1110276
2389
Ve Dede, Afro-Amerikalı komşularımızı
18:32
our African-American neighbors
308
1112665
2273
sırf oy vermek istedikleri için
18:34
just because they were trying to register to vote?"
309
1114938
3520
dövdüklerinde neredeydin?"
18:38
Likewise, when our grandchildren ask us,
310
1118458
4244
Aynı şekilde, torumlarımız bize sorduğunda:
18:42
"Grandma, Grandpa, where were you
311
1122702
2441
"Babane, dede, iki milyar fakir
18:45
when two billion of the world's poorest were drowning in a lawless chaos
312
1125143
4493
günlük şiddetin kanunsuz kaosunda boğulurken
18:49
of everyday violence?"
313
1129636
2701
sen neredeydin?"
18:53
I hope we can say that we had compassion, that we raised our voice,
314
1133287
6565
Umarım merhametli olduğumuzu, sesimizi yükselttiğimizi
18:59
and as a generation, we were moved to make the violence stop.
315
1139852
7832
ve bir nesil olarak, şiddeti durdurmak için harekete geçtiğimizi söyleyebiliriz.
19:07
Thank you very much.
316
1147684
2457
Çok teşekkür ederim.
19:10
(Applause)
317
1150141
3689
(Alkışlar)
19:25
Chris Anderson: Really powerfully argued.
318
1165890
2895
Chris Anderson: Güçlü bir sunumdu.
19:28
Talk to us a bit about some of the things
319
1168785
2279
Bize aslında olan bazı şeyleri,
19:31
that have actually been happening to, for example, boost police training.
320
1171064
6524
örneğin, artan polis eğitimini anlatın.
19:37
How hard a process is that?
321
1177588
1839
Bu ne kadar zor bir işlem?
19:39
GH: Well, one of the glorious things that's starting to happen now
322
1179427
3582
GH: Olmaya başlayan harika şeylerden biri de
19:43
is that the collapse of these systems and the consequences are becoming obvious.
323
1183009
4610
bu sistemlerin çökmesi ve böylece sonuçların ortaya çıkması.
19:47
There's actually, now, political will to do that.
324
1187619
3362
Aslında bunu yapmak için siyasi irade var.
19:50
But it just requires now an investment of resources and transfer of expertise.
325
1190981
4125
Fakat şimdi kaynak yatırımı ve deneyim transferi gerekli.
19:55
There's a political will struggle that's going to take place as well,
326
1195106
3403
Siyasi irade mücadelesi de meydana gelecek
19:58
but those are winnable fights,
327
1198509
1815
fakat bunlar kazanılabilir savaşlar,
20:00
because we've done some examples around the world
328
1200324
2299
çünkü dünya çapında
20:02
at International Justice Mission that are very encouraging.
329
1202623
3109
Uluslararası Adalet Misyonu'nda oldukça ümit verici bazı örnekler yaptık.
20:05
CA: So just tell us in one country, how much it costs
330
1205732
3501
CA: Peki bir ülkede polise malzeme değişikliği yapmanın
20:09
to make a material difference to police, for example --
331
1209233
3515
ne kadara mal olduğunu anlatın, örneğin --
20:12
I know that's only one piece of it.
332
1212748
1790
Biliyorum, bu sadece bir parçası.
20:14
GH: In Guatemala, for instance, we've started a project there
333
1214538
3216
GH: Guatemala'da, örneğin, bir projeye başladık.
20:17
with the local police and court system, prosecutors,
334
1217754
3252
Yerel polis ve yargı sistemi ve savcılar
20:21
to retrain them so that they can actually effectively bring these cases.
335
1221006
3813
bu davaları etkili olarak açabilmeleri için yeniden eğitiliyorlar.
20:24
And we've seen prosecutions against perpetrators of sexual violence
336
1224819
4312
Ve cinsel şiddet faillerine karşı davaların
20:29
increase by more than 1,000 percent.
337
1229131
2836
yüzde binden daha fazla arttığını gördük.
20:31
This project has been very modestly funded at about a million dollars a year,
338
1231967
4389
Bu proje yılda yaklaşık bir milyon dolarla finanse edildi
20:36
and the kind of bang you can get for your buck
339
1236356
2306
ve düzgün eğitilen ve motive edilen
20:38
in terms of leveraging a criminal justice system
340
1238662
4176
ve yönetilen bir ceza hukuku sistemi geliştirmek açısından
20:42
that could function if it were properly trained and motivated and led,
341
1242838
4757
böyle bir destek almak
20:47
and these countries, especially a middle class
342
1247595
2543
ve bu ülkeler, özellikle de tüm bu
20:50
that is seeing that there's really no future
343
1250138
3144
istikrarsızlık ve güvenliğin
20:53
with this total instability and total privatization of security
344
1253282
3868
özelleştirilmesinde gelecek görmeyen orta sınıf.
20:57
I think there's an opportunity, a window for change.
345
1257150
3191
Bence bu bir fırsat, bir umut ışığı.
21:00
CA: But to make this happen, you have to look at each part in the chain --
346
1260341
5077
CA: Fakat bunu gerçekleştirmek için, zincirdeki her kısma bakmanız gerekli --
21:05
the police, who else?
347
1265421
2255
polis, başka?
21:07
GH: So that's the thing about law enforcement,
348
1267676
2281
GH: Hukuki yaptırımın olayı bu,
21:09
it starts out with the police,
349
1269957
1443
polis ile başlar,
21:11
they're the front end of the pipeline of justice,
350
1271400
2683
adalet boru hattının ön ucu onlar
21:14
but they hand if off to the prosecutors,
351
1274083
1947
fakat onlar bunu savcılara atıyor
21:16
and the prosecutors hand it off to the courts,
352
1276030
2235
ve savcılar da bunu mahkemeye atıyor
21:18
and the survivors of violence have to be supported by social services
353
1278265
3292
ve şiddetten kurtulanları bu yolda sosyal servisler tarafından
21:21
all the way through that.
354
1281557
1306
desteklenmeli.
21:22
So you have to do an approach that pulls that all together.
355
1282863
2812
O yüzden tüm bunları kapsayan bir yaklaşıma sahip olmalısınız.
21:25
In the past, there's been a little bit of training of the courts,
356
1285675
3051
Geçmişte, mahkemeler biraz eğitim görmüş
21:28
but they get crappy evidence from the police,
357
1288726
2174
fakat polisten rezil deliller almış
21:30
or a little police intervention that has to do with narcotics or terrorism
358
1290900
3637
veya fakir insanlara mükemmel hukuki yaptırım sunulması ile alakası olmayan
21:34
but nothing to do with treating the common poor person
359
1294537
2868
narkotik veya terörizmle alakalı ufak müdahaleler
21:37
with excellent law enforcement,
360
1297405
1519
yapılmış.
21:38
so it's about pulling that all together,
361
1298924
2025
Yani mesele hepsini bir araya getirmek.
21:40
and you can actually have people in very poor communities
362
1300949
3142
Böylece çok fakir topluluklardaki insanların bizim gibi
21:44
experience law enforcement like us,
363
1304091
2183
hukuki yaptırımı deneyimlemelerini sağlayabilirsiniz.
21:46
which is imperfect in our own experience, for sure,
364
1306274
2822
Gördüğümüz kadarıyla mükemmel değil
21:49
but boy, is it a great thing to sense that you can call 911
365
1309096
3132
fakat 911'i arayabilmek ve belki birinin
21:52
and maybe someone will protect you.
366
1312228
3036
sana yardım edebilecek olması harika bir şey.
21:55
CA: Gary, I think you've done a spectacular job
367
1315264
2273
CA: Gary, bence dünyanın ilgisini kitabında ve
21:57
of bringing this to the world's attention
368
1317537
2127
bugün burada bu konuya çekerek
21:59
in your book and right here today.
369
1319664
1747
muhteşem bir iş yaptın.
22:01
Thanks so much.
370
1321411
1094
Çok teşekkürler.
22:02
Gary Haugen.
371
1322505
776
Gary Haugen.
22:03
(Applause)
372
1323281
1833
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7