Dale Dougherty: We are makers

Dale Daugherty: Biz Yapıcılarız

82,474 views ・ 2011-02-02

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Serkan Deveci Gözden geçirme: Sancak Gülgen
00:15
I'm going to have a pretty simple idea
0
15260
2000
Cok basit bi fikrim olacak
00:17
that I'm just going to tell you over and over until I get you to believe it,
1
17260
3000
ve bunu siz inanana kadar tekrar ve tekrar söyleyeceğim.
00:20
and that is all of us are makers.
2
20260
2000
Bu fikir, hepimizin birer yapıcı olduğudur.
00:22
I really believe that.
3
22260
2000
Buna gercekten inanıyorum.
00:24
All of us are makers.
4
24260
2000
Hepimiz birer yapıcıyız.
00:26
We're born makers.
5
26260
2000
Hem de doğustan.
00:28
We have this ability
6
28260
2000
Bir yetenegimiz var;
00:30
to make things,
7
30260
2000
bir seyler yapmak icin
00:32
to grasp things with our hands.
8
32260
2000
ellerimizle bir seyleri tutmak icin.
00:34
We use words like "grasp" metaphorically
9
34260
3000
'Tutmak' gibi kelimeleri mecazi anlamda kullanıyoruz,
00:37
to also think about understanding things.
10
37260
3000
mesela anlamak anlamında.
00:40
We don't just live, but we make.
11
40260
2000
Sadece yaşamıyoruz; aynı zamanda yapıyoruz.
00:42
We create things.
12
42260
2000
birşeyler yaratıyoruz.
00:44
Well I'm going to show you a group of makers
13
44260
3000
Size Yapıcı Fuarı'ndan ve başka yerlerden.
00:47
from Maker Faire and various places.
14
47260
2000
bir grup yapıcı göstereceğim.
00:49
It doesn't come out particularly well,
15
49260
2000
Çok bir şeye benzemiyor,
00:51
but that's a particularly tall bicycle.
16
51260
2000
ama bu oldukça uzun bir bisiklet.
00:53
It's a scraper bike; it's called --
17
53260
2000
Artıklardan yapılmış bir bisiklet, ve onun adı --
00:55
from Oakland.
18
55260
2000
Oakland'dan.
00:57
And this is a particularly small scooter
19
57260
2000
Ve bu, oldukça ufak bir scooter
00:59
for a gentleman of this size.
20
59260
2000
bu boyda bir beyefendi için.
01:01
But he's trying to power it, or motorize it,
21
61260
3000
Ama yine de bir deliciyle ona güç vermeye,
01:04
with a drill.
22
64260
2000
onu çalıştırmaya çalışıyor.
01:06
(Laughter)
23
66260
2000
(Gülüşmeler)
01:08
And the question he had is,
24
68260
2000
Ve kendisine soruyor,
01:10
"Can I do it? Can it be done?"
25
70260
3000
"Bunu yapabilir miyim? Bu yapılabilir mi?"
01:13
Apparently it can.
26
73260
2000
Kesinlikle yapılabilir.
01:15
So makers are enthusiasts; they're amateurs;
27
75260
3000
Yapıcılar hevesli ve amatördürler,
01:18
they're people who love
28
78260
2000
onlar, yaptıkları işi
01:20
doing what they do.
29
80260
2000
seven insanlardır.
01:22
They don't always even know why they're doing it.
30
82260
3000
Üstelik neden yaptıklarını her zaman bilmezler.
01:25
We have begun organizing makers
31
85260
2000
Biz Yapıcı Fuarı'mızda yapıcıları
01:27
at our Maker Faire.
32
87260
2000
biraraya getirmeye başladık.
01:29
There was one held in Detroit here last summer,
33
89260
3000
Geçen yaz burada, Detroit'de bir tane yapıldı,
01:32
and it will be held again next summer, at the Henry Ford.
34
92260
3000
ve gelecek yaz Henry Ford'da bir tane daha yapılacak.
01:35
But we hold them in San Francisco --
35
95260
2000
Ama biz onları San Francisco'da yapıyoruz --
01:37
(Applause)
36
97260
2000
(Alkışlar)
01:39
-- and in New York.
37
99260
2000
-- ve New York'ta.
01:41
And it's a fabulous event
38
101260
2000
Ve bu, bir şeyler yapan ve sadece kendilerini size gösterip
01:43
to just meet and talk to these people who make things
39
103260
3000
sizinle sohbet etmek için orada bulunan
01:46
and are there to just show them to you and talk about them
40
106260
3000
insanlarla buluşmak için
01:49
and have a great conversation.
41
109260
2000
muhteşem bir organizasyon.
01:51
(Video) Guy: I might get one of those.
42
111260
2000
(Video) Adam: Bunlardan bir tane alabilirim.
01:53
Dale Dougherty: These are electric muffins.
43
113260
2000
Dale Daugherty: Bunlar elektrikli kekler.
01:55
Guy: Where did you guys get those?
44
115260
3000
Adam: Bunları nereden buldunuz?
01:58
Muffin: Will you glide with us? (Guy: No.)
45
118260
3000
Kek: Bizimle süzülür müsünüz? (Adam: Hayir)
02:01
DD: I know Ford has new electric vehicles coming out.
46
121260
2000
DD: Ford'un yeni elektrikli araçlarının çıkacağını biliyorum.
02:03
We got there first.
47
123260
2000
Oraya ilk biz ulaştık.
02:05
Lady: Will you glide with us?
48
125260
3000
Bayan: "Bizimle süzülür müsünüz?
02:08
DD: This is something I call "swinging in the rain."
49
128260
3000
DD: Bu "yağmurda sallanmak" dediğim şey.
02:11
And you can barely see it,
50
131260
2000
Ve açıkça görebiliyorsunuz,
02:13
but it's -- a controller at top cycles the water to fall
51
133260
3000
ama bu -- yukarida bir kontrolör suyun düşmesini sağlıyor,
02:16
just before and after you pass through the bottom of the arc.
52
136260
3000
sizin, kemerin altından geçmenizin hemen öncesinde ve hemen ardından.
02:19
So imagine a kid: "Am I going to get wet? Am I going to get wet?
53
139260
3000
Bir çocuk düşünün: "Islanacak mıyım? Islanacak mıyım?
02:22
No, I didn't get wet. Am I going to get wet? Am I going to get wet?"
54
142260
3000
Hayır, ıslanmadım. Islanacak mıyım? Islanacak mıyım?"
02:25
That's the experience of a clever ride.
55
145260
3000
Bu zeki bir sürüş tecrübesidir.
02:28
And of course, we have fashion.
56
148260
2000
Ve tabii ki modamız var.
02:30
People are remaking things into fashion.
57
150260
2000
İnsanlar şeyleri modaya dönüştürüyorlar.
02:32
I don't know if this is called a basket-bra,
58
152260
2000
Bu bir basket sutyen midir bilmiyorum,
02:34
but it ought to be something like that.
59
154260
2000
ama böyle bir şey olsa gerek.
02:36
We have art students getting together,
60
156260
2000
Sanat öğrencilerini bir araya getiriyoruz,
02:38
taking old radiator parts
61
158260
2000
eski radyatörleri parçalıyoruz
02:40
and doing an iron-pour to make something new out of it.
62
160260
2000
ve yeni bir demir dökümü yapıp yepyeni bir şey yaratıyoruz.
02:42
They did that in the summer, and it was very warm.
63
162260
2000
Bunu yazın yaptılar ve oldukça sıcaktı.
02:44
Now this one takes a little bit of explaining.
64
164260
2000
Bu biraz açıklama gerektiriyor.
02:46
You know what those are, right?
65
166260
2000
Bunların ne olduğunu biliyorsunuz, değil mi?
02:48
Billy-Bob, or Billy Bass, or something like that.
66
168260
3000
Billy-Bob, ya da Billy Bass, ya da o tarz bir şey.
02:53
Now the background is -- the guy who did this is a physicist.
67
173260
3000
Bunu yapan kişi bir fizikçi.
02:57
And here he'll explain a little bit about what it does.
68
177260
2000
Ve burada birazcık ne yaptığını açıklayacak.
02:59
(Video) Richard Carter: I'm Richard Carter,
69
179260
2000
(Video) Richard Carter: Ben Richard Carter,
03:01
and this is the Sashimi Tabernacle Choir.
70
181260
3000
ve bu Sashimi Tabernacle Korosu.
03:04
Choir: ♫ When you hold me in your arms ♫
71
184260
2000
Koro: ♫ Beni kollarına aldığında ♫
03:06
DD: This is all computer-controlled
72
186260
2000
RC: Bu tamamen bilgisayar kontrolunde
03:08
in an old Volvo.
73
188260
3000
eski bir Volvo'nun icinde.
03:12
Choir: ♫ I'm hooked on a feelin' ♫
74
192260
5000
Koro: ♫ Bir hisse takılı kaldım ♫
03:17
♫ I'm high on believin' ♫
75
197260
5000
♫ İnancım büyük ♫
03:22
♫ That you're in love with me ♫
76
202260
4000
Bana aşık olduğuna ♫
03:26
DD: So Richard came up from Houston last year
77
206260
3000
DD: Richard Detroit'te bizi ziyaret etmek için
03:29
to visit us in Detroit here
78
209260
3000
geçen sene Houston'dan geldi
03:32
and show the wonderful Sashimi Tabernacle Choir.
79
212260
3000
ve bize muhteşem Sashimi Tabernacle Korosunu gösterdi.
03:35
So, are you a maker?
80
215260
2000
Peki, sen yapıcı mısın?
03:37
How many people here would say you're a maker, if you raise your hand?
81
217260
2000
Burada kaç kişi bir yapıcı olduğunu söyler, ellerinizi kaldırır mısınız?
03:39
That's a pretty good --
82
219260
2000
Bu oldukça iyi --
03:41
but there's some of you out there that won't admit that you're makers.
83
221260
3000
Ama aranızda yapıcı olduğunu kabul etmeyenler de var.
03:44
And again, think about it.
84
224260
2000
Ve tekrar düşünün.
03:46
You're makers of food; you're makers of shelter;
85
226260
3000
Siz yemek yapıcısınız, barınak yapıcısınız,
03:49
you're makers of lots of different things,
86
229260
2000
bir çok farklı şey yapıcısınız.
03:51
and partly what interests me today
87
231260
3000
Ve bugün beni ilgilendiren şey
03:54
is you're makers of your own world,
88
234260
2000
sizin kendi dünyanızın yapıcısı olmanız
03:56
and particularly the role that technology has
89
236260
3000
ve teknolojinin yaşamınızdaki
03:59
in your life.
90
239260
2000
özel yeri.
04:01
You're really a driver or a passenger --
91
241260
2000
Siz Volkswagen'de
04:03
to use a Volkswagen phrase.
92
243260
2000
bir sürücü veya yolcusunuz.
04:05
Makers are in control.
93
245260
2000
Yapıcılar kontrol edenlerdir.
04:07
That's what fascinates them. That's why they do what they do.
94
247260
3000
Onları büyüleyen şey budur; yaptıkları şeyi bunu için yaparlar.
04:10
They want to figure out how things work;
95
250260
2000
Şeylerin nasıl çalıştığını anlamaya çalışırlar,
04:12
they want to get access to it;
96
252260
2000
onlara ulaşımları olmasını isterler,
04:14
and they want to control it.
97
254260
2000
ve onları kontrol etmek isterler;
04:16
They want to use it to their own purpose.
98
256260
2000
onları kendi amaçları için kullanmak isterler.
04:18
Makers today, to some degree, are out on the edge.
99
258260
3000
Bugün yapıcılar, belli bir noktaya kadar, sınırdadırlar.
04:21
They're not mainstream.
100
261260
2000
Onlar sıradan değillerdir.
04:23
They're a little bit radical.
101
263260
2000
Biraz radikaldirler.
04:25
They're a bit subversive in what they do.
102
265260
2000
Yaptıkları şeyde biraz tahrip edicidirler.
04:27
But at one time,
103
267260
2000
Ama bir noktada,
04:29
it was fairly commonplace to think of yourself as a maker.
104
269260
3000
kendinizi bir yapıcı olarak düşünmek olağandır.
04:32
It was not something you'd even remark upon.
105
272260
3000
Farkettiğiniz bir şey bile değildir.
04:35
And I found this old video.
106
275260
3000
Ve bu eski videoyu buldum.
04:38
And I'll tell you more about it, but just ...
107
278260
2000
Ve daha fazlasını anlatacağım, ama sadece ...
04:40
(Music)
108
280260
5000
(Müzik)
05:04
(Video) Narrator: Of all things Americans are,
109
304260
2000
(Video) Anlatıcı: Biz Amerikalılar diğer bir çok şey olmakla beraber
05:06
we are makers.
110
306260
3000
yapıcıyızdır.
05:09
With our strengths and our minds and spirit,
111
309260
4000
Gücümüz, aklımız ve inancımızla
05:13
we gather, we form, and we fashion.
112
313260
3000
toplarız, oluşturururz, ve moda yaratırız --
05:16
Makers and shapers
113
316260
2000
yapıcı ve şekillendiriciler
05:18
and put-it-togetherers.
114
318260
2000
ve biraraya getiriciler.
05:20
DD: So it goes on to show you
115
320260
2000
DD: Ve size şunu göstermeye devam eder
05:22
people making things out of wood,
116
322260
2000
insanlar odunlardan bir şeyler yapıyorlar,
05:24
a grandfather making a ship in a bottle,
117
324260
3000
bir büyükbaba bir şişenin içine gemi yapıyor,
05:27
a woman making a pie --
118
327260
2000
bir kadın pasta yapıyor --
05:29
somewhat standard fare of the day.
119
329260
3000
bir şekilde günlük sıradan olaylar.
05:32
But it was a sense of pride
120
332260
3000
Ama bir şeyler yapıyor olmak
05:35
that we made things,
121
335260
2000
gurur duymamızı sağlar,
05:37
that the world around us was made by us.
122
337260
3000
çünkü etrafımızdaki dünyayı bizim yaptığımızı düşünürüz.
05:40
It didn't just exist.
123
340260
2000
Öylece varoldı;
05:42
We made it, and we were connected to it that way.
124
342260
3000
onu biz yaptık, ve ona bu şekilde bağlandık.
05:45
And I think that's tremendously important.
125
345260
2000
Ve bunun çok önemli olduğunu düşünüyorum.
05:47
Now I'm going to tell you one funny thing about this.
126
347260
3000
Bununla ilgili size komik bir şey anlatacağım.
05:50
This particular reel --
127
350260
2000
Bu gerçek bir --
05:52
it's an industrial video --
128
352260
2000
endüstriyel bir video --
05:54
but it was shown in drive-in theaters
129
354260
3000
ama açık hava sinemalarında gösterildi
05:57
in 1961 --
130
357260
2000
1961'de --
05:59
in the Detroit area, in fact --
131
359260
3000
Detroit bölgesinde, aslında --
06:02
and it preceded Alfred Hitchcock's "Psycho."
132
362260
2000
ve Alfred Hitchcock'un "Psycho"suna öncülük etti.
06:04
(Laughter)
133
364260
2000
(Gülüşmeler)
06:06
So I like to think there was something going on there
134
366260
2000
Bu öncü "Psycho"dan gelen
06:08
of the new generation of makers
135
368260
2000
yeni nesil yapıcılarla
06:10
coming out of this, plus "Psycho."
136
370260
3000
ilgii bir şeyler olduğunu düşünmek hoşuma gider.
06:13
This is Andrew Archer.
137
373260
2000
Bu Andrew Archer.
06:15
I met Andrew at one of our community meetings
138
375260
2000
Andrew ile toplantılarımızdan birinde
06:17
putting together Maker Faire.
139
377260
2000
birlikte Yapıcı Fuarını yaparken karşılaştım.
06:19
Andrew had moved to Detroit
140
379260
2000
Andrew, Duluth Minnesota'dan
06:21
from Duluth, Minnesota.
141
381260
2000
Detroit'e taşınmıştı.
06:23
And I talked to his mom,
142
383260
2000
Annesiyle konuştum,
06:25
and I ended up doing a story on him
143
385260
2000
ve Kidrobot adında bir dergi için
06:27
for a magazine called Kidrobot.
144
387260
2000
onun hakkında bir hikaye yazdım.
06:29
He's just a kid that grew up
145
389260
3000
O, oyuncaklar yerine aletlerle
06:32
playing with tools instead of toys.
146
392260
3000
oynayarak büyümüş bir çocuktu.
06:35
He liked to take things apart.
147
395260
2000
Bir şeyleri parçalara ayırmayı severdi.
06:37
His mother gave him a part of the garage,
148
397260
2000
Annesi ona garajın bir kısmını vermşti,
06:39
and he collected things from yard sales, and he made stuff.
149
399260
3000
ve garaj satışlarından bir şeyler toplamış ve kendi eşyalarını yapmıştı.
06:42
And then he didn't particularly like school that much,
150
402260
3000
Okulu çok fazla sevmedi,
06:45
but he got involved in robotics competitions,
151
405260
2000
ama robotlarla ilgili yarışmalara katıldı,
06:47
and he realized he had a talent,
152
407260
2000
ve farketti ki bir yeteneği vardı,
06:49
and, more importantly, he had a real passion for it.
153
409260
3000
ve daha da önemlisi bunun için gerçek bir tutkusu vardı.
06:52
And he began building robots.
154
412260
2000
Ve robotlar yapmaya başladı.
06:54
And when I sat down next to him,
155
414260
2000
Ve onun yanına oturduğumda
06:56
he was telling me about a company he formed,
156
416260
2000
kendi yaptığı bir firmadan bahsetti
06:58
and he was building some robots for automobile factories
157
418260
3000
otomobil fabrikasında, fabrika zemininde bir şeyleri
07:01
to move things around on the factory floor.
158
421260
3000
oradan oraya hareket ettiren robotlar yapıyordu.
07:04
And that's why he moved to Michigan.
159
424260
2000
Bu yüzden Michigan'a taşındı.
07:06
But he also moved here
160
426260
2000
Ama aynı zaman buraya taşındı çünkü
07:08
to meet other people doing what he's doing.
161
428260
3000
kendi yaptığı işi yapan insanlarla tanışmak istiyordu.
07:11
And this kind of gets to this important idea today.
162
431260
3000
Ve onu bugün bu önemli fikre getirdi.
07:14
This is Jeff and Bilal and several others here
163
434260
2000
Bunlar Jeff ve Bilal ve
07:16
in a hackerspace.
164
436260
2000
hacker alanında bulunan diğerleri.
07:18
And there's about three hackerspaces or more in Detroit.
165
438260
3000
Ve Detroit'te 3 veya daha fazla hacker alanı bulunuyor.
07:21
And there's probably even some new ones since I've been here last.
166
441260
3000
Ve daha önce burya geldiğimden beri çok daha fazlalaşmıştır.
07:24
But these are like clubs --
167
444260
2000
Ama bunlar kulüp gibiler.
07:26
they're sharing tools, sharing space,
168
446260
2000
Araçları, alanı,
07:28
sharing expertise in what to make.
169
448260
3000
tecrüblerini paylaşıyorlar.
07:31
And so it's a very interesting phenomenon
170
451260
3000
Ve bu tüm dünyada süregelen
07:34
that's going across the world.
171
454260
2000
çok ilginç bir olgu.
07:36
But essentially these are people that are playing with technology.
172
456260
3000
Ama daha da önemlisi bu insanlar teknolojiyle oynayan insanlar.
07:39
Let me say that again: playing.
173
459260
2000
Tekrar söyleyeyim -- oynayan.
07:41
They don't necessarily know what they're doing or why they're doing it.
174
461260
3000
Ne yaptıklarını veya neden yaptıklarını bilmeleri gerekmiyor.
07:44
They're playing
175
464260
2000
Onlar sadece oynuyorlar,
07:46
to discover what the technology can do,
176
466260
3000
teknolojiyle neler yapabileceklerini keşfetmek için
07:49
and probably to discover what they can do themselves,
177
469260
3000
ve muhtemelen kendi kendilerine ne yapabileceklerini keşfetmek için,
07:52
what their own capabilities are.
178
472260
2000
neye kabiliyetleri olduğunu.
07:54
Now the other thing that I think is taking off,
179
474260
3000
Diğer bir uçmakta olduğunu düşündüğüm şey,
07:57
another reason making is taking off today,
180
477260
2000
yapmanın uçtuğunu düşünmeme neden olan şey
07:59
is there's some great new tools out there.
181
479260
3000
dışarda bir yerlerde harika araçların bulunmasıdır.
08:02
And you can't see this very well on the screen,
182
482260
2000
Ve bunu ekranda çok net göremiyorsunuz,
08:04
but Arduino -- Arduino is an open-source hardware platform.
183
484260
3000
ama Arduino: Arduino açık kaynak donanım platformudur.
08:07
It's a micro-controller.
184
487260
2000
Mikro kontrol edicidir.
08:09
If you don't know what those are, they're just the "brains."
185
489260
2000
Eğer ne olduğunu bilmiyorsanız, onlar beyindir.
08:11
So they're the brains of maker projects,
186
491260
3000
Yapıcı projelerin beynidir.
08:14
and here's an example of one.
187
494260
3000
Ve işte bir tanesi için bir örnek.
08:17
And I don't know if you can see it that well, but that's a mailbox --
188
497260
2000
İyi görebiliyor musunuz bilmiyorum ama bu bir posta kutusu --
08:19
so an ordinary mailbox and an Arduino.
189
499260
2000
sıradan bir posta kutusu ve bir Arduino.
08:21
So you figure out how to program this,
190
501260
2000
Nasıl programlayacağınızı çözersiniz
08:23
and you put this in your mailbox.
191
503260
2000
ve bir posta kutusuna koyarsınız.
08:25
And when someone opens your mailbox,
192
505260
3000
Ve biri posta kutunuzu açtığında
08:28
you get a notification,
193
508260
2000
size haber gelir,
08:30
an alert message goes to your iPhone.
194
510260
3000
iPhone'unuza bir uyarı mesajı düşer.
08:33
Now that could be a dog door,
195
513260
2000
Bu bir köpek kapısı olabilir,
08:35
it could be someone going somewhere where they shouldn't,
196
515260
4000
gitmemesi gereken bir yere giden birisi olabilir,
08:39
like a little brother into a little sister's room.
197
519260
2000
küçük bir kızkardeşin odasına giren küçük bir erkek kardeş gibi.
08:41
There's all kinds of different things
198
521260
3000
Hayal edebileceğiniz
08:44
that you can imagine for that.
199
524260
2000
bir çok farklı şey.
08:46
Now here's something -- a 3D printer.
200
526260
2000
İşte başka bir şey -- 3 boyutlu bir yazıcı.
08:48
That's another tool that's really taken off -- really, really interesting.
201
528260
3000
Bu havalanan başka bir araç -- gerçekten çok ilginç.
08:51
This is Makerbot.
202
531260
2000
Bu bir Makerbot.
08:53
And there are industrial versions of this --
203
533260
2000
Ve bunun sanayi tipleri de mevcut --
08:55
about 20,000 dollars.
204
535260
2000
20.000 dolara civarında.
08:57
These guys came up with a kit version
205
537260
2000
Bu adamlar küçük bir versiyonunu yapmışlar
08:59
for 750 dollars,
206
539260
2000
750 dolara.
09:01
and that means that hobbyists and ordinary folks
207
541260
3000
Ve bu demektir ki hobi sahibi insanlar veya sıradan kişiler
09:04
can get a hold of this and begin playing with 3D printers.
208
544260
3000
buna sahip olabilir ve 3 boyutlu yazıcılarıyla oynayabilirler.
09:07
Now they don't know what they want to do with it,
209
547260
2000
Bununla ne yapmak istediklerini bilmezler
09:09
but they're going to figure it out.
210
549260
2000
ama ne yapmak istediklerini bulacaklardır.
09:11
They will only figure it out by getting their hands on it and playing with it.
211
551260
3000
Bunu bulmalarının yolu ellerini işin içine sokmak ve onunla oynamaktır.
09:14
One of the coolest things is, Makerbot sent out an upgrade,
212
554260
3000
En iyi şeylerden biri de Makerbot yükseltildi,
09:17
some new brackets for the box.
213
557260
2000
kutuda yeni ayraçlar var.
09:19
Well you printed out the brackets
214
559260
3000
Yeni ayraçları alıp
09:22
and then replaced the old brackets with the new ones.
215
562260
3000
eski ayraçların yerine koyuyorsunuz.
09:25
Isn't that cool?
216
565260
2000
Harika değil mi?
09:27
So makers harvest technology
217
567260
3000
Böylece yapıcılar teknolojiyi harmanladılar
09:30
from all the places around us.
218
570260
2000
etrafımızdaki heryerde.
09:32
This is a radar speed detector
219
572260
2000
Bu bir radar hız dedektörü,
09:34
that was developed from a Hot Wheels toy.
220
574260
3000
Hotwheels oyuncak tarafından yapılmış.
09:37
And they do interesting things.
221
577260
2000
Ve çok ilginç şeyler yapabiliyorlar.
09:39
They're really creating new areas and exploring areas
222
579260
3000
Sadece düşünebileceğiniz
09:42
that you might only think --
223
582260
2000
yeni yerler yaratıyor ve keşfediyorlar --
09:44
the military is doing drones --
224
584260
2000
Ordu bunun sırtından geçiniyor.
09:46
well, there is a whole community of people
225
586260
2000
Çok geniş bir insan grubu
09:48
building autonomous airplanes, or vehicles --
226
588260
3000
kendi kendine uçabilecek şekilde programlayabileceğiniz
09:51
something that you could program to fly on its own,
227
591260
2000
kendi yolunu kendisi bulabilen
09:53
without a stick or anything, to figure out what path it's going.
228
593260
3000
uçaklar ve araçlar yapıyorlar.
09:56
Fascinating work they're doing.
229
596260
2000
Muhteşem işler yapıyorlar.
09:58
We just had an issue on space exploration,
230
598260
3000
Uzay keşfinde bir olay yaşadık,
10:01
DIY space exploration.
231
601260
2000
DIY uzay keşfi.
10:03
This is probably the best time in the history of mankind
232
603260
3000
Bu insanlık tarihinde uzayı sevmek için
10:06
to love space.
233
606260
2000
muhtemelen en iyi zamandı.
10:08
You could build your own satellite and get it into space
234
608260
3000
Kendi uydunuzu yapabilir ve 8.000 dolara onu
10:11
for like 8,000 dollars.
235
611260
2000
uzaya gönderebilirdiniz.
10:13
Think how much money and how many years it took NASA
236
613260
3000
NASA'nın uzaya uydu göndermek için
10:16
to get satellites into space.
237
616260
3000
kaç yıl ve ne kadar para harcadığını düşünün.
10:19
In fact, these guys actually work for NASA,
238
619260
2000
Aslında, bu insanlar NASA için çalışıyorlar,
10:21
and they're trying to pioneer using off-the-shelf components,
239
621260
3000
ve uzay gönderebilecekleri
10:24
cheap things that aren't specialized
240
624260
2000
çok uzmanlaşmamış ve ucuz olan şeyleri
10:26
that they can combine
241
626260
2000
satışa hazır bileşenler olarak yaratma
10:28
and send up into space.
242
628260
2000
konusunda öncülük etmeye çalışıyorlar.
10:30
Makers are a source of innovation,
243
630260
2000
Yapıcılar inovasyonun kaynağıdır,
10:32
and I think it relates back to something
244
632260
2000
ve bunun kişisel bilgisayar endüstrisinin doğumu gibi
10:34
like the birth of the personal computer industry.
245
634260
2000
bir şeye kadar gittiğini düşünürüm.
10:36
This is Steve Wozniak. Where does he learn about computers?
246
636260
3000
Bu Steve Wozniak. Bilgisayarları nereden öğrendi?
10:39
It's the Homebrew Computer Club -- just like a hackerspace.
247
639260
3000
Homebrew Bilgisayar Kulübü'nde -- hacker alanı gibi bir yer.
10:42
And he says, "I could go there all day long
248
642260
3000
Ve der ki, "Oraya ücretsiz tüm gün gidebilir
10:45
and talk to people
249
645260
2000
ve insanlarla konuşabilir
10:47
and share ideas for free."
250
647260
2000
ve fikirlerimi paylaşabilirim."
10:49
Well he did a little bit better than free.
251
649260
2000
Aslında ücretsizden daha iyisini yaptıç
10:51
But it's important to understand
252
651260
2000
Ama şunu anlamak önemlidir ki
10:53
that a lot of the origins of our industries --
253
653260
3000
endüstrilerimizin bir çoğunun temeli --
10:56
even like Henry Ford --
254
656260
2000
Hendry Ford'unki bile --
10:58
come from this idea of playing
255
658260
2000
bu oynama fikrinden
11:00
and figuring things out in groups.
256
660260
2000
ve grup halinde bir şeyi ortaya çıkarma fikrinden ileri gelir.
11:02
Well, if I haven't convinced you that you're a maker,
257
662260
2000
Peki, eğer sizi bir yapıcı olduğunuza ikna edemediysem0
11:04
I hope I could convince you
258
664260
2000
umarım sizi ikna edebilmişimdir ki
11:06
that our next generation should be makers,
259
666260
3000
gelecek nesil yapıcı olmalıdır,
11:09
that kids are particularly interested in this,
260
669260
3000
çocuklar özellikle bunula ilgilenmeliler,
11:12
in this ability to control the physical world
261
672260
2000
fiziksel dünyayı kontrol edebilme yetisi
11:14
and be able to use things like micro-controllers
262
674260
3000
ve mikro kontrol ediciler gibi şeyleri kullanıp
11:17
and build robots.
263
677260
2000
robotlar yaratma becerisi.
11:19
And we've got to get this into schools,
264
679260
2000
Ve bunu okullarda öğretmeliyiz,
11:21
or into communities in many, many ways --
265
681260
3000
ya da birçok yolla toplum içinde vermeliyiz --
11:24
the ability to tinker,
266
684260
2000
tamir edebilme yeteneği,
11:26
to shape and reshape the world around us.
267
686260
3000
etrafımızdaki dünyayı şekil verme ve yeniden oluşturma becerisi.
11:29
There's a great opportunity today --
268
689260
2000
Bugün çok büyük bir fırsat var --
11:31
and that's what I really care about the most.
269
691260
2000
ve en çok bunu önemsiyorum --
11:33
An the answer to the question: what will America make?
270
693260
2000
şu soruya cevabı: Amerika ne yapacak?
11:35
It's more makers.
271
695260
2000
Daha fazla yapıcı.
11:37
Thank you very much.
272
697260
2000
Çok teşekkür ederim
11:39
(Applause)
273
699260
2000
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7