Yasheng Huang: Does democracy stifle economic growth?

Yasheng Huang: Demokrasi ekonomik büyümeyi engelliyor mu?

Çeviri: Hamdi Kellecioglu Gözden geçirme: Meric Aydonat

My topic

Konum

is economic growth in China and India.

Çin ve Hindistan'daki ekonomik büyüme.

And the question I want to explore with you

Birlikte cevap arayacağımız soru ise

is whether or not

demokrasi

democracy has helped or has hindered

ekonomik büyümeyi destekliyor mu

economic growth.

engelliyor mu olacak.

You may say this is not fair,

Bunun adil olmadığını söyleyebilirsiniz,

because I'm selecting two countries

çünkü iki ülkeyi örnek olarak seçerek

to make a case against democracy.

demokrasi karşıtı bir görüş oluşturuyorum.

Actually, exactly the opposite

Aslında yapmak istediğim şey

is what I'm going to do.

bunun tam da tersi.

I'm going to use these two countries

Bu iki ülkeyi kullanarak

to make an economic argument for democracy,

demokrasinin aleyhine değil

rather than against democracy.

lehine olan bir sonuç çıkaracağım.

The first question there

İlk soru şu

is why China has grown so much faster

neden Çin, Hindistan'a nazaran çok daha

than India.

hızlı büyüyor.

Over the last 30 years,

Son 30 yılda,

in terms of the GDP growth rates,

GSMH büyüme değerleri açısından,

China has grown at twice the rate of India.

Çin, Hindistan'ın iki katı kadar büyümüş.

In the last five years,

Son beş yılda,

the two countries have begun to converge somewhat

iki ülke ekonomik büyüme açısından

in economic growth.

birbirine yaklaşmış.

But over the last 30 years,

Ancak son 30 yıla baktığımızda

China undoubtedly

Çin şüphesiz

has done much better than India.

Hindistan'a göre çok daha hızlı büyümüş.

One simple answer

Çin'in Şangay'a Hindistan'ın ise Mumbai'ye

is China has Shanghai and India has Mumbai.

sahip olması basit bir cevap olabilir.

Look at the skyline of Shanghai.

Şangay'ın siluetine bir bakın.

This is the Pudong area.

Burası Pudong bölgesi.

The picture on India

Bu resim ise

is the Dharavi slum of Mumbai

Mumbai'nin

in India.

Dharavi gecekondu mahallesinden.

The idea there

Bu iki resmin arkasında

behind these two pictures

yatan fikir şu

is that the Chinese government

acaba Çin Hükümeti

can act above rule of law.

hukukun üstünde mi hareket ediyor?

It can plan

Ülkenin yararına

for the long-term benefits of the country

olacak uzun vadeli bir politika belirleyip

and in the process,

gerekirse bu amaç uğruna

evict millions of people --

milyonlarca insanın yerlerinden edilmesi --

that's just a small technical issue.

küçük bir teknik mesele.

Whereas in India, you cannot do that,

Ancak Hindistan'da bunu yapamazsınız,

because you have to listen to the public.

çünkü halkın dediğini dinlemek zorundasınız.

You're being constrained by the public's opinion.

Halkın söyledikleri tarafından sınırlandırılıyorsunuz.

Even Prime Minister Manmohan Singh

Başbakan Manmohan Singh bile

agrees with that view.

aynı şekilde düşünüyor.

In an interview

Hindistan'ın ekonomi basını tarafından

printed in the financial press of India,

yapılan bir röportajda

He said that he wants to make Mumbai

Mumbai'yi yeni bir Şangay

another Shanghai.

yapmak istediğini söylüyor.

This is an Oxford-trained economist

Oxford'da eğitim görmüş bir ekonomist

steeped in humanistic values,

aynı zamanda hümanist değerleri de destekliyor

and yet he agrees

ancak yine de

with the high-pressure tactics of Shanghai.

Şangay tipi ekonomik büyümeyi destekliyor.

So let me call it the Shanghai model of economic growth,

Şangay tipi büyüme modeli

that emphasizes the following features

ekonomik gelişmeyi sağlamak için

for promoting economic development:

şunları öne çıkarıyor:

infrastructures, airports,

altyapı, havaalanları,

highways, bridges, things like that.

yollar, köprüler ve benzerleri.

And you need a strong government to do that,

Tabi bunları yapmak için güçlü bir hükümet olmalısınız

because you cannot respect private property rights.

özel mülkiyet hakları önünüzde engel olmamalı.

You cannot be constrained by the public's opinion.

Halkın düşünceleri tarafından da sınırlandırılmamalısınız.

You need also state ownership,

Ayrıca altyapı çalışmalarını

especially of land assets,

hızla bitirmek için

in order to build and roll out infrastructures

arazilerin de develete ait

very quickly.

olması önemlidir.

The implication of that model

Bu modelin doğal sonucu

is that democracy

olarak demokrasinin

is a hindrance for economic growth,

ekonomik büyümeyi hızlandırmak yerine

rather than a facilitator of economic growth.

yavaşlattığı söylenebilir.

Here's the key question.

Anahtar soru şu,

Just how important are infrastructures

altyapı ekonomik büyüme için

for economic growth?

ne kadar önemlidir?

This is a key issue.

Bu önemli bir nokta.

If you believe that infrastructures are very important for economic growth,

Ekonomik büyüme için altyapının çok önemli olduğuna inanıyorsanız

then you would argue a strong government is necessary

büyümeyi desteklemek için

to promote growth.

güçlü bir hükümetin gerekli olduğunu düşünüyorsunuzdur.

If you believe

Ancak pek çok insanın tersine

that infrastructures are not as important as many people believe,

altyapının o kadar da önemli olmadığına inanıyorsanız

then you will put less emphasis

güçlü bir hükümet sizin için

on strong government.

o kadar da önemli değildir.

So to illustrate that question,

Konuyu biraz daha açmak için

let me give you two countries.

iki ülkeyi daha örnek olarak vereyim.

And for the sake of brevity,

Ve kısa olması için

I'll call one country Country 1

ülkerlerden birisini Ülke 1

and the other country Country 2.

diğeriniyse Ülke 2 olarak isimlendireceğim.

Country 1

Ülke 1

has a systematic advantage over Country 2

Ülke 2'ye göre altyapı konusunda sistematik

in infrastructures.

bir avantaja sahip.

Country 1 has more telephones,

Ülke 1 daha fazla telefona sahip

and Country 1 has a longer system of railways.

ve Ülke 1'in daha uzun demiryolu hattı var.

So if I were to ask you,

Şimdi size şu soruyu sorsam,

"Which is China

"Hangisi Çin

and which is India,

hangisi Hindistan,

and which country has grown faster?"

ve hangi ülke daha hızlı büyümüş?"

if you believe in the infrastructure view,

Eğer altyapının önemine inanıyorsanız

then you will say, "Country 1 must be China.

"Ülke 1 Çin olmalı" dersiniz.

They must have done better, in terms of economic growth.

Ekonomik büyüme açısından da daha ilerde olmalılar.

And Country 2 is possibly India."

Bu durumda Ülke 2 ise Hindistan oluyor.

Actually the country with more telephones

Aslında daha fazla telefona sahip olan ülke

is the Soviet Union,

1989 verilerine göre

and the data referred to 1989.

Sovyetler Birliği'ydi.

After the country reported very impressive statistics on telephones,

Oldukça etkileyici telefon istatistikleri rapor edildikten sonra

the country collapsed.

ülke battı.

That's not too good.

Bu iyi değil.

The picture there is Khrushchev.

Resimdeki kişi Khrushchev.

I know that in 1989

Onun 1989'da Sovyetler Birliği'ni

he no longer ruled the Soviet Union,

yönetmediğini biliyorum,

but that's the best picture that I can find.

ama bulabildiğim en iyi resim buydu.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

Telephones, infrastructures

Telefonlar, altyapılar

do not guarantee you economic growth.

ekonomik büyümeyi garanti etmezler.

Country 2, that has fewer telephones,

Çok daha az telefona sahip olan Ülke 2

is China.

ise Çin.

Since 1989,

1989'dan beri

the country has performed at a double-digit rate

20 sene boyunca bu ülke her yıl

every year for the last 20 years.

çift basamaklı büyüme oranları yakaladı.

If you know nothing about China and the Soviet Union

Çin ve Sovyetler Birliği hakkında

other than the fact about their telephones,

telefonları dışında hiçbir şey bilmiyor olsaydınız

you would have made a poor prediction

ekonomik büyümeleri hakkında

about their economic growth

bir sonraki yirmi yıl için

in the next two decades.

oldukça kötü tahminlerde bulunacaktınız.

Country 1, that has a longer system of railways,

Çok daha uzun demiryolu sistemine sahip olan

is actually India.

Ülke 1 ise Hindistan.

And Country 2 is China.

Ve Ülke 2 yine Çin.

This is a very little known fact

Bu iki ülke açısından oldukça az

about the two countries.

bilinen bir gerçektir.

Yes, today China has a huge infrastructure advantage

Evet, bugün Çin, Hindistan'a göre büyük

over India.

altyapı avantajına sahip.

But for many years,

Ancak 1990ların sonlarına kadar,

until the late 1990s,

uzun yıllar boyunca

China had an infrastructure disadvantage

Çin, altyapı açısından Hindistan'a göre

vis-a-vis India.

dezavantajlı konumdaydı.

In developing countries,

Gelişmekte olan ülkelerde,

the most common mode of transportation

en yaygın taşıma türü

is the railways,

demiryoludur

and the British built a lot of railways in India.

ve İngilizler Hindistan'a oldukça fazla demiryolu yaptılar.

India is the smaller of the two countries,

Hindistan iki ülkeden daha küçük olanı

and yet it had a longer system of railways

ancak yine de 1990ların sonlarına kadar

until the late 1990s.

daha uzun demiryolu sistemine sahipti.

So clearly,

Sonuç olarak

infrastructure doesn't explain

1990'ların sonlarına kadar Çin'in

why China did better before the late 1990s,

neden Hindistan'a göre daha hızlı büyüdüğü sorusunu

as compared with India.

altyapı açıklayamıyor.

In fact, if you look at the evidence worldwide,

Hatta, dünya çapında örneklere bakarsanız,

the evidence is more supportive of the view

altyapının ekonomik büyümenin bir sonucu olduğunu gösteren

that the infrastructure are actually the result of economic growth.

pek çok kanıt görebilirsiniz.

The economy grows,

Ekonomi büyür,

government accumulates more resources,

yönetimler daha fazla kaynak biriktirirler,

and the government can invest in infrastructure --

ve altyapı çalışmalarına yatırım yapabilirler --

rather than infrastructure being a cause

altyapı ekonomik büyüme için neden değil

for economic growth.

sonuçtur.

And this is clearly the story

Bu durum Çin'in ekonomik büyümesi

of the Chinese economic growth.

için de aynen geçerlidir.

Let me look at this question more directly.

Baştaki soruya biraz daha doğrudan bakalım.

Is democracy bad for economic growth?

Demokrasi ekonomik büyüme için kötü müdür?

Now let's turn to two countries,

Yine iki ülkeyi ele alalım,

Country A and Country B.

Ülke A ve Ülke B.

Country A, in 1990,

Ülke A, 1990 yılında

had about $300 per capita GDP

kişi başına 300 $ GSMH'ye sahipken

as compared with Country B,

Ülke B'de kişi başına düşen gelir

which had $460 in per capita GDP.

460 $ seviyesindeymiş.

By 2008,

2008 yılında

Country A has surpassed Country B

700 $ seviyesine ulaşan Ülke A,

with $700 per capita GDP

650 $ seviyesinde kalan Ülke B'yi

as compared with $650 per capita GDP.

kişi başına düşen gelirde geçmeyi başarıyor.

Both countries are in Asia.

Her iki ülke de Asya'da.

If I were to ask you,

Eğer size

"Which are the two Asian countries?

"Bunlar hangi iki asya ülkesi?

And which one is a democracy?"

Ve hangisi demokrasiyle yönetiliyor?" diye sorulsaydı

you may argue,

vereceğiniz cevap muhtemelen

"Well, maybe Country A is China

"Ülke A Çin

and Country B is India."

ve Ülke B Hindistan" olurdu.

In fact, Country A

Aslında Ülke A

is democratic India,

demokratik Hindistan

and Country B is Pakistan --

ve Ülke B uzun süre

the country that has a long period

askeri yönetimle yönetilen

of military rule.

Pakistan.

And it's very common

Hindistan'la Çin'in sık sık

that we compare India with China.

karşılaştırıldığını görürüz.

That's because the two countries

Bunun nedeni iki ülkenin

have about the same population size.

benzer nüfus büyüklüğüne sahip olmalarıdır.

But the more natural comparison

Ancak Pakistan'la Hindistan arasında

is actually between India and Pakistan.

daha doğal bir karşılaştırma yapılabilir.

Those two countries are geographically similar.

Bu iki ülke coğrafik olarak benzerler.

They have a complicated, but shared common history.

Karmaşık ancak ortak bir tarihleri var.

By that comparison,

Bu karşılaştırmaya bakınca

democracy looks very, very good

demokrasinin ekonomik büyüme açısından

in terms of economic growth.

oldukça iyi olduğunu görüyoruz.

So why do economists fall in love

Peki neden ekonomistler

with authoritarian governments?

otoriter yönetimlerin büyüsüne kapılıyorlar?

One reason is the East Asian Model.

Nedenlerden birisi Doğu Asya Modeli'dir.

In East Asia,

Doğu Asya'da

we have had successful economic growth stories

Kore, Tayvan,

such as Korea, Taiwan,

Hong Kong ve Singapur gibi

Hong Kong and Singapore.

başarılı ekonomik büyüme hikayeleri var.

Some of these economies

Bu ekonomilerden bazıları

were ruled by authoritarian governments

60'lı, 70'li

in the 60s and 70s

ve 1980'li yıllarda

and 1980s.

otoriter hükümetler tarafından yönetiliyorlardı.

The problem with that view

Bu bakış açısındaki problem

is like asking all the winners of lotteries,

sadece kazanan talihlileri görmek

"Have you won the lottery?"

"Büyük ikramiyeyi kazandın mı?"

And they all tell you, "Yes, we have won the lottery."

Ve hepsi "Evet, büyük ikramiyeyi kazandık." diyorlar.

And then you draw the conclusion

Buradan da hemen şu sonuca varıyoruz

the odds of winning the lottery

büyük ikramiyeyi kazanma olasılığı

are 100 percent.

yüzde yüz.

The reason is you never go

Ama gidip

and bother to ask the losers

piyango bileti aldığı halde

who also purchased lottery tickets

büyük ikramiyeyi kazanamayanlara

and didn't end up winning the prize.

hiç sormuyoruz.

For each of these successful authoritarian governments

Doğu Asya'da başarılı olan otoriter yönetimlerin

in East Asia,

her birisi için

there's a matched failure.

başarısız olan bir yönetim bulmak mümkün.

Korea succeeded, North Korea didn't.

Kore başarılı, Kuzey Kore değil.

Taiwan succeeded, China under Mao Zedong didn't.

Tayvan başarılı, Mao Zedong yönetimi altındaki Çin değil.

Burma didn't succeed.

Burma başarılı değil.

The Philippines didn't succeed.

Filipinler başarılı değil.

If you look at the statistical evidence worldwide,

Dünya çapında istatistiki verilere baktığımızda

there's really no support for the idea

otoriter yönetimlerin ekonomik büyüme açısından

that authoritarian governments

demokrasiler karşısında sistematik bir avantajı

hold a systematic edge over democracies

olduğunu destekleyen

in terms of economic growth.

bir sonuca varamazsınız.

So the East Asian model

Doğu Asya modelinde

has this massive selection bias --

önemli oranda yanlı seçim söz konusu --

it is known as selecting on a dependent variable,

buna bağımlı değişken üzerinden seçmek deniyor,

something we always tell our students to avoid.

öğrencilerimize bundan kaçınmalarını sık sık söyleriz.

So exactly why did China grow so much faster?

Peki, Çin tam olarak neden bu kadar hızlı büyüme gösteriyor?

I will take you to the Cultural Revolution,

Sizi Çin'in çılgına döndüğü

when China went mad,

Kültür Devrimi yıllarına götüreceğim

and compare that country's performance with India

ve ülkenin performansını Indira Gandi yönetimi altındaki

under Indira Gandhi.

Hindistan'la karşılaştıracağım.

The question there is: Which country did better,

Soru şu: Hangi ülke daha başarılıydı,

China or India?

Çin mi Hindistan mı?

China was during the Cultural Revolution.

Kültürel Devrim sırasında Çin daha iyi durumdaydı.

It turns out even during the Cultural Revolution,

Kültürel Devrim sırasında bile

China out-perfomed India

kişi başına düşen gelir büyümesinde

in terms of GDP growth

Çin, Hindistan'ı her yıl

by an average of about 2.2 percent every year

ortalama yüzde 2.2 farkla

in terms of per capita GDP.

geçmeyi başarmış.

So that's when China was mad.

Bu veriler Çin'in çılgınlık yıllarından.

The whole country went mad.

Bütün ülke çıldırmıştı.

It must mean that the country

Buradan şu anlamı çıkarabiliriz

had something so advantageous to itself in terms of economic growth

ülkenin Kültürel Devrim'in negatif etkilerini yenip

to overcome the negative effects

büyümeyi devam ettirecek

of the Cultural Revolution.

önemli bir avantajı olmalı.

The advantage the country had

Çin'in sahip olduğu avantaj

was human capital --

insan sermayesiydi --

nothing else but human capital.

başka bir şey değil sadece insan.

This is the world development index indicator data

Bu 1990'ların başlarında alınan dünya gelişmişlik

in the early 1990s.

endeksi verisi.

And this is the earliest data that I can find.

Bulabildiğim en eski veriler bunlar.

The adult literacy rate in China

Çin'deki yetişkinlerin okuma yazma oranı

is 77 percent

yüzde 77

as compared with 48 percent in India.

Hindistan'da ise yüzde 48.

The contrast in literacy rates

Çinli ve Hintli kadınların

is especially sharp

okur yazarlık oranlarındaki fark

between Chinese women and Indian women.

oldukça keskin.

I haven't told you about the definition of literacy.

Size okur yazarlığın tanımını da yapmadım.

In China, the definition of literacy

Çin'de okur yazar olmak demek

is the ability to read and write

1500 Çin karakterini

1,500 Chinese characters.

okuyup yazmak demektir.

In India, the definition of literacy,

Hindistan'da ise okur yazarlık,

operating definition of literacy,

gerçek hayattaki anlamıyla,

is the ability, the grand ability,

sadece ve sadece

to write your own name

konuşmayı bildiğiniz dilde

in whatever language you happen to speak.

adınızı yazabilmenizdir.

The gap between the two countries in terms of literacy

Okur yazarlık açısından iki ülke arasındaki farklar

is much more substantial

bu verilerde gösterilenden

than the data here indicated.

çok daha derin.

If you go to other sources of data

1970'lerin başlarına kadar uzanan

such as Human Development Index,

İnsani Gelişmişlik Endeksi gibi

that data series,

diğer veri kaynaklarına bakarsanız,

go back to the early 1970s,

aynı farkları

you see exactly the same contrast.

burada da görebilirsiniz.

China held a huge advantage

Çin, Hindistan'la birebir karşılaştırıldığında

in terms of human capital

insan sermayesi açısından

vis-a-vis India.

büyük bir avantaja sahip.

Life expectancies:

Ortalama yaşam süreleri:

as early as 1965,

1965'lere kadar uzanan bu verilerden

China had a huge advantage in life expectancy.

Çin'in ortalama yaşam süresi açısından önemli bir avantajı olduğunu görüyoruz.

On average, as a Chinese in 1965,

1965 yılında bir Çinli

you lived 10 years more

bir Hintli'ye göre

than an average Indian.

ortalama 10 yıl daha fazla yaşıyor.

So if you have a choice

Eğer Hintli ya da Çinli olmayı

between being a Chinese and being an Indian,

seçme şansınız olsa,

you would want to become a Chinese

10 yıl daha fazla yaşamak için

in order to live 10 years longer.

Çinli olmak isterdiniz.

If you made that decision in 1965,

Tabi bu seçimi 1965 yılında yaparsanız

the down side of that

bir sonraki yıl Kültür Devrimi'nin başlaması

is the next year we have the Cultural Revolution.

işin kötü yanı.

So you have to always think carefully

Böyle kararlar verirken her zaman

about these decisions.

dikkatlice düşünmelisiniz.

If you cannot chose your nationality,

Eğer vatandaşlık seçme şansınız yoksa,

then you will want to become an Indian man.

o zaman erkek bir Hintli olmak istersiniz.

Because, as an Indian man,

Çünkü birebir karşılaştırıldığında

you have about two years of life expectancy advantage

erkeklerin ortalama yaşam süresi

vis-a-vis Indian women.

Hintli kadınlara göre iki yıl fazla.

This is an extremely strange fact.

Bu oldukça garip bir gerçek.

It's very rare among countries

Ülkeler arasında böylesi bir veriye

to have this kind of pattern.

çok az rastlarsınız.

It shows the systematic discrimination and biases

Bu Hint toplumunda kadına karşı

in the Indian society

sistematik bir ayrımcılık

against women.

yapıldığını gösteriyor.

The good news is, by 2006,

2006 yılına geldiğimizdeyse

India has closed the gap

Hindistan, ortalama yaşam süresi konusunda

between men and women

kadın ve erkek arasındaki

in terms of life expectancy.

farkı kapatıyor.

Today, Indian women have a sizable life expectancy edge

Bugün, ortalama yaşam süresi konusunda Hintli kadınlar

over Indian men.

Hintli erkelere göre önemli avantaja sahipler.

So India is reverting to the normal.

Yani Hindistan normalleşiyor.

But India still has a lot of work to do

Ancak kadın ve erkek eşitliği konusunda

in terms of gender equality.

Hindistan'ın hala alması gereken çok yol var.

These are the two pictures

Burada iki resim var,

taken of garment factories in Guangdong Province

Gunandong Eyaleti'ndeki bir tekstil fabrikası,

and garment factories in India.

ve Hindistan'daki bir tekstil fabrikası.

In China, it's all women.

Çin'de çalışanların hepsi kadın.

60 to 80 percent of the workforce in China is women

Çin'in kıyı kesimlerinde

in the coastal part of the country,

çalışan nüfusun yüzde 60 ile 80 arasındaki bir oranı kadınlardan oluşurken

whereas in India, it's all men.

Hindistan'da tamamen erkeklerden oluşuyor.

Financial Times printed this picture

Financial Times, Hindistan'daki bir tekstil fabrikasını gösteren

of an Indian textile factory

bu resmi şu başlıkla vermiş

with the title, "India Poised to Overtake China in Textile."

"Hindistan, Çin'i Tekstil Alanında Geçmeye Kararlı."

By looking at these two pictures,

Bu iki resme bakarak,

I say no, it won't overtake China for a while.

daha bir süre daha Çin'i geçemeyeceğini söyleyebilirim.

If you look at other East Asian countries,

Doğu Asya ülkelerine bakarsanız,

women there play a hugely important role

ekonomik kalkınma konusunda kadınların

in terms of economic take-off --

çok ama çok önemli bir rol oynadığını görebilirsiniz --

in terms of creating the manufacturing miracle

özellikle Doğu Asya'daki üretim mucizesi

associated with East Asia.

bu şekilde başarılmıştır.

India still has a long way to go

Hindistan'ın Çin'i yakalamak için

to catch up with China.

hala alacağı çok yol var.

Then the issue is,

O zaman soru şu,

what about the Chinese political system?

Çin'in politik sistemine ne oldu?

You talk about human capital,

İnsan sermayesinden bahsettin,

you talk about education and public health.

eğitim ve kamu sağlığından bahsettin.

What about the political system?

Politik sistem ne durumda?

Isn't it true that the one-party political system

Çin'in ekonomik büyümesini

has facilitated economic growth in China?

tek partili politik sistemin sağladığı doğru değil mi?

Actually, the answer is more nuanced and subtle than that.

Aslına bakarsanız, cevap bundan biraz daha incelikli.

It depends on a distinction that you draw

Politik sitemi durağanlığı ile

between statics of the political system

politik sistemin dinamiği

and the dynamics of the political system.

arasındaki fark cevabı etkiliyor.

Statically, China is a one-party system,

Durağanlık açısından, Çin tek partili bir sistem,

authoritarian -- there's no question about it.

otoriter bir yönetim -- buna şüphe yok.

Dynamically, it has changed over time

Dinamik açıdansa yönetim zaman içinde değişti

to become less authoritarian and more democratic.

daha az otoriter, daha fazla demokratik oldu.

When you explain change --

Değişimi açıklarken --

for example, economic growth;

örneğin ekonomik büyüme;

economic growth is about change --

ekonomik büyüme bir değişimdir --

when you explain change,

değişimi açıklarken,

you use other things that have changed to explain change,

sabit kalan şeyleri kullanmak yerine

rather than using the constant to explain change.

değişen şeyleri kullanırsınız.

Sometimes a fixed effect can explain change,

Bazen sabit etkiler değişimi açıklayabilir,

but a fixed effect only explains changes

ancak sabit etkiler, değişimin

in interaction with the things that change.

değişen şeylerle etkileşimini açıklar.

In terms of the political changes,

Politik değişimleri saymak gerekirse

they have introduced village elections.

köy seçimleri getirildi.

They have increased the security of proprietors.

Mülk sahiplerinin hakları daha fazla güvence altına alındı.

And they have increased the security

Ayrıca uzun vadeli arazi kira sözleşmeleri

with long-term land leases.

güvence altına alındı.

There are also financial reforms in rural China.

Ayrıca Çin'in kırsal bölgelerinde finansal reformalar yapıldı.

There is also a rural entrepreneurial revolution in China.

Çin'de kırsal girişimcilik devrimi de yapıldı.

To me, the pace of political changes

Bence, politik değişimlerin hızı

is too slow, too gradual.

çok yavaş, çok aşamalı.

And my own view is the country

Benim görüşüme göre ülke

is going to face some substantial challenges,

politik reformları yeterince hızlı yapmadığı için

because they have not moved further and faster on political reforms.

bazı önemli zorluklarla da karşılaşacak.

But nevertheless,

Ancak yine de

the system has moved in a more liberal direction,

sistemin daha liberal, daha demokratik yönde

moved in a more democratic direction.

ilerlediğini söyleyebiliriz.

You can apply exactly the same dynamic perspective on India.

Aynı dinamik bakış açısını Hindistan'a da uygulayabilirsiniz.

In fact, when India was growing

Aslına bakarsanız Hindistan,

at a Hindu rate of growth --

Hintli büyüme oranlarıyla büyüdüğünde --

about one percent, two percent a year --

yılda yüzde bir yüzde iki --

that was when India was least democratic.

en az demokrat olduğu zamanlardaydı.

Indira Gandhi declared emergency rule in 1975.

Indira Gandi, 1975 yılında sıkı yönetim ilan etti.

The Indian government owned and operated

Hindistan Hükümeti bütün TV istasyonlarına

all the TV stations.

sahip oldu ve işletti.

A little-known fact about India in the 1990s

Hindistan hakkında az bilenen şeylerden birisi

is that the country

ülkenin 1990'larda yaptığı ekonomik reformların yanında

not only has undertaken economic reforms,

köylerin kendi kendini yönetmesi,

the country has also undertaken political reforms

medyanın özelleştirilmesi,

by introducing village self-rule,

ve haber alma özgürlüğü gibi

privatization of media

önemli politik reformlar da

and introducing freedom of information acts.

yapmış olmasıdır.

So the dynamic perspective

Yani dinamik bakış açısı

fits both with China and in India

hem Çin'e hem de Hindistan'a

in terms of the direction.

gidişat yönü açısından uyuyor.

Why do many people believe

Peki, neden çoğu insan

that India is still a growth disaster?

Hindistan'ın büyüme konusunda başarısız olduğunu düşünüyor?

One reason

Nedenlerden birisi

is they are always comparing India with China.

Hindistan'ın her zaman Çin'le karşılaştırılması.

But China is a superstar

Ancak Çin, ekonomik büyüme açsından

in terms of economic growth.

bir süper star.

If you are a NBA player

Eğer bir NBA oyuncusuysanız

and you are always being compared to Michael Jordan,

ve sürekli Michael Jordan ile kıyaslanıyorsanız

you're going to look not so impressive.

o kadar da etkileyici görünmezsiniz.

But that doesn't mean

Ancak bu sizin

that you're a bad basketball player.

kötü bir basketbol oyuncusu olduğunuz anlamına gelmez.

Comparing with a superstar

Bir süper starla karşılaştırma yapmak

is the wrong benchmark.

yanlış sonuçlara varmanız neden olur.

In fact, if you compare India

Hindistan'ı diğer gelişen

with the average developing country,

ülkelerle karşılaştırdığınızda,

even before the more recent period

Hindistan'ın son zamanlarda hızlanan

of acceleration of Indian growth --

büyüme oranından önce de --

now India is growing between eight and nine percent --

şu anda Hindistan yüzde sekiz dokuz büyüyor --

even before this period,

bu oranlardan önce de

India was ranked fourth in terms of economic growth

ekonomik büyüme açısından diğer gelişen ülkeler arasında

among emerging economies.

dördüncü sırada olduğunu görebilirsiniz.

This is a very impressive record indeed.

Aslında bu oldukça etkileyici bir şey.

Let's think about the future:

Geleceği düşünelim:

the dragon vis-a-vis the elephant.

fil ile ejderhayı karşılaştıralım.

Which country has the growth momentum?

Hangi ülkenin büyüme ivmesi daha fazla?

China, I believe, still has

Çin'in hala

some of the excellent raw fundamentals --

bazı temel alanlarda Hindistan'a göre

mostly the social capital,

önde olduğunu düşünüyorum --

the public health,

özellikle sosyal sermaye,

the sense of egalitarianism

kamu sağlığı,

that you don't find in India.

siyasal ve sosyal eşitlik gibi.

But I believe that India has the momentum.

Ancak Hindistan'ın önü daha açık.

It has the improving fundamentals.

Temel göstergelerde gelişme devam ediyor.

The government has invested in basic education,

Hükümet, temel eğitime ve

has invested in basic health.

temel sağlık hizmetlerine yatırım yapmaya devam ediyor.

I believe the government should do more,

Hükümetin yapması gereken daha çok şey olduğunu düşünüyorum,

but nevertheless, the direction it is moving in

ancak genel gidişatın

is the right direction.

doğru yönde olduğu açık.

India has the right institutional conditions

Hindistan, ekonomik büyüme için

for economic growth,

doğru kurumsal yapıya sahip.

whereas China is still struggling

Çin ise hala politik reformlar

with political reforms.

yapmaya çalışıyor.

I believe that the political reforms are a must for China

Çin'in büyümesini devam ettirebilmesi için

to maintain its growth.

politik reformların olmazsa olmaz olduğunu düşünüyorum.

And it's very important to have political reforms,

Ekonomik gelişmenin sağladığı kazanımları paylaşmak açısından

to have widely shared benefits of economic growth.

politik reformlar çok önemli.

I don't know whether that's going to happen or not,

Bunun olup olmayacağını bilmiyorum

but I'm an optimist.

ancak ben iyimser birisiyim.

Hopefully, five years from now, I'm going to report to TEDGlobal

Umarım, beş yıl sonra, TEDGlobal'da Çin'in yaptığı

that political reforms will happen in China.

politik reformlardan bahsediyor olurum.

Thank you very much.

Teşekkürler.

(Applause)

(Alkış)