Why fascism is so tempting -- and how your data could power it | Yuval Noah Harari

767,575 views ・ 2018-06-08

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Cihan Ekmekçi Gözden geçirme: Figen Ergürbüz
00:12
Hello, everyone.
0
12968
1150
Herkese merhaba.
00:15
It's a bit funny, because I did write that humans will become digital,
1
15562
4936
Bu biraz tuhaf, çünkü insanların gelecekte dijital olacağını yazdım,
00:20
but I didn't think it will happen so fast
2
20522
2714
ama bu kadar hızlı olacağını
00:23
and that it will happen to me.
3
23260
1659
ve benim başıma geleceğini düşünmedim.
00:25
But here I am, as a digital avatar,
4
25649
2682
Ama dijital bir avatar olarak buradayım
00:28
and here you are, so let's start.
5
28355
2666
sizler de buradasınız, o hâlde başlayalım.
00:32
And let's start with a question.
6
32070
2133
Bir soruyla başlayalım.
00:34
How many fascists are there in the audience today?
7
34823
3534
Bugün izleyiciler arasında kaç tane faşist var?
00:38
(Laughter)
8
38381
1450
(Kahkahalar)
00:39
Well, it's a bit difficult to say,
9
39855
2349
Cevaplamak biraz zor,
00:42
because we've forgotten what fascism is.
10
42228
3467
çünkü faşizmin ne olduğunu unutmuş hâldeyiz.
00:46
People now use the term "fascist"
11
46498
2579
İnsanlar bugün ''faşist'' kelimesini
00:49
as a kind of general-purpose abuse.
12
49101
3008
genel amaçlı hakaret olarak kullanıyor.
00:52
Or they confuse fascism with nationalism.
13
52133
3947
Veya milliyetçilikle karşılaştırıyorlar.
00:56
So let's take a few minutes to clarify what fascism actually is,
14
56863
5388
O yüzden faşizmin aslında ne olduğunu ve milliyetçilikten farkını
01:02
and how it is different from nationalism.
15
62275
3120
birkaç dakika irdeleyelim.
01:05
The milder forms of nationalism have been among the most benevolent
16
65838
5041
İnsanoğlunun hayırseverliğinde milliyetçiliğin ılımlı biçimlerini
01:10
of human creations.
17
70903
1458
gözlemliyoruz.
01:12
Nations are communities of millions of strangers
18
72990
4111
Milletler aslında birbirini tanımayan
01:17
who don't really know each other.
19
77125
1713
milyonlarca yabancı toplulukları.
01:19
For example, I don't know the eight million people
20
79489
3405
Örneğin İsrail vatandaşlığımı paylaştığım
01:22
who share my Israeli citizenship.
21
82918
2556
8 milyon insanı tanımıyorum.
01:26
But thanks to nationalism,
22
86109
2167
Ancak milliyetçilik sayesinde,
01:28
we can all care about one another and cooperate effectively.
23
88300
3806
birbirimizi önemsiyor ve birlikte çalışabiliyoruz.
01:32
This is very good.
24
92450
1200
Bu çok güzel.
01:34
Some people, like John Lennon, imagine that without nationalism,
25
94093
5738
John Lennon gibi kimileri milliyetçilik olmadan
01:39
the world will be a peaceful paradise.
26
99855
3790
dünyanın cennet gibi huzurlu olacağını hayal ediyor.
01:44
But far more likely,
27
104010
1428
Daha olası bir teori ise
01:45
without nationalism, we would have been living in tribal chaos.
28
105462
4777
milliyetçilik olmadan kabile karmaşası içinde yaşayacağımız.
01:50
If you look today at the most prosperous and peaceful countries in the world,
29
110684
5135
Bugün dünyanın en zengin ve huzurlu ülkelerine baktığınızda
01:55
countries like Sweden and Switzerland and Japan,
30
115843
4290
İsveç, İsviçre ve Japonya gibi ülkeler,
02:00
you will see that they have a very strong sense of nationalism.
31
120157
4963
bu ülkelerde güçlü bir milliyetçilik anlayışı olduğunu görürsünüz.
02:05
In contrast, countries that lack a strong sense of nationalism,
32
125750
4160
Buna karşın, güçlü bir milliyetçilik anlayışı olmayan ülkelerde,
02:09
like Congo and Somalia and Afghanistan,
33
129934
3421
örneğin, Kongo, Somali ve Afganistan,
02:13
tend to be violent and poor.
34
133379
2174
şiddet ve yoksulluğa meyilli olurlar.
02:16
So what is fascism, and how is it different from nationalism?
35
136855
4138
Peki faşizm ne ve milliyetçilikten nasıl ayrılıyor?
02:21
Well, nationalism tells me that my nation is unique,
36
141941
5403
Milliyetçiliğe göre milletiniz eşsizdir
02:27
and that I have special obligations towards my nation.
37
147368
3801
ve milletinize karşı özel yükümlülükleriniz vardır.
02:31
Fascism, in contrast, tells me that my nation is supreme,
38
151641
6206
Buna karşın faşizmde milletiniz üstündür
02:37
and that I have exclusive obligations towards it.
39
157871
3912
ve milletinize karşı harici yükümlülükleriniz vardır.
02:42
I don't need to care about anybody or anything other than my nation.
40
162895
4831
Milletiniz dışında kimseyi veya hiçbir şeyi umursamazsınız.
02:48
Usually, of course, people have many identities
41
168465
3603
Tabii genellikle insanların değişik gruplara ilişkin
02:52
and loyalties to different groups.
42
172092
2422
pek çok kimlik ve sadakatlari olabilir.
02:55
For example, I can be a good patriot, loyal to my country,
43
175036
4804
Mesela ben iyi bir vatansever olabilirim, ülkeme sadık da olabilirim,
02:59
and at the same time, be loyal to my family,
44
179864
3238
aynı zamanda aileme,
03:03
my neighborhood, my profession,
45
183126
2361
mahalleme, mesleğime,
03:05
humankind as a whole,
46
185511
1460
bütün olarak insanlığa,
03:06
truth and beauty.
47
186995
1604
gerçek ve güzele de sadık olabilirim.
03:09
Of course, when I have different identities and loyalties,
48
189370
4271
Farklı kimlik ve sadakatim olduğunda
03:13
it sometimes creates conflicts and complications.
49
193665
3333
bu durum bazen çatışma ve karışıklık yaratacaktır.
03:17
But, well, who ever told you that life was easy?
50
197506
3634
Ama zaten hayat ne zaman basit oldu ki?
03:21
Life is complicated.
51
201649
2040
Hayat karışık.
03:23
Deal with it.
52
203713
1150
Başa çıkmamız lazım.
03:26
Fascism is what happens when people try to ignore the complications
53
206331
6000
İnsanlar bu karışıklıkları görmezden gelip hayatı çok kolay kılmaya çalıştıklarında
03:32
and to make life too easy for themselves.
54
212355
3109
faşizm baş gösterir.
03:36
Fascism denies all identities except the national identity
55
216128
5572
Faşizm milli kimlik dışındaki tüm kimlikleri reddeder
03:41
and insists that I have obligations only towards my nation.
56
221724
5109
ve yalnızca kendi milletinize karşı yükümlülükleriniz olduğunu savunur.
03:47
If my nation demands that I sacrifice my family,
57
227421
4104
Eğer milletiniz ailenizi feda etmenizi istiyorsa
03:51
then I will sacrifice my family.
58
231549
2436
o hâlde ailenizi feda edersiniz.
03:54
If the nation demands that I kill millions of people,
59
234009
4274
Eğer milletiniz milyonlarca insanı katletmenizi istiyorsa
03:58
then I will kill millions of people.
60
238307
2658
o hâlde milyonlarca insanı katledersiniz.
04:01
And if my nation demands that I betray truth and beauty,
61
241442
6075
Ve milletiniz gerçek ve güzele ihanet etmenizi istiyorsa
04:07
then I should betray truth and beauty.
62
247541
3023
o hâlde gerçek ve güzele ihanet edersiniz.
04:11
For example, how does a fascist evaluate art?
63
251587
4526
Örneğin, bir faşist sanatı nasıl değerlendirir?
04:16
How does a fascist decide whether a movie is a good movie or a bad movie?
64
256615
5289
Bit filmin güzel mi yoksa kötü mü olduğuna bir faşist nasıl karar verir?
04:22
Well, it's very, very, very simple.
65
262728
4172
O kadar basit ki...
04:27
There is really just one yardstick:
66
267260
1928
Aslında tek bir ölçüm var.
04:29
if the movie serves the interests of the nation,
67
269593
3476
Eğer film milletin çıkarlarına hizmet ediyorsa
04:33
it's a good movie;
68
273093
1444
iyi bir filmdir;
04:34
if the movie doesn't serve the interests of the nation,
69
274561
3183
milletin çıkarlarına hizmet etmiyorsa
04:37
it's a bad movie.
70
277768
1222
kötü bir filmdir.
04:39
That's it.
71
279014
1150
İşte bu kadar.
04:40
Similarly, how does a fascist decide what to teach kids in school?
72
280496
4888
okulda çocuklara ne öğretileceğine bir faşist nasıl karar verir?
04:45
Again, it's very simple.
73
285877
2087
Yine çok basit.
04:47
There is just one yardstick:
74
287988
1945
Tek bir ölçüm var:
04:49
you teach the kids whatever serves the interests of the nation.
75
289957
4945
Çocuklara milletin çıkarları için neyin iyi olduğunu öğretirsiniz.
04:55
The truth doesn't matter at all.
76
295323
2587
Gerçeğin hiçbir önemi yoktur.
05:00
Now, the horrors of the Second World War and of the Holocaust remind us
77
300372
5426
İkinci Dünya Savaşı ve Yahudi soykırımı felaketi
05:05
of the terrible consequences of this way of thinking.
78
305822
4133
bu düşünce şeklinin dehşet verici sonuçları.
05:10
But usually, when we talk about the ills of fascism,
79
310508
4545
Genellikle faşizmin kötü yanlarından konuşurken
05:15
we do so in an ineffective way,
80
315077
2960
bunu pek de etkili olmayan bir şekilde yapıyoruz
05:18
because we tend to depict fascism as a hideous monster,
81
318061
4738
çünkü onu iğrenç bir canavar olarak betimliyoruz
05:22
without really explaining what was so seductive about it.
82
322823
3906
ama onun çekici yanlarını açıklamıyoruz.
05:27
It's a bit like these Hollywood movies that depict the bad guys --
83
327284
4714
Hollywood filmlerinin kötü adamları göstermesi gibi --
05:32
Voldemort or Sauron or Darth Vader --
84
332022
4023
Voldemort, Sauron veya Darth Vader...
05:36
as ugly and mean and cruel.
85
336069
2632
çirkin, kaba ve zalim.
05:38
They're cruel even to their own supporters.
86
338725
2538
Kendi yandaşlarına karşı bile zalimler.
05:41
When I see these movies, I never understand --
87
341670
3621
Ben bu filmleri izlerken bunu hiç anlamıyorum,
05:45
why would anybody be tempted to follow a disgusting creep like Voldemort?
88
345315
6505
Voldemort gibi bir ucubeyi kim destekleme isteği duyar ki?
05:52
The problem with evil is that in real life,
89
352895
3516
Gerçek hayattaki kötüyle ilgili sorun şu,
05:56
evil doesn't necessarily look ugly.
90
356435
2891
kötülük mutlaka çirkin değil.
05:59
It can look very beautiful.
91
359688
1892
Çok güzel de görünebilir.
06:02
This is something that Christianity knew very well,
92
362354
2723
Bu aslında Hristiyanlığın çok iyi bildiği bir şeydi,
06:05
which is why in Christian art, as [opposed to] Hollywood,
93
365101
3706
bu yüzden de Hollywood'a karşın Hristiyan sanatında
06:08
Satan is usually depicted as a gorgeous hunk.
94
368831
3868
Şeytan genellikle çok çekici bir erkek olarak gösterilir.
06:13
This is why it's so difficult to resist the temptations of Satan,
95
373259
4596
Bu yüzden şeytanın baştan çıkarmalarına direnmek bu kadar zordur
06:17
and why it is also difficult to resist the temptations of fascism.
96
377879
4744
ve yine bu yüzde faşizmin baştan çıkarmalarına direnmek zor.
06:22
Fascism makes people see themselves
97
382980
2722
Faşizm insanların kendilerini
06:25
as belonging to the most beautiful and most important thing in the world --
98
385726
5243
dünyadaki en güzel ve en önemli şeye sahip olduğuna inandırır;
06:30
the nation.
99
390993
1302
milletlerine.
06:32
And then people think,
100
392319
1346
Ve insanlar şöyle düşünür:
06:33
"Well, they taught us that fascism is ugly.
101
393689
3189
''Bize faşizmin çirkin olduğunu öğrettiler.
06:37
But when I look in the mirror, I see something very beautiful,
102
397442
3024
Ancak aynaya baktığımda çok güzel bir şey görüyorum,
06:40
so I can't be a fascist, right?"
103
400490
2191
o hâlde faşist olamam, değil mi?''
06:43
Wrong.
104
403022
1151
Yanlış.
06:44
That's the problem with fascism.
105
404197
1547
Faşizmle ilgili sorun işte bu.
06:45
When you look in the fascist mirror,
106
405768
2619
Faşist aynaya baktığınız zaman,
06:48
you see yourself as far more beautiful than you really are.
107
408411
4534
kendinizi olduğunuzdan çok daha güzel görüyorsunuz.
06:53
In the 1930s, when Germans looked in the fascist mirror,
108
413371
4293
1930'larda Almanlar faşist aynaya baktıklarında
06:57
they saw Germany as the most beautiful thing in the world.
109
417688
4040
Almanya'yı dünyanın en güzel ülkesi olarak görüyoylardı.
07:02
If today, Russians look in the fascist mirror,
110
422244
3436
Bugün Ruslar bu aynaya baktıklarında
07:05
they will see Russia as the most beautiful thing in the world.
111
425704
3559
Rusya'yı dünyanın en güzel şeyi olarak göreceklerdir.
07:09
And if Israelis look in the fascist mirror,
112
429577
3128
İsrailliler bu aynaya baktıklarında
07:12
they will see Israel as the most beautiful thing in the world.
113
432729
4380
İsrail'i dünyanın en güzel şeyi olarak görecekler.
07:18
This does not mean that we are now facing a rerun of the 1930s.
114
438657
5057
Bu durum 1930'ları yeniden yaşıyoruz demek değil.
07:24
Fascism and dictatorships might come back,
115
444304
3475
Faşizm ve diktatörlük geri gelebilir
07:27
but they will come back in a new form,
116
447803
3239
ama yeni bir biçimde ortaya çıkarlar,
07:31
a form which is much more relevant
117
451066
2741
21. yüzyılın teknolojik gerçekleriyle
07:33
to the new technological realities of the 21st century.
118
453831
3809
çok daha ilgili bir biçimde.
07:38
In ancient times,
119
458538
1547
Çok eski zamanlarda
07:40
land was the most important asset in the world.
120
460109
4160
arazi dünyadaki en önemli varlıktı.
07:44
Politics, therefore, was the struggle to control land.
121
464911
3864
Siyaset, arazileri kontrol mücadelesiydi.
07:49
And dictatorship meant that all the land was owned by a single ruler
122
469141
5860
Diktatörlük ise tüm arazilerin tek bir kişi
07:55
or by a small oligarch.
123
475025
1872
veya bir grup tarafından yönetilmesi.
07:57
And in the modern age, machines became more important than land.
124
477827
4819
Modern çağda, makineler araziden daha önemli oldu.
08:03
Politics became the struggle to control the machines.
125
483347
3600
Siyaset de makineleri kontrol mücadalesine dönüştü.
08:07
And dictatorship meant
126
487354
1996
O hâlde diktatörlük de
08:09
that too many of the machines became concentrated
127
489374
3910
makinelerinin aşırı çoğunluğunun
08:13
in the hands of the government or of a small elite.
128
493308
3280
hükümet veya küçük bir elitist grubun ellerinde olması demek.
08:17
Now data is replacing both land and machines
129
497109
4706
Artık veriler en önemli varlık olarak
08:21
as the most important asset.
130
501839
2111
arazi ve makinelerin yerini alıyor.
08:24
Politics becomes the struggle to control the flows of data.
131
504600
5340
Siyaset bu veri akışını kontrol mücadelesine dönüşüyor.
08:29
And dictatorship now means
132
509964
2708
Ve artık diktatörlük demek,
08:32
that too much data is being concentrated in the hands of the government
133
512696
5780
aşırı fazlalıkta verinin hükümetin veya elitist küçük bir grubun
08:38
or of a small elite.
134
518500
1920
ellerinde olması demek.
08:40
The greatest danger that now faces liberal democracy
135
520871
4912
Bugün özgürlükçü demokrasinin önündeki en büyük tehlike
08:45
is that the revolution in information technology
136
525807
3270
bilgi teknolojisi devrimiyle
08:49
will make dictatorships more efficient than democracies.
137
529101
4790
diktatörlüklerin demokrasilerden daha etkili olması.
08:54
In the 20th century,
138
534760
1619
20. yüzyılda,
08:56
democracy and capitalism defeated fascism and communism
139
536403
4960
demokrasi ve kapitalizm, faşizm ve komünizmi yendi
09:01
because democracy was better at processing data and making decisions.
140
541387
5202
çünkü demokrasi veri işleme ve karar vermede daha iyiydi.
09:07
Given 20th-century technology,
141
547319
2366
20. yüzyıl teknolojisi düşünülünce
09:09
it was simply inefficient to try and concentrate too much data
142
549709
6035
çok fazla veri ve çok fazla gücün tek bir yerde toplanması
09:15
and too much power in one place.
143
555768
2759
açık bir şekilde etkisizdi.
09:19
But it is not a law of nature
144
559244
4483
Ancak merkezi veri işlemenin
09:23
that centralized data processing is always less efficient
145
563751
5604
dağıtımlı veri işlemeden daha az etkili olduğuna dair
09:29
than distributed data processing.
146
569379
2547
bir fizik kuralı yok.
09:32
With the rise of artificial intelligence and machine learning,
147
572605
3437
Yapay zekâ ve makine öğreniminin yükselişiyle
09:36
it might become feasible to process enormous amounts of information
148
576066
5837
dev miktarlarda bilgilerin tek bir yerde etkin şekilde işlenmesi
09:41
very efficiently in one place,
149
581927
2610
tüm fikirlerin tek bir yerde alınması
09:44
to take all the decisions in one place,
150
584561
3191
mümkün olabilir
09:47
and then centralized data processing will be more efficient
151
587776
4420
ve merkezi veri işleme, dağıtımlı veri işlemeden
09:52
than distributed data processing.
152
592220
2200
çok daha etkili olur.
09:55
And then the main handicap of authoritarian regimes
153
595053
3760
20. yüzyılda otoriter rejimlerin önündeki
09:58
in the 20th century --
154
598837
1637
asıl engel,
10:00
their attempt to concentrate all the information in one place --
155
600498
4516
yani tüm bilgileri tek bir yerde toplama çabası,
10:05
it will become their greatest advantage.
156
605038
3366
en büyük avantajları hâline gelecek.
10:10
Another technological danger that threatens the future of democracy
157
610768
4907
Demokrasinin geleceğini tehdit eden diğer bir teknolojik engel
10:15
is the merger of information technology with biotechnology,
158
615699
5159
bilgi teknolojisiyle biyoteknolojinin birleşmesi,
10:20
which might result in the creation of algorithms
159
620882
4005
bu durum da beni kendimden daha iyi tanıyan
10:24
that know me better than I know myself.
160
624911
4316
algoritmaların ortaya çıkmasıyla sonuçlanacak.
10:29
And once you have such algorithms,
161
629688
2080
Bu tür algoritmalara sahip olduğunuzda da
10:31
an external system, like the government,
162
631792
2849
hükümet gibi dış bir sistem
10:34
cannot just predict my decisions,
163
634665
3524
sizin kararlarınızı tahmin edebilir,
10:38
it can also manipulate my feelings, my emotions.
164
638213
3921
ayrıca duygularınızı manipüle edebilir.
10:42
A dictator may not be able to provide me with good health care,
165
642641
5245
Bir diktatör bana iyi bir sağlık imkânı sunamayabilir
10:47
but he will be able to make me love him
166
647910
3373
ama onu sevmemi sağlayacak
10:51
and to make me hate the opposition.
167
651307
2667
ve muhalefetten nefret etmemi sağlayacak.
10:55
Democracy will find it difficult to survive such a development
168
655037
5463
Demokrasi böyle bir ortamda sağ kalmakta zorlanacak
11:00
because, in the end,
169
660524
2150
çünkü işin sonunda
11:02
democracy is not based on human rationality;
170
662698
4127
demokrasi insan mantığı üzerine kurulu değildir;
11:06
it's based on human feelings.
171
666849
2420
insan hisleri üzerine kuruludur.
11:10
During elections and referendums,
172
670355
2500
Seçim ve referandumlar olduğunda
11:12
you're not being asked, "What do you think?"
173
672879
2696
size ''Ne düşünüyorsunuz?'' diye değil,
11:15
You're actually being asked, "How do you feel?"
174
675998
3396
''Ne hissediyorsunuz?'' diye soruluyor.
11:20
And if somebody can manipulate your emotions effectively,
175
680228
4627
Ve birisi duygularınızı etkili bir şekilde manipüle edebiliyorsa
11:24
democracy will become an emotional puppet show.
176
684879
3753
demokrasi yalnızca bir kukla gösterisinden ibaret olur.
11:30
So what can we do to prevent the return of fascism
177
690006
4515
Peki faşizmin geri dönüşü ve yeni diktatörülüğün yükselişini
11:34
and the rise of new dictatorships?
178
694545
2650
nasıl önleyebiliriz?
11:37
The number one question that we face is: Who controls the data?
179
697990
6310
Önümüzdeki bir numaralı soru: Veriler kimin kontrolünde?
11:44
If you are an engineer,
180
704823
1675
Eğer mühendisseniz
11:46
then find ways to prevent too much data
181
706522
3968
çok fazla verinin birkaç kişide toplanmasını engelleyecek
11:50
from being concentrated in too few hands.
182
710514
2825
yeni yollar bulun.
11:53
And find ways to make sure
183
713752
2944
Ayrıca öyle yollar bulun ki
11:56
the distributed data processing is at least as efficient
184
716720
4413
dağıtımlı veri işleme en az merkezi veri işleme kadar
12:01
as centralized data processing.
185
721157
2396
etkili olabilsin.
12:04
This will be the best safeguard for democracy.
186
724077
3841
Bu demokrasi için en iyi kalkan olacaktır.
12:07
As for the rest of us who are not engineers,
187
727942
3326
Mühendis olmayanlar,
12:11
the number one question facing us
188
731292
3444
bizim önümüzdeki soru da şu;
12:14
is how not to allow ourselves to be manipulated
189
734760
4647
verileri kontrol altında tutanların
12:19
by those who control the data.
190
739431
2806
bizi yönetememesini nasıl sağlarız.
12:23
The enemies of liberal democracy, they have a method.
191
743387
4106
Özgürlükçü demokrasi düşmanlarının bize karşı bir yöntemi var.
12:27
They hack our feelings.
192
747919
2372
Hislerimiz ele geçiriyorlar.
12:30
Not our emails, not our bank accounts --
193
750315
2452
Epostalarımızı, banka hesaplarımızı değil.
12:32
they hack our feelings of fear and hate and vanity,
194
752791
5207
Korku, nefret ve kibir duygularımızı ele geçirip
12:38
and then use these feelings
195
758022
2428
sonra bu hisleri bizi kutuplaştırmak
12:40
to polarize and destroy democracy from within.
196
760474
3952
ve demokrasiyi içten yıkmak için kullanıyorlar.
12:44
This is actually a method
197
764903
1920
Bu aslında Silikon Vadisi'nin
12:46
that Silicon Valley pioneered in order to sell us products.
198
766847
5049
ürünlerini satmak için öncülük ettiği bir yöntem.
12:52
But now, the enemies of democracy are using this very method
199
772381
5022
Şimdi ise demokrasi düşmanları korku, nefret ve kibir satmak için
12:57
to sell us fear and hate and vanity.
200
777427
3724
bu yöntemin aynını kullanıyorlar.
13:01
They cannot create these feelings out of nothing.
201
781863
3659
Bu duyguları yokta var edemezler.
13:06
So they get to know our own preexisting weaknesses.
202
786212
3831
Bizim zaten var olan zayıflıklarımızı öğrenmek zorundalar.
13:10
And then use them against us.
203
790403
2571
Sonra bunu bize karşı kullanacaklar.
13:13
And it is therefore the responsibility of all of us
204
793482
3508
Bu yüzden zayıf yanlarımızın farkına vararak
13:17
to get to know our weaknesses
205
797014
2634
bunların demokrasi düşmanlarının elinde
13:19
and make sure that they do not become a weapon
206
799672
3635
bize karşı bir silah olarak kullanılmasına engel olmak
13:23
in the hands of the enemies of democracy.
207
803331
2883
hepimizin sorumluluğu altında.
13:27
Getting to know our own weaknesses
208
807315
2548
Zayıf yanlarımızın farkına varmak
13:29
will also help us to avoid the trap of the fascist mirror.
209
809887
5583
faşist ayna tuzağından da kaçınmamızda yardım edecek.
13:36
As we explained earlier, fascism exploits our vanity.
210
816204
4151
Daha önce açıkladığımız gibi, faşizm kibirimizden faydalanıyor.
13:40
It makes us see ourselves as far more beautiful than we really are.
211
820805
5746
Kendimizi olduğumuzdan çok daha güzel görmemizi sağlıyor.
13:46
This is the seduction.
212
826575
1467
Bu bir baştan çıkarma.
13:48
But if you really know yourself,
213
828424
2447
Ancak kendinizi gerçekten tanıyorsanız
13:50
you will not fall for this kind of flattery.
214
830895
3468
bu övgü seline kendinizi kaptırmazsınız.
13:54
If somebody puts a mirror in front of your eyes
215
834879
4063
Birisi tüm kusurlarınızı kapatan
13:58
that hides all your ugly bits and makes you see yourself
216
838966
5060
sizi olduğunuzdan çok daha güzel
14:04
as far more beautiful and far more important
217
844050
4284
ve çok daha önemli gösteren bir aynayı
14:08
than you really are,
218
848358
1591
gözlerinizn önüne koyarsa
14:09
just break that mirror.
219
849973
2864
o aynayı kırın.
14:13
Thank you.
220
853696
1151
Teşekkür ederim.
14:14
(Applause)
221
854871
6382
(Alkışlar)
14:22
Chris Anderson: Yuval, thank you.
222
862677
1632
Chris Anderson: Yuval, teşekkürler.
14:24
Goodness me.
223
864333
1151
Oh Tanrım.
14:25
It's so nice to see you again.
224
865958
1940
Seni tekrar görmek ne güzel.
14:27
So, if I understand you right,
225
867922
1591
Seni iyi anladıysam
14:29
you're alerting us to two big dangers here.
226
869537
2667
bizi iki tehlike hakkında uyarıyorsun.
14:32
One is the possible resurgence of a seductive form of fascism,
227
872228
4492
Birisi daha baştan çıkarıcı yeni bir faşizm türünün çıkması,
14:36
but close to that, dictatorships that may not exactly be fascistic,
228
876744
4254
bununla birlikte diktatörlüklerin tam olarak faşist olmayabileceği
14:41
but control all the data.
229
881022
2563
ama tüm verileri kontrol altına alabileceği.
14:43
I wonder if there's a third concern
230
883609
2096
Burada bazı kimselerin dile getirdiği
14:45
that some people here have already expressed,
231
885729
2118
üçüncü bir sorun olup olmadığını merak ediyorum,
14:47
which is where, not governments, but big corporations control all our data.
232
887871
4897
hükûmetlerin değil, büyük şirketlerin tüm verilerimizi kontrol etmesi.
14:52
What do you call that,
233
892792
1309
Buna ne dersiniz
14:54
and how worried should we be about that?
234
894125
2387
ve bu konuda ne kadar endişelenmeliyiz?
14:56
Yuval Noah Harari: Well, in the end, there isn't such a big difference
235
896536
3339
Yuval Noah Harari: Bu işte hükûmetler ve şirketler arasında
14:59
between the corporations and the governments,
236
899899
2426
çok büyük bir fark olduğunu sanmıyorum
15:02
because, as I said, the questions is: Who controls the data?
237
902349
3420
çünkü söylediğim gibi asıl soru: Veriler kimin kontrolünde?
15:05
This is the real government.
238
905793
1395
Gerçek hükümet bu.
15:07
If you call it a corporation or a government --
239
907212
2444
Buna büyük şirket veya hükûmet diyorsanız,
15:09
if it's a corporation and it really controls the data,
240
909680
3155
yani büyük bir şirketse ve gerçekten veriler kontrolü altındaysa
15:12
this is our real government.
241
912859
1928
gerçek hükûmet odur.
15:14
So the difference is more apparent than real.
242
914811
3067
Yani fark gerçekten çok görünende.
15:18
CA: But somehow, at least with corporations,
243
918529
2858
CA: Ama nasılsa en azından büyük şirketlerde
15:21
you can imagine market mechanisms where they can be taken down.
244
921411
3519
bunların kaldırılabileceği pazar mekanizmaları var.
15:24
I mean, if consumers just decide
245
924954
1917
Eğer tüketiciler,
15:26
that the company is no longer operating in their interest,
246
926895
2754
şirketin kendi çıkarları için çalışmadığına karar verirse
15:29
it does open the door to another market.
247
929673
1913
kesinlikle başka bir pazara kapı açar.
15:31
It seems easier to imagine that
248
931610
1546
Şunu düşünmek daha kolay olur,
15:33
than, say, citizens rising up and taking down a government
249
933180
3151
vatandaşlar ayaklanıyor ve her şeyi kontrolü altında tutan
15:36
that is in control of everything.
250
936355
1612
hükûmeti deviriyorlar.
15:37
YNH: Well, we are not there yet,
251
937991
1555
YNH: Daha o aşamada değiliz,
15:39
but again, if a corporation really knows you better than you know yourself --
252
939570
5158
ama yine de bir şirket gerçekten sizi kendinizden daha iyi tanıyorsa --
15:44
at least that it can manipulate your own deepest emotions and desires,
253
944752
5254
en azından en derin duygu ve isteklerinizi manipüle edebilir
15:50
and you won't even realize --
254
950030
1666
ve bunun farkına bile varmazsınız,
15:51
you will think this is your authentic self.
255
951720
2579
bunun kendinz olduğunu sanırsınız.
15:54
So in theory, yes, in theory, you can rise against a corporation,
256
954768
4055
Yani teorik olarak evet, bir şirkete karşı ayaklanabilirsiniz.
15:58
just as, in theory, you can rise against a dictatorship.
257
958847
3733
Tıpkı teoride bir diktatörlüğe ayaklanabileceğiniz gibi.
16:02
But in practice, it is extremely difficult.
258
962982
3283
Ancak uygulamada, bunu yapmak aşırı zor.
16:07
CA: So in "Homo Deus," you argue that this would be the century
259
967281
4082
CA: ''Homo Deus'' kitabında insanların tantı gibi olacağı
16:11
when humans kind of became gods,
260
971387
3411
bir yüzyıl olacağını savunuyorsun,
16:14
either through development of artificial intelligence
261
974822
2993
yapay zekâ ilerlemesiyle
16:17
or through genetic engineering.
262
977839
2929
veya genetik mühendislikle.
16:20
Has this prospect of political system shift, collapse
263
980792
5468
Konuşmanda bahsettiğin siyasi sistem değişikliği ve düşüş
16:26
impacted your view on that possibility?
264
986284
2664
kitabındaki bu beklentiyi hiç etkiledi mi?
16:29
YNH: Well, I think it makes it even more likely,
265
989553
3095
YNH: Bence bu beklentimi daha da mümkün kıldı
16:32
and more likely that it will happen faster,
266
992672
2929
ve daha hızlı olması da muhtemel
16:35
because in times of crisis, people are willing to take risks
267
995625
5023
çünkü kriz zamanında insanlar başka koşullarda almayacakları
16:40
that they wouldn't otherwise take.
268
1000672
1984
riskleri almaya istekli olurlar.
16:42
And people are willing to try
269
1002680
2818
Yüksek risk taşıyan getirisi fazla teknolojileri
16:45
all kinds of high-risk, high-gain technologies.
270
1005522
3873
denemeye de istekli olurlar.
16:49
So these kinds of crises might serve the same function
271
1009760
4230
Bu türdeki krizler 20. yüzyıldaki iki dünya savaşıyla
16:54
as the two world wars in the 20th century.
272
1014014
3214
aynı işleve sahip olabilir.
16:57
The two world wars greatly accelerated
273
1017252
3212
İki dünya savaşı büyük ölçüde
17:00
the development of new and dangerous technologies.
274
1020488
3612
yeni ve tehlikeli teknolojilerin gelişimini hızlandırdı.
17:04
And the same thing might happen in the 21st century.
275
1024124
3284
Aynı şey 21. yüzyılda da yaşanabilir.
17:07
I mean, you need to be a little crazy to run too fast,
276
1027721
3897
Tabii genetik mühendislik gibi bir konuda
17:11
let's say, with genetic engineering.
277
1031642
2325
çok hızlı davranmak için çıldırmış olmak lazım.
17:13
But now you have more and more crazy people
278
1033991
3110
Ancak artık dünyanın değişik ülkelerinden sorumlu
17:17
in charge of different countries in the world,
279
1037125
2681
çok daha fazla çılgın insan var,
17:19
so the chances are getting higher, not lower.
280
1039830
3067
yani aslında olasılık azalmıyor, aksine yükseliyor.
17:23
CA: So, putting it all together, Yuval, you've got this unique vision.
281
1043647
3365
CA: Hepsini birden düşününce Yuval, eşsiz bir vizyona sahipsin.
17:27
Roll the clock forward 30 years.
282
1047036
1587
Zamanı 30 yıl ileriye alalım.
17:28
What's your guess -- does humanity just somehow scrape through,
283
1048647
3263
Tahminin nedir? insanoğlu geçmişe bakıp
17:31
look back and say, "Wow, that was a close thing. We did it!"
284
1051934
3135
''Vay be, çok yaklaşmışız. Başardık!'' diyor mu?
17:35
Or not?
285
1055093
1436
Yoksa demiyor mu?
17:36
YNH: So far, we've managed to overcome all the previous crises.
286
1056553
3848
YNH: Şimdiye dek tüm önceki krizlerin üstesinden gelmeyi başardık.
17:40
And especially if you look at liberal democracy
287
1060425
2819
Özellikle özgürlükçü demokrasiye bakıp
17:43
and you think things are bad now,
288
1063268
2944
işlerin kötü olduğunu düşünüyorsanız
17:46
just remember how much worse things looked in 1938 or in 1968.
289
1066236
6466
1938'de veya 1968'de ne kadar daha kötü olduğunu hatırlayın.
17:52
So this is really nothing, this is just a small crisis.
290
1072726
2991
Yani bu aslında hiçbir şey. Sadece küçük bir kriz.
17:56
But you can never know,
291
1076167
1969
Ama asla bilemezsiniz,
17:58
because, as a historian,
292
1078160
2131
çünkü bir tarihçi olarak
18:00
I know that you should never underestimate human stupidity.
293
1080315
4774
insanoğlunun aptallığını asla yabana atmamak gerektiğini savunuyorum.
18:05
(Laughter) (Applause)
294
1085113
1155
(Kahkahalar) (Alkışlar)
18:06
It is one of the most powerful forces that shape history.
295
1086292
4004
Tarihe yön veren en büyük güçlerden biri.
18:11
CA: Yuval, it's been an absolute delight to have you with us.
296
1091433
2865
CA: Yuval, bizimle olman harikaydı.
18:14
Thank you for making the virtual trip.
297
1094322
1817
Bu sanal yolculuk için teşekkürler.
18:16
Have a great evening there in Tel Aviv.
298
1096163
1873
Tel Aviv'de iyi bir akşam diliyorum.
18:18
Yuval Harari!
299
1098060
1151
Yuval Harari!
18:19
YNH: Thank you very much.
300
1099235
1376
YNH: Çok teşekkürler.
18:20
(Applause)
301
1100635
1150
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7