Peter van Uhm: Why I chose a gun

Peter van Uhm: Neden silahı seçtim

3,724,706 views ・ 2012-01-30

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Meltem Aksu Gözden geçirme: Sancak Gülgen
00:15
As the highest military commander of the Netherlands,
0
15500
5136
Hollanda'nın en yüksek rütbeli
ve dünyanın her yerinde birlikleri olan
00:20
with troops stationed around the world,
1
20660
3016
komutanı olarak,
00:23
I'm really honored to be here today.
2
23700
2720
bugün burada olmak
benim için bir onurdur.
00:27
When I look around this TEDxAmsterdam venue,
3
27860
4176
Etrafıma baktığımda
bu TEDxAmsterdam toplantısında
çok özel bir dinleyici kitlesi görüyordum.
00:32
I see a very special audience.
4
32060
3160
Bugün buraya gelme davetine
00:36
You are the reason why I said yes
5
36220
3904
evet dememin sebebi
00:40
to the invitation to come here today.
6
40148
2720
sizlersiniz.
00:44
When I look around, I see people who want to make a contribution.
7
44780
4960
Etrafıma baktığımda,
katkıda bulunmak isteyen
insanlar görüyorum,
00:50
I see people who want to make a better world,
8
50580
3400
dünyayı daha iyi bir yer yapmak isteyen
insanlar görüyorum,
00:55
by doing groundbreaking scientific work,
9
55300
3936
çığır açan bilimsel işler yaparak,
etkileyici sanat eserleri yaratarak,
00:59
by creating impressive works of art,
10
59260
2440
01:02
by writing critical articles or inspiring books,
11
62860
4200
eleştirel makaleler veya
ilham veren kitaplar yazarak,
ve sürdürülebilir işler kurarak buna katkıda bulunuyorsunuz.
01:08
by starting up sustainable businesses.
12
68100
2200
Ve hepiniz de
01:11
And you all have chosen your own instruments
13
71620
4376
kendi aletlerinizi seçmişsiniz,
daha iyi bir dünya yaratma hedefini
01:16
to fulfill this mission of creating a better world.
14
76020
3320
gerçekleştirebilmek için.
01:20
Some chose the microscope as their instrument.
15
80740
3200
Kiminiz mikroskobbu seçmiş
alet olarak.
01:24
Others chose dancing or painting,
16
84860
2420
Kiminiz dansı ya da resmi,
veya demin dinlediğimiz gibi müziği seçmiş.
01:28
or making music like we just heard.
17
88171
2073
Kiminiz kalemi seçmiş.
01:31
Some chose the pen.
18
91100
1320
01:33
Others work through the instrument of money.
19
93820
3000
Diğerleriyse parayı seçmiş aracı olarak.
Bayanlar baylar,
01:38
Ladies and gentlemen, I made a different choice.
20
98300
3440
ben farklı bir tercih yaptım.
Teşekkür ederim.
01:56
Thanks.
21
116100
1200
02:00
Ladies and gentlemen ...
22
120940
1200
Bayanlar baylar...
(Kahkaha)
02:04
(Laughter)
23
124380
1976
02:06
(Applause)
24
126380
4520
(Alkış)
Sizin amacınızı paylaşıyorum.
02:12
I share your goals.
25
132291
2063
Önceden dinlediğiniz
02:15
I share the goals of the speakers you heard before.
26
135500
3400
konuşmacıların hedeflerini paylaşıyorum.
02:20
I did not choose to take up the pen,
27
140780
4959
Benim seçimim
kalemi kullanmak,
02:26
the brush,
28
146820
1200
fırçayı, kamerayı kullanmak değildi.
02:28
the camera.
29
148860
1200
02:30
I chose this instrument.
30
150820
3040
Ben bu aleti seçtim.
02:34
I chose the gun.
31
154700
2520
Silahı seçtim.
Sizin için
02:38
For you, and you heard already,
32
158300
2456
02:40
being so close to this gun may make you feel uneasy.
33
160780
5760
bu silaha yakın olmak
tedirgin edici olabilir.
02:47
It may even feel scary.
34
167740
1600
Hatta korkunç bile olabilir.
Gerçek bir silah
02:50
A real gun at a few feet's distance.
35
170300
3320
birkaç metre ötenizde.
02:54
Let us stop for a moment and feel this uneasiness.
36
174740
4560
Bir anlığına duralım ve
bu tedirginliği hissedelim.
02:59
You could even hear it.
37
179900
1280
Hatta duyabilirsiniz bile.
03:02
Let us cherish the fact
38
182620
2176
Bir çoğunuzun
03:04
that probably most of you have never been close to a gun.
39
184820
4760
hiçbir zaman bir silahın yakınında olmadığı
gerçeğini kucaklayalım.
Bu demek oluyor ki
03:11
It means the Netherlands is a peaceful country.
40
191060
4240
Hollanda barışsever bir ülke.
03:15
The Netherlands is not at war.
41
195940
2520
Hollanda savaşta değil.
Yani sokakları kollamak için
03:19
It means soldiers are not needed to patrol our streets.
42
199380
4240
askerlere ihtiyaç yok.
03:24
Guns are not a part of our lives.
43
204860
3360
Silah hayatımızın bir parçası değil.
Pek çok ülkede
03:29
In many countries, it is a different story.
44
209780
3760
farklı bir hikaye yaşanıyor.
03:34
In many countries, people are confronted with guns.
45
214700
4496
Pek çok ülkede
insanlar silahlarla yüzleşiyorlar.
Bastırılıyorlar.
03:39
They are oppressed.
46
219220
1856
Gözleri korkutuluyor,
03:41
They are intimidated --
47
221100
1280
03:43
by warlords,
48
223500
1200
diktatörler,
03:45
by terrorists,
49
225860
1200
teröristler,
ve suçlular tarafından.
03:48
by criminals.
50
228020
1200
Silahlar çok zarar verebilir.
03:50
Weapons can do a lot of harm.
51
230180
2040
Birçok acının
03:53
They are the cause of much distress.
52
233300
2240
sebebidirler.
03:56
Why then am I standing before you with this weapon?
53
236340
4040
Niçin sizin önünüzde
bu silahla duruyorum?
04:01
Why did I choose the gun as my instrument?
54
241340
3960
Niye aracım olarak
silahı seçtim?
04:06
Today I want to tell you why.
55
246540
2120
Bugün bunun sebebini anlatacağım.
Bugün sizlere,
04:09
Today I want to tell you
56
249420
1576
daha iyi bir dünya yaratmak için
04:11
why I chose the gun to create a better world.
57
251020
2960
niye silahı seçtiğimi anlatacağım.
04:14
And I want to tell you how this gun can help.
58
254940
4160
Ve silahın nasıl yardımcı olabileceğini de
anlatmak istiyorum.
Benim hikayem
04:21
My story starts in the city of Nijmegen
59
261420
3880
Nijmegen şehrinde başlıyor,
04:26
in the east of the Netherlands,
60
266780
1600
Hollanda'nın doğusunda,
04:29
the city where I was born.
61
269580
2040
doğduğum şehirde.
04:33
My father was a hardworking baker,
62
273740
3840
Babam
çok çalışan bir fırıncıydı,
ama fırında işini bitirdiğinde
04:40
but when he had finished work in the bakery,
63
280060
2856
04:42
he often told me and my brother stories.
64
282940
2720
bana ve kardeşime hikayeler anlatırdı.
04:46
And most of the time,
65
286900
1616
Ve çoğu zaman da
04:48
he told me this story I'm going to share with you now.
66
288540
3200
şimdi sizlerle paylaşacağım hikayeyi anlatırdı.
Babam İkinci Dünya Savaşı'nın başında
04:53
The story of what happened
67
293580
1656
Hollanda ordusunda
04:55
when he was a conscripted soldier in the Dutch armed forces
68
295260
4336
askere alındığında
04:59
at the beginning of the Second World War.
69
299620
2400
neler olduğunun hikayesi.
Naziler Hollanda'yı işgal ettiler.
05:03
The Nazis invaded the Netherlands.
70
303420
2280
Acımasız planları açıkça ortadaydı.
05:06
Their grim plans were evident.
71
306300
1920
Baskıyla hükmetmek
05:09
They meant to rule by means of repression.
72
309100
3280
istiyorlardı.
05:13
Diplomacy had failed to stop the Germans.
73
313620
3400
Diplomasi, Almanlar'ı durduramamıştı.
05:17
Only brute force remained.
74
317940
3072
Geriye sadece kaba güç kalmıştı.
05:21
It was our last resort.
75
321620
1960
Son çaremiz buydu.
05:24
My father was there to provide it.
76
324860
3120
Babam da bunu sağlamak için
oradaydı.
Avlanmayı bilen bir çiftçinin
05:29
As the son of a farmer who knew how to hunt,
77
329300
3816
oğlu olarak,
babam mülemmel bir nişancıydı.
05:33
my father was an excellent marksman.
78
333140
2240
Hedef aldığında
05:36
When he aimed, he never missed.
79
336180
2640
asla kaçırmazdı.
Hollanda tarihinin bu belirleyici anında
05:40
At this decisive moment in Dutch history
80
340060
3016
babam Nijmegen şehrinin yakınlarında
05:43
my father was positioned on the bank of the river Waal
81
343100
4816
Waal nehrinin kıyısında
05:47
near the city of Nijmegen.
82
347940
1600
konumlandırılmıştı.
05:50
He had a clear shot at the German soldiers who came to occupy a free country,
83
350940
5280
Alman askerlerini rahatça hedef alabiliyordu,
özgür bir ülkeyi işgal etmeye gelen askerleri,
onun ülkesini,
05:57
his country,
84
357180
1576
05:58
our country.
85
358780
1200
bizim ülkemizi.
06:00
He fired. Nothing happened.
86
360820
2400
Ateş etti. Hiçbir şey olmadı.
06:03
He fired again.
87
363980
1186
Tekrar ateş etti.
06:05
No German soldier fell to the ground.
88
365740
2560
Hiçbir Alman askeri yere düşmedi.
06:09
My father had been given an old gun
89
369420
4816
Babama verilen
eski bir silahtı
ve mermiler karşı kıyıya bile
06:14
that could not even reach the opposite riverbank.
90
374260
3480
erişemiyordu.
Hitler'in birlikleri yollarına devam etti,
06:19
Hitler's troops marched on,
91
379460
2776
ve babamın yappabileceği hiçbir şey yoktu.
06:22
and there was nothing my father could do about it.
92
382260
2920
06:26
Until the day my father died,
93
386660
2936
Babam öldüğü güne kadar
06:29
he was frustrated about missing these shots.
94
389620
3360
o askerleri vuramadığı için sinirliydi.
Bir şeyler yapabilirdi.
06:34
He could have done something.
95
394340
1560
06:36
But with an old gun,
96
396860
1816
Ancak eski bir silahla,
06:38
not even the best marksman in the armed forces
97
398700
2896
silahlı birliklerin en iyi nişancısı bile
06:41
could have hit the mark.
98
401620
1280
hedefi vuramazdı.
06:44
So this story stayed with me.
99
404380
2560
Bu hikaye beni çok etkiledi.
Sonra lisedeyken
06:48
Then in high school,
100
408460
1376
06:49
I was gripped by the stories of the Allied soldiers --
101
409860
3560
müttefik askerlerin
hikayelerinden etkilendim,
06:54
soldiers who left the safety of their own homes and risked their lives
102
414700
5256
bu askerler güvenli evlerini terk etmişti ve
bilmedikleri, tanımadıkları
06:59
to liberate a country
103
419980
1320
bir ülkeyi ve halkını kurtarmak için
07:03
and a people that they didn't know.
104
423100
2360
hayatlarını tehlikeye atmışlardı.
07:06
They liberated my birth town.
105
426260
2200
Benim doğduğum şehri kurtardılar.
07:09
It was then that I decided I would take up the gun --
106
429900
4680
Ve o zaman kara verdim,
silahı alacaktım,
07:15
out of respect and gratitude for those men and women
107
435780
4656
bizi kurtarmaya gelen
o kadın ve adamlara
07:20
who came to liberate us.
108
440460
2360
duyduğum saygıyla
ve de bazen
07:24
From the awareness that sometimes only the gun
109
444260
3800
iyiyle kötü arasında
sadece bir silahın
07:29
can stand between good and evil.
110
449100
4120
durabileceğinin farkındalığıyla.
Bu sebepten ötürü
07:34
And that is why I took up the gun --
111
454140
4016
silahı aldım,
ateş etmek için değil,
07:38
not to shoot,
112
458180
1200
öldürmek için değil,
07:40
not to kill,
113
460100
1456
07:41
not to destroy,
114
461580
1320
yok etmek için değil,
07:43
but to stop those who would do evil,
115
463860
2560
ancak kötülük yapmak isteyenleri durdurup
07:47
to protect the vulnerable,
116
467620
1760
zayıfları korumak için,
07:50
to defend democratic values,
117
470540
2320
demokratik değerleri savunmak,
07:53
to stand up for the freedom we have to talk here today in Amsterdam
118
473940
5560
sahip olduğumuz özgürlüğü savunmak,
ve bugün burada
Amsterdam'da
08:00
about how we can make the world a better place.
119
480420
2320
nasıl daha iyi bir dünya yaratabileceğimizi tartışabilmek için.
Bayanlar baylar,
08:04
Ladies and gentlemen,
120
484900
1216
karşınızda olma sebebim
08:06
I do not stand here today to tell you about the glory of weapons.
121
486140
4680
silahın şanından bahsetmek değil.
Silahları sevmiyorum.
08:12
I do not like guns.
122
492460
2000
08:15
And once you have been under fire yourself,
123
495740
3480
Ve de bir kez atel altında kaldınız mı,
şunu daha iyi algılarsınız ki,
08:20
it brings home even more clearly
124
500340
2536
08:22
that a gun is not some macho instrument to brag about.
125
502900
4480
silah öyle övünülecek,
maço bir alet değil.
08:28
I stand here today
126
508860
1496
Bugün burada
08:30
to tell you about the use of the gun as an instrument of peace and stability.
127
510380
5360
silahın barış ve istikrar sağlamak için
nasıl kullanılabileceğini anlatacağım.
08:38
The gun may be one of the most important instruments of peace and stability
128
518380
4336
Barış ve istikrarın sağlanmasında sahip olduğumuz
en önemli aletlerden biri de
08:42
that we have in this world.
129
522740
1480
silahtır.
Bu size çelişkili gelebilir.
08:45
Now this may sound contradictory to you.
130
525260
2960
Ancak bunu hem kendi gözlerimle gördüm
08:49
But not only have I seen with my own eyes
131
529660
3735
08:53
during my deployments in Lebanon, Sarajevo
132
533419
3023
Lübnan'daki yayılmalar sırasında,
ve Saraybosna'da
08:56
and as the Netherlands' Chief of Defence,
133
536466
3810
Hollanda savunmasının başındayken,
09:00
this is also supported by cold, hard statistics.
134
540300
5920
bu aynı zamanda kesin
istatistiklerle de desteklenmektedir.
Son 500 senedir şiddet oranı
09:07
Violence has declined dramatically over the last 500 years.
135
547220
5000
çarpıcı bir şekilde düşmüştür.
Gazetelerde gördüğümüz
09:13
Despite the pictures we are shown daily in the news,
136
553300
3400
fotoğraflara rağmen,
09:17
wars between developed countries are no longer commonplace.
137
557700
4816
gelişmiş ülkeler arasındaki savaşlar
artık olağan bir şey değildir.
09:22
The murder rate in Europe
138
562540
1256
Avrupa'daki cinayet oranı
09:23
has dropped by a factor of 30 since the Middle Ages.
139
563820
4280
Ortaçağ'dan beri
30 kat azalmıştır.
09:28
And occurrences of civil war and repression
140
568780
2776
Ve iç savaş, baskı gibi olayların gelişmesi
09:31
have declined since the end of the Cold War.
141
571580
2800
Soğuk Savaş'tan sonra azalmıştır.
İstatistikler gösteriyor ki
09:35
Statistics show that we are living in a relatively peaceful era.
142
575460
5320
biz nispeten
barış içinde bir çağda yaşıyoruz.
Neden?
09:41
Why?
143
581740
1150
Neden şiddet azaldı?
09:43
Why has violence decreased?
144
583300
2320
İnsanın zihin yapısı mı değişti?
09:46
Has the human mind changed?
145
586540
1976
09:48
Well, we were talking about the human mind this morning.
146
588540
2647
Daha bu sabah insanın zihin yapısından bahsediyorduk.
09:51
Did we simply lose our beastly impulses for revenge,
147
591700
4816
Açıkça içimizdeki hayvani dürtüleri mi kaybettik?
Öç alma,
09:56
for violent rituals,
148
596540
2256
şiddet dolu hareketlerimiz,
09:58
for pure rage?
149
598820
1280
ve saf öfke gibi hislerimizi mi yitirdik?
10:01
Or is there something else?
150
601620
1480
Ya da başka bir şey mi var?
10:04
In his latest book, Harvard professor Steven Pinker --
151
604900
3616
Son kitabında
Harvard profesörü Steven Pinker,
10:08
and many other thinkers before him --
152
608540
2376
ve ondan önce de birçok kişi
10:10
concludes that one of the main drivers
153
610940
4816
şu sonuca varıyor,
10:15
behind less violent societies
154
615780
2536
daha barışçıl toplumların arkasındaki kuvvet,
10:18
is the spread of the constitutional state
155
618340
2880
anayasal devletin yayılması ve
meşru şiddet kullanımının
10:22
and the introduction, on a large scale,
156
622340
3184
geniş bir kapsamda
10:25
of the state monopoly on the legitimized use of violence --
157
625548
3672
devlet tekelinde olmasındandır,
bu şiddet demokratik olarak seçilen bir devletle,
10:30
legitimized by a democratically elected government,
158
630700
4520
yargı ve yürütmenin birbirini deneltemesiyle
10:36
legitimized by checks and balances and an independent judicial system.
159
636380
5480
ve bağımsız bir hukuk sistemiyle meşrulaştırılır.
10:42
In other words, a state monopoly
160
642900
3056
Bir başka deyişle, devlet tekeli
10:45
that has the use of violence well under control.
161
645980
4480
şiddet kullanımını
kontrol altında tutmaktadır.
10:51
Such a state monopoly on violence, first of all, serves as a reassurance.
162
651660
6200
Şiddetin devlet tekelinde olması
başlıca
bir güvencedir.
Böylece toplumda
10:59
It removes the incentive for an arms race
163
659420
2816
potansiyel olarak düşman gruplar arasında
11:02
between potentially hostile groups in our societies.
164
662260
3440
silahlanma yarışına girilmesi
dürtüsü ortadan kalkar.
11:06
Secondly, the presence of penalties
165
666780
2776
İkinci olarak, şiddet kullanımından gelecek kazancı
11:09
that outweigh the benefits of using violence
166
669580
3656
zararlı kılan cezaların olması
bu durumu bir kademe daha ilerletir.
11:13
tips the balance even further.
167
673260
2120
Şiddetten kaçınmak,
11:16
Abstaining from violence
168
676580
1816
savaş başlatmaktan
11:18
becomes more profitable than starting a war.
169
678420
3120
daha karlı hale gelir.
11:22
Now nonviolence starts to work like a flywheel.
170
682860
4600
Şiddetin yokluğu
bir çark gibidir.
11:28
It enhances peace even further.
171
688420
2240
Barışı daha da artırır.
Çatışmanın olmadığı bir yerde
11:32
Where there is no conflict, trade flourishes.
172
692100
3000
ticaret de gelişir.
11:36
And trade is another important incentive against violence.
173
696740
3960
Ve ticaret de şiddete karşı
önemli bir güçtür.
11:41
With trade, there's mutual interdependency and mutual gain between parties.
174
701780
5800
Ticaretle, ortaklar arasında karşılıklı dayanışma
ve ortak kazanç oluşur.
11:48
And when there is mutual gain, both sides stand to lose more
175
708660
5056
Ve ortak kazanç söz konusu olduğunda,
iki taraf da
savaşta olduğundan
11:53
than they would gain if they started a war.
176
713740
2833
daha fazla kazanıyor olurlar.
Savaş açıkça
11:58
War is simply no longer the best option,
177
718140
4456
en iyi seçenek değildir,
12:02
and that is why violence has decreased.
178
722620
3574
şiddet de bu yüzden azalmıştır.
Bu, bayanlar baylar,
12:08
This, ladies and gentlemen,
179
728340
1776
benim silahlı kuvvetlerimin varlığının
12:10
is the rationale behind the existence of my armed forces.
180
730140
4840
arkasındaki mantıktır.
12:15
The armed forces implement the state monopoly on violence.
181
735820
4400
Silahlı kuvvetler
şiddetin devlet tekelinde olmasını sağlar.
12:20
We do this in a legitimized way
182
740900
2456
Bunu yasal bir şekilde,
12:23
only after our democracy has asked us to do so.
183
743380
5840
sadece demokrasimiz bizden istedikten sonra
yaparız.
Dünyadaki savaş istatistiklerinin
12:30
It is this legitimate, controlled use of the gun
184
750340
5176
azalmasına
12:35
that has contributed greatly
185
755540
1816
katıkda bulunan da
12:37
to reducing the statistics of war, conflict and violence around the globe.
186
757380
5560
silahın bu şekilde kontrollü
ve yasal bir şekilde
kullanılmasıdır.
12:43
It is this participation in peacekeeping missions
187
763780
3536
Pek çok sivil savaşın çözümüne yol açan da
barış koruma misyonlarına olan
12:47
that has led to the resolution of many civil wars.
188
767340
3880
bu katılımdır.
Benim askerlerim silahı
12:52
My soldiers use the gun as an instrument of peace.
189
772020
5280
bir barış aracı olarak kullanıyor.
12:58
And this is exactly why failed states are so dangerous.
190
778540
4120
Ve düşkün devletlerin tehlikeli olması
tam da bu sebeptendir.
13:03
Failed states have no legitimized, democratically controlled use of force.
191
783900
4800
Düşkün devletlerde
yasal ve demokrasiyle kontrol edilen bir güç yoktur.
13:09
Failed states do not know of the gun as an instrument of peace and stability.
192
789500
5611
Düşkün devletler silahı barış
ve istikrar aracı olarak görmezler.
13:16
That is why failed states can drag down a whole region into chaos and conflict.
193
796860
6360
Bu yüzden düşkün devletler
tüm bir bölgeyi kaosa
ve çatışmaya sürükleyebilir.
Bu yüzden anayasal devlet
13:24
That is why spreading the concept of the constitutional state
194
804220
3896
konseptinin yayılması
bizim yabancı heyetlerimizin
13:28
is such an important aspect of our foreign missions.
195
808140
3560
çok önemli bir cephesidir.
13:32
That is why we are trying to build a judicial system
196
812780
3736
Bu sebepten ötürü
şu an Afganistan'da adli bir sistem
13:36
right now in Afghanistan.
197
816540
2040
kurmaya çalışıyoruz.
13:39
That is why we train police officers, we train judges,
198
819820
4256
Bu yüzden dünyanın dört bir yanında,
polisleri,
13:44
we train public prosecutors around the world.
199
824100
2760
hakimleri ve cumhuriyet savcılarını eğitiyoruz.
13:47
And that is why --
200
827860
1336
Ve bu yüzden,
13:49
and in the Netherlands, we are very unique in that --
201
829220
3296
özellikle de Hollanda'da bu konuda tekiz,
13:52
that is why the Dutch constitution states
202
832540
3736
bu yüzden Hollanda anayasasında
silahlı kuvvetlerin
13:56
that one of the main tasks of the armed forces
203
836300
3256
esas görevlerinden birinin
13:59
is to uphold and promote the international rule of law.
204
839580
4200
uluslararası yasal düzeni
desteklemek ve yüceltmek olduğu yazar.
Bayanlar ve baylar,
14:06
Ladies and gentlemen,
205
846380
1576
14:07
looking at this gun, we are confronted with the ugly side of the human mind.
206
847980
6063
bu silaha bakarken
insanoğlunun
çirkin tarafıyla yüleşiyoruz.
14:15
Every day I hope that politicians, diplomats, development workers
207
855900
6016
Her gün umuyorum ki
politikacılar, diplomatlar,
kalkındırma çalışanları
14:21
can turn conflict into peace
208
861940
3456
çatışmayı
barışa
14:25
and threat
209
865420
2016
ve tehdidi
14:27
into hope.
210
867460
1222
umuda dönüştürebilirler.
14:29
And I hope that one day armies can be disbanded
211
869300
4776
Ve umarım bir gün
ordular terhis edilip
insanlık şiddet ve baskı olmadan
14:34
and humans will find a way of living together
212
874100
2896
beraber yaşamanın bir yolunu bulabilir.
14:37
without violence and oppression.
213
877020
2057
14:40
But until that day comes,
214
880460
2600
Ancak o gün gelene kadar,
biz ideallerin
14:44
we will have to make ideals and human failure
215
884140
5376
ve insani kusurlarımızın
14:49
meet somewhere in the middle.
216
889540
1680
orta yolunu bulmamız gerek.
O gün gelene kadar,
14:52
Until that day comes, I stand for my father
217
892180
5016
Naziler'i eski bir tüfekle
vurmaya çalışan
14:57
who tried to shoot the Nazis with an old gun.
218
897220
3440
babam için buradayım.
15:01
I stand for my men and women who are prepared to risk their lives
219
901460
6056
Daha barışçıl bir dünya için
hayatlarını tehlikeye atmaya hazır
15:07
for a less violent world for all of us.
220
907540
2920
kadınlar ve adamlarım için buradayım.
Afganistan'da bir görev sırasında
15:12
I stand for this soldier who suffered partial hearing loss
221
912260
5896
bir roket tarafından vurulduğu için
bacağında kalıcı hasarlar olan
15:18
and sustained permanent injuries to her leg,
222
918180
3136
ve kısmi işitme kaybından muzdarip
15:21
when she was hit by a rocket on a mission in Afghanistan.
223
921340
4150
bu asker için buradayım.
15:27
Ladies and gentlemen,
224
927860
1776
Bayanlar baylar
15:29
until the day comes when we can do away with the gun,
225
929660
5256
silahı bir kenara bırakabileceğimiz
o gün gelene kadar,
15:34
I hope we all agree
226
934940
2856
umarım hepimiz
15:37
that peace and stability do not come free of charge.
227
937820
3960
barışın ve istikrarın
bir bedelinin olduğunun farkındayızdır.
Çok çalışma gerektirir
15:43
It takes hard work, often behind the scenes.
228
943100
4720
çoğunlukla da sahne arkasında.
15:48
It takes good equipment and well-trained, dedicated soldiers.
229
948900
4680
Kaliteli araçlar ve iyi eğitilmiş
kendini işine adamış askerler gerektirir.
15:54
I hope you will support the efforts of our armed forces
230
954540
4936
Umarım silahlı kuvvetlerimizin
askerleri eğitme ve
bu genç yüzbaşına,
15:59
to train soldiers like this young captain
231
959500
3016
babama verilmiş olan
16:02
and provide her with a good gun,
232
962540
2896
eski silahın aksine iyi bir silah verme
16:05
instead of the bad gun my father was given.
233
965460
2760
çabasına destek olursunuz.
Umarım askerlerimiz dışarıdayken,
16:09
I hope you will support our soldiers when they are out there,
234
969060
4680
eve döndüklerinde,
16:14
when they come home
235
974780
1240
yaralandırklarında
ve bakımımıza ihtiyaçları olduğunda
16:17
and when they are injured and need our care.
236
977260
3000
onları desteklersiniz.
Hayatlarını tehlikeye atıyorlar,
16:21
They put their lives on the line, for us, for you,
237
981100
4816
bizim için, sizin için,
16:25
and we cannot let them down.
238
985940
2960
ve onları hayal kırıklığına uğratamayız.
16:29
I hope you will respect my soldiers,
239
989900
4336
Umarım askerlerime saygı gösterirsiniz,
elinde silah olan bu askerime.
16:34
this soldier with this gun.
240
994260
1960
Çünkü daha iyi bir dünya istiyor.
16:37
Because she wants a better world.
241
997180
2742
16:40
Because she makes an active contribution to a better world,
242
1000500
4120
Çünkü istediği daha iyi dünyaya
aktif bir katılımda bulunuyor,
16:45
just like all of us here today.
243
1005340
2880
tıpkı bugün burada olan bizler gibi.
Çok teşekkür ederim.
16:49
Thank you very much.
244
1009140
1456
16:50
(Applause)
245
1010620
5360
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7