Richard Seymour: How beauty feels

Richard Seymour : Güzellik nasıl hissedilir?

137,052 views ・ 2011-10-12

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Aylin Atay Gözden geçirme: osman oguz ahsen
00:15
When I was little --
0
15260
2000
Ben küçükken --
00:17
and by the way, I was little once --
1
17260
2000
bu arada, bir zamanlar küçüktüm --
00:19
my father told me a story
2
19260
2000
babam bir hikaye anlattı
00:21
about an 18th century watchmaker.
3
21260
2000
18. yüzyıldaki bir saatçi hakkında.
00:23
And what this guy had done:
4
23260
2000
Ve bu adamın yaptığı şuydu:
00:25
he used to produce these fabulously beautiful watches.
5
25260
2000
harika güzellikte saatler üretmek.
00:27
And one day, one of his customers came into his workshop
6
27260
3000
Bir gün, müşterilerden biri atölyesine gelmiş
00:30
and asked him to clean the watch that he'd bought.
7
30260
3000
ve kendisinden aldığı bir saati temizletmek istemiş.
00:33
And the guy took it apart,
8
33260
2000
Adam saati açmış,
00:35
and one of the things he pulled out was one of the balance wheels.
9
35260
3000
ve çıkardığı şeylerden biri de denge çarkıymış.
00:38
And as he did so, his customer noticed
10
38260
2000
Bunu yaparken müşterisi farketmiş ki
00:40
that on the back side of the balance wheel was an engraving,
11
40260
3000
çarkın arka tarafında bir işleme
00:43
were words.
12
43260
2000
yazı var.
00:45
And he said to the guy,
13
45260
2000
Adama demiş ki,
00:47
"Why have you put stuff on the back
14
47260
2000
"Neden bu yazıyı arkaya
00:49
that no one will ever see?"
15
49260
2000
kimsenin göremeyeceği bir yere koydun?
00:51
And the watchmaker turned around and said,
16
51260
3000
Saatçi arkasına dönmüş ve demiş ki,
00:54
"God can see it."
17
54260
2000
"Allah görebilir."
00:56
Now I'm not in the least bit religious,
18
56260
2000
Ben hiç dinle ilgisi olan biri değilim
00:58
neither was my father,
19
58260
2000
babam da öyle değildi,
01:00
but at that point, I noticed something happening here.
20
60260
3000
ama o anda, burada bir şey olduğunun farkına vardım.
01:03
I felt something
21
63260
2000
Bir şey hissettim
01:05
in this plexus of blood vessels and nerves,
22
65260
4000
bu damar ve sinir ağlarının içinde
01:09
and there must be some muscles in there as well somewhere, I guess.
23
69260
2000
tabii ki sanırım burada bazı kaslar da mevcut.
01:11
But I felt something.
24
71260
2000
Ama bir şey hissettim.
01:13
And it was a physiological response.
25
73260
3000
Bu bir bedensel bir tepkiydi.
01:16
And from that point on, from my age at the time,
26
76260
3000
Ve o zamandan beri, yani o yaşımdan beri,
01:19
I began to think of things in a different way.
27
79260
2000
her şeyi değişik düşünmeye başladım.
01:21
And as I took on my career as a designer,
28
81260
2000
Ve tasarımcılık kariyerimde ilerledikçe,
01:23
I began to ask myself the simple question:
29
83260
3000
kendime şu basit soruyu sormaya başladım.
01:26
Do we actually think beauty,
30
86260
2000
Güzelliği gerçekte düşünür müyüz?
01:28
or do we feel it?
31
88260
2000
yoksa hisseder miyiz?
01:30
Now you probably know the answer to this already.
32
90260
2000
Şimdi siz büyük olasılıkla bu sorunun yanıtını biliyorsunuz.
01:32
You probably think, well, I don't know which one you think it is,
33
92260
3000
Düşünüyorsunuz ki, bilmiyorum hangisini,
01:35
but I think it's about feeling beauty.
34
95260
3000
ama inanıyorum ki güzelliği hissetmeyi.
01:38
And so I then moved on into my design career
35
98260
4000
Böylece ben tasarım kariyerimde ilerlerken
01:42
and began to find some exciting things.
36
102260
2000
bazı heyecan veren şeyleri hissetmeye başladım.
01:44
One of the most early work was done in automotive design --
37
104260
3000
İlk üzerinde çalıştığım konulardan biri araba tasarımı idi --
01:47
some very exciting work was done there.
38
107260
2000
burada bazı çok önemli işler başardık.
01:49
And during a lot of this work,
39
109260
2000
Ve bu işin çok sürecinde
01:51
we found something, or I found something,
40
111260
2000
bir şeyler bulduk, ya da ben bir şeyler buldum,
01:53
that really fascinated me, and maybe you can remember it.
41
113260
3000
beni çok heyecanlandıran şeyler, belki hatırlayabilirsiniz.
01:56
Do you remember when lights used to just go on and off,
42
116260
2000
Işıkların yanıp söndüğünü hatırlar mısınız?
01:58
click click, when you closed the door in a car?
43
118260
3000
klik, klik, arabanın kapısını kapattığınızda.
02:01
And then somebody, I think it was BMW,
44
121260
2000
Sonra birisi, sanırım bu BMW idi,
02:03
introduced a light that went out slowly.
45
123260
3000
azalarak sönen bir ışık tanıttı.
02:06
Remember that?
46
126260
2000
Hatırladınız mı?
02:08
I remember it clearly.
47
128260
2000
Ben çok iyi hatırlıyorum.
02:10
Do you remember the first time you were in a car and it did that?
48
130260
2000
İlk defa böyle bir arabada bunu gördüğünüzü hatırlıyor musunuz?
02:12
I remember sitting there thinking, this is fantastic.
49
132260
3000
Ben öylece oturup, bu harika diye düşündüğümü hatırlıyorum.
02:15
In fact, I've never found anybody
50
135260
2000
Hatta, bu ışığın böyle yavaşça sönmesinden
02:17
that doesn't like the light that goes out slowly.
51
137260
2000
hoşlanmayan hiç birine rastlamadım.
02:19
I thought, well what the hell's that about?
52
139260
2000
Düşündüm ki, bu nasıl bir şey böyle?
02:21
So I started to ask myself questions about it.
53
141260
3000
Tabi ki kendime bu konuda sorular sormaya başladım.
02:24
And the first was, I'd ask other people: "Do you like it?" "Yes."
54
144260
3000
Ve başkalarına ilk sorduğum, "Beğendiniz mi?" "Evet"
02:27
"Why?" And they'd say, "Oh, it feels so natural,"
55
147260
2000
"Niçin?" Ve onlar da, "Bu çok doğal geldi," demişlerdir.
02:29
or, "It's nice."
56
149260
2000
yada, "Çok hoş."
02:31
I thought, well that's not good enough.
57
151260
2000
Düşündüm, ama bu yeterli değil.
02:33
Can we cut down a little bit further,
58
153260
2000
Biraz daha açabilir miyiz?
02:35
because, as a designer, I need the vocabulary, I need the keyboard,
59
155260
3000
çünkü bir tasarımcı olarak, bunun nasıl olduğunu anlamak için
02:38
of how this actually works.
60
158260
2000
benim kelimelere, klavyeye ihtiyacım var.
02:40
And so I did some experiments.
61
160260
2000
Böylece bazı deneyler yaptım.
02:42
And I suddenly realized
62
162260
2000
Ve birden anladım ki
02:44
that there was something that did exactly that --
63
164260
2000
bunu tam olarak gerçekleştiren bir şey vardı --
02:46
light to dark in six seconds --
64
166260
2000
ışıktan karanlığa altı saniyeyi --
02:48
exactly that.
65
168260
2000
tam bunu.
02:50
Do you know what it is? Anyone?
66
170260
3000
Bunun ne olduğunu biliyor musunuz? Kimse?
02:53
You see, using this bit, the thinky bit,
67
173260
2000
İşte bu kısmı kullanarak, düşünen kısmı,
02:55
the slow bit of the brain -- using that.
68
175260
2000
beynimizin yavaş olan kısmını kullanarak.
02:57
And this isn't a think, it's a feel.
69
177260
2000
Ve bu bir düşünce değil, bu bir duygu.
02:59
And would you do me a favor?
70
179260
2000
Ve lütfen bana yardımcı olur musunuz?
03:01
For the next 14 minutes or whatever it is,
71
181260
2000
Gelecek 14 dakika içinde yada her neyse,
03:03
will you feel stuff?
72
183260
2000
bir şeyler hissedebilir misiniz?
03:05
I don't need you to think so much as I want you to feel it.
73
185260
3000
Düşünmekten daha çok hissetmenizi istiyorum.
03:08
I felt a sense of relaxation
74
188260
3000
Bir rahatlama hissettim
03:11
tempered with anticipation.
75
191260
3000
beklentiye dönüşen.
03:14
And that thing that I found
76
194260
3000
Ve bu bulduğum şey
03:17
was the cinema or the theater.
77
197260
2000
sinema veya tiyatroydu.
03:19
It's actually just happened here --
78
199260
2000
Gerçekten de tam burada oldu --
03:21
light to dark in six seconds.
79
201260
3000
ışıktan karanlığa altı saniyede.
03:24
And when that happens, are you sitting there going,
80
204260
2000
Ve bu olduğunda, orada oturup
03:26
"No, the movie's about to start,"
81
206260
2000
"Hayır, film başlamak üzere," mi
03:28
or are you going, "That's fantastic. I'm looking forward to it.
82
208260
3000
yoksa, "Bu harika. Başlamasını bekliyorum." mu diyor sunuz?
03:31
I get a sense of anticipation"?
83
211260
3000
Bir beklenti hissi algılıyorum?
03:34
Now I'm not a neuroscientist.
84
214260
2000
Şimdi ben bir beyin uzmanı değilim.
03:36
I don't know even if there is something called a conditioned reflex.
85
216260
2000
Acaba şartlandırılmış refleks diye bir şey var mı bilmiyorum.
03:38
But it might be.
86
218260
2000
Ama olabilir.
03:40
Because the people I speak to in the northern hemisphere
87
220260
2000
Çünkü kuzey yarımkürede konuştuğum sinemaya
03:42
that used to go in the cinema get this.
88
222260
2000
giden insanlar bunu hissediyordu.
03:44
And some of the people I speak to
89
224260
2000
Ve bazı konuştuğum insanlar
03:46
that have never seen a movie or been to the theater
90
226260
2000
hayatlarında hiç film seyretmemiş ya da sinemaya gitmemiş
03:48
don't get it in the same way.
91
228260
2000
olanlar bunu aynı şekilde algılamıyorlar.
03:50
Everybody likes it,
92
230260
2000
Herkesin hoşuna gidiyor,
03:52
but some like it more than others.
93
232260
3000
ama bazıları diğerlerinden fazla seviyor.
03:55
So this leads me to think of this in a different way.
94
235260
2000
Bu yüzden, bunu değişik bir şekilde düşünmem gerekiyor.
03:57
We're not feeling it. We're thinking beauty is in the limbic system --
95
237260
3000
Bunu hissetmiyoruz. Güzelliğin limbik sistemde olduğunu düşünüyoruz --
04:00
if that's not an outmoded idea.
96
240260
2000
eğer bu modası geçmiş bir fikir değilse.
04:02
These are the bits, the pleasure centers,
97
242260
3000
Bunlar kısımlar, zevk merkezleri,
04:05
and maybe what I'm seeing and sensing and feeling
98
245260
3000
ve belki de gördüğüm, algıladığım ve hissettiğim
04:08
is bypassing my thinking.
99
248260
2000
düşünceme takılmadan geçiyor.
04:10
The wiring from your sensory apparatus to those bits
100
250260
3000
Algılama sistemlerindeki kablolardan o kısımlara olan
04:13
is shorter than the bits that have to pass through the thinky bit, the cortex.
101
253260
3000
uzaklık düşünce kısmı korteksden geçen kısımlardan daha kısa.
04:16
They arrive first.
102
256260
2000
Onlar önce geliyor.
04:18
So how do we make that actually work?
103
258260
3000
Öyleyse bunlar nasıl çalışıyor?
04:21
And how much of that reactive side of it
104
261260
2000
Ve o tepki veren kısmın ne kadarı
04:23
is due to what we already know,
105
263260
2000
önceden bildiklerimize dayalı,
04:25
or what we're going to learn, about something?
106
265260
2000
ya da bir şey hakkında öğreneceğimizle ilgili?
04:27
This is one of the most beautiful things I know.
107
267260
2000
Bu bildiğim en güzel şeylerden biri.
04:29
It's a plastic bag.
108
269260
2000
Bir plastik torba.
04:31
And when I looked at it first, I thought, no, there's no beauty in that.
109
271260
3000
Ve buna ilk baktığımda, düşündüm ki, bunda hiç bir güzellik yok.
04:34
Then I found out,
110
274260
2000
Sonra buldum,
04:36
post exposure,
111
276260
2000
buna açıldıktan sonra,
04:38
that this plastic bag if I put it into a filthy puddle
112
278260
3000
işte bu plastik torba, eğer bunu kirli bir su öbeğinin
04:41
or a stream filled with coliforms
113
281260
2000
içine koyup, veya kloroform dolu bir akıntıya
04:43
and all sorts of disgusting stuff,
114
283260
2000
her türlü iğrenç şeylerin olduğu,
04:45
that that filthy water
115
285260
2000
işte o iğrenç su
04:47
will migrate through the wall of the bag by osmosis
116
287260
3000
osmosisle torbanın duvarından içeri sızıp
04:50
and end up inside it as pure, potable drinking water.
117
290260
4000
içinde saf ve saklanabilir içme suyuna dönüşecek.
04:54
And all of a sudden, this plastic bag
118
294260
2000
Ve ansızın, bu plastik torba,
04:56
was extremely beautiful to me.
119
296260
3000
son derece güzeldi benim için.
05:00
Now I'm going to ask you again
120
300260
2000
Şimdi size tekrar soracağım
05:02
to switch on the emotional bit.
121
302260
2000
duygusal kısmınızı açmanızı.
05:04
Would you mind taking the brain out,
122
304260
2000
Beyinlerinizi çıkarmaya zahmet eder misiniz?
05:06
and I just want you to feel something.
123
306260
2000
Sadece bir şey hissetmenizi istiyorum.
05:08
Look at that. What are you feeling about it?
124
308260
3000
İşte görün. Neyi hissediyorsunuz?
05:11
Is it beautiful? Is it exciting?
125
311260
3000
Güzel mi? Heyecan verici mi?
05:14
I'm watching your faces very carefully.
126
314260
3000
Yüzlerinizi çok dikkatli izliyorum.
05:17
There's some rather bored-looking gentlemen
127
317260
2000
Şurada bazı çok sıkkın beyler var
05:19
and some slightly engaged-looking ladies
128
319260
2000
ve biraz da olsa ilgiyle bakan bayanlar
05:21
who are picking up something off that.
129
321260
2000
bundan bir şeyler aldıkları belli.
05:23
Maybe there's an innocence to it.
130
323260
2000
Belki de bunda bir saflık var.
05:25
Now I'm going to tell you what it is. Are you ready?
131
325260
3000
Şimdi size ne olduğunu söyleyeceğim. Hazır mısınız?
05:28
This is the last act on this Earth
132
328260
3000
Bu yeryüzünde son yaptığı bir şey
05:31
of a little girl called Heidi, five years old,
133
331260
3000
Heidi adındaki küçük bir kızın, beş yaşında,
05:34
before she died of cancer to the spine.
134
334260
3000
omurga kanserinden ölmeden önce.
05:37
It's the last thing she did,
135
337260
2000
Bu en son yaptığı şeydi,
05:39
the last physical act.
136
339260
2000
son fiziksel eylem.
05:41
Look at that picture.
137
341260
2000
Şu resme bakın.
05:43
Look at the innocence. Look at the beauty in it.
138
343260
3000
Masumiyete bakın. Bundaki güzelliğe bakın.
05:46
Is it beautiful now?
139
346260
2000
Şimdi size güzel geliyor mu?
05:48
Stop. Stop. How do you feel?
140
348260
2000
Durun. Durun. Ne hissediyor sunuz?
05:50
Where are you feeling this?
141
350260
2000
Bunu nerede hissediyorsunuz?
05:52
I'm feeling it here. I feel it here.
142
352260
3000
Ben burada hissediyorum. Tam burada.
05:55
And I'm watching your faces,
143
355260
2000
Ve sizin yüzlerinizi izliyorum,
05:57
because your faces are telling me something.
144
357260
2000
çünkü yüzleriniz bana bir şey söylüyor.
05:59
The lady over there is actually crying, by the way.
145
359260
3000
Şuradaki bayan gerçekten ağlıyor, bu arada.
06:02
But what are you doing?
146
362260
2000
Ama ne yapıyorsunuz?
06:04
I watch what people do.
147
364260
2000
Ben insanların yaptığını seyrediyorum.
06:06
I watch faces.
148
366260
2000
Yüzleri izliyorum.
06:08
I watch reactions.
149
368260
2000
Tepkileri izliyorum.
06:10
Because I have to know how people react to things.
150
370260
3000
Çünkü insanların her şeye nasıl tepki verdiklerini bilmem gerekli.
06:13
And one of the most common faces
151
373260
2000
Ve çok ortak yüzlerden biri
06:15
on something faced with beauty,
152
375260
2000
bir güzellikle karşılaşıldığında,
06:17
something stupefyingly delicious,
153
377260
2000
şaşırtıcı derecede lezzetli,
06:19
is what I call the OMG.
154
379260
3000
aman tanrım dediğim şey.
06:22
And by the way, there's no pleasure in that face.
155
382260
2000
Ve bu arada, bu yüzde hiç bir zevk göstergesi yok.
06:24
It's not a "this is wonderful!"
156
384260
2000
"Bu ne kadar harika bir şey!" ifadesi değil.
06:26
The eyebrows are doing this, the eyes are defocused,
157
386260
3000
Kaşlar şöyle yapıyor ve gözler odağını yitirmiş,
06:29
and the mouth is hanging open.
158
389260
2000
ve ağız açık kalmış.
06:31
That's not the expression of joy.
159
391260
2000
Bu bir keyif ifadesi değil.
06:33
There's something else in that.
160
393260
2000
Bunda başka bir şey daha var.
06:35
There's something weird happening.
161
395260
2000
Garip bir şey oluyor.
06:37
So pleasure seems to be tempered
162
397260
3000
Keyif görünürde kıvamlanmış
06:40
by a whole series of different things coming in.
163
400260
2000
bir sıra gelen değişik şeyler tarafından.
06:42
Poignancy is a word I love as a designer.
164
402260
3000
Dokunaklık bir tasarımcı olarak sevdiğim bir kelimedir.
06:45
It means something triggering a big emotional response,
165
405260
3000
Demektir ki, bu büyük bir duygu tepkisi doğuran bir tetiklemedir,
06:48
often quite a sad emotional response,
166
408260
4000
genellikle bayağı acı bir duygusal tepki,
06:52
but it's part of what we do.
167
412260
2000
ama bu yaptığımız şeylerden biri.
06:54
It isn't just about nice.
168
414260
2000
Bu sadece hoş olmakla alakalı değil.
06:56
And this is the dilemma, this is the paradox, of beauty.
169
416260
2000
Ve işte bu ikilem, bu çeliskidir güzellik.
06:58
Sensorily, we're taking in all sorts of things --
170
418260
2000
Algıyla, bir sürü şeyleri alıyoruz --
07:00
mixtures of things that are good, bad, exciting, frightening --
171
420260
4000
bir karışım iyi, kötü, heyecan verici, korkutucu --
07:04
to come up with that sensorial exposure,
172
424260
2000
o algılayıcı teşhire sahne olabilmek için
07:06
that sensation of what's going on.
173
426260
2000
ne olduğunu hissetmeye.
07:08
Pathos appears obviously
174
428260
2000
Tabi ki acıma belirir
07:10
as part of what you just saw in that little girl's drawing.
175
430260
3000
o küçük kızın çizdiklerinde gördüğünüzden.
07:13
And also triumph, this sense of transcendence,
176
433260
3000
Aynı zamanda zafer, ve uhrevi üstünlük
07:16
this "I never knew that. Ah, this is something new."
177
436260
3000
şu "Bunu hiç bilmiyordum. Ah, bu yeni bir şey."
07:19
And that's packed in there as well.
178
439260
2000
Ve bu da aynı zamanda mevcut.
07:21
And as we assemble these tools,
179
441260
2000
Bu parçaları bir araya getirince,
07:23
from a design point of view, I get terribly excited about it,
180
443260
3000
tasarım açısından, bu konuda çok heyecanlanıyorum,
07:26
because these are things, as we've already said,
181
446260
2000
çünkü bu şeyler, söylediğimiz gibi,
07:28
they're arriving at the brain, it would seem,
182
448260
2000
görünüşe bakılırsa, beyine ulaşıp,
07:30
before cognition, before we can manipulate them --
183
450260
3000
bilinçten önce, biz bunlara ayar yapmadan önce --
07:33
electrochemical party tricks.
184
453260
3000
elektrokimyasal oyun hileleri.
07:37
Now what I'm also interested in is:
185
457260
2000
Şimdi şunu da merak ediyorum:
07:39
Is it possible to separate
186
459260
2000
Acaba şunları ayırmak
07:41
intrinsic and extrinsic beauty?
187
461260
2000
gerçek ve dolaylı güzelliği, mümkün mü?
07:43
By that, I mean intrinsically beautiful things,
188
463260
3000
Bundan demek istediğim aslından güzel olan şeyler,
07:46
just something that's exquisitely beautiful,
189
466260
2000
yani kendinden zarif güzelliği olan bir şey,
07:48
that's universally beautiful.
190
468260
2000
evrensel bir güzellik.
07:50
Very hard to find. Maybe you've got some examples of it.
191
470260
3000
Bunu bulmak çok zor. Belki sizde bazı örnekler vardır.
07:53
Very hard to find something that, to everybody,
192
473260
2000
Herkes için öyle olan bir şeyi bulmak çok zor,
07:55
is a very beautiful thing,
193
475260
2000
çok güzel bir şeyi,
07:57
without a certain amount of information packed in there before.
194
477260
4000
özüne bazı bilgileri eklemeden önce.
08:01
So a lot of it tends to be extrinsic.
195
481260
2000
Öyleyse bir çok şey dolaylı.
08:03
It's mediated by information before the comprehension.
196
483260
4000
Kavrama bilgi aktarmasıyla oluşuyor.
08:07
Or the information's added on at the back,
197
487260
2000
Veya, bilgi sonuna ekleniyor,
08:09
like that little girl's drawing that I showed you.
198
489260
3000
size gösterdiğim o küçük kızın resmi gibi.
08:12
Now when talking about beauty
199
492260
2000
Şimdi güzellikten bahsedilirken,
08:14
you can't get away from the fact
200
494260
2000
şu gerçekten kaçamazsınız
08:16
that a lot experiments have been done in this way
201
496260
3000
ve bir çok deney bu şekilde yapılmıştır
08:19
with faces and what have you.
202
499260
2000
insan yüzleri ile ve her ne varsa.
08:21
And one of the most tedious ones, I think,
203
501260
2000
Bence bunların en bıktırıcı olanlarından biri,
08:23
was saying that beauty was about symmetry.
204
503260
2000
güzelliğin bir simetri olduğunun söylenmesidir.
08:25
Well it obviously isn't.
205
505260
2000
Tabi ki bu doğru değildir.
08:27
This is a more interesting one
206
507260
2000
Bu daha ilginç bir örnek
08:29
where half faces were shown to some people,
207
509260
2000
burada insanların yüzlerinin yarısı gösterilmiş,
08:31
and then to add them into a list
208
511260
2000
sonra bunların bir listeye eklenmesi
08:33
of most beautiful to least beautiful
209
513260
2000
en güzelden en az güzel olana istenmiş
08:35
and then exposing a full face.
210
515260
2000
sonra da tam yüzler gösterilmiş.
08:37
And they found that it was almost exact coincidence.
211
517260
2000
Ve anlamışlar ki bu sanki tam bir rastlantıdan ibaret.
08:39
So it wasn't about symmetry.
212
519260
3000
Tabi ki bunun simetriyle hiç bir ilgisi yok.
08:42
In fact, this lady has a particularly asymmetrical face,
213
522260
3000
Gerçekte, bu bayanın özellikle bir simetrisi olmayan bir yüzü var,
08:45
of which both sides are beautiful.
214
525260
3000
yüzünün iki yanı da güzel.
08:48
But they're both different.
215
528260
2000
Ama iki yanı da farklı.
08:50
And as a designer, I can't help meddling with this,
216
530260
2000
Tasarımcı olarak, bunla oynamaktan duramıyorum,
08:52
so I pulled it to bits and sort of did stuff like this,
217
532260
3000
bu yüzden bunu parçalara ayırdım ve böyle bir şeyler yaptım,
08:55
and tried to understand what the individual elements were,
218
535260
2000
ve anlamaya çalıştım ki yalın öğelerin ne olduğunu,
08:57
but feeling it as I go.
219
537260
2000
üzerinde çalışdıkça hissederek.
08:59
Now I can feel a sensation of delight and beauty
220
539260
3000
Şimdi bir haz ve güzellik hissedebiliyorum
09:02
if I look at that eye.
221
542260
2000
eğer o göze bakarsam.
09:04
I'm not getting it off the eyebrow.
222
544260
2000
Kaştan pek bir şey hissetmiyorum.
09:06
And the earhole isn't doing it to me at all.
223
546260
2000
Ve bana göre kulak deliğinin hiç etkisi yok.
09:08
So I don't know how much this is helping me,
224
548260
2000
Yani bunun bana ne kadar yardım ettiğinden şüpheliyim,
09:10
but it's helping to guide me to the places
225
550260
2000
ama beni başka yerlere götürüyor
09:12
where the signals are coming off.
226
552260
2000
bu sinyallerin geldiği yerlere.
09:14
And as I say, I'm not a neuroscientist,
227
554260
3000
Dediğim gibi, sinirbilimci değilim,
09:17
but to understand how I can start to assemble things
228
557260
2000
ama her şeyi bir araya getirmeye başlamayı anlamak
09:19
that will very quickly bypass
229
559260
3000
bu çok geçici
09:22
this thinking part
230
562260
2000
bu düşünme kısmı
09:24
and get me to the enjoyable precognitive elements.
231
564260
3000
ve bana zevk veren bu bilinç öncesi öğelere getirmesi.
09:28
Anais Nin and the Talmud have told us time and time again
232
568260
3000
Anais Nin ve Talmud bize bir çok kez söylediler
09:31
that we see things not as they are, but as we are.
233
571260
3000
biz varlıkları olduğu gibi değil, kendimizin olduğu gibi görürüz.
09:34
So I'm going to shamelessly expose something to you,
234
574260
2000
Böylece size çekinmeden bir şeyi açıklayacağım,
09:36
which is beautiful to me.
235
576260
2000
benim için güzel bir şey.
09:38
And this is the F1 MV Agusta.
236
578260
5000
Bu F1 MV Agusta.
09:43
Ahhhh.
237
583260
2000
Ahhhh.
09:45
It is really -- I mean, I can't express to you
238
585260
2000
Bu gerçekten -- açıklaması çok güç
09:47
how exquisite this object is.
239
587260
2000
ne kadar zarif bir nesne olduğunu.
09:49
But I also know why it's exquisite to me,
240
589260
3000
Fakat bana neden çok zarif geldiğini biliyorum,
09:52
because it's a palimpsest of things.
241
592260
3000
çünkü bir çok şeyin önceden yazılmış bir parşömende buluşması.
09:55
It's masses and masses of layers.
242
595260
2000
Yığınlarca katmanlar.
09:57
This is just the bit that protrudes into our physical dimension.
243
597260
3000
Bu sadece bizim fiziki boyutlarımıza yaptığı çıkış.
10:00
It's something much bigger.
244
600260
2000
Bu aslında çok daha büyük.
10:02
Layer after layer of legend, sport, details that resonate.
245
602260
3000
Her katmanında efsane ve spor ayrıntıları yankılanmakta.
10:05
I mean, if I just go through some of them now --
246
605260
3000
Demek istediğim, şimdi bazılarını anlatmaya çalışsam --
10:08
I know about laminar flow when it comes to air-piercing objects,
247
608260
3000
Havayı delen nesnelerin kat be kat akıcılığı hakkında bilgim var,
10:11
and that does it consummately well, you can see it can.
248
611260
3000
ve bunu çok verimli bir şekilde yapıyor, görüyorsunuz.
10:14
So that's getting me excited.
249
614260
2000
İşte bu beni heyecanlandırıyor.
10:16
And I feel that here.
250
616260
2000
Ve burada hissediyorum.
10:18
This bit, the big secret of automotive design --
251
618260
2000
Bu parça, otomotiv tasarımcılığının en büyük sırrı --
10:20
reflection management.
252
620260
2000
yansıma idaresi.
10:22
It's not about the shapes,
253
622260
2000
Şekillerle bir ilgisi yok,
10:24
it's how the shapes reflect light.
254
624260
2000
şekillerin ışığı nasıl yansıttığıyla ilgili.
10:26
Now that thing, light flickers across it as you move,
255
626260
3000
Şimdi şu şey, hareket ettiğinizde ışık titreşir,
10:29
so it becomes a kinetic object,
256
629260
2000
yani kinetik bir nesne halini alır,
10:31
even though it's standing still --
257
631260
2000
hala ayakta durmasına karşılık --
10:33
managed by how brilliantly that's done on the reflection.
258
633260
3000
bunun yansıtmayla nasıl dahice başarıldığıdır.
10:36
This little relief on the footplate, by the way, to a rider
259
636260
3000
Bu küçük ayak levhası, bu arada, bir sürücü için
10:39
means there's something going on underneath it --
260
639260
2000
demek oluyor ki, bunun altında bir şeyler oluyor --
10:41
in this case, a drive chain running at 300 miles and hour probably,
261
641260
3000
bu durumda, bir kullanım zinciri saatte 300 mil hızla hareket ediyor,
10:44
taking the power from the engine.
262
644260
2000
kuvveti motordan alarak.
10:46
I'm getting terribly excited
263
646260
2000
Çok heyecanlanıyorum
10:48
as my mind and my eyes flick across these things.
264
648260
3000
zihnim ve gözlerim bu şeyler arasında hareket ederken.
10:51
Titanium lacquer on this.
265
651260
3000
Bundaki titanyum lake kaplama.
10:54
I can't tell you how wonderful this is.
266
654260
3000
Bunun ne kadar harika olduğunu size söyleyemem.
10:57
That's how you stop the nuts coming off at high speed on the wheel.
267
657260
3000
Hızlı araçtaki bir tekerlekteki somunların düşmesi böyle engellenir.
11:00
I'm really getting into this now.
268
660260
2000
Şimdi gerçekten bu hoşuma gidiyor.
11:02
And of course, a racing bike doesn't have a prop stand,
269
662260
3000
Ve tabi ki, bir yarış motorunun üstünde duracağı bir ayak yoktur,
11:05
but this one, because it's a road bike,
270
665260
2000
ama bu, bir yol aracı olduğu için,
11:07
it all goes away and it folds into this little gap.
271
667260
3000
bunun hepsi kaybolup şu ufak boşluğa katlanıp girer.
11:10
So it disappears.
272
670260
2000
Yani görünmez olur.
11:12
And then I can't tell you how hard it is to do that radiator, which is curved.
273
672260
2000
Ve sonra size bu radyatörü yapmanın zorluğunu anlatamam, bu kıvrımda.
11:14
Why would you do that?
274
674260
2000
Niye böyle yapılmıştır?
11:16
Because I know we need to bring the wheel farther into the aerodynamics.
275
676260
3000
Çünkü biliyorum ki, tekerleği daha çok aerodinamiğe yakınlaştırılması gerekli.
11:19
So it's more expensive, but it's wonderful.
276
679260
2000
Yani bu daha pahalı, ama harika.
11:21
And to cap it all,
277
681260
2000
Üstüne üstlük,
11:23
brand royalty --
278
683260
2000
marka ayrıcalığı --
11:25
Agusta, Count Agusta,
279
685260
2000
Agusta, Kont Agusta,
11:27
from the great histories of this stuff.
280
687260
2000
bu şeylerin büyük tarihinden kaynaklanan.
11:29
The bit that you can't see is the genius that created this.
281
689260
3000
Göremediğiniz kısmı, bunu yaratan deha.
11:32
Massimo Tamburini.
282
692260
2000
Massimo Tamburini.
11:34
They call him "The Plumber" in Italy,
283
694260
2000
Ona İtalya'da "Tesisatçı" derler,
11:36
as well as "Maestro,"
284
696260
2000
aynı zamanda "Üstad,"
11:38
because he actually is engineer
285
698260
3000
çünkü gerçekten de bir mühendistir
11:41
and craftsman and sculptor at the same time.
286
701260
3000
ve bir usta ve heykeltraştır üstelik.
11:44
There's so little compromise on this, you can't see it.
287
704260
3000
Bunda ne kadar az bir taviz var, göremezsiniz.
11:47
But unfortunately, the likes of me and people that are like me
288
707260
3000
Ama maalesef, ben ve benim gibi insanlar
11:50
have to deal with compromise all the time with beauty.
289
710260
3000
güzellikte tavizle uğraşmak zorundadır.
11:53
We have to deal with it.
290
713260
2000
Uğraşmak zorundayız.
11:55
So I have to work with a supply chain, and I've got to work with the technologies,
291
715260
3000
Öyle ki, bir tedarik zinciriyle çalışmam gerekli, ve bu teknolojilerle çalışmalıyım,
11:58
and I've got to work with everything else all the time,
292
718260
2000
ve her zaman başka bir şeylerle de çalışmam gerekli,
12:00
and so compromises start to fit into it.
293
720260
3000
yani tavizler buna uymaya başlıyor.
12:03
And so look at her.
294
723260
2000
Ve şöyle bir bakın bu kadına.
12:05
I've had to make a bit of a compromise there.
295
725260
2000
Burada biraz taviz vermem gerekti.
12:07
I've had to move that part across, but only a millimeter.
296
727260
2000
Şu kısmı karşıya geçirmem gerekti, ama sadece bir milim.
12:09
No one's noticed, have they yet?
297
729260
2000
Hiç kimse bunun farkında değil daha, değil mi?
12:11
Did you see what I did?
298
731260
2000
Ne yaptığımı gördünüz mü?
12:13
I moved three things by a millimeter.
299
733260
2000
Üç tane şeyi bir milim oynattım.
12:15
Pretty? Yes.
300
735260
2000
Hoş, değil mi?
12:17
Beautiful? Maybe lesser.
301
737260
2000
Güzel mi? Belki de daha az.
12:19
But then, of course, the consumer says that doesn't really matter.
302
739260
4000
Tabi ama bu yüzden tüketici hiç bir farkın olmadığını söyler.
12:23
So that's okay, isn't it?
303
743260
2000
Yani bu oldu, öyle değil mi?
12:25
Another millimeter?
304
745260
2000
Bir milim daha?
12:27
No one's going to notice those split lines and changes.
305
747260
2000
Kimse o ayrık hatları ve değişikliği farketmeyecek.
12:29
It's that easy to lose beauty,
306
749260
2000
Güzelliği kaybetmek o kadar kolay,
12:31
because beauty's incredibly difficult to do.
307
751260
4000
çünkü güzel yapmak inanılmaz zor bir şey.
12:35
And only a few people can do it.
308
755260
2000
Çok az sayıda bir insan bunu yapabilir.
12:37
And a focus group cannot do it.
309
757260
3000
Ve bir odak grubu bunu yapamaz.
12:40
And a team rarely can do it.
310
760260
2000
Bir takım nadiren bunu yapabilir.
12:42
It takes a central cortex, if you like,
311
762260
3000
Doğrusu, merkezi beynin
12:45
to be able to orchestrate all those elements at the same time.
312
765260
3000
bütün öğeleri aynı zamanda yönetmesini gerektirir.
12:48
This is a beautiful water bottle --
313
768260
2000
Bu güzel bir su şişesi --
12:50
some of you know of it --
314
770260
2000
kiminize tanıdık --
12:52
done by Ross Lovegrove, the designer.
315
772260
2000
tasarımcı Ross Lovegrove tarafından yapılmış.
12:54
This is pretty close to intrinsic beauty. This one,
316
774260
2000
Bu evrensel olan güzelliğe çok yakın. İşte bu,
12:56
as long as you know what water is like
317
776260
2000
suyun nasıl olduğunu hatırladığınız sürece
12:58
then you can experience this.
318
778260
2000
bunu hissedebilirsiniz.
13:00
It's lovely because it is an embodiment
319
780260
2000
Bu çok hoş çünkü ferahlatıcı ve
13:02
of something refreshing and delicious.
320
782260
2000
lezzetli bir şeyin somut örneği.
13:04
I might like it more than you like it,
321
784260
2000
Ben bunu sizden fazla beğeniyor olabilirim,
13:06
because I know how bloody hard it is to do it.
322
786260
3000
çünkü bunu becermenin ne kadar zor olduğunu biliyorum.
13:09
It's stupefyingly difficult
323
789260
2000
Bunlatıcı derecede zor
13:11
to make something that refracts light like that,
324
791260
3000
böyle ışığı bu şekilde yansıtan bir şey yapabilmek,
13:14
that comes out of the tool correctly,
325
794260
2000
öyle aletten doğru çıkan,
13:16
that goes down the line without falling over.
326
796260
2000
ve düşmeden bu çizgide durabilen.
13:18
Underneath this, like the story of the swan,
327
798260
3000
Bunun arkasında, kuğunun hikayesindeki gibi,
13:21
is a million things very difficult to do.
328
801260
3000
milyonlarca yapılması güç olan şeyler var.
13:24
So all hail to that.
329
804260
2000
Buna şapka çıkartılır.
13:26
It's a fantastic example, a simple object.
330
806260
3000
Bu basit bir nesnenin harika bir örneği.
13:29
And the one I showed you before was, of course, a massively complex one.
331
809260
3000
Ve bundan önce gösterdiğim, tabi ki, büyük oranda karmaşık bir şeydi.
13:32
And they're working in beauty
332
812260
2000
Ve bu yüzden güzellik konusunu
13:34
in slightly different ways because of it.
333
814260
3000
biraz farklı bir şekilde işliyorlar.
13:37
You all, I guess, like me,
334
817260
2000
Sanırım benim gibi hepiniz,
13:39
enjoy watching a ballet dancer dance.
335
819260
2000
bir balerinin dansını izlemeyi seversiniz.
13:41
And part of the joy of it is, you know the difficulty.
336
821260
3000
Bu keyifin bir kısmı bu işin zorluğunu bilmektir.
13:44
You also may be taking into account the fact that it's incredibly painful.
337
824260
3000
Aynı zamanda bunun çok eziyetli bir iş olduğunu da hesap edersiniz.
13:47
Anybody seen a ballet dancer's toes
338
827260
2000
Bir balerinin ayak parmaklarını
13:49
when they come out of the points?
339
829260
2000
bale pabuçlarından çıktığı zaman gören var mı?
13:51
While she's doing these graceful arabesques and plies and what have you,
340
831260
3000
Böyle zarif arabesk ve pilie'leri yaparken,
13:54
something horrible's going on down here.
341
834260
3000
aşağı kısımda korkunç şeyler oluyor.
13:57
The comprehension of it
342
837260
2000
Bunu anlayabilmemiz
13:59
leads us to a greater and heightened sense
343
839260
2000
bizi daha büyük ve yüksek derecede
14:01
of the beauty of what's actually going on.
344
841260
2000
bir güzelliğin varlığına götürüyor.
14:03
Now I'm using microseconds wrongly here,
345
843260
2000
Ben burada mikrosaniyeleri yanlış kullanıyorum,
14:05
so please ignore me.
346
845260
2000
lütfen bana aldırmayın.
14:07
But what I have to do now, feeling again,
347
847260
2000
Ama şimdi yapmam gereken, yine hissederek,
14:09
what I've got to do is to be able to supply enough of these enzymes,
348
849260
3000
yapmam gereken, yeterli kadar bu enzimleri sağlamak,
14:12
of these triggers into something early on in the process,
349
852260
3000
bu tetiklemeleri bu işlem sürecinin başında
14:15
that you pick it up,
350
855260
2000
farkına varılan,
14:17
not through your thinking, but through your feeling.
351
857260
2000
düşünme yoluyla değil, ama his yoluyla.
14:19
So we're going to have a little experiment.
352
859260
2000
Öyleyse küçük bir deney yapalım.
14:21
Right, are you ready? I'm going to show you something for a very, very brief moment.
353
861260
3000
Tamam, hazır mısınız? Size çok çok kısa anlık bir şey göstereceğim.
14:24
Are you ready? Okay.
354
864260
3000
Hazır mısınız? Tamam.
14:27
Did you think that was a bicycle when I showed it to you at the first flash?
355
867260
2000
Size gösterdiğim şeyin bir an için bir bisiklet olduğunu mu düşündünüz?
14:29
It's not.
356
869260
2000
Öyle değil.
14:31
Tell me something, did you think it was quick when you first saw it? Yes you did.
357
871260
4000
Söyleyin bakalım, hızlı bir şey mi olduğunu düşündünüz ilk gördüğünüzde? Evet öyle.
14:35
Did you think it was modern? Yes you did.
358
875260
2000
Modern bir şey miydi sizce? Evet öyle.
14:37
That blip, that information, shot into you before that.
359
877260
3000
O anlık çekim, o bilgi, içinize daha önce girdi.
14:40
And because your brain starter motor began there,
360
880260
3000
Çünkü beynin marş motoru orada başladı,
14:43
now it's got to deal with it.
361
883260
2000
şimdi onunla uğraşacak.
14:45
And the great thing is, this motorcycle has been styled this way
362
885260
2000
Bunun harika tarafı, bu motorsiklet bu stilde yapılmış
14:47
specifically to engender a sense
363
887260
2000
özellikle böyle bir his doğurmak için
14:49
that it's green technology and it's good for you
364
889260
3000
bu bir yeşil teknoloji ürünü ve size yararlı bir şey
14:52
and it's light and it's all part of the future.
365
892260
3000
ve bu hafif ve herşeyiyle geleceğin bir parçası.
14:55
So is that wrong?
366
895260
2000
Öyleyse bu yanlış mı?
14:57
Well in this case it isn't,
367
897260
2000
Bu durumda değil,
14:59
because it's a very, very ecologically-sound piece of technology.
368
899260
3000
çünkü bu çevresel olarak çok sağlam bir teknoloji ürünü.
15:02
But you're a slave of that first flash.
369
902260
2000
Ama ilk o anlık bakışın kölesisiniz.
15:04
We are slaves to the first few fractions of a second --
370
904260
4000
Bir saniyenin ilk kesitlerinin kölesiyiz hepimiz --
15:08
and that's where much of my work
371
908260
2000
ve bu benim işimin
15:10
has to win or lose,
372
910260
2000
kazanıp kaybetmesi burada gereklidir,
15:12
on a shelf in a shop.
373
912260
2000
bir mağazanın rafında.
15:14
It wins or loses at that point.
374
914260
2000
İşte o an ya kazanır ya da kaybeder.
15:16
You may see 50, 100, 200 things on a shelf
375
916260
3000
Bir rafta 50, 100, 200 tane şey görebilirsiniz
15:19
as you walk down it,
376
919260
2000
yanından geçerken,
15:21
but I have to work within that domain,
377
921260
2000
ama benim o alanda çalışmam şart,
15:23
to ensure that it gets you there first.
378
923260
3000
sizi tam orada etkilemesi için.
15:26
And finally, the layer that I love, of knowledge.
379
926260
3000
Ve son olarak, bilginin en sevdiğim dokusu.
15:29
Some of you, I'm sure, will be familiar with this.
380
929260
2000
Eminim, kiminize bu tanıdık gelecek.
15:31
What's incredible about this,
381
931260
2000
Bunun harika tarafı,
15:33
and the way I love to come back to it,
382
933260
2000
ve buna geri dönmeyi de çok seviyorum,
15:35
is this is taking something that you hate or bores you,
383
935260
3000
bunun sizin nefret ettiğiniz yada sizi sıkan bir şeyi ele alması,
15:38
folding clothes,
384
938260
2000
giysi katlamak,
15:40
and if you can actually do this --
385
940260
2000
ve bunu gerçekten yapabilirseniz --
15:42
who can actually do this? Anybody try to do this?
386
942260
2000
bunu cidden yapmış olan var mı? Kimse denedi mi?
15:44
Yeah?
387
944260
2000
Eeee?
15:46
It's fantastic, isn't it?
388
946260
2000
Bu harika, öyle değil mi?
15:48
Look at that. Do you want to see it again?
389
948260
2000
Bakın şuna. Bir daha görmek ister misiniz?
15:50
No time. It says I have two minutes left, so we can't do this.
390
950260
3000
Zaman yok. İki dakikamın kaldığını söylüyor, yapamayız.
15:53
But just go to the Web, YouTube,
391
953260
2000
Ama İnternet'e gidin, You Tube'a
15:55
pull it down, "folding T-shirt."
392
955260
2000
"tişört katlama" 'ya bakın.
15:57
That's how underpaid younger-aged people have to fold your T-shirt.
393
957260
3000
Az maaşla çalışan genç insanlar tişörtlerinizi işte böyle katlıyor.
16:00
You didn't maybe know it.
394
960260
2000
Belki bunu bilmiyordunuz.
16:02
But how do you feel about it?
395
962260
2000
Ama bununla ilgili ne hissediyorsunuz?
16:04
It feels fantastic when you do it, you look forward to doing it,
396
964260
2000
Bunu yapmak insana keyif veriyor, yeniden yapmayı bekliyorsunuz,
16:06
and when you tell somebody else about it -- like you probably have --
397
966260
3000
ve bunu başka birine aktarımda -- belki de yapmışsınızdır --
16:09
you look really smart.
398
969260
2000
çok akıllı görünüyorsunuz.
16:11
The knowledge bubble that sits around the outside,
399
971260
2000
Dışarıda oturan bilgi baloncuğu,
16:13
the stuff that costs nothing,
400
973260
2000
bedava olan şeyler,
16:15
because that knowledge is free --
401
975260
2000
çünkü bu bilgi ücretsiz --
16:17
bundle that together and where do we come out?
402
977260
2000
bunların hepsini birleştirin ve nereden çıkarız?
16:19
Form follows function?
403
979260
3000
Şekil işlevi mi izler?
16:22
Only sometimes. Only sometimes.
404
982260
3000
Sadece bazen. Sadece bazen.
16:25
Form is function. Form is function.
405
985260
3000
Şekil işlevdir. Şekil işlevdir.
16:28
It informs, it tells us,
406
988260
2000
Bizi bilgilendirir, bize söyler,
16:30
it supplies us answers before we've even thought about it.
407
990260
3000
daha düşünmeye fırsat bulamadığımız cevapları verir.
16:33
And so I've stopped using words like "form,"
408
993260
2000
Ve bu yüzden "şekil" gibi kelimeleri kullanmaktan vazgeçtim,
16:35
and I've stopped using words like "function" as a designer.
409
995260
2000
ve bir tasarımcı olarak "işlev" gibi kelimeleri de kullanmayı bıraktım.
16:37
What I try to pursue now
410
997260
2000
Şimdi yakalamaya çalıştığım,
16:39
is the emotional functionality of things.
411
999260
2000
nesnelerin duygusal işlevleri.
16:41
Because if I can get that right,
412
1001260
3000
Çünkü bunu başarabilirsem,
16:44
I can make them wonderful, and I can make them repeatedly wonderful.
413
1004260
3000
onları şahane yapabilirim, ve onları tekrar tekrar şahane yapabilirim.
16:47
And you know what those products and services are,
414
1007260
2000
Siz bu ürünlerinve hizmetlerin ne olduğunu biliyorsunuz,
16:49
because you own some of them.
415
1009260
2000
çünkü bunların bazılarına sahipsiniz.
16:51
They're the things that you'd snatch if the house was on fire.
416
1011260
3000
Bunlar evinizde yangın çıktığında kapacağınız şeyler.
16:54
Forming the emotional bond
417
1014260
2000
Duygusal bağı oluşturmak
16:56
between this thing and you
418
1016260
2000
bu şeyin ve sizin aranızdaki
16:58
is an electrochemical party trick
419
1018260
2000
elektrokimyasal bir oyun hilesidir
17:00
that happens before you even think about it.
420
1020260
3000
sizin daha düşünmeye fırsatınız bile olmadan önce.
17:03
Thank you very much.
421
1023260
2000
Çok teşekkürler.
17:05
(Applause)
422
1025260
4000
Alkış.
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7