Biomimicry in action | Janine Benyus

Janine Benyus: Biyomimikri eylemde

Çeviri: Some Anon Gözden geçirme: Cagla Taskin

If I could reveal anything

Eğer herhangi bir şeyi ortaya çıkarabilseydim

that is hidden from us,

bizden saklı olan bir şeyi

at least in modern cultures,

en azından modern kültürlerde,

it would be to reveal something that we've forgotten,

bu unuttuğumuz bir şey olurdu,

that we used to know

daha önce bildiğimiz bir şey,

as well as we knew our own names.

adımız gibi bildiğimiz bir şey,

And that is that we live in a competent universe,

bu da şudur ki biz becerikli bir evrende yaşıyoruz ve

that we are part of a brilliant planet,

harikulade bir gezenin bir parçasıyız.

and that we are surrounded by genius.

Ve etrafımız dehayla çevrili.

Biomimicry is a new discipline

Biyomimikri, yeni bir disiplin;

that tries to learn from those geniuses,

bu dahiliklerden öğrenmeye çalışır,

and take advice from them, design advice.

onların tavsiyelerini alır. Tasarım tavsiyelerini.

That's where I live,

Burası benim yaşadığım yer

and it's my university as well.

ve aynı zamanda benim üniversitem.

I'm surrounded by genius. I cannot help but

Dehayla çevrelenmiş vaziyetteyim. Bu gezegende

remember the organisms and the ecosystems

zarafetle yaşayan organizmaları ve ekosistemleri

that know how to live here gracefully on this planet.

hatırlamadan edemiyorum.

This is what I would tell you to remember

Eğer tekrar unutursanız

if you ever forget this again.

hatırlamanızı söyleyeceğim şey budur.

Remember this.

Bunu hatırlayın.

This is what happens every year.

Her yıl olan budur.

This is what keeps its promise.

Sözünü tutan budur.

While we're doing bailouts, this is what happened.

Biz şirketleri iflastan kurtarırken bu oluyordu.

Spring.

İlkbahar.

Imagine designing spring.

İlkbaharı tasarladığınızı düşünün.

Imagine that orchestration.

O orkestrasyonu düşünün.

You think TED is hard to organize. (Laughter) Right?

TED'i organize etmenin zor olduğunu düşünüyorsunuz. (Gülüşmeler) Değil mi?

Imagine, and if you haven't done this in a while, do.

Düşünün. Ve bunu bir süredir yapmadıysanız, yapın.

Imagine the timing, the coordination,

Zamanlamayı, koordinasyonu düşünün,

all without top-down laws,

hepsini, yukarıdan aşağı kanunlar

or policies, or climate change protocols.

ya da politikalar ya da iklim değişikliği protokolleri olmadan düşünün.

This happens every year.

Bu her yıl oluyor.

There is lots of showing off.

Çok fazla "gösteriş yapma" var.

There is lots of love in the air.

Havada çok fazla "aşk" var.

There's lots of grand openings.

Birçok "büyük açılış" var.

And the organisms, I promise you,

Ve organizmaların, sizi temin ederim,

have all of their priorities in order.

tüm öncelikleri düzen içindedir.

I have this neighbor that keeps me in touch with this,

Beni bunlarla temas halinde tutan bir komşum var.

because he's living, usually on his back,

Çünkü genellikle, sırtüstü, yukarıdaki yeşilliklere

looking up at those grasses.

bakarak yaşıyor.

And one time he came up to me --

Ve bir seferinde bana geldi;

he was about seven or eight years old -- he came up to me.

yedi sekiz yaşlarındaydı, bana geldi.

And there was a wasp's nest

Bahçemde büyümesine izin verdiğim

that I had let grow in my yard,

bir eşek arısı yuvası vardı,

right outside my door.

tam kapımın önünde.

And most people knock them down when they're small.

Ve çoğu insan bunları daha küçükken düşürürdü.

But it was fascinating to me,

Ama bu yuvalar benim için büyüleyiciydi

because I was looking at this sort of fine Italian end papers.

çünkü bir nevi şu zarif İtalyan kapak içi yapraklarına bakıyor gibi oluyordum.

And he came up to me and he knocked.

Bana geldi ve kapıyı vurdu.

He would come every day with something to show me.

Her gün gösterecek yeni bir şeylerle bana gelirdi.

And like, knock like a woodpecker on my door until I opened it up.

Ve bir ağaçkakan gibi ben açana kadar kapıya vurdu.

And he asked me

Ve bana eşekarılarına

how I had made the house for those wasps,

o yuvayı nasıl yaptığımı sordu.

because he had never seen one this big.

Çünkü daha önce bu kadar büyüğünü görmemişti.

And I told him, "You know, Cody,

Ve ben de dedim ki: "Yani, Cody,

the wasps actually made that."

aslında arılar onu kendileri yaptı."

And we looked at it together.

Ve beraber gidip baktık.

And I could see why he thought,

Ve neden öyle düşündüğünü anlayabiliyordum;

you know -- it was so beautifully done.

bilirsiniz, o kadar güzelce yapılmıştı ki.

It was so architectural. It was so precise.

O kadar mimari, o kadar kusursuzdu ki.

But it occurred to me, how in his small life

Ama farkettim ki, o küçücük yaşında

had he already believed the myth

çoktan şu mite inanmıştı:

that if something was that well done,

Eğer bir şey iyi yapılmışsa

that we must have done it.

onu biz yapmış olmalıyız.

How did he not know --

İlk inşa edenlerin biz

it's what we've all forgotten --

olmadığımızı -hepimizin unuttuğu bir şey bu-

that we're not the first ones to build.

nasıl bilmiyordu?

We're not the first ones to process cellulose.

Selülozu ilk işleyenler biz değiliz.

We're not the first ones to make paper. We're not the first ones

İlk kağıt yapanlar biz değiliz. Paketleme hacmini optimize etmeye

to try to optimize packing space,

ilk çalışanlar biz değiliz

or to waterproof, or to try to heat and cool a structure.

ya da su geçirmezlik sağlamaya ya da bir yapıyı ısıtmaya ve soğutmaya ilk çalışanlar biz değiliz.

We're not the first ones to build houses for our young.

Yavruları için ilk ev yapanlar bizler değiliz.

What's happening now, in this field called biomimicry,

Şimdi bu biyomimikri olarak adlandırılan alanda olan şey,

is that people are beginning to remember

insanların; organizmaların, diğer organizmaların,

that organisms, other organisms,

doğal yaşamın geri kalanının

the rest of the natural world,

bizim yapmamız gerekene

are doing things very similar to what we need to do.

çok benzer şeyler yapıyor olduklarını hatırlamaya başlamalarıdır.

But in fact they are doing them in a way

Fakat onlar bunu öyle bir şekilde yapıyorlar ki

that have allowed them to live gracefully on this planet

bu, onların milyarlarca yıldır zarafetle bu gezegende

for billions of years.

yaşamalarını mümkün kılıyor.

So these people, biomimics,

Yani bu insanlar, biyomimikçiler,

are nature's apprentices.

doğanın çıraklarıdır.

And they're focusing on function.

Ve işleve odaklanırlar.

What I'd like to do is show you a few of the things

Yapmak istediğim size onların öğrendiklerinden

that they're learning.

birkaçını göstermek.

They have asked themselves,

Onlar kendilerine şunu sordu:

"What if, every time I started to invent something,

"Bir şeyler icat etmeye her başladığımda kendime şunu sorsam:

I asked, 'How would nature solve this?'"

'Bunu doğa nasıl çözerdi?'"

And here is what they're learning.

İşte öğreniyor oldukları:

This is an amazing picture from a Czech photographer named Jack Hedley.

Bu, Çek fotoğrafçı Jack Hedley'nin muhteşem bir fotoğrafı.

This is a story about an engineer at J.R. West.

Bu J.R West'teki bir mühendis ile ilgili bir hikâye.

They're the people who make the bullet train.

Hızlı treni (mermi tren) yapan mühendisler.

It was called the bullet train

Mermi tren deniyordu çünkü

because it was rounded in front,

önü mermi gibi yuvarlaktı.

but every time it went into a tunnel

Fakat tren ne zaman bir tünele girse

it would build up a pressure wave,

bir basınç dalgası oluşturuyordu

and then it would create like a sonic boom when it exited.

ve bu da tünelden çıkarken ses patlamasına neden oluyordu.

So the engineer's boss said,

Ve mühendisin patronu dedi ki:

"Find a way to quiet this train."

"Bu treni sessizleştirmenin bir yolunu bul."

He happened to be a birder.

Mühendis bir kuş gözlemcisiydi.

He went to the equivalent of an Audubon Society meeting.

Audubon Topluluğu'nun bir benzerinin toplantısına gitti.

And he studied -- there was a film about king fishers.

Ve çalıştı, yalıçapkınlarıyla ilgili bir film vardı,

And he thought to himself, "They go from one density of medium,

Ve kendi kendine dedi ki: "Bir yoğunluktaki ortamdan, havadan,

the air, into another density of medium, water,

başka yoğunluktaki bir ortama, suya geçiyorlar,

without a splash. Look at this picture.

hiç su sıçratmadan." Şu resme bakın.

Without a splash, so they can see the fish.

Hiç su sıçramıyor; böylece balığı görebiliyorlar.

And he thought, "What if we do this?"

"Böyle yapsak nasıl olur?" diye düşündü.

Quieted the train.

Treni sessizleştirdi.

Made it go 10 percent faster on 15 percent less electricity.

Yüzde 15 daha az elektrikle çalışırken yüzde 10 daha hızlı olmasını sağladı.

How does nature repel bacteria?

Doğa bakteriyi nasıl kovuyor?

We're not the first ones to have to protect ourselves

İlk kendini bakterinden korumak zorunda olanlar

from some bacteria.

biz değiliz.

Turns out that -- this is a Galapagos Shark.

Öyle görünüyor ki -bu bir Galapagos köpek balığı-

It has no bacteria on its surface, no fouling on its surface, no barnacles.

Yüzeyinde bakteri yok, kirlenme yok, barnacle (denizde yaşayan bir tür kabuklu eklembacaklı) yok.

And it's not because it goes fast.

Nedeni hızlı gitmesi değil.

It actually basks. It's a slow-moving shark.

Aslında keyif yapar; yavaş hareket eden bir köpek balığıdır.

So how does it keep its body free of bacteria build-up?

Vücudunda bakteri oluşumunu nasıl engelliyor?

It doesn't do it with a chemical.

Bir kimyasalla yapmıyor.

It does it, it turns out, with the same denticles

Öyle görünüyor ki, bütün o olimpiyat rekorlarını kıran

that you had on Speedo bathing suits,

Speedo mayolarında olan

that broke all those records in the Olympics,

dişçiklerin aynısıyla yapıyor.

but it's a particular kind of pattern.

Ama bu özel bir örüntü çeşidi.

And that pattern, the architecture of that pattern

Ve dişçiklerdeki bu örüntü,

on its skin denticles

bu örüntünün mimarisi,

keep bacteria from being able to land and adhere.

bakterinin inmesini ve yapışmasını engelliyor.

There is a company called Sharklet Technologies

Sharklet Technologies diye bir şirket var.

that's now putting this on the surfaces in hospitals

Şu anda bunu, bakterilerin durmasını engellemek için

to keep bacteria from landing,

hastanedeki yüzeylere uyguluyorlar.

which is better than dousing it with anti-bacterials or harsh cleansers

Birçok organizmanın ilaçlara dayanıklı hale geldiği düşünülürse

that many, many organisms are now becoming drug resistant.

antibakteriyel ya da güçlü temizleyici püskürtmekten daha iyi bir çözüm.

Hospital-acquired infections are now killing

Hastane enfeksiyonları şu anda Amerika'da

more people every year in the United States

her yıl AIDS, kanser ve araba kazalarında

than die from AIDS or cancer or car accidents combined --

ölenlerin toplamından daha fazla insan öldürüyor;

about 100,000.

Yüz bin civarında.

This is a little critter that's in the Namibian desert.

Bu Namibya çölünde yaşayan küçük bir yaratık.

It has no fresh water that it's able to drink,

İçebileceği tatlı suyu yok.

but it drinks water out of fog.

Ama sisten su içiyor.

It's got bumps on the back of its wing covers.

Kanat kapaklarının arkasında çıkıntılar var.

And those bumps act like a magnet for water.

Ve bu çıkıntılar su için mıknatıs gibi çalışıyor.

They have water-loving tips, and waxy sides.

Su çeken uçları ve cilalı kenarları var.

And the fog comes in and it builds up on the tips.

Sis içeri giriyor ve uçlarda birikiyor.

And it goes down the sides and goes into the critter's mouth.

Ve kenarlardan aşağı doğru, yaratığın ağzına gidiyor.

There is actually a scientist here at Oxford

Aslında burada Oxford'da bunu çalışmış

who studied this, Andrew Parker.

bir bilimadamı var, Andrew Parker.

And now kinetic and architectural firms like Grimshaw

Ve şimdi Qinetiq ve Grimshaw gibi mimari firmalar

are starting to look at this as a way

buna binaları kaplamanın bir yolu olarak

of coating buildings

bakmaya başlıyorlar;

so that they gather water from the fog.

böylece binalar sisten su biriktirebilecek.

10 times better than our fog-catching nets.

Bizim sis yakalayan ağlarımızdan 10 kat daha iyi.

CO2 as a building block.

Yapı bloğu olarak karbondioksit.

Organisms don't think of CO2 as a poison.

Organizmalar CO2'yi bir zehir olarak görmüyorlar.

Plants and organisms that make shells,

Kabuk ve mercan yapan organizmalar

coral, think of it as a building block.

CO2'yi bir yapı bloğu olarak görüyorlar.

There is now a cement manufacturing company

Birleşik Devletler'de yeni kurulan Clara adında

starting in the United States called Calera.

bir çimento üretim firması var.

They've borrowed the recipe from the coral reef,

Tariflerini mercan resiflerinden aldılar.

and they're using CO2 as a building block

Ve CO2'yi yapı bloğu olarak kullanıyorlar;

in cement, in concrete.

çimentoda, betonda.

Instead of -- cement usually

Her tonu için bir ton

emits a ton of CO2 for every ton of cement.

CO2 açığa çıkaran çimentoda.

Now it's reversing that equation,

Şimdi bu denklem tersine dönüyor

and actually sequestering half a ton of CO2

ve aslında CO2'nin yarım tonu tutulmuş oluyor;

thanks to the recipe from the coral.

resiflerin formülü sayesinde.

None of these are using the organisms.

Bunların hiçbiri organizmaları kullanmıyor.

They're really only using the blueprints or the recipes

Sadece organizmaların tariflerinin

from the organisms.

kopyalarını kullanıyorlar.

How does nature gather the sun's energy?

Doğa, güneş enerjisini nasıl topluyor?

This is a new kind of solar cell

Bu yeni bir tür güneş pili;

that's based on how a leaf works.

yaprağın çalışmasından yola çıkıyor.

It's self-assembling.

Kendiliğinden düzenleniyor.

It can be put down on any substrate whatsoever.

Her türlü alt katmanın üzerine koyulabiliyor.

It's extremely inexpensive

İnanılmaz derecede ucuz

and rechargeable every five years.

ve her beş yılda bir şarj edilebiliyor.

It's actually a company a company that I'm involved in called OneSun,

Benim de ilişkili olduğum OneSun adında adında bir şirket,

with Paul Hawken.

Paul Hawken'la birlikte.

There are many many ways that nature filters water

Doğanın birçok su filtreleme ve suyu tuzdan

that takes salt out of water.

arındırma yolu var.

We take water and push it against a membrane.

Biz suyu alıyoruz ve bir membrana bastırıyoruz

And then we wonder why the membrane clogs

ve neden membranın tıkandığını ve neden bu kadar elektrik harcadığımızı

and why it takes so much electricity.

merak ediyoruz.

Nature does something much more elegant.

Doğa çok daha zarif bir şey yapıyor.

And it's in every cell.

Ve bunu her hücrede yapıyor.

Every red blood cell of your body right now

Vücudunuzdaki her alyuvarda bu

has these hourglass-shaped pores

kum saati şekilli gözeneklerden var,

called aquaporins.

aquaporinler, su girişi için olan gözenekler.

They actually export water molecules through.

Su moleküllerini geçiriyorlar.

It's kind of a forward osmosis.

Bir nevi "ileri ozmoz" gibi.

They export water molecules through,

Su moleküllerini geçiriyorlar

and leave solutes on the other side.

ve çözünen maddeleri diğer tarafta bırakıyorlar.

A company called Aquaporin is starting to make desalination

Aquaporin adında bir firma bu teknolojiyi taklit

membranes mimicking this technology.

eden tuzdan arındırma membranları yapmaya başlıyor.

Trees and bones are constantly reforming themselves

Ağaçlar ve kemikler kendilerini basınç hatları

along lines of stress.

boyunca sürekli değiştirirler.

This algorithm has been put into a software program

Bu algoritma şimdi bir bilgisayar programına yüklendi

that's now being used to make bridges lightweight,

ve köprüleri hafifletmek,

to make building beams lightweight.

yapı kirişlerini hafifletmek için kullanılıyor.

Actually G.M. Opel used it

G.M. Opel bunu

to create that skeleton you see,

biyonik arabasının içindeki resimde gördüğünüz iskeleti

in what's called their bionic car.

oluşturmak için kullandı.

It lightweighted that skeleton using a minimum amount of material,

Algoritma, -bir organizmada olması gerektiği gibi- en az miktarda malzeme kullanarak

as an organism must,

en yüksek dayanım için

for the maximum amount of strength.

iskeleti hafifleştirdi.

This beetle, unlike this chip bag here,

Bu böcek, cips paketinin tersine

this beetle uses one material, chitin.

sadece bir malzeme kullanıyor, kitin.

And it finds many many ways

Ve ona birçok işlev yüklemenin

to put many functions into it.

birçok yolunu buluyor.

It's waterproof.

Su geçirmez.

It's strong and resilient.

Güçlü ve sağlam.

It's breathable. It creates color through structure.

Nefes alabilir. Rengi, yapısıyla oluşturuyor.

Whereas that chip bag has about seven layers to do all of those things.

Oysaki o cips paketinin bu tür işlevleri gerçekleştirebilmek için yedi farklı katmanı var.

One of our major inventions

Bu organizmaların yapabildiklerine

that we need to be able to do

yaklaşabilmek adına gerçekleştirebilmemiz

to come even close to what these organisms can do

gereken en büyük buluşlarımızdan biri, kullandığımız

is to find a way

malzemelerin miktarını ve çeşidini

to minimize the amount of material, the kind of material we use,

minimize etmenin bir yolunu bulmak ve

and to add design to it.

ve onlara tasarım yüklemektir.

We use five polymers in the natural world

Tabiatta beş polimer kullanıyoruz

to do everything that you see.

tüm bu gördüklerinizi yapmak için.

In our world we use about 350 polymers

Kendi dünyamızda 350 polimer kullanıyoruz

to make all this.

tüm bunları yapmak için.

Nature is nano.

Doğa nanodur.

Nanotechnology, nanoparticles, you hear a lot of worry about this.

Nanoteknoloji, nano partiküller, bunlarla ilgili bir sürü şey duyuyorsunuz.

Loose nanoparticles. What is really interesting to me

Serbest nano partiküller. Bana gerçekten ilginç gelen

is that not many people have been asking,

pek fazla insanın şunu sormaması:

"How can we consult nature about how to make nanotechnology safe?"

"Nanoteknolojiyi güvenli kılma konusunda nasıl doğaya danışabiliriz?"

Nature has been doing that for a long time.

Doğa bunu uzun zamandır yapıyor.

Embedding nanoparticles in a material for instance, always.

Nano partikülleri bir malzemeye yerleştirerek mesela, daima.

In fact, sulfur-reducing bacteria,

Gerçekten, sülfür indirgeyen bakteriler

as part of their synthesis,

sentezlerinin bir parçası olarak

they will emit, as a byproduct,

suya bir yan ürün olarak

nanoparticles into the water.

nano partiküller yayarlar.

But then right after that, they emit a protein

Fakat bundan hemen sonra, bu nano partiküllerin

that actually gathers and aggregates those nanoparticles

solüsyondan çıkmaları için onları

so that they fall out of solution.

toplayan ve birleştiren bir protein yayarlar.

Energy use. Organisms sip energy,

Enerji kullanımı. Organizmalar enerjiyi yudumlar.

because they have to work or barter for every single bit that they get.

Çünkü aldıkları her kırıntı için çalışmaları ya da takas etmeleri gerekir.

And one of the largest fields right now,

Ve şu anda enerji şebekeleri dünyasındaki

in the world of energy grids,

en büyük alanlardan biri,

you hear about the smart grid.

akıllı şebekelerden bahsedildiğini duyarsınız.

One of the largest consultants are the social insects.

En büyük danışmanlardan biri, sosyal böcekler.

Swarm technology. There is a company called Regen.

Sürü teknolojisi. Regen adında bir firma var.

They are looking at how ants and bees

Arıların ve karıncaların,

find their food and their flowers

yiyeceklerini ve çiçeklerini

in the most effective way

bütün bir sürü olarak en etkili şekilde

as a whole hive.

nasıl bulduklarını inceliyor.

And they're having appliances in your home

Ve evinizdeki cihazların bu algoritmayı kullanarak

talk to one another through that algorithm,

birbirleriyle konuşmalarını ve maksimum güç kullanımının

and determine how to minimize peak power use.

nasıl minimize edileceğini belirlemelerini sağlıyorlar.

There's a group of scientists in Cornell

Cornell'den bir grup bilim insanı

that are making what they call a synthetic tree,

sentetik ağaç diye adlandırdıkları bir şey yapıyorlar.

because they are saying, "There is no pump at the bottom of a tree."

Çünkü diyorlar ki: "Bir ağacın altında pompa yoktur."

It's capillary action and transpiration pulls

Kapiler etki ve transpirasyon (terleme) suyu

water up, a drop at a time,

yukarı çeker, damla damla,

pulling it, releasing it from a leaf and pulling it up through the roots.

suyu çeker, bir yapraktan bırakır ve köklerin içinden çeker.

And they're creating -- you can think of it as a kind of wallpaper.

Onlar şunu yapıyorlar --bir nevi duvar kağıdı gibi düşünebilirsiniz.

They're thinking about putting it on the insides of buildings

Bunu binaların iç kısımlarına koyarak suyu

to move water up without pumps.

pompa kullanmadan yukarı göndermeyi düşünüyorlar.

Amazon electric eel -- incredibly endangered,

Amazon elektrikli yılan balığı. Büyük oranda nesli tehlikede.

some of these species --

Bu türün bazıları,

create 600 volts of electricity

sizin vücudunuzdaki kimyasalları

with the chemicals that are in your body.

kullanarak 600 volt elektrik üretebiliyor.

Even more interesting to me is that

Benim için daha da ilginç olanı

600 volts doesn't fry it.

600 voltun onu kızartmaması.

You know we use PVC, and we sheath wires

Biliyorsunuz biz PVC kullanıyoruz. Telleri

with PVC for insulation.

yalıtım için PVC ile kaplıyoruz.

These organisms, how are they insulating

Bu organizmalar; kendilerini, kendi

against their own electric charge?

elektrik yüklerine karşı nasıl yalıtıyorlar?

These are some questions that we've yet to ask.

Bunlar şimdi sormamız gereken bazı sorular.

Here's a wind turbine manufacturer that went to a whale.

Bu da, bir balinaya gitmiş bir rüzgâr türbini üreticisi.

Humpback whale has scalloped edges on its flippers.

Kambur balinanın yüzgeçlerinde dişli kenarlar vardır.

And those scalloped edges

Ve bu dişli kenarlar

play with flow in such a way

akıntıyla öyle bir şekilde oynar ki

that is reduces drag by 32 percent.

direnç yüzde 32 azalır.

These wind turbines can rotate in incredibly slow windspeeds, as a result.

Bu sayede, rüzgâr türbinleri inanılmaz yavaşlıkta rüzgâr hızlarında bile dönebilir.

MIT just has a new radio chip

MIT, bizim çiplerimizden

that uses far less power than our chips.

çok daha az güç kullanan yeni bir çip yaptı.

And it's based on the cochlear of your ear,

Kulak salyangozunuzu temel alıyor;

able to pick up internet, wireless, television signals

internet, kablosuz, televizyon sinyalleri ve

and radio signals, in the same chip.

radyo sinyallerini alabiliyor, aynı çipte.

Finally, on an ecosystem scale.

Son olarak, ekosistem ölçeğinde.

At Biomimicry Guild, which is my consulting company,

Biomimicry Guild'de -benim danışmanlık şirketim-

we work with HOK Architects.

HOK Architects ile çalışıyoruz,

We're looking at building whole cities

Planlama bölümünde bütün şehirler yapma

in their planning department.

konusunu inceliyoruz.

And what we're saying is that,

Söylediğimiz şey şu:

shouldn't our cities do at least as well,

"Ekosistem servisleri açısından şehirlerimizin,

in terms of ecosystem services,

en az yerlerini aldıkları doğal sistemler

as the native systems that they replace?

kadar iyi olmaları gerekmez mi?"

So we're creating something called Ecological Performance Standards

Buradan yola çıkarak, şehirleri bu daha yüksek çizgiye çekecek

that hold cities to this higher bar.

Ekolojik Performans Standartları adlı çalışmayı hazırladık.

The question is -- biomimicry is an incredibly powerful

Soru şu -- biyomimikri inanılmaz derecede güçlü

way to innovate.

bir yenilik getirme yolu.

The question I would ask is, "What's worth solving?"

Soracağım soru şu olurdu: "Çözmeye değer olan nedir?"

If you haven't seen this, it's pretty amazing.

Bunu görmediyseniz, oldukça müthiş bir şey.

Dr. Adam Neiman.

Dr. Adam Neiman.

This is a depiction of

Bu Dünya'daki tüm suyun Dünya ile

all of the water on Earth

olan hacimsel ilişkisinin

in relation to the volume of the Earth --

bir temsili;

all the ice, all the fresh water, all the sea water --

tüm buzlar, tüm tatlı sular, tüm deniz suları

and all the atmosphere that we can breathe, in relation to the volume of the Earth.

ve nefes alabildiğimiz tüm atmosferin Dünya'yla olan hacimsel ilişkisi.

And inside those balls

Ve bu kürelerin içinde

life, over 3.8 billion years,

yaşam, 3.8 milyar yıldır,

has made a lush, livable place for us.

bizim için verimli, yaşanılır bir yer oluşturdu.

And we are in a long, long line

Ve biz bu Dünya'ya gelen çok çok

of organisms

uzun organizmalar sırasının içindeyiz.

to come to this planet and ask ourselves,

Ve kendimize şunu sormalıyız:

"How can we live here gracefully over the long haul?"

"Nasıl burada uzun zaman boyunca zarafetle yaşayabiliriz?,

How can we do what life has learned to do?

Yaşamın yapmayı öğrendiği şeyi biz nasıl yapabiliriz?"

Which is to create conditions conducive to life.

Bu da, yaşama sebep ve vesile olan şartları yaratmaktır.

Now in order to do this, the design challenge

Şimdi, bunu yapmak için, -yüzyılımızın

of our century, I think,

tasarım problemi-, bence

we need a way to remind ourselves of those geniuses,

kendimize bu dahilikleri hatırlatacak bir yola gereksinimimiz var

and to somehow meet them again.

ve bir şekilde bunları tekrar uygulamamız gerekiyor.

One of the big ideas, one of the big projects

Büyük fikirlerden biri, çalışmaktan onur

I've been honored to work on

duyduğum büyük projelerden biri,

is a new website. And I would encourage you all to please go to it.

yeni bir web sayfası. Hepinizi bu sayfaya girmeye teşvik ediyorum.

It's called AskNature.org.

Adı AskNature.org.

And what we're trying to do, in a TEDesque way,

Ve yapmaya çalıştığımız -TEDvari bir yolla-

is to organize all biological information

tüm biyolojik bilgiyi tasarım ve mühendislik

by design and engineering function.

fonksiyonlarına göre organize etmek.

And we're working with EOL, Encyclopedia of Life,

EOL'la birlikte çalışıyoruz, Encyclopedia Of Life (Yaşamın Ansiklopedisi),

Ed Wilson's TED wish.

Ed Wilson'un TED dileğiydi.

And he's gathering all biological information

Ve o tüm biyolojik bilgiyi

on one website.

tek bir web sayfasında topluyor.

And the scientists who are contributing to EOL are answering a question,

Ve EOL'a destek veren bilim insanları bir soruyu cevaplıyorlar:

"What can we learn from this organism?"

"Bu organizmadan ne öğrenebiliriz?"

And that information will go into AskNature.org.

Ve bu bilgi AskNature.org'a gidiyor.

And hopefully, any inventor, anywhere in the world,

Ve umarım ki, herhangi bir mucit, dünyanın herhangi bir yerinde

will be able, in the moment of creation,

yaratma anında klavyesiyle

to type in, "How does nature remove salt from water?"

"Doğa tuzu sudan nasıl ayırıyor?" yazabilecek.

And up will come mangroves, and sea turtles

Ve sonra karşısına hindistansakızağaçları ve deniz kaplumbağaları

and your own kidneys.

ve kendi böbreklerimiz çıkacak.

And we'll begin to

Ve böylece

be able to

biz de

do as Cody does,

Cody'nin yaptığını yapabileceğiz

and actually be in touch

ve gerçekten tüm bu

with these incredible models,

inanılmaz modellerle, bizden çok çok

these elders that have been here

daha öncelerden beri burada olan büyüklerimizle

far, far longer than we have.

temas halinde olabileceğiz.

And hopefully, with their help,

Ve umarım, yardımlarıyla,

we'll learn how to live on this Earth,

-bizim evimiz olan ama sadece bizim olmayan-

and on this home that is ours, but not ours alone.

bu Dünya'da nasıl yaşayacağımızı öğreneceğiz.

Thank you very much.

Çok teşekkür ederim.

(Applause)

(Alkış)