David Deutsch: A new way to explain explanation

David Deutsch: Anlamları anlatmanın yeni yolu

209,167 views ・ 2009-10-26

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Alpay Bul Gözden geçirme: Ayşe Demirel
00:18
I'm sure that,
0
18917
1543
Eminim ki, türümüzün var olduğu,
00:20
throughout the 100,000-odd years of our species' existence
1
20484
5352
yüzbinlerce senedir,
00:26
and even before,
2
26789
2421
ve belki bundan dahada önce,
00:29
our ancestors looked up at the night sky and wondered what stars are --
3
29234
4705
atalarımız gece gökyüzüne bakıp,
yıldızların aslında ne olduğunu merak ettiler.
00:34
wondering, therefore,
4
34471
1782
Görebildiklerini,
göremedikleri bağlamında
00:37
how to explain what they saw
5
37253
3664
00:40
in terms of things unseen.
6
40941
3441
nasıl açıklayacaklarını düşündüler.
Tabiki çoğu insan,
00:47
OK, so, most people only wondered that occasionally, like today,
7
47184
5246
aynen bugün olduğu gibi, sadece bazen merak etti,
00:52
in breaks from whatever normally preoccupied them.
8
52454
4476
normalde yaptığı gibi "herneyse"
diyerek avunmaktan farklı olarak.
00:56
But what normally preoccupied them also involved yearning to know.
9
56954
6862
Ancak bu avuntuları
aynı zamanda bilmeye özlemlerinide içeriyordu.
01:03
They wished they knew
10
63840
2140
Bilmek istediler;
01:06
how to prevent their food supply from sometimes failing,
11
66004
4669
yiyecek kaynaklarını azalmaktan
nasıl koruyabileceklerini
01:10
and how they could rest when they were tired
12
70697
2820
ve yorulduklarında aç kalma riski olmadan
01:13
without risking starvation,
13
73541
2394
nasıl dinleneceklerini,
01:17
be warmer, cooler, safer,
14
77330
4193
nasıl ısınacaklarını, serinleyeceklerini, güvende olacaklarını
01:21
in less pain.
15
81547
1656
acı çekmeden bilmek istediler.
01:23
I bet those prehistoric cave artists would have loved to know
16
83227
5255
Bahse girerim
tarih öncesi mağara ressamları
01:28
how to draw better.
17
88506
1435
daha iyi nasıl çizebileceklerini bilmek isterdi.
Yaşamlarının her alanında,
01:31
(Laughter)
18
91015
1256
01:32
In every aspect of their lives,
19
92295
2080
01:35
they wished for progress, just as we do.
20
95486
4959
gelişmek istediler, aynen bizim yaptığımız gibi.
01:40
But they failed, almost completely, to make any.
21
100469
5708
Ancak neredeyse tamamen başarısız oldular.
01:46
They didn't know how to.
22
106812
2675
Bunu nasıl becerebileceklerini bilmiyorlardı.
01:49
Discoveries like fire happened so rarely
23
109511
5755
Ateş gibi bazı buluşlar
o kadar seyrek oluyordu ki, bir bireyin bakış açısından
01:55
that, from an individual's point of view,
24
115290
2342
01:57
the world never improved.
25
117656
2815
dünya hiç değişmedi.
02:00
Nothing new was learned.
26
120495
2742
Yeni hiç birşey öğrenilmedi.
02:04
The first clue to the origin of starlight
27
124259
3678
Yıldızların ışığının kaynağına dair ilk ipucu
02:07
happened as recently as 1899:
28
127961
4454
son zamanlarda, 1899 yılında ortaya atıldı: radyoaktivite.
02:12
radioactivity.
29
132439
1249
02:14
And within 40 years,
30
134426
2064
40 yıl içerisinde,
02:16
physicists discovered the whole explanation,
31
136514
3792
fizikçiler bunu bütünüyle açıkladılar,
02:20
expressed, as usual, in elegant symbols.
32
140330
4025
her zamanki gibi zarif bazı semboller ile.
02:25
But never mind the symbols.
33
145212
2433
Ama sembollere takılmayın.
02:27
Think how many discoveries they represent.
34
147669
5337
Bunların kaç tane buluşa
karşılık geldiğini düşünün.
02:33
Nuclei and nuclear reactions, of course.
35
153030
3311
Çekirdek ve nükleer reaksiyonlar tabiki.
02:36
But isotopes,
36
156365
1982
Fakat izotoplar, elektriğin parçacıkları,
02:39
particles of electricity,
37
159330
2073
02:43
antimatter,
38
163554
1542
antimadde,
02:47
neutrinos,
39
167250
1821
nötrinolar,
02:49
the conversion of mass to energy -- that's E=mc2 --
40
169095
4395
kütlenin enerjiye çevrimi --E=mc^2 den bahsediyoruz--
02:53
gamma rays,
41
173514
1236
gama ışınları,
02:55
transmutation.
42
175980
1692
transmutasyon.
02:59
That ancient dream that had always eluded the alchemists
43
179330
4976
Simyacıları hep meşgul etmiş olan o eski hayal
03:04
was achieved through these same theories
44
184330
2254
yine yıldızların ışığını açıklayan
03:06
that explained starlight and other ancient mysteries
45
186608
4698
bu ayni teoriler ile gerçekleşmiştir
aynen diğer eski gizemler
03:11
and new, unexpected phenomena.
46
191330
3348
ve beklenmedik fenomenler gibi.
03:14
That all that, discovered in 40 years,
47
194702
3973
Son 40 yılda keşfedilen bütün bunların
03:18
had not been in the previous hundred thousand
48
198699
3208
yüz binlerce sene önce keşfedilmemelerinin sebebi
03:21
was not for lack of thinking
49
201931
3307
ne yıldızlar hakkındaki yetersiz düşüncelerinden
03:25
about stars and all those other urgent problems they had.
50
205262
4117
ne de daha acil bazi sorunlarının oluşundandı.
Hayatlarını domine eden
03:30
They even arrived at answers, such as myths,
51
210093
4294
bazı efsanelerde
03:34
that dominated their lives,
52
214411
2152
cevaplar bile bulmuşlardı,
03:36
yet bore almost no resemblance to the truth.
53
216587
4776
her ne kadar gerçeğe
pek yaklaşamamış olsalarda.
03:42
The tragedy of that protracted stagnation
54
222514
3815
Bu ilerlemeyi geri bırakan trajedininin
03:47
isn't sufficiently recognized, I think.
55
227330
2465
tam olarak anlaşıldığını düşünmüyorum.
03:49
These were people with brains of essentially the same design
56
229819
4237
Bunlar, bu buluşları yapan insanlar ile
aşağı yukarı aynı beyin yapısına
03:54
that eventually did discover all those things.
57
234080
4226
sahip kişilerdi.
03:59
But that ability to make progress
58
239100
3977
Ancak bu ilerleme yapabilme kabiliyeti
04:03
remained almost unused,
59
243101
3205
neredeyse hiç kullanılmadı,
04:06
until the event that revolutionized the human condition
60
246330
5723
ta ki insan doğasında
devrim niteliği taşıyan olay gerçekleşıp
evreni degiştirene dek.
04:12
and changed the universe.
61
252077
1626
04:13
Or so we should hope,
62
253727
1333
Ya da biz öyle umuyoruz.
04:15
because that event was the scientific revolution,
63
255084
4222
Çünkü bu olay
bilimsel devrimdi,
04:19
ever since which our knowledge of the physical world
64
259330
3865
ki bu zamana kadar
fiziksel dünya bilgimiz,
04:23
and of how to adapt it to our wishes
65
263219
3855
ve bunu beklentilerimize nasıl adapte edebileceğimiz,
04:27
has been growing relentlessly.
66
267098
1976
önlenemez bir hızla genişliyordu.
04:29
Now, what had changed?
67
269584
2600
Peki şimdi ne değişti?
04:32
What were people now doing for the first time
68
272208
2265
Şimdi insanlar ilk defa ne yapıyorlardı ki
04:34
that made that difference between stagnation
69
274497
4010
tıkanıklıktan, hızlı
ve ucu açık buluşlara
04:38
and rapid, open-ended discovery?
70
278531
3005
kadar büyük bir fark yaratabilmişti?
04:42
How to make that difference
71
282639
2009
Bu farkı nasıl yaratacağımız
04:44
is surely the most important universal truth
72
284672
3457
bilinmesi mümkün
04:48
that it's possible to know.
73
288153
1644
en önemli evrensel gerçektir.
04:50
And worryingly, there's no consensus about what it is.
74
290781
4392
Bunun ne olduğuna dair fikir birliği olmaması endişe verici.
04:55
So, I'll tell you.
75
295562
1443
Bunu size ben açıklayacağım.
04:57
(Laughter)
76
297029
1031
Fakat önce biraz geriye gitmem gerekiyor.
04:58
But I'll have to backtrack a little first.
77
298084
2491
05:01
Before the scientific revolution,
78
301376
2023
Bilimsel devrimden önce,
05:04
they believed that everything important, knowable,
79
304447
3012
önemli olan ve bilinebilir herşeyin
05:07
was already known,
80
307483
1494
zaten bilindiğine inanılıyordu,
05:09
enshrined in ancient writings, institutions
81
309001
3683
eski yazıtlarda, kurumlarda
05:12
and in some genuinely useful rules of thumb --
82
312708
3036
ve bazı faydalı pratik kurallarda belirtildiği üzere,
05:15
which were, however, entrenched as dogmas,
83
315768
3242
ki bunlar birçok yanlış inançla beraber
05:19
along with many falsehoods.
84
319034
2887
kökleşmiş dogmalardı.
05:21
So, they believed that knowledge came from authorities
85
321945
3728
Yani bilgi aslında, hakkında çok az şey bildikleri
05:25
that actually knew very little.
86
325697
2457
başka otoritelerden geliyordu.
05:28
And therefore,
87
328178
1948
Ve bu yüzden ilerleme
05:30
progress depended on learning how to reject
88
330150
4634
alimlerin, rahiplerin,
05:34
the authority of learned men, the priests, traditions and rulers,
89
334808
6760
geleneklerin ve yöneticilerin
otoritelerini reddetmeye dayanıyordu.
05:41
which is why the scientific revolution had to have a wider context:
90
341592
4714
İşte bu yüzden bilimsel devrimin
çok daha geniş bir bağlamı olması gerekiyordu:
05:46
the Enlightenment, a revolution in how people sought knowledge,
91
346330
6976
Aydınlanma, otoriteye bağımlı olmadan
insanların bilgi soğurmaya
05:53
trying not to rely on authority.
92
353330
3528
gayret ettiği bir devrim.
05:56
"Take no one's word for it."
93
356882
1715
"Kimsenin lafına inanmayın."
05:58
But that can't be what made the difference.
94
358621
3363
Ancak farkı yaratan bu olamaz.
06:02
Authorities had been rejected before, many times.
95
362008
2953
Otorite daha önce pek çok defa reddedilmişti.
06:04
And that rarely, if ever,
96
364985
2024
Ve bu daha önce olsa dahi
çok seyrek bir bilimsel devrime sebep olmuştu.
06:07
caused anything like the scientific revolution.
97
367033
3273
06:10
At the time, what they thought distinguished science
98
370330
4010
O zamanlar, bilimi farklılaştıranın
görülmeyen şeyler hakkındaki
06:14
was a radical idea about things unseen,
99
374364
4432
radikal bir fikir olan
06:18
known as empiricism --
100
378820
2613
ampirizm oldugu düşünülüyordu.
06:21
all knowledge derives from the senses.
101
381457
3337
Bütün bilgi algılarımızdan gelir.
06:26
Well, we've seen that that can't be true.
102
386484
3207
Bunun doğru olamayacağını gördük.
06:29
It did help by promoting observation and experiment.
103
389715
5700
Bunun yardımı,
gözlem ve deneylere yaptığı etki ile oldu.
06:35
But, from the outset,
104
395439
1259
Fakat sonuca baktığımızda
06:36
it was obvious that there was something horribly wrong with it.
105
396722
3699
ortada korkunç bir yanlışın olduğu çok açıktı.
06:40
Knowledge comes from the senses?
106
400445
1955
Bilgi algılarımızdan gelir.
06:42
In what language?
107
402424
1158
Hangi dilde? Galile'nin, doğanın kitabının yazıldığı dil olduğunu
06:43
Certainly not the language of mathematics, in which, Galileo rightly said,
108
403606
4546
söylediği matematik dilinde
06:48
the book of nature is written.
109
408176
1968
olmadığı kesin.
06:51
Look at the world.
110
411553
1157
Dünyaya bakın. Dağların yamacına
06:52
You don't see equations carved on the mountainsides.
111
412734
3793
yazılı denklemler göremezsiniz.
06:57
If you did, it would be because people had carved them.
112
417330
2720
Eğer görüyorsanız, insanlar yonttukları
için görüyorsunuzdur.
07:00
By the way, why don't we do that?
113
420980
2082
Bu arada, neden bunu yapmıyoruz?
07:03
(Laughter)
114
423086
1076
07:04
What's wrong with us?
115
424186
1509
Derdimiz ne?
07:05
(Laughter)
116
425719
1444
(Gülüşmeler)
07:07
Empiricism is inadequate
117
427187
2639
Ampirizm yetersizdir
07:09
because, well, scientific theories explain the seen in terms of the unseen.
118
429850
6263
çünkü
bilimsel teoriler görünenleri, görünmeyenlere dayanarak açıklar.
07:16
And the unseen, you have to admit,
119
436137
2585
Ve kabul etmeniz gerekir ki
07:18
doesn't come to us through the senses.
120
438746
1922
görünmeyenler bize algılarımızdan gelmezler.
07:20
We don't see those nuclear reactions in stars.
121
440692
3743
Yıldızlardaki nükleer reaksiyonları görmeyiz.
07:24
We don't see the origin of species.
122
444459
3442
Türlerin kökenini görmeyiz.
07:27
We don't see the curvature of space-time,
123
447925
3381
Uzay-zaman kıvrımlarını
07:31
and other universes.
124
451330
1919
ve başka evrenleri görmeyiz.
07:33
But we know about those things.
125
453273
2168
Fakat bunları biliyoruz.
07:36
How?
126
456020
1188
Nasıl?
07:38
Well, the classic empiricist answer is induction --
127
458131
5816
Klasik ampirizmin cevabı, tümevarım.
07:43
the unseen resembles the seen.
128
463971
3335
Görülmeyen, görünene benzer.
07:47
But it doesn't.
129
467763
1627
Ama benzemiyor.
07:49
You know what the clinching evidence was that space-time is curved?
130
469414
4988
Uzay-zamanın kıvrıldığını ortaya koyan
kanıt neydi biliyormusunuz.
07:54
It was a photograph -- not of space-time,
131
474426
3156
Bir fotoğraftı, uzay-zamanın değil,
07:57
but of an eclipse, with a dot there rather than there.
132
477606
4137
ama bir güneş tutulmasının, burası yerine burada olan bir nokta ile.
08:01
And the evidence for evolution?
133
481767
1831
Ya evrimin kanıtı?
08:03
Some rocks and some finches.
134
483622
2417
Birkaç kaya ve birkaç ispinoz kuşu.
08:06
And parallel universes?
135
486912
1178
Ya paralel evrenler? Tekrardan: noktalar
08:08
Again: dots there rather than there, on a screen.
136
488114
3656
bir ekranda burasi yerine burada olan.
08:11
What we see in all these cases
137
491794
2610
Bütün bu örneklerde gördüklerimiz
08:14
bears no resemblance to the reality that we conclude is responsible --
138
494428
6574
vardığımız sağduyulu gerçeklere
hiç benzerlik göstermiyor --
sadece uzun teorik bir muhakeme zinciri
08:21
only a long chain of theoretical reasoning and interpretation connects them.
139
501026
6004
ve yorumlama bunları birbirine bağlayabiliyor.
"Ah!" diyor yaratılışcılar,
08:27
"Ah!" say creationists.
140
507054
2309
08:29
"So you admit it's all interpretation.
141
509387
2400
"Hepsinin birer yorum olduğunu kabul ediyorsunuz.
08:31
No one's ever seen evolution.
142
511811
2459
Kimse evrilmedi.
08:34
We see rocks.
143
514294
2506
Kayaları görüyoruz.
08:36
You have your interpretation. We have ours.
144
516824
2429
Sizin kendi yorumunuz var. Bizim kendi.
08:39
Yours comes from guesswork; ours, from the Bible."
145
519277
3647
Sizinkisi tahmin işi;
bizimkisi ise İncil'den"
08:43
But what creationist and empiricists both ignore
146
523432
6211
Fakat yaratılışcıların ve ampirizmcilerin görmezden geldiği,
08:49
is that, in that sense,
147
529667
1438
aynı bağlamda
08:51
no one's ever seen a Bible either,
148
531129
2724
kimse İncil'i de gormedi,
08:54
that the eye only detects light, which we don't perceive.
149
534964
3585
zira göz sadece, bizim hissedemediğimiz, ışığı algılayabiliyor.
08:58
Brains only detect nerve impulses.
150
538573
2657
Beyinler sadece sinir itkilerini algılayabiliyor.
09:01
And they don't perceive even those as what they really are,
151
541780
3091
Ve onlar bile bu itkilerin gerçek halleri olan
09:04
namely electrical crackles.
152
544895
2200
elektrik çıtırdılarını hissedemiyorlar.
Yani sonuçta hiçbirşeyi gerçekte oldukları şekli ile algılamıyoruz.
09:07
So we perceive nothing as what it really is.
153
547119
4743
09:11
Our connection to reality is never just perception.
154
551886
4532
Bizi gerçeğe bağlayan
asla sadece sezgilerimiz değil.
09:16
It's always, as Karl Popper put it,
155
556823
3650
Bu herzaman için, Karl Popper'ın söylediği gibi,
09:20
theory-laden.
156
560497
1476
kuram-yüklüdür.
09:23
Scientific knowledge isn't derived from anything.
157
563076
2892
Bilimsel bilgi hiçbirşeyden türememiştir.
09:25
Like all knowledge, it's conjectural, guesswork,
158
565992
4089
Aynı diğer bütün bilgiler gibidir. Tahmini, varsayımsal,
09:31
tested by observation,
159
571330
2240
gözlemle test edilmiştir,
09:33
not derived from it.
160
573594
2071
ondan türememiştir.
09:37
So, were testable conjectures the great innovation
161
577423
3026
Bu bağlamda, test edilebilir varsayımlar
09:40
that opened the intellectual prison gates?
162
580473
3833
akıl zindanın kapılarını açan büyük buluş muydu?
09:44
No, contrary to what's usually said, testability is common
163
584330
5086
Hayır. Çoğunlukla söylenenin tam tersi,
efsanelerde ve her türlü irrasyonel düşünce modellerinde,
09:49
in myths and all sorts of other irrational modes of thinking.
164
589440
4343
test edilebilirlik geneldir.
09:53
Any crank claiming the sun will go out next Tuesday
165
593807
3644
Güneşin bir dahaki Salı'ya söneceğini iddia eden her uçuğun
09:57
has got a testable prediction.
166
597475
2547
test edilebilir bir tahmini vardır.
10:00
Consider the ancient Greek myth explaining seasons.
167
600784
4592
Eski Yunandaki mevsimleri açıklayan
efsaneyi ele alalım.
10:06
Hades, god of the underworld,
168
606685
2306
Hades, yer altı tanrısı,
bahar tanrıçası Persephone'yi kaçırır
10:09
kidnaps Persephone, the goddess of spring,
169
609015
2364
10:11
and negotiates a forced marriage contract, requiring her to return regularly,
170
611403
5859
ve belirli aralıklar ile geri gelmesini zorlayan
bir evlilik sözleşmesini imzalatır ve gitmesine izin verir.
10:17
and lets her go.
171
617286
1371
10:18
And each year,
172
618681
1625
Her sene,
10:20
she is magically compelled to return.
173
620330
2929
büyülü bir şekilde geri dönmeye mecbur kalır Persephone.
10:23
And her mother, Demeter,
174
623283
2023
Ve annesi Demeter'in,
10:25
goddess of the earth,
175
625330
1976
yer yüzü tanrıçası,
10:27
is sad, and makes it cold and barren.
176
627330
3786
hüznünden dünya soğuk ve çorak hale gelir.
10:32
That myth is testable.
177
632330
2925
Bu efsane test edilebilir.
10:35
If winter is caused by Demeter's sadness,
178
635279
3991
Eğer kış Demeter'in üzüntüsünden kaynaklanıyorsa,
10:39
then it must happen everywhere on earth simultaneously.
179
639294
4012
bu durumda dünyada heryerde aynı anda olmalıdır.
10:43
So if the ancient Greeks had only known
180
643330
2077
Yani eğer eski Yunanlılar Avustralya kıtasının
10:45
that Australia is at its warmest when Demeter is at her saddest ...
181
645431
4380
Demeter üzgünken en sıcak zamanları olduğunu bilselerdi
10:49
(Laughter)
182
649835
1015
10:50
they'd have known that their theory is false.
183
650874
2177
teorilerinin yanlış olduğunu anlayacaklardı.
10:53
(Laughter)
184
653075
1032
Peki efsanelerdeki ve bilim öncesi düşündeki,
10:54
So, what was wrong with that myth
185
654131
2620
10:56
and with all prescientific thinking?
186
656775
2725
yanlışlık neydi
10:59
And what, then, made that momentous difference?
187
659524
4056
ve aradaki bu ciddi farkı ortaya çıkaran neydi?
11:04
I think there's one thing you have to care about
188
664330
4688
Bence önemsemeniz gereken sadece tek birşey var.
Ve bunun
11:09
and that implies testability, the scientific method,
189
669042
4063
test edilebilirliği, bilimsel metodu,
11:13
the Enlightenment and everything.
190
673129
1887
Aydınlanmayı ve herşeyi içermesi gerekiyor.
11:15
And here's the crucial thing:
191
675040
2143
Ve işte kritik nokta.
11:17
there is such a thing as a defect in a story.
192
677207
2913
Hikayede hata diye birşey var.
11:20
I don't just mean a logical defect.
193
680144
1784
Sadece mantıksal bir hatadan bahsetmiyorum. Hatalı bir anlatımı kastediyorum.
11:21
I mean a bad explanation.
194
681952
3231
11:25
What does that mean?
195
685207
1402
Bu ne anlama geliyor? Anlatım,
11:26
Well, an explanation is an assertion about what's there, unseen,
196
686633
4874
görünenlerin üzerinden,
11:31
that accounts for what's seen;
197
691531
2775
görünmeyenleri teyyid etmektir.
11:34
because the explanatory role of Persephone's marriage contract
198
694330
5470
Çünkü Persephone'nin evlilik sözleşmesinin
oynadığı açıklayıcı rol
11:39
could be played equally well
199
699824
1379
aynı şekilde sayısız
11:41
by infinitely many other ad hoc entities.
200
701227
4053
farklı şekillerde
oynanabilirdi.
11:45
Why a marriage contract and not any other reason
201
705304
3571
Neden evlilik sözleşmesi ve başka farklı bir sebep değil,
11:48
for regular annual action?
202
708899
3191
senelik bir olayı açıklamak için?
11:52
Here's one: Persephone wasn't released.
203
712114
3192
Mesela bu. Persephone serbest bırakılmaz.
11:55
She escaped, and returns every spring to take revenge on Hades,
204
715330
6301
Kaçar ve her bahar güçlerini toplayarak
Hades'ten intikam almak için
12:01
with her spring powers.
205
721655
1651
geri döner.
12:03
She cools his domain with spring air,
206
723799
4358
Kendi bölgesini bahar havası ile soğutur,
12:08
venting heat up to the surface, creating summer.
207
728181
4125
yüzeye doğru sıcak hava göndererek yazı yaratır.
12:12
That accounts for the same phenomena as the original myth.
208
732718
4085
Bu orjinal efsane gibi aynı fenomeni açıklar.
12:16
It's equally testable.
209
736827
1757
Aynı şekilde test edilebilir.
12:19
Yet what it asserts about reality is, in many ways, the opposite.
210
739282
5454
Fakat bu, gerçeklik hakkında
birçok açıdan tam tersini belirtir.
12:24
And that's possible
211
744760
1463
Bu olasıdır, çünkü,
12:26
because the details of the original myth are unrelated to seasons,
212
746247
4996
orjinal efsanenin detayları
mevsimlerle alakalı değildir,
12:31
except via the myth itself.
213
751267
2739
efsanenin kendi kendine olan aracılığı hariç.
12:35
This easy variability
214
755083
3119
Bu kolay değişkenlik
12:38
is the sign of a bad explanation,
215
758226
3317
kötü bir açıklamanın göstergesidir.
12:42
because, without a functional reason
216
762194
3675
Çünkü, sayısız değişkenlerden herhangi bir tanesini
12:45
to prefer one of countless variants,
217
765893
4421
fonksiyonel bir sebep olmadan seçmek
12:51
advocating one of them in preference to the others
218
771372
2435
ya da, bir değişkeni diger bir değişkene üstün tutmak,
12:53
is irrational.
219
773831
1574
rasyonel bir çaba değildir.
12:55
So, for the essence of what makes the difference to enable progress,
220
775429
5141
Demek ki, gelişimi yaratan
değişimlerin esansını yakalayabilmek için,
13:00
seek good explanations,
221
780594
2335
fenomeni hala açıklayabilen
13:02
the ones that can't be easily varied,
222
782953
2449
ve aynı zamanda çeşitlendirilemeyen
13:05
while still explaining the phenomena.
223
785426
3079
iyi açıklamalar bulmak gerekiyor.
13:10
Now our current explanation of seasons
224
790076
2506
Mevsimler için şimdiki açıklamamız,
13:13
is that the Earth's axis is tilted like that,
225
793693
3340
dünya eksenin eğik olması
13:17
so each hemisphere tilts towards the sun for half the year,
226
797057
3634
ve böylece her yarı kürenin senenin yarısı
13:20
and away for the other half.
227
800715
1924
güneşe doğru dönmesi.
13:23
[Not to scale!]
228
803060
1154
Buna bir bakalım.
13:24
Better put that up.
229
804238
1166
13:25
(Laughter)
230
805428
1286
(Gülüşmeler)
13:26
That's a good explanation:
231
806738
3240
Bu iyi bir açıklama: çeşitlendirmek zor,
13:30
hard to vary,
232
810002
1422
13:31
because every detail plays a functional role.
233
811448
3090
çünkü her detay işlevsel bir rol oynuyor.
13:34
For instance, we know, independently of seasons,
234
814562
2852
Mesela, mevsimlerden ayrı olarak,
13:37
that surfaces tilted away from radiant heat are heated less,
235
817438
5052
ısı kaynağına eğimli
yüzeylerde ısınmanın daha az olduğunu
13:42
and that a spinning sphere, in space,
236
822514
2966
ve uzayda dönen bir kürenin sürekli
13:45
points in a constant direction.
237
825504
2295
aynı yöne baktığını biliyoruz.
13:48
And the tilt also explains
238
828250
3382
Ayrıca eğim aynı anda
13:51
the sun's angle of elevation at different times of year,
239
831656
3429
yılın değişik zamanlarında güneşin yükselme açısının farklı olacağını
13:55
and predicts that the seasons will be out of phase in the two hemispheres.
240
835109
5016
ve mevsimlerin dönemlerinin iki yarı kürede
farklı olacağını açıklıyor.
14:00
If they'd been observed in phase,
241
840149
2316
Eğer eş zamanlı oldukları gözlenseydi,
14:02
the theory would have been refuted.
242
842489
1986
teoride çürümüş olacaktı.
14:04
But now, the fact that it's also a good explanation, hard to vary,
243
844499
6229
Fakat şimdi, çeşitlendirilemeyen iyi bir açıklama oluşu
aradaki en önemli farkı yaratıyor.
14:10
makes the crucial difference.
244
850752
2210
14:14
If the ancient Greeks had found out about seasons in Australia,
245
854067
5396
Eğer eskı Yunanlılar
Avustralya'dakı mevsimleri biliyor olsaydı
14:19
they could have easily varied their myth to predict that.
246
859487
3900
efsanelerini bu durumuda gösterecek şekilde
çok kolay çeşitlendirebilirlerdi.
14:23
For instance, when Demeter's upset,
247
863411
2161
Mesela, Demeter üzgünken
14:25
she banishes heat from her vicinity into the other hemisphere,
248
865596
4444
sıcaklığı çevresinden uzaklaştırıp
diğer yarı küreye gönderdiği için orada yaz oluyordu.
14:30
where it makes summer.
249
870064
1383
14:31
So, being proved wrong by observation
250
871471
2835
Yani gözlem ile yanlışlığını kanıtladıktan sonra
14:34
and changing their theory accordingly
251
874330
2543
teoriyi gereğince değiştirmek
14:36
still wouldn't have got the ancient Greeks one jot closer to understanding seasons,
252
876897
5194
eski Yunanlıların mevsimleri anlayışına
zerre kadar fayda sağlamayacaktı,
14:42
because their explanation was bad -- easy to vary.
253
882115
3766
çünkü açıklamaları kötüydü; çeşitlendirilebilirdi.
14:45
And it's only when an explanation is good
254
885905
2814
Ve sadece açıklamalar iyi oldukları sürece
14:48
that it even matters whether it's testable.
255
888743
2493
test edilebilirlikleri tartışılabilir.
Eğer eksen eğriliği teorisi çürümüş olsa,
14:51
If the axis-tilt theory had been refuted,
256
891260
2231
14:53
its defenders would have had nowhere to go.
257
893515
2356
savunuclarının gidecek başka yerleri olamazdı.
14:55
No easily implemented change
258
895895
2726
Kolayca eklenebiir hiçbir değişiklik
14:58
could make that tilt cause the same seasons in both hemispheres.
259
898645
5108
iki yarı kürede mevsimlerin aynı anda
olmasını sağlayacak farkı yaratamazdı.
15:05
The search for hard-to-vary explanations is the origin of all progress.
260
905210
6281
Gelişimin kaynağı, zor çeşitlendirilebilir
açıklamalar aramaktır.
15:11
It's the basic regulating principle of the Enlightenment.
261
911515
4513
Aydınlanmanın
en temel prensibidir.
15:16
So, in science, two false approaches blight progress.
262
916052
4366
Bilimde iki yanlış yaklaşım gelişimi tıkamaktadır.
15:20
One's well-known: untestable theories.
263
920442
2864
Birincisi iyi bilinir: test edilemeyen teoriler.
15:23
But the more important one is explanationless theories.
264
923330
3902
Fakat daha da önemlisi açıklamasız teorilerdir.
15:27
Whenever you're told that some existing statistical trend will continue
265
927256
4556
Ne zaman istatistiksel bir gidişin devam edeceği söylense
15:31
but you aren't given a hard-to-vary account of what causes that trend,
266
931836
5240
fakat bu gidişata neyin sebep olduğuna dair
çeşitlendirilemeyen bir sebep belirtilmese,
15:37
you're being told a wizard did it.
267
937100
2117
bunu bir büyücünün yaptığı size söylenmiş oluyor.
15:39
When you are told that carrots have human rights
268
939241
2820
Size genlerimizin yarısını paylaştığımız havucun
15:42
because they share half our genes,
269
942085
2098
insan haklarına tabi olduğu söylense --
15:44
but not how gene percentages confer rights -- wizard.
270
944207
5317
fakat gen yüzdelerinin nasıl hakları verdiği açıklanmasa --, büyücü yaptı oluyor.
15:50
When someone announces that the nature-nurture debate
271
950023
4335
Bize doğa-terbiye tartışmasının son bulduğunu
15:54
has been settled
272
954382
1213
çünkü politik görüşlerimizin
15:55
because there's evidence that a given percentage of our political opinions
273
955619
4485
aslında genetik olarak
aktarıldığına dair kanıtların olduğunu söyleseler,
16:00
are genetically inherited,
274
960128
2178
16:02
but they don't explain how genes cause opinions,
275
962330
3976
fakat genlerin nasıl fikirleri etkilediğini açıklamasalar,
16:06
they've settled nothing.
276
966330
1170
hiçbirşeyi çözmüş olmazlar. Düşüncelerimizi
16:07
They're saying that our opinions are caused by wizards,
277
967524
3491
büyücülerin ortaya çıkardığını söylemiş olurlar,
ve tahminen kendilerininkide aynı şekilde.
16:11
and presumably, so are their own.
278
971039
1724
16:12
(Laughter)
279
972787
1150
16:13
That the truth consists of hard-to-vary assertions about reality
280
973961
6901
Doğruların, gerçekler hakkında
çeşitlendirmesi zor
16:20
is the most important fact about the physical world.
281
980886
3840
savlardan oluşması, fiziksel dünyanın
en önemli niteliğidir.
16:25
It's a fact that is itself unseen,
282
985330
3640
Bu öyle bir niteliktir ki, kendisi görünmez,
16:28
yet impossible to vary.
283
988994
2694
fakat çeşitlendirmenin de imkanı yoktur. Teşekkürler.
16:31
Thank you.
284
991712
1189
16:32
(Applause)
285
992925
3405
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7