Sergey Brin and Larry Page: The genesis of Google

Sergey Brin ve Larry Page ile Google üzerine

Çeviri: Mehmet Öner Yalçın Gözden geçirme: Sancak Gülgen

Sergey Brin: I want to discuss a question

Sergey Brin: Birkaç yıl önce size bahsettiğimiz

I know that's been pressing on many of your minds.

çoğunuzun aklını kuracalayan

We spoke to you last several years ago.

bir soru hakkında konuşmak istiyorum.

And before I get started today,

Konuya girmeden önce

since many of you are wondering,

çoğunuzun da merak ettiği için

I just wanted to get it out of the way.

şunu aradan çıkarmak istedim.

The answer is boxers.

Yanıt "boxer" don...

Now I hope all of you feel better.

Umarım şimdi daha iyi hissediyorsunuzdur.

Do you know what this might be? Does anyone know what that is?

Sizce bu ne olabilir? Bunun ne olduğunu bilen var mı?

Audience: Yes.

İzleyici: Evet

SB: What is it?

SB: Nedir?

Audience: It's people logging on to Google around the world.

İzleyici: An itibariyle Google'ı kullanan insanlar.

SB: Wow, OK. I didn't really realize what it was when I first saw it.

SB: Vaay..! Pekala. İlk gördüğümde ne olduğunu ben anlamamıştım.

But this is what helped me see it.

ama anlamamı sağlayan şey şuydu :

This is what we run at the office, that actually runs real time.

Bu iş yerinde kullandığımız şey, gerçek zamanlı çalışıyor.

Here it's slightly logged.

Burada az sayıda kullanıcı bağlı.

But here you can see around the world

Ama burada insanların dünyada Google'ı

how people are using Google.

nasıl kullandığını görebilirsiniz.

And every one of those rising dots

Ve yükselen her bir nokta

represents probably about 20, 30 searches,

yaklaşık 20 veya 30 aramayı

or something like that.

temsil ediyor.

And they're labeled by color right now, by language.

ve her farklı renk farklı bir dili ifade ediyor.

So you can see: here we are in the U.S.,

İşte Birleşik Devletler,

and they're all coming up red.

gördüğünüz gibi tüm noktalar kırmızı.

There we are in Monterey -- hopefully I can get it right.

Monterey'i görüyorsunuz -- umarım doğru gösteriyorumdur.

You can see that Japan is busy at night,

Gördüğünüz gibi Japonya geceleri yoğun

right there.

burada.

We have Tokyo coming in in Japanese.

Japonca aramalarda Tokyo'yu görüyoruz.

There's a lot of activity in China.

Çin de oldukça yoğun.

There's a lot of activity in India.

Hindistanda da önemli bir yoğunluk var.

There's some in the Middle East, the little pockets.

Orta doğuda fazla yoğunluk yok, yalnızca küçük noktalar.

And Europe, which is right now in the middle of the day,

Ve gün ortasını yaşayan Avrupa'da

is going really strong with a whole wide variety of languages.

farklı dillerde yoğun aramalar yapılıyor.

Now you can also see, if I turn this around here --

Şunu da görebilirsiniz...eğer şöyle çevirirsem ...

hopefully I won't shake the world too much.

umarım dünyayı çok fazla sallamıyorumdur.

But you can also see, there are places where there's not so much.

Aynı zamanda fazla nokta göremediğimiz yerler de var.

Australia, because there just aren't very many people there.

Avustralya gibi, çünkü fazla insan yaşamıyor.

And this is something that we should really work on,

Üzerinde ciddi anlamda çaba göstermemiz bir yer var...

which is Africa, which is just a few trickles,

Afrika. Yalnızca cılız birkaç çizgi var.

basically in South Africa and a few other urban cities.

Güney Afrikada ve bazı büyük şehirlerde bir kaç çizgi.

But basically, what we've noticed is these queries,

Ama temelde dikkatimizi çeken, bu aramaların

which come in at thousands per second,

-- ki saniyede binlerce arama yapılıyor --

are available everywhere there is power.

elektriğin olduğu her yerden yapılması.

And pretty much everywhere there is power, there is the Internet.

Ve hemen hemen elektriğin olduğu her yerde de internet de var.

And even in Antarctica -- well, at least this time of year --

Ve hatta Antartika'da -- yani, en azından yılın bu zamanları --

we from time to time will see a query rising up.

arama sorgularının zaman zaman olduğunu görüyoruz.

And if we had it plotted correctly,

Eğer çizimimiz doğru ise,

I think the International Space Station would have it, too.

Sanırım Uluslararası Uzay İstasyonundan da aramalar yapılıyor.

So this is

İşte burada

some of the challenge that we have here,

çözmeye çalıştığımız bazı,

is you can see that it's actually kind of hard to get the --

görebileceğiniz gibi, aslında ulaşması zor --

there we go.

şimdi oldu.

This is how we have to move the bits around

İnsanların arama sonuçlarına

to actually get the people the answers to their questions.

ulaşabilmeleri için, verileri (bitleri) dünyada nasıl bir yoldan

You can see that there's a lot of data running around.

geçirmemiz gerektiğini görüyorsunuz. Büyük miktarda verinin dolaştığını görüyorsunuz,

It has to go all over the world: through fibers,

Fiber optik kablolar, uydular ve çeşitli teknolojilerle

through satellites, through all kinds of connections.

tüm dünyayı dolaşıyor.

And it's pretty tricky for us to maintain the latencies

Ve paket gecikmelerini en az düzeyde tutmak gerçekten zor bir iş.

as low as we try to. Hopefully your experience is good.

Umarım Google'ın hızından memnunsunuzdur.

But you can see also, once again -- so some places are much more wired

Bir kere daha görebileceğiniz gibi bazı noktaların ağ altyapısı diğerlerine göre

than others, and you can see all the bandwidth across the U.S.,

daha güçlü, ve ABD'deki tüm bant genişliğini görebilirsiniz.

going up over to Asia, Europe in the other direction, and so forth.

yukarıya doğru Asya'ya, diğer yönde ise Avrupa'ya doğru uzanıyor.

Now what I would like to do is just to show you

Şu anda size göstermek istediğim bu bir saniyelik

what one second of this activity would look like.

veri trafiğinin neye benzediği.

And if we can switch to slides --

eğer sunum dosyasına geçebilirsek --

all right, here we go.

pekala, işte oldu.

So this is slowed down.

Bu yavaşlatılmış hali.

This is what one second looks like.

Bir saniye bu şekilde görünüyor.

And this is what we spend a lot of our time doing,

Zamanımızın büyük bir kısmını, bu denli

is just making sure that we can keep up

yoğun bir trafik yükünü karşılayabileceğimizden

with this kind of traffic load.

emin olmakla harcıyoruz.

Now, each one of those queries

Her bir arama sorgusunun ilginç

has an interesting life and tale of its own.

bir yaşamı ve öyküsü var.

I mean, it could be somebody's health,

Demek istediğim, birinin sağlığı üzerine olabilir,

it could be somebody's career, something important to them.

birinin kariyeri üzerine olabilir, birisi için önemli bir şey olabilir.

And it could potentially be something

Ve potansiyel olarak domates sosu kadar önemli

as important as tomato sauce,

bir şey olabilir,

or in this case, ketchup.

ya da bu durumda ketçap.

So this is a query that we had --

Buda sorgulardan bir tanesi --

I guess it's a popular band that was more popular in some parts of the world than others.

Bu sanırım dünyanın çeşitli ülkelerinde daha revaçta olan bir pop müzik grubu.

You can see that it got started right here.

Burada başladığını görebilirsiniz.

In the U.S. and Spain, it was popular at the same time.

ABD'de ve İspanyada aynı anda revaçtaydı.

But it didn't have quite the same pickup in the U.S.

Fakat grubun popülaritesinde ABD'de, İspanyada olduğu kadar

as it did in Spain.

hızlı bir artış olmamış.

And then from Spain, it went to Italy,

Daha sonra İspanya'dan İtalya'ya geçmiş.

and then Germany got excited, and maybe right now the U.K. is enjoying it.

daha sonra Almanya'da sevildi ve belki şu anda Birleşik Krallıkta seviliyor.

And so I guess the U.S. finally,

Ve sonunda ABD'de

finally started to like it, too.

sevilmeye başladı.

And I just wanted to play it for you.

Şarkıyı sizin için çalmak istiyorum:

Anyway, you can all enjoy it for yourselves --

Her neyse, daha sonra dinlemeye devam edebilirsiniz

hopefully that search will work.

umarım bu sorgu işe yarar.

As a part of --

Şirketimizin--

you know, part of what we want to do to grow our company

Şirketimizi büyütmek için yapmak istediklerimizden birisi de

is to have more searches.

daha fazla arama yapılmasını sağlamak.

And what that means is we want to have

Bunun anlamı ise sağlıklı ve eğitimli

more people who are healthy and educated.

daha fazla insan istiyoruz.

More animals, if they start doing searches as well.

Eğer arama yapmaya başlayacaklarsa hayvanları da dahil edebiliriz.

But partly, we want to make the world a better place,

Bir de tabi, dünyayı daha iyi bir yer yapmak istiyoruz

and so one thing that we're embarking upon is the Google Foundation,

Bu yöndeki girişimlerimizden biri de Google Foundation.

and we're in the process of setting that up.

ve bunun kuruluş aşamasındayız.

We also have a program already called Google Grants

Halihazırda dünyada 150 farklı hayır işleri

that now serves over 150 different charities around the world,

düzenleyen Google Grants programımız mevcut.

and these are some of the charities that are on there.

Ve bunlar da Google Foundation'ın altındaki bazı hayır organizasyonları.

And it's something I'm very excited to be a part of.

Bunun bir parçası olmaktan gerçekten gurur duyuyorum.

In fact, many of the organizations that are here --

Aslına bakarsanız buradaki organizasyonların bir çoğu --

the Acumen Fund, I think ApproTEC we have running, I'm not sure if that one's up yet --

Acumen Fonu, sanırım ApproTEC ile de çalışıyoruz, tam emin değilim --

and many of the people who have presented here are running through Google Grants.

ve burada temsil edilen bir sürü insan Google Grants yardımı alıyor.

They run Google ads, and we just give them the ad credit

Google reklamları veriyorlar ve biz de onlara reklam kredisi veriyoruz

so they can let organizations know.

böylece tanıtımlarını yapabiliyorlar.

One of the earlier results that we got --

İlk elde ettiğimiz sonuçlardan birisi --

we have a Singaporean businessman who is now sponsoring a village

Singapurlu bir iş adamı şu anda

of 25 Vietnamese girls for their education,

25 Vietnamlı kızın eğitim masraflarını karşılıyor

and that was one of the earliest results. And as I said, now there have been

ve bu elde ettiğimiz ilk sonuçlardan birisiydi. Şu ana dek

many, many stories that have come in,

birçok benzer hikayeler elimize ulaşıtı.

because we do have hundreds of charities in there,

Dünyada yüzlerce hayır kuruluşumuz var ve bunun sonucunda

and the Google Foundation will be an even broader endeavor.

Google Foundation daha büyük bir çaba haline gelecek.

Now does anybody know who this is?

Peki bunun kim olduğunu bilen var mı?

A-ha!

A-ha!

Audience: Orkut.

Seyirci: Orkut

SB: Yes! Somebody got it.

SB: Evet! Birisi biliyor.

This is Orkut. Is anybody here on Orkut?

Orkut. Orkut'a üye olan var mı aranızda?

Do we have any?

Hiç yok mu?

Okay, not very many people know about it.

Pekala, pek fazla insan bilmiyor henüz.

I'll explain it in a second.

Birazdan açıklayacağım.

This is one of our engineers.

Bu bizim mühendislerimizden biri.

We find that they work better when they're submerged and covered with leaves.

Öğrendik ki yapraklar altına gömdüğümüzde daha iyi çalışıyor.

That's how we churn those products out.

Biz ürünlerimizi böyle çıkarıyoruz işte.

Orkut had a vision to create a social network.

Orkut'un sosyal paylaşım ağı oluşturmak konusunda bir öngörüsü vardı.

I know all of you are thinking, "Yet another social network."

Biliyorum şu an hepiniz, "Bir başka sosyal paylaşım ağı daha mı" diyorsunuz.

But it was a dream of his, and we, basically,

Fakat bu onun düşüydü ve genelde insanlar

when people really want to do something, well, we generally let them.

gerçekten bir şey yapmak istediklerinde biz onlara izin veririz.

So this is what he built.

İşte ürettiği şey bu.

We just released it in a test phase last month,

Geçen ay test sürümünü yayınladık,

and it's been taking off.

ve hızla büyüyor.

This is our VP of Engineering.

Bu bizim mühendislik başkan yardımcımız.

You can see the red hair, and I don't know if you can see the nose ring there.

Kızıl saçını görebilirsiniz, bilmiyorum burnundaki halkayı görebiliyor musunuz?

And these are all of his friends.

Ve bu da tüm arkadaşları.

So this is how -- we just deployed it --

Ve işte bu şekilde başladı...

we just decided that people would send each other invitations to get into the service,

bu hizmeti kullanmak için insanlar birbirlerine davetiye göndermeleri gerekiyordu

and so we just had the people in our company initially send them out.

ve başlangıçta bu davetiyeleri gönderenler şirket çalışanlarıydı.

And now we've grown to over 100,000 members.

Şu an 100.000'den fazla üyeye ulaştık.

And they spread, actually, very quickly, even outside the U.S.

ve ABD dışında bile hızlıca büyüyor.

You can see, even though the U.S. is still the majority here --

Yine de ABD'nin çoğunluğu oluşturduğunu görebilirsiniz--

though, by the way, search-wise, it's only about 30 percent of our traffic --

bu arada arama bazlı trafiğimizin yalnızca yüzde 30unu oluşturuyor.

but it's already going to Japan, and the U.K., and Europe,

Ancak şu an Japonya, İngiltere, Avrupa ve

and all the rest of the countries.

diğer ülkelere de yayılıyor.

So it's a fun little project.

Yani eğlenceli küçük bir proje.

There are a variety of demographics. I won't bore you with these.

Çeşitli nüfussal istatistikler, var ama sizi bunlarla sıkmayacağım.

But it's just the kind of thing that we just try out for fun

Bu yalnızca eğlenmek için yaptığımız şeylerden biri.

and see where it goes.

Bakalım ileride neler olacak

And --

Ve --

well, I'll leave you in suspense.

Şimdilik sizi merakta bırakıyorum.

Larry, you can explain this one.

Larry, bunu sen açıklayabilir misin?

Larry Page: Thank you, Sergey.

Larry Page: Teşekkürler, Sergey.

So one of the things -- both Sergey and I

Sergey ve ben

went to a Montessori school,

beraber Montessori okuluna gittik ve

and I think, for some reason,

bence bir nedenden

this has been incorporated in Google.

bu durum Google olarak hayat bulmuştur.

And Sergey mentioned Orkut, which is something that,

Sergey Orkut'dan bahsetti ki kendisi bu işi

you know, Orkut wanted to do in his time,

kendi zamanında yapmak istedi

and we call this -- at Google, we've embodied this as "the 20 percent time,"

ve Google'da bunu " Yüzde 20 (zaman) kuralı" olarak adlandırıyoruz.

and the idea is, for 20 percent of your time,

bu düşünce şu; eğer Google'da çalışıyorsanız

if you're working at Google, you can do what you think is the best thing to do.

zamanınızın yüzde 20sini, iyi bir şeyler yapabileceğinizi düşündüğünüz bir şeyle harcarsınız.

And many, many things at Google have come out of that,

ve birçok Google servisi böyle doğmuştur.

such as Orkut and also Google News.

örneğin Orkut ve Google Haberler (Google News) gibi.

And I think many other things in the world also have come out of this.

Sanıyorum gerçek dünyada da birçok şey böyle ortaya çıktı.

Mendel, who was supposed to be teaching high-school students,

Mendel, lise öğretmenliği yaparken

actually, you know, discovered the laws of genetics --

Kalıtım biliminin yasalarını keşfetti.

as a hobby, basically.

boş zamanlarını değerlendirirken.

So many, many useful things come out of this.

Yani, birçok işe yarar şey bunun sonucunda ortaya çıktı.

And News, which I just mentioned,

Az önce değindiğim gibi Google Haberlerin de

was started by a researcher.

temelini bir araştırmacımız atmıştır.

And he just -- he -- after 9/11, he got really interested in the news.

9 Eylül (2001) olayının ardından haberlere olan ilgisi artmış ve

And he said, "Why don't I look at the news better?"

kendisine "Neden haberlere daha iyi bir şekilde erişmiyorum?" demiş.

And so he started clustering it by category,

ve ardından haberleri kategorilere göre gruplamaya başlıyor.

and then he started using it, and then his friends started using it.

ardından bu geliştirdiği aracı kullanmaya başlıyor, ve ardından arkadaşları da...

And then, besides just looking cute on a baby's bottom,

Daha sonra, yalnızca onu öyle bırakmak yerine;

we made it a Googlette,

bir Googlette (Google'cık) yaptık.

which is basically a small project at Google.

yani Google içerisinde yeni küçük bir proje olarak gördük.

So it'd be like three people, or something like that,

başlangıçta 3-4 kişi yer alıyor ve bunlar ortaya

and they would try to make a product.

bir ürün çıkarmaya çalışıyorlar.

And we wouldn't really be sure if it's going to work or not.

Bunun tutup tutmayacağından emin değiliz...ama

And in News' case, you know, they had a couple of people

Google Haberlerde, başlangıçta birkaç kişi bir süre boyunca çalıştı

working on it for a while, and then more and more people

ardından daha fazla insan bunu kullanmaya başladı,

started using it, and then we put it out on the Internet,

ve biz de bunu internete herkesin kullanımına sunduk.

and more and more people started using it.

ve daha fazla sayıda insan bunu kullanmaya başladı.

And now it's a real, full-blown project with more people on it.

Şimdi artık daha fazla kişinin içinde yer aldığı olgunlaşmış bir proje oldu.

And this is how we keep our innovation running.

Bu bizim yaratıcılığı ve yenilikçiliği ayakta tutmamızın yöntemi.

I think usually, as companies get bigger,

Sanırım genel olarak, şirketler büyüdükçe

they find it really hard to have small, innovative projects.

küçük, yenilikçi projeler ortaya koymak da gittikçe zorlaşıyor.

And we had this problem, too, for a while, and we said,

Biz de bu sorunu yaşadık..yani en azından bir süre, ve

"Oh, we really need a new concept."

"Gerçekten yeni bir kavram getirmemiz gerek." dedik.

You know, the Googlettes -- that's a small project that we're not quite sure if it's going to work or not,

Googlettes'ı (Google'cıkları) biliyorsunuz -- tutup tutmayacağını bilmediğimiz küçük projeler --

but we hope it will, and if we do enough of them,

Ama tutacağını umuyoruz, ve eğer yeteri sayıda olursa

some of them will really work and turn out, such as News.

sonuçta bazıları başarılı olacaktır, Google Haberler gibi...

But then we had a problem because then we had over 100 projects.

Ama sonra yine bir sorunumuz oldu çünkü 100den fazla proje vardı elimizde.

And I don't know about all of you,

Sizi bilmiyorum ama ben

but I have trouble keeping 100 things in my head at once.

100 şeyi birden aklımda tutmakta zorlanıyorum.

And we found that if we just wrote all of them down

Sonrasında eğer bunları alta alta yazıp sıralarsak

and ordered them -- and these are kind of made up.

-- bu arada burada gösterilenler uydurma projeler,

Don't really pay attention to them.

yani onları pek dikkate almayın

For example, the "Buy Iceland" was from a media article.

Örneğin, basından bir makale "İzlandayı satın al"

We would never do such a crazy thing, but --

Böyle çılgın bir şey yapacak değiliz elbette, ama

in any case, we found if we just basically wrote them all down and ordered them,

her durumda, tüm projeleri alt alta yazıp sonra sıralamaya çalışırsak birçok kişi

that most people would actually agree what the ordering should be.

sıranın nasıl olması gerektiği konusunda hemfikir olduğunun farkına vardık.

And this was kind of a surprise to me, but

Benim için bu biraz şaşırtıcıydı, ancak

we found that as long as you keep the 100 things in your head,

eğer 100 farklı şeyi aklınızda tutabiliyorsanız;

which you did by writing them down,

yani onları bir kenara not alarak--

that you could do a pretty good job deciding what to do

Ne yapmanız gerektiği ya da kaynaklarınız nereye yönlendirmenizle ilgili

and where to put your resources.

oldukça başarılı bir iş çıkartabilirsiniz.

And so that's basically what we've done

Bizim de "yüzde 20" ilkesini başlattığımız birkaç yıldan

since we instituted that a few years ago, and I think it has really allowed us to be innovative

bu yana temelinde yaptığımız buydu ve sanırım gerçekten de bu bizim yenilikçi olmamızı

and still stay reasonably well-organized.

ve görece hâlâ da organize kalmamızı sağladı.

The other thing we discovered is that people like to work on things that are important,

Diğer keşfettiğimiz bir şey de insanların önemli gördükleri işlerde çalışma istekleri oldu.

and so naturally,

doğal olarak da

people sort of migrate to the things that are high priorities.

insanlar daha önemli buldukları işlere geçiyorlar.

I just wanted to highlight a couple of things

Biraz da bazı yeni ya da muhtemelen daha önce bilmediğiniz

that are new, or you might not know about.

birkaç şey hakkında konuşmak istiyorum.

And the top thing, actually, is the Deskbar.

En göze çarpanı, aslında, "masaüstü çubuğu" (Deskbar)

So this is a new -- how many of you use the Google Toolbar?

Oldukça yeni... -- Aranızda kimler Google Araç Çubuğu (Toolbar) kullanıyor? --

Raise your hands.

Elinizi kaldırabilir misiniz?

How many of you use the Deskbar?

Peki kimler "Masaüstü Çubuğu" kullanıyor?

All right, see? You guys should try it out.

Pekala, gördünüz mü? Gidip denemeniz gerek.

But if you go to our site and search

Eğer "Masaüstü Çubuğunun" arama sayfasına giderseniz

for "Deskbar," you'll get this.

bunu göreceksiniz.

And the idea is, instead of a toolbar, it's just present all the time

Buradaki fikir, bir araç çubuğu yerine, bu ekranınızın

on your screen on the bottom,

altında her zaman duruyor.

and you can do searches really easily.

ve aramalarınızı kolaylıkla yapabiliyorsunuz.

And it's sort of like a better version of the toolbar.

Araç çubuğunun bir tür gelişmiş sürümü denebilir.

Thank you, Sergey.

Teşekkürler, Sergey.

This is another example of a project that somebody at Google

Diğer bir örnek ise; bu Google'da çalıştığı konu üzerine oldukça

was really passionate about, and they just, they got going,

tutkulu olan birisinin projesi, ve

and it's really, really a great product, and really taking off.

gerçekten de, oldukça iyi bir ürün, ve şimdi hızla gelişiyor.

Google Answers is something we started, which is really cool,

Google Yanıtlar (Answers), gayet etkileyici başka bir proje.

which lets you -- for five to 100 dollars,

5 ila 100 dolar arasında bir para ödemeniz kaydıyla

you can type a question in,

bir soru sorabiliyorsunuz

and then there's a pool of researchers

Bir grup araştırmacılar var ve bunlar

that go out and research it for you, and it's guaranteed and all that,

sizin için araştırıyorlar. Sorularınıza büyük bir tutar ödemeden

and you can get actually very good answers to things

çok doğru yanıtlar alacağınız kesindir.

without spending all that time yourself.

-- Çeviren Notu: Google 2007'de bu hizmeti sonlandırmıştır --

Froogle lets you search shopping information,

"Froogle" da alışveriş ile ilgili aramalar yapmanızı sağlıyor.

and Blogger lets you publish things.

ve Blogger da kişisel ağ güncenizi tutmanızı sağlıyor.

But all of these -- well, these were all sort of innovative things that we did that --

Ancak bütün bunlar, -- yani tüm bu yaptığımız yenilikçi şeyler --

you know, we try many, many different things

yani, şirketimizde birçok farklı şey

in our company.

deniyoruz.

We also like to innovate in our physical space,

Bir de kendi fiziksel alanımızda da yenilikçiliği seviyoruz.

and we noticed in meetings, you know, you have to wait a long time

Toplantılarla ilgili farkettiğimiz şu, yansı cihazlarının açılıp kapanması için

for projectors to turn on and off,

uzun zaman beklemeniz gerekiyor.

and they're noisy, so people shut them off.

bir de çok ses çıkarıyorlar, bu yüzden insanlar onları kapatıyor.

And we didn't like that, so we actually,

Bu pek hoşumuza gitmiyor, bu nedenle de

in maybe a couple of weeks, we built these little enclosures

belki bir iki haftaya yansı cihazlarını içine koyduğumuz bu küçük

that enclosed the projectors, and so we can leave them on all the time

korunakları yerleştirebilir, ve yansı cihazlarını çalışır durumda bırakabiliriz.

and they're completely silent.

Tamamen sessiz olacak.

And as a result, we were able to build some software

Sonuç olarak, toplantılarımızı düzenleyen

that also lets us manage a meeting,

bir yazılım oluşturduk

so when you walk into a meeting room now,

ve toplantı odasına girdiğiniz anda

it lists all the meetings that are happening,

gerçekleşen tüm toplantılar listeleniyor.

you can very easily take notes, and they just get emailed automatically

Kolaylıkla notlar alabilir ve toplantıdaki tüm katılımcılara bu notlar

to all the people that were present in the meeting.

e-posta olarak gönderilebilir.

And as we become more of a global company,

Daha küresel bir şirket haline geldikçe de

we find these things really affect us --

bu tür şeylerin bizi gerçekten de etkilediğini fark ediyoruz.

you know, can we work effectively with people who aren't in the room?

yani, toplantı odasında bulunmayan insanlarla verimli bir şekilde çalışabilir miyiz?

And things like that. And simple things like this can really make a big difference.

ve bunun gibi şeyler... basit ama sonucunda büyük değişikler yapabileceğimiz şeyler.

We also have a lot of engineers in those meetings,

Bu toplantılarda birçok mühendis de yer alıyor.

and they don't always do their laundry as much as they should.

ve genelde de çamaşırlarını yıkamaları gereken sıklıkta yıkamıyorlar.

And so we found it was pretty helpful

Bu yüzden, çamaşır makinalarının olmasının işe

to have laundry machines, for our younger employees especially, and ...

yarayacağını gördük, özellikle de genç çalışanlarımız için...

we also allow dogs and things like that,

ayrıca köpeklerin de içeri girmesine izin veriyoruz.

and we've had, I think, a really fun culture at our company,

Sanırım, gerçekten de şirket içerisinde insanların çalışmasına ve

which helps people work and enjoy what they're doing.

işlerini yaparken eğlenmesine yardım eden eğlenceli bir kültürümüz var.

This is actually our "cult picture."

Bu aslında bizim "Tarikat fotoğrafımız"

I just wanted to show quickly.

Hızlıca göstermek istiyorum.

We had this on our website for a while,

Ağ sayfamızda bir süre boyunca bu fotoğraf durdu

but we found that after we put it on our website,

ancak bu fotoğrafı koyduktan sonra, artık

we didn't get any job applications anymore.

iş başvurularının olmadığını farkettik.

But anyway, every year we've taken

Her neyse, her yıl tüm şirketi alıp

the whole company on a ski trip.

kayak gezisine götürüyoruz.

A lot of work happens in companies from people knowing each other, and informally.

İnsanların birbirlerini az resmiyetle daha çok tanıdığı şirketlerde daha çok "şey" meydana geliyor.

And I think we've done a good job encouraging that.

ve bunu destekleyerek de iyi bir iş çıkardığımız kanısındayım.

It makes it a really fun place to work.

Gerçekten de bu çalışma yerini eğlenceli hale getiriyor.

Along with our logos, too, which I think really embody

Tabii logomuzla beraber. Gerçekten de logomuzun bir şeyleri değiştirdiğimiz zaman

our culture when we change things.

da bu değişiklikleri somutlaştırdığını düşünüyorum

In the early days, we were actually advised

İlk zamanlarda bize, logomuzu asla

we should never change our logo because

değiştirmememiz söylendi çünkü biliyorsunuz

we should establish our brand, you know,

bir marka oluşturuyorduk ve bu yüzden

because, you know, you'd never want to change your logo.

logoyu değiştirmeyi istemezsiniz.

You want it to be consistent.

Kalıcı ve sürekli olmasını istersiniz.

And we said, "Well, that doesn't sound so much fun.

Biz de; "Ya, çok eğlenceli gelmedi bu düşünce" dedik

Why don't we try changing it every day?"

Neden her gün değiştirmiyoruz?

One of the things that really excites me about what we're doing now

Beni şu an yaptıklarımız içinde gerçekten heyecanlandıranlardan birisi de

is we have this thing called AdSense,

AdSense dediğimiz bir "şey"

and this is a little bit foreshadowing --

bu biraz olayları önceden bildiren bir "şey"

this is from before Dean dropped out.

bu aslında Dean ayrılmadan önceki bir proje.

But the idea is, like, on a newspaper, for example,

fikir ise, gazetelerdeki gibi örneğin...

we show you relevant ads.

size ilgili reklamları gösteriyoruz.

And this is hard to read, but this says "Battle for New Hampshire:

Bunu okumak biraz güç ancak burada "New Hampshire için savaş:

Howard Dean for President" -- articles on Howard Dean.

Howard Dean başkan adayı" -- Howard Dean ile ilgili makaleler.

And these ads are generated automatically --

Bu reklamlar sayfadaki içerikten otomatik olarak

like in this case, on the Washington Post --

üretiliyorlar -- bu durumda bu reklam Washington Post'un

from the content on the site.

sayfa içeriğinden üretildi --

And so we use our over 150,000 advertisers

Biz de 150,000den fazla reklam veren müşterilerimizi

and millions of advertisements, so we pick the one

ve milyonlarca reklamı alıyoruz, ve aralarından en uygun

that's most relevant to what you're actually looking at,

olanını siz o sırada görüyorsunuz

much as we do on search.

--arama motorunda yaptımız gibi--

So the idea is we can make advertising useful,

Fikir şu, reklamları sinir bozucu olmaktan çok

not just annoying, right?

işe yarar hale getirmek, değil mi?

And the nice thing about this,

Bununla ilgili güzel olan şey ise;

we have a self-serve program,

"kendi hizmetini kendin al" tarzı bir programımız var.

and many thousands of websites have signed up,

Birçok internet sitesi bu programa üye oldu,

and this let's them really make money. And I --

ve bu sayede gerçekten de para kazanıyorlar.

you know, there's a number of people I met --

Tanıştığım bazı insanlar var...

I met this guy who runs a conservation site at a party,

Bir partide, "Doğal koruma alanında çalışan birisi ile karşılaştım,

and he said, "You know, I wasn't making any money.

ve bana, "Biliyor musunuz, öncesinde pek para kazanamıyordum"

I just put this thing on my site and I'm making 10,000 dollars a month.

bu "şey"i siteme koydum ve şimdi aylık 10.000 dolar kazanıyorum.

And, you know, thank you.

Çok teşekkürler...

I don't have to do my other job now."

Artık diğer işimi yapmak zorunda değilim.

And I think this is really important for us, because it makes the Internet work better.

Sanırım bu bizim için cidden önemli, çünkü internetin daha iyi çalışmasını sağlıyor.

It makes content get better, it makes searching work better,

İnsanların çok iyi bir içerik oluşturarak, hayatlarını kazanması

when people can really make their livelihood

için bu aramaları daha etkin kılıyor

from producing great content.

ve içeriği daha iyi duruma getiriyor.

So this session is supposed to be about the future,

Bu kısım gelecek hakkında olmalı, bu yüzden de

so I'd thought I'd talk at least briefly about it.

bundan en azından kısaca bahsedebilirim diye düşündüm.

And the idea behind this is to do the perfect job doing search,

Bunun ardında yatan fikir, arama yaparken çok iyi bir sonuç için

you really have to be smart.

gerçekten zeki olmalısınız.

Because you can type, you know, any kind of thing into Google,

Çünkü, her şeyi.. yani .. her türlü şeyi Google'a yazabilir

and you expect an answer back, right?

ve yanıt beklersiniz değil mi?

But finding things is tricky, and so you really want intelligence.

Ancak aradıklarınız bulmak zor. Bu durumda ciddi anlamda zeka olmasını istersiniz.

And in fact, the ultimate search engine would be smart.

Ve gerçekten de, nihai arama motoru da zeki olacaktır.

It would be artificial intelligence.

Bu yapay zeka olabilir.

And so that's something we work on,

ve bu bizim üzerinde çalıştığımız bir şey.

and we even have some people who are excited enough

ve hatta şu anda bununla ilgili çalışmak isteyen

and crazy enough to work on it now,

yeterince heyecanlı ve çılgın çalışanlarımız var.

and that's really their goal.

Bu onların ulaşmak istediği nokta.

So we always hope that Google will be smart,

Her zaman Google'ın zeki olacağını umuyoruz,

but we're always surprised when other people think that it is.

ancak başka insanlar öyle olduğunu düşünce şaşırıyoruz.

And so I just wanted to give a funny example of this.

Bununla ilgili eğlenceli bir örnek vermek istiyorum.

This is a blog from Iraq,

Bu Iraktan bir ağ güncesi (blog)

and it's not really what

Bununla ilgili konuşmak için

I'm going to talk about, but I just wanted to show you an example.

değil ama size bir örnek göstermek istediğim için.

Maybe, Sergey, you can highlight this.

Sergey, şunu işaretler misin?

So we decided --

Ve şöle karar verdik...

actually, the highlight's right there. Oh, thank you.

aslında, tam şurasını işaretle.... eyvallah..

So, "related searches," right there. You can't see it that well,

"ilgili aramalar" tam burada. Sanırım tam göremiyorsunuz,

but we decided we should put in this feature

ama bu "bilgili aramalar" olarak adlandırdığımız

into our AdSense ads, called "related searches."

özelliği AdSense'in içine koymaya karar verdik.

And so we'd say, you know, "Did you mean 'search for'" -- what is this,

Örneğin şöyle; "Bunu mu aramak istediniz" -- nedir bu

in this case, "Saddam Hussein," because this blog is about Iraq --

bu durumda "Saddam Hüseyin" çünkü ağ güncesi ırak ile ilgili.

and you know, in addition to the ads,

Reklamlara ek olarak bunun çok iyi

and we thought this would be a great idea.

bir fikir olacağını sandık.

And so there is this blog

Ama bu biraz bunalım içindeki

of a young person who was kind of depressed, and he said,

genç adamın güncesinde şöyle yazıyor,

"You know, I'm sleeping a lot."

"Off, çok uyuyorum yaa"

He was just kind of writing about his life.

Yaşamı ile ilgili aklından geçenleri yazıyor.

And our algorithms -- not a person, of course,

ve bizim algoritmalarımız -- elbette ki insan değil

but our algorithms, our computers --

bilgisayarlarımız --

read his blog and decided that

bu günceyi okuyor ve "ilgili aramanın"

the related search was, "I am bored."

"Sıkıldım" olduğuna karar veriyor.

And he read this, and he thought a person had decided

Bu arkadaş bunu görüyor ve birisinin kendisi hakkında

that he was boring,

sıkıcı bir insan olduğunu düşünüyor

and it was very unfortunate,

ve talihsiz bir şekilde

and he said, "You know, what are these, you know, bastards at Google doing?

bize "Bunlar ne lan?, napıyor bu Googledaki alçaklar? Neden benim güncemi

Why don't they like my blog?"

sevmiyorlar?" diye bir yazı yazıyor güncesine.

And so then we read his blog, which was getting -- you know,

ve tabi bilgisaylarımız bunu da okuyor, yani işler ...

sort of going from bad to worse,

kötüden daha da kötüye gidiyor,

and we said the related search was, "Retards."

ve "ilgili aramanın" "Mal, Beyin Özürlü" olduğuna karar veriyor.

And then, you know, he got even more mad,

Bunun üzerine tabi ki arkadaş çıldırıyor ve

and he wrote -- like, started swearing and so on.

güncesinde küfür dolu yazılar yazmaya başlıyor.

And then we produced "You suck."

Bizim de bunalra karşılık ürettiğimiz ise "Başka bir küfür" (!!)

And finally, it ended with "Kiss my ass."

ve bu son olarak "Kıçımı öp" ile bitiyor.

And so basically, he thought he was dealing with something smart,

temel olarak bu arkadaş, bir tür zeki şey ile çatıştığını düşünüyor.

and of course, you know,

ve tabi ki biliyorsunuz

we just sort of wrote this program and we tried it out,

bu programı yazdık ve denedik

and it didn't quite work,

ve çok bir işe yaramadı

and we don't have this feature anymore.

artık bu özellik yer almıyor

So with that, maybe I can switch back to the world.

bunu tamamladığıma göre, sanırım artık gerçek hayata dönebilirim.

I wanted to end just by saying that

Sözlerimi beni Google'ın içinde

there's a couple things that really make me excited

yer almaktan gerçekten heyecanlandıran birkaç şeyin

to be involved with Google,

olduğunu söyleyerek bitirmek istiyorum.

and one of those is that we're able to make money

Bunlardan birisi, biz gerçekten büyük ölçüde, reklamları

largely through advertising, and one of the benefits that I didn't expect from that

kullanarak para kazanıyoruz ve bunun benim beklemediğim iyi yanlarından

was that we're able to serve everyone in the world

birisi dünyadaki herkese insanların parasının olup

without worrying about, you know, places that don't have as much money.

olmadığı endişesi olmadan hizmet edebiliyor olmamız.

So we don't have to worry about our products being sold,

ürünlerimizin satılıp satılmamasından endişe duymuyoruz

for example, for less money in places that are poor,

örneğin, fakir olan yerlerden daha az kazanmamız

and then they get re-imported into the U.S. --

ve bu parayı ABD'ye getirmemiz, örneğin

for example, with the drug industry.

ilaç sanayinde olduğu gibi.

And I think we're really lucky to have that kind of business model

Sanırım, bu tür bir iş modelimiz olduğu için gerçekten şanslıyız

because everyone in the world has access to our search,

çünkü tüm dünyadaki herkes bizim aramalarımıza erişebilir.

and I think that's a tremendous, tremendous benefit.

ve bu bence çok ama çok büyük bir kazanım.

The other thing I wanted to mention just briefly

Kısaca değinmek istediğim öteki konu ise

is that we have a tremendous ability and responsibility

insanlara doğru bilgiyi sunmak için inanılmaz bir yeteneğe

to provide people the right information,

ve sorumluluğa sahip olduğumuz, ve

and we view ourselves like a newspaper or a magazine --

kendimizi en nesnel bilgiyi sunması gereken bir gazete

that we should provide very objective information.

ya da dergi gibi görüyor olmamızdır.

And so in our search results, we never accept payment for our search results.

Arama sonuçlarımızda asla arama sonucu için ödeme kabul etmiyoruz,

We accept payment for advertising,

Reklam için ödeme kabul ediyoruz

and we mark it as such.

ve böyle pazarlıyoruz.

And that's unlike many of our competitors.

diğer rakiplerimizin aksi bir davranış bu.

And I think decisions we're able to make like that

Sanıyorum ki bu tür kararlar vererek dünyaya

have a tremendous impact on the world,

çok önemli bir etkide bulunuyoruz ve bu benim

and it makes me really proud to be involved with Google.

gerçekten Google'ın bir parçası olmaktan gurur duymamı sağlıyor.

So thank you.

Çok sağolun.