An inventory of the invisible | John Lloyd

John Lloyd görülmeyenin envanterini yapıyor

75,569 views ・ 2009-09-18

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Ayşe Demirel Gözden geçirme: Müge Gür
00:12
So the question is, what is invisible?
0
12160
5000
Yani sorumuz şu, görünmez olan nedir?
00:17
There is more of it than you think, actually.
1
17160
3000
Aslında düşündüğünüzden daha fazlası.
00:20
Everything, I would say. Everything that matters
2
20160
3000
Herşey, hatta her şey ve madde hariç
00:23
except every thing and except matter.
3
23160
6000
önemi olan herşey de diyebilirim.
00:29
We can see matter. But we can't see what's the matter.
4
29160
4000
Maddeyi görebiliriz. Ama konunun, özün ne olduğunu göremeyiz.
00:33
As in this cryptic sentence I found in The Guardian recently:
5
33160
5000
Guardian'da yakın zamanda bulduğum bu şifreli cümle gibi;
00:38
"The marriage suffered a setback in 1965,
6
38160
3000
1965 yılında koca karısı tarafından öldürüldüğünde
00:41
when the husband was killed by the wife."
7
41160
3000
evliliklerinde bir gerileme yaşandı.
00:44
(Laughter)
8
44160
3000
(kahkahalar)
00:47
There's a world of invisibility there, isn't there?
9
47160
2000
Yani bir görünmezler dünyası var, değil mi?
00:49
(Laughter)
10
49160
2000
(kahkahalar)
00:51
So, we can see the stars and the planets,
11
51160
2000
Yani yıldızları ve gezegenleri görebiliriz.
00:53
but we can't see what holds them apart
12
53160
3000
Ama onları ayrı tutanın veya bir araya çekenin
00:56
or what draws them together.
13
56160
2000
ne olduğunu göremeyiz.
00:58
With matter, as with people, we see only the skin of things.
14
58160
3000
İnsanlarda olduğu gibi maddenin de sadece kabuğunu görüyoruz.
01:01
We can't see into the engine room.
15
61160
2000
Motor odasının içini göremiyoruz.
01:03
We can't see what makes people tick, at least not without difficulty.
16
63160
3000
İnsanları sevimsiz hale getirenin ne olduğunu sorun yaşamadan göremiyoruz.
01:06
And the closer we look at anything, the more it disappears.
17
66160
4000
Ve bir şeye ne kadar yakından bakarsak, o şey o kadar kayboluyor.
01:10
In fact, if you look really closely at stuff,
18
70160
2000
Aslında bir eşyaya gerçekten çok yakından bakarsanız,
01:12
if you look at the basic substructure of matter,
19
72160
2000
maddenin temel altyapısına bakarsanız,
01:14
there isn't anything there.
20
74160
2000
orada hiç bir şey göremezsiniz.
01:16
Electrons disappear in a kind of fuzz,
21
76160
2000
Elektronlar bir çeşit tüy gibi kayboluyorlar,
01:18
and there is only energy. And you can't see energy.
22
78160
5000
ve geriye sadece enerji kalıyor. Ve enerjiyi de göremezsiniz.
01:23
So everything that matters, that's important, is invisible.
23
83160
3000
Yani, önemi olan herşey, mühim olan şeyler görünmüyorlar.
01:26
One slightly silly thing that's invisible
24
86160
3000
Diğer bir görünmeyen hafifçe saçma şey de
01:29
is this story, which is invisible to you.
25
89160
2000
şu hikaye ve siz onu henüz göremiyorsunuz.
01:31
And I'm now going to make it visible to you in your minds.
26
91160
3000
Şimdi ben bu hikayeyi akıllarınızda görünür hale getireceğim.
01:34
It's about an M.P. called Geoffrey Dickens.
27
94160
4000
Hikaye Geoffrey Dickens adında bir milletvekili ile ilgili.
01:38
The late Geoffrey Dickens, M.P. was attending a fete in his constituency.
28
98160
3000
Merhum milletvekili Geoffrey Dickens seçim bölgesinde bir eğlenceye katılmış.
01:41
Wherever he went, at every stall he stopped he was closely followed
29
101160
3000
Nereye giderse gitsin, uğradığı her tezgahta, tanımlanamaz derecede çirkin
01:44
by a devoted smiling woman of indescribable ugliness.
30
104160
3000
bir kadın yüzünde sadakat dolu bir gülümseme ile onu takip ediyormuş.
01:47
(Laughter)
31
107160
2000
(kahkahalar)
01:49
Try as he might, he couldn't get away from her.
32
109160
2000
Ne kadar denerse denesin kadından kurtulamamış.
01:51
A few days later he received a letter from a constituent
33
111160
2000
Birkaç gün sonra bir seçmeninden kendisine ne kadar
01:53
saying how much she admired him,
34
113160
2000
hayran olduğunu anlatan bir mektup almış,
01:55
had met him at a fete and asking for a signed photograph.
35
115160
3000
onunla eğlencede karşılaştığını söylüyor ve imzalı fotoğrafını istiyormuş.
01:58
After her name, written in brackets was the apt description, horse face.
36
118160
5000
isminin yanında da parantez içinde, zekice bir tanımlamayla AT YÜZLÜ yazılıymış.
02:03
(Laughter)
37
123160
1000
(kahkahalar)
02:04
"I've misjudged this women," thought Mr. Dickens.
38
124160
2000
Bay Dickens "Bu kadını yanlış değerlendirmişim" diye düşünmüş
02:06
"Not only is she aware of her physical repulsiveness,
39
126160
3000
"Fiziksel iticiliğinin farkında olmasının yanısıra,
02:09
she turns it to her advantage.
40
129160
2000
bunu bir avantaja bile çevirebiliyor.
02:11
A photo is not enough."
41
131160
2000
Bir fotoğraf yetmez."
02:13
So he went out and bought a plastic frame to put the photograph in.
42
133160
3000
Ve dışarıya çıkıp plastik bir çerçeve alıp fotoğrafını içine yerleştirmiş.
02:16
And on the photograph, he wrote with a flourish,
43
136160
2000
Fotoğrafın üstüne de süslü bir el yazısıyla,
02:18
"To Horse Face, with love from Geoffrey Dickens, M.P."
44
138160
5000
"At yüzlüye, milletvekili Geoffrey Dickens'dan sevgilerle" yazmış.
02:23
After it had been sent off, his secretary said to him,
45
143160
2000
Posta yollandıktan sonra sekreteri ona "Eğlencedeki
02:25
"Did you get that letter from the woman at the fete?
46
145160
2000
şu kadının mektubunu aldınız mı? Kim olduğunu
02:27
I wrote Horse Face on her, so you'd remember who she was."
47
147160
4000
anımsayabilmeniz için zarfın üstüne At Yüzlü yazmıştım" demiş.
02:31
(Laughter)
48
151160
6000
(kahkahalar)
02:37
I bet he thought he wished he was invisible, don't you?
49
157160
2000
İddiaya girerim ki o an görünmez olmayı dilemiştir, değil mi?
02:39
(Laughter)
50
159160
2000
(kahkahalar)
02:41
So, one of the interesting things about invisibility
51
161160
2000
Yani görünmezlikle ilgili ilginç şeylerden birisi de
02:43
is that things that we can't see
52
163160
2000
göremediğimiz şeyleri aynı
02:45
we also can't understand.
53
165160
2000
zamanda anlayamamamız.
02:47
Gravity is one thing that we can't see
54
167160
2000
Yerçekimi göremediğimiz bir şey,
02:49
and which we don't understand.
55
169160
2000
bu nedenle de anlayamıyoruz.
02:51
It's the least understood of all the four fundamental forces,
56
171160
2000
Dört temel güç içinde en az anlaşılmış ve en zayıf olanı
02:53
and the weakest.
57
173160
2000
yerçekimidir.
02:55
And nobody really knows what it is or why it's there.
58
175160
2000
Ve onun ne olduğunu veya niye orada olduğunu aslında bilen yok.
02:57
For what it's worth, Sir Isaac Newton, the greatest scientist who ever lived,
59
177160
3000
Sir Isaac Newton, gelmiş geçmiş en büyük bilim adamı olarak, Hz. İsa'nın
03:00
he thought Jesus came to Earth specifically to operate the levers of gravity.
60
180160
5000
bizzat bu yerçekimi kaldıraçlarının ayarlarını yapmak için dünyaya geldiğini düşünmüştür.
03:05
That's what he thought he was there for.
61
185160
2000
Bu sebeple buraya gelmiş olduğunu düşünmüştür.
03:07
So, bright guy, could be wrong on that one, I don't know.
62
187160
3000
Ve, bu parlak adam, bu konuda hata yapıyor olabilir, bilemiyorum.
03:10
(Laughter)
63
190160
2000
(kahkahalar)
03:12
Consciousness. I see all your faces.
64
192160
2000
Bilinç. Sizin hepinizin yüzlerini görüyorum.
03:14
I have no idea what any of you are thinking. Isn't that amazing?
65
194160
3000
Birinizin bile ne düşündüğü hakkında tek bir fikrim yok. Bu çok ilginç, değil mi?
03:17
Isn't that incredible that we can't read each other's minds?
66
197160
3000
Birbirimizin aklını okuyamıyor olmamız muhteşem bir şey.
03:20
But we can touch each other, taste each other perhaps, if we get close enough.
67
200160
4000
Ama birbirimize dokunabiliyoruz, belki yeterince yaklaşsak tadımıza da bakabiliriz.
03:24
But we can't read each other's minds. I find that quite astonishing.
68
204160
3000
Ama akıllarımızı okuyamıyoruz. Bunu çok şaşırtıcı buluyorum.
03:27
In the Sufi faith, this great Middle Eastern religion,
69
207160
4000
Sufi inancına göre ki bu büyük bir Orta Doğu inancıdır,
03:31
which some claim is the route of all religions,
70
211160
2000
ve bazıları bütün dinlerin rotasını çizdiğini de iddia eder,
03:33
Sufi masters are all telepaths, so they say.
71
213160
5000
Sufi üstadlarının hepsinin telepatik olduğu söylenir.
03:38
But their main exercise of telepathy
72
218160
2000
Ama telepatiyle yaptıkları ana pratik
03:40
is to send out powerful signals to the rest of us that it doesn't exist.
73
220160
5000
geri kalan bizlere var olmadığına dair güçlü sinyaller yollamaktır.
03:45
So that's why we don't think it exists,
74
225160
2000
Bizler de bu yüzden telepatinin olmadığını
03:47
the Sufi masters working on us.
75
227160
3000
düşünüyoruz, Sufi üstadları üstümüzde çalışıyorlar.
03:50
In the question of consciousness
76
230160
2000
Biliç ve yapay zeka hakkındaki
03:52
and artificial intelligence,
77
232160
2000
soruya gelince;
03:54
artificial intelligence has really, like the study of consciousness,
78
234160
2000
Yapay zeka çalışmaları da aynı bilinç çalışmaları gibi bir yere
03:56
gotten nowhere. We have no idea how consciousness works.
79
236160
3000
varamadı gitti. Bilincin nasıl çalıştığı hakkında fikrimiz yok.
03:59
With artificial intelligence, not only have they not created artificial intelligence,
80
239160
4000
Yapay zeka ile de, yapay zekayı yaratamamakla kalmayıp, henüz
04:03
they haven't yet created artificial stupidity.
81
243160
3000
yapay aptallığı bile yaratamadılar.
04:06
(Laughter)
82
246160
5000
(kahkahalar)
04:11
The laws of physics: invisible, eternal, omnipresent, all-powerful.
83
251160
4000
Fizik kuralları; görünmez, ebedi, her zaman her yerde var ve çok güçlü.
04:15
Remind you of anyone?
84
255160
2000
Bu size birini anımsattı mı?
04:17
Interesting. I'm, as you can guess,
85
257160
2000
İlginç. Ben, tahmin edeceğiniz gibi,
04:19
not a materialist, I'm an immaterialist.
86
259160
2000
materyalist değilim. Maneviyatçıyım.
04:21
And I've found a very useful new word, ignostic. Okay?
87
261160
3000
Ve çok kullanışlı yeni bir kelime buldum, ignostik. Tamam mı?
04:24
I'm an ignostic.
88
264160
2000
Ben bir ignostiğim.
04:26
I refuse to be drawn on the question of whether God exists,
89
266160
3000
Birileri düzgünce bana kelimenin anlamını açıklayana kadar
04:29
until somebody properly defines the terms.
90
269160
3000
Tanrı'nın var olup olmadığı sorusunda boğulmayı reddediyorum.
04:32
(Laughter)
91
272160
3000
(kahkahalar)
04:35
Another thing we can't see is the human genome.
92
275160
3000
Göremediğimiz diğer bir şey de insan genomu.
04:38
And this is increasingly peculiar,
93
278160
3000
Ve bu gittikçe de tuhaflaşıyor.
04:41
because about 20 years ago, when they started delving into the genome,
94
281160
5000
20 yıl önce genomu alt üst etmeye başladıkları sıralarda,
04:46
they thought it would probably contain around 100,000 genes.
95
286160
3000
muhtemelen 100 bin gen içerdiğini söylüyorlardı.
04:49
Geneticists will know this, but every year since,
96
289160
2000
Genetikçiler bunu anımsayacaktır, ama o zamandan beri
04:51
it's been revised downwards.
97
291160
2000
her yıl bu sayı aşağıya çekildi.
04:53
We now think there are likely to be only just over 20,000
98
293160
3000
Şimdilerde insan genomunda, yaklaşık olarak, sadece 20 bin gen
04:56
genes in the human genome.
99
296160
2000
olduğu düşünülüyor.
04:58
This is extraordinary. Because rice -- get this --
100
298160
3000
Bu olağandışı. Çünkü pirinçte, bunu iyi algılayın,
05:01
rice is known to have 38 thousand genes.
101
301160
4000
pirinçte bile 38 bin gen olduğu biliniyor.
05:05
Potatoes, potatoes have 48 chromosomes. Do you know that?
102
305160
5000
Patates; patateste 48 kromozom var. Bunu biliyor muydunuz?
05:10
Two more than people,
103
310160
2000
İnsanlardan 2 tane fazla.
05:12
and the same as a gorilla.
104
312160
2000
Gorillerde de aynı durum var.
05:14
(Laughter)
105
314160
2000
(kahkahalar)
05:16
You can't see these things, but they are very strange.
106
316160
3000
Bu şeyleri göremiyorsunuz. Ama çok tuhaflar.
05:19
(Laughter)
107
319160
2000
(kahkahalar)
05:21
The stars by day. I always think that's fascinating.
108
321160
3000
Gündüzleri yıldızlar. Bunun her zaman büyüleyici olduğunu düşündüm.
05:24
The universe disappears.
109
324160
2000
Evren kayboluyor.
05:26
The more light there is, the less you can see.
110
326160
3000
Ne kadar çok ışık varsa, o kadar az görüyorsunuz.
05:29
Time, nobody can see time.
111
329160
2000
Zaman, kimse zamanı göremiyor.
05:31
I don't know if you know this. Modern physics,
112
331160
2000
Bunu bilir misiniz ki, modern fizik,
05:33
there is a big movement in modern physics
113
333160
2000
modern fizikte korkunç bir ilerleme var ve
05:35
to decide that time doesn't really exist,
114
335160
2000
zamanın aslında var olmadığı düşünülüyor.
05:37
because it's too inconvenient for the figures.
115
337160
3000
Çünkü şekillendirmelerde çok zahmetli,
05:40
It's much easier if it's not really there.
116
340160
2000
gerçekten orada olmaması işleri kolaylaştıracak.
05:42
You can't see the future, obviously.
117
342160
2000
Geleceği de, aşikar ki, göremiyorsunuz.
05:44
And you can't see the past, except in your memory.
118
344160
3000
Ve geçmişi de hafızanız haricinde göremezsiniz.
05:47
One of the interesting things about the past is
119
347160
2000
Geçmiş hakkında özellikle göremediğiniz
05:49
you particularly can't see. My son asked me this the other day,
120
349160
3000
ilginç bir nokta var ki, bunu bana geçenlerde oğlum sordu,
05:52
he said, "Dad, can you remember what I was like when I was two?"
121
352160
2000
"Baba, benim iki yaşımdaki halimi hatırlıyor musun?"
05:54
And I said, "Yes." And he said, "Why can't I?"
122
354160
3000
Ve bende "Evet" dedim. O da bana "Ben niye anımsamıyorum?" dedi.
05:57
Isn't that extraordinary? You cannot remember
123
357160
2000
Bu çok olağanüstü değil mi? İki üç yaşlarından
05:59
what happened to you earlier than the age of two or three,
124
359160
3000
önceki halinizi ve neler olduğunu anımsayamıyorsunuz.
06:02
which is great news for psychoanalysts,
125
362160
2000
Bu psikanalistler için çok iyi bir haber,
06:04
because otherwise they'd be out of a job.
126
364160
2000
böyle olmasa bir işleri kalmazdı.
06:06
Because that's where all the stuff happens
127
366160
3000
Çünkü aslında her halt o dönemde olup bitiyor,
06:09
(Laughter)
128
369160
2000
(kahkahalar)
06:11
that makes you who you are.
129
371160
3000
ve sizin kim olduğunuzu belirliyor.
06:14
Another thing you can't see is the grid on which we hang.
130
374160
3000
Üstünde asılı durduğunuz şebekeyi de göremiyorsunuz.
06:17
This is fascinating. You probably know, some of you,
131
377160
3000
Bu çok etkileyici. Muhtemelen bazılarınız bilecektir,
06:20
that cells are continually renewed. You can see it in skin and this kind of stuff.
132
380160
3000
hücreleriniz sürekli yenileniyor. Cildinizde ve benzeri şeylerde bunu görebilirsiniz.
06:23
Skin flakes off, hairs grow, nails, that kind of stuff.
133
383160
4000
Deriniz pul pul ayrılıyor, saçlarınız, tırnaklarınız uzuyor, bu tarz şeyler.
06:27
But every cell in your body is replaced at some point.
134
387160
3000
Ama vücudunuzdaki her hücre bir noktada yenileniyor.
06:30
Taste buds, every 10 days or so.
135
390160
2000
Tat alma tomurcukları her 10 günde bir vs vs...
06:32
Livers and internal organs sort of take a bit longer. A spine takes several years.
136
392160
4000
Karaciğer ve iç organlarınki az daha uzun zaman alıyor, omurganızsa yıllar.
06:36
But at the end of seven years, not one cell in your body
137
396160
4000
Ama yedi yılın sonunda, vücudunuzdaki tek bir hücre bile
06:40
remains from what was there seven years ago.
138
400160
3000
yedi yıl önceki hücre olarak kalmıyor.
06:43
The question is, who, then, are we?
139
403160
2000
O zaman soru şu, Biz de kimiz?
06:45
What are we? What is this thing that we hang on,
140
405160
3000
Biz neyiz? Üstünde asılı durduğumuz bu şey de nedir?
06:48
that is actually us?
141
408160
4000
gerçekte biz olan şey ne?
06:52
Okay. Atoms, you can't see them.
142
412160
2000
Tamam. Atomlar, onları göremiyoruz.
06:54
Nobody ever will. They're smaller than the wavelength of light.
143
414160
3000
Kimse de göremeyecek. Işığın dalgaboyundan da küçükler.
06:57
Gas, you can't see that.
144
417160
2000
Gaz, onu da göremezsiniz.
06:59
Interesting. Somebody mentioned 1600 recently.
145
419160
2000
İlginç. Birileri yakın zamanda 1600'den bahsetti.
07:01
Gas was invented in 1600
146
421160
2000
Gaz 1600 yılında tanımlanmış.
07:03
by a Dutch chemist called Van Helmont.
147
423160
3000
Van Helmont isimli Hollandalı bir kimyager tarafından.
07:06
It's said to be the most successful ever invention
148
426160
3000
Bilinen bir yetişkin tarafından uydurulmuş en başarılı
07:09
of a word by a known individual.
149
429160
2000
kelimenin gaz olduğu söyleniyor.
07:11
Quite good. He also invented a word called "blas,"
150
431160
3000
Oldukça iyi. Blass diye bir kelime daha uydurmuş,
07:14
meaning astral radiation.
151
434160
2000
astral ışınım anlamına geliyor.
07:16
Didn't catch on, unfortunately.
152
436160
2000
Maalesef tutulmamış.
07:18
(Laughter)
153
438160
2000
(kahkahalar)
07:20
But well done, him.
154
440160
2000
Ama Aferin ona.
07:22
(Laughter)
155
442160
1000
(kahkahalar)
07:23
There is so many things that -- Light.
156
443160
3000
O kadar çok şey var ki-- Işık.
07:26
You can't see light. When it's dark, in a vacuum,
157
446160
3000
Işığı göremezsiniz. Karanlık olduğunda, bir vakumda,
07:29
if a person shines a beam of light straight across your eyes,
158
449160
3000
birisi gözlerinizin üstünden ileriye doğru bir ışık ışını tutarsa,
07:32
you won't see it. Slightly technical, some physicists will disagree with this.
159
452160
3000
onu görmeyeceksiniz. Az çok teknik, bazı fizikçiler buna katılmayacaktır.
07:35
But it's odd that you can't see the beam of light,
160
455160
2000
Ama ışık ışınını göremiyor olmanız çok tuhaf,
07:37
you can only see what it hits.
161
457160
2000
sadece size çarpanı görebiliyorsunuz.
07:39
I find that extraordinary, not to be able to see light,
162
459160
2000
Bunu olağanüstü buluyorum, yani ışığı göremiyor olmamızı,
07:41
not to be able to see darkness.
163
461160
2000
veya karanlığı göremiyor olmamızı.
07:43
Electricity, you can't see that.
164
463160
2000
Elektrik, onu da göremezsiniz.
07:45
Don't let anyone tell you they understand electricity.
165
465160
2000
Sakın insanların size elektriği anladıklarını söylemelerine izin vermeyin.
07:47
They don't. Nobody knows what it is.
166
467160
2000
Anlamıyorlar. Kimse ne olduğunu bilmiyor.
07:49
(Laughter)
167
469160
1000
(kahkaha)
07:50
You probably think the electrons in an electric wire
168
470160
2000
Muhtemelen ışığı açtığınızda da elektronların
07:52
move instantaneously down a wire, don't you, at the speed of light
169
472160
3000
bir elektrik telinden aşağıya doğru ışık hızında sürekli bir şekilde
07:55
when you turn the light on. They don't.
170
475160
2000
hareket ettiğini düşünüyorsunuz. Etmiyorlar.
07:57
Electrons bumble down the wire,
171
477160
2000
Elektronların telden aşağıya doğru saçılan
07:59
about the speed of spreading honey, they say.
172
479160
3000
bal hızında homurdanarak indiği söyleniyor.
08:02
(Laughter)
173
482160
2000
(kahkahalar)
08:04
Galaxies, 100 billion of them estimated in the universe.
174
484160
3000
Galaksiler, 100 milyarı birden, kainatta oldukları tahmin ediliyor.
08:07
100 billion. How many can we see? Five.
175
487160
3000
100 milyar. Kaçını görüyoruz? Beş.
08:10
Five out of the 100 billion galaxies, with the naked eye,
176
490160
3000
Beş, çıplak gözle 100 milyar galasiden beş tanesi.
08:13
and one of them is quite difficult to see unless you've got very good eyesight.
177
493160
4000
Ve çok keskin bir görüşünüz yoksa bunlardan bir tanesini görmeniz oldukça zor.
08:17
Radio waves. There's another thing.
178
497160
2000
Radyo dalgaları. Buda ayrı bir şey.
08:19
Heinrich Hertz, when he discovered radio waves in 1887,
179
499160
3000
Heinrich Hertz, 1887'de radyo dalgalarını keşfettiğinde,
08:22
he called them radio waves because they radiated.
180
502160
2000
ışıdıkları için onlara radyo dalgaları adını vermişti.
08:24
And somebody said to him,
181
504160
3000
Ve birisini ona "İyi de, bunun
08:27
"Well what's the point of these, Heinrich?
182
507160
2000
ne anlamı var ki, Heinrich?" diye sordu.
08:29
What's the point of these radio waves that you've found?"
183
509160
3000
Bulduğun bu radyo dalgalarının anlamı ne ki?
08:32
And he said, "Well, I've no idea.
184
512160
2000
O da cevap verdi "Valla hiç bir fikrim yok.
08:34
But I guess somebody will find a use for them someday."
185
514160
3000
Ama günün birinde birileri işe yaracakları bir yer bulur sanıyorum"
08:37
And that's what they do, radio. That's what they discovered.
186
517160
4000
Ve yaptıkları da bu oldu, Radyo. icat edilen buydu.
08:41
Anyway, so the biggest thing
187
521160
3000
Herneyse, yani, göremediğimiz
08:44
that's invisible to us is what we don't know.
188
524160
2000
en büyük şeyler, hep bilmediğimiz şeyler.
08:46
It is incredible how little we know.
189
526160
3000
Ne kadar az şeyi biliyoruz ve bu çok şaşırtıcı.
08:49
Thomas Edison once said,
190
529160
2000
Thomas Edison, bir defasında
08:51
"We don't know one percent of one millionth
191
531160
2000
"Hiç bir şeyin milyonda birinin, yüzde biri kadar
08:53
about anything."
192
533160
2000
bile bilgiye sahip değiliz" demiş.
08:55
And I've come to the conclusion --
193
535160
3000
Ve bende şu sonuca vardım,
08:58
because you've asked this other question, "What's another thing you can't see?"
194
538160
3000
çünkü siz öbür soruyu sordunuz "Göremediğin diğer şey nedir?"
09:01
The point, most of us. What's the point?
195
541160
3000
Nokta, çoğumuz gibi. Bunun amacı(point) ne?
09:04
(Laughter)
196
544160
3000
(kahkahalar)
09:07
(Applause)
197
547160
1000
(alkışlar)
09:08
You can't see a point. It's by definition dimensionless,
198
548160
3000
Bir noktayı göremezsiniz. Tanım olarak zaten boyutsuzdur,
09:11
like an electron, oddly enough.
199
551160
3000
bir elektron gibi yani, yeterince tuhaftır.
09:14
But the point, what I've got it down to,
200
554160
3000
Ama, bunları iki soruya indirgediğim NOKTA,
09:17
is there are only two questions really worth asking.
201
557160
2000
gerçekten de sormaya değer soruların bunlar olduğu.
09:19
"Why are we here?" and "What should we do about it while we are?
202
559160
5000
"Neden buradayız?" ve "Burada olduğumuz sürede bununla ilgili ne yapmalıyız?"
09:24
And to help you, I've got two things to leave you with, from two great philosophers,
203
564160
5000
Ve yardım etmek için de sizi iki büyük filozoftan iki alıntı ile başbaşa bırakacağım,
09:29
perhaps two of the greatest philosopher thinkers of the 20th century,
204
569160
3000
bunlar 20. YY'ın belki de en büyük felsefe düşünürlerinden.
09:32
one a mathematician and an engineer, and the other a poet.
205
572160
3000
Birisi matematikçi ve mühendis, diğeri de bir şair.
09:35
The first is Ludwig Wittgenstein who said,
206
575160
4000
Birincisi Ludvig Vitgenštajn, şöyle demiş;
09:39
"I don't know why we are here.
207
579160
2000
"Neden burada olduğumuzu bilmiyorum.
09:41
But I'm pretty sure it's not in order to enjoy ourselves."
208
581160
3000
Ama kendimizi eğlendirmek için olmadığına eminim"
09:44
(Laughter)
209
584160
6000
(kahkahalar)
09:50
He was a cheerful bastard wasn't he?
210
590160
2000
Neşeli piçin tekiymiş, değil mi?
09:52
(Laughter)
211
592160
3000
(kahkahalar)
09:55
And secondly and lastly, W.H. Auden,
212
595160
2000
İkinci ve sonuncusu da W.H. Auden,
09:57
one of my favorite poets, who said,
213
597160
2000
en gözde şairlerimdendir, şöyle demiş;
09:59
"We are here on earth
214
599160
3000
"Burada dünyada başkalarına
10:02
to help others.
215
602160
2000
yardım etmek için varız.
10:04
What the others are here for, I've no idea."
216
604160
3000
Başkalarının neden burada olduğu konusunda ise hiç bir fikrim yok."
10:07
(Laughter)
217
607160
2000
(kahkahalar)
10:09
(Applause)
218
609160
7000
Alkışlar
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7