Why the buildings of the future will be shaped by ... you | Marc Kushner

Marc Kushner: Neden geleceğin binaları ... sizlerle şekillenecek

2,028,688 views

2015-03-10 ・ TED


New videos

Why the buildings of the future will be shaped by ... you | Marc Kushner

Marc Kushner: Neden geleceğin binaları ... sizlerle şekillenecek

2,028,688 views ・ 2015-03-10

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

00:00
Translator: Joseph Geni Reviewer: Krystian Aparta
0
0
7000
Çeviri: Ahmet Yükseltürk Gözden geçirme: Eren Gokce
00:13
Today I'm going to speak to you
1
13828
1620
Bugün sizlere mimarlık tarihinin
00:15
about the last 30 years of architectural history.
2
15472
3030
son 30 yılından bahsedeceğim.
00:19
That's a lot to pack into 18 minutes.
3
19685
2458
18 dakikaya sığdırılacak çok şey var.
00:22
It's a complex topic,
4
22167
1687
Karmaşık bir konu,
00:23
so we're just going to dive right in at a complex place:
5
23878
4374
biz de direkt karmaşık kısmına dalacağız:
00:28
New Jersey.
6
28276
1206
New Jersey.
00:29
Because 30 years ago, I'm from Jersey,
7
29506
3190
Jerseyliyim ve 30 yıl önce
00:32
and I was six, and I lived there in my parents' house
8
32720
3842
altı yaşımda, annemle babamın evinde
00:36
in a town called Livingston,
9
36586
1624
Livingston şehrinde yaşıyordum,
00:38
and this was my childhood bedroom.
10
38234
2931
bu da çocukluğumun yatak odası.
00:41
Around the corner from my bedroom
11
41689
2435
Yatak odamın yanında, köşede
00:44
was the bathroom that I used to share with my sister.
12
44148
2862
kız kardeşimle paylaştığımız banyo vardı.
00:47
And in between my bedroom and the bathroom
13
47225
2913
Yatak odamla banyo arasında
00:50
was a balcony that overlooked the family room.
14
50162
2801
oturma odasına bakan bir balkon vardı.
00:53
And that's where everyone would hang out and watch TV,
15
53413
3682
Herkesin vaktini geçirdiği ve televizyon izlediği yer orasıydı,
00:57
so that every time that I walked from my bedroom to the bathroom,
16
57119
4163
yatak odamdan banyoya her yürüyüşümde
01:01
everyone would see me,
17
61306
1336
herkes beni görürdü,
01:02
and every time I took a shower and would come back in a towel,
18
62666
3754
her duş alışımdan sonra dışarıya havlu ile çıkardım
01:06
everyone would see me.
19
66444
1377
ve herkes beni görürdü.
01:08
And I looked like this.
20
68162
1381
Böyle görünüyordum.
01:10
I was awkward,
21
70718
3023
Gariptim,
01:13
insecure, and I hated it.
22
73765
2091
güvensizdim ve bundan nefret ediyordum.
01:15
I hated that walk, I hated that balcony,
23
75880
3039
O yürüyüşten, o balkondan nefret ediyordum,
01:18
I hated that room, and I hated that house.
24
78943
3024
o odadan nefret ediyordum, o evden nefret ediyordum.
01:22
And that's architecture.
25
82769
1688
Ve bu mimarlık.
01:24
(Laughter)
26
84917
1317
(Gülüşmeler)
01:26
Done.
27
86258
1318
Bitti.
01:28
That feeling, those emotions that I felt,
28
88088
3374
O hisler, o hissettiğim duygular,
01:31
that's the power of architecture,
29
91486
2693
işte onlar mimarlığın gücü,
01:34
because architecture is not about math and it's not about zoning,
30
94203
3538
çünkü mimarlık matematik ve bölgeleme ile ilgili değil,
01:37
it's about those visceral, emotional connections
31
97765
3358
işgal ettiğimiz yerlere karşı
01:41
that we feel to the places that we occupy.
32
101147
2756
hissettiğimiz hassas, duygusal bağlantılarla ilgili.
01:44
And it's no surprise that we feel that way,
33
104653
2876
Böyle hissetmemiz sürpriz değil,
01:47
because according to the EPA,
34
107553
2208
çünkü EPA'ya göre
01:49
Americans spend 90 percent of their time indoors.
35
109785
4619
Amerikalılar vakitlerinin %90'ını kapalı alanlarda geçiriyorlar.
01:54
That's 90 percent of our time surrounded by architecture.
36
114428
4736
Bu vaktimizin %90'ının mimarlıkla çevrelenmesi demek.
01:59
That's huge.
37
119188
1508
Bu çok yüksek.
02:00
That means that architecture is shaping us in ways that we didn't even realize.
38
120720
4493
Bu da mimarlığın bizi fark etmediğimiz yollarla şekillendirmesi demek.
02:05
That makes us a little bit gullible and very, very predictable.
39
125922
5374
Bu bizi biraz saf ve çok, çok tahmin edilebilir yapıyor.
02:11
It means that when I show you a building like this,
40
131464
2629
Size böyle bir bina gösterdiğimde,
02:14
I know what you think:
41
134117
1382
sizin ne düşündüğünüzü biliyorum demek:
02:15
You think "power" and "stability" and "democracy."
42
135523
3347
"Güç" ve "istikrar" ve "demokrasi"yi düşünüyorsunuz.
02:19
And I know you think that because it's based on a building
43
139239
3633
Sizin bunu böyle düşündüğünüzü,
02:22
that was build 2,500 years ago by the Greeks.
44
142896
2794
bina 2500 yıl önce Yunanların inşa ettiği bir binaya dayandığı için biliyorum.
02:26
This is a trick.
45
146272
1322
Bu bir hile.
02:27
This is a trigger that architects use
46
147912
2168
Mimarların
02:30
to get you to create an emotional connection
47
150104
3889
binalarımızı inşa ettiğimiz formlarla
02:34
to the forms that we build our buildings out of.
48
154017
2641
aramızda duygusal bağı oluşturmak için kullandıkları bir tetikleyici.
02:37
It's a predictable emotional connection,
49
157237
2640
Tahmin edilebilir, duygusal bir bağlantı
02:39
and we've been using this trick for a long, long time.
50
159901
3220
ve bu hileyi çok uzun bir süredir kullanıyoruz.
02:43
We used it [200] years ago to build banks.
51
163629
3273
Biz onu [200] yıl önce banka inşa ederken kullandık.
02:46
We used it in the 19th century to build art museums.
52
166926
3157
19. yüzyılda sanat müzeleri inşa ederken kullandık.
02:50
And in the 20th century in America,
53
170107
2205
20. yüzyılda Amerika'da
02:52
we used it to build houses.
54
172336
1835
ev inşasında kullandık.
02:54
And look at these solid, stable little soldiers
55
174195
2738
Bu katı, sağlam, küçük askerlere bakın.
02:56
facing the ocean and keeping away the elements.
56
176957
2571
Okyanusa dönükler ve orada nöbet bekliyorlar.
03:00
This is really, really useful,
57
180265
2635
Bu gerçekten çok faydalı,
03:02
because building things is terrifying.
58
182924
2987
çünkü bir şey inşa etmek korkunç bir şeydir.
03:06
It's expensive, it takes a long time, and it's very complicated.
59
186331
4136
Çok pahalı, uzun sürer ve gerçekten karmaşıktır.
03:10
And the people that build things --
60
190996
2158
Bir şeyler inşa eden insanlar --
03:13
developers and governments --
61
193178
2205
geliştiriciler ve hükümetler --
03:15
they're naturally afraid of innovation,
62
195407
2853
doğal olarak yenilikten korkarlar
03:18
and they'd rather just use those forms that they know you'll respond to.
63
198284
3980
ve sadece tepki vereceğinizi bildikleri formları kullanmayı tercih ederler.
03:23
That's how we end up with buildings like this.
64
203125
2189
İşte bu yüzden bu tip binalar inşa edilebiliyor.
03:26
This is a nice building.
65
206096
1670
Bu güzel bir bina.
03:27
This is the Livingston Public Library
66
207790
2291
Bu Livingston Halk Kütüphanesi.
03:30
that was completed in 2004 in my hometown,
67
210105
3110
Memleketimde 2004'te inşa edildi.
03:33
and, you know, it's got a dome
68
213239
1625
Bir kubbesi var,
03:34
and it's got this round thing and columns, red brick,
69
214888
3607
yuvarlak bir şeyi var, sütunları var, kırmızı tuğla,
03:38
and you can kind of guess what Livingston is trying to say with this building:
70
218495
4990
Livingston'un bu bina ile ne demek istediğini tahmin edebilirsiniz:
03:43
children, property values and history.
71
223509
3526
Çocuklar, mülk değerleri ve tarih.
03:47
But it doesn't have much to do with what a library actually does today.
72
227751
3535
Fakat bu binanın günümüzde kütüphanenin yaptığı işle çok ilgisi yok.
03:52
That same year, in 2004, on the other side of the country,
73
232209
4064
Aynı yıl, 2004 yılında ülkenin bir diğer ucunda
03:56
another library was completed,
74
236297
1995
başka bir kütüphane inşa edildi
03:58
and it looks like this.
75
238316
1473
ve görünüşü şu şekilde.
03:59
It's in Seattle.
76
239998
1333
Bina Seattle'da.
04:02
This library is about how we consume media in a digital age.
77
242140
5554
Bu kütüphane dijital çağda medyayı nasıl tükettiğimizle ilgili.
04:07
It's about a new kind of public amenity for the city,
78
247718
3570
Şehirde yeni bir kamusal hoşluk.
04:11
a place to gather and read and share.
79
251312
2605
Toplanıp bir şeyler okuyup, paylaşma mekânı.
04:15
So how is it possible
80
255244
1623
Aynı yıl, aynı ülkede
04:16
that in the same year, in the same country,
81
256891
3413
ikisine de kütüphane denen iki binanın
04:20
two buildings, both called libraries,
82
260328
2623
bu kadar farklı gözükmesi
04:22
look so completely different?
83
262975
1632
nasıl mümkün oluyor?
04:25
And the answer is that architecture works on the principle of a pendulum.
84
265576
5533
Cevap ise mimarlığın sarkaç prensibi ile çalışması.
04:31
On the one side is innovation,
85
271501
2868
Bir tarafta yenilikçilik var,
04:34
and architects are constantly pushing, pushing for new technologies,
86
274393
3617
mimarlar bugün hayatı yaşama biçimimizle ilgili sürekli yeni teknolojiler,
04:38
new typologies, new solutions for the way that we live today.
87
278034
3682
yeni tipolojiler, yeni çözümler üretiyorlar.
04:41
And we push and we push and we push
88
281886
2394
Zorluyoruz, zorluyoruz, zorluyoruz,
04:44
until we completely alienate all of you.
89
284304
2599
ta ki sizleri tamamen yabancılaştırıncaya kadar.
04:46
We wear all black, we get very depressed,
90
286927
2226
Hepimiz siyah giyiniyoruz, bunalıma giriyoruz,
04:49
you think we're adorable,
91
289177
2161
sevimli olduğumuzu düşünüyorsunuz,
04:51
we're dead inside because we've got no choice.
92
291362
3459
aslında ölüyüz, çünkü seçimimiz yok.
04:54
We have to go to the other side
93
294845
1752
Öbür tarafa geçip,
04:56
and reengage those symbols that we know you love.
94
296621
3115
sevdiğinizi bildiğimiz sembollerle tekrar ilgilenmemiz gerekiyor.
05:00
So we do that, and you're happy,
95
300394
2159
Bunu yapıyoruz, siz mutlu oluyorsunuz.
05:02
we feel like sellouts,
96
302577
1810
Kapalı gişe satmış gibi hissediyoruz,
05:04
so we start experimenting again
97
304411
1650
tekrar denemelere başlıyoruz
05:06
and we push the pendulum back and back and forth and back and forth
98
306085
3194
ve sarkaçı geri itiyoruz.
05:09
we've gone for the last 300 years,
99
309303
2375
Son 300 yıl, kesinlikle de son 30 yıl
05:11
and certainly for the last 30 years.
100
311702
2113
ileri-geri, ileri-geri gidip durduk.
05:14
Okay, 30 years ago we were coming out of the '70s.
101
314926
3592
Tamam, 30 yıl önce yetmişlerin sonlarındaydık.
05:18
Architects had been busy experimenting with something called brutalism.
102
318542
3659
Mimarlar brütalizmi denemeyle meşgullerdi.
05:22
It's about concrete.
103
322519
1246
Mesele betonla ilgili.
05:23
(Laughter)
104
323789
1472
(Gülüşmeler)
05:25
You can guess this.
105
325285
1144
Bunu tahmin edebilirsiniz.
05:26
Small windows, dehumanizing scale.
106
326453
3330
Küçük pencereler, insansızlaştırıcı ölçüler.
05:29
This is really tough stuff.
107
329807
2763
Gerçekten ağır şeyler.
05:32
So as we get closer to the '80s,
108
332594
2763
80'lere yaklaşırken,
05:35
we start to reengage those symbols.
109
335381
2343
o sembolleri tekrar kullanmaya başladık.
05:37
We push the pendulum back into the other direction.
110
337748
2948
Sarkacı geri, diğer yöne itiyoruz.
05:40
We take these forms that we know you love
111
340720
2809
Sevdiğinizi bildiğimiz formları alıp
05:43
and we update them.
112
343553
1565
güncelliyoruz.
05:45
We add neon
113
345142
2009
Neonu ekliyoruz,
05:47
and we add pastels
114
347175
2264
pastelleri ekliyoruz
05:49
and we use new materials.
115
349463
1654
ve yeni malzemeleri kullanıyoruz.
05:51
And you love it.
116
351141
1438
Sizin hoşunuza gidiyor.
05:52
And we can't give you enough of it.
117
352603
1949
Sizlere onlardan yeterince de veremiyoruz.
05:54
We take Chippendale armoires
118
354576
2164
Chippendale dolaplarını alıyoruz
05:56
and we turned those into skyscrapers,
119
356764
2372
ve gökdelene dönüştürüyoruz,
05:59
and skyscrapers can be medieval castles made out of glass.
120
359160
4706
gökdelenler ise camdan yapılmış Orta Çağ kaleleri olabilir.
06:04
Forms got big,
121
364409
1552
Formlar büyüdü,
06:05
forms got bold and colorful.
122
365985
2527
cesurlaştı ve renklendi.
06:08
Dwarves became columns.
123
368536
2844
Cüceler sütun oldu.
06:11
(Laughter)
124
371404
1039
(Gülüşmeler)
06:12
Swans grew to the size of buildings.
125
372467
2106
Kuğular bina kadar oldu.
06:14
It was crazy.
126
374597
1337
Çılgın bir şeydi.
06:16
But it's the '80s, it's cool.
127
376640
3873
Ama 80'lerdeydik ve bu harikaydı.
06:20
(Laughter)
128
380537
1178
(Gülüşmeler)
06:21
We're all hanging out in malls
129
381739
1994
Hepimiz alışveriş merkezlerinde vakit geçiriyoruz,
06:23
and we're all moving to the suburbs,
130
383757
2381
şehir dışlarına taşınıyoruz.
06:26
and out there, out in the suburbs,
131
386162
2574
Şehir dışlarında kendi
06:28
we can create our own architectural fantasies.
132
388760
3332
mimarlık fantezilerimizi oluşturabiliriz.
06:32
And those fantasies,
133
392116
1754
O fanteziler,
06:33
they can be Mediterranean
134
393894
2063
Akdeniz
06:35
or French
135
395981
1925
ya da Fransız
06:37
or Italian.
136
397930
1200
ya da İtalyan olabilir.
06:39
(Laughter)
137
399154
1643
(Gülüşmeler)
06:40
Possibly with endless breadsticks.
138
400821
1893
Belki de sonsuz adet grissini ile.
06:42
This is the thing about postmodernism.
139
402738
2026
Bu postmodernizmle ilgili bir şey.
06:44
This is the thing about symbols.
140
404788
1814
Sembollerle ilgili bir şey.
06:46
They're easy, they're cheap,
141
406908
2980
Kolay ve ucuzlar,
06:49
because instead of making places,
142
409912
2505
çünkü mekân yapmaktansa,
06:52
we're making memories of places.
143
412441
2052
mekân hatıraları yapıyoruz.
06:55
Because I know, and I know all of you know,
144
415091
2856
Çünkü biliyorum, sizin de bildiğinizi biliyorum,
06:57
this isn't Tuscany.
145
417971
1315
burası Toskana değil.
07:00
This is Ohio.
146
420182
1145
Burası Ohio.
07:01
(Laughter)
147
421452
1518
(Gülüşmeler)
07:02
So architects get frustrated,
148
422994
1825
Mimarlar hayal kırıklığı yaşadı
07:04
and we start pushing the pendulum back into the other direction.
149
424843
3331
ve sarkacı diğer yönde itmeye başladık.
07:08
In the late '80s and early '90s,
150
428559
2227
80'lerin sonunda, 90'ların başında,
07:10
we start experimenting with something called deconstructivism.
151
430810
3248
dekonstrüktivizm denemelerine başladık.
07:14
We throw out historical symbols,
152
434727
2746
Tarihsel sembolleri atıp,
07:17
we rely on new, computer-aided design techniques,
153
437497
3846
yeni bilgisayar destekli tasarım teknikleri kullanıyoruz
07:21
and we come up with new compositions,
154
441367
1957
ve yeni kompozisyonlar icat ediyoruz,
07:23
forms crashing into forms.
155
443348
2856
formlar formların üstüne biniyor.
07:26
This is academic and heady stuff,
156
446228
3023
Akademik ve ağır meseleler,
07:29
it's super unpopular,
157
449275
1851
hiç popüler değil,
07:31
we totally alienate you.
158
451150
1663
sizi tamamen yabancılaştırıyoruz.
07:32
Ordinarily, the pendulum would just swing back into the other direction.
159
452837
4187
Normal olarak sarkaç diğer yöne doğru giderdi.
07:37
And then, something amazing happened.
160
457048
2332
Sonra çok muhteşem bir şey oldu.
07:40
In 1997, this building opened.
161
460331
2891
1997'de bu bina açıldı.
07:43
This is the Guggenheim Bilbao, by Frank Gehry.
162
463898
2755
Frank Gehry'nin Bilbao'daki Guggenheim müzesi.
07:48
And this building
163
468228
1404
Bu bina dünyanın mimarlıkla ilişkisini
07:49
fundamentally changes the world's relationship to architecture.
164
469656
4264
temelden değiştiriyor.
07:54
Paul Goldberger said that Bilbao was one of those rare moments
165
474694
3900
Paul Goldberger, Bilbao'nun
07:58
when critics, academics, and the general public
166
478618
3303
eleştirmenlerin, akademisyenlerin ve kamunun
08:01
were completely united around a building.
167
481945
2766
bir bina etrafında birleştiği nadir anlardan biri olduğunu söylemişti.
08:05
The New York Times called this building a miracle.
168
485401
3061
The New York Times bu binaya mucize demişti.
08:09
Tourism in Bilbao increased 2,500 percent
169
489160
5682
Bilbao'da turizm bu bina tamamlandıktan sonra
08:14
after this building was completed.
170
494866
1669
yüzde 2500 arttı.
08:16
So all of a sudden, everybody wants one of these buildings:
171
496885
3449
Birdenbire, herkes bu binadan istiyordu:
08:21
L.A.,
172
501044
1339
Los Angeles,
08:23
Seattle,
173
503633
1539
Seattle,
08:25
Chicago,
174
505196
1604
Şikago,
08:26
New York,
175
506824
1704
New York,
08:28
Cleveland,
176
508552
1894
Cleveland,
08:30
Springfield.
177
510470
1243
Springfield.
08:31
(Laughter)
178
511737
1034
(Gülüşmeler)
08:32
Everybody wants one, and Gehry is everywhere.
179
512795
3223
Herkes bir tane istiyor ve Gehry her yerde.
08:36
He is our very first starchitect.
180
516042
3340
O bizim ilk "yıldız" mimarımız.
08:39
Now, how is it possible that these forms --
181
519989
4876
Bu çılgın ve radikal
08:44
they're wild and radical --
182
524889
1905
formlar
08:46
how is it possible that they become so ubiquitous throughout the world?
183
526818
3839
nasıl oldu da tüm dünyaya yayıldı?
08:51
And it happened because media so successfully galvanized around them
184
531270
5496
Çünkü medya o binalar etrafında kenetlenip çok hızlı bir şekilde
08:56
that they quickly taught us that these forms mean culture and tourism.
185
536790
5797
09:03
We created an emotional reaction to these forms.
186
543068
3398
Bu formlara duygusal bir tepki oluşturduk.
09:06
So did every mayor in the world.
187
546490
2372
Dünyadaki bütün belediye başkanları da öyle yaptı.
09:08
So every mayor knew that if they had these forms,
188
548967
2502
Bütün belediye başkanları biliyorlardı ki,
09:11
they had culture and tourism.
189
551493
2990
bu formlara sahiplerse, kültür ve turizmleri vardı.
09:15
This phenomenon at the turn of the new millennium
190
555778
2332
Yeni bin yıla girerken
09:18
happened to a few other starchitects.
191
558134
2130
bu olgu birkaç başka "yıldız" mimarın daha başına geldi.
09:20
It happened to Zaha
192
560288
2383
Zaha'nın başına geldi
09:22
and it happened to Libeskind,
193
562695
2399
ve Libeskind'in başına geldi.
09:25
and what happened to these elite few architects
194
565118
4614
Dijital medya bilgiyi tüketme hızımızı
09:29
at the turn of the new millennium
195
569756
1756
artırmaya başlarken,
09:31
could actually start to happen to the entire field of architecture,
196
571536
3677
bu birkaç elit mimarın başına gelenler
09:35
as digital media starts to increase the speed
197
575237
3238
yeni bin yıla girerken
09:38
with which we consume information.
198
578499
1815
bütün mimarlık alanının başına gelebilirdi.
09:41
Because think about how you consume architecture.
199
581096
2948
Mimariyi nasıl tükettiğinizi düşünün.
09:44
A thousand years ago,
200
584429
1215
Bin yıl önce,
09:45
you would have had to have walked to the village next door to see a building.
201
585668
3820
bir binayı görmek için yandaki köye yürümeniz gerekirdi.
09:49
Transportation speeds up:
202
589488
1630
Ulaşım hızlanıyor:
09:51
You can take a boat, you can take a plane, you can be a tourist.
203
591142
3000
Gemiye, uçağa biniyorsunuz; bir turiste dönüşüyorsunuz.
09:54
Technology speeds up: You can see it in a newspaper, on TV,
204
594166
2897
Teknoloji hızlanıyor: Gazetede, televizyonda görüyorsunuz.
09:57
until finally, we are all architectural photographers,
205
597087
4863
Sonunda da hepimiz mimari fotoğrafçısı oluyoruz
10:01
and the building has become disembodied from the site.
206
601974
3900
ve bina inşaat yerinden ayrılıyor.
10:06
Architecture is everywhere now,
207
606768
3547
Mimarlık bugün her yerde,
10:10
and that means that the speed of communication
208
610339
3114
bu da iletişimin hızının sonunda
10:13
has finally caught up to the speed of architecture.
209
613477
3093
mimarlığın hızına yetişmesi anlamına geliyor.
10:17
Because architecture actually moves quite quickly.
210
617409
2470
Çünkü mimari aslında bayağı hızlı hareket ediyor.
10:19
It doesn't take long to think about a building.
211
619903
2708
Bir binayı projelendirmek çok uzun sürmüyor.
10:22
It takes a long time to build a building,
212
622635
2153
Binayı inşa etmek ise uzun sürüyor,
10:24
three or four years,
213
624812
2294
üç ya da dört yıl
10:27
and in the interim, an architect will design two or eight
214
627130
3668
ve bu arada mimar iki ya da sekiz
10:30
or a hundred other buildings
215
630822
2646
ya da yüzlerce başka bina tasarlıyor
10:33
before they know if that building that they designed four years ago
216
633492
3691
ve üstelik dört yıl önce tasarladığı binanın
10:37
was a success or not.
217
637207
1878
başarılı mı başarısız mı olduğunu bilmeden.
10:39
That's because there's never been a good feedback loop in architecture.
218
639690
3549
Çünkü mimarlıkta güzel bir geri bildirim döngüsü hiç olmadı.
10:44
That's how we end up with buildings like this.
219
644416
2892
Bu tip binaların inşa edilmesinin sebebi bu.
10:47
Brutalism wasn't a two-year movement,
220
647332
2940
Brütalizm iki yıllık bir akım değildi,
10:50
it was a 20-year movement.
221
650296
1871
20 yıllık bir akımdı.
10:52
For 20 years, we were producing buildings like this
222
652383
3818
20 yıl boyunca, bu tip binalar inşa ettik.
10:56
because we had no idea how much you hated it.
223
656225
2868
Çünkü bundan ne kadar nefret ettiğinizi bilmiyorduk.
11:00
It's never going to happen again,
224
660284
2800
Bu bir daha yaşanmayacak,
11:03
I think,
225
663108
2130
bence,
11:05
because we are living on the verge of the greatest revolution in architecture
226
665262
6100
çünkü mimarlıktaki en büyük devrimlerin birinin başındayız.
11:11
since the invention of concrete,
227
671386
2369
Betonun,
11:13
of steel, or of the elevator,
228
673779
2454
çeliğin ya da asansörün icadından beri olan en büyük devrim,
11:16
and it's a media revolution.
229
676257
1682
o da medya devrimi.
11:19
So my theory is that when you apply media to this pendulum,
230
679072
4660
Benim teorim şu: Sarkaca medyayı uygularsanız,
11:23
it starts swinging faster and faster,
231
683756
2861
sarkaç daha hızlı sallanmaya başlıyor
11:26
until it's at both extremes nearly simultaneously,
232
686641
3738
ve neredeyse aynı anda iki uçta bulunuyor,
11:30
and that effectively blurs the difference between innovation and symbol,
233
690403
4968
bu da yenilikle sembol arasında,
11:35
between us, the architects, and you, the public.
234
695395
3375
biz mimarlar ile siz kamu arasındaki farkı bulanıklaştırıyor.
11:39
Now we can make nearly instantaneous, emotionally charged symbols
235
699342
6060
Artık tamamen yeni bir şeyden
11:45
out of something that's brand new.
236
705426
1689
neredeyse anında, duygu yüklü semboller yapabiliyoruz.
11:48
Let me show you how this plays out
237
708453
1733
Bunu size şirketimin yeni tamamladığı bir proje
11:50
in a project that my firm recently completed.
238
710210
2166
üzerinde anlatacağım.
11:52
We were hired to replace this building, which burned down.
239
712829
3475
Yanan bu binayı tekrar yapmamız istenmişti.
11:56
This is the center of a town called the Pines
240
716304
2469
Burası New York eyaletinin Fire Adası'ndaki
11:58
in Fire Island in New York State.
241
718797
1746
Pines şehrinin merkezi.
12:00
It's a vacation community.
242
720567
1413
Burası bir tatil şehri.
12:02
We proposed a building that was audacious,
243
722729
3753
Cüretkâr bir bina teklif ettik,
12:06
that was different than any of the forms that the community was used to,
244
726506
3651
toplumun alıştığı tüm formlardan farklıydı,
12:10
and we were scared and our client was scared
245
730181
4521
korkmuştuk, müşterimiz de korkmuştu,
12:14
and the community was scared,
246
734726
1763
topluluk da korkmuştu.
12:16
so we created a series of photorealistic renderings
247
736513
4156
Fotogerçekçi bir seri oluşturduk
12:20
that we put onto Facebook
248
740693
1378
ve Facebook'a,
12:22
and we put onto Instagram,
249
742095
2126
Instagram'a yerleştirdik,
12:24
and we let people start to do what they do:
250
744245
2321
insanlara yaptıkları şeyi yapmalarına izin verdik:
12:26
share it, comment, like it, hate it.
251
746590
2701
Paylaşma, yorum yapma, beğenme, beğenmeme.
12:30
But that meant that two years before the building was complete,
252
750232
4330
Bu da binanın tamamlanmasından iki yıl önce
12:34
it was already a part of the community,
253
754586
3328
binanın toplumun bir parçası olduğu anlamına geliyordu.
12:37
so that when the renderings looked exactly like the finished product,
254
757938
6266
Böylece çizimler son ürüne tıpatıp benzediğinde
12:44
there were no surprises.
255
764228
1960
hiçbir sürpriz yaşanmadı.
12:46
This building was already a part of this community,
256
766212
3888
Bina çoktan toplumun bir parçasıydı
12:50
and then that first summer,
257
770124
2285
ve sonra ilk yaz,
12:52
when people started arriving and sharing the building on social media,
258
772433
3918
insanlar gelip de binayı sosyal medyada paylaştıklarında,
12:56
the building ceased to be just an edifice and it became media,
259
776375
5487
bina sadece yapı değil, aynı zamanda medyaydı da.
13:01
because these, these are not just pictures of a building,
260
781886
3783
Çünkü bunlar sadece bir binanın resmi değil,
13:05
they're your pictures of a building.
261
785693
2387
bunlar bir binanın size ait resimleri.
13:08
And as you use them to tell your story,
262
788527
3287
Bunları kendi hikâyenizi anlatmada kullandığınızda,
13:11
they become part of your personal narrative,
263
791838
2708
sizin kendi anlatınızın bir parçası hâline geliyor
13:14
and what you're doing is you're short-circuiting
264
794570
3548
ve yaptığınız şey de
13:18
all of our collective memory,
265
798142
2250
bütün toplu hafızamızı değiştirip,
13:20
and you're making these charged symbols for us to understand.
266
800416
3855
bu duygu yüklü sembolleri anlamamızı sağlama.
13:25
That means we don't need the Greeks anymore
267
805187
2289
Bu da artık mimarlık hakkında ne düşünmemiz gerektiğini
13:27
to tell us what to think about architecture.
268
807500
2618
söyleyen Yunanlara ihtiyacımızın olmadığı anlamına geliyor.
13:30
We can tell each other what we think about architecture,
269
810142
4025
Mimarlık hakkında ne düşündüğümüzü birbirimize söyleyebiliriz,
13:34
because digital media hasn't just changed the relationship between all of us,
270
814191
5771
çünkü dijital medya sadece aramızdaki ilişkileri değil,
13:39
it's changed the relationship between us and buildings.
271
819986
3529
binalarla aramızdaki ilişkiyi de değiştirdi.
13:44
Think for a second about those librarians back in Livingston.
272
824614
3118
Bir anlığına Livingston'daki o kütüphanecileri düşünün.
13:48
If that building was going to be built today,
273
828390
2415
O bina bugün inşa edilseydi,
13:50
the first thing they would do is go online and search "new libraries."
274
830829
4644
ilk yapacakları şey internette "yeni kütüphaneler"i aratmak olacaktı.
13:55
They would be bombarded by examples of experimentation, of innovation,
275
835705
5270
Kütüphanenin nasıl olabileceği hakkında deneme, yenilikçilik,
14:00
of pushing at the envelope of what a library can be.
276
840999
3188
sınırları zorlama örnekleriyle ilgili bombardımana tutulacaklardı.
14:04
That's ammunition.
277
844998
1343
Bu bir muhimmattır.
14:06
That's ammunition that they can take with them
278
846846
2335
Bu muhimmatı alıp
14:09
to the mayor of Livingston, to the people of Livingston,
279
849205
3125
Livingston belediye başkanına, Livingston halkına götürüp,
14:12
and say, there's no one answer to what a library is today.
280
852354
3959
bugün kütüphanelerin farklı görünebileceğini söyleyebilirler.
14:16
Let's be a part of this.
281
856337
1485
Haydi bunun bir parçası olalım.
14:18
This abundance of experimentation
282
858287
2866
Denemenin bu yaygınlığı
14:21
gives them the freedom to run their own experiment.
283
861177
3059
kendi deneylerini yapma özgürlüğü veriyor.
14:26
Everything is different now.
284
866452
2212
Her şey artık çok farklı.
14:28
Architects are no longer these mysterious creatures
285
868664
3355
Mimarlar artık o
14:32
that use big words and complicated drawings,
286
872043
2495
büyük kelimeler ve karmaşık çizimler kullanan o esrarlı yaratıklar değiller,
14:34
and you aren't the hapless public,
287
874562
2960
siz de artık ne o şanssız toplumsunuz,
14:37
the consumer that won't accept anything that they haven't seen anymore.
288
877546
3535
ne de o daha önce görmediği bir şeyi kabul etmeyecek bir müşterisiniz.
14:42
Architects can hear you,
289
882980
1733
Mimarlar sizi duyabilir
14:44
and you're not intimidated by architecture.
290
884737
2104
ve siz de mimariden korkmuyorsunuz.
14:47
That means that that pendulum swinging back and forth
291
887770
3382
Bu da ileri-geri,
14:51
from style to style, from movement to movement,
292
891176
2978
stilden stile, akımdan akıma giden sarkacın
14:54
is irrelevant.
293
894178
1281
artık anlamsız olması demek.
14:55
We can actually move forward
294
895680
2600
Artık ilerleyip
14:58
and find relevant solutions to the problems that our society faces.
295
898304
4366
toplumumuzun karşılaştığı problemlerle alakalı çözümleri bulabiliriz.
15:03
This is the end of architectural history,
296
903757
3442
Bu mimari tarihinin sonu,
15:07
and it means that the buildings of tomorrow
297
907223
2868
bu da geleceğin binalarının
15:10
are going to look a lot different than the buildings of today.
298
910115
3163
bugünkü binalardan çok daha farklı gözükmesi demek.
15:14
It means that a public space in the ancient city of Seville
299
914389
4408
Antik şehir Sevilla'daki bir kamusal alan
15:18
can be unique and tailored to the way that a modern city works.
300
918821
4184
eşsiz olup, modern şehrin işleyişine uygun hâle getirilebilir demek.
15:23
It means that a stadium in Brooklyn can be a stadium in Brooklyn,
301
923992
4419
Brooklyn'deki bir stadyum, Brooklyn'deki bir stadyum olabilir.
15:28
not some red-brick historical pastiche
302
928435
2762
Stadyumun nasıl olması gerektiğini düşündüğümüz
15:31
of what we think a stadium ought to be.
303
931221
2480
kırmızı tuğlalı tarihi bir taklit olmaz demek.
15:34
It means that robots are going to build our buildings,
304
934540
2833
Binalarımızı robotlar yapacak demek.
15:37
because we're finally ready for the forms that they're going to produce.
305
937397
3617
Çünkü artık onların üreteceği formlara sonunda hazırız.
15:41
And it means that buildings will twist to the whims of nature
306
941842
3851
Binalar doğanın isteklerine uyum sağlayacak,
15:45
instead of the other way around.
307
945717
1803
tersi olmayacak demek.
15:48
It means that a parking garage in Miami Beach, Florida,
308
948676
3604
Miami Beach, Florida'daki bir otopark,
15:52
can also be a place for sports
309
952304
2484
aynı zamanda bir spor mekânı
15:54
and for yoga
310
954812
1379
ve yoga yeri olabilir demek,
15:56
and you can even get married there late at night.
311
956215
2579
gece geç saatte orada evlenebilirsiniz bile.
15:58
(Laughter)
312
958818
1024
(Gülüşmeler)
15:59
It means that three architects can dream about swimming
313
959866
4163
Artık üç mimar East River, New York'ta
16:04
in the East River of New York,
314
964053
1920
yüzme hayali kurup,
16:05
and then raise nearly half a million dollars
315
965997
2490
fikirleri etrafında birleşen topluluktan
16:08
from a community that gathered around their cause,
316
968511
3328
yarım milyon dolara yakın para toplayabilir demek.
16:11
no one client anymore.
317
971863
1730
Artık tek müşteri yok.
16:14
It means that no building is too small for innovation,
318
974765
2901
Artık hiçbir bina yenilikçi olmak için çok küçük değil demek.
16:17
like this little reindeer pavilion
319
977690
2198
Bu küçük Ren geyiği pavilyonu gibi.
16:19
that's as muscly and sinewy as the animals it's designed to observe.
320
979912
5091
Gözetlemesi için yapılmış hayvanlar kadar kaslı ve güçlü.
16:25
And it means that a building doesn't have to be beautiful
321
985808
2738
Bir binanın sevilmesi için
16:28
to be lovable,
322
988570
1293
güzel olması gerekmiyor demek.
16:29
like this ugly little building in Spain,
323
989887
3015
İspanya'daki bu küçük çirkin bina gibi.
16:32
where the architects dug a hole,
324
992926
2481
Mimarlar bir delik açmış,
16:35
packed it with hay,
325
995431
1382
içini samanla doldurup,
16:36
and then poured concrete around it,
326
996837
2333
üstüne beton dökmüşler.
16:39
and when the concrete dried,
327
999194
1640
Beton kuruyunca,
16:40
they invited someone to come and clean that hay out
328
1000858
3560
birisini çağırıp samanı temizletmişler
16:44
so that all that's left when it's done
329
1004442
2931
ve bitince ortaya bu küçük,
16:47
is this hideous little room
330
1007397
2675
korkunç oda çıkmış.
16:50
that's filled with the imprints and scratches of how that place was made,
331
1010096
5954
Odanın yapılma sürecinden çentikler ve izlerle dolu bir yer
16:56
and that becomes the most sublime place to watch a Spanish sunset.
332
1016074
4484
ve bu oda İspanyol güneş batışını izlemenin en muhteşem yeri hâline gelmiş.
17:01
Because it doesn't matter if a cow builds our buildings
333
1021658
3355
Çünkü binalarımızı bir ineğin mi,
17:05
or a robot builds our buildings.
334
1025037
1810
bir robotun mu inşa ettiği önemli değil.
17:06
It doesn't matter how we build, it matters what we build.
335
1026871
3348
Nasıl inşa ettiğimiz önemli değil, ne inşa ettiğimiz önemli.
17:10
Architects already know how to make buildings that are greener
336
1030899
3425
Mimarlar daha çevreci, daha akıllı
17:14
and smarter and friendlier.
337
1034348
2158
ve daha rahat binaları yapmayı zaten biliyorlar.
17:16
We've just been waiting for all of you to want them.
338
1036530
2574
Hepinizin bunu istemesini bekliyorduk.
17:20
And finally, we're not on opposite sides anymore.
339
1040022
3328
Sonunda iki karşıt tarafta değiliz.
17:23
Find an architect, hire an architect,
340
1043957
2972
Bir mimar bulun, bir mimarı işe alın,
17:26
work with us to design better buildings, better cities, and a better world,
341
1046953
5817
daha iyi binaların, şehirlerin ve dünyanın inşası için bizimle çalışın,
17:32
because the stakes are high.
342
1052794
2240
çünkü mesele önemli.
17:35
Buildings don't just reflect our society, they shape our society
343
1055635
5190
Binalar sadece toplumumuzu yansıtmıyor,
17:40
down to the smallest spaces:
344
1060849
2052
toplumumuzu en küçük mekânlarına kadar şekillendiriyor:
17:42
the local libraries,
345
1062925
2004
Yerel kütüphaneleri,
17:44
the homes where we raise our children,
346
1064953
2429
çocuklarımızı büyüttüğümüz evleri
17:47
and the walk that they take from the bedroom to the bathroom.
347
1067406
3193
ve onların yatak odası ile banyo arasındaki yürüyüşünü.
Teşekkürler.
17:51
Thank you.
348
1071288
1100
17:52
(Applause)
349
1072412
3000
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7