Ursus Wehrli: Tidying up art

Ursus Wehrli sanatı toparlıyor

Çeviri: yasin alp aluç Gözden geçirme: Sancak Gülgen

My name is Ursus Wehrli, and I would like to talk to you this morning

Adım Ursus Wehrli, bugün sizlere "Sanatı Toparlamak"

about my project, Tidying Up Art.

adlı projemden bahsetmek istiyorum.

First of all -- any questions so far?

Öncelikle, şu ana kadar sorusu olan?

First of all, I have to say I'm not from around here.

Öncelikle, bu bölgenin insanı olmadığımı söylemeliyim.

I'm from a completely different cultural area, maybe you noticed?

Tamamen farklı bir kültürden gelmekteyim, belki fark etmişsinizdir?

I mean, I'm wearing a tie, first. And then secondly, I'm a little bit nervous

Yani, mesela kravat takıyorum. Sonra, yabancı bir dilde

because I'm speaking in a foreign language,

konuştuğum için biraz gerginim

and I want to apologize in advance, for any mistakes I might make.

ve şimdiden yapabileceğim hatalar için özür dilemek istiyorum,

Because I'm from Switzerland, and I just don't hope you think this is Swiss German

çünkü ben İsviçre'liyim, ve umarım şu an İsviçre Almancası konuştuğumu

I'm speaking now here. This is just what it sounds like

sanmıyorsunuzdur. Bu sadece biz İsviçrelilerin

if we Swiss try to speak American.

İngilizce konuştuğumuzda ortaya çıkan ses.

But don't worry -- I don't have trouble with English, as such.

Ama merak etmeyin, benim İngilizce ile öyle bir sorunum yok.

I mean, it's not my problem, it's your language after all.

Yani, bu benim sorunum değil, ne de olsa sizin diliniz.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

I am fine. After this presentation here at TED, I can simply go back to Switzerland,

Benim için sorun yok. Bu TED sunumumdan sonra, ben İsviçre'ye dönerim,

and you have to go on talking like this all the time.

ve siz de bu şekilde konuşmaya devam edersiniz.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

So I've been asked by the organizers to read from my book.

Organizatörler burada kitabımı okumamı istediler.

It's called "Tidying Up Art" and it's, as you can see,

Gördüğünüz gibi, aşağı yukarı bir resim kitabı

it's more or less a picture book.

gibi gözüken kitabımın adı "Sanatı Toparlamak".

So the reading would be over very quickly.

O yüzden okuması çok kısa sürecekti.

But since I'm here at TED, I decided to hold my talk here in a more modern way,

Ama TED için burada olduğum için, konuşmamı daha modern bir şekilde yapmaya karar verdim,

in the spirit of TED here, and I managed to do some slides here for you.

TED ruhuna uygun bir şekilde, ve sizler için birkaç slayt hazırladım.

I'd like to show them around so we can just, you know --

Şöyle elden ele geçirebilirsek,...

(Laughter)

(Gülüşmeler)

Actually, I managed to prepare for you some enlarged pictures -- even better.

Aslında sizler için büyültülmüş bazı resimler hazırladım.

So Tidying Up Art, I mean, I have to say, that's a relatively new term.

"Sanatı toparlamak" söylemeliyim ki yeni bir terim.

You won't be familiar with it.

Daha önce duymamış olabilirsiniz.

I mean, it's a hobby of mine that I've been indulging in for the last few years,

Aslına bakarsanız, son yıllarda kendimi kaptırdığım bir hobi diyebilirim,

and it all started out with this picture of the American artist, Donald Baechler

ve her şey Amerikan ressam Donald Bachler'in evimde asılı olan

I had hanging at home. I had to look at it every day

bu resmi ile başladı. Bu resme her gün bakıyordum

and after a while I just couldn't stand the mess anymore

ve bir süre sonra bu adamın tüm gün baktığı

this guy was looking at all day long.

bu dağınıklığa dayanamaz oldum.

Yeah, I kind of felt sorry for him.

Onun adına üzülmeye başladım.

And it seemed to me even he felt really bad

Ve de onun her gün bu dağınık kırmızı karelere

facing these unorganized red squares day after day.

bakmasının onun için acı verici olduğunu düşündüm.

So I decided to give him a little support,

Yardım eli uzatmaya karar verdim,

and brought some order into neatly stacking the blocks on top of each other.

ve kutuları üst üste koyarak düzenli bir küme haline getirdim.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

Yeah. And I think he looks now less miserable.

Evet. Ve bence artık daha az sefil gözüküyor.

And it was great. With this experience, I started to look more closely

Bu harikaydı. Bu tecrübe ile modern sanata daha yakından bakmaya

at modern art. Then I realized how, you know, the world of modern art

başladım. Ve fark ettim ki modern sanat dünyası

is particularly topsy-turvy.

gerçekten karma karışık.

And I can show here a very good example.

Şimdi size güzel bir örnek göstereyim.

It's actually a simple one, but it's a good one to start with.

Sade bir örnek ama başlangıç için iyi bir seçim.

It's a picture by Paul Klee.

Paul Klee'nin bir resmi.

And we can see here very clearly, it's a confusion of color.

Kolaylıkla görebiliyoruz ki, bu resim renklerin düzensizliği.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

Yeah. The artist doesn't really seem to know where to put the different colors.

Evet. Ressam, pek de farklı renkleri nereye koyacağını biliyormuş gibi gözükmüyor.

The various pictures here of the various elements of the picture --

Resmin çeşitli elementlerinin çeşitli resimleri --

the whole thing is unstructured.

tamamen düzensiz bir yapı.

We don't know, maybe Mr. Klee was probably in a hurry, I mean --

Kim bilir, belki de Bay Klee'nin acelesi vardı, yani --

(Laughter)

(Gülüşmeler)

-- maybe he had to catch a plane, or something.

-- belki uçağı yakalaması gerekiyordu ya da öyle bir şeyler.

We can see here he started out with orange,

Burada turuncu ile başlamış olduğunu görüyoruz,

and then he already ran out of orange,

ve hemen turuncusu tükeniyor,

and here we can see he decided to take a break for a square.

ve burada da bir karelik boşluk bırakmaya karar verdiğini görüyoruz.

And I would like to show you here my tidied up version of this picture.

Şimdi sizlere benim toparlamış olduğum versiyonunu göstermek istiyorum.

(Laughter)

(Alkışlar)

We can see now what was barely recognizable in the original:

Burada orijinal resimde kolayca göremediğimiz şeyi görebiliyoruz:

17 red and orange squares are juxtaposed with just two green squares.

17 kırmızı ve turuncu sadece 2 yeşil kutu ile sıralanmış.

Yeah, that's great.

Gerçekten de harika.

So I mean, that's just tidying up for beginners.

İşte bu yeni başlayanlar için "toparlama".

I would like to show you here a picture which is a bit more advanced.

Sizlere biraz daha ileri seviyede resim göstermek istiyorum.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

What can you say? What a mess.

Ne denebilir ki? Tam bir karmaşa.

I mean, you see, everything seems to have been scattered aimlessly around the space.

Yani gördüğünüz gibi her şey yüzey üstüne amaçsızca dağıtılmış.

If my room back home had looked like this,

Eğer benim odam böyle gözükseydi,

my mother would have grounded me for three days.

annem beni üç gün odama hapsederdi.

So I'd like to -- I wanted to reintroduce some structure into that picture.

Şimdi bu resmi yeni bir yapı ile takdim etmek istiyorum.

And that's really advanced tidying up.

Ve bu gerçekten de ileri seviyede "toparlama".

(Applause)

(Alkışlar)

Yeah, you're right. Sometimes people clap at this point,

Evet, haklsınız. Bazen insanlar tam bu noktada

but that's actually more in Switzerland.

alkışlıyorlar, ama daha çok İsviçre'de.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

We Swiss are famous for chocolate and cheese. Our trains run on time.

Biz İsviçre'liler çikolatamız ve peynirimiz ile meşhuruz. Trenlerimiz zamanında

We are only happy when things are in order.

hareket eder. Ancak her şey düzenli olduğunda mutlu oluruz.

But to go on, here is a very good example to see.

Şimdi devam edelim, burada güzel bir örnek var.

This is a picture by Joan Miro.

Joan Miro'nun bir resmi.

And yeah, we can see the artist has drawn a few lines and shapes

Ve evet, görüyoruz ki ressam birkaç çizgi ve şekil çizmiş

and dropped them any old way onto a yellow background.

ve onları sarı bir arka fon üstüne serpiştirmiş.

And yeah, it's the sort of thing you produce when you're doodling on the phone.

Telefonda konuşurken bir şeyler karaladığınızda ortaya çıkacak bir resim.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

And this is my --

Bu da benim versiyonum --

(Laughter)

(Gülüşmeler)

-- you can see now the whole thing takes up far less space.

-- görüyorsunuz ki tüm çizgiler çok daha az yer kaplıyor.

It's more economical and also more efficient.

Daha ekonomik ve daha etkin.

With this method Mr. Miro could have saved canvas for another picture.

Bu yöntem ile Bay Miro bir başka resim için de tuvalinden tasarruf edebilirdi.

But I can see in your faces that you're still a little bit skeptical.

Ama hala yüzünüzden biraz şüpheci yaklaştığınızı anlayabiliyorum.

So that you can just appreciate how serious I am about all this,

Bu konuda ne kadar ciddi olduğumu anlayınca beni takdir edeceksiniz,

I brought along the patents, the specifications for some of these works,

bu çalışmalarımdan bazıları için aldığım patentlerimi yanımda getirdim,

because I've had my working methods patented

çünkü çalışma metodum için patent aldım

at the Eidgenössische Amt für Geistiges Eigentum in Bern, Switzerland.

Bern İsviçre'deki Eidgenössische Amt für Geistiges Eigentum'dan.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

I'll just quote from the specification.

Direk bu belgeden okuyacağım.

"Laut den Kunstprüfer Dr. Albrecht --"

"Laut den Kunstprüfer Dr. Albrecht --"

It's not finished yet.

Daha bitmedi.

"Laut den Kunstprüfer Dr. Albrecht Götz von Ohlenhusen

"Laut den Kunstprüfer Dr. Albrecht Götz von Ohlenhusen

wird die Verfahrensweise rechtlich geschützt welche die Kunst

wird die Verfahrensweise rechtlich geschützt welche die Kunst

durch spezifisch aufgeräumte Regelmässigkeiten

durch spezifisch aufgeräumte Regelmässigkeiten

des allgemeinen Formenschatzes

des allgemeinen Formenschatzes

neue Wirkungen zu erzielen möglich wird."

neue Wirkungen zu erzielen möglich wird."

Ja, well I could have translated that, but you would have been none the wiser.

Ja, bunu çevirebilirdim, ama sizin bilginiz açısından çok bir şey fark etmezdi.

I'm not sure myself what it means but it sounds good anyway.

Ben de ne dediği konusunda emin değilim ama kulağa hoş geliyor.

I just realized it's important how one introduces new ideas to people,

Yeni fikirlerin insanlara nasıl aktarıldığının önemini yeni fark ettim,

that's why these patents are sometimes necessary.

işte bu yüzden bu patentler bazen gerekliler.

I would like to do a short test with you.

Sizinle kısa bir test yapmak istiyorum.

Everyone is sitting in quite an orderly fashion here this morning.

Bu salonda herkes oldukça düzenli bir şekilde oturuyor gibi gözüküyor.

So I would like to ask you all to raise your right hand. Yeah.

Şimdi herkesten sağ elini kaldırmasını rica ediyorum. Evet.

The right hand is the one we write with, apart from the left-handers.

Sağ elimiz yazı yazarken kullandığımız elimiz, solaklar hariç.

And now, I'll count to three. I mean, it still looks very orderly to me.

Şimdi, üçe kadar sayacağım. Bana oldukça düzenli gözüküyor.

Now, I'll count to three, and on the count of three

Şimdi üçe kadar sayacağım ve üç dediğimde

I'd like you all to shake hands with the person behind you. OK?

herkes lütfen arkasındaki ile el sıkışsın. Tamam mı?

One, two, three.

Bir, iki, üç.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

You can see now, that's a good example: even behaving in an orderly, systematic way

Görüyorsunuz ki, bu çok güzel bir örnek: düzenli, sistemli bir şekilde

can sometimes lead to complete chaos.

hareket etsek bile bazen kaos oluşabiliyor.

So we can also see that very clearly in this next painting.

Bunu sıradaki resimde de çok net görebiliriz.

This is a painting by the artist, Niki de Saint Phalle.

Niki de Saint Phalle'in bir resmi.

And I mean, in the original it's completely unclear to see

Orjinal resimde bu karmakarışık renkerin ve şekillerin

what this tangle of colors and shapes is supposed to depict.

ne tasvir etmeye çalıştığını anlamak tamamen imkansız.

But in the tidied up version, it's plain to see that it's a sunburnt woman playing volleyball.

Ama toparlanmış versiyonunda, güneşte yanmış bir kadının voleybol oynadığını kolaylıkla anlayabiliyoruz.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

Yeah, it's a -- this one here, that's much better.

Evet, şimdi bu çok daha iyisi.

That's a picture by Keith Haring.

Keith Haring'in bir resmi.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

I think it doesn't matter.

Sanırım bunun önemi yok.

So, I mean, this picture has not even got a proper title.

Yani, bu resmin düzgün bir başlığı bile yok.

It's called "Untitled" and I think that's appropriate.

Resmin ismi "Başlıksız" ve sanırım bu da bu resme uymuş.

So, in the tidied-up version we have a sort of Keith Haring spare parts shop.

Toparlanmış versiyonunda Keith Haring'in yedek parça dükkanına benzer bir şey elde ettik.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

This is Keith Haring looked at statistically.

Bu da Keith Haring'in istatiksel olarak görünümü.

One can see here quite clearly,

Burada rahatlıkla görebilirsiniz,

you can see we have 25 pale green elements,

25 solgun yeşil parça görüyoruz,

of which one is in the form of a circle.

onlardan bir tanesi daire şeklinde.

Or here, for example, we have 27 pink squares with only one pink curve.

Veya örneğin burada, 27 pembe kare ve 1 pembe eğri.

I mean, that's interesting. One could extend this sort of statistical analysis

Bence bu gerçekten ilginç. Bay Haring'in çalışmaları ile ilgili bu tür

to cover all Mr. Haring's various works,

istatistiksel analizler genişletilebilir de,

in order to establish in which period the artist favored pale green circles or pink squares.

hangi dönemde soluk yeşil daireler veya pembe kareler kullandığına dair.

And the artist himself could also benefit from this sort of listing procedure

Ve ressam da bu çalışmadan ileride hangi

by using it to estimate how many pots of paint he's likely to need in the future.

renkten ne kadar ihtiyacı olacağını hesaplayarak faydalanabilir.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

One can obviously also make combinations.

Tabi ki kombinasyonlarda yapılabilir.

For example, with the Keith Haring circles and Kandinsky's dots.

Mesela, Keith Haring'in daireleri ve Kandinsky'nin noktaları.

You can add them to all the squares of Paul Klee.

Paul Klee'nin karelerini de ekleyebilirsiniz.

In the end, one has a list with which one then can arrange.

Ve sonuçta, daha sonra düzenleyebileceğiniz bir liste elde edersiniz.

Then you categorize it, then you file it, put that file in a filing cabinet,

Onları kategorilere ayırır, dosyalar, dsoyaları dosya dolabına koyar,

put it in your office and you can make a living doing it.

onları ofisinize koyar ve onunla birlikte yaşayabilirsiniz.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

Yeah, from my own experience. So I'm --

Evet, kendi deneyimimden.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

Actually, I mean, here we have some artists that are a bit more structured. It's not too bad.

Aslında, daha düzenli sanatçılarımız da var. O kadar da kötü değil.

This is Jasper Johns. We can see here he was practicing with his ruler.

Bu Jasper Johns. Burada cetveliyle alıştırma yaptığını görüyoruz.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

But I think it could still benefit from more discipline.

Ama yine de biraz daha disiplinli olması faydasına olurdu.

And I think the whole thing adds up much better if you do it like this.

Ve sanırım eğer bu şekilde yaparsanız her şey daha bir anlamlı hale geliyor.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

And here, that's one of my favorites.

Bu da benim favorilerimden biri.

Tidying up Rene Magritte -- this is really fun.

Rene Magritte'i toparlamak -- bu gerçekten eğlenceli.

You know, there is a --

Biliyorsunuz burada --

(Laughter)

(Gülüşmeler)

I'm always being asked what inspired me to embark on all this.

Tüm bunlara neden başladığımı sordular bana.

It goes back to a time when I was very often staying in hotels.

Bu çok eskilere, otellerde sıklıkla kaldığım dönemlere dayanıyor.

So once I had the opportunity to stay in a ritzy, five-star hotel.

Bir keresinde beş yıldızlı lüks bir otelde kalma şansım olmuştu.

And you know, there you had this little sign --

Ve orada bu küçük işaret olur, bilirsiniz.

I put this little sign outside the door every morning that read,

Bu "Lütfen odayı toparlayın." yazan işareti her sabah kapımın

"Please tidy room." I don't know if you have them over here.

dışına koyuyordum. Bilmiyorum burada da var mı.

So actually, my room there hasn't been tidied once daily, but three times a day.

Aslında, benim odam günde bir kere değil üç kere toplandı.

So after a while I decided to have a little fun,

Bir süre sonra biraz eğlenmeye karar verdim

and before leaving the room each day I'd scatter a few things around the space.

ve her gün odayı terk etmeden önce eşyaları tüm odaya saçıyordum.

Like books, clothes, toothbrush, etc. And it was great.

Kitapları, giysileri, diş fırçasını, vesaire. Harikaydı.

By the time I returned everything had always been neatly returned to its place.

Döndüğümde dağıttığım her şey yerli yerine yerleştirilmiş durumda oluyordu.

But then one morning, I hang the same little sign onto that picture by Vincent van Gogh.

Ama bir sabah, bu yazıyı bu Vincent Van Gogh resminin üstüne astım.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

And you have to say this room hadn't been tidied up since 1888.

Ve bilmelisiniz ki bu oda 1888'den beri toparlanmamıştı.

And when I returned it looked like this.

Ve döndüğümde oda böyle gözüküyordu.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

Yeah, at least it is now possible to do some vacuuming.

Evet, en azından şimdi ortalığı süpürmek mümkün.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

OK, I mean, I can see there are always people

Peki, her zaman sanki bu resim veya diğer

that like reacting that one or another picture

bir resim düzgün bir şekilde toparlanmamış

hasn't been properly tidied up. So we can make a short test with you.

gibi davranan insanlar var. Şimdi sizinle ufak bir test yapabiliriz.

This is a picture by Rene Magritte,

Bu Rene Magritte'nin bir resmi,

and I'd like you all to inwardly -- like in your head, that is --

şimdi içinizden, aklınızdan bu resmi toparlamanızı

to tidy that up. So it's possible that some of you would make it like this.

istiyorum. Bazılarınızı bu şekilde toparlaması mümkün.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

Yeah? I would actually prefer to do it more this way.

Değil mi? Aslında ben daha çok bu şekilde yapılmasını tercih ederim.

Some people would make apple pie out of it.

Bazıları buradan elmalı turta yapmayı tercih edebilir.

But it's a very good example to see that the whole work

Ama bu resim, tüm çalışmanın el çalışmasından daha

was more of a handicraft endeavor that involved the very time-consuming job

fazla olduğunu göstermek için iyi bir örnek, farklı şekillerde

of cutting out the various elements and sticking them back in new arrangements.

kesip yeniden düzenlemeyi gerektiren çok zaman harcanması gereken bir çalışma.

And it's not done, as many people imagine, with the computer,

Ve bir çok kişinin sandığının aksine bilgisayarla yapılmıyor,

otherwise it would look like this.

aksi takdirde böyle gözükürdü.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

So now I've been able to tidy up pictures that I've wanted to tidy up for a long time.

Şimdiye kadar çok uzun zamandır toparlamak istediğim resimleri toparladım.

Here is a very good example. Take Jackson Pollock, for example.

Burada güzel bir örnek. Jackson Pollock

It's -- oh, no, it's -- that's a really hard one.

Yok, yok, gerçekten zor bir resim.

But after a while, I just decided here to go all the way

Ama bir süre sonra, resmin en başına gidip tüm boyaları

and put the paint back into the cans.

boya tenekelerine koymaya karar verdim.

(Applause)

(Alkış)

Or you could go into three-dimensional art.

Üç boyutlu resimlerle de çalışabilirsiniz.

Here we have the fur cup by Meret Oppenheim.

Burada Meret Oppenheim'ın Kürk Kupa resmi var.

Here I just brought it back to its original state.

Bunu da başlangıç durumuna getirdim.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

But yeah, and it's great, you can even go, you know --

Evet, harika.

Or we have this pointillist movement for those of you who are into art.

Ya da sanatla ilgilenenler için burada noktacılık akımından bir örnek.

The pointillist movement is that kind of paintings

Noktacılık akımı her şeyin noktalara ve piksellere

where everything is broken down into dots and pixels.

dönüştürüldüğü bir resim türü.

And then I -- this sort of thing is ideal for tidying up.

Bu tür şeyler de toparlama için çok idealler.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

So I once applied myself to the work of the inventor of that method, Georges Seurat,

Bir keresinde bu metodun yaratıcısı Georges Surat'ın bir resmi ile çalıştım

and I collected together all his dots.

ve tüm noktaları topladım.

And now they're all in here.

Ve şimdi hepsi burada.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

You can count them afterwards, if you like.

İsterseniz sayabilirsiniz sonra.

You see, that's the wonderful thing about the tidy up art idea:

Görüyorsunuz, bu toparlama fikri ile alakalı harika bir şey:

it's new. So there is no existing tradition in it.

Yeni. Hiçbir mevcut gelenek yok.

There is no textbooks, I mean, not yet, anyway.

Hiçbir kitap yok, yani , en azından şimdilik.

I mean, it's "the future we will create."

Bu "bizim yaratacağımız gelecek".

(Laughter)

(Gülüşmeler)

But to round things up I would like to show you just one more.

Anlattıklarımı özetlemek için bir tane daha göstermeme müsaade edin.

This is the village square by Pieter Bruegel.

Bu Pieter Bruegel'in köy meydanı.

That's how it looks like when you send everyone home.

Ve bu da herkesi evine gönderdiğinizde nasıl gözüktüğü.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

Yeah, maybe you're asking yourselves

Evet, belki de Bruegel'in insanları nereye

where old Bruegel's people went?

gittiler diye kendinize soruyorsunuz?

Of course, they're not gone. They're all here.

Tabi ki kaybolmadılar. Hepsi burada.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

I just piled them up.

Sadece üst üste biriktirdim.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

So I'm -- yeah, actually I'm kind of finished at that moment.

Evet, şu anda bitirdim sayılır.

And for those who want to see more, I've got my book downstairs in the bookshop.

Ve daha fazlasını görmek isteyenler için, aşağıda kitapçıda kitabımı bulabilirsiniz.

And I'm happy to sign it for you with any name of any artist.

Ve sizler için istediğiniz ressamın ismi ile imzalamaktan memnun olurum.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

But before leaving I would like to show you,

Ama sahneyi terk etmeden önce bir şey göstermek istiyorum,

I'm working right now on another -- in a related field

şu an başka bir şey üzerinde çalışıyorum, toparlama

with my tidying up art method. I'm working in a related field.

sanatım ile benzer bir alan.

And I started to bring some order into some flags.

Ve bayraklar düzenlemeye başladım.

Here -- that's just my new proposal here for the Union Jack.

İşte, İngiliz bayrağı için benim yeni teklifim.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

And then maybe before I leave you ...

Ve belki sahneden gitmeden önce... evet, sanırım

yeah, I think, after you have seen that I have to leave anyway.

zaten siz bunu gördükten sonra burayı terk etmem gerekiyor.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

Yeah, that was a hard one. I couldn't find a way to tidy that up properly,

Bu zor bir çalışmaydı. Düzgün bir şekilde toparlayacak bir yol bulamadım,

so I just decided to make it a little bit more simpler.

ve sadece biraz daha basit hale getirmeye karar verdim.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

Thank you very much.

Çok teşekkürler.

(Applause)

(Alkışlar)