Megan Kamerick: Women should represent women in media

Megan Kamerick: Kadınları medyada kadınlar temsil etmeli

Translator: Joseph Geni Reviewer: Morton Bast

Çeviri: Abdullah OSKAY Gözden geçirme: Canan Gundogdu

Like most journalists, I'm an idealist.

Bütün gazeteciler gibi ben de idealistim.

I love unearthing good stories, especially untold stories.

İyi hikayeleri ortaya çıkarmaya bayılırım. Özellikle de anlatılmamışları.

I just didn't think that in 2011,

2011 yılında hala daha kadınların hikayelerinin

women would still be in that category.

anlatılmamış olabileceğini hiç düşünmezdim.

I'm the President of the Journalism and Women Symposium -- JAWS.

Gazetecilik ve kadın sempozyumunun başkanıyım.

JAWS. Bu Sharky. (Kahkaha)

That's Sharky.

(Laughter)

I joined 10 years ago because I wanted female role models,

On yıl önce katıldım çünkü kadın rol modeller arıyordum

ve mesleğimizdeki kadınların kötü durumdaki yerine

and I was frustrated by the lagging status of women in our profession

ve medyadaki imajlarına

and what that meant for our image in the media.

öfkeleniyordum.

We make up half the population of the world,

Dünya nüfusunun yarısını oluşturuyoruz

but we're just 24 percent of the news subjects

ama haberlerin

quoted in news stories.

yalnızca yüzde 24'ü

And we're just 20 percent of the experts quoted in stories.

biz kadınlara ait.

And now, with today's technology,

Bugünün teknolojisinde

it's possible to remove women from the picture completely.

resimlerden kadını tamamen kaldırmak olası.

This is a picture of President Barack Obama and his advisors,

Bu Başkan Obama'nın ve yanındaki danışmanlarının

Osama Bin Ladin'in öldürülüşünün izini sürerken resmi.

tracking the killing of Osama bin Laden.

You can see Hillary Clinton on the right.

Sağda Hillary Clinton'u görüyorsunuz.

Resmin Brooklyn'de çıkan ana akım bir Yahudi gazetesinde

Let's see how the photo ran

in an Orthodox Jewish newspaper based in Brooklyn.

nasıl işlendiğine bakalım.

Hillary's completely gone.

Hillary gitti. (Kahkaha)

(Laughter)

The paper apologized, but said it never runs photos of women;

Gazete özür diledi ve

kadınların fotoğraflarını asla koymayız dedi.

they might be sexually provocative.

Cinsel dürtüleri harekete geçirebilirmiş. (Kahkaha)

(Laughter)

This is an extreme case, yes.

Bu marjinal bu durum evet ama

But the fact is,

gerçek şu ki,

women are only 19 percent of the sources in stories on politics,

kadınlar politikadaki hikayelerin yüzde 19'unu,

and only 20 percent in stories on the economy.

ekonomideki haberlerin yüzde 20'sini oluşturuyor.

Haberler bize neredeyse bütün meslek dallarında

The news continues to give us a picture

erkeklerin kadınlardan fazla olduğu resimleri vermeye devam ediyor.

where men outnumber women

in nearly all occupational categories, except two:

İkisi hariç: Öğrenciler ve Evişlerinde. (Kahkaha)

students and homemakers.

(Laughter)

So we all get a very distorted picture of reality.

Hepimiz böylece gerçeğin oynanmış bir şekliyle haberleri almaya devam ediyoruz.

Sorun şu ki, haberlerin hazırlandığı odalarda da

The problem is, of course, there aren't enough women in newsrooms.

yeterli sayıda kadın çalışan yok.

They report at just 37 percent of stories in print, TV and radio.

Bunlar da yazılı basın, TV ve radyodaki haberlerin yalnızca

yüzde 37'sini hazırlıyor.

Even in stories on gender-based violence,

Cinsiyete dayalı şiddet hikayelerinde bile

erkekler büyük bir alanı

men get an overwhelming majority of print space and airtime.

kaplıyor.

Case in point:

Örnek vermek gerekirse,

This March, the New York Times ran a story by James McKinley

Bu mart ayında, New York Times'tan James McKinley'in hazırladığı bir haberde

11 yaşında genç bir kızın

about a gang rape of a young girl,

11 years old, in a small Texas town.

Teksas'taki küçük bir kasabadaki tecavüzünü ele alıyordu.

McKinley writes that the community is wondering,

McKinley Teksas halkının şunu merak ettiğini yazıyordu:

"Nasıl oldu da oğulları bu işin içine çekilmişti?"

"How could their boys have been drawn into this?"

"İşin İçine Çekilmek": Sanki şiddet içeren bir işin içine

"Drawn into this" --

like they were seduced into committing an act of violence.

çekilmek gibi.

And the first person he quotes says,

McKinley'in görüştüğü ilk kişi şöyle söylüyordu:

"These boys will have to live with this the rest of their lives."

"Bu oğlan çocukları hayatlarının geri kalan kısmında bu durumla yaşamak zorunda kalacaklar."

(Groans, laughter)

(Kalabalığın Tepkisi)

You don't hear much about the 11-year-old victim,

11 yaşındaki kurban hakkında

except that she wore clothes that were a little old for her

kendisine birazcık küçük gelen kıyafetler giydiği ve

makyaj yaptığı dışında pek bir şey duymazsınız.

and she wore makeup.

The Times was deluged with criticism.

The Times eleştiri yağmuruna tutuldu.

Initially, it defended itself,

İlk başta kendisini "Bunlar bizim görüşlerimiz değil. Yaptığımız röportajların sonucu."

and said, "These aren't our views.

diye savundu.

This is what we found in our reporting."

Now, here's a secret you probably know already:

Şimdiiii, size muhtemelen bildiğiniz bir gizi açıklayacağım:

Your stories are constructed.

Hikayeleriniz inşa ediliyor.

As reporters, we research, we interview.

Muhabirler olarak biz araştırırız, röportaj yaparız

ve gerçeğin iyi bir resmini vermeyi deneriz.

We try to give a good picture of reality.

We also have our own unconscious biases.

Bununla birlikte bizim de farkında olmadığımız önyargılarımız vardır.

But The Times makes it sound like anyone would have reported this story

Fakat The Times bizi

herhangi bir kimsenin de bu haberi aynı şekilde yapacağına inandırmaya çalıştı.

the same way.

I disagree with that.

Ben aynı kanaatte değilim.

3 hafta sonra The Times hikayeyi değiştirdi ve

So three weeks later,

The Times revisits the story.

This time, it adds another byline to it with McKinley's:

Bu sefer, McKinley'in yanına bir yazar ekledi:

Erica Goode

Erica Goode.

What emerges is a truly sad, horrific tale

Ortaya çıkan sonuç ise, bu kızın oldukça üzücü ve dehşet verici hikayesi oldu.

of a young girl and her family trapped in poverty.

Ailesi yoksulluğun pençesindeydi.

She was raped numerous times by many men.

Çok sayıda erkek tarafından sayısız tecavüze uğramıştı.

She had been a bright, easygoing girl.

Hafifmeşrep bir kız olup çıkmıştı.

She was maturing quickly, physically,

Fiziksel olarak çarçabuk olgunlaşmıştı ama

but her bed was still covered with stuffed animals.

yatağı hala hayvan resimleriyle kaplı çaşaflarla kaplıydı.

It's a very different picture.

Çok farklı bir resim.

Perhaps the addition of Ms. Goode is what made this story more complete.

Muhtemelen Bayan Goode'nin eklemeleri

bu hikayenin tamamlanmasına yol açtı.

The Global Media Monitoring Project has found that stories by female reporters

Küresel Medya Gözetleme Projesi

kadınlar tarafından hazırlanan haberlerin klişelerle mücadele

are more likely to challenge stereotypes than those by male reporters.

etmeye erkeklerin hazırladıklarından daha yatkın olduğunu belirtiyor.

At KUNM here in Albuquerque,

Bulunduğumuz yerde, Elaine Baumgartel

Elaine Baumgartel did some graduate research

kadına yönelik şiddete karşı

on the coverage of violence against women.

bazı araştırmalar yapıyor.

What she found was many of these stories tend to blame victims

Bu hikayelerin birçoğunda kurbanları suçlayan

ve yaşamlarını değersizleştiren izler buluyor.

and devalue their lives.

They tend to sensationalize, and they lack context.

Olayı duygusallaştırmaya çok yatkın olduğunu ve içinde bulunduğu ortamdan bağımsız değerlendirilmeye çalışıldığını belirtiyor.

So for her graduate work,

Bu çalışmasıyla,

she did a three-part series on the murder of 11 women,

West Mesa'da yakılarak bulunan 11 kadın

found buried on Albuquerque's West Mesa.

üç bölümlük bir seri oluşturdu.

Çalışmasında bu klişelerle mücadele etmeye ve

She tried to challenge those patterns and stereotypes in her work

gazetecilerin dış kaynaklardan, içsel önyargılarından

and she tried to show the challenges that journalists face

ve kültürel normlarından kaynaklı sorunlarla oluşturdukları haberlerle

from external sources, their own internal biases

yüzleşmelerini sağlamaya çalıştı.

and cultural norms.

And she worked with an editor at National Public Radio

Ayrıca Ulusal Kamu Radyosundaki bir editörle

to try to get a story aired nationally.

ulusal bazda tartışılan bir hikayeyi ele aldı.

She's not sure that would have happened if the editor had not been a female.

Editör kadın olmasaydı,

muhtemelen bu çok zordu.

Stories in the news

Haberlerde sunulan hikayelerde kadınların kurban olarak yansıtılmaları

are more than twice as likely to present women as victims than men,

erkeklerden iki kat fazla.

and women are more likely to be defined by their body parts.

Ve ayrıca kadınlar genelde

vücutlarının bir parçalarıyla tanımlanıyor.

Wired magazine, November 2010.

Wired dergisi, Kasım 2010

Yes, the issue was about breast-tissue engineering.

Evet, konu göğüs mendili mühendisliği.

Now I know you're all distracted, so I'll take that off.

Şimdi, biliyorum hepiniz rahatsız oldunuz. Attım gitti. (Kahkaha)

(Laughter)

Eyes up here.

Gözlerinizi açın. (Kahkaha)

(Laughter)

So --

Evet --- (Kahkaha)

(Applause)

Olay burada.

Here's the thing:

Wired almost never puts women on its cover.

Wired asla bir kadını kapağına koymaz.

Oh, there have been some gimmicky ones --

Aldatıcı çokca resim var.

Office'den Pam

Pam from "The Office,"

Manga Kızları

manga girls,

a voluptuous model covered in synthetic diamonds.

Yuvarlak hatlı, dolgun göğüslü kalçalı bir model sentetik elmas için kapakta.

Texas State University professor Cindy Royal wondered in her blog

Teksas State Üniversitesinden profesör Cindy Royal blogunda

Kendi Öğrencileri gibi genç kadınların Wired gibi teknolojiyi okurken

how are young women like her students supposed to feel about their roles

kendi rolleri hakkında ne hissettiklerini merak ediyor?

in technology, reading Wired.

Chris Anderson, the editor of Wired, defended his choice

Wired'ın editörü Chris Anderson kendi tercihini savunuyor ve ekliyor:

and said there aren't enough women, prominent women

"Teknolojiyi satabilecek, teknolojiye kapak olabilecek

in technology to sell a cover, to sell an issue.

yeterli sayıda seçkin kadın yok."

Part of that is true,

Kısmen doğru.

there aren't as many prominent women in technology.

Teknolojide yeterli sayıda seçkin kadın yok.

Here's my problem with that argument:

Ama bu önermeye benim bir itirazım var:

Media tells us every day what's important,

"Medya bize her gün neyin önemli olduğunu

by the stories they choose and where they place them;

kendi seçtiği hikayeler aracılığıyla anlatıyor.

it's called agenda setting.

Buna gündem belirleme deniyor.

How many people knew the founders of Facebook and Google

Bir dergiye kapak olmadan

Google ve Facebook'un kurucularını kaç kişi biliyor?

before their faces were on a magazine cover?

Putting them there made them more recognizable.

Onları oraya yerleştirmek daha tanınmış yapıyor.

Now, Fast Company Magazine embraces that idea.

Şimdi, Fast Company Dergisi bu fikri benimsedi.

This is its cover from November 15, 2010.

Bu derginin Kasım 2010 kapağı.

The issue is about the most prominent and influential women in technology.

Konu teknolojideki

en seçkin ve etkili kadın.

Editor Robert Safian told the Poynter Institute,

Editör Safian Poynter Enstitüsü'nde

"Silicon Valley is very white and very male.

"Silikon Vadisi çok beyaz ve çok erkeksi, ama

Fast Company dergisi bunun gelecekte de böyle olacağını düşünmüyor ve

But that's not what Fast Company thinks

the business world will look like in the future,

bu yüzden dünyanın gittiği yeri anlamak için

so it tries to give a picture of where the globalized world is moving."

güçlü ve seçkin bir kadın resmi koyuyor.

By the way, apparently, Wired took all this to heart.

Bu arada, Wired dergisi de bunu yürekten benimsedi.

Bu nisandaki konusu. (kahkaha)

This was its issue in April.

(Laughter)

That's Limor Fried, the founder of Adafruit Industries,

Bu Limor Fried,

in the Rosie the Riveter pose.

Adafruit Şirketi'nin kurucusu

It would help to have more women in positions of leadership in media.

Bu durum medyada liderlik rolünde daha fazla kadının olmasına yardım edecektir.

Yakınlarda yapılan küresel bir araştırmaya göre,

A recent global survey

found that 73 percent of the top media-management jobs

medyadaki önemli görevlerin büyük kısmı, yüzde 73'ü

erkekler tarafından işgal edilmiş durumda.

are still held by men.

But this is also about something far more complex:

Ama aynı zamanda daha bilinçsiz önyargılarımız ve kör ışıklarımız altında

our own unconscious biases and blind spots.

daha karmaşık bir şeylere de işaret ediyor.

Shankar Vedantam is the author

"Gizli Beyin:

of "The Hidden Brain: How Our Unconscious Minds Elect Presidents,

Bilinçsiz zekamız başkanları nasıl seçer,

Control Markets, Wage Wars, and Save Our Lives."

piyasaları nasıl kontrol eder, nasıl savaş açar ve hayatlarımızı nasıl kurtarır" kitabının yazarı

He told the former ombudsman at National Public Radio,

Shankar Vedantam, Ulusal Radyo'da kadınlara verilen süre

üzerine bir rapor hazırlayan

who was doing a report on how women fare in NPR coverage,

eski Ulusal Radyo ombudsmanına

unconscious bias flows throughout most of our lives.

birçoğumuzun yaşamındaki bilinçsiz önyargıları gösterdi.

It's really difficult to disentangle those strands.

Bunları ortaya çıkarmak gerçekten çok zor.

Ama bir önerisi var:

But he did have one suggestion.

He used to work for two editors

Her hikayenin en azından

who said every story had to have at least one female source.

bir kadın muhabiri olmalı.

Bu öneriyi yaptığı editörler ilk başta şaşırıyor fakat

He balked at first,

but said he eventually followed the directive happily,

uygulamaya geçilince daha başarılı hikayeler ortaya çıkmaya başlıyor

because his stories got better

ve işleri kolaylaşıyor.

and his job got easier.

Now, I don't know if one of the editors was a woman,

Editörlerden birinin kadın olup olmadığını bilmiyorum ama

but that can make the biggest difference.

büyük fark yaratılıyor.

The Dallas Morning News won a Pulitzer Prize in 1994

Dallas Morning News 1994 yılında Pulitzer Ödülünü

dünya çapında kadınlara ilişkin yaptığı çalışmalarla kazandı.

for a series it did on women around the world,

but one of the reporters told me

Muhabirlerden biri bana

she's convinced it never would have happened

bir yardımcı kadın dış haberler asistanım olmasaydı

if they had not had a female assistant foreign editor,

bunu başaramazdık dedi.

and they would not have gotten some of those stories

Özellikle de

without female reporters and editors on the ground,

kadın sünneti

particularly one on female genital mutilation --

haberlerinde

men would just not be allowed into those situations.

Erkeklerin kadınların bu özeline giremez.

This is an important point to consider,

Bu nokta çok önemli ve üzerinde düşünülmeli

because much of our foreign policy now revolves around countries

çünkü dış politikamızın büyük bölümü

kadına davranışın bizce garipsenmesinden kaynaklı olarak sorun yaşadığımız

where the treatment of women is an issue,

Afganistan gibi ülkelerle olan ilişkilerimiz etrafında dönüyor.

such as Afghanistan.

What we're told in terms of arguments against leaving this country

Afganistan'da ayrılmamızı önerenlere karşı kullandığımız ana argümanların başında

bu ülkelerde kadınların statüsü geliyor.

is that the fate of the women is primary.

Now, I'm sure a male reporter in Kabul can find women to interview.

Kabil'de bir erkek muhabir asla bir kadınla görüşemez.

Ne kırsalda ne de kentte.

Not so sure about rural, traditional areas,

Çünkü bu kadınlar asla bir yabancıyla konuşmaz.

where I'm guessing women can't talk to strange men.

It's important to keep talking about this, in light of Lara Logan.

Lara Logan olayında

olduğu gibi.

She was the CBS News correspondent

Lara CBS News'in muhabiri olarak Mısır'da Tahrir Meydanında vahşi bir şekilde

who was brutally sexually assaulted in Egypt's Tahrir Square,

cinsel olarak aşağılandı.

right after this photo was taken.

Bu fotoğraf çekildikten hemen sonra.

Hemen ardından bilgiç tavırlarla Lara'ya yüklenildi:

Almost immediately, pundits weighed in,

blaming her and saying things like,

"Biliyorsun. Kadınlar belki de bu hikayelere

hiç mi hiç görevlendirilmemeli idi."

"You know, maybe women shouldn't be sent to cover those stories."

I never heard anyone say this about Anderson Cooper and his crew,

Bunu ben asla bir erkek muhabir için duymadım.

who were attacked covering the same story.

Örneğin Anderson Cooper ve ekibi aynı haberin peşindeyken saldırıya uğradığında.

One way to get more women into leadership

Kadınları daha fazla lider role büründürebilmek için

is to have other women mentor them.

diğer kadınlar onlara mentörlük desteği vermeli.

One of my board members is an editor at a major global media company,

Yönetimdeki arkadaşlarımdan birisi, ki kendisi küresel bir medya şirketinde editördür,

asla kendisi medya sektöründe yükselmeyi kendisine bir kariyer yolu olarak belirlememişti.

but she never thought about this as a career path,

Taki JAWS'la ve oradaki kadın mentörlerle tanışıncaya kadar.

until she met female role models at JAWS.

But this is not just a job for super-journalists

Bununla birlikte, bu bizim gibi süper gazeteciler için yalnızca bir iş değil,

or my organization.

Buradaki herkesin güçlü bir medyadan

You all have a stake in a strong, vibrant media.

fayda sağlaması olasıdır.

Analyze your news.

Haberleri analiz edin, boşluklar gördüğünüzde sesinizi yükseltin.

And speak up when there are gaps missing in coverage,

Aynı New York Times örneğinde olduğu gibi kayıp halkaları ekletin.

like people at The New York Times did.

Suggest female sources to reporters and editors.

Kadın muhabirlere, editörlere ve kaynaklara tavsiyem,

Remember -- a complete picture of reality may depend upon it.

Unutmayın:

"Gerçeğin bütüncül bir resmi buna bağlı."

And I'll leave you with a video clip

İlk defa 2007'de Londra'da öğrenciyken gördüğüm bir videoyla

that I first saw in [1987] when I was a student in London.

sizlere veda etmek isterim.

Guardian Gazetesi içindi.

It's for The Guardian newspaper.

It's actually long before I ever thought about becoming a journalist,

Gazeteci olmaya kafa yormaya başlamadan çoook önceydi.

Ama dünyayı nasıl algıladığımızla ilgili

but I was very interested in how we learn to perceive our world.

olarak çok ilgimi çekti.

Narrator: An event seen from one point of view gives one impression.

Videodan iç ses:

"Bir olaya bir açıdan bakış bir etki doğurur."

Seen from another point of view,

Başka bir açıdan bakış ise

it gives quite a different impression.

tamamen farklı bir etki doğurur.

But it's only when you get the whole picture,

Ancak resmin tamamına baktığınızda

you can fully understand what's going on.

neler olup bittiğini anlayabilirsiniz.

[The Guardian]

The Guradian."

Megan Kamerick: I think you'll all agree

Megan Kamerick: Zannımca herkes aynı fikirde ve

ancak resmin tümüne baktığımızda daha iyi bir dünyaya ulaşırız.

that we'd be better off if we all had the whole picture.