Everything you hear on film is a lie | Tasos Frantzolas

233,640 views ・ 2016-11-21

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Gokhan Yilmazturk Gözden geçirme: Yunus ASIK
00:12
I want to start by doing an experiment.
0
12952
2524
Bir deneyle başlamak istiyorum.
00:16
I'm going to play three videos of a rainy day.
1
16857
3450
Yağmurlu bir günden üç video izleteceğim.
00:20
But I've replaced the audio of one of the videos,
2
20935
3884
Ama videolardan birinin sesini,
00:24
and instead of the sound of rain,
3
24843
2374
yağmur sesi yerine
00:27
I've added the sound of bacon frying.
4
27241
3068
domuz eti kızartma sesiyle değiştirdim.
00:31
So I want you think carefully which one the clip with the bacon is.
5
31137
3972
Hangisinin domuz eti olduğunu bulmanız için dikkatli düşünmenizi istiyorum.
00:35
(Rain falls)
6
35695
1912
(Yağmur sesi)
00:39
(Rain falls)
7
39394
1906
(Yağmur sesi)
00:43
(Rain falls)
8
43627
1905
(Yağmur sesi)
00:52
All right.
9
52611
1282
Pekâlâ.
00:55
Actually, I lied.
10
55064
2574
Aslında, yalan söyledim.
00:57
They're all bacon.
11
57662
1270
Hepsi domuz eti.
00:58
(Bacon sizzles)
12
58956
1575
(Domuz eti cızırdaması)
01:04
(Applause)
13
64276
2027
(Alkış sesi)
01:09
My point here isn't really to make you hungry
14
69216
3273
Buradaki gerçek amacım sizi her yağmur sahnesi gördüğünüzde,
01:12
every time you see a rainy scene,
15
72513
1649
acıktırmak değil,
01:14
but it's to show that our brains are conditioned to embrace the lies.
16
74186
5920
beyinlerimizin yalanları kabul etmeye uygun olduğunu göstermek.
01:20
We're not looking for accuracy.
17
80696
2098
Doğruluğa bakmıyoruz.
01:23
So on the subject of deception,
18
83754
2785
Bu yüzden aldatma konusunda,
01:26
I wanted to quote one of my favorite authors.
19
86563
3363
en sevdiğim yazarlardan birinden alıntı yapmak istedim.
01:29
In "The Decay of Lying," Oscar Wilde establishes the idea
20
89950
6949
''The Decay of Lying'' (Yalancılık Sanatı)'de Oscar Wilde,
01:36
that all bad art comes from copying nature and being realistic;
21
96923
5609
tüm kötü sanatların doğayı kopyalamak ve gerçekçi olmaktan;
01:43
and all great art comes from lying and deceiving,
22
103096
5244
tüm harika sanatların da yalan ve aldatmaktan,
01:49
and telling beautiful, untrue things.
23
109030
3033
güzel ve doğru olmayan şeyler söylemekten geldiğini kanıtlıyor.
01:52
So when you're watching a movie
24
112087
3914
Yani bir film izlediğinizde
01:56
and a phone rings,
25
116890
1512
ve filmde telefon çaldığında,
01:58
it's not actually ringing.
26
118426
2002
aslında telefon çalmıyor.
02:00
It's been added later in postproduction in a studio.
27
120942
4254
Bu ses, bir stüdyoda prodüksiyon sonrasında eklenmiştir.
02:05
All of the sounds you hear are fake.
28
125220
2854
Duyduğunuz hiçbir ses gerçek değil.
02:08
Everything, apart from the dialogue,
29
128098
1810
Konuşmalar haricinde
02:09
is fake.
30
129932
1154
her şey sahtedir.
02:11
When you watch a movie and you see a bird flapping its wings --
31
131110
3660
Film izlerken bir kuşun kanatlarını çırptığını gördüğünüzde--
02:14
(Wings flap)
32
134794
2021
(Kanat çırpma sesi)
02:18
They haven't really recorded the bird.
33
138141
2263
Aslında kuşun sesini kaydetmediler.
02:20
It sounds a lot more realistic if you record a sheet
34
140428
4994
Bir kâğıdı veya sallanan mutfak eldivenini kaydederseniz,
02:25
or shaking kitchen gloves.
35
145446
1552
bu daha gerçekçi gelir.
02:27
(Flaps)
36
147022
2352
(Kanat çırpma sesleri)
02:30
The burning of a cigarette up close --
37
150849
2943
Sigaranın tütmesine yakından bakacak olursak --
02:33
(Cigarette burns)
38
153816
1997
(Sigara tütme sesi)
02:37
It actually sounds a lot more authentic
39
157351
2751
Eğer küçük bir Saran Wrap topunu alıp
02:40
if you take a small Saran Wrap ball
40
160126
2845
bırakırsanız, aslında bundan daha gerçekçi
02:42
and release it.
41
162995
1218
bir ses çıkar.
02:44
(A Saran Warp ball being released)
42
164237
3143
(Bir Saran Wrap topunun bırakılma sesi)
02:47
Punches?
43
167869
1403
Yumruklar?
02:49
(Punch)
44
169296
1522
(Yumruk sesi)
02:50
Oops, let me play that again.
45
170842
1932
Hoop, tekrar oynatayım.
02:52
(Punch)
46
172798
1199
(Yumruk sesi)
02:54
That's often done by sticking a knife in vegetables,
47
174535
3736
Bu ses sık sık meyvelere, genelde lahanaya
02:58
usually cabbage.
48
178295
1422
bıçak batırarak çıkartılır.
03:00
(Cabbage stabbed with a knife)
49
180661
1452
(Lahanaya bıçak batırma sesi)
03:02
The next one -- it's breaking bones.
50
182788
2964
Sıradaki -- kemik kırma sesi.
03:05
(Bones break)
51
185776
2225
(Kemik kırılma sesi)
03:08
Well, no one was really harmed.
52
188670
2334
Aslında kimse gerçekten zarar görmedi.
03:11
It's actually ...
53
191028
1400
Bu aslında ...
03:13
breaking celery or frozen lettuce.
54
193163
3255
kereviz veya donmuş marul kırma sesi.
03:16
(Breaking frozen lettuce or celery)
55
196442
2041
(Kereviz veya donmuş marul kırma sesi)
03:18
(Laughter)
56
198947
1232
(Gülme sesi)
03:21
Making the right sounds is not always as easy
57
201253
4715
Doğru sesleri çıkarmak her zaman
03:25
as a trip to the supermarket
58
205992
1907
süpermarkete gidip
03:27
and going to the vegetable section.
59
207923
2696
meyve bölümüne geçmek kadar kolay değildir.
03:30
But it's often a lot more complicated than that.
60
210643
2375
Ama bu genellikle daha karışıktır.
03:33
So let's reverse-engineer together
61
213042
3023
Hadi ses efektinin oluşumunu
03:36
the creation of a sound effect.
62
216089
2324
birlikte tekrar inceleyelim.
03:38
One of my favorite stories comes from Frank Serafine.
63
218437
3349
En sevdiğim hikâyelerden biri Frank Serafine'nin.
03:41
He's a contributor to our library,
64
221810
1851
Kütüphanemizin bir yazarı ve
03:43
and a great sound designer for "Tron" and "Star Trek" and others.
65
223685
3562
''Tron'', ''Star Trek'' (Uzay Yolu) ve diğer filmlerin büyük ses tasarımcısı.
03:48
He was part of the Paramount team that won the Oscar for best sound
66
228291
5258
''The Hunt for Red October'' (Kızıl Ekim) ile en iyi ses Oscar'ını alan
03:53
for "The Hunt for Red October."
67
233573
1931
Paramount ekibindeydi.
03:55
In this Cold War classic, in the '90s,
68
235528
3390
90'larda, bu Soğuk Savaş klasiğinde,
03:58
they were asked to produce the sound of the propeller of the submarine.
69
238942
4785
denizaltı çarkı sesi üretmeleri istendi.
04:03
So they had a small problem:
70
243751
1345
Ama bir problemleri vardı:
04:05
they couldn't really find a submarine in West Hollywood.
71
245120
3520
Batı Hollywood'da bir denizaltı bulamadılar.
04:08
So basically, what they did is,
72
248664
3658
Bu yüzden yaptıkları şey şuydu,
04:12
they went to a friend's swimming pool,
73
252346
3355
bir arkadaşlarının yüzme havuzuna gittiler
04:15
and Frank performed a cannonball, or bomba.
74
255725
4535
ve Frank gülle veya bombalama şeklinde havuza atladı.
04:21
They placed an underwater mic
75
261069
2196
Suyun altına su altı mikrofonu,
04:23
and an overhead mic outside the swimming pool.
76
263289
2776
dışına da mikrofon koydular.
04:26
So here's what the underwater mic sounds like.
77
266089
3253
Su altı mikrofonundan böyle ses geliyordu.
04:29
(Underwater plunge)
78
269366
1535
(Su altı dalış sesi)
04:31
Adding the overhead mic,
79
271608
1506
Mikrofon sesini ekledikten sonra,
04:33
it sounded a bit like this:
80
273138
1953
böyle bir ses oluştu.
04:35
(Water splashes)
81
275115
2375
(Su sıçrama sesi)
04:37
So now they took the sound and pitched it one octave down,
82
277514
4447
Böylece şimdi, kaydı yavaşlatır gibi,
04:41
sort of like slowing down a record.
83
281985
2476
sesi bir oktav aşağı aldılar.
04:44
(Water splashes at lower octave)
84
284850
2416
(Daha düşük oktavda su sıçrama sesi)
04:47
And then they removed a lot of the high frequencies.
85
287929
2768
Ve daha sonra bir sürü yüksek frekansı çıkardılar.
04:50
(Water splashes)
86
290721
2275
(Su sıçrama sesi)
04:53
And pitched it down another octave.
87
293020
2056
Ve bir oktav daha düşürdüler.
04:56
(Water splashes at lower octave)
88
296314
2288
(Daha düşük oktavda su sıçrama sesi)
04:58
And then they added a little bit of the splash
89
298626
2506
Ve daha sonra biraz da
05:01
from the overhead microphone.
90
301156
2284
su üstündeki mikrofondan ses eklediler.
05:03
(Water splashes)
91
303464
3165
(Su sıçrama sesi)
05:06
And by looping and repeating that sound,
92
306653
2538
Ve o sesi bağlayıp tekrar ederek,
05:09
they got this:
93
309215
1190
bunu elde ettiler:
05:10
(Propeller churns)
94
310429
2841
(Çark köpürtme sesi)
05:16
So, creativity and technology put together in order to create the illusion
95
316463
6528
Yani, suyun içinde olduğumuzu hissettirmek için
05:23
that we're inside the submarine.
96
323015
3171
yaratıcılık ve teknoloji birleşti.
05:26
But once you've created your sounds
97
326868
3361
Ama bir kere seslerini yaratıp
05:30
and you've synced them to the image,
98
330253
2394
onları görüntüye eş zamanladığınızda,
05:32
you want those sounds to live in the world of the story.
99
332671
4051
o seslerin masal dünyasında yaşamasını istiyorsunuz.
05:37
And one the best ways to do that is to add reverb.
100
337397
4034
Ve yapılabilecek en iyi şey, yankı eklemek.
05:41
So this is the first audio tool I want to talk about.
101
341997
2615
Bu hakkında konuşmak istediğim ilk ses aracı.
05:45
Reverberation, or reverb, is the persistence of the sound
102
345198
5122
Yankılama veya yankı, ses bittikten sonra
05:50
after the original sound has ended.
103
350344
1931
sesin devam etmesidir.
05:52
So it's sort of like the --
104
352299
2568
Yani bu --
05:54
all the reflections from the materials,
105
354891
3036
sesin etrafındaki materyallerden, objelerden ve duvarlardan
05:57
the objects and the walls around the sound.
106
357951
2887
gelen tüm yansımalar gibi.
06:00
Take, for example, the sound of a gunshot.
107
360862
2212
Örneğin, bir silah sesini düşünün.
06:03
The original sound is less than half a second long.
108
363098
3002
Sesin aslı, yarım saniyeden daha kısa sürüyor.
06:08
(Gunshot)
109
368138
1150
(Silah sesi)
06:09
By adding reverb,
110
369747
1689
Yankı ekleyerek,
06:11
we can make it sound like it was recorded inside a bathroom.
111
371460
3217
sanki banyoda kaydedilmiş gibi bir ses yaratabiliriz.
06:15
(Gunshot reverbs in bathroom)
112
375470
1563
(Banyoda yankılanan silah sesi)
06:17
Or like it was recorded inside a chapel or a church.
113
377057
3505
Veya sanki bir tapınak yada kilisede kaydedilmiş gibi.
06:20
(Gunshot reverbs church)
114
380887
1553
(Kilisede yankılanan silah sesi)
06:23
Or in a canyon.
115
383043
2004
Veya bir vadide.
06:26
(Gunshot reverbs in canyon)
116
386199
1761
(Vadide yankılanan silah sesi)
06:27
So reverb gives us a lot of information
117
387984
2653
Yani yankı bize dinleyici ve sesin asıl kaynağı
06:30
about the space between the listener and the original sound source.
118
390661
4930
arasındaki mesafe hakkında bir sürü bilgi verir.
06:35
If the sound is the taste,
119
395615
2109
Eğer ses bir lezzet sesiyse,
06:37
then reverb is sort of like the smell of the sound.
120
397748
4184
o zaman yankı sesin kokusu gibidir.
06:42
But reverb can do a lot more.
121
402309
2158
Ama yankı daha fazlasını yapabilir.
06:44
Listening to a sound with a lot less reverberation
122
404491
3910
Ekranda olan eylemden çok daha az yankılama yapılmış
06:48
than the on-screen action
123
408425
2083
bir sesi dinlemek,
06:50
is going to immediately signify to us
124
410532
3020
bize anında, ekrandaki eylemde olmayan
06:53
that we're listening to a commentator,
125
413576
2643
bir spikeri dinlediğimizi
06:56
to an objective narrator that's not participating in the on-screen action.
126
416243
4791
gösterir.
07:02
Also, emotionally intimate moments in cinema
127
422471
4191
Ayrıca, sinemada duygusal yakın anlar
07:06
are often heard with zero reverb,
128
426686
1947
genellikle yankısız duyulur,
07:08
because that's how it would sound if someone was speaking inside our ear.
129
428657
3970
çünkü eğer biri kulağımızın içine konuşsaydı, öyle duyulurdu.
07:13
On the completely other side,
130
433024
1961
Tamamen diğer açıdan bakacak olursak,
07:15
adding a lot of reverb to a voice
131
435009
2496
sese çok fazla yankı eklenirse bu bize
07:17
is going to make us think that we're listening to a flashback,
132
437529
3377
geçmişi dinlediğimizi,
07:21
or perhaps that we're inside the head of a character
133
441637
3309
muhtemelen karakterin kafasında olduğumuzu
07:25
or that we're listening to the voice of God.
134
445946
2476
veya Tanrı'nın sesini dinlediğimizi düşündürür.
07:28
Or, even more powerful in film,
135
448446
2262
Hatta daha filmde daha etkilisini,
07:30
Morgan Freeman.
136
450732
1487
Morgan Freeman'ı.
07:32
(Laughter)
137
452243
1284
(Gülme sesi)
07:33
So --
138
453551
1167
Yani --
07:34
(Applause)
139
454742
2230
(Alkış sesi)
07:37
But what are some other tools or hacks
140
457502
3871
Ya ses tasarımcılarının kullandığı
07:41
that sound designers use?
141
461397
1860
diğer araçlar veya hack'ler nelerdir?
07:44
Well, here's a really big one.
142
464186
2303
İşte, burada gerçekten büyük bir tanesi.
07:51
It's silence.
143
471901
1297
Sessizlik.
07:53
A few moments of silence is going to make us pay attention.
144
473807
3604
Birkaç saniyelik sessizlik bizi dikkat ettirecektir.
07:57
And in the Western world,
145
477881
2440
Ve Batı dünyasında,
08:00
we're not really used to verbal silences.
146
480345
2123
fiilen sessizliğe alışkın değiliz.
08:02
They're considered awkward or rude.
147
482492
3029
Bu garip veya kaba olarak kabul ediliyor.
08:06
So silence preceding verbal communication
148
486537
3573
Yani sözlü iletişim öncesindeki sessizlik
08:11
can create a lot of tension.
149
491021
2060
büyük bir stres yaratabilir.
08:13
But imagine a really big Hollywood movie,
150
493105
3705
Ama bir sürü patlamanın ve otomatik silahların olduğu
08:16
where it's full of explosions and automatic guns.
151
496834
4344
büyük bir Hollywood filmi düşünün.
08:22
Loud stops being loud anymore, after a while.
152
502389
3595
Gürültü bir süre sonra gürültü olmaktan çıkıyor.
08:26
So in a yin-yang way,
153
506008
1944
Yin-yang teorisine göre
08:27
silence needs loudness and loudness needs silence
154
507976
3137
her ikisinin de işe yaraması için
08:31
for either of them to have any effect.
155
511137
2398
sessizliğin gürültüye, gürültünün de sessizliğe ihtiyacı vardır.
08:34
But what does silence mean?
156
514350
1377
Fakat sessizlik ne demek?
08:35
Well, it depends how it's used in each film.
157
515751
2938
Bu filmde nasıl kullanıldığına göre değişir.
08:39
Silence can place us inside the head of a character
158
519416
3179
Sessizlik bizi karakterin kafasına koyar
08:42
or provoke thought.
159
522619
1618
veya düşündürür.
08:44
We often relate silences with ...
160
524261
3053
Genellikle sessizliği...
08:48
contemplation,
161
528654
1318
düşünme,
08:50
meditation,
162
530558
1257
meditasyon,
08:53
being deep in thought.
163
533185
1567
derin düşüncelerde olmayla ilişkilendiririz.
08:56
But apart from having one meaning,
164
536569
3102
Ama tek anlamı olmak dışında
08:59
silence becomes a blank canvas
165
539695
2170
sessizlik, izleyicinin kendi düşüncelerini
09:01
upon which the viewer is invited to the paint their own thoughts.
166
541889
4525
çizmeye davet edildiği bomboş bir sayfa hâline geliyor.
09:06
But I want to make it clear: there is no such thing as silence.
167
546962
3676
Bunu daha açık bir hâle getirmek istiyorum: Sessizlik diye bir şey yoktur.
09:11
And I know this sounds like the most pretentious TED Talk statement ever.
168
551192
4445
Ve biliyorum ki bu kulağa en iddialı TED konuşması cümlesi gibi geliyor.
09:16
But even if you were to enter a room with zero reverberation
169
556835
5305
Ama yansımanın ve dış seslerin
09:22
and zero external sounds,
170
562164
2065
hiç olmadığı odaya girseniz bile,
09:24
you would still be able to hear the pumping of your own blood.
171
564253
3117
yine de kalbinizin kan pompalama sesini duyabilirsiniz.
09:28
And in cinema, traditionally, there was never a silent moment
172
568004
4317
Ve sinemada, geleneksel olarak, projektör yüzünden
09:32
because of the sound of the projector.
173
572345
1920
asla sessiz bir an olmaz.
09:34
And even in today's Dolby world,
174
574716
2447
Ve bugünün Dolby dünyasında bile
09:38
there's not really any moment of silence if you listen around you.
175
578034
3281
etrafınızı dinlerseniz sessiz bir an yoktur.
09:42
There's always some sort of noise.
176
582485
2225
Her zaman bir çeşit gürültü vardır.
09:44
Now, since there's no such thing as silence,
177
584734
2927
Şimdi, sessizlik diye bir şey olmadığına göre,
09:47
what do filmmakers and sound designers use?
178
587685
3571
film yapımcıları ve ses tasarımcıları ne kullanıyorlar?
09:51
Well, as a synonym, they often use ambiences.
179
591280
4496
Eş anlamlısı olan, ambiyansı kullanıyorlar.
09:56
Ambiences are the unique background sounds
180
596307
3869
Ambiyanslar, her noktaya özel
10:00
that are specific to each location.
181
600200
3048
eşsiz arka plan sesleridir.
10:03
Each location has a unique sound,
182
603272
1849
Her mekânın eşsiz bir sesi vardır
10:05
and each room has a unique sound,
183
605145
1976
ve her odanın da oda tonu denen
10:07
which is called room tone.
184
607145
1573
eşsiz bir sesi vardır.
10:08
So here's a recording of a market in Morocco.
185
608742
2423
İşte Fas'ta bir marketin ses kayıtları.
10:11
(Voices, music)
186
611189
2940
(Sesler ve müzik sesi)
10:17
And here's a recording of Times Square in New York.
187
617470
2768
Ve burada da New York Times Meydanı'nın ses kayıtları.
10:20
(Traffic sounds, car horns, voices)
188
620843
4523
(Trafik sesleri, korna sesleri, sesler)
10:27
Room tone is the addition of all the noises inside the room:
189
627449
3622
Oda tonu, odanın içindeki her sesin toplamıdır:
10:31
the ventilation, the heating, the fridge.
190
631095
2389
Havalandırma, ısıtıcı, buzdolabı.
10:33
Here's a recording of my apartment in Brooklyn.
191
633508
2911
Brooklyn'deki dairemin ses kayıtları.
10:36
(You can hear the ventilation, the boiler, the fridge and street traffic)
192
636443
4878
[Havalandırmayı, su ısıtıcısını, buzdolabını ve trafiği duyabilirsiniz]
10:47
Ambiences work in a most primal way.
193
647422
4304
Ambiyanslar en temel şekilde çalışırlar.
10:52
They can speak directly to our brain subconsciously.
194
652718
2854
Bilinçaltından beynimizle direkt olarak konuşabilirler.
10:56
So, birds chirping outside your window may indicate normality,
195
656538
5849
Yani, kuşların camınızın dışında cıvıldaması normal gelebilir,
11:02
perhaps because, as a species,
196
662937
2791
belki de bu, bir tür olarak,
11:05
we've been used to that sound every morning for millions of years.
197
665752
4137
milyonlarca yıldır her sabah bu sesi duymaya alışkın olduğumuzdandır.
11:10
(Birds chirp)
198
670360
3943
(Kuş cıvıldama sesi)
11:17
On the other hand, industrial sounds have been introduced to us
199
677839
3641
Diğer açıdan, endüstriyel sesler bize biraz daha
11:21
a little more recently.
200
681504
1491
yakın zamanda tanıtıldı.
11:23
Even though I really like them personally --
201
683969
2058
Kişisel olarak sevsem de --
11:26
they've been used by one of my heroes, David Lynch,
202
686051
2413
kahramanlarımın biri David Lynch ve
onun ses tasarımcısı Alan Splet tarafından kullanıyor --
11:28
and his sound designer, Alan Splet --
203
688488
1935
11:30
industrial sounds often carry negative connotations.
204
690447
2562
endüstriyel sesler genellikle olumsuz yan anlam taşırlar.
11:33
(Machine noises)
205
693033
2754
(Makine sesleri)
11:40
Now, sound effects can tap into our emotional memory.
206
700092
4856
Şimdi, ses efektleri duygusal hafızamızla bağlantı kurabilirler.
11:46
Occasionally, they can be so significant
207
706869
2357
Zaman zaman, bir filmdeki karakter
11:49
that they become a character in a movie.
208
709250
2574
olabilecek kadar önemli olabilirler.
11:52
The sound of thunder may indicate divine intervention or anger.
209
712569
4605
Yıldırım sesi kutsal bir müdahale veya öfkenin işareti olabilir.
11:58
(Thunder)
210
718373
2965
(Yıldırım sesi)
12:03
Church bells can remind us of the passing of time,
211
723957
3975
Kilise çanı bize zamanın geçtiğini veya belki de
12:07
or perhaps our own mortality.
212
727956
1905
ölümlü olduğumuzu hatırlatabilir.
12:11
(Bells ring)
213
731827
3514
(Çan sesi)
12:19
And breaking of glass can indicate the end of a relationship
214
739773
4490
Ve bardak kırmak, bir ilişkinin veya bir arkadaşlığın biteceğinin
12:24
or a friendship.
215
744287
1228
işareti olabilir.
12:26
(Glass breaks)
216
746390
1801
(Bardak kırılma sesi)
12:28
Scientists believe that dissonant sounds,
217
748788
3553
Bilim insanları, ahenksiz seslerin,
12:32
for example, brass or wind instruments played very loud,
218
752365
4771
örneğin, nefesli veya üflemeli çalgıların yüksek sesli çalınmasının bize,
12:38
may remind us of animal howls in nature
219
758438
4444
doğadaki hayvanların ulumalarını hatırlatabileceğini ve böylelikle
12:42
and therefore create a sense of irritation or fear.
220
762906
3127
rahatsızlık veya korku duygusu yaratabileceğine inanıyorlar.
12:46
(Brass and wind instruments play)
221
766506
2931
(Nefesli ve üflemeli çalgı sesi)
12:52
So now we've spoken about on-screen sounds.
222
772714
3172
Ekrandaki sesler hakkında konuşmuş olduk.
12:56
But occasionally, the source of a sound cannot be seen.
223
776298
4633
Ama zaman zaman, sesin kaynağı görülemez.
13:00
That's what we call offscreen sounds,
224
780955
2524
Buna ekran dışı sesler veya
13:03
or "acousmatic."
225
783503
1448
''akuzmatik'' ses deriz.
13:05
Acousmatic sounds --
226
785641
1634
Akuzmatik sesler --
13:07
well, the term "acousmatic" comes from Pythagoras in ancient Greece,
227
787887
5033
''akuzmatik'' terimi, disiplinine göre kendini ortaya çıkarmayan,
13:12
who used to teach behind a veil or curtain for years,
228
792944
3591
perde veya peçe arkasından yıllarca eğitim veren
13:16
not revealing himself to his disciples.
229
796559
3190
antik Yunan'daki Pisagor'dan gelir.
13:19
I think the mathematician and philosopher thought that,
230
799773
2788
Bence matematikçi filozof,
13:23
in that way,
231
803727
1151
öğrencileri,
13:25
his students might focus more on the voice,
232
805584
4037
onun konuşurkenki görüntüsü yerine,
13:29
and his words and its meaning,
233
809645
1964
sesine, sözlerine ve
13:31
rather than the visual of him speaking.
234
811633
3170
söylediklerini anlamaya daha iyi odaklanabileceklerini düşündü.
13:34
So sort of like the Wizard of Oz,
235
814827
2699
Yani Wizard of Oz (Oz Büyücüsü) veya
13:37
or "1984's" Big Brother,
236
817550
4814
1984'lerin "Big Brother" (Büyük Birader)'ı gibi,
13:42
separating the voice from its source,
237
822388
3266
sesi kaynağından,
13:45
separating cause and effect
238
825678
1891
sebep-sonucu da birbirinden ayırarak,
13:48
sort of creates a sense of ubiquity or panopticism,
239
828379
3795
bir tür aynı anda her yerde bulunma veya izleniyormuş hissi yaratıyor
13:52
and therefore, authority.
240
832198
2080
ve böylelikle, otorite oluşturuyor.
13:55
There's a strong tradition of acousmatic sound.
241
835156
3061
Akuzmatik sesin güçlü bir geleneği vardır.
13:59
Nuns in monasteries in Rome and Venice used to sing in rooms
242
839129
6610
Roma ve Venedik'teki manastırlardaki rahibeler,
14:05
up in galleries close to the ceiling,
243
845763
3859
tavana yakın galerilerde şarkı söylerek,
14:09
creating the illusion that we're listening to angels up in the sky.
244
849646
3940
gökyüzündeki melekleri dinliyormuşuz hissi yarattılar.
14:14
Richard Wagner famously created the hidden orchestra
245
854390
3690
Richard Wagner herkes tarafından bilinen, izleyici ve sahne arasında
14:18
that was placed in a pit between the stage and the audience.
246
858104
3836
bir çukurda, gizli bir orkestra oluşturdu.
14:21
And one of my heroes, Aphex Twin, famously hid in dark corners of clubs.
247
861964
5043
Kahramanlarımdan biri, Aphex Twin, kulüplerin karanlık köşelerinde
mükemmel bir şekilde saklandı.
14:27
I think what all these masters knew is that by hiding the source,
248
867420
4743
Sanırım tüm bu üstadların bildiği şey, kaynağı saklayarak
14:32
you create a sense of mystery.
249
872187
1663
gizem hissi yaratıyorsunuz.
14:33
This has been seen in cinema over and over,
250
873874
2069
Bu sinemada Hitchcock'la ve
14:35
with Hitchcock, and Ridley Scott in "Alien."
251
875967
3080
''Alien" (Yaratık)'daki'' Ridley Scott'la tekrar tekrar görüldü.
14:39
Hearing a sound without knowing its source
252
879071
2392
Kaynağını bilmeden bir ses duymak
14:41
is going to create some sort of tension.
253
881487
3225
bir tür heyecan yaratacaktır.
14:46
Also, it can minimize certain visual restrictions that directors have
254
886530
5614
Ayrıca, bu yönetmenlerin sahip olduğu bazı görüşsel sınırlamaları en aza indirir
14:52
and can show something that wasn't there during filming.
255
892168
3690
ve film çekimi sırasında orada olmayan bir şeyi orada gibi gösterebilir.
14:55
And if all this sounds a little theoretical,
256
895882
2085
Ve eğer tüm bu sesler biraz teorikse
14:57
I wanted to play a little video.
257
897991
2406
küçük bir video izletmek istiyorum.
15:01
(Toy squeaks)
258
901289
2527
(Oyuncak gıcırtısı sesi)
15:04
(Typewriter)
259
904383
2651
(Daktilo sesi)
15:07
(Drums)
260
907761
2506
(Davul sesi)
15:11
(Ping-pong)
261
911164
2321
(Masa tenisi sesi)
15:14
(Knives being sharpened)
262
914484
2960
(Bıçak bilenme sesi)
15:17
(Record scratches)
263
917786
3046
(Scratch kayıt sesi)
15:21
(Saw cuts)
264
921405
1186
(Testere kesme sesi)
15:22
(Woman screams)
265
922615
1457
(Kadın çığlık sesi)
15:24
What I'm sort of trying to demonstrate with these tools
266
924663
3795
Bu araçlarla kanıtlamaya çalıştığım şey
15:29
is that sound is a language.
267
929930
2189
sesin bir dil olduğudur.
15:32
It can trick us by transporting us geographically;
268
932516
3142
Bizi coğrafi olarak taşıyarak kandırabilir;
15:36
it can change the mood;
269
936571
1516
modumuzu değiştirebilir,
15:38
it can set the pace;
270
938579
1421
tempoyu ayarlayabilir;
15:41
it can make us laugh or it can make us scared.
271
941482
3454
bizi güldürebilir veya korkutabilir.
15:46
On a personal level, I fell in love with that language
272
946698
3350
Kişisel açıdan, yıllar önce bu dile
15:50
a few years ago,
273
950072
1317
âşık oldum,
15:51
and somehow managed to make it into some sort of profession.
274
951413
4607
ve bir şekilde bunu bir tür mesleğe çevirdim.
15:57
And I think with our work through the sound library,
275
957274
3226
Ve bence ses kütüphanelerindeki işimizle,
16:00
we're trying to kind of expand the vocabulary of that language.
276
960524
5796
bu dilin kelime dağarcığını genişletmeye çalışıyoruz.
16:07
And in that way, we want to offer the right tools
277
967797
3482
Ve bu açıdan, ses tasarımcılarına,
16:11
to sound designers,
278
971303
1640
film yapımcılarına,
16:12
filmmakers,
279
972967
1348
bilgisayar oyunu ve
16:14
and video game and app designers,
280
974339
1835
uygulama yapımcılarına,
16:16
to keep telling even better stories
281
976748
3135
daha iyi hikâyeler anlatabilmeleri ve daha güzel yalanlar
16:20
and creating even more beautiful lies.
282
980382
2732
üretebilmeleri için doğru araçlar sunuyoruz.
16:23
So thanks for listening.
283
983138
1287
Dinlediğiniz için teşekkürler.
16:24
(Applause)
284
984449
3519
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7