On time and water | Andri Snær Magnason

Transcriber: TED Translators Admin Reviewer: Mirjana Čutura

Çeviri: Cihan Ekmekçi Gözden geçirme: Gözde Alpçetin

Hi, my name is Andri Snær Magnason,

Merhaba, benim adım Andri Snær Magnason,

talking from Iceland.

İzlanda'dan konuşuyorum.

(Water rushing)

(Sular fışkırır)

In 2019, we had lost our first glacier to climate change:

2019'da ilk buzulumuzu iklim değişikliği sebebiyle kaybetmiştik:

the Okjökull, the Ok glacier,

Okjökull, Ok buzulu,

that is not OK anymore.

artık OK değil.

And in the next 200 years,

Önümüzdeki 200 yıl içinde

we expect all our glaciers to follow the same path.

tüm buzullarımızın aynı kaderi paylaşması bekleniyor.

This glacier here is one of them:

Buradaki buzul onlardan biri:

Sólheimajökull, in the south coast of Iceland.

Sólheimajökull, İzlanda'nın güney kıyısında.

(Water rushing)

(Sular fışkırır)

I wrote a poem for a plaque that was placed on the mountain

Okjokull'un bir zamanlar bulunduğu dağa yerleştirilmiş

where Okjökull once stood.

bir plak için bir şiir yazdım.

It was a letter to the future,

Bu geleceğe bir mektuptu

and it says,

ve şöyle diyor:

"This monument is to acknowledge that we know what is happening

“Bu anıt, neler olup bittiği

ve ne yapılması gerektiğini bildiğimizi kabul etmek için.

and what needs to be done.

Only you know if we did it."

Bunu yapıp yapmadığımızı yalnızca siz bileceksiniz."

My grandparents, they were glacier explorers at times,

Büyükannnem ve büyükbabam buzulların ebedi göründüğü bir zamanda

when the glaciers seemed eternal.

buzul kaşifleriydi.

They went on a glacial honeymoon in the year 1956.

1956 yılında buzul balayına çıkmışlar.

For three weeks, they were mapping and traveling Vatnajökull,

Üç hafta boyunca, Avrupa'nın en büyük buzulu olan

Europe's biggest glacier,

Vatnajökull'u haritalayıp gezmişlerdi,

sleeping in tents in extreme temperatures.

aşırı sıcaklıklarda çadırlarda uyumuşlardı.

And I asked them once, "Weren't you cold?"

Bir defasında onlara sormuştum: "Üşümediniz mi?"

And they said, "Cold?

Şöyle yanıtlamışlardı: "Soğuk mu?

We were just married."

Daha yeni evliydik."

My grandmother just turned 96,

Büyükannem yeni 96 yaşına girdi

and now we know that many glaciers will be gone

ve şimdi birçok buzulun, bugün doğan biri büyükannemle aynı yaşta olduğunda

within the time someone born today becomes as old as my grandmother is now.

yok olacağını biliyoruz.

We need to start connecting to the future in an intimate and urgent way.

Gelecekle samimi ve acil bir şekilde bağlantı kurmaya başlamalıyız.

My grandmother, she was born in the year 1924.

Büyükannem 1924 yılında doğdu.

And if I have grandchildren,

Torunlarım olursa

the people I will love the most in my life will still be alive in the year 2150.

hayatta en çok seveceğim insanlar 2150 yılında hâlâ hayatta olacaklar.

Because our time is the time of the people that we know and love,

Çünkü zamanımız, tanıdığımız ve sevdiğimiz insanların zamanı,

the time that created us,

bizi biz yapan zaman,

and our time is also the time of the people that we will know and love,

tanıyacağımız ve seveceğimiz insanların da zamanı,

the time that we create.

yani bizim yarattığımız zaman.

We can easily span 230 years --

230 yıl kolayca yaşarız --

the handshake of generations.

koca bir nesil.

When a scientist says 2100, we just shrug; we don't feel connected.

Bir bilim insanı 2100 dediğinde omuz silkiyoruz, bir bağ hissetmiyoruz.

But I asked my grandmother, "Are 100 years a long time or short time?"

Ama büyükanneme "100 yıl uzun mu yoksa kısa bir zaman mı?" diye sorduğumda

And she said, to my surprise,

beni şaşırtan bir cevap verdi:

"It's a short time.

''Kısa bir zaman.

I feel like I was traveling the glaciers yesterday."

Buzulları gezdiğim gün daha dün gibi.''

(Water rushing)

(Sular fışkırır)

So 2100 is not a distant future.

2100 uzak bir gelecek değil.

It's basically tomorrow,

Yarın gibi.

because in the mind of those people,

Çünkü bu insanların aklında

2020 will be yesterday.

2020 dün gibi olacak.

And I'm quite sure that we want them to look at our time

Eminim biz de onların

bizim dönemimize gurur ve şükranla bakmasını isteriz.

with pride and gratitude,

because we knew what was happening

Çünkü biz neler olduğunu biliyoruz

and we know what needs to be done,

ve ne yapılması gerektiğini de.

and we actually, eventually, did the right thing.

Ve aslında sonunda doğru olanı yaptığımız için.

Thank you.

Teşekkürler.