Etacude English Teachers Interview with Eric Wesch | Speak English Fluently with Steve Hatherly

Welcome to another edition of Speak English Fluently.

İngilizceyi Akıcı Bir Şekilde Konuşun'un başka bir baskısına hoş geldiniz.

I am your host, Steve Hatherly.

Ben ev sahibinizim, Steve Hatherly.

And I thank you for joining us once again.

Ve bize katıldığınız için bir kez daha teşekkür ederim.

I’m very excited today because my guest is Mr. Eric Wesch.

Bugün çok heyecanlıyım çünkü konuğum Bay Eric Wesch.

He is originally from South Africa.

Kendisi aslen Güney Afrikalıdır.

He's been in Korea for about 10 years now, in total, teaching English.

Toplamda yaklaşık 10 yıldır Kore'de İngilizce öğretiyor.

But in 2019, that's when Eric decided to start a YouTube channel,

Ancak 2019'da Eric bir YouTube kanalı kurmaya karar verdi

and the channel is called Etacude.

ve kanalın adı Etacude oldu.

Now, it's an interesting channel because it's about education.

İlginç bir kanal çünkü eğitimle ilgili.

But it's focusing on teachers.

Ama öğretmenlere odaklanıyor.

It's a channel that is dedicated to helping teachers become, quote, and I quote from the

Öğretmenlerin alıntı yapmasına yardımcı olmaya adanmış bir kanal ve

YouTube channel, “An unstoppable force in the classroom.”

YouTube kanalından alıntı yapıyorum: "Sınıfta durdurulamaz bir güç."

Mr. Eric Wesch, thank you very much for joining me today.

Bay Eric Wesch, bugün bana katıldığınız için çok teşekkür ederim.

It's a… it's a real pleasure to meet you.

Bu... sizinle tanışmak gerçekten büyük bir zevk.

Hi, Steve.

Merhaba Steve.

Thank you so much for having me.

Beni kabul ettiğin için çok teşekkür ederim.

It's… it's a pleasure to be here today.

Bugün burada olmak bir zevk.

I’ve just come from visiting your YouTube channel and watching some of your videos

Az önce YouTube kanalınızı ziyaret edip bazı videolarınızı izledim

and we're going to talk a lot about Etacude.

ve Etacude hakkında bol bol konuşacağız.

And… and what it is, and what it's for.

Ve… ve ne olduğu ve ne için olduğu.

But first, let's start by talking about you.

Ama önce sizden bahsederek başlayalım.

You are from South Africa originally.

Aslen Güney Afrikalısınız.

Which… which part may I ask?

Hangi… hangi kısmı sorabilirim?

Well, South Africa is very interesting.

Güney Afrika çok ilginç.

Um you've got Johannesburg, or Johannesburg at the… in the north, and then you've got

Um, kuzeyde Johannesburg veya Johannesburg var ve sonra

Cape Town in the South.

güneyde Cape Town var.

Um the easiest way for me to explain, is that I live about an hour away from Johannesburg.

Benim için açıklamanın en kolay yolu Johannesburg'dan yaklaşık bir saat uzakta yaşadığımdır.

Okay, very good.

Tamam çok iyi.

Would that be considered the countryside a little bit?

Bu biraz kırsal sayılır mı?

A little bit, yeah.

Biraz, evet.

It's… it's not a city.

Bu… bu bir şehir değil.

I grew up in a town with a population of 200,000 people so not very big.

Ben nüfusu 200.000 olan, çok da büyük olmayan bir kasabada büyüdüm.

Well that's… that's huge.

Bu… bu çok büyük.

I really enjoyed it.

Bu gerçekten hoşuma gitti.

It's big, yeah.

Çok büyük, evet.

Very good.

Çok güzel.

Uh… what made you come to Korea originally, I wonder?

Ah… seni Kore'ye getiren şey neydi acaba?

Well, I started teaching in 2007.

2007 yılında öğretmenliğe başladım.

And I taught in South Africa for a couple of years.

Birkaç yıl Güney Afrika'da öğretmenlik yaptım.

Okay.

Tamam aşkım.

But, because South Africa is so far away from, well, the rest of the world, I wanted to explore

Ancak Güney Afrika dünyanın geri kalanından çok uzakta olduğu için

and see other places.

başka yerleri

So, I did some research on countries to travel and to teach at.

keşfetmek ve görmek istedim . Bu yüzden seyahat edeceğim ve ders vereceğim ülkeler hakkında biraz araştırma yaptım.

And I heard some good things about South Korea.

Güney Kore hakkında da güzel şeyler duydum.

And then, yeah, just came to South Korea to teach.

Ve sonra evet, Güney Kore'ye öğretmenlik yapmaya geldim.

And I’ve been here ever since.

Ve o zamandan beri buradayım.

And you learned that all of those good things that you heard before were very very true,

Ve daha önce duyduğunuz tüm o güzel şeylerin çok çok doğru olduğunu öğrendiniz,

right?

değil mi?

Most of them, definitely.

Çoğu kesinlikle.

Were you teaching English as a second language in South Africa, or were you teaching in the

Güney Afrika'da İngilizceyi ikinci dil olarak mı öğretiyordunuz yoksa devlet okulu sisteminde mi öğretiyordunuz

public school system?

?

I was teaching in the public school system.

Devlet okulu sisteminde öğretmenlik yapıyordum.

And I had to teach a few topics, a few subjects.

Ve birkaç konuyu, birkaç konuyu öğretmem gerekiyordu.

Uh one was, uh, English, and the other one was, um, I had to teach some social sciences.

Biri İngilizceydi, diğeri ise bazı sosyal bilimler öğretmek zorundaydım.

So I’ve uh I had a few classes, but it were… it was at a public school.

Birkaç dersim vardı ama... bir devlet okulundaydı.

I see.

Anlıyorum.

From looking at your YouTube channel, and reading your channel description, I saw, and

YouTube kanalınıza baktığımda ve kanal açıklamanızı okuduğumda,

learned, that you've taught almost all ages here in the country.

ülkede neredeyse her yaştan insana eğitim verdiğinizi gördüm ve öğrendim.

I have.

Sahibim.

Uh, I have.

Evet, yaptım.

I’m very fortunate to have taught all ages.

Her yaştan öğretmenlik yaptığım için çok şanslıyım.

I’ve taught kindergarten.

Anaokulunda öğretmenlik yaptım.

I’ve taught elementary school a lot.

İlkokulda çok ders verdim.

I’ve taught high school.

Lise öğretmenliği yaptım.

And now, currently, I’m teaching at a university.

Ve şu anda bir üniversitede ders veriyorum.

Um, I’ve also had the opportunity to work with adults to teach business, and other types

Ayrıca yetişkinlere iş ve kariyerle ilgili diğer konuları öğretmek için çalışma fırsatım da oldu

of career related topics, too.

.

Very good.

Çok güzel.

Is there any particular age group that stands out to you as your favorite?

Favoriniz olarak öne çıkan belirli bir yaş grubu var mı?

Well, every age group has its, uh, benefits and well also its struggles, or its challenges.

Her yaş grubunun kendine göre faydaları olduğu gibi, kendi mücadeleleri veya zorlukları da vardır.

And I feel with younger learners, they have a lot of energy, and you can have fun with

Ve genç öğrencilerin çok fazla enerjiye sahip olduklarını ve onlarla eğlenebileceğinizi hissediyorum

them.

.

But, it's also very draining.

Ama aynı zamanda çok yorucu.

Then with all the students, they are very self-motivated.

Sonra tüm öğrenciler kendi kendilerini motive ediyorlar.

But… and you don't have to struggle with classroom management.

Ama… ve sınıf yönetimiyle uğraşmanıza gerek yok.

But it's sometimes difficult to get them to talk and to be excited about a topic.

Ancak bazen onları konuşturmak ve bir konu hakkında heyecanlandırmak zordur.

So, um, to answer your question, I actually prefer, right now, to teach adults, or students

Sorunuzu cevaplamak gerekirse, aslında şu anda yetişkinlere veya öğrencilere ders vermeyi tercih ediyorum

because they are much easier.

çünkü bunlar çok daha kolay.

But, every now and again, I like to go and work with young learners because they're so

Ama arada sırada genç öğrencilerle gitmeyi ve onlarla çalışmayı seviyorum çünkü onlar çok

much fun and uh it's… it's a… we can play so many games, and it's very engaging.

eğlenceli ve ah bu… bu… pek çok oyun oynayabiliriz ve bu çok ilgi çekici.

So you were teaching for about seven years in Korea and you're living down in Daegu now

Yani yaklaşık yedi yıldır Kore'de öğretmenlik yapıyordunuz ve şu anda Daegu'da yaşıyorsunuz,

is that correct?

doğru mu?

That's right.

Bu doğru.

Well I taught three years in South Africa.

Güney Afrika'da üç yıl öğretmenlik yaptım.

Five years in Busan, where I taught at a science high school.

Busan'da beş yıl fen lisesinde öğretmenlik yaptım.

I really enjoyed it, very smart students.

Gerçekten çok eğlendim, çok akıllı öğrenciler.

And now I’m currently teaching at Daegu.

Ve şu anda Daegu'da öğretmenlik yapıyorum.

And I’ve been here for five years, so 10 years in Korea.

Beş yıldır buradayım, yani 10 yıldır Kore'deyim.

If you're not familiar with the geography of Korea, Daegu is on the South Eastern side

Kore coğrafyasına aşina değilseniz Daegu

of the country, right?

ülkenin Güneydoğu tarafındadır, değil mi?

Great geography there.

Harika bir coğrafya var.

I had to kind of check my memory first.

Önce hafızamı kontrol etmem gerekiyordu.

Um, well, like I was getting to, so you were in Korea for about seven years I guess when

Şey, benim de anladığım gibi, Etacude adlı YouTube kanalını kurmaya karar verdiğinde

you decided to make the YouTube channel called Etacude.

sanırım yaklaşık yedi yıldır Kore'deydin .

So let's talk about that decision to start a channel in the first place.

O halde ilk etapta kanal kurma kararı hakkında konuşalım.

And then maybe you can segue into talking about what the channel is actually about.

Ve sonra belki kanalın gerçekte neyle ilgili olduğu hakkında konuşmaya geçebilirsiniz.

Well, I’d love to.

Çok isterim.

Um, you know I’ve…

Um, biliyorsun ben…

I’ve been teaching for a long time and… and I remember when I first started teaching.

Uzun zamandır öğretmenlik yapıyorum ve… ve öğretmenliğe ilk başladığım zamanı hatırlıyorum.

I was so desperate to find answers.

Cevap bulma konusunda o kadar çaresizdim ki.

I was so…

Ben öyleydim…

I really wanted someone to help me to… to help me, how do I run a class?

gerçekten birisinin bana yardım etmesini istedim… bana yardım etmesini, bir dersi nasıl yönetebilirim?

How do I deal with students?

Öğrencilerle nasıl ilgilenirim?

How do I make lesson plans?

Ders planlarını nasıl yaparım?

What activities can I use with my students?

Öğrencilerimle hangi etkinlikleri kullanabilirim?

And I remember, I was …this was while I was studying.

Ve hatırlıyorum ki, ben…bu, ders çalıştığım sıradaydı.

I was a student.

Ben öğrenciydim.

Many years ago.

Yıllar önce.

Many years ago, when I was a student.

Yıllar önce, öğrenciyken.

And I was so desperate for help, and even though I had professors, and other teachers

Yardıma o kadar muhtaçtım ki,

there, I…

orada profesörlerim ve başka öğretmenlerim olmasına rağmen, ben...

I felt like I still needed more support.

hâlâ daha fazla desteğe ihtiyacım olduğunu hissettim.

I’ve…

Ben...

I felt like, um, they have failed me.

beni hayal kırıklığına uğrattıklarını hissettim.

I tried to read books, um, YouTube didn't exist back then.

Kitap okumaya çalıştım, o zamanlar YouTube yoktu.

But I was looking for information everywhere, and I just couldn't find it.

Ama her yerde bilgi arıyordum ama bulamadım.

And then, for years, I just had that feeling of I want to give back because I know… how

Ve sonra, yıllar boyunca, geri vermek istediğim hissine kapıldım çünkü biliyorum ki…

it was to start without any help.

yardım almadan başlamanın nasıl olduğunu.

And for years, I had this feeling, oh I need to try and find a way to… to help other

Ve yıllardır, diğer öğretmenlere yardım etmenin bir yolunu bulmam gerektiğini hissettim

teachers.

.

But the problem was… the problem was that I was deathly afraid, and… of being in front

Ama sorun şuydu ki... sorun benim ölesiye korkmamdı ve...

of a camera.

kameranın önünde olmaktan.

Oh, interesting.

Oh ilginç.

I hated the sound of my own voice.

Kendi sesimden nefret ediyordum.

It's still very bad.

Hala çok kötü.

And whenever somebody would take a video, I would almost run out of the room.

Ve ne zaman birisi video çekse, neredeyse odadan dışarı koşuyordum.

And so, at some point, I just realized that, this need for me to try and help other teachers

Ve böylece, bir noktada, diğer öğretmenlere yardım etmeye çalışma ihtiyacımın,

out there, um, outweighed the… the… the fear of cameras.

kamera korkusundan daha ağır bastığını fark ettim.

And the fear of learning something new.

Ve yeni bir şey öğrenme korkusu.

So, eventually, I just bit the bullet.

Yani sonunda kurşunu ısırdım.

That means, uh, I decided to do it.

Bu, bunu yapmaya karar verdiğim anlamına geliyor.

And I started the channel.

Ve kanalı açtım.

And three years later, here I am not that afraid of video.

Ve üç yıl sonra artık videodan o kadar da korkmuyorum.

Actually embracing it, and learning something new about, um, video and audio, and, um, writing

Aslında bunu benimsiyorum ve video ve ses hakkında yeni bir şeyler öğreniyorum ve

scripts and YouTube every single day.

her gün senaryolar ve YouTube yazıyorum .

Well I guess you are being a great teacher in that sense because you are leading by example.

Sanırım bu anlamda harika bir öğretmen oluyorsunuz çünkü örnek olarak liderlik ediyorsunuz.

You are showing your students that, hey, I was afraid to learn something new, but I did

Öğrencilerinize yeni bir şey öğrenmekten korktuğumu gösteriyorsunuz ama ben yaptım

it, so you can, too.

, böylece siz de yapabilirsiniz.

Yeah, definitely.

Evet kesinlikle.

You know, as teachers, uh, we are supposed to be role models, and I think if we can show

Bilirsiniz, öğretmenler olarak rol model olmamız gerekiyor ve bence eğer

our students that, listen, here is this huge obstacle or, that I have to overcome, or this

öğrencilerimize şunu gösterebilirsek, dinleyin, işte bu büyük engeli aşmam gerekiyor ya da

wall between me and my goals if you apply yourself, and you work very hard, then you

benimle hedeflerim arasında bu duvar var. Eğer kendinizi uygularsanız ve çok çalışırsanız o zaman

can cross that wall, and you can achieve your goals.

o duvarı aşabilir ve hedeflerinize ulaşabilirsiniz.

So especially with language learning, uh, one… one of my greatest skills, I believe,

Yani özellikle dil öğreniminde, en büyük becerilerimden biri, inanıyorum ki,

one of my greatest skills is to try and get my students to talk.

en büyük becerilerimden biri, öğrencilerimi konuşturmaya çalışmaktır.

Because as a language learner… as a language teacher our students are very often shy or

Çünkü bir dil öğrencisi olarak… bir dil öğretmeni olarak öğrencilerimiz genellikle utangaçtır veya

they don't want to speak out loud.

yüksek sesle konuşmak istemezler.

They don't want to communicate with their friends.

Arkadaşlarıyla iletişim kurmak istemiyorlar.

They are… they… they hate public speaking.

Onlar... onlar... topluluk önünde konuşmaktan nefret ediyorlar.

So um, one of my skills is to try and get that out of my students.

Yani, becerilerimden biri de bunu öğrencilerimden çıkarmaya çalışmak.

Um, I think it's so important to… to show them that you know… there's by… by applying

Um, bence... onlara bunu bildiğini göstermek... bunu... deneyerek...

yourself by trying…

kendini uygulayarak...

trying new things, uh, you will learn, and you will grow, and there…

yeni şeyler deneyerek, öğreneceksin ve büyüyeceksin ve orada...

there's nothing to be afraid of, only you know, there's only success that will come

korkacak hiçbir şey yok, Sadece sen biliyorsun, gelecekte

in the future.

sadece başarı gelecektir

I think you did a great thing by recognizing that there was a need for a channel like Etacude.

. Etacude gibi bir kanala ihtiyaç olduğunu fark ederek harika bir şey yaptığınızı düşünüyorum.

Because I remember, I’ve been in Korea for 20 years now and I haven't been, uh, teaching

Çünkü hatırlıyorum, 20 yıldır Kore'deyim ve

in a classroom for… for quite some time now, but in the very beginning, when I first

uzun süredir bir sınıfta öğretmenlik yapmıyorum ama en başta, ilk geldiğimde

came, I could have used all the help that I… that I could get.

kullanabilirdim. alabileceğim tüm yardımlar... alabileceğim her şey.

And there were no resources outside of like you said, uh, my co-workers and things like

Ve sizin dediğiniz gibi iş arkadaşlarım ve bunun gibi şeyler dışında hiçbir kaynak yoktu

that.

.

So you had this idea, okay, so I’m gonna make a YouTube channel dedicated to helping

Aklına şöyle bir fikir geldi, tamam, ben de öğretmenlere yardım etmeye adanmış bir YouTube kanalı oluşturacağım

teachers.

.

But that's a very broad, that's a very broad topic, so how did you decide where you were

Ama bu çok geniş bir konu, bu çok geniş bir konu. Peki nereden başlayacağınıza

going to start?

nasıl karar verdiniz

Well… well that… that's very interesting, um…

? Peki… işte bu… bu çok ilginç, ımm…

Well before I started, I knew that my first video and my first idea won't be perfect.

Başlamadan önce, ilk videomun ve ilk fikrimin mükemmel olmayacağını biliyordum.

It won't be perfect, um, and I just decided to start making some videos on topics that

Mükemmel olmayacak ve ben de

I’m interested in.

ilgi duyduğum konularla ilgili videolar hazırlamaya karar verdim.

And also, topics that I’ve heard people need some help with.

Ayrıca insanların yardıma ihtiyaç duyduğunu duyduğum konularla ilgili.

I started out with, I think, a couple of, um, words in Korean for new teachers to use.

Sanırım yeni öğretmenlerin kullanabileceği birkaç Korece kelimeyle başladım.

Okay.

Tamam aşkım.

Come to Korea.

Koreye gel.

So I did some even though my Korean isn't very good.

Korecem çok iyi olmasa da bazılarını yaptım.

I…

Ben…

I wanted to share some… some tips and tricks to new teachers.

yeni öğretmenlerle bazı… bazı ipuçlarını ve püf noktalarını paylaşmak istedim.

Those videos weren't very good, but I was…

Bu videolar pek iyi değildi ama ben…

I was, um, I was so proud of myself for being in front of a camera and trying.

Ben, ımm, kameranın önünde olduğum ve denediğim için kendimle çok gurur duyuyordum.

And then after that, um, I started trying new things.

Ve ondan sonra yeni şeyler denemeye başladım.

Um, trying to do videos on activities, or if somebody mentioned that they needed some

Etkinliklerle ilgili videolar çekmeye çalışırken ya da birisi dersin ilk gününde yardıma

help with the first day of class, I started making videos on whatever the need was.

ihtiyacı olduğunu söylediğinde , ihtiyaç ne olursa olsun onunla ilgili videolar yapmaya başladım.

And now, I’ve got all these ideas of videos that I make.

Ve şimdi, hazırladığım videolarla ilgili tüm bu fikirlerim var.

And whenever someone suggests it, I do some research and I try to present something useful

Ve birisi bunu önerdiğinde, biraz araştırma yapıyorum ve

to them.

onlara

Well that's great because you have an audience of teachers who are constantly learning themselves

faydalı bir şeyler sunmaya çalışıyorum . Bu harika çünkü sürekli olarak kendi kendine öğrenen

and asking you questions and that helps you create your content, right?

, size sorular soran ve içeriğinizi oluşturmanıza yardımcı olan öğretmenlerden oluşan bir kitleniz var

100% Um, one of the things that I do is, for the

, değil mi? % 100 Um, son iki yıldır yaptığım şeylerden biri,

past two years, every Sat… every Sunday night at 10 p.m.,

her Cumartesi... her Pazar gecesi saat 22:00'de

I have a one hour live stream.

bir saatlik canlı yayınım var.

Where, um, I’ve got teachers joining and sharing what's going on in their lives and

Burada öğretmenlerim katılıyor ve hayatlarında ve

in their classes.

sınıflarında neler olup bittiğini paylaşıyorlar.

I’ve got English learners coming to the live stream just to chat.

Sadece sohbet etmek için canlı yayına gelen İngilizce öğrencilerim var.

And I get so many ideas from teachers saying, listen, I’m doing this in my class and it's

Ve öğretmenlerden şunu söyleyen pek çok fikir alıyorum: Dinleyin, bunu sınıfımda yapıyorum ve

working.

işe yarıyor.

Or I’ve got this problem, or what…

Ya da bende bu sorun var ya da ne...

what advice would you give?

ne tavsiye edersiniz?

So for…

Yani…

I’ve almost done…

neredeyse bitirdim…

I’ve done 150…

150 yaptım…

I think it's 150.

sanırım 150.

Almost 150, um, live streams of just talking for an hour.

Neredeyse 150, ımm, sadece bir saat boyunca konuştuğumuz canlı yayın.

And I’ve learned so much from teachers, um, out there, you know…

Ve oradaki öğretmenlerden o kadar çok şey öğrendim ki...

When we're only one person, we've only got one experience.

Tek bir kişi olduğumuzda, tek bir deneyimimiz olur.

But I’m so grateful to be able to talk to many teachers and learn from them.

Ama birçok öğretmenle konuşabildiğim ve onlardan bir şeyler öğrenebildiğim için çok minnettarım.

It's true because everybody has a different experience in the classroom, right.

Bu doğru çünkü herkesin sınıfta farklı bir deneyimi var, değil mi?

That's really cool you've done 150 live streams.

150 canlı yayın yapmış olmanız gerçekten harika. Ve bu

And that's great practice for you to get over your fear of being in front of the camera

, artık sahip olmadığınız, kamera önünde olma korkunuzun üstesinden gelmeniz için harika bir pratik

that you obviously don't have anymore.

.

Yeah, I don't think I’ve got that fear anymore.

Evet, artık o korkuya sahip olduğumu sanmıyorum.

I…

Ben…

I just realized you know, I just realized that whatever happens, just let go, um, relax,

az önce farkettim ki, ne olursa olsun, sadece akışına bırak, ımm, rahatla,

you know, and do your best, you know, that's… that's all that can be expected of you.

bilirsin ve elinden gelenin en iyisini yap, biliyorsun, işte… senden beklenebilecek tek şey bu.

I think so…

Öyle düşünüyorum…

So often we…

Çoğu zaman biz…

we…

biz…

we think that we're being watched or that we should be better than we are, but you know

izlendiğimizi ya da olduğumuzdan daha iyi olmamız gerektiğini düşünüyoruz, ama biliyorsun ki

I can only be who I am in the moment and hopefully I can do my best, you know.

ben yalnızca şu an olduğum kişi olabilirim ve umarım elimden gelenin en iyisini yapabilirim, sen Bilmek.

The channel now is doing extremely well.

Kanal şu ​​anda son derece iyi durumda.

Somewhere in the area of what almost 89,000 subscribers now.

Şu anda neredeyse 89.000 aboneye yakın bir yerde.

I think was what was the number that I saw.

Sanırım gördüğüm sayı neydi?

Was that immediate success for the channel, or has it been growing consistently over the

Bu, kanal için anlık bir başarı mıydı, yoksa üç yıldır istikrarlı bir şekilde büyüyor mu

three years?

?

Three years for a YouTube channel is not really a long time so you've… congratulations you've

Bir YouTube kanalı için üç yıl aslında çok uzun bir süre değil, bu nedenle... tebrikler,

done really really well for yourself.

kendiniz için gerçekten çok iyi bir iş çıkardınız.

Thank you so much.

Çok teşekkür ederim.

Um yeah, I’ve…

Um evet, ben...

I’ve been…

ben...

I’ve been very fortunate to have so many teachers support me.

beni destekleyen bu kadar çok öğretmen olduğu için çok şanslıyım.

Um, I think um I…

Hım, sanırım ben...

I… even though I work very hard, I’m very fortunate to have many teachers out there.

ben... çok çalışmama rağmen, orada birçok öğretmenim olduğu için çok şanslıyım.

And also, English learners, um, so eager to learn new things and that has really pushed

Ayrıca İngilizce öğrenenler yeni şeyler öğrenmeye çok hevesliler ve bu da beni gerçekten zorladı.

me to… to be more active and to find more useful resources to share.

daha aktif olmam ve paylaşacak daha faydalı kaynaklar bulmam için.

So I think, um, you know, whenever we do something and it comes from, uh, from a place of trying

Yani bence, ne zaman bir şey yapsak ve bu

to help and assist others, you know, you will only have positive results and that's… that's

başkalarına yardım etmeye çalışmaktan geliyorsa, yalnızca olumlu sonuçlar elde edersiniz ve bu da

kept me going.

beni devam ettiren şey.

Etacude, and you informed me of this just before we started, and it was a kind of a

Etacude, sen de başlamadan hemen önce bana bundan bahsetmiştin ve bu

mind-blowing moment for me.

benim için akıllara durgunluk veren

Uh, you can tell the audience what you told what you told me before we started today.

bir andı . Bugün başlamadan önce bana söylediklerinizi seyirciye de anlatabilirsiniz.

Okay, so it's Etacude, e-t-a-c-u-d-e, um, I’ve had so many teachers say, “Eric,

Tamam, yani bu Etacude, etacude, ımm, pek çok öğretmenim şöyle dedi: “Eric,

that's such an interesting word.

bu çok ilginç bir kelime.

What does it mean?”

Bu ne anlama geliyor?"

I’ve had long time viewers that have watched me for… for years saying Eric, um, and then

Uzun süredir beni izleyen izleyicilerim var… yıllardır Eric diyorlar, ımm, ve sonra

in a live stream they say…

canlı yayında diyorlar ki…

they asked me Eric how did you come up with the name?

bana Eric'i sordular, ismi nasıl buldun?

What does it mean?

Bu ne anlama geliyor?

And actually Etacude, if you read it backwards, is ‘educate,’ right?

Ve aslında Etacude, tersten okursanız 'eğitmek' anlamına geliyor, değil mi?

And, um, I picked that up.

Ve bunu ben de aldım.

I’m so happy to pick that that… that name, but you know what happens, Steve?

Bu ismi seçtiğim için çok mutluyum ama ne olur biliyor musun Steve?

It's… it's actually funny, um, uh, one of my friends, Robin Shaw actually gave me some

Bu... aslında çok komik, arkadaşlarımdan biri, Robin Shaw bana

good advice.

güzel tavsiyeler verdi.

Originally, my YouTube channel's name was just Etacude.

Başlangıçta YouTube kanalımın adı sadece Etacude'du.

Okay.

Tamam aşkım.

And I liked it.

Ve ben bunu sevdim.

I knew what it meant and it was for teachers.

Bunun ne anlama geldiğini biliyordum ve öğretmenler içindi.

It was unique.

Benzersizdi.

And then my friend, Robin suggested, “Eric, I like the name but people don't know what

Sonra arkadaşım Robin şunu önerdi: "Eric, ismi hoşuma gitti ama insanlar kanalın

the channel is about.”

neyle ilgili olduğunu bilmiyor ."

So I thought, yeah, he's right.

Ben de evet haklı olduğunu düşündüm.

And I changed the name to Etacude English Teachers.

Ve adını Etacude İngilizce Öğretmenleri olarak değiştirdim.

Now whenever someone sees the name, they know, okay well, this is about… this is for English

Şimdi birisi bu ismi gördüğünde, şunu anlıyor: tamam, bu şununla ilgili… bu İngilizce

teachers.

öğretmenleri için.

And the other problem is, if somebody wanted to search Etacude, um, they… they might

Diğer sorun ise, eğer birisi Etacude'u aramak isterse, onlar...

not know what the what…

ismin ne anlama geldiğini bilemeyebilirler

what the name means, so it might be difficult to search for it.

, dolayısıyla onu aramak zor olabilir.

So, um, after changing the name, I’ve…

Yani, ımm, ismi değiştirdikten sonra, ben...

I’ve had, um, I’ve seen a lot more progress.

ben, ımm, çok daha fazla ilerleme gördüm.

So I’m very grateful to Robin for giving me that advice.

Bu yüzden bana bu tavsiyeyi verdiği için Robin'e çok minnettarım.

Great advice indeed.

Gerçekten harika tavsiye.

So let's talk, uh, a little bit more in detail about the channel.

O halde kanal hakkında biraz daha detaylı konuşalım.

What kind of videos can teachers see there?

Öğretmenler orada ne tür videolar görebilir?

If the teachers or students, I should say, should they visit your channel?

Öğretmenler veya öğrenciler kanalınızı ziyaret etmeli mi?

Okay, my goal is to make useful videos for teachers.

Tamam, amacım öğretmenler için faydalı videolar hazırlamak.

So whenever I have some tips, some activities, or free resources, I share it with the community.

Bu yüzden ne zaman elimde bazı ipuçları, bazı aktiviteler veya ücretsiz kaynaklar olsa, bunları toplulukla paylaşıyorum.

When…

Ne zaman…

when Covid happened, I… teachers had to move online, so I created a whole series about

Kovid gerçekleştiğinde, ben… öğretmenler internete geçmek zorunda kaldı, bu yüzden çevrimiçi nasıl ders verileceği

how to teach online.

hakkında bir dizi oluşturdum

And then I’ve also done videos on activities.

. Daha sonra etkinliklerle ilgili videolar da hazırladım.

Because teachers need to keep their students busy, so I did lots of videos on activities.

Öğretmenlerin öğrencilerini meşgul etmesi gerektiğinden etkinliklerle ilgili birçok video hazırladım.

Especially I like activities about everything but activities about special events, like

Özellikle Noel etkinlikleri veya bilirsiniz Cadılar Bayramı etkinlikleri

Christmas activities, or you know Halloween activities, so those are very popular.

gibi özel etkinliklerle ilgili etkinlikler dışında her şeyle ilgili etkinlikleri severim

For myself, I also like making videos on classroom management.

, bu yüzden bunlar çok popüler. Kendi adıma sınıf yönetimiyle ilgili videolar çekmeyi de seviyorum.

Because when you start as a new teacher, you don't know how to control a class.

Çünkü yeni bir öğretmen olarak başladığınızda sınıfı nasıl kontrol edeceğinizi bilemezsiniz.

So a lot of my videos that I enjoy making, is all about how to teach… a teacher to

Yapmaktan keyif aldığım videolarımın çoğu, bir öğretmene

not just be strict, but be a good teacher and control the classroom and help them.

sadece katı olmayı değil, aynı zamanda iyi bir öğretmen olmayı, sınıfı kontrol etmeyi ve onlara yardım etmeyi nasıl öğreteceğimle ilgili.

And so those are the videos that I make.

İşte bunlar benim hazırladığım videolar.

I make videos on activities and videos on teaching tips, teaching online.

Etkinliklerle ilgili videolar ve öğretim ipuçları, çevrimiçi öğretimle ilgili videolar hazırlıyorum.

And in the future, I plan on making videos on how to teach grammar.

Ve gelecekte gramerin nasıl öğretileceğine dair videolar çekmeyi planlıyorum.

So that is something that I will be working on for the future is how to teach some topics

Gelecekte üzerinde çalışacağım konu

related to grammar.

gramerle ilgili bazı konuların nasıl öğretileceğidir.

What is one tip?

Bir ipucu nedir?

If you could give us a little, uh, peek behind the curtain, if you will, in how to run a

Bir sınıfın nasıl başarılı bir şekilde yönetileceği konusunda bize perde arkasına biraz göz atabilir misiniz

classroom successfully?

?

What is Eric Wesch's number one tip for teachers on that?

Eric Wesch'in öğretmenlere bu konuda bir numaralı ipucu nedir?

Okay, um, the first tip I would give, I’ve got a billion tips that I can share, but…

Tamam, ilk olarak vereceğim ipucu, paylaşabileceğim bir milyar ipucum var ama...

Well share as many…

Peki, istediğin kadar paylaş...

share as many as you like then.

o zaman istediğin kadar paylaş.

I think the most important tip I can give anyone, is to, and this is going to sound

Sanırım herkese verebileceğim en önemli ipucu şudur ki bu çok bayat gelebilir

very corny, but it's going to be believe in yourself.

ama kendinize inanmak olacaktır.

It sounds corny, but let me explain.

Kulağa bayat gelebilir ama açıklamama izin verin.

When a new teacher starts teaching, they look towards other teachers for advice.

Yeni bir öğretmen öğretmeye başladığında tavsiye almak için diğer öğretmenlere bakarlar.

They look towards someone to save them.

Onları kurtaracak birine bakıyorlar.

Someone to tell them what to do.

Birisi onlara ne yapacaklarını söyleyecek.

Because their whole lives…

Çünkü tüm hayatları...

when they was… their whole lives when they were students, they were told what to do.

onlar öğrenciyken... tüm hayatları boyunca onlara ne yapmaları gerektiği söylendi.

They were list…

Onlar listeydi…

they would listen to their teacher.

öğretmenlerini dinlerlerdi.

Now that they are the teacher, they've never had the experience of control of teaching

Artık öğretmen olduklarına göre,

students and now they have to learn.

öğrencilere öğretmeyi kontrol etme deneyimine hiç sahip olmadılar ve şimdi öğrenmek zorundalar.

So what I would tell a teacher is trust yourself.

Bu yüzden bir öğretmene söyleyeceğim şey kendinize güvenin.

You will learn faster if you take responsibility for your actions and you are the one in control

Eylemlerinizin sorumluluğunu üstlenirseniz ve sınıfın kontrolü sizde olursa daha hızlı öğrenirsiniz

of the class.

.

And that is a leadership, um…

Ve bu bir liderliktir, ımm…

um, that is something to do with leadership where you're the one in control of the students,

ımm, bu liderlikle alakalı bir şeydir, öğrencileri kontrol eden sizsiniz,

you're the one leading them, helping them to be successful.

onlara liderlik eden, başarılı olmalarına yardımcı olan sizsiniz.

So if you trust in yourself, you know that the more you're going to teach this class,

Yani eğer kendinize güveniyorsanız, bu derste ne kadar çok ders verirseniz,

the more you're going to learn.

o kadar çok şey öğreneceğinizi bilirsiniz.

You will grow and you will improve.

Büyüyeceksin ve gelişeceksin.

And just that knowledge that you should believe in yourself, that you will improve, will give

Ve yalnızca kendinize inanmanız gerektiği, kendinizi geliştireceğiniz bilgisi

you the confidence to be a better teacher.

size daha iyi bir öğretmen olma güvenini verecektir.

So that is probably my number one tip that I would give teachers out there.

Bu muhtemelen öğretmenlere vereceğim bir numaralı ipucudur.

Well I feel motivated myself after hearing that speech.

O konuşmayı dinledikten sonra kendimi motive hissediyorum.

That was wonderful.

Bu harikaydı.

Um, is that… that's one of the challenges that new teachers face.

Um, bu… bu yeni öğretmenlerin karşılaştığı zorluklardan biri.

And you taught in the public education system in South Africa.

Ve Güney Afrika'daki kamu eğitim sisteminde öğretmenlik yaptınız.

And you've taught many different levels here… age groups here in Korea.

Ve burada birçok farklı seviyede öğretmenlik yaptınız… Kore'de yaş gruplarına.

What do you think are some of the challenges that teachers face, perhaps in general, or

Burada, Kore'de veya dünyanın herhangi bir yerinde olsa da,

teaching English as a second language, albeit here in Korea, or anywhere around the world?

öğretmenlerin belki de genel olarak karşılaştıkları veya İngilizce'yi ikinci dil olarak öğretirken karşılaştıkları zorluklardan bazıları nelerdir

Um, it's… it's different around the world.

? Um, bu… dünyanın her yerinde farklı.

Some things are similar, some things are different.

Bazı şeyler benzer, bazı şeyler ise farklıdır.

When you teach your younger learners, you have to engage them in a fun playful way because

Daha genç öğrencilerinize öğretirken, onları eğlenceli ve eğlenceli bir şekilde meşgul etmelisiniz çünkü

maybe they don't have that internal motivation to study language.

belki de dil öğrenmek için içsel bir motivasyona sahip değillerdir.

So you've got to engage them with your delivery, with your activities, with the content, you've

Yani sunumunuzla, faaliyetlerinizle, içeriğinizle onları meşgul etmelisiniz,

got to make it colorful.

bunu renkli hale getirmelisiniz.

And then, with all the students, how you motivate them, is you're going to have to make it as

Ve sonra, tüm öğrencilerle birlikte, onları nasıl motive edeceğiniz, bunu mümkün olduğunca faydalı hale getirmeniz, pratik hale getirmeniz gerekecek

useful as possible, make it practical, so that they feel like they're learning.

, böylece onlar da öğrendiklerini hissedecekler.

So motivation is very important across the board.

Bu nedenle motivasyon her alanda çok önemlidir.

It… but it… it's different also the way that students are able to interact and do

Bu… ama bu… öğrencilerin etkileşimde bulunabilmeleri ve

activities.

aktiviteler yapabilmeleri de farklı.

For example, in South Africa, and other countries, you know in the West, we love talking about

Mesela Güney Afrika'da ve diğer ülkelerde, biliyorsunuz Batı'da

ourselves.

kendimiz hakkında konuşmayı seviyoruz.

We…

Biz…

we love talking about ourselves.

kendimiz hakkında konuşmayı seviyoruz.

Um, you know, uh, and uh, we like, we love sharing our experiences.

Bilirsin, deneyimlerimizi paylaşmayı seviyoruz.

We have no problem with talking to a group about who we are, you know.

Bir grupla kim olduğumuz hakkında konuşmakta hiçbir sorunumuz yok, biliyorsun.

A very individualistic society.

Çok bireysel bir toplum.

Whereas in Korea, the students might be shy because they might get judged in a group.

Oysa Kore'de öğrenciler bir grup içinde yargılanabilecekleri için utangaç olabilirler.

So, um, it's… it's very important to set up your class for success, to show the students

Yani, ımm, bu… sınıfınızı başarıya göre hazırlamak çok önemli, öğrencilere

that in this class you're going to have fun, but you have to speak and… and it's, it's

bu derste eğleneceğinizi ama konuşmanız gerektiğini göstermek çok önemli ve… ve bunu

very important to get that out of them.

ortaya çıkarmak çok önemli onlardan.

So yeah, um, different challenges, some things are the same, but there are things that you

Yani evet, farklı zorluklar, bazı şeyler aynı, ancak değiştirebileceğiniz ve

can change that are a little bit different between the countries.

ülkeler arasında biraz farklı olan şeyler var.

That's a great point because I remember when I, uh, began teaching.

Bu harika bir nokta çünkü öğretmenliğe başladığım zamanı hatırlıyorum.

Um, I think it was middle school or high school students here in Korea, and I would ask them

Sanırım burada, Kore'de ortaokul veya lise öğrencileriydi ve onlara,

a question expecting like it would be in Canada, where I’m from, where you know many students

benim geldiğim yer olan Kanada'da olduğu gibi bir soru sorardım, bildiğiniz gibi pek çok öğrenci

would raise their hand - and nobody would raise their hand.

elini kaldırırdı ve kimse bunu yapmazdı. ellerini kaldır.

And I thought, this is quite frustrating.

Ve bunun oldukça sinir bozucu olduğunu düşündüm.

I don't know why…

Nedenini bilmiyorum…

why doesn't anyone want to answer me?

neden kimse bana cevap vermek istemiyor?

I don't understand.

Anlamıyorum.

And then a co-worker of mine said they're not being rude, they just… they're not used

Ve sonra bir iş arkadaşım kaba olmadıklarını söyledi, onlar sadece…

to doing this type of thing in the classroom because that's not normal activity in a Korean

sınıfta bu tür şeyler yapmaya alışkın değiller çünkü bu Kore sınıfında normal bir aktivite değil

classroom.

.

So I guess another one of the challenges would be understanding little cultural tidbits,

Sanırım zorluklardan bir diğeri de

too, um, when you're dealing with students in Korea, or wherever you are in the world.

Kore'deki veya dünyanın neresinde olursanız olun öğrencilerle uğraşırken küçük kültürel bilgileri anlamak olacaktır.

Understanding where the students are coming from can help you a lot, too, I guess.

Öğrencilerin nereden geldiğini anlamak da size çok yardımcı olabilir sanırım.

100 percent.

Yüzde 100.

Um, I think this is an interesting concept in education and that is scaffolding.

Bence bu eğitimde ilginç bir kavram ve bu da iskele.

‘scaffolding’ is basically when you build a house you want to you want to scaffold it

'İskele' temel olarak bir ev inşa ettiğinizde, onu iskele yapmak istediğinizde

- you want to create certain parts first, and then add on top of that.

, önce belirli parçaları oluşturmak ve sonra bunların üzerine eklemek istersiniz.

Now scaffolding, scaffolding, can be used in different ways.

Artık iskele, iskele, farklı şekillerde kullanılabilmektedir.

When you scaffold a lesson for example, you can scaffold by first introducing some vocabulary,

Örneğin bir derse iskele kurarken, önce biraz kelime tanıtarak iskele kurabilirsiniz,

Then you can give some examples in a sentence.

sonra bir cümle içinde bazı örnekler verebilirsiniz.

Then you can give some examples from your own life.

Daha sonra kendi hayatınızdan örnekler verebilirsiniz.

You give… you show the students how to do it.

Siz veriyorsunuz… öğrencilere bunun nasıl yapılacağını gösteriyorsunuz.

You write it on the board and then you ask them simple questions so that, little by little,

Bunu tahtaya yazarsınız ve sonra onlara basit sorular sorarsınız, böylece yavaş yavaş

they are learning instead of giving them a whole sentence, or a whole dialogue to do,

öğrenirler, onlara bir cümlenin tamamını veya bir diyaloğun tamamını vermek yerine,

you're doing it step by step.

bunu adım adım yaparsınız.

And that is very important to understand when you teach any level of student.

Ve herhangi bir seviyedeki öğrenciye ders verirken bunu anlamak çok önemlidir.

If you're teaching young learners, you're going to start in a very simple way and then

Eğer genç öğrencilere ders veriyorsanız, çok basit bir yolla başlayıp daha sonra

work it up.

geliştireceksiniz.

If you're teaching advanced students, the same concept, the same idea applies where

İleri seviyedeki öğrencilere ders veriyorsanız, aynı kavram, aynı fikir,

you're going to teach them step by step.

onlara adım adım öğreteceğiniz yerde de geçerlidir.

And scaffolding, I believe, can also be applied to communication with students.

Ve inanıyorum ki iskele, öğrencilerle iletişim için de uygulanabilir.

When a student comes into class, you want to ask them simple questions to get them talking

Bir öğrenci sınıfa geldiğinde, onu konuşturmak ve rahatlatmak için ona basit sorular sormak istersiniz

and get them comfortable.

.

So you can ask, “Oh, how was your day?”

Yani "Ah, günün nasıldı?" diye sorabilirsiniz.

And they will say, “It was fine,” or uh, “Do you like…

Ve "Güzeldi" ya da "Beğendin mi... Öğle

Did you eat lunch?

yemeği yedin mi?"

Yes?

diyecekler. Evet?

No?”

HAYIR?"

So it gets them talking.

Böylece onları konuşturuyor.

Then when you start the lesson, you're going to start off by asking simple questions, uh,

Daha sonra derse başladığınızda, basit sorular sorarak,

creating simple dialogues making them comfortable to speak in class.

sınıfta konuşmayı kolaylaştıran basit diyaloglar oluşturarak

I believe that's a vital skill to learn is to scaffold the way that you teach and scaffold

başlayacaksınız . Öğretme şeklinizi ve

the way that you communicate with others.

başkalarıyla iletişim kurma şeklinizi desteklemek, öğrenilmesi gereken hayati bir beceri olduğuna inanıyorum.

Very good.

Çok güzel.

So let's talk about the live streams that you do.

Şimdi yaptığınız canlı yayınlar hakkında konuşalım.

You touched on it briefly.

Kısaca değindin.

You do them every single weekend.

Bunları her hafta sonu yapıyorsun.

Every Sunday night at 10 p.m.

Her Pazar gecesi saat 22.00'de

At 10 p.m. correct.

Saat 22.00'de doğru.

10 p.m. Korean time or 1 p.m. GMT.

Kore saati ile 22.00 veya GMT ile 13.00.

And then you do these for about an hour each… each time or does the time vary?

Ve sonra bunları her seferinde yaklaşık bir saat boyunca yapıyorsunuz… yoksa süre değişiyor mu?

One hour exactly.

Tam olarak bir saat.

And… and sometimes I invite other teachers, or interesting guests to come on.

Ve… ve bazen başka öğretmenleri veya ilginç konukları da davet ediyorum.

So for example, um, yesterday Tues… what's the date today?

Mesela dün Salı… bugünün tarihi nedir?

Today's Tuesday.

Bugün Salı.

Two days ago, uh, I had an Indian teacher on and she was just brilliant sharing a lot

İki gün önce Hintli bir öğretmenim yanımdaydı ve bizimle

of knowledge and wisdom with us.

birçok bilgi ve bilgeliği paylaşırken harikaydı

Very good.

. Çok güzel.

So, sometimes, it's just me talking very fast and talking to other teachers.

Yani bazen sadece ben çok hızlı konuşuyorum ve diğer öğretmenlerle konuşuyorum.

And other times, I invite guests on.

Bazen de misafir davet ediyorum.

Fantastic, uh, what a wonderful resource for teachers and students alike.

Harika, hem öğretmenler hem de öğrenciler için ne harika bir kaynak.

And maybe you can talk about that a little bit because, uh, the website is not necessarily

Belki bunun hakkında biraz konuşabilirsiniz çünkü web sitesi mutlaka

just for teachers, correct?

sadece öğretmenler için değildir, değil mi?

Or the channel, excuse me?

Veya kanal, affedersiniz?

Well, it's interesting.

İlginç.

Many language learners have joined my channel because they come for listening practice and

Dil öğrenenlerin çoğu kanalıma katıldı çünkü dinleme pratiği yapmak için geliyorlar ve

they interact with me.

benimle etkileşime giriyorlar.

They send me messages, or they ask me questions, or they share parts of their lives.

Bana mesajlar gönderiyorlar, sorular soruyorlar ya da hayatlarından kesitler paylaşıyorlar.

And I think…

Ve sanırım…

I hope that it's useful for them, too, because a lot of the… the lessons and the videos

Umarım onlar için de faydalıdır, çünkü

I put out, can be used by language learners, too.

hazırladığım derslerin ve videoların çoğu dil öğrenenler tarafından da kullanılabilir.

Obviously, my…

Açıkçası, benim...

my viewers are mostly teachers because I try and help them, but if it's useful to language

izleyicilerim çoğunlukla öğretmenler çünkü onlara yardım etmeye çalışıyorum, ama eğer dil

learners, it… it makes… it makes me happy that I can help other people, too.

öğrenenler için faydalıysa, bu... bu... diğer insanlara da yardım edebildiğim için beni mutlu ediyor.

Are there books as well?

Kitaplar da var mı?

I do have some books.

Bazı kitaplarım var.

I’ve got one book that is 1,000 English Questions and Answers.

1000 İngilizce Soru ve Cevaptan oluşan bir kitabım var.

Oh, wow.

Vay canına.

So basically, I found 50 topics and I wrote out 20 questions for each topic and 20 answers.

Yani temel olarak 50 konu buldum ve her konu için 20 soru ve 20 cevap yazdım.

And a lot of my viewers, teachers, use it in class with their students.

Ve birçok izleyicim ve öğretmenim bunu sınıfta öğrencileriyle birlikte kullanıyor.

And a lot of English learners use it to learn what are some… some basic questions and

Ve İngilizce öğrenen pek çok kişi bunu bazı temel soruların neler olduğunu ve

how to answer it.

bunlara nasıl cevap verileceğini öğrenmek için kullanıyor.

So that is one of the books that I created.

Bu benim yarattığım kitaplardan biri.

Very cool.

Çok havalı.

Why should teachers visit, uh, Etacude English Teachers?

Öğretmenler neden Etacude İngilizce Öğretmenlerini ziyaret etmeli?

What's the number one main reason teachers should visit your channel?

Öğretmenlerin kanalınızı ziyaret etmesinin bir numaralı nedeni nedir?

I believe that, um, if you're a teacher, you can come to the channel, and you're going

İnanıyorum ki, eğer öğretmenseniz kanala gelebilir ve

to find out some interesting information about education.

eğitimle ilgili bazı ilginç bilgiler edinebilirsiniz.

You're going to find hundreds of activities that you can use in class.

Sınıfta kullanabileceğiniz yüzlerce aktivite bulacaksınız.

You're going to find a community of teachers that support each other.

Birbirini destekleyen öğretmenlerden oluşan bir topluluk bulacaksınız.

And a lot of free resources that you can use in your class to make life as a teacher just

Ve bir öğretmen olarak hayatınızı çok daha iyi hale getirmek için sınıfınızda kullanabileceğiniz birçok ücretsiz kaynak

much better.

.

There's literally no reason not to visit Etacude English teachers.

Etacude İngilizce öğretmenlerini ziyaret etmemek için kelimenin tam anlamıyla hiçbir neden yok.

Everyone's welcome.

Herkes hoş karşılanır.

Um, I…

Um, ben...

I’m so grateful for every teacher, and English learner, or person, or whoever wants to come

her öğretmene, İngilizce öğrenen kişiye, kişiye veya kanala gelmek isteyen herkese çok minnettarım

to the channel.

.

Um, I love to help and that's what the channel is for.

Yardım etmeyi seviyorum ve kanalın amacı da bu.

Very good.

Çok güzel.

Well Mr. Eric Wesch, it was a pleasure to speak with you.

Peki Bay Eric Wesch, sizinle konuşmak bir zevkti.

It was wonderful to learn about Etacude English Teachers.

Etacude İngilizce Öğretmenleri hakkında bilgi edinmek harikaydı.

Congratulations on your success that you've had and I wish you more of that in the future.

Elde ettiğiniz başarıdan dolayı sizi tebrik ediyor ve gelecekte daha fazlasını diliyorum.

It was a real pleasure to meet you and… and chat with you today.

Bugün sizinle tanışmak ve… ve sizinle sohbet etmek gerçekten büyük bir zevkti.

And I thank you.

Ve sana teşekkür ediyorum.

Thank you so much Steve for having me and everybody else out there watching that I hope

Beni ve oradaki herkesi izlediğiniz için çok teşekkür ederim Steve,

you have a fantastic week and, uh, we'll see you next time.

harika bir hafta geçirmenizi umuyorum ve bir dahaki sefere görüşürüz.

Visit Eric's channel Etacude English Teachers.

Eric'in Etacude İngilizce Öğretmenleri kanalını ziyaret edin.

And if you're looking for more of me, you can visit my own channel, called Story Time:

Ve benden daha fazlasını arıyorsanız Story Time:

Steve Hatherly.

Steve Hatherly adlı kendi kanalımı ziyaret edebilirsiniz.

You can find that on YouTube as well.

Bunu YouTube'da da bulabilirsiniz.

Eric you have to you have to subscribe to my channel for sure, yeah?

Eric, kesinlikle kanalıma abone olmalısın, değil mi?

100%.

100%.

Fantastic.

Fantastik.

And I'll…

Ve ben...

I'll return the favor as well, uh, all right.

ben de bu iyiliğin karşılığını vereceğim, tamam.

Well once again Eric thank you so much.

Peki Eric bir kez daha çok teşekkür ederim.

Be safe.

Dikkatli ol.

Be happy.

Mutlu ol.

Be healthy and I hope to chat with you again someday.

Sağlıklı ol ve bir gün seninle tekrar sohbet etmeyi umuyorum.

Bye.

Hoşçakal.