What is love? - Brad Troeger

Aşk nedir? - Brad Troeger

1,812,220 views ・ 2013-09-09

TED-Ed


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Cem Özcan Gözden geçirme: Elif Yıldırım
00:06
What is love?
0
6368
1247
#Aşk nedir?
00:07
Seriously, though, what is it?
1
7615
1721
Yani, gerçekten aşk nedir?
00:09
What is love?
2
9336
1000
Aşk ne olabilir?
00:10
A verb?
3
10336
865
Bir eylem mi?
00:11
A noun?
4
11201
637
00:11
A universal truth?
5
11838
1407
Bir isim mi?
Evrensel bir gerçek mi?
00:13
An ideal?
6
13245
1369
Bir amaç mı?
00:14
A common thread of all religions?
7
14614
2167
Bütün dinlerin ortak bir çizgisi mi?
00:16
A cult?
8
16781
979
Bir tarikat mı?
00:17
A neurological phenomenon?
9
17760
2272
Bir nörolojik fenomen mi?
00:20
There's no shortage of answers.
10
20032
1520
Cevapların bir kısıtlaması yok.
00:21
Some are all-encompassing.
11
21552
2003
Bazıları hepsini kapsıyor.
00:23
It conquers all.
12
23555
1016
Hepsini içeriyor.
00:24
It's all you need.
13
24571
895
O, ihtiyacınız olan her şey. Oradaki tek şey.
00:25
It's all there is.
14
25466
1306
00:26
These are all comparisons, though,
15
26772
1801
Bunların hepsi karşılaştırma;
00:28
ways of defining it by contrast,
16
28573
2160
farklılıklarına bakarak tanımlamak,
00:30
by saying it's more important
17
30733
1487
diğer her şeyden daha önemli olduğunu söyleyerek tanımlamak.
00:32
than all other things,
18
32220
2114
00:34
but is it?
19
34334
1497
Peki öyle mi?
00:35
Sure, love matters more
20
35831
1482
Tabii ki aşk hindi sandviçinizden daha önemli,
00:37
than your standard turkey sandwich,
21
37313
1714
00:39
but does it matter more than shelter?
22
39027
2332
peki barınağınızdan da mı önemli?
00:41
Or sanity?
23
41359
1179
Ya da akıl sağlığınızdan?
00:42
Or an exceptional turkey sandwich?
24
42538
2026
Ya da fevkalade bir hindi sandviçden?
00:44
No matter your answer,
25
44564
1342
Cevabınız ne olursa olsun,
00:45
you're just ranking it,
26
45906
1356
sadece derecelendiriyorsunuz, tanımlamıyorsunuz.
00:47
not defining it.
27
47262
1543
00:48
Another challenge to defining love
28
48805
1601
Aşkı tanımlamanın başka bir zorluğu da
00:50
is we often try to do so
29
50406
1674
bunu ya aşka düşmüşken ya da alakamız yokken yapmaya çalışmamız.
00:52
while falling into it
30
52080
1275
00:53
or out of it.
31
53355
1112
00:54
Would you trust someone who just won the lottery
32
54467
2222
Piyango'yu yeni kazanmış birinin
00:56
to accurately define the concept of currency?
33
56689
2836
paranın değeri tanımlamasına güvenir miydiniz?
00:59
Or, I don't know, ask a guy to define bears
34
59525
3327
Ya da bilemiyorum, ayının kovaladığı birinden
01:02
while he's fending them off?
35
62852
2136
ayıları tanımlamasını isteseniz?
01:04
Or is romance not like winning the lottery?
36
64988
3052
Ya da aşk piyangoyu tutturmaya benzemez mi?
01:08
Are break ups not like bear attacks?
37
68040
2375
Ayrılıklar ayı saldırıları gibi değil mi?
01:10
Bad comparisons?
38
70415
1174
Kötü bir kıyaslama mı?
01:11
That's my point.
39
71589
1183
Demek istediğim bu.
01:12
I'm not thinking right
40
72772
1074
Doğru düşünemiyorum, çünkü aşığım.
01:13
because I'm in love,
41
73846
1462
01:15
so ha!
42
75308
1317
Yani, ha!
01:16
Taking a step back,
43
76625
938
Bir adım geri gitmek
01:17
or taking a cold shower,
44
77563
2087
ya da soğuk bir duş almak,
01:19
whatever,
45
79650
108
01:19
love is potentially the most intensely thought about thing
46
79758
2965
her neyse,
aşk, insan tarihinde üzerine en yoğun düşünülen kavram.
01:22
in all of human history.
47
82723
1500
01:24
And despite centuries upon centuries of obsession,
48
84223
2863
Bu takıntı yüzyıllardır süregelmesine rağmen hala bizi yeniyor.
01:27
it still overwhelms us.
49
87086
1711
01:28
Some say it's a feeling,
50
88797
1808
Kimi bunun bir his olduğunu,
01:30
a magical emotion,
51
90605
1500
sihirli bir duygu olduğunu,
01:32
a feeling for someone like you've never felt before.
52
92105
2852
daha önce kimseye karşı hissetmediği şeyler olduğunu söylüyor.
01:34
But feelings are fluid,
53
94957
1767
Fakat hisler akıcıdır,
01:36
not very concrete foundation for a definition.
54
96724
3040
tanımlanacak kadar katı değildir.
01:39
Sometimes you hate the person you love.
55
99764
2331
Bazen sevdiğin insandan da nefret edersin.
01:42
Plus, come on, you've felt feelings like it before,
56
102095
3013
Ayrıca bu duyguların ufak bir şeklini daha önce de hissettin.
01:45
sort of in miniature.
57
105108
1628
01:46
Your relationships with your family
58
106736
1672
Ailenle olan ilişkilerin partnerinle olan ilişkilerini şekillendirdi.
01:48
shape your relationships with partners.
59
108408
1922
01:50
And your love for your partner
60
110330
1365
Ve partnerine duyduğun sevgi
01:51
may be in its own dynamic relationship,
61
111695
2167
sağlıklı ya da garip olsa da
01:53
healthy or totally weird,
62
113862
1633
ailene ve kardeşlerine duyduğun sevgiyle arasında kendi dinamik ilişkisine sahip.
01:55
with the love of your parents and siblings.
63
115495
2278
01:57
Love is also a set of behaviors
64
117773
1657
Aşk aynı zamanda hissetiklerinin davranışlarına yansımasıdır.
01:59
we associate with the feeling:
65
119430
1950
02:01
Holding hands,
66
121380
1141
Ele ele tutuşmak,
02:02
kissing,
67
122521
724
öpüşmek,
02:03
hugging,
68
123245
755
sarılmak,
02:04
public displays of affection,
69
124000
1963
sevgini ortalıkta göstermek,
02:05
dating,
70
125963
842
buluşmak,
02:06
marriage,
71
126805
868
evlenmek,
02:07
having kids,
72
127673
1076
çocuklarının olması
02:08
or just sex.
73
128749
1489
ya da sadece seks.
02:10
But these loving actions can be subjective
74
130238
2295
Fakat bu davranışlar kişiye bağlı ya da kültürle alakalıdır.
02:12
or culturally relative.
75
132533
1716
02:14
You may love or be someone who can't have kids
76
134249
3038
Çocuğu olmayan ya da çocuk istemeyen birini sevebilirsin
02:17
or doesn't want to,
77
137287
1254
ya da o kişi sen olabilirsin,
02:18
who believes in marriage but also in divorce,
78
138541
2252
evliliğe inanan ama boşanan,
02:20
who's from a culture where people don't really date
79
140793
2175
insanların bizim anlayışımıza göre flört etmediği bir kültürden olan
02:22
the way we think of dating,
80
142968
1780
02:24
or who just doesn't want to make out on the bus.
81
144748
2617
ya da sadece otobüste yakınlaşmak istemeyen.
Ama eğer aşk tarif edebileceğimiz bir şeyse,
02:27
But if love is a thing that we can define,
82
147365
2216
02:29
then how can it mean opposite things
83
149581
1567
o zaman nasıl birçok insan için farklı anlamlar ifade edebiliyor?
02:31
for so many people?
84
151148
1515
02:32
So, maybe love's just all in your head,
85
152663
1723
Yani belki de aşk tamamen kafanda;
02:34
a personal mystery winding through your neural pathways
86
154386
2552
sinir sisteminde dolanarak
02:36
and lighting up pleasing, natural rewards
87
156938
2410
hazzı, doğal ödül sistemini ışıklandıran kişisel bir gizem rüzgarı.
02:39
in your nervous system.
88
159348
1714
Muhtemelen bu ödüller bağımlılık yapıyor.
02:41
Perhaps these rewards are addictive.
89
161062
1896
02:42
Perhaps love is a temporary
90
162958
1367
Belki de aşk bir kişiye duyulan geçici ya da kalıcı bağımlılık;
02:44
or permanent addiction to a person,
91
164325
2529
02:46
just like a person can be addicted to a drug.
92
166854
2609
tıpkı uyuşturucu bağımlılığı gibi.
02:49
I don't mean to be edgy
93
169463
1148
Pop şarkılarındaki gibi gergin görünmeye çalışmıyorum.
02:50
like some pop song.
94
170611
1060
02:51
Evidence shows that chemicals in your brain
95
171671
1992
Kanıtlar gösteriyor ki beyindeki kimyasallar başka biri tarafından
02:53
stimulated by another person
96
173663
1500
02:55
can make you develop a habit for that person.
97
175163
2580
kendisine bağımlılık yaratacak şekilde etkilenebiliyor.
02:57
The person comes to satisfy
98
177743
1254
Kişi bunu psikolojik bir özlemle arzuluyor
02:58
a physiological craving,
99
178997
1628
03:00
and you want more.
100
180625
1291
ve daha fazla istiyorsunuz.
03:01
But then sometimes,
101
181916
1000
Ama bazen de yavaş ya da ani bir şekilde,
03:02
slowly or suddenly,
102
182916
1415
03:04
you don't.
103
184331
1060
istemiyorsunuz.
03:05
You've fallen out of love,
104
185391
1261
Diyelim ki aşkın bitti, bağımlılığından kurtuldun,
03:06
become unaddicted,
105
186652
1208
03:07
for a spell.
106
187860
1054
03:08
What happened?
107
188914
1048
kısa süreliğine.
Ne oldu?
03:09
Does one develop a tolerance or hit a limit?
108
189962
2531
İnsan dayanım geliştirebiliyor ya da limitine mi ulaşıyor?
03:12
Why do some lovers stay addicted
109
192493
1645
Neden bazı aşıklar hayatları boyunca birbirlerine bağımlı kalıyorlar?
03:14
to each other their entire lives?
110
194138
1767
03:15
Perhaps to create new lives,
111
195905
1559
Yeni hayatlar yaratarak, türlerini çoğaltmak için mi?
03:17
to proliferate their species?
112
197464
1550
03:19
Maybe love is just human DNA's optimal method
113
199014
2486
Belki de aşk sadece insan DNA'sının
03:21
for bringing about its own replication.
114
201500
2414
kendi kopyasını yaratmak için en uygun yöntemi.
03:23
There are evolutionary arguments
115
203914
1337
İnsanların tüm eşleşme davranışlarına dayanan evrimsel tartışmalar,
03:25
regarding every human mating behavior,
116
205251
1913
03:27
from how we display ourselves to potential mates,
117
207164
2405
kendimizi potansiyel eşlerimize nasıl sunduğumuzu
03:29
to how we treat each other in relationships,
118
209569
2174
ilişkilerde birbirimize nasıl davrandığımızı,
03:31
to how we raise kids.
119
211743
1620
çocuk yetiştirme tarzımızı ele alıyor.
03:33
Thus, some argue that the feeling
120
213363
2045
Sonuç olarak, ruhunda hissettiğin bu duygunun
03:35
you think you feel in your soul
121
215408
2011
sadece türünü devam ettirmen için gereken
03:37
is just biology's way to make you continue our species.
122
217419
3192
biyolojik bir durum olduğunu söyleyenler var.
03:40
Nature has selected you
123
220611
1429
Doğa çekici kişilerle aşık olmanı seçti,
03:42
to have crushes on hotties,
124
222040
1826
03:43
just like it makes monkeys
125
223866
1209
tıpkı maymunların, çekici maymunlara aşık olduğu gibi.
03:45
have crushes on hot monkeys,
126
225075
1582
03:46
and biology marches on.
127
226657
2001
Ve biyoloji ilerler.
03:48
But is that all love is?
128
228658
1645
Peki aşk bu kadar mı?
03:50
Or, perhaps worse, is it just a construct,
129
230303
2348
Ya da belki daha kötüsü
bu sadece sahte bir amaç uğruna birbirimizi denemeye ikna ettiğimiz
03:52
some fake concept we all convince each other
130
232651
2455
03:55
to try to live up to
131
235106
1144
sahte bir duygu mu?
03:56
for a fake sense of purpose?
132
236250
1409
03:57
Maybe it is a construct,
133
237659
1168
Belki de bu bir yapıdır
03:58
but let's be more precise
134
238827
1305
ama hadi ne yapısı olduğu hakkında daha spesifik olalım
04:00
about what a construct is
135
240132
1449
04:01
because love is constructed from reality:
136
241581
2836
çünkü aşk gerçeklerden inşa edilir:
04:04
Our experiences,
137
244417
998
Kendi deneyimlerimiz,
04:05
feelings,
138
245415
667
hissettiklerimiz,
04:06
brain chemistry,
139
246082
1124
beyin kimyamız,
04:07
cultural expectations,
140
247206
1129
kültürel beklentilerimiz,
04:08
our lives.
141
248335
1845
hayatlarımız.
04:10
And this edifice can be viewed
142
250180
1332
Bu mabet sonsuz boyuttan görülebilir:
04:11
through countless dimensions:
143
251512
1306
04:12
scientific,
144
252818
910
bilimsel,
04:13
emotional,
145
253728
696
duygusal,
04:14
historical,
146
254424
902
tarihsel,
04:15
spiritual,
147
255326
895
ruhsal,
04:16
legal,
148
256221
771
04:16
or just personal.
149
256992
1803
yasal,
ya da kişisel.
04:18
If no two people are the same,
150
258795
2119
Eğer iki insan aynı değilse,
04:20
no two people's love is the same either.
151
260914
2825
aşkları nasıl aynı olsun ki.
04:23
So, in every loving relationship,
152
263739
1761
Yani, bütün aşk ilişkilerinde
04:25
there's a lot to talk about
153
265500
1482
konuşulacak çok şey var
04:26
and partners should be open to that,
154
266982
1891
ve partnerler bu konuya açık olmalı
04:28
or the relationship probably won't last.
155
268873
2572
yoksa ilişki muhtemelen uzun sürmez.
04:31
Love is always up for discussion
156
271445
1390
Aşk her zaman tartışmaya açıktır ve kesinlikle, inşa halindedir.
04:32
and, sure, under construction.
157
272835
2276
04:35
So, if we can't define it,
158
275111
1438
Yani, eğer bunu tanımlayamıyorsak bu iyiye işarettir.
04:36
that's a good sign.
159
276549
1166
04:37
It means we're all still making it.
160
277715
1924
Bunu hala başarabiliyoruz demektir.
04:40
Wait, I didn't mean,
161
280408
1230
Bekleyin, kastettiğim bu değildi.
04:41
you know what I meant.
162
281638
1244
Eh, kastettiğimi anladınız siz.

Original video on YouTube.com
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7