JP Rangaswami: Information is food

JP Rangaswami: Bilgi besindir

69,597 views ・ 2012-05-08

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

00:00
Translator: Timothy Covell Reviewer: Morton Bast
0
0
7000
Çeviri: Diba Szamosi Gözden geçirme: Meric Aydonat
00:15
I love my food.
1
15885
1750
Yemekleri seviyorum.
00:17
And I love information.
2
17635
2806
Bilgilenmeyi de seviyorum.
00:20
My children usually tell me
3
20441
3315
Çocuklarım bana her zaman
00:23
that one of those passions is a little more apparent than the other.
4
23756
3462
bu tutkularımdan birinin diğerinden daha baskın olduğunu söyler.
00:27
(Laughter)
5
27218
2084
(Kahkahalar)
00:29
But what I want to do in the next eight minutes or so
6
29302
2250
Ama önümüzdeki sekiz dakika boyunca benim yapmak istediğim şey
00:31
is to take you through how those passions developed,
7
31552
2208
size bu tutkuların nasıl oluştuğunu ve
00:33
the point in my life when the two passions merged,
8
33760
3360
hayatımın hangi noktasında kesiştiğinin
00:37
the journey of learning that took place from that point.
9
37120
4965
macerasını anlatmak.
00:42
And one idea I want to leave you with today
10
42085
2796
Size bugün vermek isteğim fikir
00:44
is what would would happen differently in your life
11
44881
2606
bilgiye besinlere baktığınız gözle bakarsanız
00:47
if you saw information the way you saw food?
12
47487
4642
hayatınızda nelerin değişeceği.
00:52
I was born in Calcutta --
13
52129
2171
Ben Kalküta'da --
00:54
a family where my father and his father before him
14
54300
3835
babam ve dedem gazeteci olup
00:58
were journalists,
15
58135
1727
İngilizce dergiler
00:59
and they wrote magazines in the English language.
16
59862
3023
çıkarmaya başlamadan önce doğdum.
01:02
That was the family business.
17
62885
2208
Bu bir aile şirketiydi.
01:05
And as a result of that,
18
65093
1750
Ve bu sebeple
01:06
I grew up with books everywhere around the house.
19
66843
2959
her yerinde kitaplar olan bir evde büyüdüm.
01:09
And I mean books everywhere around the house.
20
69802
3445
Kitaplar gerçekten evin her yerindeydi.
01:13
And that's actually a shop in Calcutta,
21
73247
2471
Aslında orası Kalküta'da bir dükkandı,
01:15
but it's a place where we like our books.
22
75718
3502
ama orası kitapları sevdiğimiz yerdi.
01:19
In fact, I've got 38,000 of them now
23
79220
3302
Gerçek şu ki, şu anda 38.000 kitabım var ve
01:22
and no Kindle in sight.
24
82522
2478
hiçbiri belirli bir türe ait değil.
01:25
But growing up as a child with the books around everywhere,
25
85000
5415
Her yerde kitap olan bir yerde büyümek ve
01:30
with people to talk to about those books,
26
90415
2522
insanlarla o kitaplar hakkında konuşmak,
01:32
this wasn't a sort of slightly learned thing.
27
92937
3071
az buz bir okumuşluk değildi.
01:36
By the time I was 18, I had a deep passion for books.
28
96008
3510
18 yaşıma geldiğimde kitaplara derin bir tutku duyuyordum.
01:39
It wasn't the only passion I had.
29
99518
2521
Ancak, kitaplar tek tutkum değildi.
01:42
I was a South Indian
30
102039
2134
Ben, Bengal'de büyüyen bir
01:44
brought up in Bengal.
31
104173
2147
Güney Hindistanlı'yım.
01:46
And two of the things about Bengal:
32
106320
2480
Bengal'le ilgili iki şey vardır:
01:48
they like their savory dishes
33
108800
2512
leziz yemeklerini ve
01:51
and they like their sweets.
34
111312
1812
tatlılarını severler.
01:53
So by the time I grew up,
35
113124
1771
Yani ben büyürken,
01:54
again, I had a well-established passion for food.
36
114895
3655
aynı zamanda yiyeceklere de tutku besledim.
01:58
Now I was growing up in the late '60s and early '70s,
37
118550
3156
Gençliğimi 60'ların sonu, 70'lerin başında yaşadığımdan,
02:01
and there were a number of other passions I was also interested in,
38
121706
3460
başka tutkularım da vardı,
02:05
but these two were the ones that differentiated me.
39
125166
3317
ancak bu iki tutkumdu beni farklılaştıran.
02:08
(Laughter)
40
128483
1360
(Kahkahalar)
02:09
And then life was fine, dandy.
41
129843
2851
Hayat harikaydı.
02:12
Everything was okay,
42
132694
1658
Her şey yolundaydı,
02:14
until I got to about the age of 26,
43
134352
3879
taa ki 26 yaşındayken gittiğim,
02:18
and I went to a movie called "Short Circuit."
44
138231
3612
"Short Circuit" filmini izleyene kadar.
02:21
Oh, some of you have seen it.
45
141843
2000
Anlaşılan bazılarınız filmi izlemiş.
02:23
And apparently it's being remade right now
46
143843
3375
Şu an film yeniden çekiliyor ve
02:27
and it's going to be coming out next year.
47
147218
2029
gelecek sene gösterime girecek.
02:29
It's the story of this experimental robot
48
149247
3419
Film, kısa devre yaptıktan sonra bilinç kazanan
02:32
which got electrocuted and found a life.
49
152666
2957
bir deney robotunu konu alıyor.
02:35
And as it ran, this thing was saying, "Give me input. Give me input."
50
155623
4137
Ve bu robot çalışırken devamlı "Beni besle, beni besle" diyordu.
02:39
And I suddenly realized that for a robot
51
159760
2504
Ve birden farkettim ki bir robot için
02:42
both information as well as food
52
162264
3469
yemek de, bilgi de
02:45
were the same thing.
53
165733
2194
aynı şeylerdi.
02:47
Energy came to it in some form or shape,
54
167927
2625
Enerjiyi belli şekil ve formda alıyordu,
02:50
data came to it in some form or shape.
55
170552
2137
bilgiyi belli şekil ve formda alıyordu.
02:52
And I began to think,
56
172689
2446
Şöyle düşündüm,
02:55
I wonder what it would be like
57
175135
1750
acaba enerji ve bilgi beni besleyen
02:56
to start imagining myself
58
176885
2444
iki temel şey olsaydı
02:59
as if energy and information were the two things I had as input --
59
179329
4381
nasıl olurdu?
03:03
as if food and information were similar in some form or shape.
60
183710
4057
Yani, yiyecek ve bilgi benzer şekilde ve formda olsaydı.
03:07
I started doing some research then, and this was the 25-year journey,
61
187767
3391
O zamanlar bir araştırma yapmaya başladım ve bu 25 yıllık bir yolculuğa dönüştü,
03:11
and started finding out
62
191158
1429
ve insanoğlunun bir primatken
03:12
that actually human beings as primates
63
192587
3708
o zamanki boyutlarına göre
03:16
have far smaller stomachs
64
196295
2615
midesinin şimdikinden çok daha küçük
03:18
than should be the size for our body weight
65
198910
3234
beyninin ise daha büyük
03:22
and far larger brains.
66
202144
2935
olduğunu öğrendim.
03:25
And as I went to research that even further,
67
205079
3294
Araştırmamı daha da derinleştirdikçe,
03:28
I got to a point where I discovered something
68
208373
3595
pahalı doku hipotezi denilen
03:31
called the expensive tissue hypothesis.
69
211968
3394
bir şeyi keşfettim.
03:35
That actually for a given body mass of a primate
70
215362
4090
Yani bir primatın verilen beden kütlesi için
03:39
the metabolic rate was static.
71
219452
2563
metabolik hızı durağandı.
03:42
What changed was the balance of the tissues available.
72
222015
3758
Değişen, kullanılabilen dokuların dengesiydi.
03:45
And two of the most expensive tissues in our human body
73
225773
3620
Ve insan vücudunun en pahalı dokularından ikisi
03:49
are nervous tissue and digestive tissue.
74
229393
3769
sinir dokuları ve sindirim dokularıdır.
03:53
And what transpired was that people had put forward a hypothesis
75
233162
4177
Ortaya çıkan şu oldu: insanlar 1995 yıllarında
03:57
that was apparently coming up with some fabulous results by about 1995.
76
237339
4505
şaşırtıcı sonuçlara ulaşan bir hipotez ortaya attılar.
04:01
It's a lady named Leslie Aiello.
77
241844
2958
Bu hanımın adı Leslie Eiello.
04:04
And the paper then suggested that you traded one for the other.
78
244802
4792
Araştırmalar, birini diğerine tercih etmeniz gerektiğini söylüyordu.
04:09
If you wanted your brain for a particular body mass to be large,
79
249594
3708
Belli bir vücut kitlesi için daha büyük bir beyninizin olmasını istiyorsanız,
04:13
you had to live with a smaller gut.
80
253302
3147
daha küçük bir mideyle yaşamanız gerekiyor.
04:16
That then set me off completely
81
256449
2834
İşte o anda şunu diyebildim:
04:19
to say, Okay, these two are connected.
82
259283
2720
Tamam, bu ikisi birbiriyle bağlantılı.
04:22
So I looked at the cultivation of information as if it were food
83
262003
4186
Bilgi üretimine yiyeceklerinki gibi bakmaya başladım
04:26
and said, So we were hunter-gathers of information.
84
266189
2821
ve "Yani biz bilgi avcı-toplayıcılarıydık." dedim.
04:29
We moved from that to becoming farmers and cultivators of information.
85
269010
4375
Daha sonra bilgi çiftçileri ve üreticilerine dönüştük.
04:33
Does that really explain what we're seeing
86
273385
1750
Tüm bunlar, bu günlerde fikri mülkiyet savaşlarında
04:35
with the intellectual property battles nowadays?
87
275135
2750
gördüklerimizi gerçekten açıklıyor mu?
04:37
Because those people who were hunter-gatherers in origin
88
277885
3333
Çünkü eskiden avcı-toplayıcı olanlar
04:41
wanted to be free and roam and pick up information as they wanted,
89
281218
3667
özgürce gidip istediklerinde bilgiyi almak istiyorlardı
04:44
and those that were in the business of farming information
90
284885
2625
ve bilgiyi yetiştirme işinde olanlar
04:47
wanted to build fences around it,
91
287510
2375
çevresine çitler çekmek,
04:49
create ownership and wealth and structure and settlement.
92
289885
3671
sahiplik, zenginlik ve mülkiyet elde etme peşindelerdi.
04:53
So there was always going to be a tension within that.
93
293556
2964
Yani bu işin içinde her zaman bir gerginlik vardı.
04:56
And everything I saw in the cultivation
94
296520
2057
Ve yetiştiricilikte gördüğüm her şey
04:58
said there were huge fights amongst the foodies
95
298577
2558
yemek peşindekiler arasında büyük savaşlar olduğunu anlattı,
05:01
between the cultivators and the hunter-gatherers.
96
301135
2227
yetiştiriciler ve avcı-toplayıcılar arasında.
05:03
And this is happening here.
97
303362
2315
Burada olan da bu.
05:05
When I moved to preparation, this same thing was true,
98
305677
2881
Hazırlığa başladığımda, aynı şey geçerliydi
05:08
expect that there were two schools.
99
308558
2327
ancak, iki farklı görüş vardı.
05:10
One group of people said you can distill your information,
100
310885
3083
Bir taraf, bilgiyi damıtarak
05:13
you can extract value, separate it and serve it up,
101
313968
3375
değerli kısmını ayırıp servis etmek gerek diyordu,
05:17
while another group turned around
102
317343
1744
ötekisi, "Hayır, hayır mayalamak gerek"
05:19
and said no, no you can ferment it.
103
319087
1737
diyenlerden oluşuyordu.
05:20
You bring it all together and mash it up
104
320824
2665
Hepsini bir araya getirip karıştırırsınız
05:23
and the value emerges that way.
105
323489
2089
ve böylece değeri ortaya çıkar.
05:25
The same is again true with information.
106
325578
2661
Aynı şey bilgi için de geçerlidir.
05:28
But consumption was where it started getting really enjoyable.
107
328239
3719
Ve işler tüketim aşamasında eğlenceli olmaya başlıyor.
05:31
Because what I began to see then
108
331958
2357
Çünkü o zaman görmeye başladım ki
05:34
was there were so many different ways people would consume this.
109
334315
3445
insanlar bunu çok çeşitli yollarla tüketiyorlar.
05:37
They'd buy it from the shop as raw ingredients.
110
337760
2488
Çiğ malzemeler olarak alıyorlar.
05:40
Do you cook it? Do you have it served to you?
111
340248
2141
Kendiniz mi pişirirsiniz? Size servis edilsin mi isteriniz?
05:42
Do you go to a restaurant?
112
342389
1688
Bir lokantaya mı gidersiniz?
05:44
The same is true every time as I started thinking about information.
113
344077
3774
Aynı şey bilginin tüketimi için de geçerli.
05:47
The analogies were getting crazy --
114
347851
2513
Benzerlikler deli gibi artıyordu --
05:50
that information had sell-by dates,
115
350364
2696
bilginin de son kullanma tarihi vardı,
05:53
that people had misused information that wasn't dated properly
116
353060
3950
uygun tarihte tüketilmeyen bilgiler yanlış kullanılıyordu
05:57
and could really make an effect on the stock market,
117
357010
2333
ve bu piyasalarda ya da şirket değerlerinde
05:59
on corporate values, etc.
118
359343
2403
yan etkilere sebep olabilirdi.
06:01
And by this time I was hooked.
119
361746
2396
Ve artık bu konuya tamamen kapılmıştım.
06:04
And this is about 23 years into this process.
120
364142
2995
Bu sürecin içinde 23 yılım geçmişti.
06:07
And I began to start thinking of myself
121
367137
2290
Kendimi gerçekle kurgu arasında
06:09
as we start having mash-ups of fact and fiction,
122
369427
3471
bir kombinasyonun parçasıymışım gibi görmeye başladım,
06:12
docu-dramas, mockumentaries, whatever you call it.
123
372898
3487
belgesel-film, sahte-belgesel ya da adı her neyse.
06:16
Are we going to reach the stage
124
376385
1460
Bilginin, ilişkili olduğu gerçekliğin
06:17
where information has a percentage for fact associated with it?
125
377845
4558
yüzdesine sahip olduğu bir seviyeye ulaşabilecek miyiz?
06:22
We start labeling information for the fact percentage?
126
382403
3437
Bilgiyi içerdiği gerçeklik yüzdesiyle etiketlemeye başlar mıyız?
06:25
Are we going to start looking at what happens
127
385840
2628
Dile getirdiğimiz bilginin kaynağı kuruduğunda
06:28
when your information source is turned off, as a famine?
128
388468
3579
neler olacağını düşünmeye başlayacak mıyız?
06:32
Which brings me to the final element of this.
129
392047
2567
İşte bu beni tüm bunların son noktasına getirdi.
06:34
Clay Shirky once stated that there is no such animal as information overload,
130
394614
3146
Clay Shirky bir zamanlar aşırı bilgi yüklemesi diye bir şeyin olmadığını söylemişti,
06:37
there is only filter failure.
131
397760
3167
sadece filtreleme arızası vardı.
06:40
I put it to you that information,
132
400927
2625
Ben de size söylüyorum,
06:43
if viewed from the point of food,
133
403552
2397
besin bakış açısıyla baktığımızda bilgi
06:45
is never a production issue; you never speak of food overload.
134
405949
3886
bir üretim meselesi değildir, aşırı besin yüklemesinden asla bahsedilmez.
06:49
Fundamentally it's a consumption issue.
135
409835
2196
Asıl olarak, bu bir tüketim meselesidir.
06:52
And we have to start thinking
136
412031
2021
Ve biz bilgiyle baş edebilmek için fakültelerimiz olsun diye,
06:54
about how we create diets within ourselves, exercise within ourselves,
137
414052
5381
etiketleme işi sorumluluklarıyla yerine getirilsin diye
06:59
to have the faculties to be able to deal with information,
138
419433
2535
kendi içimizde nasıl diyet yapabileceğimizi,
07:01
to have the labeling to be able to do it responsibly.
139
421968
3750
nasıl egzersiz yapabileceğimizi düşünmeye başlamalıyız.
07:05
In fact, when I saw "Supersize Me," I starting thinking of saying,
140
425718
3834
Aslında "Beni Şişmanlat"ı gördüğümde, şunu düşünmüştüm:
07:09
What would happen
141
429552
1958
Bir kimse 31 gün boyunca
07:11
if an individual had 31 days nonstop Fox News?
142
431510
4194
kesintisiz Fox Haberleri izleseydi ne olurdu?
07:15
(Laughter)
143
435704
1364
(Kahkahalar)
07:17
Would there be time to be able to work with it?
144
437068
2902
Bununla çalışabilmeye zaman olur muydu?
07:19
So you start really understanding
145
439970
2963
Yani, hastalıklar ve toksinlere maruz kalabileceğinizi,
07:22
that you can have diseases, toxins, a need to balance your diet,
146
442933
6354
dengeli beslenmeniz gerektiğini anlıyorsunuz
07:29
and once you start looking, and from that point on,
147
449287
2911
ve bu açıdan görmeye başladığınızda,
07:32
everything I have done in terms of the consumption of information,
148
452198
3687
bilgi üretimi, bilginin hazırlanması gibi
07:35
the production of information, the preparation of information,
149
455885
3330
bilgi tüketimi bakımından yaptığınız herşeye
07:39
I've looked at from the viewpoint of food.
150
459215
3533
besinlere baktığınız gibi bakıyorsunuz.
07:42
It has probably not helped my waistline any
151
462748
2470
Bel çevremi inceltmeye pek yaramamış olabilir
07:45
because I like practicing on both sides.
152
465218
2488
çünkü her iki tarafa da çalışmayı seviyorum.
07:47
But I'd like to leave you with just that question:
153
467706
3721
Ancak, sizden şu soruyla ayrılmak istiyorum:
07:51
If you began to think of all the information that you consume
154
471427
2983
Eğer tükettiğiniz bilgiye
07:54
the way you think of food,
155
474410
1583
yiyeceklere baktığınız gözle baksaydınız,
07:55
what would you do differently?
156
475993
1774
şimdikinden farklı ne yapardınız?
07:57
Thank you very much for your time.
157
477767
2201
Zaman ayırdığınız için çok teşekkür ederim.
07:59
(Applause)
158
479968
1890
(Alkışlar)

Original video on YouTube.com
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7