Let’s Help Refugees Thrive, Not Just Survive | Melissa Fleming | TED Talks

160,769 views ・ 2014-10-16

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Esra Çakmak Gözden geçirme: Yakup Mete EZIN
00:12
So I started working
0
12812
1637
Farklılık yaratmak adına,
00:14
with refugees because I wanted
1
14449
1884
mültecilerle çalışmaya başladım
00:16
to make a difference,
2
16333
2340
ve fark yaratmak
00:18
and making a difference starts
3
18673
1407
onların hikâyelerini
aktarmaktan geçiyor.
00:20
with telling their stories.
4
20080
2356
00:22
So when I meet refugees,
5
22436
1490
Mülteciler ile buluştuğumda,
00:23
I always ask them questions.
6
23926
2800
her daim onlara sorular sorarım.
00:26
Who bombed your house?
7
26726
2318
Evini kim bombaladı?
Evladını kim öldürdü?
00:29
Who killed your son?
8
29044
2653
00:31
Did the rest of your family make it out alive?
9
31697
4044
Ailenin kalan üyeleri hayatta kalmayı başarabildi mi?
00:35
How are you coping
10
35741
1986
Sürgündeki hayatın üstesinden
00:37
in your life in exile?
11
37727
2531
nasıl gelebiliyorsun?
00:40
But there's one question that always seems to me
12
40258
3003
Fakat şu kilit soru, bana göre
00:43
to be most revealing, and that is:
13
43261
2464
gerçekleri en doğru şekilde ortaya koyuyor:
00:45
What did you take?
14
45725
2182
Yanına ne aldın?
00:47
What was that most important thing
15
47907
2250
Yaşadığın yerde bombalar patlarken
ve silahlı çeteler evine yol alırken
00:50
that you had to take with you
16
50157
2072
00:52
when the bombs were exploding in your town,
17
52229
3406
yanında almak zorunda kaldığın
00:55
and the armed gangs were approaching your house?
18
55635
4425
o en önemli şey neydi?
Tanıdığım Suriyeli bir genç,
01:00
A Syrian refugee boy I know
19
60060
2605
01:02
told me that he didn't hesitate
20
62665
2690
hayatı mutlak tehlike içindeyken
01:05
when his life was in imminent danger.
21
65355
3790
tereddüt etmediğini söyledi.
Lise diplomasını aldı
01:09
He took his high school diploma,
22
69145
2981
ve bana nedenini anlattı.
01:12
and later he told me why.
23
72126
1929
''Lise diplomamı aldım;
01:14
He said, "I took my high school diploma
24
74055
3208
01:17
because my life depended on it."
25
77263
3206
çünkü hayatım buna bağlıydı.'' dedi.
01:20
And he would risk his life to get that diploma.
26
80469
3229
O diplomayı alabilmek için hayatını riske atabilirdi.
01:23
On his way to school, he would dodge snipers.
27
83698
3682
Okula giderken keskin nişancıları atlatmak zorundaydı.
01:27
His classroom sometimes shook
28
87380
2515
Patlama ve bombardıman sesleri ile
01:29
with the sound of bombs and shelling,
29
89895
3234
sınıfı zaman zaman sarsılıyordu
ve annesi bana şunu söylemişti:
01:33
and his mother told me,
30
93129
2807
01:35
"Every day, I would say to him every morning,
31
95936
3069
''Her gün, her sabah ona şunu söylerdim:
"Lütfen okula gitme yavrum''.
01:39
'Honey, please don't go to school.'"
32
99005
2926
01:41
And when he insisted, she said,
33
101931
3459
O ısrar ettiğindeyse, ''Ona son kez
01:45
"I would hug him as if it were for the last time."
34
105390
3972
sarılıyormuş gibi sarılırdım.'' dedi.
01:49
But he said to his mother,
35
109362
2030
Annesine şunu söyledi,
01:51
"We're all afraid,
36
111392
1845
''Hepimiz korkuyoruz
01:53
but our determination to graduate
37
113237
2891
ama mezun olma kararlılığımız
korkumuzdan daha güçlü.''.
01:56
is stronger than our fear."
38
116128
3334
01:59
But one day, the family got terrible news.
39
119462
3336
Bir gün, bu aile korkunç haberi aldı.
02:02
Hany's aunt, his uncle and his cousin
40
122798
2734
Hany'nin halası, amcası ve kuzeni
02:05
were murdered in their homes for refusing
41
125532
2689
evlerini terk etmeyi reddettikleri için
02:08
to leave their house.
42
128221
994
öldürülmüşlerdi.
02:09
Their throats were slit.
43
129215
2865
Boğazları kesilmişti.
Gitmenin vakti gelmişti.
02:12
It was time to flee.
44
132080
2631
02:14
They left that day, right away, in their car,
45
134711
3014
O gün çarçabuk arabalarıyla ayrıldılar,
02:17
Hany hidden in the back because they were facing
46
137725
1861
Hany arkaya saklandı, çünkü tehditkâr
02:19
checkpoints of menacing soldiers.
47
139586
3910
askerlerin olduğu kontrol noktalarından geçiyorlardı.
02:23
And they would cross the border into Lebanon,
48
143496
3712
Huzura kavuşacakları
02:27
where they would find peace.
49
147208
2696
Lübnan sınırını geçeceklerdi.
02:29
But they would begin a life of grueling hardship
50
149904
3682
Meşakkatli zorlukların ve yeknesaklıkların olduğu
02:33
and monotony.
51
153586
3004
bir hayata başlayacaklardı.
02:36
They had no choice but to build a shack
52
156590
2699
Çamurlu bir bölgeye baraka inşa etmekten
02:39
on the side of a muddy field,
53
159289
1333
başka bir seçenekleri yoktu,
02:40
and this is Hany's brother Ashraf,
54
160622
2318
bu da dışarıda oyun oynayan
02:42
who plays outside.
55
162940
1738
Hany'nin kardeşi Ashraf.
02:44
And that day, they joined
56
164678
2422
İşte o gün,
dünyada en çok mülteci barındıran
02:47
the biggest population of refugees in the world,
57
167100
5204
02:52
in a country, Lebanon, that is tiny.
58
172304
3026
o küçük ülkeye, Lübnan'a katıldılar.
02:55
It only has four million citizens,
59
175330
2651
Kendi nüfusu 4 milyon olmakla birlikte,
02:57
and there are one million Syrian refugees living there.
60
177981
3570
1 milyon Suriyeli mülteci barındırıyor.
03:01
There's not a town, a city or a village
61
181551
4094
Suriyeli mültecilere ev sahipliği yapmayan
03:05
that is not host to Syrian refugees.
62
185645
4747
ne bir kasaba, şehir ne de bir köy var.
03:10
This is generosity and humanity
63
190392
3195
Takdire şayan olansa
03:13
that is remarkable.
64
193587
4374
bu cömertlik ve insanlık.
03:17
Think about it this way, proportionately.
65
197961
2994
Oransal olarak düşünelim.
03:20
It would be as if
66
200955
1756
80 milyon nüfuslu Almanya'nın,
03:22
the entire population of Germany,
67
202711
2991
sadece 3 yıl içerisinde,
03:25
80 million people,
68
205702
1865
Birleşik Devletler'e sığınması gibi
03:27
would flee to the United States in just three years.
69
207567
5390
olurdu.
03:32
Half of the entire population of Syria
70
212957
3161
Suriye nüfusunun yarısı
yerinden yurdundan edildi,
03:36
is now uprooted,
71
216118
2430
03:38
most of them inside the country.
72
218548
1755
çoğu da ülke içinde.
03:40
Six and a half million people
73
220303
2295
Altı buçuk milyon insan,
03:42
have fled for their lives.
74
222598
2722
hayatlarını kurtarmak için kaçtılar.
03:45
Over and well over three million people
75
225320
2890
Üç milyonun üzerinde insan
03:48
have crossed the borders
76
228210
1722
sınırları geçti
03:49
and have found sanctuary in the neighboring countries,
77
229932
3543
ve komşu ülkelere sığınmacı olarak yerleşti
03:53
and only a small proportion, as you see,
78
233475
2925
ve gördüğünüz üzere sadece küçük bir kısmı
03:56
have moved on to Europe.
79
236400
4134
Avrupa'ya yerleşti.
04:00
What I find most worrying
80
240534
2671
Beni en çok endişelendiren durum,
04:03
is that half of all Syrian refugees are children.
81
243205
3926
bütün Suriyeli mültecilerin yarısının çocuk olması.
Bu küçük kızın, bu fotoğrafını çektim.
04:07
I took this picture of this little girl.
82
247131
2238
04:09
It was just two hours after she had arrived
83
249369
2925
Suriye'den Ürdün'e yaptığı o uzun
04:12
after a long trek from Syria into Jordan.
84
252294
4342
yolculuktan sadece 2 saat sonrasıydı.
04:16
And most troubling of all
85
256636
3425
En tedirgin edicisiyse
Suriyeli mülteci çocukların, yalnızca
04:20
is that only 20 percent of Syrian refugee children
86
260061
3741
04:23
are in school in Lebanon.
87
263802
3475
%20'si, Lübnan'da eğitim görüyor.
04:27
And yet, Syrian refugee children,
88
267277
2933
Buna rağmen, Suriyeli mülteci çocuklar,
04:30
all refugee children tell us
89
270210
2298
bütün mülteci çocuklar,
04:32
education is the most important thing in their lives.
90
272508
5066
eğitimin hayatlarındaki en önemli şey olduğunu söylüyorlar.
04:37
Why? Because it allows them to think of their future
91
277574
4181
Neden? Çünkü bu, geçmişin kâbusundan sıyrılıp
04:41
rather than the nightmare of their past.
92
281755
3395
bir gelecek kurma hayali veriyor onlara.
Nefrettense, umut sahibi oluyorlar.
04:45
It allows them to think of hope rather than hatred.
93
285150
5634
04:50
I'm reminded of a recent visit I took
94
290784
2029
Yakın zamanda, Kuzey Irak'taki
04:52
to a Syrian refugee camp in northern Iraq,
95
292813
3577
bir mülteci kampına yaptığım bir ziyareti anımsadım,
04:56
and I met this girl,
96
296390
1812
bu kız ile tanışmıştım.
04:58
and I thought, "She's beautiful,"
97
298202
1777
''Ne kadar da güzel,'' diye düşündüm
04:59
and I went up to her and asked her,
98
299979
1707
yanına gidip
05:01
"Can I take your picture?"
99
301686
1948
''Fotoğrafını çekebilir miyim?'' dedim.
05:03
And she said yes,
100
303634
1699
Kabul etti,
05:05
but she refused to smile.
101
305333
3037
ama gülmeyi reddetti.
05:08
I think she couldn't,
102
308370
3049
Yapamadığını düşünüyorum,
05:11
because I think she must realize that she represents
103
311419
3506
çünkü kendisi yansıttığı tablonun farkında;
05:14
a lost generation of Syrian refugee children,
104
314925
4444
Suriyeli göçmen çocuklardan oluşan kayıp bir nesil,
05:19
a generation isolated and frustrated.
105
319369
4581
dışlanmış ve hüsran dolu bir nesil.
05:23
And yet, look at what they fled:
106
323950
3546
Yine de nelerden kaçtıklarına bakın:
05:27
utter destruction,
107
327496
1839
Büyük bir yıkım,
05:29
buildings, industries, schools, roads, homes.
108
329335
5579
binalar, endüstri, okullar, yollar, evler.
05:34
Hany's home was also destroyed.
109
334914
2679
Hany'nin evi de harap olmuş.
05:37
This will need to be rebuilt
110
337593
3213
Hepsinin mimar, mühendis, teknisyen
05:40
by architects, by engineers, by electricians.
111
340806
4831
eliyle yeniden yaratılması gerekiyor.
05:45
Communities will need teachers and lawyers
112
345637
3647
Toplumların intikam değil, uzlaşma güdüsüyle hareket edecek
05:49
and politicians interested in reconciliation
113
349284
4241
öğretmen, avukat ve politikacılara
05:53
and not revenge.
114
353525
2644
ihtiyacı vardır.
Bu yeniden yapılandırma
05:56
Shouldn't this be rebuilt
115
356169
1755
05:57
by the people with the largest stake,
116
357924
3091
en umut dolu insanlar tarafından yapılmamalı mı,
sürgünde olan toplumlar, mülteciler tarafından?
06:01
the societies in exile, the refugees?
117
361015
5865
06:06
Refugees have a lot of time
118
366880
2754
Geri dönüşlerini hazırlamak adına
06:09
to prepare for their return.
119
369634
2246
mültecilerin çok zamanı var.
06:11
You might imagine that being a refugee
120
371880
2715
Mülteci olmanın
06:14
is just a temporary state.
121
374595
2508
geçici bir durum olduğunu düşünebilirsiniz.
Uzaktan yakından alakası yok.
06:17
Well far from it.
122
377103
2941
Süregelen savaşlar ile birlikte,
06:20
With wars going on and on,
123
380044
3516
06:23
the average time a refugee will spend in exile
124
383560
3802
bir mültecinin sürgünde geçirdiği
06:27
is 17 years.
125
387362
3465
ortalama süre 17 yıldır.
06:30
Hany was into his second year in limbo
126
390827
3588
Hany'yi en son ziyaret ettiğimde,
06:34
when I went to visit him recently,
127
394415
2374
belirsizlik içindeki ikinci yılındaydı
06:36
and we conducted our entire conversation in English,
128
396789
3757
ve bütün konuşmayı İngilizce sürdürdük
06:40
which he confessed to me he learned
129
400546
1889
ki bana Dan Brown romanları okuyarak
06:42
from reading all of Dan Brown's novels
130
402435
3654
ve Amerikan rap parçaları dinleyerek
dili söktüğünü itiraf etti.
06:46
and from listening to American rap.
131
406089
4355
06:50
We also spent some nice moments of laughter
132
410444
2745
Ayrıca değerli kardeşi Ashraf ile de
06:53
and fun with his beloved brother Ashraf.
133
413189
4634
eğlenceli ve güzel vakit geçirdik.
06:57
But I'll never forget what he told me
134
417823
1621
O gün konuşmamız bittiğinde
06:59
when we ended our conversation that day.
135
419444
3424
bana söylediği şeyi unutmayacağım.
07:02
He said to me,
136
422868
2413
Dedi ki,
07:05
"If I am not a student, I am nothing."
137
425281
5529
''Öğrenci değilsem, bir hiçim.''
07:10
Hany is one of 50 million people
138
430810
3717
Hany, yerinden yurdundan edilen
07:14
uprooted in this world today.
139
434527
3578
50 milyon insandan sadece biri.
2. Dünya Savaşı'ndan bu yana
07:18
Never since World War II
140
438105
2779
07:20
have so many people been forcibly displaced.
141
440884
5267
hiçbir zaman, bu kadar insan zorla yerinden edilmedi.
Sağlık, teknoloji, eğitim
07:26
So while we're making sweeping progress
142
446151
2629
07:28
in human health,
143
448780
2101
ve tasarım alanında
07:30
in technology, in education and design,
144
450881
4994
köklü gelişimlerde bulunurken;
07:35
we are doing dangerously little
145
455875
3363
mağdurlara karşı
07:39
to help the victims
146
459238
3308
çok ama çok az yardım eli uzatıyor
07:42
and we are doing far too little
147
462546
2699
ve onları evlerinden sürükleyen
07:45
to stop and prevent
148
465245
2036
bu savaşı durdurmak ve önlemek adına
07:47
the wars that are driving them from their homes.
149
467281
3409
neredeyse hiçbir şey yapmıyoruz.
07:50
And there are more and more victims.
150
470690
4443
Her geçen gün mağdurlar artıyor.
Ortalama her gün,
07:55
Every day, on average,
151
475133
3134
07:58
by the end of this day,
152
478267
2182
bu günün sonuna kadar.
08:00
32,000 people will be forcibly displaced
153
480449
3848
32.000 insan zorla evlerinden olacaklar ---
08:04
from their homes —
154
484297
2035
08:06
32,000 people.
155
486332
2912
32.000 insan.
08:11
They flee across borders like this one.
156
491271
3749
Bu şekilde sınırlardan kaçıyorlar.
Ürdün tarafındaki Suriye sınırından bir kesit
08:15
We captured this on the Syrian border to Jordan,
157
495020
3695
08:18
and this is a typical day.
158
498715
2960
ve bu sıradan bir gün.
08:25
Or they flee on unseaworthy and overcrowded boats,
159
505588
4904
Denize çıkmaya elverişsiz ve aşırı kalabalık botlar ile,
08:30
risking their lives in this case
160
510492
1800
Avrupa'daki güvenli ortama kavuşabilme
08:32
just to reach safety in Europe.
161
512292
2631
adına hayatlarını tehlikeye atıyorlar.
08:34
This Syrian young man
162
514923
1715
Bu Suriyeli genç,
08:36
survived one of these boats that capsized —
163
516638
2786
alabora olan botlardan birinden kurtuldu,
08:39
most of the people drowned —
164
519424
1623
insanların çoğu boğulmuştu
ve bize şunları söyledi,
08:41
and he told us,
165
521047
2215
08:43
"Syrians are just looking for a quiet place
166
523262
4159
''Suriyeliler kimsenin onları incitmeyeceği,
08:47
where nobody hurts you,
167
527421
2869
kimsenin onları aşağılamayacağı
08:50
where nobody humiliates you,
168
530290
2542
ve kimsenin canlarını almayacağı,
08:52
and where nobody kills you."
169
532832
2711
sessiz sakin bir yer umudundalar.''
08:55
Well, I think that should be the minimum.
170
535543
3218
En temelinde böyle olduğunu düşünüyorum.
08:58
How about a place of healing,
171
538761
3127
Sağlık imkânlarının olduğu,
09:01
of learning,
172
541888
1878
eğitim olan
09:03
and even opportunity?
173
543766
3394
ve imkânlar sunacak bir yer neden olmasın?
09:08
Americans and Europeans
174
548832
2024
Amerikalılar ve Avrupalılar,
09:10
have the impression that proportionally
175
550856
3251
ülkelerine nispeten çok sayıda
mülteci geleceklerini zannediyorlar, ama işin
09:14
huge numbers of refugees are coming
176
554107
2373
09:16
to their country,
177
556480
2020
aslı şu ki, mültecilerin
09:18
but the reality is
178
558500
2142
büyük bir kısmı,
09:20
that 86 percent, the vast majority of refugees,
179
560642
3645
%86'sı kendi emniyetsizliği ile cebelleşen
09:24
are living in the developing world,
180
564287
2680
gelişmekte olan ülkelerde yaşıyorlar,
09:26
in countries struggling with their own insecurity,
181
566967
4553
büyük kitlelere yardım konusunda
09:31
with their own issues of helping their own populations
182
571520
4019
zorluklar yaşayan
09:35
and poverty.
183
575539
2123
ve fakirlikle mücadele eden ülkelerde.
09:37
So wealthy countries in the world should recognize
184
577662
3273
Bu kadar çok mülteciye kapı açan
09:40
the humanity and the generosity of the countries
185
580935
3701
bu ülkelerdeki insaniyeti ve cömertliği,
09:44
that are hosting so many refugees.
186
584636
4118
refah seviyesine ulaşmış diğer ülkelerin tanıması gerekir.
09:48
And all countries should make sure that no one
187
588754
3632
Bütün ülkeler, zulümden veya savaştan kaçan
09:52
fleeing war and persecution
188
592386
2553
hiç kimsenin, karşısında
09:54
arrives at a closed border.
189
594939
3713
kapalı bir sınır bulmamasını sağlamalıdır.
09:58
(Applause)
190
598652
2630
(Alkış)
10:01
Thank you.
191
601282
3237
Teşekkür ederim.
10:06
But there is something more that we can do
192
606200
2305
Mültecilerin yalnızca hayatta kalmalarından öte
10:08
than just simply helping refugees survive.
193
608505
4410
çok daha fazlasını yapabiliriz.
10:12
We can help them thrive.
194
612915
3531
Gelişmelerine katkıda bulunabiliriz.
10:16
We should think of refugee camps and communities
195
616446
3060
Mülteci kamp ve topluluklarını,
10:19
as more than just temporary population centers
196
619506
4207
insanların savaşın bitmesini beklerken
10:23
where people languish
197
623713
2160
süründükleri, geçici topluluk birimlerimden
10:25
waiting for the war to end.
198
625873
2909
ibaret görmemeliyiz.
10:28
Rather, as centers of excellence,
199
628782
3729
Başarının arz ettiği,
10:32
where refugees can triumph over their trauma
200
632511
3948
mültecilerin travmalarını yenip
10:36
and train for the day that they can go home
201
636459
3184
olumlu değişim ve toplumsal dönüşüm timsalleri olarak
10:39
as agents of positive change
202
639643
3081
evlerine gidebilecekleri güne dek
10:42
and social transformation.
203
642724
4398
gelişecekleri merkezler olabilirler.
Çok mantıklı gelse de
10:47
It makes so much sense,
204
647122
2386
10:49
but I'm reminded of the terrible war in Somalia
205
649508
4309
22 yıldır Somali'de süregelen
10:53
that has been raging on for 22 years.
206
653817
3924
dehşet savaş beliriyor aklımda.
10:57
And imagine living in this camp.
207
657741
2509
Bu kampta yaşadığınızı hayal edin.
11:00
I visited this camp.
208
660250
1573
Orayı ziyaret etmiştim.
11:01
It's in Djibouti, neighboring Somalia,
209
661823
1877
Somali yakınlarındaki Dijibouti burası
11:03
and it was so remote
210
663700
2544
ve o kadar uzak ki
11:06
that we had to take a helicopter to fly there.
211
666244
2441
oraya ancak helikopter ile ulaşabildik.
11:08
It was dusty and it was terribly hot.
212
668685
3446
Tozluydu ve dehşet bir sıcak vardı.
Bir okulu ziyarete gittik
11:12
And we went to visit a school
213
672131
2294
11:14
and started talking to the children,
214
674425
1917
ve çocuklarla konuşmaya başladım
11:16
and then I saw this girl across the room
215
676342
2594
ve odanın karşısındaki,
11:18
who looked to me to be the same age
216
678936
1849
kızımla neredeyse aynı yaşta olan
11:20
as my own daughter, and I went up and talked to her.
217
680785
3281
ve bana bakan bu kızı gördüm, yanına gittim.
Yetişkinlerin küçüklere sorduğu
11:24
And I asked her the questions
218
684066
1544
11:25
that grown-ups ask kids,
219
685610
2179
sorulardan sordum;
11:27
like, "What is your favorite subject?"
220
687789
1923
''En sevdiğin ders hangisi?'',
11:29
and, "What do you want to be when you grow up?"
221
689712
2655
''Büyüyünce ne olmak istersin?'' gibi.
11:32
And this is when her face turned blank,
222
692367
3297
Suratında hiçbir ifade oluşmadı
11:35
and she said to me,
223
695664
2050
ve şunları söyledi,
11:37
"I have no future.
224
697714
2471
''Benim geleceğim yok.
11:40
My schooling days are over."
225
700185
2977
Okul günlerim bitti.''
Bir yanlış anlaşılma olduğunu
11:43
And I thought, there must be some misunderstanding,
226
703162
1648
11:44
so I turned to my colleague
227
704810
2309
düşünerek arkadaşıma sordum,
dediğimi onayladı,
11:47
and she confirmed to me
228
707119
2098
11:49
there is no funding for secondary education
229
709217
2693
bu kampta ortaokul eğitimi için
11:51
in this camp.
230
711910
2270
fon sağlanmamış.
11:54
And how I wished at that moment
231
714180
1469
O anda, ona
11:55
that I could say to her,
232
715649
2318
şunu demeyi öylesine istedim ki,
11:57
"We will build you a school."
233
717967
2405
''Sana bir okul inşa edeceğiz.''
12:00
And I also thought, what a waste.
234
720372
4174
Aynı zamanda, nasıl bir kayıp yaşandığını düşündüm.
12:04
She should be and she is
235
724546
3048
Somali'nin geleceği olmalı,
12:07
the future of Somalia.
236
727594
4331
ki öyle de.
12:11
A boy named Jacob Atem
237
731925
3206
Jacob Atem isimli bir çocuk
talihsiz facia ile karşılaşmadan önce,
12:15
had a different chance, but not before he experienced
238
735131
3195
12:18
terribly tragedy.
239
738326
2092
farklı bir şansa sahipti.
12:20
He watched — this is in Sudan —
240
740418
2464
Köyünün — burası Sudan —
12:22
as his village — he was only seven years old —
241
742882
2294
yerle bir olmasına —7 yaşındaydı —
şahit oldu
12:25
burned to the ground, and he learned
242
745176
2382
12:27
that his mother and his father
243
747558
1839
ve anne babasının
12:29
and his entire family
244
749397
1989
ve bütün ailesinin
12:31
were killed that day.
245
751386
1864
o gün öldürüldüklerini öğrendi.
12:33
Only his cousin survived, and the two of them
246
753250
1790
Sadece kuzeni hayatta kaldı ve ikisi
7 ay boyunca yürüdüler —
12:35
walked for seven months —
247
755040
2280
12:37
this is boys like him —
248
757320
1850
— onun gibi diğer çocuklar —
vahşi hayvanlar ve silahli çetelerce kovalanan ve izlenenler
12:39
chased and pursued by wild animals and armed gangs,
249
759170
3208
12:42
and they finally made it to refugee camps
250
762378
2360
ve sonunda güvenli ortam bulabildikleri
12:44
where they found safety,
251
764738
1533
mülteci kampına ulaştılar
12:46
and he would spend the next seven years
252
766271
2123
ve Hany gelecek 7 yılını
12:48
in Kenya in a refugee camp.
253
768394
3187
Kenya'daki bu kampta sürdürdü.
12:51
But his life changed
254
771581
2528
Birleşik Devletler'e yerleşme
imkânı bulunca hayatı değişti,
12:54
when he got the chance to be resettled
255
774109
2103
12:56
to the United States,
256
776212
2205
koruyucu bir ailede sevgiyi buldu
12:58
and he found love in a foster family
257
778417
2696
ve tekrar okula gidebildi
ve üniversiteden mezun olduğu
13:01
and he was able to go to school,
258
781113
2588
13:03
and he wanted me to share with you
259
783701
2294
bu gurur dolu anını
13:05
this proud moment
260
785995
1568
sizler ile
13:07
when he graduated from university.
261
787563
2305
paylaşmamı istedi.
13:09
(Applause)
262
789868
3942
(Alkış)
13:15
I spoke to him on Skype the other day,
263
795829
2414
Geçen gün Skype üzerinden konuştuk,
13:18
and he was in his new university in Florida
264
798243
4994
Florida'da yeni üniversitesinde,
13:23
pursuing his Ph.D. in public health,
265
803237
2999
Kamu Sağlığı üzerine doktorasını yaptığını
13:26
and he proudly told me how he was able to raise
266
806236
3070
ve Amerikan halkı ile birlikte
13:29
enough funds from the American public
267
809306
2684
köyü için bir sağlık kliniği açma yolunda
13:31
to establish a health clinic back in his village
268
811990
4585
yeteri kadar bağış toplayabildiğini
13:36
back home.
269
816575
3080
gururla söyledi.
13:39
So I want to take you back to Hany.
270
819655
3284
Sizleri tekrar Hany'e götürmek istiyorum.
13:42
When I told him I was going to have the chance
271
822939
2221
TED sahnesinde sizler ile
konuşma şansını yakaladığımı söylediğimde,
13:45
to speak to you here on the TED stage,
272
825160
2717
13:47
he allowed me to read you a poem
273
827877
2295
bana e-posta olarak gönderdiği bir şiirini
paylaşmama izin verdi.
13:50
that he sent in an email to me.
274
830172
3360
13:53
He wrote:
275
833532
2917
Şöyle yazdı:
13:57
"I miss myself,
276
837270
2560
''Kendimi özlüyorum,
13:59
my friends,
277
839830
2505
arkadaşlarımı,
14:02
times of reading novels or writing poems,
278
842335
4255
roman okuyup şiir yazdığım zamanları,
14:06
birds and tea in the morning.
279
846590
4925
kuşların çay ile eşlik ettiği sabahları.
14:11
My room, my books, myself,
280
851515
4949
Kendi odamı, kendi kitaplarımı, kendimi
14:16
and everything that was making me smile.
281
856464
5658
ve beni mutlu eden diğer her şeyi.
Ah, ah, kavuşacağım
14:22
Oh, oh, I had so many dreams
282
862122
4128
14:26
that were about to be realized."
283
866250
3546
o kadar hayalim vardı ki.''
14:31
So here is my point:
284
871323
2228
Demek istediğim şu:
14:33
Not investing in refugees
285
873551
2046
Mültecilere yatırım yapmamak
14:35
is a huge missed opportunity.
286
875597
5644
kaçırılan büyük bir şans.
14:41
Leave them abandoned,
287
881241
1851
Onları terk ederseniz,
sömürge ve suistimale açık olurlar
14:43
and they risk exploitation and abuse,
288
883092
5347
14:48
and leave them unskilled and uneducated,
289
888439
3273
ve onları niteliksiz ve eğitimsiz bırakırsanız,
14:51
and delay by years the return
290
891712
2553
ülkelerindeki barış ve refahı
14:54
to peace and prosperity in their countries.
291
894265
5850
yıllarca ertelemiş olursunuz.
Sürgündekilere olan tavrımızın
15:00
I believe how we treat the uprooted
292
900115
3284
15:03
will shape the future of our world.
293
903399
4573
geleceğimizi şekillendireceğine inanıyorum.
15:07
The victims of war can hold the keys
294
907972
2954
Savaş mağdurları, sonsuz barışın
15:10
to lasting peace,
295
910926
2521
anahtarını taşıyor olabilir
15:13
and it's the refugees
296
913447
1809
ve şiddetin döngüsünü kıracak kişiler
15:15
who can stop the cycle of violence.
297
915256
3667
mültecilerdir.
15:18
Hany is at a tipping point.
298
918923
3021
Hany bardağın taşma noktasında.
15:21
We would love to help him go to university
299
921944
2265
Onun üniversiteye gidip
15:24
and to become an engineer,
300
924209
3060
mühendis olmasını isteriz,
15:27
but our funds are prioritized for the basics in life:
301
927269
3847
ama bağışlarımız sadece temel şeyleri baz alıyor:
Çadır ve battaniyeler, yatak ve kap kaçaklar,
15:31
tents and blankets and mattresses and kitchen sets,
302
931116
4047
erzak ve bir miktar ilaç.
15:35
food rations and a bit of medicine.
303
935163
4356
15:39
University is a luxury.
304
939519
3397
Üniversite onlar için bir lüks.
15:42
But leave him to languish in this muddy field,
305
942916
4337
Onun bu çamurlu alanda sürünmesine göz yumarsanız,
15:47
and he will become a member
306
947253
1961
kayıp bir neslin
15:49
of a lost generation.
307
949214
3422
bir diğer üyesi olur.
15:52
Hany's story is a tragedy,
308
952636
4704
Hany'nin hikâyesi bir trajedi,
15:57
but it doesn't have to end that way.
309
957340
3733
ama öyle sonlanmak zorunda değil.
Teşekkürler.
16:01
Thank you.
310
961073
2377
16:03
(Applause)
311
963450
3595
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7