Lessons from death row inmates | David R. Dow

David R. Dow: İdam cezası mahkumlarından dersler

2,774,962 views

2012-06-18 ・ TED


New videos

Lessons from death row inmates | David R. Dow

David R. Dow: İdam cezası mahkumlarından dersler

2,774,962 views ・ 2012-06-18

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

00:00
Translator: Jenny Zurawell Reviewer: Thu-Huong Ha
0
0
7000
Çeviri: Hande Acet Gözden geçirme: Ayça Bağcı
00:16
Two weeks ago,
1
16420
1376
İki hafta önce
00:17
I was sitting at the kitchen table with my wife Katya,
2
17820
5376
eşim Katya ile beraber
mutfakta oturuyorduk ve
00:23
and we were talking about what I was going to talk about today.
3
23220
3760
bugün size anlatacağım konu hakkında konuşuyorduk.
00:28
We have an 11-year-old son; his name is Lincoln.
4
28300
2656
11 yaşında bir oğlumuz var, adı Lincoln. O da bizimle aynı masada oturuyor
00:30
He was sitting at the same table, doing his math homework.
5
30980
3480
ve matematik ödevini yapıyordu.
00:35
And during a pause in my conversation with Katya,
6
35500
3576
Katya ile konuşurken bir ara verdiğimde
00:39
I looked over at Lincoln
7
39100
1736
Lincoln'e baktım
00:40
and I was suddenly thunderstruck
8
40860
2960
ve bir anda bir müvekkilimin anısı ile
00:44
by a recollection of a client of mine.
9
44900
2834
beynimden vurulmuşa döndüm.
00:48
My client was a guy named Will.
10
48340
2776
Müvekkilim Will isminde bir adamdı.
00:51
He was from North Texas.
11
51140
2449
Kendisi Kuzey Teksas'tandı.
Babasını hiç tanıyamamıştı, çünkü babası
00:54
He never knew his father very well,
12
54180
1736
00:55
because his father left his mom while she was pregnant with him.
13
55940
4680
annesi ona hamile iken çekip gitmişti.
01:01
And so, he was destined to be raised by a single mom,
14
61780
4176
Ve bu sayede o yalnız bir anne ile büyütüldü
01:05
which might have been all right
15
65980
1477
ki bu normalde bir sorun oluşturmayabilirdi.
01:07
except that this particular single mom was a paranoid schizophrenic,
16
67481
4680
Yalnız bu tek ebeveyn
paranoyak bir şizofrendi
01:13
and when Will was five years old,
17
73100
2936
ve Will beş yaşındayken onu bir kasap bıçağıyla öldürmeye çalışmıştı.
01:16
she tried to kill him with a butcher knife.
18
76060
2000
Anne
01:19
She was taken away by authorities and placed in a psychiatric hospital,
19
79540
5056
yetkililer tarafından bir psikiyatri hastanesine yerleştirildi
01:24
and so for the next several years Will lived with his older brother,
20
84620
3256
ve sonraki birkaç sene Will kendisinden daha büyük olan ağabeyi ile yaşadı
01:27
until he committed suicide by shooting himself through the heart.
21
87900
3080
ta ki ağabeyi kendini kalbinden vurarak intihar edene kadar.
Bu olaydan sonra
01:32
And after that Will bounced around from one family member to another,
22
92340
4816
Will bir aileden diğerine gezip durdu
01:37
until, by the time he was nine years old, he was essentially living on his own.
23
97180
3720
9 yaşına geldiğinde aslında kendi başına yaşıyordu.
01:42
That morning that I was sitting with Katya and Lincoln,
24
102220
2616
O sabah Katya ve Lincoln ile otururken oğluma baktım,
01:44
I looked at my son, and I realized that when my client, Will, was his age,
25
104860
6880
ve fark ettim ki, müvekkilim Will
aslında onun yaşındaydı
01:52
he'd been living by himself for two years.
26
112740
2160
ve iki senedir kendi başının çaresine bakıyordu.
01:56
Will eventually joined a gang
27
116900
2336
Will sonunda bir çeteye katıldı
01:59
and committed a number of very serious crimes,
28
119260
4376
ve pek çok
ciddi suç işledi
02:03
including, most seriously of all,
29
123660
2280
hatta bunlardan en ciddisi
korkunç, trajik bir cinayetti.
02:07
a horrible, tragic murder.
30
127020
1640
En sonunda ise bu suçuna ceza olarak
02:10
And Will was ultimately executed as punishment for that crime.
31
130700
5320
Will idam edildi.
Ama ben bugün
02:17
But I don't want to talk today about the morality of capital punishment.
32
137860
5855
ölüm cezası hakkında
konuşmak istemiyorum. Kesinlikle müvekkilimin
02:23
I certainly think that my client shouldn't have been executed,
33
143739
3857
öldürülmemesi gerektiğini düşünüyorum fakat onun yerine bugün yapmak istediğim
02:27
but what I would like to do today instead
34
147620
2896
02:30
is talk about the death penalty in a way I've never done before,
35
150540
5056
ölüm cezası hakkında
hiç konuşulmayanları konuşmak,
02:35
in a way that is entirely noncontroversial.
36
155620
4000
bunu da
tartışmalara kesinlikle yol açmayacak şekilde yapacağım.
Bunun mümkün olduğunu düşünüyorum
02:40
I think that's possible,
37
160860
1656
02:42
because there is a corner of the death penalty debate --
38
162540
4216
çünkü ölüm cezası tartışmalarında
bir nokta vardır
02:46
maybe the most important corner --
39
166780
2296
ve muhtemelen en önemli noktadır
02:49
where everybody agrees,
40
169100
2736
ki bu noktada herkes aynı fikirdedir,
02:51
where the most ardent death penalty supporters
41
171860
4256
en tutkulu idam cezası savunucuları
02:56
and the most vociferous abolitionists are on exactly the same page.
42
176140
5400
ve en çok düşüncelerini dile getiren köleliğin kaldırılması yanlıları
bile aynı şeyleri düşünürler.
03:02
That's the corner I want to explore.
43
182780
2280
Benim keşfetmek istediğim bu nokta.
03:06
Before I do that, though, I want to spend a couple of minutes
44
186500
2896
Bunu yapmadan önce, size birkaç dakika boyunca bir ölüm cezası davasının
03:09
telling you how a death penalty case unfolds,
45
189420
3576
nasıl çözüldüğünü anlatmak
03:13
and then I want to tell you two lessons
46
193020
2176
ve sonrasında bir idam cezası avukatı olarak yüzden fazla vakanın bu şekilde çözülmesini izleyerek
03:15
that I have learned over the last 20 years as a death penalty lawyer
47
195220
5056
geçirdiğim 20 yıl içerisinde
03:20
from watching well more than a hundred cases unfold in this way.
48
200300
3960
öğrendiğim iki dersten bahsetmek istiyorum.
03:25
You can think of a death penalty case as a story that has four chapters.
49
205940
4680
Bir idam vakasını dört bölümü olan
bir hikaye olarak da düşünebilirsiniz.
03:31
The first chapter of every case is exactly the same, and it is tragic.
50
211220
4502
Her vakanın ilk bölümü hepsinde hemen hemen aynıdır
ve trajiktir.
03:36
It begins with the murder of an innocent human being,
51
216300
3896
Masum bir insanın
cinayeti ile başlar
03:40
and it's followed by a trial
52
220220
1736
ve katilin suçunun kanıtlanıp ölümüne karar verildiği
03:41
where the murderer is convicted and sent to death row,
53
221980
2976
bir mahkeme ile devam eder
03:44
and that death sentence is ultimately upheld by the state appellate court.
54
224980
3640
ve bu ölüm cezasın eninde sonunda
eyalet temyiz mahkemesi tarafından da onaylanır.
İkinci bölüm eyalet mahkemeleri önüne çıkarılma olarak da bilinen
03:49
The second chapter consists of a complicated legal proceeding
55
229900
2896
03:52
known as a state habeas corpus appeal.
56
232820
2840
karışık bir yasal süreçten oluşur.
03:56
The third chapter is an even more complicated legal proceeding
57
236460
2936
Üçüncü bölüm ise daha da karışıktır ve
03:59
known as a federal habeas corpus proceeding.
58
239420
2496
federal yargı önüne çıkarma süreci olarak bilinir.
04:01
And the fourth chapter is one where a variety of things can happen.
59
241940
3816
Ve dördüncü bölüm
pek çok olasılığın olduğu bir bölümdür. Avukatlar özel af talebinde bulunabilirler,
04:05
The lawyers might file a clemency petition,
60
245780
2496
04:08
they might initiate even more complex litigation,
61
248300
2496
hatta daha karmaşık davalar açabilirler,
04:10
or they might not do anything at all.
62
250820
2456
ya da hiçbir şey yapmayabilirler.
04:13
But that fourth chapter always ends with an execution.
63
253300
3840
Ama son bölüm her zaman
bir infaz ile sonlanır.
20 yıldan fazla zaman önce, idam cezası mahkumlarını temsil etmeye başladığım zaman,
04:18
When I started representing death row inmates more than 20 years ago,
64
258220
4136
04:22
people on death row did not have a right to a lawyer
65
262380
2656
ölüm hücrelerindeki insanların hikayenin ikinci veya
04:25
in either the second or the fourth chapter of this story.
66
265060
3656
dördüncü bölümlerinde bir avukat tutma hakları yoktu.
04:28
They were on their own.
67
268740
1616
Kendi başlarınalardı.
04:30
In fact, it wasn't until the late 1980s
68
270380
2416
Aslında, hikayenin üçüncü bölümünde
04:32
that they acquired a right to a lawyer during the third chapter of the story.
69
272820
3880
bir avukat tutma hakkını
1980'lerin sonuna kadar elde edemediler.
04:37
So what all of these death row inmates had to do was rely on volunteer lawyers
70
277700
5536
Ölüm cezası mahkumlarının yasal süreçlerini halletmeleri için
tek yapmaları gereken
04:43
to handle their legal proceedings.
71
283260
1720
gönüllü avukatlara güvenmekti.
04:45
The problem is that there were way more guys on death row
72
285620
3376
Problem, bu konularda çalışmak isteyen ve yeterli uzmanlığa sahip avukatların
idam mahkumlarından çok daha az sayıda olmasıydı.
04:49
than there were lawyers
73
289020
1256
04:50
who had both the interest and the expertise to work on these cases.
74
290300
3736
04:54
And so inevitably,
75
294060
1660
Kaçınılmaz olarak
04:55
lawyers drifted to cases that were already in chapter four --
76
295744
3932
avukatlar hali hazırda dördüncü bölümde olan vakalara sürükleniyordu,
04:59
that makes sense, of course.
77
299700
1376
ki bu son derece mantıklıydı. Bunlar en acil olan vakalardı
05:01
Those are the cases that are most urgent;
78
301100
1976
çünkü buralardaki mahkum infaza en yakın olanlardı.
05:03
those are the guys who are closest to being executed.
79
303100
2484
05:05
Some of these lawyers were successful;
80
305608
1817
Bu avukatlardan bazıları başarılıydı, müvekkilleri için yeni duruşma hakları alabildiler.
05:07
they managed to get new trials for their clients.
81
307449
2307
05:09
Others of them managed to extend the lives of their clients,
82
309780
2856
Diğerleri müvekkillerinin yaşam sürelerini uzatmayı başarabildi, bazen yıllarca,
05:12
sometimes by years, sometimes by months.
83
312660
2896
bazen sadece birkaç ay.
05:15
But the one thing that didn't happen
84
315580
2416
Ama asla gerçekleşmeyen bir şey vardı,
Teksas'ın yıllık infaz sayılarında hiçbir zaman
05:18
was that there was never a serious and sustained decline
85
318020
3936
05:21
in the number of annual executions in Texas.
86
321980
2776
sürekli bir azalma gözlenmedi.
05:24
In fact, as you can see from this graph,
87
324780
1936
Aslında, bu grafikten görebileceğiniz üzere Teksas infaz araçları
05:26
from the time that the Texas execution apparatus got efficient
88
326740
3376
orta ve geç 90'larda etkili olmaya başladıktan sonra
05:30
in the mid- to late 1990s,
89
330140
2056
05:32
there have only been a couple of years
90
332220
1810
sadece birkaç yıl boyunca yıllık infaz sayısı
05:34
where the number of annual executions dipped below 20.
91
334054
3480
20'nin altına düştü.
05:38
In a typical year in Texas,
92
338180
2016
Teksas'ta sıradan bir yıl sırasında
05:40
we're averaging about two people a month.
93
340220
3896
ayda ortalama
iki insan infaz ediliyordu.
05:44
In some years in Texas, we've executed close to 40 people,
94
344140
4176
Bazı yıllarda Teksas'ta yaklaşık 40 kişiyi infaz ettik ve bu sayı
05:48
and this number has never significantly declined over the last 15 years.
95
348340
5016
geçtiğimiz 15 yıl içerisinde önemli bir düşüş göstermedi.
05:53
And yet, at the same time that we continue to execute
96
353380
3376
Ve hala, her yıl yaklaşık aynı sayıda insanı
05:56
about the same number of people every year,
97
356780
2256
öldürmeye devam ederken,
05:59
the number of people who we're sentencing to death on an annual basis
98
359060
3856
ölüme mahkum olan insanların sayısı
yıllık bazda
06:02
has dropped rather steeply.
99
362940
1600
hızlı bir şekilde azalıyor.
06:05
So we have this paradox,
100
365220
1936
Sonuç olarak şöyle bir paradoks var,
Yıllık infaz sayısı yüksek kalırken
06:07
which is that the number of annual executions has remained high
101
367180
4216
06:11
but the number of new death sentences has gone down.
102
371420
4016
yeni infaz cezalarının sayısı azalıyor.
06:15
Why is that?
103
375460
1376
Peki bunun nedeni ne?
06:16
It can't be attributed to a decline in the murder rate,
104
376860
2856
Öldürme vakalarının sayısındaki azalışa bağlanamaz
06:19
because the murder rate has not declined nearly so steeply
105
379740
3576
çünkü o oran grafikteki kırmızı hat kadar
hızlı bir şekilde azalmamıştı.
06:23
as the red line on that graph has gone down.
106
383340
2440
06:26
What has happened instead
107
386340
2336
Onun yerine, aslında olan
06:28
is that juries have started to sentence more and more people to prison
108
388700
4296
jürinin gittikçe artan sayıda insanı
ölüm odasına göndermek yerine,
06:33
for the rest of their lives without the possibility of parole,
109
393020
3296
06:36
rather than sending them to the execution chamber.
110
396340
2680
şartlı tahliye şansı olmadan ömür boyu hapse mahkum etmesiydi.
Bu niye olmuştu?
06:40
Why has that happened?
111
400140
1656
06:41
It hasn't happened because of a dissolution
112
401820
3136
İdam cezasına olan desteğin azalması yüzünden olmamıştı.
06:44
of popular support for the death penalty.
113
404980
2176
İdam cezası karşıtları Teksas'taki oranların tarihteki en düşük
06:47
Death penalty opponents take great solace in the fact
114
407180
2856
seviye olması ile teselli buluyorlardı.
06:50
that death penalty support in Texas is at an all-time low.
115
410060
4456
06:54
Do you know what all-time low in Texas means?
116
414540
2136
Teksas tarihindeki en düşük oranın ne anlama geldiğini biliyor musunuz?
06:56
It means that it's in the low 60 percent.
117
416700
2216
Anlamı, düşük yüzde 60'lık kısımda olması.
06:58
Now, that's really good compared to the mid-1980s,
118
418940
2776
Şu an bu oran 1980'lerin ortalarına kıyasla oldukça iyi,
07:01
when it was in excess of 80 percent,
119
421740
2656
ki o zaman oran yüzde 80'in üzerindeydi,
07:04
but we can't explain the decline in death sentences
120
424420
2896
ama idam sayısındaki azalış ve şartlı tahsiye olmaksızın ömür boyu hapis arasındaki yakınlığı
07:07
and the affinity for life without the possibility of parole
121
427340
3216
idam cezasına olan desteğin azalmasıyla açıklayamayız,
07:10
by an erosion of support for the death penalty,
122
430580
2376
07:12
because people still support the death penalty.
123
432980
2216
çünkü insanlar hâlâ idam cezasını destekliyor.
07:15
What's happened to cause this phenomenon?
124
435220
2080
Bu fenomene yol açan ne oldu?
07:18
What's happened is that lawyers who represent death row inmates
125
438580
4656
Olan
idam mahkumlarını temsil eden avukatların
ilgilerini ölüm cezası hikayesinin
07:23
have shifted their focus to earlier and earlier chapters
126
443260
3576
daha önceki bölümlerine çevirmeleri oldu.
07:26
of the death penalty story.
127
446860
1400
07:28
So 25 years ago, they focused on chapter four.
128
448820
3336
Yani 25 yıl önce onlar dördüncü bölüme odaklanmışlardı.
07:32
And they went from chapter four 25 years ago
129
452180
2336
Ve onlar 1980'lerin sonunda, 25 yılda, dördüncü bölümden
07:34
to chapter three in the late 1980s.
130
454540
2976
üçüncü bölüme geçtiler.
07:37
And they went from chapter three in the late 1980s
131
457540
2496
Üçüncü bölümden ikinci bölüme ise
07:40
to chapter two in the mid-1990s.
132
460060
2416
90'ların ortalarında bir geçiş oldu ve 1990'ın ortalarından sonlarına doğru olan zamanda ise
07:42
And beginning in the mid- to late 1990s,
133
462500
2056
07:44
they began to focus on chapter one of the story.
134
464580
2976
hikayenin ilk bölümüne odaklanmaya başladılar:
07:47
Now, you might think that this decline in death sentences
135
467580
2896
Şu an idam cezalarındaki azalış ve ömür boyu hapislerdeki artışın
07:50
and the increase in the number of life sentences
136
470500
2256
iyi mi kötü mü olduğunu düşünüyor olabilirsiniz.
07:52
is a good thing or a bad thing.
137
472780
1496
07:54
I don't want to have a conversation about that today.
138
474300
2496
Bununla ilgili bir konuşmayı bugün yapmak istemiyorum.
07:56
All that I want to tell you is that the reason that this has happened
139
476820
3256
Size anlatmak istediğim tek şey, bunun oluş sebebinin
08:00
is because death penalty lawyers have understood
140
480100
2976
idam cezası avukatlarının anladığı şu gerçek:
08:03
that the earlier you intervene in a case,
141
483100
2763
bir vakaya ne kadar erken müdahale ederseniz
08:05
the greater the likelihood that you're going to save your client's life.
142
485887
3413
müvekkilinizin hayatını kurtarma şansınız o kadar artar.
08:09
That's the first thing I've learned.
143
489780
1896
Bu benim ilk öğrendiğim şey.
08:11
Here's the second thing I learned:
144
491700
2096
İkinci öğrendiğim ise:
08:13
My client Will was not the exception to the rule;
145
493820
3880
Müvekkilim Will
bu kurala bir istisna oluşturmuyordu;
08:18
he was the rule.
146
498420
2080
o aslında kuralın kendisiydi.
08:21
I sometimes say, if you tell me the name of a death row inmate --
147
501460
3576
Bazen derim ki, bana bir idam mahkumunun ismini söylerseniz
08:25
doesn't matter what state he's in,
148
505060
1656
içinde bulunduğu durumu bilmesem, onunla hiç tanışmamış olsam bile
08:26
doesn't matter if I've ever met him before --
149
506740
2136
08:28
I'll write his biography for you.
150
508900
1572
size onun biyografisini yazabilirim.
08:31
And eight out of 10 times,
151
511300
2376
Ve her 10 biyagrafinin sekizinde
08:33
the details of that biography will be more or less accurate.
152
513700
3720
bu biyografinin detayları
aşağı yukarı aynı olacaktır.
08:38
And the reason for that is that 80 percent of the people on death row
153
518340
3656
Bunun nedeni, ölümü bekleyen insanların yüzde 80'inin
08:42
are people who came from the same sort of dysfunctional family that Will did.
154
522020
4216
Will'de olduğu gibi kötü bir aile düzeninden gelmesi.
08:46
Eighty percent of the people on death row
155
526260
2176
Ölümü bekleyen insanların yüzde 80'i
08:48
are people who had exposure to the juvenile justice system.
156
528460
3560
çocuk adalet sistemine
maruz kalmıştır.
08:53
That's the second lesson that I've learned.
157
533299
2401
İşte bu da benim öğrendiğim
ikinci derstir.
08:56
Now we're right on the cusp of that corner
158
536580
3936
Tam şu an, herkesin anlaşacağı
09:00
where everybody's going to agree.
159
540540
1800
bir dönüm noktasındayız.
09:03
People in this room might disagree
160
543500
1776
Bu odadaki insanlar
09:05
about whether Will should have been executed,
161
545300
2656
Will'in idam edilip edilmemesi gerektiği konusunda anlaşamayabilir,
09:07
but I think everybody would agree
162
547980
2336
ama bence herkes
09:10
that the best possible version of his story
163
550340
3616
bu hikayenin en iyi versiyonunun
09:13
would be a story where no murder ever occurs.
164
553980
4200
hiçbir öldürme vakasının olmadığı
bir versiyonu olduğu konusunda hemfikir olacaktır.
09:19
How do we do that?
165
559740
1200
Bunu nasıl yapıyoruz?
09:21
When our son Lincoln was working on that math problem two weeks ago,
166
561780
4736
Oğlum Lincoln, iki hafta önce o matematik sorusu üzerinde çalışırken
09:26
it was a big, gnarly problem.
167
566540
2296
o problem çok büyük, devasa bir problemdi.
09:28
And he was learning how, when you have a big old gnarly problem,
168
568860
3456
Ve o, devasa bir problemin çözümünün
09:32
sometimes the solution is to slice it into smaller problems.
169
572340
3936
bazen onu daha küçük parçalara bölmekte yattığını öğreniyordu.
09:36
That's what we do for most problems --
170
576300
1856
Bu bizim pek çok problem karşısında yaptığımız şeydir - matematik veya fizikte, hatta bazen sosyal politikalar da bile -
09:38
in math, in physics, even in social policy --
171
578180
2136
09:40
we slice them into smaller, more manageable problems.
172
580340
2880
onları daha küçük, daha kolay yönetilebilir problemlere çeviririz.
09:43
But every once in a while, as Dwight Eisenhower said,
173
583660
3736
Ama arada bir
Dwight Eisenhower'ın dediği gibi
09:47
the way you solve a problem is to make it bigger.
174
587420
3560
bazı problemleri çözmenin yolu
onu büyütmekten geçer.
Bu problemi çözüş şeklimiz
09:52
The way we solve this problem
175
592820
2376
09:55
is to make the issue of the death penalty bigger.
176
595220
3120
idam cezası konusunu büyütmekten geçiyor.
09:59
We have to say, all right.
177
599060
2336
Bunu kabul etmemiz gerekir.
10:01
We have these four chapters of a death penalty story,
178
601420
4040
İdam cezası hikayesinin
dört bölümüne sahibiz,
10:06
but what happens before that story begins?
179
606180
3840
ama daha öykü başlamadan önce
neler oluyor?
10:10
How can we intervene in the life of a murderer
180
610780
3160
Bir katilin yaşamına
10:14
before he's a murderer?
181
614660
2200
o katil olmadan nasıl müdahale edebiliriz?
10:17
What options do we have to nudge that person off of the path
182
617500
5736
O insanın yolunu değiştirmek için
sahip olduğumuz seçenekler
nelerdir ki,
bu herkesin
10:23
that is going to lead to a result that everybody --
183
623260
3376
10:26
death penalty supporters and death penalty opponents --
184
626660
2776
- idam cezasını savunanların ve eleştirenlerin-
10:29
still think is a bad result:
185
629460
3136
hala kötü bir sonuç olduğunu düşündüğü
sonuca, masum bir insanın öldürülmesine,
10:32
the murder of an innocent human being?
186
632620
1960
yol açmasın?
10:37
You know, sometimes people say that something isn't rocket science.
187
637500
5576
Bildiğiniz gibi, bazen insanlar
bir şeyin
uzay bilimi olmadığını söylerler.
10:43
And by that, what they mean is rocket science is really complicated
188
643100
3296
Bununla kastettikleri, uzay biliminin çok karmaşık olduğu
10:46
and this problem that we're talking about now is really simple.
189
646420
3496
ve konuşulan problemin ona kıyasla çok daha basit olduğudur.
10:49
Well that's rocket science;
190
649940
1416
İşte bu uzay bilimi;
10:51
that's the mathematical expression for the thrust created by a rocket.
191
651380
5040
bir roket tarafından ortaya çıkan tepkinin
matematiksel ifadesidir.
10:57
What we're talking about today is just as complicated.
192
657300
3800
Bizim bugün konuştuğumuz konu ise,
en az onun kadar karmaşıktır.
11:01
What we're talking about today is also rocket science.
193
661740
4480
Üzerinde durduğumuz mesele
bir uzay bilimidir.
11:07
My client Will and 80 percent of the people on death row
194
667060
4160
Müvekkilim Will
ve ölümü bekleyen insanların yüzde 80'i
11:12
had five chapters in their lives
195
672060
2976
hayatlarında ölüm hikayesinin
11:15
that came before the four chapters of the death penalty story.
196
675060
4216
4 bölümünden önce gelen
5 bölüme sahiptir.
Ben bu beş bölümü bir müdahale olarak görüyorum,
11:19
I think of these five chapters as points of intervention,
197
679300
3656
11:22
places in their lives
198
682980
1656
onların hayatlarında halkın
11:24
when our society could've intervened in their lives
199
684660
3576
müdahale edebileceği ve üzerindeki bulundukları yolu değiştirebilecekleri
11:28
and nudged them off of the path that they were on
200
688260
2976
11:31
that created a consequence that we all --
201
691260
2616
bu sayede hepimizin - idamı savunan
11:33
death penalty supporters or death penalty opponents --
202
693900
2896
ve eleştirenlerin-
11:36
say was a bad result.
203
696820
1680
kötü sayacakları sonucu etkileyeceğini düşünüyorum.
11:39
Now, during each of these five chapters:
204
699100
2656
Bu beş bölümün her biri sırasında:
11:41
when his mother was pregnant with him;
205
701780
1936
annesi ona hamileyken;
11:43
in his early childhood years;
206
703740
2056
erken çocukluk yıllarında;
11:45
when he was in elementary school;
207
705820
1576
ilkokuldayken;
11:47
when he was in middle school and then high school;
208
707420
2342
ortaokul ve lisedeyken;
11:49
and when he was in the juvenile justice system --
209
709786
2292
ve çocuk adalet sistemindeyken - her beş bölüm boyunca
11:52
during each of those five chapters,
210
712102
1675
11:53
there were a wide variety of things that society could have done.
211
713801
3055
halkın yapabileceği pek çok şey vardı.
11:56
In fact, if we just imagine
212
716880
1596
Aslında, sadece bu beş bölümde
11:58
that there are five different modes of intervention,
213
718500
2696
halkın yapabileceği beş değişik müdahale tipinin olduğunu
12:01
the way that society could intervene in each of those five chapters,
214
721220
4216
hayal edebilirsek
12:05
and we could mix and match them any way we want,
215
725460
2256
ve bunları istediğimiz şekilde birleştirip karıştırabileceğimizi,
12:07
there are 3,000 -- more than 3,000 -- possible strategies
216
727740
4016
3000 - hatta 3000'den fazla- olası stratejinin olduğunu
12:11
that we could embrace
217
731780
1296
ve bunları Will gibi çocukların yolunu değiştirmek için kullanabileceğimizi
12:13
in order to nudge kids like Will off of the path that they're on.
218
733100
4120
anlayabiliriz.
12:18
So I'm not standing here today with the solution.
219
738420
3896
Sonuç olarak, ben bugün burada
elimde bir çözümle durmuyorum.
12:22
But the fact that we still have a lot to learn,
220
742340
3480
Ama şunu söyleyebilirim ki, hala öğrenmemiz gereken çok şey olduğu gerçeği
12:26
that doesn't mean that we don't know a lot already.
221
746780
3496
şu an hiçbir şey bilmediğimiz anlamına gelmiyor.
12:30
We know from experience in other states
222
750300
2776
Diğer eyaletlerdeki deneyimler sayesinde biliyoruz ki,
12:33
that there are a wide variety of modes of intervention
223
753100
3776
müdahalenin pek çok yolu var,
12:36
that we could be using in Texas,
224
756900
1616
Teksas'ta ve bu yolları kullanmayan diğer eyaletlerde kullanılabilecek,
12:38
and in every other state that isn't using them,
225
758540
2776
12:41
in order to prevent a consequence that we all agree is bad.
226
761340
3626
sonucunda da kötü olduğunu düşündüğümüz sonucu değiştirebilecek.
12:45
I'll just mention a few.
227
765660
1200
Sadece birkaç tanesinden bahsedeceğim.
12:48
I won't talk today about reforming the legal system.
228
768220
3976
Yasal sistemde bir reforma gidilmesi gerektiğinden konuşmayacağım.
12:52
That's probably a topic
229
772220
1256
Bu muhtemelen bir oda dolusu avukat ve hakimlerle konuşulması gereken bir konu.
12:53
that is best reserved for a room full of lawyers and judges.
230
773500
3456
12:56
Instead, let me talk about a couple of modes of intervention
231
776980
3976
Bunun yerine, hepimizin katkıda bulunabileceği
13:00
that we can all help accomplish,
232
780980
2096
birkaç müdahale yöntemini anlatacağım,
13:03
because they are modes of intervention that will come about
233
783100
2762
çünkü bunlar
13:05
when legislators and policymakers, when taxpayers and citizens,
234
785886
4070
yasa yapıcıların, vergi ödeyenlerin ve vatandaşların
13:09
agree that that's what we ought to be doing
235
789980
2056
şu an ne yapıyor olmamız
13:12
and that's how we ought to be spending our money.
236
792060
2336
ve paramızı nasıl harcıyor olmamız gerektiği konusunda anlaşabilecekleri noktalar.
13:14
We could be providing early childhood care
237
794420
3016
Ekonomik yönden dezavantajlı ve sorunlu çocuklara
erken çocukluklarında bakım sağlayabilir ve
13:17
for economically disadvantaged and otherwise troubled kids,
238
797460
4160
13:22
and we could be doing it for free.
239
802500
2496
bunu ücretsiz yapabiliriz.
13:25
And we could be nudging kids like Will off of the path that we're on.
240
805020
3663
Bu sayede Will gibi çocukların hayatlarını etkilemiş oluruz.
13:29
There are other states that do that, but we don't.
241
809220
3000
Bunu yapan başka eyaletler var ama biz yapmıyoruz.
13:32
We could be providing special schools,
242
812860
2576
Ortaokul ve lisede hatta
13:35
at both the high school level and the middle school level,
243
815460
2776
ekonomik ve diğer türlü dezavantajlı çocukları, özellikle
13:38
but even in K-5,
244
818260
2136
13:40
that target economically and otherwise disadvantaged kids,
245
820420
2976
çocuk adalet sistemine maruz kalmış olanları,
13:43
and particularly kids who have had exposure to the juvenile justice system.
246
823420
4456
destekleyen K-5 okullarında
özel eğitim sağlıyor olabilirdik.
13:47
There are a handful of states that do that;
247
827900
2136
Bunu yapan bir avuç dolusu eyalet var,
13:50
Texas doesn't.
248
830060
1200
ama Teksas onlardan biri değil.
13:52
There's one other thing we can be doing -- well, there are a bunch of other things --
249
832180
4016
Yapabileceğimiz diğer bir şey,
tabi ki diğer pek çok şeyin yanında, bahsedeceğim ve yapıyor olabileceğimiz diğer bir şey,
13:56
there's one other thing that I'm going to mention,
250
836220
2336
bugün söyleyeceğim
13:58
and this is going to be the only controversial thing that I say today.
251
838580
3286
tek tartışmaya yol açabilecek şey olacak.
14:01
We could be intervening much more aggressively
252
841890
3346
Çok daha agresif bir şekilde
tehlikeli gördüğümüz düzene sahip evlere
14:05
into dangerously dysfunctional homes,
253
845260
3176
müdahale ederek
14:08
and getting kids out of them
254
848460
1936
anneleri kasap bıçağıyla onları öldürmekle tehdit etmeden
14:10
before their moms pick up butcher knives and threaten to kill them.
255
850420
3400
çocukları oradan çıkarmak.
14:15
If we're going to do that, we need a place to put them.
256
855860
3080
Eğer bunu yapacaksak,
onları koyacak bir yere ihtiyacımız olacak.
14:19
Even if we do all of those things,
257
859820
1656
Bunların hepsini yapsak bile, bazı çocuklar çatlaklardan içeri düşecek
14:21
some kids are going to fall through the cracks
258
861500
2176
14:23
and they're going to end up in that last chapter
259
863700
2256
ve katil olmadan hemen önceki bölüme geçecekler
14:25
before the murder story begins,
260
865980
1536
14:27
they're going to end up in the juvenile justice system.
261
867540
2616
ve çocuk adalet sistemine dahil olacaklar.
Bu duruma gelmiş bile olsa,
14:30
And even if that happens, it's not yet too late.
262
870180
3040
aslında çok geç değil.
14:33
There's still time to nudge them,
263
873860
2776
Hala onları değiştirecek fırsatımız var,
14:36
if we think about nudging them rather than just punishing them.
264
876660
3976
tabi ki onları cezalandırmak yerine
değiştirmeyi düşünüyorsak.
14:40
There are two professors in the Northeast --
265
880660
2096
Kuzeydoğu'da iki profesör var - biri Yale diğer Maryland'de -
14:42
one at Yale and one at Maryland --
266
882780
1656
çocuk hapishanesinin hemen yanında
14:44
they set up a school that is attached to a juvenile prison.
267
884460
4040
bir okul açtılar.
14:49
And the kids are in prison, but they go to school
268
889140
2336
Çocuklar hapishanedeler fakat sabah sekizden
14:51
from eight in the morning until four in the afternoon.
269
891500
2576
akşam dörde kadar okula gidiyorlar.
14:54
Now, it was logistically difficult.
270
894100
1696
Bakıldığında lojistik olarak zor görünüyordu.
14:55
They had to recruit teachers who wanted to teach inside a prison,
271
895820
3256
Bir hapishanenin içinde eğitim verebilecek öğretmenler
bulmaları, okulda çalışanları ve hapishane yetkililerini
14:59
they had to establish strict separation
272
899100
1858
15:00
between the people who work at the school and the prison authorities,
273
900982
3254
kesin bir çizgiyle ayırmaları,
ve en ürkütücü olarak yeni bir müfredat yaratmaları gerekiyordu,
15:04
and most dauntingly of all,
274
904260
1336
15:05
they needed to invent a new curriculum because you know what?
275
905620
2896
niye biliyor musunuz?
15:08
People don't come into and out of prison on a semester basis.
276
908540
3066
Çünkü insanlar hapishaneye bir okul dönemi bazında girip çıkmıyorlar.
15:11
(Laughter)
277
911630
1766
15:13
But they did all those things.
278
913420
2160
Ama tüm bunları yaptılar.
15:16
Now, what do all of these things have in common?
279
916500
2240
Şimdi, tüm bu anlattıklarımın ortak noktası ne?
15:19
What all of these things have in common is that they cost money.
280
919260
4440
Bu ortak nokta şu ki, hepsi para gerektiriyor.
15:25
Some of the people in the room might be old enough
281
925580
2376
Aranızdakilerin bazıları eski yağ filtresi reklamındaki
15:27
to remember the guy on the old oil filter commercial.
282
927980
4416
adamı hatırlayacak kadar yaşlı olabilir.
15:32
He used to say, "Well, you can pay me now or you can pay me later."
283
932420
5440
O, "Bana şu an ödeyebilirsiniz ya da
daha sonra ödeyebilirsiniz" derdi.
15:39
What we're doing in the death penalty system
284
939300
3360
Bizim idam cezası sisteminde
yaptığımız şey,
15:43
is we're paying later.
285
943860
2040
daha sonra ödemek.
15:47
But the thing is that for every 15,000 dollars
286
947140
3896
Ama sorun şu ki,
o erken bölümlerde
15:51
that we spend intervening
287
951060
2176
15:53
in the lives of economically and otherwise disadvantaged kids
288
953260
3736
ekonomik olarak veya başka yönden dezavantajlı çocukların hayatına
15:57
in those earlier chapters,
289
957020
1296
müdahale için harcadığımız her 15 000 dolar,
15:58
we save 80,000 dollars in crime-related costs down the road.
290
958340
4040
yol boyunca suçla ilişkili masraflardan 80 000 dolar kar etmemiz anlamına geliyor.
16:03
Even if you don't agree that there's a moral imperative that we do it,
291
963060
5624
Ahlaki olarak aynı fikirde olmasanız bile,
bunu yapmamız en azından
ekonomik olarak oldukça mantıklı.
16:09
it just makes economic sense.
292
969620
2560
16:13
I want to tell you about the last conversation that I had with Will.
293
973460
3191
Size Will ile yaptığım son görüşmeyi anlatmak istiyorum.
16:17
It was the day that he was going to be executed,
294
977580
4040
Onun idam edileceği gündü,
ve sadece muhabbet ediyorduk.
16:22
and we were just talking.
295
982940
2416
16:25
There was nothing left to do in his case.
296
985380
2400
Onun için yapılacak
hiçbir şey kalmamıştı.
16:28
And we were talking about his life.
297
988540
1760
Ve onun hayatı hakkında konuşuyorduk.
16:31
And he was talking first about his dad, who he hardly knew, who had died,
298
991020
3840
Anlattığı ilk şey babası hakkındaydı, çok az tanıdığı,
ölmüş olan
ve hemen sonra ise annesi geldi,
16:35
and then about his mom, who he did know, who was still alive.
299
995620
4440
tanıdığı
ve hala hayatta olan.
16:41
And I said to him,
300
1001140
1200
Ona dedim ki,
16:43
"I know the story.
301
1003860
1200
"Bu hikayeyi biliyorum.
16:45
I've read the records.
302
1005860
1200
Kayıtlarını okudum.
16:47
I know that she tried to kill you."
303
1007780
1680
Seni öldürmeye çalıştığını biliyorum."
16:50
I said, "But I've always wondered
304
1010180
1616
"Ama hep merak ettiğim şey, bunu hala
16:51
whether you really actually remember that."
305
1011820
2976
hatırlayıp hatırlamadığın." dedim.
16:54
I said, "I don't remember anything from when I was five years old.
306
1014820
4016
"Ben beş yaşındayken
başıma gelenleri hatırlamıyorum.
16:58
Maybe you just remember somebody telling you."
307
1018860
2160
Belki sadece başkasının sana söylediğini hatırlıyorsundur" dedim.
17:01
And he looked at me and he leaned forward,
308
1021660
2376
Bana baktı ve öne doğru eğildi,
17:04
and he said, "Professor," --
309
1024060
1376
dedi ki, "Profesör," - beni 12 yıldır tanımasına rağmen bana hala Profesör diyordu -
17:05
he'd known me for 12 years, he still called me Professor.
310
1025460
2696
17:08
He said, "Professor, I don't mean any disrespect by this,
311
1028180
3016
"Profesör, bunu lütfen yanlış anlamayın
17:11
but when your mama picks up a butcher knife
312
1031220
2456
ama anneniz
sizden daha büyük görünen bir kasap bıçağını eline aldığında,
17:13
that looks bigger than you are,
313
1033700
2376
17:16
and chases you through the house screaming she's going to kill you,
314
1036100
3776
ve bağırarak sizi öldüreceğini söyleyerek sizi kovaladığında,
17:19
and you have to lock yourself in the bathroom
315
1039900
2296
ve kendinizi banyoya kitleyip kapıya dayanarak polis gelene kadar
17:22
and lean against the door
316
1042220
1256
17:23
and holler for help until the police get there,"
317
1043500
2440
yardım için bağırdığınızda"
bana baktı ve dedi ki,
17:27
he looked at me and he said,
318
1047260
1936
17:29
"that's something you don't forget."
319
1049220
2159
"işte bu unutamayacağınız bir şeydir."
17:32
I hope there's one thing you all won't forget:
320
1052740
2696
Umuyorum ki, şunu asla unutmazsınız:
17:35
In between the time you arrived here this morning
321
1055460
2336
Bu sabah buraya gelmenizden öğle arası vermemize kadar geçen süre
17:37
and the time we break for lunch,
322
1057820
1576
Birleşik Devletler'de
17:39
there are going to be four homicides in the United States.
323
1059420
3456
dört adet cinayet olacak.
17:42
We're going to devote enormous social resources
324
1062900
3176
Bu cinayetleri işleyen kişileri cezalandırmak için çok büyük paralar harcayacağız,
17:46
to punishing the people who commit those crimes,
325
1066100
2256
ve bu makul karşılanacak, çünkü
17:48
and that's appropriate
326
1068380
1216
17:49
because we should punish people who do bad things.
327
1069620
2376
kötü şeyler yapanları cezalandırmalıyız.
Ama bu suçların üçü önlenebilir.
17:52
But three of those crimes are preventable.
328
1072020
2433
17:55
If we make the picture bigger
329
1075140
3256
Eğer büyük resme bakar
17:58
and devote our attention to the earlier chapters,
330
1078420
3360
ve dikkatimizi daha erken bölümlere verirsek,
18:02
then we're never going to write the first sentence
331
1082620
3456
ölüm cezası hikayesinin ilk cümlesini
18:06
that begins the death penalty story.
332
1086100
1760
asla yazmak zorunda kalmayız.
18:08
Thank you.
333
1088940
1216
Teşekkürler.
(Alkış)
18:10
(Applause)
334
1090180
1421
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7