Charles Leadbeater: Education innovation in the slums

Charles Leadbeater: Varoşlarda eğitimde yenilik

84,759 views ・ 2010-06-23

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Cevat Erisken Gözden geçirme: osman oguz ahsen
00:15
It's a great pleasure to be here.
0
15260
2000
Burada bulunmak büyük bir onur.
00:17
It's a great pleasure to speak after
1
17260
2000
CERN'den Brian Cox'un
00:19
Brian Cox from CERN.
2
19260
2000
ardından konuşmak büyük bir zevk.
00:21
I think CERN is the home
3
21260
2000
Yanılmıyorsam CERN,
00:23
of the Large Hadron Collider.
4
23260
3000
Büyük Hadron Çarpıştırıcısı'nın bulunduğu yerin adı.
00:26
What ever happened to the Small Hadron Collider?
5
26260
3000
Küçük Hadron Çarpıştırıcısına ne olduysa?
00:29
Where is the Small Hadron Collider?
6
29260
3000
Küçük Hadron Çarpıştırıcısı nerede?
00:32
Because the Small Hadron Collider once was the big thing.
7
32260
3000
Küçük Hadron Çarpıştırıcısı daha önce büyük olandı.
00:35
Now, the Small Hadron Collider
8
35260
3000
Şimdi Küçük Hadron Çarpıştırıcısı
00:38
is in a cupboard, overlooked and neglected.
9
38260
3000
rafa kaldırıldı, gözden düştü ve önemini yitirdi
00:41
You know when the Large Hadron Collider started,
10
41260
3000
Biliyorsunuz Büyük Hadron Çarpıştırıcısı ilk denemede
00:44
and it didn't work, and people tried to work out why,
11
44260
3000
çalışmadığında insanlar nedenini araştırdılar.
00:47
it was the Small Hadron Collider team
12
47260
3000
Bunun sebebi Küçük Hadron Çarpıştırıcısı ekibiydi,
00:50
who sabotaged it
13
50260
2000
onlar sabote etmişlerdi,
00:52
because they were so jealous.
14
52260
2000
çünkü çok kıskanıyorlardı.
00:54
The whole Hadron Collider family
15
54260
2000
Bütün Hadron Çarpıştırıcısı ailesinin
00:56
needs unlocking.
16
56260
2000
ortaya çıkması gerekiyor.
00:58
The lesson of Brian's presentation, in a way --
17
58260
3000
Brian'ın sunumundan aldığımız ders
01:01
all those fantastic pictures --
18
61260
2000
- bir bakıma bütün o muhteşem fotoğrafların ifade ettiği şey -
01:03
is this really:
19
63260
2000
şuydu:
01:05
that vantage point determines everything that you see.
20
65260
3000
gördüklerinizi aslında bakış açısı belirler.
01:08
What Brian was saying was
21
68260
2000
Brian'ın dediği şuydu;
01:10
science has opened up successively different vantage points
22
70260
2000
bilim, bize kendimizi görebileceğimiz
01:12
from which we can see ourselves,
23
72260
2000
müteakip farklı bakış açıları oluşturdu.
01:14
and that's why it's so valuable.
24
74260
2000
O, işte bu yüzden çok değerli.
01:16
So the vantage point you take
25
76260
2000
Bu yüzden, sizin bakış açınız,
01:18
determines virtually everything that you will see.
26
78260
2000
neredeyse göreceğiniz herşeyi tayin eder.
01:20
The question that you will ask
27
80260
2000
Soracağınız soru,
01:22
will determine much of the answer that you get.
28
82260
3000
size verilecek yanıtın büyük kısmı için belirleyici olacaktır.
01:25
And so if you ask this question:
29
85260
2000
Ve eğer "Eğitimin geleceğini nerede arardınız?"
01:27
Where would you look to see the future of education?
30
87260
3000
sorusunu soracak olursanız.
01:30
The answer that we've traditionally given to that
31
90260
3000
Buna en azından son 20 yıl boyunca
01:33
is very straightforward, at least in the last 20 years:
32
93260
2000
verdiğimiz geleneksel cevap çok açıktır.
01:35
You go to Finland.
33
95260
2000
Finlandiya'ya gidin.
01:37
Finland is the best place in the world to see school systems.
34
97260
3000
Finlandiya, okul sistemlerini görmek için dünyadaki en ideal ülkedir.
01:40
The Finns may be a bit boring and depressive and there's a very high suicide rate,
35
100260
3000
Finlandiyalılar belki biraz sıkıcı ve depresiftirler ve orada intihar oranları çok yüksektir,
01:43
but by golly, they are qualified.
36
103260
3000
fakat doğrusu oldukça kalifiyedirler.
01:46
And they have absolutely amazing education systems.
37
106260
3000
Kesinlikle muntazam bir eğitim sistemleri vardır.
01:49
So we all troop off to Finland,
38
109260
2000
Ve bu yüzden topluca Finlandiya'ya gidiyoruz,
01:51
and we wonder at the social democratic miracle of Finland
39
111260
3000
ve Finlandiya'nın mucizevi sosyal demokrasi ortamında,
01:54
and its cultural homogeneity and all the rest of it,
40
114260
3000
homojen kültürel bütünlüğünde, ve diğer herşeyiyle birlikte,
01:57
and then we struggle to imagine how we might
41
117260
2000
buralardan nasıl dersler çıkarabiliriz diye
01:59
bring lessons back.
42
119260
2000
düşünmeye çalışıyoruz.
02:01
Well, so, for this last year,
43
121260
2000
Neyse, geçen seneden beri
02:03
with the help of Cisco who sponsored me,
44
123260
2000
bana bunu gerçekleştirebilmem için sponsor olan
02:05
for some balmy reason, to do this,
45
125260
3000
Cisco'nun da yardımı ile
02:08
I've been looking somewhere else.
46
128260
2000
başka yerlere de bakmaya başladım.
02:10
Because actually radical innovation does sometimes
47
130260
3000
Çünkü radikal bir buluş bazen
02:13
come from the very best,
48
133260
2000
en muhtemel kaynaktan ortaya çıkabilir,
02:15
but it often comes from places
49
135260
2000
fakat çoğunlukla
02:17
where you have huge need --
50
137260
2000
büyük ihtiyaçların,
02:19
unmet, latent demand --
51
139260
2000
karşılanamayan, gizli taleplerin olduğu
02:21
and not enough resources for traditional solutions to work --
52
141260
3000
ve geleneksel çözümler için yeterli kaynakların bulunmadığı ortamlardan gelebilir --
02:24
traditional, high-cost solutions,
53
144260
2000
ki burada geleneksel çözümlerden kasıt,
02:26
which depend on professionals,
54
146260
2000
profesyonel insan kaynağına dayanan,
02:28
which is what schools and hospitals are.
55
148260
2000
yüksek maliyetli çözümler olan geleneksel okullar ve hastanelerdir.
02:30
So I ended up in places like this.
56
150260
2000
Netice olarak, ben bu tür ortamlarda çalışmaya karar verdim.
02:32
This is a place called Monkey Hill.
57
152260
3000
Burası Monkey Hill diye bilinen bir yer.
02:35
It's one of the hundreds of favelas in Rio.
58
155260
3000
Rio'da ki yüzlerce varoşlardan biri.
02:38
Most of the population growth of the next 50 years
59
158260
3000
Önümüzdeki 50 yıl, nüfus artışının büyük kısmı
02:41
will be in cities.
60
161260
2000
şehirlerde olacak.
02:43
We'll grow by six cities of 12 million people a year
61
163260
3000
Önümüzdeki 30 yıl boyunca,
02:46
for the next 30 years.
62
166260
2000
6 şehirde, yıllık 12 milyon artış olacak.
02:48
Almost all of that growth will be in the developed world.
63
168260
3000
Bu artışın neredeyse tamamı gelişmiş kesimlerde olacak.
02:51
Almost all of that growth will be
64
171260
2000
Bu artışın neredeyse tamamı
02:53
in places like Monkey Hill.
65
173260
2000
Monkey Hill gibi yerlerde olacak.
02:55
This is where you'll find the fastest growing
66
175260
2000
Burası dünya çapında genç nüfusun
02:57
young populations of the world.
67
177260
2000
en hızlı arttığı yer.
02:59
So if you want recipes to work --
68
179260
2000
Eğer herhangi bir alanda işe yarayacak bir reçete arıyorsanız --
03:01
for virtually anything -- health, education,
69
181260
2000
ki bu alanlar sağlık, eğitim,
03:03
government politics
70
183260
2000
hükümet politikaları
03:05
and education --
71
185260
2000
ve eğitim olabilir --
03:07
you have to go to these places.
72
187260
2000
bu tür yerlere gitmelisiniz.
03:09
And if you go to these places, you meet people like this.
73
189260
2000
Ve eğer böyle yerlere giderseniz, bu çeşit insanlarla karşılaşırsınız.
03:11
This is a guy called Juanderson.
74
191260
2000
Bu kişinin adı Juanderson.
03:13
At the age of 14,
75
193260
2000
14 yaşında,
03:15
in common with many 14-year-olds in the Brazilian education system,
76
195260
3000
Brezilya eğitim sistemindeki birçok 14 yaşındakiler gibi,
03:18
he dropped out of school.
77
198260
2000
okulunu yarıda bırakmış.
03:20
It was boring.
78
200260
2000
Sıkıcı bulduğundan.
03:22
And Juanderson, instead, went into
79
202260
2000
Ve Juanderson okula gitmek yerine,
03:24
what provided kind of opportunity and hope
80
204260
2000
yaşadığı bölgede, bir çeşit fırsat ve umut yaratan
03:26
in the place that he lived, which was the drugs trade.
81
206260
3000
uyuşturucu ticaretine girmiş.
03:29
And by the age of 16, with rapid promotion,
82
209260
3000
Ve 16 yaşına geldiğinde, hızlı bir ilerleme sağlayarak,
03:32
he was running the drugs trade in 10 favelas.
83
212260
2000
çevredeki 10 mahallenin uyuşturucu ticaretini üstlendi.
03:34
He was turning over 200,000 dollars a week.
84
214260
3000
Haftada 200.000 dolarlık iş yapıyordu.
03:37
He employed 200 people.
85
217260
2000
200 çalışanı vardı.
03:39
He was going to be dead by the age of 25.
86
219260
2000
25 yaşına geldiğinde ölecekti.
03:41
And luckily, he met this guy,
87
221260
2000
Şanslıydı ki bu adamla tanıştı.
03:43
who is Rodrigo Baggio,
88
223260
2000
Adı Rodrigo Baggio,
03:45
the owner of the first laptop to ever appear in Brazil.
89
225260
3000
Brezilyada dizüstü bilgisayar sahibi olan ilk kişi.
03:48
1994, Rodrigo started something
90
228260
2000
Rodrigo, 1994 yılında,
03:50
called CDI,
91
230260
2000
CDI adında bir girişime öncülük etti.
03:52
which took computers
92
232260
2000
Amacı, firmalar tarafından
03:54
donated by corporations,
93
234260
2000
hibe edilen bilgisayarları alıp
03:56
put them into community centers in favelas
94
236260
2000
gecekondu mahallelerindeki halk evlerine koyarak,
03:58
and created places like this.
95
238260
3000
buradaki gibi mekanlar yaratmaktı.
04:01
What turned Juanderson around
96
241260
2000
Juanderson'un yaptığı şey
04:03
was technology for learning
97
243260
2000
teknoloji sayesinde
04:05
that made learning fun and accessible.
98
245260
2000
öğrenmeyi eğlenceli ve çekici yapmaktı.
04:07
Or you can go to places like this.
99
247260
2000
Bu tür yerlere de gidebilirsiniz.
04:09
This is Kibera, which is the largest slum in East Africa.
100
249260
3000
Burası Kibera, Doğu Afrikadaki en büyük gecekondu bölgesi.
04:12
Millions of people living here,
101
252260
2000
Burada yaşayan milyonlarca insan
04:14
stretched over many kilometers.
102
254260
2000
kilometrelerce alana yayılmış durumda.
04:16
And there I met these two,
103
256260
2000
Orada bu iki kişi ile karşılaştım.
04:18
Azra on the left, Maureen on the right.
104
258260
2000
Soldaki Azra ve sağdaki Maureeen.
04:20
They just finished their Kenyan certificate
105
260260
2000
Ortaokulu Kenya'da
04:22
of secondary education.
106
262260
2000
daha yeni bitirdiler.
04:24
That name should tell you that the Kenyan education system
107
264260
3000
Kenya, eğitim sisteminin
04:27
borrows almost everything
108
267260
2000
neredeyse tamamını
04:29
from Britain, circa 1950,
109
269260
3000
1950lerde İngiltere'den almış
04:32
but has managed to make it even worse.
110
272260
3000
fakat kötü şekilde yönetmiştir.
04:35
So there are schools in slums like this.
111
275260
2000
Mesela gecekondu bölgelerindeki okullar buna benziyor.
04:37
They're places like this.
112
277260
2000
Böyle mekanlar.
04:39
That's where Maureen went to school.
113
279260
2000
Burası Maureen'ın gittiği okul.
04:41
They're private schools. There are no state schools in slums.
114
281260
3000
Bunlar özel okullar. Bu bölgelerde devlet okulları yok.
04:44
And the education they got was pitiful.
115
284260
3000
Ve aldıkları eğitim acınacak düzeyde.
04:47
It was in places like this. This a school set up by some nuns
116
287260
3000
Böyle yerlerde eğitim gördü. Burası, bazı rahibeler tarafından
04:50
in another slum called Nakuru.
117
290260
3000
Nakuru adında bir gecekondu bölgesinde kurulan bir okul.
04:53
Half the children in this classroom have no parents
118
293260
3000
Sınıftaki çocukların yarısının ebeveynleri yok,
04:56
because they've died through AIDS.
119
296260
2000
çünkü AIDS yüzünden hayatlarını kaybetmişler.
04:58
The other half have one parent
120
298260
2000
Diğer yarısının ise sadece annesi veya babası var,
05:00
because the other parent has died through AIDS.
121
300260
3000
çünkü diğerini AIDS sebebiyle kaybetmiş.
05:03
So the challenges of education
122
303260
2000
Bu sebeple, bu tür yerlerde
05:05
in this kind of place
123
305260
2000
eğitimle ilgili zorluklar,
05:07
are not to learn the kings and queens of Kenya or Britain.
124
307260
3000
Kenya veya İngiltere'nin kral ve kraliçelerinin adlarını öğrenebilme becerisi değildir.
05:10
They are to stay alive, to earn a living,
125
310260
3000
Onlar asıl hayatta kalabilme, geçinebilme,
05:13
to not become HIV positive.
126
313260
3000
HIV'ye yakalanmama mücadelesi veriyorlar.
05:16
The one technology that spans rich and poor
127
316260
3000
Zengin ile fakir arasındaki bağı kuran teknolojinin,
05:19
in places like this
128
319260
2000
bu tür yerlerde,
05:21
is not anything to do with industrial technology.
129
321260
2000
sanayileşme ile alakası yoktur.
05:23
It's not to do with electricity or water.
130
323260
2000
Elektrik veya su ile de ilgisi yoktur.
05:25
It's the mobile phone.
131
325260
2000
Sadece cep telefonu ile sağlanabilir.
05:27
If you want to design from scratch
132
327260
2000
Şayet Afrika'da yepyeni
05:29
virtually any service in Africa,
133
329260
2000
bir hizmet sunmak niyetindeyseniz,
05:31
you would start now with the mobile phone.
134
331260
3000
hemen cep telefonu ile başlayabilirsiniz.
05:34
Or you could go to places like this.
135
334260
2000
Veya böyle yerlere gidebilirsiniz.
05:36
This is a place called the Madangiri Settlement Colony,
136
336260
3000
Burası Madangiri Yerleşim Kolonisi,
05:39
which is a very developed slum
137
339260
2000
oldukça gelişmiş bir gecekondu bölgesi
05:41
about 25 minutes outside New Delhi,
138
341260
3000
ve Yeni Delhi'nin 25 dakika dışında.
05:44
where I met these characters
139
344260
2000
Bu insanlarla orada tanıştım.
05:46
who showed me around for the day.
140
346260
2000
Bana birgün boyunca etrafı gezdirdiler.
05:48
The remarkable thing about these girls,
141
348260
3000
Bu kızlarla ilgili asıl ilginç olan şey,
05:51
and the sign of the kind of social revolution
142
351260
2000
aynı zamanda gelişmekte olan ülkelerde yayılan
05:53
sweeping through the developing world
143
353260
2000
bir sosyal devrimin de göstergesi olarak,
05:55
is that these girls are not married.
144
355260
3000
evlenmemiş olmalarıdır.
05:58
Ten years ago, they certainly would have been married.
145
358260
2000
10 yıl önce olsaydı kesinlikle evlenmiş olurlardı.
06:00
Now they're not married, and they want to go on
146
360260
2000
Şimdi hala evli değiller ve
06:02
to study further, to have a career.
147
362260
2000
okumak, kariyer sahibi olmak istiyorlar.
06:04
They've been brought up by mothers who are illiterate,
148
364260
3000
Eğitim görmemiş ve hayatında hiç ev ödevi yapmamış
06:07
who have never ever done homework.
149
367260
3000
anneler tarafından büyütüldüler.
06:10
All across the developing world there are millions of parents --
150
370260
2000
Gelişmekte olan bölgelerde milyonlarca ebeveyn,
06:12
tens, hundreds of millions --
151
372260
2000
on milyonlarca hatta yüz milyonlarca veli,
06:14
who for the first time
152
374260
2000
hayatlarında ilk defa
06:16
are with children doing homework and exams.
153
376260
3000
çocukları ile beraber ev ödevi yapıyor, sınava çalışıyorlar.
06:19
And the reason they carry on studying
154
379260
2000
Ve bunu yapmalarının sebebi de
06:21
is not because they went to a school like this.
155
381260
2000
kendilerinin böyle okullarda eğitim almış olmalarından değildir.
06:23
This is a private school.
156
383260
2000
Burası özel bir okul.
06:25
This is a fee-pay school. This is a good school.
157
385260
2000
Burası ücretli bir okul ve iyi bir okul.
06:27
This is the best you can get
158
387260
2000
Haydarabat'da, Hindistan eğitim sistemiyle
06:29
in Hyderabad in Indian education.
159
389260
3000
en iyi eğitim alabileceğiniz yer.
06:32
The reason they went on studying was this.
160
392260
3000
Burada eğitimlerine devam etmiş olmalarının sebebi budur.
06:35
This is a computer installed in the entrance to their slum
161
395260
3000
Bu, yenilikçi bir sosyal girişimci tarafından
06:38
by a revolutionary social entrepreneur
162
398260
2000
gecekondu mahallesinin girişine kurulmuş bir bilgisayar.
06:40
called Sugata Mitra
163
400260
2000
Girişimcinin adı Sugata Mitra.
06:42
who has conducted the most radical experiments,
164
402260
2000
Uygun şartlar sağlandığında
06:44
showing that children, in the right conditions,
165
404260
3000
çocukların, bilgisayarların yardımı ile kendi kendilerine
06:47
can learn on their own with the help of computers.
166
407260
3000
öğrenebileceklerini göstermiş olan kişidir.
06:50
Those girls have never touched Google.
167
410260
3000
Bu kızlar Google'ı hiç kullanmadılar.
06:53
They know nothing about Wikipedia.
168
413260
2000
Wikipedia hakkında hiçbirşey bilmiyorlar.
06:55
Imagine what their lives would be like
169
415260
3000
Bir de bunlara ulaşabilselerdi
06:58
if you could get that to them.
170
418260
2000
hayatları nasıl olurdu bir düşünün.
07:00
So if you look, as I did,
171
420260
2000
Eğer siz de olayları
07:02
through this tour,
172
422260
2000
benim bu seyahatim esnasında gördüğüm gibi görebiliyorsanız,
07:04
and by looking at about a hundred case studies
173
424260
3000
bu zor koşullarda uğraşan
07:07
of different social entrepreneurs
174
427260
2000
yüzlerce girişimcinin,
07:09
working in these very extreme conditions,
175
429260
3000
eğitim sorununu çözmek için
07:12
look at the recipes that they come up with for learning,
176
432260
3000
nasıl yöntemler kullandıklarını görürsünüz.
07:15
they look nothing like school.
177
435260
2000
Bunların hiçbiri okula benzemiyor.
07:17
What do they look like?
178
437260
2000
Peki neye benziyorlar o zaman?
07:19
Well, education is a global religion.
179
439260
2000
Evet, eğitim global bir dindir.
07:21
And education, plus technology,
180
441260
2000
Ve eğitim teknoloji ile birleşince,
07:23
is a great source of hope.
181
443260
2000
çözüm için büyük bir umut kaynağı oluşturur.
07:25
You can go to places like this.
182
445260
3000
Böyle yerlere gidebilirsiniz.
07:28
This is a school three hours outside of Sao Paulo.
183
448260
3000
Burası Sao Paulo'dan 3 saat mesafede bir okul.
07:31
Most of the children there have parents who are illiterate.
184
451260
3000
Buradaki çocukların çoğunun ebeveynleri okur yazar değil.
07:34
Many of them don't have electricity at home.
185
454260
3000
Çoğunun evinde elektrik yok.
07:37
But they find it completely obvious
186
457260
3000
Fakat onlar
07:40
to use computers, websites,
187
460260
2000
bilgisayar kullanma, web sitelerini ziyaret etme,
07:42
make videos, so on and so forth.
188
462260
2000
video oluşturma gibi yeteneklerin tamamen gerekli olduğunu düşünüyorlar.
07:44
When you go to places like this
189
464260
2000
Böyle yerlere
07:46
what you see is that
190
466260
2000
gittiğinizde
07:48
education in these settings
191
468260
3000
buralarda eğitimin
07:51
works by pull, not push.
192
471260
2000
zorlama ile değil, özendirmekle mükün olduğunu görürsünüz.
07:53
Most of our education system is push.
193
473260
2000
Bizdeki eğitim sistemi çoğunlukla zorlamaya dayanır.
07:55
I was literally pushed to school.
194
475260
2000
Ben okula gerçekten zorla gönderildim.
07:57
When you get to school, things are pushed at you:
195
477260
2000
Okulda herşey sizin önünüze sunulur.
07:59
knowledge, exams,
196
479260
2000
Bilgi, sınavlar,
08:01
systems, timetables.
197
481260
2000
sistemler, zaman çizelgeleri.
08:03
If you want to attract people like Juanderson
198
483260
2000
Eğer siz de Juanderson gibi
08:05
who could, for instance,
199
485260
2000
uyuşturucu ticareti sayesinde
08:07
buy guns, wear jewelry,
200
487260
2000
silah kullanan, mücevher takan
08:09
ride motorbikes and get girls
201
489260
2000
motosikletle dolaşan ve kızlarla beraber olan
08:11
through the drugs trade,
202
491260
2000
kişilerin dikkatini çekmek istiyorsanız
08:13
and you want to attract him into education,
203
493260
2000
ve eğitime, okula kazandırmak istiyorsanız,
08:15
having a compulsory curriculum doesn't really make sense.
204
495260
3000
zorunlu bir eğitim programı bir anlam ifade etmez.
08:18
That isn't really going to attract him.
205
498260
2000
Bu onun ilgisini çekmeyecektir.
08:20
You need to pull him.
206
500260
2000
Onu özendirmeniz gerekiyor.
08:22
And so education needs to work by pull, not push.
207
502260
2000
Bu yüzden eğitim; zorlamayla değil, özendirmeyle yapılmalıdır.
08:24
And so the idea of a curriculum
208
504260
3000
O halde müfredat kavramının
08:27
is completely irrelevant in a setting like this.
209
507260
2000
bu tür bir ortamda yeri yoktur.
08:29
You need to start education
210
509260
2000
Eğitime,
08:31
from things that make a difference
211
511260
2000
kişilere kendi bulundukları ortamlarda
08:33
to them in their settings.
212
513260
2000
farklılık yaratacak şeylerden başlamanız gerekir.
08:35
What does that?
213
515260
2000
Peki bunu nasıl yaparsınız?
08:37
Well, the key is motivation, and there are two aspects to it.
214
517260
3000
En önemli şey motivasyondur ve bunun iki yöntemi vardır.
08:40
One is to deliver extrinsic motivation,
215
520260
3000
Birincisi, motivasyonu harici olarak sağlayabilmektir.
08:43
that education has a payoff.
216
523260
2000
Bu eğitim sisteminde yatırımın bir geri dönüşü vardır.
08:45
Our education systems all work
217
525260
3000
Bizim eğitim sistemlerimiz
08:48
on the principle that there is a payoff,
218
528260
2000
bu geri dönüş prensibine göre calışır,
08:50
but you have to wait quite a long time.
219
530260
2000
fakat uzun bir süre beklemeniz gerekir.
08:52
That's too long if you're poor.
220
532260
2000
Eğer fakirseniz bu süre gerçekten çok uzundur.
08:54
Waiting 10 years for the payoff from education
221
534260
3000
Eğitimden bir sonuç almak için 10 yıl beklemek çok uzun bir süredir,
08:57
is too long when you need to meet daily needs,
222
537260
3000
özellikle de günlük ihtiyaçları karşılama zorunlulukları arasında,
09:00
when you've got siblings to look after
223
540260
2000
bakmanız gereken kardeşleriniz,
09:02
or a business to help with.
224
542260
2000
veya vakit ayırmanız gereken başka işler varken.
09:04
So you need education to be relevant and help people
225
544260
2000
Öyleyse eğitimin, kişilerin hayatlarını devam ettirebilmeleri için
09:06
to make a living there and then, often.
226
546260
3000
yaptıkları işlerle ilgili olması ve onlara bu konuda yardımcı olması gerekir.
09:09
And you also need to make it intrinsically interesting.
227
549260
3000
İkinci olarak, motivasyon içten gelmelidir.
09:12
So time and again, I found people like this.
228
552260
3000
Ve yine, böyle insanlarla karşılaştım.
09:15
This is an amazing guy, Sebastiao Rocha,
229
555260
3000
Bu harika adam Sebastiao Rocha,
09:18
in Belo Horizonte,
230
558260
2000
Belo Horizonte'den.
09:20
in the third largest city in Brazil.
231
560260
2000
Brezilya'nın üçüncü büyük şehrinden.
09:22
He's invented more than 200 games
232
562260
2000
Bugüne kadar, cok farklı alanlardaki konuları öğretmek amacıyla kullanılan
09:24
to teach virtually any subject under the sun.
233
564260
3000
200 den fazla oyun geliştirmiş.
09:27
In the schools and communities
234
567260
2000
Sebastiao'nun çalıştığı
09:29
that Taio works in,
235
569260
2000
okul ve topluluklarda,
09:31
the day always starts in a circle
236
571260
2000
gün her zaman bir çember oluşturulması
09:33
and always starts from a question.
237
573260
3000
ve bir soru sorulması ile başlar.
09:36
Imagine an education system that started from questions,
238
576260
3000
Sorular ile başlayan bir eğitim sistemi düşünün.
09:39
not from knowledge to be imparted,
239
579260
2000
Bilginin direkt aktarılması ile başlamayan.
09:41
or started from a game, not from a lesson,
240
581260
3000
Ya da bir dersle değil de oyun ile başlayan.
09:44
or started from the premise
241
584260
2000
Veya birşeyler öğretmeden önce
09:46
that you have to engage people first
242
586260
3000
kişileri olayın içine çeken,
09:49
before you can possibly teach them.
243
589260
2000
bir önerme ile başladığını düşünün.
09:51
Our education systems,
244
591260
2000
Bizim eğitim sistemimizde
09:53
you do all that stuff afterward, if you're lucky,
245
593260
2000
eğer şanslıysanız bunların hepsini sonradan yaparsınız:
09:55
sport, drama, music.
246
595260
2000
spor, tiyatro, müzik.
09:57
These things, they teach through.
247
597260
3000
Böyle şeyler öğretmek için araçtır.
10:00
They attract people to learning
248
600260
2000
İnsanların öğrenmesini kolaylaştırırlar
10:02
because it's really a dance project
249
602260
2000
çünkü gerçekten bir dans projesidir,
10:04
or a circus project
250
604260
2000
veya bir sirk projesidir
10:06
or, the best example of all --
251
606260
2000
veya hepsinden daha iyi bir örnek:
10:08
El Sistema in Venezuela --
252
608260
2000
Venezuela'daki "El Sistema"
10:10
it's a music project.
253
610260
2000
bir müzik projesidir.
10:12
And so you attract people through that into learning,
254
612260
2000
Ve siz insanların öğrenmeye olan ilgisini bununla sağlayabilirsiniz.
10:14
not adding that on after
255
614260
2000
Herşey öğrenildikten sonra
10:16
all the learning has been done
256
616260
2000
bunu konuya dahil etmekle
10:18
and you've eaten your cognitive greens.
257
618260
3000
ve öğrenmek için en verimli zamanı harcadıktan sonra değil.
10:21
So El Sistema in Venezuela
258
621260
2000
Venezuela'daki "El Sistema"
10:23
uses a violin as a technology of learning.
259
623260
3000
öğrenmek için kemanı aletini bir araç olarak kullanıyor.
10:26
Taio Rocha uses making soap
260
626260
3000
Sebastiao Rocha çorba pişirmeyi,
10:29
as a technology of learning.
261
629260
2000
öğrenme için bir aracı teknik olarak kullanıyor.
10:31
And what you find when you go to these schemes
262
631260
2000
Ve buralara gittiğinizde gördüğünüz şey
10:33
is that they use people and places
263
633260
2000
onların; kişileri ve mekanları
10:35
in incredibly creative ways.
264
635260
2000
inanılmaz yaratıcı şekilde kullandığıdır.
10:37
Masses of peer learning.
265
637260
2000
Kitlelerin, gruplar halinde öğrenmesi.
10:39
How do you get learning to people
266
639260
2000
İnsanların öğrenmesini nasıl sağlardınız?
10:41
when there are no teachers,
267
641260
2000
Öğretmenlerin olmadığı,
10:43
when teachers won't come, when you can't afford them,
268
643260
2000
öğretmenlerin derslere gelmediği, ödeme yapamadığınız,
10:45
and even if you do get teachers,
269
645260
3000
ve hatta öğretmen bulduğunuzda, ama
10:48
what they teach isn't relevant to the communities that they serve?
270
648260
3000
öğrettiklerinin o toplum ile ilgisi olmadığı durumlarda ne yapardınız?
10:51
Well, you create your own teachers.
271
651260
2000
O zaman kendi öğretmenlerinizi kendiniz yaratırsınız.
10:53
You create peer-to-peer learning,
272
653260
2000
Birbirinden öğrenme sistemini oluşturursunuz,
10:55
or you create para-teachers, or you bring in specialist skills.
273
655260
3000
veya vekil/yardımcı öğretmenler oluşturur veya meslek kazandırırsınız.
10:58
But you find ways to get learning that's relevant to people
274
658260
3000
Farklı teknolojiler, kişiler ve mekanlar vasıtasıyla
11:01
through technology, people and places that are different.
275
661260
3000
kişilere uygun öğrenme yöntemlerini geliştirirsiniz.
11:04
So this is a school in a bus
276
664260
2000
Bu bir konut arazisinde yer alan
11:06
on a building site
277
666260
3000
otobüs içine kurulmuş bir okul.
11:09
in Pune, the fastest growing city in Asia.
278
669260
3000
Asyanın en hızlı büyüyen şehri Pune'da.
11:12
Pune has 5,000 building sites.
279
672260
3000
Pune'da 5.000 konut alanı ve
11:15
It has 30,000 children
280
675260
2000
bu alanlarda
11:17
on those building sites.
281
677260
2000
30.000 çocuk var.
11:19
That's one city.
282
679260
2000
Bu sadece bir şehir.
11:21
Imagine that urban explosion
283
681260
2000
Gelişmekte olan bölgelerde meydana gelecek
11:23
that's going to take place across the developing world
284
683260
3000
olan kentsel patlamayı
11:26
and how many thousands of children
285
686260
2000
ve kaç bin çocuğun
11:28
will spend their school years on building sites.
286
688260
2000
okul yıllarını bu alanlarda geçireceğini düşünün.
11:30
Well, this is a very simple scheme
287
690260
2000
Doğrusu, bir otobüs vasıtasıyla
11:32
to get the learning to them through a bus.
288
692260
3000
eğitimin sağlanması çok kolay bir girişim.
11:35
And they all treat learning,
289
695260
3000
Ve onların hepsi eğitimi,
11:38
not as some sort of academic, analytical activity,
290
698260
3000
bir akademik ve analitik bir aktivite olarak değil de,
11:41
but as that's something that's productive,
291
701260
2000
üretken bir faaliyet,
11:43
something you make,
292
703260
2000
sizin ortaya çıkardığınız,
11:45
something that you can do, perhaps earn a living from.
293
705260
3000
yapabildiğiniz birşey ve belki de geçiminizi sağlayabileceğiniz uğraşı olarak görüyorlar.
11:48
So I met this character, Steven.
294
708260
3000
Orada Steven isminde bu kişi ile karşılaştım.
11:51
He'd spent three years in Nairobi living on the streets
295
711260
3000
Üç yılını Nairobi'de sokaklarda yaşayarak geçirmişti
11:54
because his parents had died of AIDS.
296
714260
2000
çünkü ailesini AIDS'den kaybetmişti.
11:56
And he was finally brought back into school,
297
716260
2000
Ve sonunda okula geri kazandırıldı,
11:58
not by the offer of GCSEs,
298
718260
2000
ancak bu lise diploması alması için değil,
12:00
but by the offer of learning how to become a carpenter,
299
720260
3000
pratik beceri kazanması,
12:03
a practical making skill.
300
723260
2000
marangozluk eğitimi alması içindi.
12:05
So the trendiest schools in the world,
301
725260
2000
Dünyadaki en gelişmiş okullar,
12:07
High Tech High and others,
302
727260
2000
Yüksek Teknoloji Liseleri ve diğerleri,
12:09
they espouse a philosophy of learning as productive activity.
303
729260
3000
öğrenmeyi üretken aktivite olarak benimsemişlerdir.
12:12
Here, there isn't really an option.
304
732260
2000
Burada gerçekten bir alternatif yok.
12:14
Learning has to be productive
305
734260
2000
Öğrenmenin bir anlamı olması için
12:16
in order for it to make sense.
306
736260
3000
sonucunda bir üretkenlik olmak zorunda.
12:19
And finally, they have a different model of scale,
307
739260
3000
Ve son olarak, farklı bir büyüme yöntemleri var.
12:22
and it's a Chinese restaurant model
308
742260
2000
Büyümeyi,
12:24
of how to scale.
309
744260
2000
Çin Lokantası modeli bazında belirliyorlar.
12:26
And I learned it from this guy,
310
746260
2000
Bunu işte bu adamdan öğrendim,
12:28
who is an amazing character.
311
748260
2000
inanılmaz bir kişi.
12:30
He's probably the most remarkable social entrepreneur
312
750260
2000
Dünyada eğitim konusunda belki de
12:32
in education in the world.
313
752260
2000
en dikkat çekici sosyal girişimcidir.
12:34
His name is Madhav Chavan,
314
754260
2000
İsmi Madhav Chavan,
12:36
and he created something called Pratham.
315
756260
2000
ve kendisi Pratham adında bir organizasyon kurdu.
12:38
And Pratham runs preschool play groups
316
758260
3000
Pratham Hindistan'da şu an 21 milyon çocuğa
12:41
for, now, 21 million children in India.
317
761260
3000
okul öncesi eğitimi veriyor.
12:44
It's the largest NGO in education in the world.
318
764260
3000
Eğitim alanında dünyadaki en büyük sivil toplum örgütü.
12:47
And it also supports working-class kids going into Indian schools.
319
767260
3000
Aynı zamanda Hint okullarında okuyan çalışan aile çocuklarını da destekliyor.
12:50
He's a complete revolutionary.
320
770260
2000
O tam bir devrimci.
12:52
He's actually a trade union organizer by background,
321
772260
3000
Ve aslında daha evvel bir ticaret birliğinin organizatörlüğünü yapmış.
12:55
and that's how he learned the skills
322
775260
2000
Orada öğrendiği becerilerini kullanarak
12:57
to build his organization.
323
777260
2000
kendi şirketini kurmuş.
12:59
When they got to a certain stage,
324
779260
2000
Şirket belirli bir aşamaya geldiğinde
13:01
Pratham got big enough to attract
325
781260
2000
Pratham, McKinsey'nin dikkatini çekecek ve
13:03
some pro bono support from McKinsey.
326
783260
2000
yatırım desteği alacak kadar büyümüştü.
13:05
McKinsey came along and looked at his model and said,
327
785260
3000
McKinsey gelip onun modelini inceledi ve
13:08
"You know what you should do with this, Madhav?
328
788260
2000
"Madhav bu şirketle ne yapman gerektiğini biliyor musun?
13:10
You should turn it into McDonald's.
329
790260
2000
Bunu McDonald's a dönüştürmelisin" dedi.
13:12
And what you do when you go to any new site
330
792260
2000
Yeni bir pazara girmek istediğinde yapman gereken;
13:14
is you kind of roll out a franchise.
331
794260
2000
bir bayilik vermek olacaktır.
13:16
And it's the same wherever you go.
332
796260
2000
Nereye gidersen git aynı şeyi yapman gerek.
13:18
It's reliable and people know exactly where they are.
333
798260
3000
Böyle bir yöntem güvenilirdir ve insanlar kimden hizmet aldıklarını biliyor olacaklar.
13:21
And there will be no mistakes."
334
801260
2000
Ve hata olmayacaktır.
13:23
And Madhav said,
335
803260
2000
Madhav şöyle karşılık verdi:
13:25
"Why do we have to do it that way?
336
805260
2000
"Neden öyle yapalım?
13:27
Why can't we do it more like the Chinese restaurants?"
337
807260
3000
Neden Çin Lokantaları gibi yapamıyoruz?"
13:30
There are Chinese restaurants everywhere,
338
810260
2000
Heryerde Çin Lokantalaları var,
13:32
but there is no Chinese restaurant chain.
339
812260
3000
fakat bir Çin Lokantası zinciri yok.
13:35
Yet, everyone knows what is a Chinese restaurant.
340
815260
2000
Yine de, herkes Çin Lokantasının ne olduğunu bilir.
13:37
They know what to expect, even though it'll be subtly different
341
817260
3000
Aralarında çok ufak farklılıklar olsa da, isimleri ve renkleri farklı da olsa
13:40
and the colors will be different and the name will be different.
342
820260
2000
insanlar orada ne bulacağını bilir.
13:42
You know a Chinese restaurant when you see it.
343
822260
3000
Gördüğünüzde bir Çin Lokantasını tanırsınız.
13:45
These people work with the Chinese restaurant model --
344
825260
3000
Bu kişiler Çin Lokantası modeli ile çalışıyorlar.
13:48
same principles, different applications and different settings --
345
828260
3000
Prensip aynı, uygulama ve ortamlar farklı.
13:51
not the McDonald's model.
346
831260
2000
McDonald's modeli değil.
13:53
The McDonald's model scales.
347
833260
2000
McDonald's modeli büyümeyi esas alır.
13:55
The Chinese restaurant model spreads.
348
835260
3000
Çin Lokantası modeli ise yayılmacıdır.
13:58
So mass education
349
838260
2000
Evet, kitle eğitimi
14:00
started with social entrepreneurship
350
840260
2000
sosyal girişimcilik faaliyetiyle
14:02
in the 19th century.
351
842260
2000
19. yy da başladı.
14:04
And that's desperately what we need again
352
844260
2000
Ve global olarak kesinlikle
14:06
on a global scale.
353
846260
2000
buna yeniden ihtiyacımız var.
14:08
And what can we learn from all of that?
354
848260
2000
Peki bütün bunlardan ne öğrenebiliriz?
14:10
Well, we can learn a lot
355
850260
2000
Çok şey öğrenebiliriz,
14:12
because our education systems
356
852260
2000
çünkü bizim eğitim sistemlerimiz
14:14
are failing desperately in many ways.
357
854260
2000
birçok yönden başarısız kalıyor.
14:16
They fail to reach the people
358
856260
2000
En çok hizmet vermesi gereken kişilere
14:18
they most need to serve.
359
858260
2000
ulaşma açısından başarısızlar.
14:20
They often hit their target but miss the point.
360
860260
3000
Çoğu zaman belirlenen hedefi tutturuyorlar ancak bir türlü onikiden vuramıyorlar.
14:23
Improvement is increasingly
361
863260
2000
Gelişmeleri organize etmek
14:25
difficult to organize;
362
865260
2000
gittikçe daha da zorlaşmakta.
14:27
our faith in these systems, incredibly fraught.
363
867260
3000
Mevcut sistemimize olan güvenimiz, son derece endişe verici.
14:30
And this is just a very simple way of
364
870260
2000
Ve aslında bu; nasıl bir yeniliğe,
14:32
understanding what kind of innovation,
365
872260
3000
ne tür bir tasarıma ihtiyaç duyduğumuzu
14:35
what kind of different design we need.
366
875260
3000
anlamanın en basit yoludur.
14:38
There are two basic types of innovation.
367
878260
2000
Temelde yeniliği ikiye ayırabiliriz.
14:40
There's sustaining innovation,
368
880260
2000
"Kalıcı yenilik",
14:42
which will sustain an existing institution or an organization,
369
882260
3000
ki bu var olan kurumları veya organizasyonları devamlı kılar,
14:45
and disruptive innovation
370
885260
2000
ve "yıkıcı yenilik",
14:47
that will break it apart, create some different way of doing it.
371
887260
3000
bu da kurumları parçalar, buna sebep olacak ortamlar oluşturur.
14:50
There are formal settings --
372
890260
2000
Resmi kurumlar vardır;
14:52
schools, colleges, hospitals --
373
892260
2000
okullar, üniversiteler, hastaneler gibi.
14:54
in which innovation can take place,
374
894260
2000
Buralar yenilik yapmaya elverişli yerlerdir.
14:56
and informal settings -- communities,
375
896260
2000
Bir de gayrıresmi örgütler vardır; cemiyetler,
14:58
families, social networks.
376
898260
2000
aileler, sosyal iletişim grupları gibi.
15:00
Almost all our effort goes in this box,
377
900260
2000
Bizim şu ana kadar olan bütün çabalarımız bu kategori içindi:
15:02
sustaining innovation in formal settings,
378
902260
3000
resmi kurumlardaki kalıcı yenilikler.
15:05
getting a better version
379
905260
2000
Yani 19.yy'da geliştirilmiş olan
15:07
of the essentially Bismarckian school system
380
907260
2000
Bismarck Sistemi'nin
15:09
that developed in the 19th century.
381
909260
3000
iyileştirilmesi çabaları.
15:12
And as I said, the trouble with this is that,
382
912260
2000
Daha evvel de bahsettiğim gibi
15:14
in the developing world
383
914260
2000
bu konudaki sorun, bu modelin başarılı olması için gerekli
15:16
there just aren't teachers to make this model work.
384
916260
2000
yeterli sayıda öğretmenin gelişmekte olan bölgelerde bulunamamasıdır.
15:18
You'd need millions and millions of teachers
385
918260
3000
Bu modelde, Çin, Hindistan, Nijerya ve diğer gelişmekte olan yerlerde
15:21
in China, India, Nigeria
386
921260
2000
ihtiyacı karşılamak için
15:23
and the rest of developing world to meet need.
387
923260
3000
milyonlarca öğretmene ihtiyacınız olacaktır.
15:26
And in our system, we know
388
926260
2000
Ve biliyoruz ki bizim kullandığımız sistemde
15:28
that simply doing more of this won't eat into
389
928260
3000
aynı şeyleri tekrarlamak
15:31
deep educational inequalities,
390
931260
2000
eğitimdeki eşitsizliği
15:33
especially in inner cities
391
933260
2000
-- özellikle de iç bölgelerde ve eski endüstri bölgelerinde --
15:35
and former industrial areas.
392
935260
2000
ortadan kaldıramayacaktır.
15:37
So that's why we need three more kinds of innovation.
393
937260
3000
Bu yüzden diğer üç çeşit yeniliği de denememiz lazım.
15:40
We need more reinvention.
394
940260
2000
Daha fazla yeniden yapılanmalara ihtiyacımız var
15:42
And all around the world now you see
395
942260
2000
Dünyanın heryerinde her geçen gün
15:44
more and more schools reinventing themselves.
396
944260
3000
daha fazla sayıda okul yeniden yapılanmaya gidiyor
15:47
They're recognizably schools, but they look different.
397
947260
3000
Bildiğimiz okullar ama farklı görüntüleri/yapılanmaları var.
15:50
There are Big Picture schools
398
950260
2000
Mesela ABD ve Avustralya'da faaliyet gösteren
15:52
in the U.S. and Australia.
399
952260
2000
"Big Picture" okulları.
15:54
There are Kunskapsskolan schools
400
954260
2000
İsveç'teki
15:56
in Sweden.
401
956260
2000
"Kunscap Skolan" okulları.
15:58
Of 14 of them,
402
958260
3000
Toplam 14 okuldan
16:01
only two of them are in schools.
403
961260
2000
sadece iki tanesi resmi okul binalarında.
16:03
Most of them are in other buildings not designed as schools.
404
963260
3000
Çoğu, okul olarak düzenlenmemiş olan binalarda faaliyet göstermekte.
16:06
There is an amazing school in Northen Queensland
405
966260
2000
Kuzey Queensland'da
16:08
called Jaringan.
406
968260
2000
Jaringan adında harika bir okul var.
16:10
And they all have the same kind of features:
407
970260
2000
Ve tamamı ortak özellikler taşıyor.
16:12
highly collaborative, very personalized,
408
972260
3000
Hepsi yüksek düzeyde işbirliği içinde, herbirinin kendine has özellikleri var
16:15
often pervasive technology,
409
975260
3000
ve çoğunlukla yaygın teknoloji kullanıyorlar.
16:18
learning that starts from questions
410
978260
2000
Bilgi aktarımı ve müfredat ile değil de
16:20
and problems and projects,
411
980260
2000
sorularla, problem tanımlarıyla ve projelerle başlayan
16:22
not from knowledge and curriculum.
412
982260
2000
bir eğitim sistemleri var.
16:24
So we certainly need more of that.
413
984260
2000
Kesinlikle bu tür okulların çok daha fazlasına ihtiyacımız var.
16:26
But because so many of the issues in education
414
986260
3000
Fakat eğitimdeki sorunların çoğu
16:29
aren't just in school,
415
989260
2000
sadece okullarla ilgili olmayıp
16:31
they're in family and community,
416
991260
2000
toplum ve ailelerle de ilgili olduğundan,
16:33
what you also need, definitely,
417
993260
2000
aynı zamanda ihtiyacınız olan şeyler
16:35
is more on the right hand side.
418
995260
2000
bu tablonun daha çok sağ tarafındakiler.
16:37
You need efforts to supplement schools.
419
997260
3000
Okulları "desteklemek" için çabalar gerekli.
16:40
The most famous of these is Reggio Emilia in Italy,
420
1000260
3000
Bu işi yapanlardan en tanınmış olanı
16:43
the family-based learning system
421
1003260
3000
okuldakileri teşvik etmek ve desteklemek için çalışan
16:46
to support and encourage people in schools.
422
1006260
3000
İtalya'daki aile-esaslı eğitim sistemini uygulayan Reggio Emilia'dır.
16:49
The most exciting is the Harlem Children's Zone,
423
1009260
3000
En etkileyici olanı ise
16:52
which over 10 years, led by Geoffrey Canada,
424
1012260
3000
Geoffrey Canada tarafından yönetilen ve
16:55
has, through a mixture of schooling
425
1015260
2000
okul, aile ve cemiyet projelerinin karışımı ile
16:57
and family and community projects,
426
1017260
2000
10 yıldan fazla bir süredir sadece okullardaki eğitimi değil
16:59
attempted to transform not just education in schools,
427
1019260
3000
Harlem'deki 10.000 ailenin kültürünü ve arzularını
17:02
but the entire culture and aspiration
428
1022260
3000
dönüştürme girişiminde bulunan
17:05
of about 10,000 families in Harlem.
429
1025260
3000
"Harlem Children's Zone" kurumudur.
17:08
We need more of that
430
1028260
2000
Tamamen yeni ve köktenci olan
17:10
completely new and radical thinking.
431
1030260
2000
bu tür düşüncelerin daha fazlasına ihtiyacımız var.
17:12
You can go to places an hour away, less,
432
1032260
3000
Buradan bir saat ya da daha kısa mesafede yerlere,
17:15
from this room,
433
1035260
2000
ya da yolun hemen aşağısına gitseniz
17:17
just down the road, which need that,
434
1037260
3000
bunlara ihtiyacı olan, bizim daha önce hiç düşünemediğimiz türden
17:20
which need radicalism of a kind that we haven't imagined.
435
1040260
3000
bir köktenciliğe ihtiyacı olan yerler görürsünüz.
17:23
And finally, you need transformational innovation
436
1043260
2000
Ve son olarak da
17:25
that could imagine getting learning to people
437
1045260
2000
öğrenme yeteneğini insanlara tamamen yeni ve farklı yöntemlerle
17:27
in completely new and different ways.
438
1047260
3000
kazandırabilecek "dönüşümcü" yeniliğe gereksinim var.
17:30
So we are on the verge, 2015,
439
1050260
3000
Şu anda 2015'in,
17:33
of an amazing achievement,
440
1053260
3000
yani muhteşem bir başarının,
17:36
the schoolification of the world.
441
1056260
2000
dünyanın okullaşmasının eşiğindeyiz.
17:38
Every child up to the age of 15 who wants a place in school
442
1058260
3000
15 yaşından küçük olan ve okula gitmek isteyen her çocuk
17:41
will be able to have one in 2015.
443
1061260
2000
2015 yılında bunu yapabilecek.
17:43
It's an amazing thing.
444
1063260
2000
Bu inanılmaz birşey.
17:45
But it is,
445
1065260
2000
Fakat, çok hızlı ve düzenli olarak gelişmiş olan
17:47
unlike cars, which have developed
446
1067260
2000
otomobil teknolojisinin aksine
17:49
so rapidly and orderly,
447
1069260
2000
okul sistemi
17:51
actually the school system is recognizably
448
1071260
3000
bilindiği üzere
17:54
an inheritance from the 19th century,
449
1074260
2000
19.yy'ın mirasıdır.
17:56
from a Bismarkian model of German schooling
450
1076260
3000
Alman okul sisteminde Bismarck modeli olarak yerini almış,
17:59
that got taken up by English reformers,
451
1079260
3000
İngiliz yenilikçileri
18:02
and often by
452
1082260
3000
ve çoğunlukla
18:05
religious missionaries,
453
1085260
2000
din misyonerleri tarafından benimsenmiş,
18:07
taken up in the United States
454
1087260
2000
ABD'de sosyal kaynaşmayı sağlayan
18:09
as a force of social cohesion,
455
1089260
2000
bir güç olarak görülmüş ve benimsenmiş,
18:11
and then in Japan and South Korea as they developed.
456
1091260
3000
ve sonra da gelişmelerine paralel olarak Japonya ve Güney Kore'ye yayılmıştır.
18:14
It's recognizably 19th century in its roots.
457
1094260
2000
Yani kökleri 19.yy'a kadar gitmektedir.
18:16
And of course it's a huge achievement.
458
1096260
2000
Tabi ki çok büyük bir başarıdır.
18:18
And of course it will bring great things.
459
1098260
2000
Ve tabi ki büyük olaylara kapı açacaktır.
18:20
It will bring skills and learning and reading.
460
1100260
3000
Yetenekler kazandıracak, okuma ve öğrenmeyi sağlayacaktır.
18:23
But it will also lay waste to imagination.
461
1103260
3000
Fakat aynı zamanda hayal gücümüzü de köreltecektir.
18:26
It will lay waste to appetite. It will lay waste to social confidence.
462
1106260
3000
İstekleri köreltecek. Sosyal güveni yok edecek.
18:29
It will stratify society
463
1109260
2000
Toplumu özgürleştirdiği kadar,
18:31
as much as it liberates it.
464
1111260
2000
sınıflara da bölecektir.
18:33
And we are bequeathing to the developing world
465
1113260
2000
Ve şimdi bizler gelişen dünyaya
18:35
school systems that they will now spend
466
1115260
3000
yeniden yapılandırmak için yüzyıl harcayacakları
18:38
a century trying to reform.
467
1118260
2000
bir okul sistemi bırakıyoruz.
18:40
That is why we need really radical thinking,
468
1120260
3000
İşte bu yüzden köktenci bir düşünce tarzına ihtiyacımız var,
18:43
and why radical thinking is now
469
1123260
2000
bu yüzden köktenci düşünce şimdi daha mümkün ve
18:45
more possible and more needed than ever in how we learn.
470
1125260
3000
öğrenme yöntemi açısından her zamankinden daha gerekli.
18:48
Thank you. (Applause)
471
1128260
2000
Teşekkür ederim.
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7