Reggie Watts disorients you in the most entertaining way | TED

Reggie Watts: En gösterişli şekilde şekilde yolunuzu şaşırtıyor

Çeviri: Burcak Avci Gözden geçirme: Yasin Koc

(Non English)

[Farklı diller]

(French) Mais Des fois on peut voir parce Que Les gens

ici faire Des choses on peut manger.

(French) Mais quand tu es fâché avec quelqu'un

c'est pas passé the first time.

(British English) And that's one of the things that I enjoy most

... ve bu toplantı hakkında en çok hoşuma

about this convention.

giden şeylerden biri.

Çok değil, her şeyi kapsayacak kadar az miktarda.

It's not so much, as so little has to do with what everything is.

(Laughter)

(Kahkahalar)

But it is within our self-interest

Ama bu kendi hayatlarımızın

to understand the topography of our lives

topoğrafyasını kendimizin anlama

isteğinde.

unto ourselves.

(Laughter)

(Kahkahalar)

The future states that there is no time

Gelecek belirtir ki

şu anda yaşadığımız

zamandan başka dönemden anıların ayna

other than the collapsation of that sensation

of the mirror of the memories in which we are living.

hissiyatının çökmüş olduğu bir zaman daha yok.

(Laughter)

(Kahkahalar)

Common knowledge,

Genel geçer bir bilgi,

but important nonetheless.

ama yine de önemli.

(Laughter)

(Kahkahalar)

Korkuyla yüzleştiğimiz bu zamanlarda

As we face fear in these times,

and fear is all around us,

ve korku her yanımızdayken,

we also have anti-fear.

aynı zaman anti-korkularımız vardır.

Tahayyül etmesi ya da hesaplaması zor.

It's hard to imagine or measure.

The background radiation is simply too static

Arka plan ışıması sadece normal spektral

to be able to be seen under the normal spectral analysis.

analiz altında görülebilmek için fazla durağan.

Ama çoğumuzun hissettiği bazı zamanlar olur

(American accent) But we feel as though there are times

when a lot of us -- you know what I'm saying?

-- ne dediğimi anlıyorsunuz?

But -- you know what I'm saying?

Fakat -- anlıyosunuz işte?

Because, as a hip hop thing, you know what I'm saying,

Çünkü, işte, hip hop olarak, ne dediğimi anladınız siz,

TED be rocking -- you know what I'm saying.

TED yıkılıyor -- siz anladınız onu.

Like so I wrote a song,

İşte ben bir şarkı yazdım,

ve umarım siz onu severseniz.

and I hope you guys dig it.

Bu insanlar ve koca ayaklar (Saskuaş)

It's a song about people

hakkında bir şarkı --

and sasquatches --

(Laughter)

(Kahkahalar)

-- ve diğer Fransız bilim zımbırtıları.

And other French science stuff.

Bu Fransız Bilim'i.

That's French science.

Okay, here we go.

Tamam, devam ediyoruz.

(Singing) I've been trying inside

♫ Kendim deniyorum ♫

I know that I'm in trouble

♫ Biliyorum başımı belaya soktum ♫

(Applause)

that I'm in trouble

by myself

But every time it gets me

♫ Ama her seferinde beni buluyor ♫

(Vocalization)

♫ (Anlaşılmıyor) ♫

(Beatbox)

(Müzik)

(Singing) And I've been trying to be the one that you believe in

♫ Senin inandığın kişi olmak için çabalıyorum ♫

And you're the one that I want to be so saucy

♫ Üstelik sen beraber şımarmak istediğimsin ♫

And you're the one I want to [unclear], baby

♫ Üstelik sen beraber [tam açık değil] istediğimsin, bebeğim ♫

And you can do anything

♫ Ve sen her şeyi yapabilirsin ♫

as long as you don't get hurt along the way back

♫ geriye dönerken zarar görmediğin sürece ♫

(Beatbox)

If I survive, I'm going to tell you what is wrong

♫ Hayatta kalırsam sana neyin yanlış olduğunu söylerim ♫

♫ Eğer sen [net değil] ♫

Because if you were [unclear]

And I think that you're looking like a [unclear]

♫ Ve bence [net değil] arıyormuşsun ♫

I give you what I want to be

♫ Sana olmak istediğimi vereceğim ♫

(Music)

(Müzik)

(Music ends abruptly)

(British accent) And it's like,

Ve işte böyle bu şeyleri istediğiniz gibi kullanabilirsiniz .

you could use as many of those things that you want.

(Alkışlar)

(Applause)

And the computer models,

Ve bilgisayar modelleri,

no matter how many that you have

kaç tanesine sahip olduğunuz farketmez

and how many people that you use,

ya da kaç insan kullandığınız,

are never going to be able to arrive at the same conclusions.

aynı sonuçlara ulaşmaları mümkün değil.

Dört yıl önce Brookings Enstitüsü'nde birkaç kişiyle beraber

Four years ago I worked with a few people at the Brookings Institute,

and I arrived at a conclusion.

bir sonuca vardım.

(Laughter)

(Kahkahalar)

Tomorrow is another day.

Yarın başka bir gün.

(Laughter)

(Kahkahalar)

Not just any day,

Sadece herhangi bir gün değil,

but it is a day.

ama bir gün.

It will get here, there's no question.

Oraya ulaşacak, hiç şüphe yok.

And the important thing to remember

Ve hatırlanması gereken önemli şey

is that this simulation is a good one.

bu simülasyon, baya iyi.

It's believable, it's tactile.

İnanılabilir, dokunulabilir.

You can reach out -- things are solid.

Ulaşabilirsiniz -- net şeyler.

You can move objects from one area to another.

Nesneleri bir alandan diğerine hareket ettirebilirsiniz.

Bedeninizi hissedebilirsiniz.

You can feel your body.

You can say, "I'd like to go over to this location,"

Diyebilirsiniz ki "Ben şuraya gitmek istiyorum"

ve bu moleküller topluluğunu havada istediğiniz için

and you can move this mass of molecules through the air

yeni bir yere hareket ettirebilirsiniz.

over to another location, at will.

(Laughter)

(Kahkahalar)

That's something you live inside of every day.

Bu sizin her gün yaşadığınız şey.

Now with the allocation and the understanding

Şimdi ayırma ve anlayış eksikliğinin

of the lack of understanding,

anlaşılması ile

we enter into a new era of science

biz yeni bir bilim dönemine giriyoruz,

başka bir şey hissetmediğimiz,

in which we feel nothing more

than so much so as to say

çok söylemek için

kendi içinde ki o,

that those within themselves,

comporary or non-comporary,

mukaseyeli veya mukayesesiz,

mecazi şekilde

will figuratively figure

into the folding of our non-understanding

anlamamamızın

and our partial understanding

ve kısmi anlayışımız

to the networks of which we all draw our source

ağları için hangi hepimiz bizim kaynak çekiyor

and conclusions from.

ve sonuçları.

(Laughter)

(Kahkahalar)

So, as I say before the last piece,

Önceden de söylediğim gibi,

son parçadan önce, içinde yaşadığımız kürenin içinde

feel not as though it is a sphere we live on,

rather an infinite plane which has the illusion

hissetmek yerine, aksine merkez noktasına size iten

of leading yourself back to the point of origin.

ilüzyonlara sahip sonsuz düzlemlerindeyiz.

(Laughter)

(Kahkahalar)

Once we understand that all the spheres in the sky

Gökyüzündeki o kocaman kürelerin aslında kocaman

are just large infinite planes,

uçaklar olduğunu bir anladık,

görüşe açık olacaktır. Ha Ha Ha

it will be plain to see.

(Laughter)

(Audience) (Laughter)

This is my final piece.

Bu benim son parçam.

And just remember,

Ve şimdi hatırladım

everything you are --

her şey senin --

negatif uzayın farkına

it's more important to realize the negative space,

varmak çok önemli,

as music is only the division of space;

Müzik sadece uzayın bölünmesidir,

it is the space we are listening to divided as such,

bu şekilde bölünmüş uzayı dinliyoruz,

which gives us the information in comparison to something other

bize bazı

şeyler için

that gives us the idea of what the idea that wants to be transmitted

fikir kaşılaştırılmasını veren fikirlerin bize

iletmek istediği fikirleri.

wants to be.

So please, without further ado.

Lütfen, daha uzatmadan.

(Applause)

(Alkışlar)

Thank you.

Teşekkür ederim.

(Applause)

(Alkışlar)

This is a fun one.

Komik bir tane daha.

It goes like this.

İşte şu şekilde başlıyor.

(Beatbox)

(Müzik)

(Gibberish)

(Music ends)

Okay, for the last piece I'd like to do,

Tamam, son parça olarak bunu yapmak istiyorum,

this one goes very similar to this.

buna çok benzer olacak.

I hope you guys recognize it.

Bu siz hatırlayacaksınızdır.

Here we go.

İşte başlıyoruz.

Okay, that still works. Okay, good.

Tamam, hâlâ çalışıyor. Tamam, iyi.

Tamam, işte başlıyoruz.

All right, here we go.

(Laughter)

(Kahkahalar)

(Beatbox)

(Müzik)

Here we go.

Hadi.

(Beatbox)

(Müzik)

Yeah, yo, yo, yo

♫ Yeah, yo, yo, yo ♫

(Gibberish)

(Müzik)

(Music fades out)

Thank you. Enjoy the rest.

Teşekkürler. Devamının tadını çıkarın. Teşekkür ederim.

(Applause)

(Alkışlar)