This Is What LGBT Life Is Like Around the World | Jenni Chang and Lisa Dazols | TED Talks

1,103,828 views ・ 2015-12-04

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Onur Arslan Gözden geçirme: Onur ŞAHİN
00:12
Jenni Chang: When I told my parents I was gay,
0
12560
2296
Jenni: Aileme eşcinsel olduğumu anlattığımda,
00:14
the first thing they said to me was,
1
14880
2176
bana söyledikleri ilk şey
00:17
"We're bringing you back to Taiwan."
2
17080
2216
"Seni Tayvan'a geri getiriyoruz" olmuştu.
00:19
(Laughter)
3
19320
1680
(Gülüşler)
00:22
In their minds, my sexual orientation was America's fault.
4
22000
3856
Onlara göre, cinsel tercihim Amerika'nın hatasıydı.
00:25
The West had corrupted me with divergent ideas,
5
25880
2936
Batı, beni farklı fikirleriyle olumsuz etkilemişti,
00:28
and if only my parents had never left Taiwan,
6
28840
2976
ve ailem Tayvan'ı terketmemiş olsaydı
00:31
this would not have happened to their only daughter.
7
31840
3456
bu olay biricik kızlarının başına gelmeyecekti.
00:35
In truth, I wondered if they were right.
8
35320
3096
Aslında, haklı olabilirler mi diye merak etmedim değil..
00:38
Of course, there are gay people in Asia,
9
38440
2056
Tabii ki, Asya'da eşcinsel insanlar var,
00:40
just as there are gay people in every part of the world.
10
40520
3216
dünyanın her yerinde olduğu gibi.
00:43
But is the idea of living an "out" life,
11
43760
2936
Fakat, bunu "açık" olarak yaşama fikri, "Ben bir eşcinselim,
00:46
in the "I'm gay, this is my spouse, and we're proud of our lives together"
12
46720
3656
bu da hayat arkadaşım ve beraber olmaktan dolayı çok gururluyuz"
00:50
kind of way just a Western idea?
13
50400
3640
sadece batılı bir düşünce tarzı mıdır?
00:55
If I had grown up in Taiwan, or any place outside of the West,
14
55160
3696
Ben eğer Tayvan'da veya batı dışında herhangi bir yerde büyümüş olsaydım,
00:58
would I have found models of happy, thriving LGBT people?
15
58880
5056
mutlu, başarılı LGBT kişileri bulabilir miydim?
01:03
Lisa Dazols: I had similar notions.
16
63960
1667
Lisa : Benim görüşlerim de böyleydi.
01:05
As an HIV social worker in San Francisco,
17
65651
2205
San Fransisco'da HIV üzerine çalışırken,
01:07
I had met many gay immigrants.
18
67880
1976
bir çok eşcinsel göçmenle tanıştım.
01:09
They told me their stories of persecution in their home countries,
19
69880
3176
Bana, sadece eşcinsel oldukları için kendi ülkelerinde yaşadıkları
01:13
just for being gay,
20
73080
1496
zulümlerden ve neden
01:14
and the reasons why they escaped to the US.
21
74600
2456
ABD'ye kaçtıklarına dair sebeplerden bahsettiler.
01:17
I saw how this had beaten them down.
22
77080
2136
Bunun, onları nasıl kötü etkilediğini gördüm.
01:19
After 10 years of doing this kind of work,
23
79240
2016
10 yıl buna benzer bir iş yaptıktan sonra
01:21
I needed better stories for myself.
24
81280
2456
kendim için daha iyi hikayelere ihtiyacım vardı.
01:23
I knew the world was far from perfect,
25
83760
2016
Dünyanın mükemmel olmadığını biliyordum
01:25
but surely not every gay story was tragic.
26
85800
2320
fakat her eşcinsel hikayesi de trajik değildi.
01:29
JC: So as a couple, we both had a need to find stories of hope.
27
89160
3616
Jenni : Sonuçta çift olarak, ikimizin de umut içeren hikayeler bulmalıydık.
01:32
So we set off on a mission to travel the world
28
92800
2936
Bu uğurda, dünyayı gezerek sonunda "Super Eşcinseller" olarak
01:35
and look for the people we finally termed as the "Supergays."
29
95760
3856
adlandıracağımız kişileri bulmayı görev edindik.
01:39
(Laughter)
30
99640
3200
(Gülüşler)
01:43
These would be the LGBT individuals
31
103760
2456
Bunlar, olağanüstü şeyler yapan
01:46
who were doing something extraordinary in the world.
32
106240
3336
LGBT bireyleri olacaktı.
01:49
They would be courageous, resilient,
33
109600
2336
Cesaretli, dirençli ve hepsinden öte
01:51
and most of all, proud of who they were.
34
111960
2936
kendileriyle gurur duyan kişiler.
01:54
They would be the kind of person that I aspire to be.
35
114920
3296
Onlar, benim olmak istediğim tarzda insanlar olacaklardı.
01:58
Our plan was to share their stories to the world through film.
36
118240
4536
Planımız, bu kişilerin hikayelerini bir film yaparak dünyaya duyurmaktı.
02:02
LD: There was just one problem.
37
122800
1576
Lisa: Tek bir sorunumuz vardı
02:04
We had zero reporting and zero filmmaking experience.
38
124400
3056
Habercilik ve film yapma tecrübemiz sıfırdı.
02:07
(Laughter)
39
127480
1016
(Gülüşler)
02:08
We didn't even know where to find the Supergays,
40
128520
2336
Süper Eşcinselleri nerede bulacağımızı dahi bilmiyorduk,
02:10
so we just had to trust that we'd figure it all out along the way.
41
130880
3096
bu yüzden, kervanın yolda düzüleceğine inanmak zorundaydık.
02:14
So we picked 15 countries in Asia, Africa and South America,
42
134000
3416
Asya, Afrika ve Güney Amerika'dan 15 ülke seçtik,
02:17
countries outside the West that varied in terms of LGBT rights.
43
137440
3656
Batı'nın dışında ve LGBT hakları açısından değişken yerler olsun istedik.
02:21
We bought a camcorder,
44
141120
1256
Bir kamera satın aldık,
02:22
ordered a book on how to make a documentary --
45
142400
2143
bir de nasıl belgesel yapılır kitabı--
02:24
(Laughter)
46
144567
1649
(Gülüşler)
02:26
you can learn a lot these days --
47
146240
2536
Bu günlerde çok fazla şey öğrenebiliyorsunuz --
02:28
and set off on an around-the-world trip.
48
148800
2200
ve bir dünya turuna çıktık.
02:32
JC: One of the first countries that we traveled to was Nepal.
49
152520
3736
Jenni : Ziyaret ettiğimiz ilk ülkelerden biri Nepal idi.
02:36
Despite widespread poverty, a decade-long civil war,
50
156280
3496
Yoğun fakirlik, on yıla yakın süren iç savaşa
02:39
and now recently, a devastating earthquake,
51
159800
3096
ve yakın zamandaki şiddetli depreme rağmen
02:42
Nepal has made significant strides in the fight for equality.
52
162920
4016
Nepal, eşitlik mücadelesinde önemli adımlar atmıştı.
02:46
One of the key figures in the movement is Bhumika Shrestha.
53
166960
5056
Bhumika Shrestha, bu hareketteki önemli figürlerden biriydi.
02:52
A beautiful, vibrant transgendered woman,
54
172040
3296
O, güzel, enerjik bir transeksüel kadın.
02:55
Bhumika has had to overcome being expelled from school
55
175360
3176
Bhumika cinsel eğilimini açıklaması yüzünden okuldan uzaklaştırılma
02:58
and getting incarcerated because of her gender presentation.
56
178560
4296
ve hapsedilmenin üstesinden gelmek zorundaydı.
03:02
But, in 2007, Bhumika and Nepal's LGBT rights organization
57
182880
5096
Fakat, 2007 yılında, Bhumika ve Nepal LGBT hakları kurumu
03:08
successfully petitioned the Nepali Supreme Court
58
188000
3056
Nepal Yargıtayına LGBT ayrımcılığına karşı korunma dilekçesini
03:11
to protect against LGBT discrimination.
59
191080
2696
sunmayı başardı.
03:13
Here's Bhumika:
60
193800
1216
Karşınızda Bhumika:
03:15
(Video) BS: What I'm most proud of?
61
195040
1736
(Video) BS: En çok neden gururluyum?
03:16
I'm a transgendered person.
62
196800
1496
Cinsiyet değiştirmiş biriyim.
03:18
I'm so proud of my life.
63
198320
1776
Hayatımla gurur duyuyorum.
03:20
On December 21, 2007,
64
200120
3736
21 Aralık 2007'de,
03:23
the supreme court gave the decision for the Nepal government
65
203880
3656
Yargıtay, cinsiyet değiştirenlere kimlik kartı verilmesi ve aynı cinsiyetten
03:27
to give transgender identity cards
66
207560
2736
kişilerin evlenebilmesine yönelik
03:30
and same-sex marriage.
67
210320
1936
kararını açıkladı.
03:32
LD: I can appreciate Bhumika's confidence on a daily basis.
68
212280
3296
LD: Günlük bazda Bhumika'nın güvenini takdir ediyorum.
03:35
Something as simple as using a public restroom
69
215600
2896
Halka açık bir tuvaleti kullanmak gibi basit bir eylem,
03:38
can be a huge challenge when you don't fit in
70
218520
2536
insanların cinsiyete dair sıkı beklentilerini
03:41
to people's strict gender expectations.
71
221080
3056
karşılamadığınızda önemli bir sorun haline gelebiliyor.
03:44
Traveling throughout Asia,
72
224160
1696
Asya'da seyahat ederken,
03:45
I tended to freak out women in public restrooms.
73
225880
2536
Halka açık tuvaletlerde kadınları korkuttuğum oldu.
03:48
They weren't used to seeing someone like me.
74
228440
2416
Benim gibi birini görmeye alışık değillerdi.
03:50
I had to come up with a strategy, so that I could just pee in peace.
75
230880
3191
Huzurlu bir şekilde işeyebilmek için bir strateji geliştirmeliydim.
03:54
(Laughter)
76
234095
1281
(Gülüşler)
03:55
So anytime I would enter a restroom,
77
235400
1715
Ben de, ne zaman bir tuvalete girsem,
03:57
I would thrust out my chest to show my womanly parts,
78
237139
2957
göğsümü açar ve kadınsı yerlerimi gösterirdim,
04:00
and try to be as non-threatening as possible.
79
240120
2136
ve korkutucu olmamaya çalışırdım.
04:02
Putting out my hands and saying, "Hello",
80
242280
1976
Ellerimi açıp "Merhaba" diyerek,
04:04
just so that people could hear my feminine voice.
81
244280
2680
insanların kadınsı sesimi duymalarını sağladım.
04:07
This all gets pretty exhausting, but it's just who I am.
82
247680
2856
Bu çok yorucu oldu, ama ben böyleyim.
04:10
I can't be anything else.
83
250560
1800
Farklı bir şey olamam.
04:13
JC: After Nepal, we traveled to India.
84
253480
3056
Jenni: Nepal'in ardından, Hindistan'a geçtik.
04:16
On one hand, India is a Hindu society,
85
256560
3536
Hindistan, bir taraftan, hiç bir homofobi geleneği içermeyen
04:20
without a tradition of homophobia.
86
260120
2896
bir Hindu topluluğuyken,
04:23
On the other hand, it is also a society with a deeply patriarchal system,
87
263040
4256
diğer yanda, derin bir ataerkilliğin hakim olduğu bir toplum
04:27
which rejects anything that threatens the male-female order.
88
267320
4136
ve erkek-kadın önceliğini tehdit eden herhangi bir şeyi reddediyor.
04:31
When we spoke to activists,
89
271480
1616
Aktivistler ile konuştuğumuzda,
04:33
they told us that empowerment begins with ensuring proper gender equality,
90
273120
5136
güçlenmenin, cinsiyet eşitliği ve kadının toplum içindeki statüsünün
04:38
where the women's status is established in society.
91
278280
3056
sağlanmasıyla başladığını söylediler.
04:41
And in that way, the status of LGBT people can be affirmed as well.
92
281360
5056
Ve bu şekilde, LGBT bireylerinin statüsü de belirlenebilir.
04:46
LD: There we met Prince Manvendra.
93
286440
2456
Lisa: Burada Prens Manvendra ile tanıştık.
04:48
He's the world's first openly gay prince.
94
288920
3696
Kendisi, eşcinsel olduğunu açıklayan dünyadaki ilk prens.
04:52
Prince Manvendra came out on the "Oprah Winfrey Show,"
95
292640
2536
Prens Manvendra oldukça uluslararası bir şekilde"Oprah Winfrey Şov"a
04:55
very internationally.
96
295200
1256
katıldı.
04:56
His parents disowned him
97
296480
1256
Ailesi kendisini reddetti
04:57
and accused him of bringing great shame to the royal family.
98
297760
3256
ve kraliyet ailesine büyük utanç getirmekle suçladı.
05:01
We sat down with Prince Manvendra
99
301040
1616
Biz Prens Manvendra ile oturduk
05:02
and talked to him about why he decided to come out so very publicly.
100
302680
3856
ve neden halka açılmaya karar verdiğini konuştuk.
05:06
Here he is:
101
306560
1216
Kendisi karşınızda :
05:07
(Video) Prince Manvendra: I felt there was a lot of need
102
307800
2536
(Video) Prens Manvendra : Toplumumuzdaki bu utancı
05:10
to break this stigma and discrimination which is existing in our society.
103
310360
4176
ve ayrımcılığı sonlandırmak gerektiğini düşündüm.
05:14
And that instigated me to come out openly and talk about myself.
104
314560
5136
Bu da beni halka açılmak konusunda kışkırttı.
05:19
Whether we are gay, we are lesbian, we are transgender, bisexual
105
319720
3456
Eşcinsel, lezbiyen, transeksüel veya biseksüel, ne olursak olalım,
05:23
or whatever sexual minority we come from,
106
323200
2336
hangi cinsel azınlıktan geliyor olsak dahi
05:25
we have to all unite and fight for our rights.
107
325560
4056
hepimiz birleşmeli ve haklarımız için savaşmalıyız.
05:29
Gay rights cannot be won in the court rooms,
108
329640
2936
Eşcinsel hakları mahkeme salonlarında değil,
05:32
but in the hearts and the minds of the people.
109
332600
2400
insanların kalpleri ve fikirlerinde kazanılabilir.
05:35
JC: While getting my hair cut,
110
335920
1736
Jenni : Saçımı kestirirken,
05:37
the woman cutting my hair asked me,
111
337680
2256
kuaför kadın bana
05:39
"Do you have a husband?"
112
339960
1816
"Bir kocan var mı?" diye sordu.
05:41
Now, this was a dreaded question
113
341800
1776
Bu bana seyahatlerimde
05:43
that I got asked a lot by locals while traveling.
114
343600
3576
yerli halkın da sorduğu korkunç bir soru.
05:47
When I explained to her that I was with a woman instead of a man,
115
347200
3696
Ona, bir erkek yerine bir kadınla beraber olduğumu söylediğimde,
05:50
she was incredulous,
116
350920
1336
inanmamış gibiydi,
05:52
and she asked me a lot of questions about my parents' reactions
117
352280
3376
ve bana ebeveynlerimin tepkileriyle ilgili bir çok soru sordu
05:55
and whether I was sad that I'd never be able to have children.
118
355680
3520
ve de çocuk sahibi olamayacağım için üzgün olup olmadığımı.
06:00
I told her that there are no limitations to my life
119
360040
3016
Hayatımda hiç bir kısıtlamanın olmadığını
06:03
and that Lisa and I do plan to have a family some day.
120
363080
3040
ve Lisa ile bir gün aile kurmayı planladığımızı anlattım.
06:07
Now, this woman was ready to write me off
121
367040
2376
Şimdi, bu kadın beni bir diğer deli Batılı olarak
06:09
as yet another crazy Westerner.
122
369440
2040
hatırlamaya hazırdı.
06:12
She couldn't imagine that such a phenomenon
123
372280
2016
Kendi ülkesinde böyle bir olayın
06:14
could happen in her own country.
124
374320
2016
yaşanabileceğini hayal edemezdi.
06:16
That is, until I showed her the photos of the Supergays
125
376360
2620
Bu,ona Hindistan'daki Süper Eşcinsellerin fotoğraflarını
06:19
that we interviewed in India.
126
379004
1480
gösterene kadardı.
06:21
She recognized Prince Manvendra from television
127
381600
2416
Prens Madvendra'yı televizyondan tanıdı
06:24
and soon I had an audience of other hairdressers
128
384040
2239
ve kısa zamanda benimle tanışmak isteyen diğer
06:26
interested in meeting me.
129
386303
1191
kuaförler ortaya çıktı.
06:27
(Laughter)
130
387518
1858
(Gülüşler)
06:29
And in that ordinary afternoon,
131
389400
2296
Ve sıradan bir öğleden sonrada,
06:31
I had the chance to introduce an entire beauty salon
132
391720
2936
Bir güzellik salonu dolusu insanı ülkelerinde meydana gelen
06:34
to the social changes that were happening in their own country.
133
394680
3680
sosyal değişiklikler hakkında bilgilendirme şansı buldum.
06:39
LD: From India, we traveled to East Africa,
134
399520
2616
Lisa: Hindistan'dan sonra Doğu Afrika'ya seyahat ettik.
06:42
a region known for intolerance towards LGBT people.
135
402160
3976
LGBT bireylerine yönelik sert tutumlarıyla bilinen bir bölgeye.
06:46
In Kenya, 89 percent of people who come out to their families
136
406160
3496
Kenya'da, eşcinsel olduğunu açıklayan kişilerin %89'unun aileleri, onları
06:49
are disowned.
137
409680
1296
evlatlıktan reddetmiş.
06:51
Homosexual acts are a crime and can lead to incarceration.
138
411000
3696
Homoseksüel davranışlar suç ve hapis cezaları mevcut.
06:54
In Kenya, we met the soft-spoken David Kuria.
139
414720
3656
Kenya'da tatlı dilli bir insan olan David Kuria ile tanıştık.
06:58
David had a huge mission of wanting to work for the poor
140
418400
2936
David'in fakirler için çalışmayı isteyerek hükümetini geliştirmek
07:01
and improve his own government.
141
421360
1736
şeklinde büyük bir görevi var.
07:03
So he decided to run for senate.
142
423120
2136
Bu yüzden, meclise girmeye karar vermiş.
07:05
He became Kenya's first openly gay political candidate.
143
425280
4656
Kenya'nın eşcinsel olduğunu açıklamış ilk siyasetçi adayı olmuş.
07:09
David wanted to run his campaign without denying the reality of who he was.
144
429960
4656
Seçim kampanyasını, kendi gerçeklerini inkar etmeden yürütmek istemiş.
07:14
But we were worried for his safety
145
434640
1656
Biz, güvenliği için endişeliydik
07:16
because he started to receive death threats.
146
436320
2256
çünkü ölüm tehditleri almaya başlamıştı.
07:18
(Video) David Kuria: At that point, I was really scared
147
438600
2616
(Video) David Kuria: O noktada, gerçekten korkmuştum.
07:21
because they were actually asking for me to be killed.
148
441240
3776
Çünkü benim öldürülmemi talep ediyorlardı.
07:25
And, yeah,
149
445040
2816
Evet,
07:27
there are some people out there who do it
150
447880
2256
dışarıda bunu yapacak insanlar var
07:30
and they feel that they are doing a religious obligation.
151
450160
2667
ve onlar dini bir görevi yerine getirdiklerini düşünüyor.
07:33
JC: David wasn't ashamed of who he was.
152
453800
2576
Jenni : David kim olduğundan utanmıyordu.
07:36
Even in the face of threats,
153
456400
1856
Tehdit ortamında dahi,
07:38
he stayed authentic.
154
458280
1200
bu konuda kararlı oldu.
07:40
LD: At the opposite end of the spectrum is Argentina.
155
460880
3216
Lisa : Bu bakışın tam ters tarafında ise Arjantin yer alıyor.
07:44
Argentina's a country where 92 percent of the population identifies as Catholic.
156
464120
4296
Arjantin, nüfusun %92'si Katolik olarak nitelendirilen bir ülke.
07:48
Yet, Argentina has LGBT laws that are even more progressive
157
468440
3696
Buna rağmen, Arjantin'in ABD'den dahi daha yenilikçi
07:52
than here in the US.
158
472160
2336
LGBT yasaları var.
07:54
In 2010, Argentina became the first country in Latin America
159
474520
4416
2010 yılında Arjantin, evlilik serbestliğini getiren
07:58
and the 10th in the world to adopt marriage equality.
160
478960
2840
Latin Amerika'da ilk, dünyada ise 10. ülke oldu.
08:02
There, we met María Rachid.
161
482440
2216
Burada, Maria Rachid ile tanıştık.
08:04
María was a driving force behind that movement.
162
484680
2616
Maria, bu hareketin arkasındaki öncü kuvvetlerdendi.
08:07
María Rachid (Spanish): I always say that, in reality,
163
487320
2536
Maria Rachid (İspanyolca) : Her zaman şunu söylerim,
08:09
the effects of marriage equality
164
489880
1576
Evlilik serbestliğinin etkileri,
08:11
are not only for those couples that get married.
165
491480
2256
sadece evlenen çiftler için geçerli değildir.
08:13
They are for a lot of people that, even though they may never get married,
166
493760
3496
Evlenmemiş olsalar dahi, devletin eşitliğe önem veren bakışı sayesinde
08:17
will be perceived differently by their coworkers,
167
497280
2336
işverenleri, aileleri ve komşuları tarafından
08:19
their families and neighbors,
168
499640
3056
farklı algılanan çok fazla insan için
08:22
from the national state's message of equality.
169
502720
4456
geçerlidir.
08:27
I feel very proud of Argentina
170
507200
1856
Arjantin ile gurur duyuyorum
08:29
because Argentina today is a model of equality.
171
509080
4016
çünkü bugün Arjantin bir eşitlik sembolüdür.
08:33
And hopefully soon,
172
513120
1576
Ve umarım yakın zamanda,
08:34
the whole world will have the same rights.
173
514720
4936
tüm dünya vatandaşları aynı haklara sahip olurlar.
08:39
JC: When we made the visit to my ancestral lands,
174
519680
2736
Jenni: Atalarıma ait toprakları ziyaret ettiğimde,
08:42
I wish I could have shown my parents what we found there.
175
522440
3056
aileme orada gördüklerimi gösterebilmek isterdim.
08:45
Because here is who we met:
176
525520
1936
Çünkü işte karşılaştığımız kişi:
08:47
(Video) One, two, three. Welcome gays to Shanghai!
177
527480
5136
(Video) Bir, iki, üç. Shanghai'ye hoşgeldiniz eşcinseller!
08:52
(Laughter)
178
532640
2440
(Gülüşler)
08:58
A whole community of young, beautiful Chinese LGBT people.
179
538440
5576
Genç, güzel insanlardan oluşan bir Çin LGBT topluluğu.
09:04
Sure, they had their struggles.
180
544040
1496
Muhakkak, zorluklar yaşıyorlar.
09:05
But they were fighting it out.
181
545560
2256
Fakat, buna karşı savaşıyorlar.
09:07
In Shanghai, I had the chance to speak to a local lesbian group
182
547840
4056
Shanghai'da, yerel bir lezbiyen grup ile konuşma şansım oldu
09:11
and tell them our story in my broken Mandarin Chinese.
183
551920
3656
ve onlara kendi hikayemizi bozuk Mandarin aksanımla anlatmaya çalıştım.
09:15
In Taipei, each time we got onto the metro,
184
555600
2656
Taipei'de, her metroya binişimizde
09:18
we saw yet another lesbian couple holding hands.
185
558280
3176
yeni bir lezbiyen çiftin elele tutuştuğunu görüyorduk.
09:21
And we learned that Asia's largest LGBT pride event
186
561480
4136
Ve, Asya'nın en büyük LGBT gurur yürüyüşünün
09:25
happens just blocks away from where my grandparents live.
187
565640
4376
büyükannemlerin yaşadığı mahalleden birkaç blok ötede yapıldığını öğrendik.
09:30
If only my parents knew.
188
570040
1720
Keşke ailem de bunu bilseydi.
09:33
LD: By the time we finished our not-so-straight journey around the world,
189
573387
3429
Lisa : çok da heteroseksüel olmayan dünya turumuzu tamamladığımızda
09:36
(Laughter)
190
576840
1216
(Gülüşler)
09:38
we had traveled 50,000 miles
191
578080
1696
80.000 km boyunca seyahat etmiş
09:39
and logged 120 hours of video footage.
192
579800
2656
ve 120 saatlik video kaydetmiştik.
09:42
We traveled to 15 countries
193
582480
1496
15 ülke ziyaret ettik
09:44
and interviewed 50 Supergays.
194
584000
2056
ve 50 Süper Eşcinsel ile röportaj yaptık.
09:46
Turns out, it wasn't hard to find them at all.
195
586080
2640
Gördük ki, onları bulmak çok da zor değilmiş.
09:49
JC: Yes, there are still tragedies that happen
196
589480
2496
Jenni : Evet, eşitliğe giden yolda
09:52
on the bumpy road to equality.
197
592000
2256
hala yaşanan trajediler mevcut.
09:54
And let's not forget that 75 countries still criminalize homosexuality today.
198
594280
4800
Ve de unutmayalım ki, 75 ülke halen homoseksüelliği suç olarak görüyor.
09:59
But there are also stories of hope and courage
199
599880
3456
Fakat, aynı zamanda dünyanın dört bir yanında
10:03
in every corner of the world.
200
603360
2160
umut ve cesaret verici hikayeler de var.
10:06
What we ultimately took away from our journey is,
201
606600
3096
Bizim, bu yolculuğumuzdan aldığımız ders,
10:09
equality is not a Western invention.
202
609720
3720
eşitliğin bir Batı buluşu olmadığıdır.
10:14
LD: One of the key factors in this equality movement is momentum,
203
614840
4296
Lisa : Bu eşitlik hareketinde, önemli etkenlerden biri hareketin gücüdür.
10:19
momentum as more and more people embrace their full selves
204
619160
3376
daha fazla insanın kendi dünyalarını değiştirmek için, kendi kimliklerini
10:22
and use whatever opportunities they have
205
622560
2136
benimsemeleri ve kullanabilecekleri
10:24
to change their part of the world,
206
624720
2216
tüm fırsatları kullanmalarının yaratacağı güç ,
10:26
and momentum as more and more countries
207
626960
2216
ve daha fazla ülke kendi eşitlik modellerini
10:29
find models of equality in one another.
208
629200
2976
buldukça sahip olacakları güç.
10:32
When Nepal protected against LGBT discrimination,
209
632200
3536
Nepal LGBT ayrımcılığına karşı durduğunda
10:35
India pushed harder.
210
635760
1776
Hindistan daha çok çaba harcadı.
10:37
When Argentina embraced marriage equality,
211
637560
2896
Arjantin evlilik serbestliğini getirince,
10:40
Uruguay and Brazil followed.
212
640480
2216
Uruguay ve Brezilya onu takip etti.
10:42
When Ireland said yes to equality,
213
642720
2936
İrlanda eşitliğe evet dediğinde
10:45
(Applause)
214
645680
4056
(Alkışlar)
10:49
the world stopped to notice.
215
649760
1936
dünya bunun farkına vardı.
10:51
When the US Supreme Court makes a statement to the world
216
651720
2656
ABD Yargıtayı dünyaya hepimizin gurur duyacağı
10:54
that we can all be proud of.
217
654400
1336
bir açıklama yaptığında.
10:55
(Applause)
218
655760
2520
(Alkışlar)
11:02
JC: As we reviewed our footage,
219
662560
1536
Jenni : Videomuzu incelediğimizde
11:04
what we realized is that we were watching a love story.
220
664120
3936
bir aşk hikayesi izlediğimizi farkettik.
11:08
It wasn't a love story that was expected of me,
221
668080
2776
Benden beklenen bir aşk hikayesi değildi
11:10
but it is one filled with more freedom, adventure and love
222
670880
4336
hayal edebileceğimden fazlasıyla özgürlük, macera ve sevgiyle dolu
11:15
than I could have ever possibly imagined.
223
675240
2936
bir aşk hikayesi ortaya çıktı.
11:18
One year after returning home from our trip,
224
678200
2536
Seyahatimizden eve döndükten bir yıl sonra
11:20
marriage equality came to California.
225
680760
2976
Kaliforniya'ya evlilik eşitliği geldi.
11:23
And in the end, we believe, love will win out.
226
683760
3760
Ve sonunda, inanıyoruz ki, aşk kazanacak.
11:30
(Video) By the power vested in me,
227
690560
2856
(Video) İçimdeki güç sayesinde,
11:33
by the state of California
228
693440
2576
Kaliforniya eyaleti sayesinde,
11:36
and by God Almighty,
229
696040
2256
ve yüce Tanrı sayesinde,
11:38
I now pronounce you spouses for life.
230
698320
3336
sizleri hayat boyu eş ilan ediyorum.
11:41
You may kiss.
231
701680
1216
Birbirinizi öpebilirsiniz
11:42
(Applause)
232
702920
1880
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7