Justin Hall-Tipping: Freeing energy from the grid

Justin Hall-Tipping: Enerjiyi şebekeden kurtarmak

171,243 views ・ 2011-10-18

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Efe Sevin Gözden geçirme: osman oguz ahsen
00:16
Why can't we solve these problems?
0
16260
5000
Bu sorunları neden çözemiyoruz?
00:21
We know what they are.
1
21260
3000
Ne olduklarını biliyoruz.
00:24
Something always seems to stop us.
2
24260
4000
Sanki bir şey bizi hep durduyor.
00:28
Why?
3
28260
3000
Neden?
00:31
I remember March the 15th, 2000.
4
31260
4000
15 Mart 2000'i hatırlıyorum.
00:35
The B15 iceberg broke off the Ross Ice Shelf.
5
35260
4000
B15 buzdağı Ross buz kalıbından kırılıp ayrılmıştı.
00:39
In the newspaper it said
6
39260
3000
Bir gazete şöyle demişti:
00:42
"it was all part of a normal process."
7
42260
3000
"Bu normal bir sürecin parçası"
00:45
A little bit further on in the article
8
45260
3000
Haberin ilerleyen bölümlerindeyse
00:48
it said "a loss that would normally take
9
48260
3000
şöyle dendi: "normal olarak buz kalıbı bu kaybı
00:51
the ice shelf 50-100 years to replace."
10
51260
5000
50-100 yıl içerisinde geri kazanabilir"
00:58
That same word, "normal,"
11
58260
3000
Aynı sözcük, "normal",
01:01
had two different,
12
61260
2000
iki farklı
01:03
almost opposite meanings.
13
63260
3000
hatta zıt anlamlara sahipti.
01:06
If we walk into the B15 iceberg
14
66260
3000
Bugün buradan ayrıldıktan sonra,
01:09
when we leave here today,
15
69260
3000
eğer B15 buzdağına çarpacak olursak
01:12
we're going to bump into something
16
72260
3000
çarptığımız şey
01:15
a thousand feet tall,
17
75260
2000
300 metre yüksekliğinde,
01:17
76 miles long,
18
77260
4000
120 kilometre uzunluğunda,
01:21
17 miles wide,
19
81260
3000
27 kilometre genişliğinde
01:24
and it's going to weigh two gigatons.
20
84260
3000
ve 2 gigaton ağırlığında olacak.
01:27
I'm sorry, there's nothing normal about this.
21
87260
3000
Üzgünüm ama, burada normal olan hiçbir şey yok.
01:30
And yet I think it's this perspective of us
22
90260
3000
Ve yine de, inanıyorum ki bizim bu bakış açımız,
01:33
as humans to look at our world
23
93260
3000
insanoğlu olarak dünyaya
01:36
through the lens of normal
24
96260
2000
normal objektifiyle bakmamız,
01:38
is one of the forces
25
98260
2000
gerçek çözümler üretmemizi
01:40
that stops us developing real solutions.
26
100260
4000
engelleyen güçlerden bir tanesidir.
01:46
Only 90 days after this,
27
106260
3000
Bu olaydan yalnızca 90 gün sonra,
01:49
arguably the greatest discovery
28
109260
2000
belki de geçmiş yüzyılın en büyük
01:51
of the last century occurred.
29
111260
2000
keşfi gerçekleşti.
01:53
It was the sequencing for the first time
30
113260
2000
Bu insan genomunun
01:55
of the human genome.
31
115260
3000
ilk defa dizilenmesidir.
01:58
This is the code that's in every single one
32
118260
4000
Bu dizi bizi biz yapan
02:02
of our 50 trillion cells
33
122260
2000
50 trilyon hücrenin
02:04
that makes us who we are and what we are.
34
124260
4000
her birinde bulunan koddur.
02:08
And if we just take one cell's worth
35
128260
2000
Ve eğer biz bu kodun yalnızca bir hücrelik
02:10
of this code and unwind it,
36
130260
3000
kısmı alır ve gerersek,
02:15
it's a meter long,
37
135260
4000
bir metre uzunluğunda
02:19
two nanometers thick.
38
139260
2000
ve iki nanometre kalınlığındadır.
02:21
Two nanometers is 20 atoms in thickness.
39
141260
4000
İki nanometre yaklaşık 20 atomun kalınlığıdır.
02:25
And I wondered,
40
145260
2000
Merak ediyorum,
02:27
what if the answer to some of our biggest problems
41
147260
3000
Ya en büyük sorunlarımızın çözümleri
02:30
could be found in the smallest of places,
42
150260
3000
değerli ve değersiz arasındaki farkın
02:33
where the difference between what is
43
153260
2000
yalnızca birkaç atomun
02:35
valuable and what is worthless
44
155260
2000
eklenmesi ve çıkarılması olduğu
02:37
is merely the addition or subtraction
45
157260
2000
en küçük
02:39
of a few atoms?
46
159260
2000
yerlerdeyse?
02:41
And what
47
161260
2000
Peki ya
02:43
if we could get exquisite control
48
163260
3000
enerjinin özü,
02:46
over the essence of energy,
49
166260
2000
elektronlar,
02:48
the electron?
50
168260
3000
kontrol altına alabilirse?
02:51
So I started to go around the world
51
171260
2000
Böylece, buluşlarıyla bizleri
02:53
finding the best and brightest scientists
52
173260
2000
buralara getirebilme şansı olan
02:55
I could at universities
53
175260
2000
en iyi ve parlak bilimadalarını
02:57
whose collective discoveries have the chance
54
177260
2000
üniversitelerde bulabilmek için
02:59
to take us there,
55
179260
2000
dünyayı dolaşmaya başladım.
03:01
and we formed a company to build
56
181260
2000
Ve birlikte onların olağanüstü fikirleriyle
03:03
on their extraordinary ideas.
57
183260
2000
bir şirket kurduk.
03:05
Six and a half years later,
58
185260
2000
Altı buçuk yıl sonra
03:07
a hundred and eighty researchers,
59
187260
2000
yüz seksen araştırmacı
03:09
they have some amazing developments
60
189260
2000
laboratuarlarında inanılmaz gelişmeler
03:11
in the lab,
61
191260
2000
elde ettiler,
03:13
and I will show you three of those today,
62
193260
2000
ve bugün sizlere bunlardan üç tanesini göstereceğim,
03:15
such that we can stop burning up our planet
63
195260
3000
bunlar sayesinde dünyamızı yakıp bitirmeyi bırakabilir
03:18
and instead,
64
198260
2000
ve bunun yerine,
03:20
we can generate all the energy we need
65
200260
3000
ihityacımız olan bütün enerjiyi
03:23
right where we are,
66
203260
2000
bulunduğumuz yerden
03:25
cleanly, safely, and cheaply.
67
205260
3000
temiz, güvenli, ve ucuz bir şekilde elde edebiliriz.
03:28
Think of the space that we spend
68
208260
2000
Zamanımızın büyük bir bölümünü
03:30
most of our time.
69
210260
2000
harcadığımız yeri düşünün.
03:32
A tremendous amount of energy
70
212260
2000
İnanılmaz miktarda bir enerji
03:34
is coming at us from the sun.
71
214260
2000
güneşten bize doğru geliyor.
03:36
We like the light that comes into the room,
72
216260
2000
Evimize gelen ışığı seviyoruz,
03:38
but in the middle of summer,
73
218260
2000
ama yaz ortasında,
03:40
all that heat is coming into the room
74
220260
2000
bütün bu ısı aslında soğuk tutmaya
03:42
that we're trying to keep cool.
75
222260
2000
çalıştığımız eve geliyor.
03:44
In winter, exactly the opposite is happening.
76
224260
2000
Kışın, tam tersi oluyor.
03:46
We're trying to heat up
77
226260
1000
Biz içinde bulunduğumuz yeri
03:47
the space that we're in,
78
227260
2000
ısıtmaya çalışıyoruz,
03:49
and all that is trying to get out through the window.
79
229260
2000
ve bütün ısı pencereden çıkıp gitmeye çalışıyor.
03:51
Wouldn't it be really great
80
231260
2000
Eğer pencere ihtiyacımıza göre ısıyı
03:55
if the window could flick back the heat
81
235260
2000
içeri alabilse ya da
03:57
into the room if we needed it
82
237260
2000
ısı içeri hiç gelmeden
03:59
or flick it away before it came in?
83
239260
2000
dışarda tutulabilse, çok iyi olmaz mıydı?
04:01
One of the materials that can do this
84
241260
2000
Elimizdeki maddelerden biri bunu yapabilir.
04:03
is a remarkable material, carbon,
85
243260
5000
Çok önemli bir madde, karbon,
04:08
that has changed its form in this incredibly beautiful reaction
86
248260
3000
Bu inanılmaz güzellikteki reaksiyonda şeklini değiştirdi,
04:11
where graphite is blasted by a vapor,
87
251260
4000
Burada grafit buharla patlatılıyor,
04:16
and when the vaporized carbon condenses,
88
256260
4000
sonra buharlaşmış karbon yoğunlaşıyor,
04:20
it condenses back into a different form:
89
260260
3000
ama yoğunlaştığında farklı bir şekil alıyor:
04:23
chickenwire rolled up.
90
263260
3000
bükülmüş kümes teli.
04:26
But this chickenwire carbon,
91
266260
2000
Bu kümes teli şeklindeki karbon,
04:28
called a carbon nanotube,
92
268260
2000
yani karbon nanotüp,
04:30
is a hundred thousand times smaller
93
270260
2000
saç telinizin onda birinin genişliğinden
04:32
than the width of one of your hairs.
94
272260
3000
yüzbinlerce kez daha küçük.
04:35
It's a thousand times
95
275260
2000
Bakırdan bin kat
04:37
more conductive than copper.
96
277260
2000
daha fazla iletken.
04:40
How is that possible?
97
280260
3000
Peki bu nasıl mümkün?
04:45
One of the things about working at the nanoscale
98
285260
4000
Nano ölçekte çalışmayla ilgili detaylardan bir tanesi
04:49
is things look and act very differently.
99
289260
3000
maddelerin çok farklı görünmesi ve davranmasıdır.
04:52
You think of carbon as black.
100
292260
3000
Karbonu siyah sanırsınız.
04:58
Carbon at the nanoscale
101
298260
3000
Nano ölçekte karbon
05:01
is actually transparent
102
301260
3000
aslında saydamdır
05:04
and flexible.
103
304260
3000
ve esnektir.
05:09
And when it's in this form,
104
309260
2000
Bu şeklindeyken,
05:11
if I combine it with a polymer
105
311260
3000
eğer ben bunu polimer ile birleştirir
05:14
and affix it to your window
106
314260
3000
ve pencere camınıza eklersem,
05:17
when it's in its colored state,
107
317260
3000
renkli durumuna geldiği zaman
05:20
it will reflect away all heat and light,
108
320260
3000
ışığı ve ısıyı yansıtacaktır.
05:23
and when it's in its bleached state
109
323260
2000
Beyazlanmış durumundaysa
05:25
it will let all the light and heat through
110
325260
3000
bütün ısı ve ışığı içeri alacaktır.
05:28
and any combination in between.
111
328260
3000
Aradaki bütün olasılıklar da mümkün.
05:31
To change its state, by the way,
112
331260
3000
Bu arada, durumlar arasında geçiş yapmak için
05:34
takes two volts from a millisecond pulse.
113
334260
3000
sadece bir milisaniyelik bir atıştan gelen iki volt gerekli
05:37
And once you've changed its state, it stays there
114
337260
3000
Bir kere durum değiştikten sonra, siz değiştiresiye kadar
05:40
until you change its state again.
115
340260
3000
aynı durumda kalıyor.
05:43
As we were working on this incredible
116
343260
2000
Biz Florida Üniversitesi'nde
05:45
discovery at University of Florida,
117
345260
2000
bunun üzerinde çalışırken,
05:47
we were told to go down the corridor
118
347260
3000
koridorun ilerisinde başka bir
05:50
to visit another scientist,
119
350260
2000
bilimadamını ziyaret etmemiz söylendi.
05:52
and he was working
120
352260
2000
Bu bilimadamı
05:54
on a pretty incredible thing.
121
354260
2000
inanılmaz bir şey üzerinde çalışıyordu.
05:56
Imagine
122
356260
2000
Düşünün
05:58
if we didn't have to rely
123
358260
2000
geceleri dolaşmak için yapak ışığa
06:00
on artificial lighting to get around at night.
124
360260
4000
gerek duymasak,
06:06
We'd have to see at night, right?
125
366260
4000
Gece görebilmemiz gerekir, di mi?
06:12
This lets you do it.
126
372260
2000
İşte bu, size bu beceriyi veriyor.
06:14
It's a nanomaterial, two nanomaterials,
127
374260
3000
Bu bir nano madde, iki nano madde
06:17
a detector and an imager.
128
377260
3000
bir dedektör ve bir kamera.
06:20
The total width of it
129
380260
2000
Toplam genişliği
06:22
is 600 times smaller
130
382260
2000
bir ondalık sayının genişliğinden
06:24
than the width of a decimal place.
131
384260
3000
600 kez daha küçük.
06:27
And it takes all the infrared available at night,
132
387260
4000
Gece etraftakı bütün kızılötesi ışınları topluyor,
06:31
converts it into an electron
133
391260
3000
ve iki küçük tabaka arasında
06:34
in the space of two small films,
134
394260
3000
elektronlara çeviriyor.
06:37
and is enabling you to play an image
135
397260
3000
Böylelikle sizin bakıp görebileceğiniz
06:40
which you can see through.
136
400260
3000
bir görüntü elde ediyor.
06:47
I'm going to show to TEDsters,
137
407260
3000
Burada ilk defa, siz TED izleyenlerine,
06:50
the first time, this operating.
138
410260
2000
bunun nasıl çalıştığını göstereceğim.
06:52
Firstly I'm going to show you
139
412260
2000
Öncelikle size
06:54
the transparency.
140
414260
3000
şeffaflığı göstereceğim.
06:57
Transparency is key.
141
417260
4000
Şeffaflık çok önemli.
07:01
It's a film that you can look through.
142
421260
3000
Bu tabakanın öteki tarafını görebiliyorsunuz.
07:04
And then I'm going to turn the lights out.
143
424260
3000
Sonra ışıkları kapatacağım.
07:07
And you can see, off a tiny film,
144
427260
3000
Ve bu küçük tabaka sayesinde inanılmaz
07:10
incredible clarity.
145
430260
4000
netlikte görüntü elde ediyorsunuz.
07:14
As we were working on this, it dawned on us:
146
434260
4000
Bunun üzerinde çalışırken fark ettik ki:
07:18
this is taking infrared radiation, wavelengths,
147
438260
4000
bu kızılötesi radyasyon ve dalga uzunluklarını alıp
07:22
and converting it into electrons.
148
442260
3000
elektrona çeviriyor.
07:25
What if we combined it
149
445260
6000
Peki ya biz bunu alıp
07:31
with this?
150
451260
3000
bununla birleştirsek?
07:34
Suddenly you've converted energy
151
454260
3000
Bir anda enerjiyi
07:37
into an electron on a plastic surface
152
457260
4000
camınıza yapıştırabileceğiniz
07:41
that you can stick on your window.
153
461260
3000
plastik bir yüzey üzerinde elektrona çevirdiniz.
07:44
But because it's flexible,
154
464260
2000
Ve esnekliği sayesinde
07:46
it can be on any surface whatsoever.
155
466260
4000
herhangi bir yüzeye de koyabilirsiniz.
07:50
The power plant of tomorrow
156
470260
3000
Geleceğin elektrik santralı
07:53
is no power plant.
157
473260
7000
hiç olmayan elektrik santralidir.
08:00
We talked about generating and using.
158
480260
3000
Üretim ve tüketim hakkında konuştuk.
08:03
We want to talk about storing energy,
159
483260
2000
Şimdi de depolama hakkında konuşalım.
08:05
and unfortunately
160
485260
2000
Ne yazık ki
08:07
the best thing we've got going
161
487260
2000
elimizdeki en iyi araç
08:09
is something that was developed in France
162
489260
2000
bundan yüz elli yıl önce
08:11
a hundred and fifty years ago,
163
491260
2000
Fransa'da yapılmış bir şey -
08:13
the lead acid battery.
164
493260
2000
kurşun asitli akü
08:15
In terms of dollars per what's stored,
165
495260
2000
Depolama için harcanan dolar bakımından
08:17
it's simply the best.
166
497260
2000
tek kelimeyle en iyisi.
08:19
Knowing that we're not going to put fifty of
167
499260
2000
Ama bodrum katına bunlardan elli tanesini
08:21
these in our basements to store our power,
168
501260
2000
enerji depolamak için bodruma koymayacağımızı bildiğimiz için
08:23
we went to a group at University of Texas at Dallas,
169
503260
2000
Dallas'taki Teksas Üniversitesi'ndeki bir gruba gidip
08:25
and we gave them this diagram.
170
505260
2000
bu taslak şemayı verdik.
08:27
It was in actually a diner
171
507260
2000
Aslında Dallas/Fort Worth Havaalanı'na
08:29
outside of Dallas/Fort Worth Airport.
172
509260
2000
yakın ufak bir lokantadaydı.
08:31
We said, "Could you build this?"
173
511260
2000
"Bunu inşa edebilir misiniz?" dedik.
08:33
And these scientists,
174
513260
2000
Ve bilimadamları
08:35
instead of laughing at us, said, "Yeah."
175
515260
2000
bize gülmek yerine, "Evet" dediler.
08:37
And what they built was eBox.
176
517260
3000
Yaptıkları şey eBox idi.
08:40
EBox is testing new nanomaterials
177
520260
2000
Ebox üzerinde elektron koyulabilecek,
08:42
to park an electron on the outside,
178
522260
3000
ihtiyaç duyulasıya kadar elektronları tutacak
08:45
hold it until you need it,
179
525260
3000
ve de sonra bırakıp başka yerlere aktarabilecek
08:48
and then be able to release it and pass it off.
180
528260
3000
yeni nano maddeler test ediyor.
08:51
Being able to do that means
181
531260
4000
Bunu yapabilmek demek
08:55
that I can generate energy
182
535260
3000
Benim temiz, verimli, ve ucuz
08:58
cleanly, efficiently and cheaply
183
538260
3000
enerjiyi bulunduğum yerde
09:01
right where I am.
184
541260
2000
üretebilmem demek.
09:03
It's my energy.
185
543260
3000
Benim enerjim.
09:06
And if I don't need it, I can convert it
186
546260
2000
Eğer ihtiyacım yoksa, enerjiyi dönüştürüp
09:08
back up on the window
187
548260
2000
pencerede tutabilir,
09:10
to energy, light, and beam it,
188
550260
2000
enerjiyi ışığa dönüştürüp
09:12
line of site, to your place.
189
552260
3000
toprak hattıyla sizin evinize yollayabilirim.
09:15
And for that I do not need
190
555260
3000
Ve bunun için aramızda
09:18
an electric grid between us.
191
558260
3000
bir şebeke olmasına gerek yok.
09:21
The grid of tomorrow is no grid,
192
561260
4000
Geleceğin şebekesi hiç olmayan şebekedir,
09:25
and energy, clean efficient energy,
193
565260
4000
ve bu enerji, temiz ve verimli enerji,
09:29
will one day be free.
194
569260
3000
birgün bedava olacak.
09:36
If you do this, you get the last puzzle piece,
195
576260
4000
Eğer bunu yaparsanız, yapbozun son parçasına gelirsiniz,
09:40
which is water.
196
580260
3000
su.
09:46
Each of us, every day,
197
586260
5000
Hepimiz her gün
09:51
need just eight glasses of this,
198
591260
5000
bundan sadece 8 bardak içmeliyiz,
09:56
because we're human.
199
596260
3000
çünkü insanız.
09:59
When we run out of water,
200
599260
2000
Su kaynakları tükenmeye başlayınca
10:01
as we are in some parts of the world
201
601260
2000
ki dünyanın bazı yerlerinde başladı
10:03
and soon to be in other parts of the world,
202
603260
2000
ve bazı yerlerinde de çok yakında başlayacak,
10:05
we're going to have to get this from the sea,
203
605260
3000
suyu denizden almamız gerecek,
10:08
and that's going to require us to build desalination plants.
204
608260
3000
bunu yapmak için de tuz arındırma tesisleri kurmamız lazım.
10:11
19 trillion dollars is what we're going to have to spend.
205
611260
3000
19 trilyon dolar harcamamız gereken rakam.
10:14
These also require tremendous amounts of energy.
206
614260
2000
Bu süreç aynı zamanda
10:16
In fact, it's going to require twice the world's
207
616260
2000
inanılmaz miktarda enerji gerektiriyor,
10:18
supply of oil to run the pumps
208
618260
2000
dünyadaki petrol rezervlerinin
10:20
to generate the water.
209
620260
3000
iki katına ihtiyacımız var.
10:23
We're simply not going to do that.
210
623260
2000
Kısacası bunu yapamayacağız.
10:25
But in a world where energy is freed
211
625260
2000
Ama enerjinin şebekeden kurtulduğu,
10:27
and transmittable
212
627260
2000
kolay ve masrafsızca iletilebildiği bir dünyada
10:29
easily and cheaply, we can take any water
213
629260
2000
nerede olursak olalım
10:31
wherever we are
214
631260
2000
herhangi bir suyu alıp
10:33
and turn it into whatever we need.
215
633260
4000
istediğimiz şeye dönüştürebiliriz.
10:37
I'm glad to be working with
216
637260
2000
İnanılmaz derecede parlak ve yardımsever bilimadamlarıyla çalışmaktan
10:39
incredibly brilliant and kind scientists,
217
639260
2000
ötürü çok mutluyum.
10:41
no kinder than
218
641260
2000
Dünyadaki pek çok insandan
10:43
many of the people in the world,
219
643260
2000
daha fazla yardımsever değiller
10:45
but they have a magic look at the world.
220
645260
3000
ama dünyaya sihirli bir bakış açısıyla bakıyorlar.
10:48
And I'm glad to see their discoveries
221
648260
2000
Onların buluşlarının laboratuarlardan çıkıp
10:50
coming out of the lab and into the world.
222
650260
3000
gerçek dünyayla buluştuğunu görmekten ötürü de çok mutluyum.
10:53
It's been a long time in coming for me.
223
653260
4000
Benim için çok uzun bir süre oldu.
10:57
18 years ago,
224
657260
3000
18 yıl önce,
11:00
I saw a photograph in the paper.
225
660260
4000
Gazetede bir fotoğraf gördüm.
11:04
It was taken by Kevin Carter
226
664260
2000
Sudan'a oradaki açlığı belgelemek
11:06
who went to the Sudan
227
666260
2000
için giden Kevin Carter
11:08
to document their famine there.
228
668260
2000
tarafından çekilmişti.
11:10
I've carried this photograph with me
229
670260
2000
O günden beri bu fotoğrafı hep
11:12
every day since then.
230
672260
2000
yanımda taşıyorum.
11:17
It's a picture of a little girl dying of thirst.
231
677260
5000
Susuzluktan ölmek üzere olan küçük bir kızın fotoğrafı.
11:27
By any standard this is wrong.
232
687260
5000
Nerden bakarsanız bakın bu yanlış.
11:32
It's just wrong.
233
692260
3000
Tamamıyle yanlış.
11:38
We can do better than this.
234
698260
3000
Bundan daha iyisini yapabiliriz.
11:41
We should do better than this.
235
701260
3000
Bundan daha iyisini yapmalıyız.
11:44
And whenever I go round
236
704260
2000
Ve ne zaman bana
11:46
to somebody who says,
237
706260
2000
"Biliyor musun, çok zor bir şey üzerinde çalışıyorsun
11:48
"You know what, you're working on something that's too difficult.
238
708260
2000
Yapman mümkün değil. Yeterli paran yok.
11:50
It'll never happen. You don't have enough money.
239
710260
3000
Yeterli zamanın yok.
11:53
You don't have enough time.
240
713260
3000
Burada çok daha ilginç bir şey var"
11:56
There's something much more interesting around the corner,"
241
716260
3000
diyen biriyle karşılaşsam,
11:59
I say, "Try saying that to her."
242
719260
2000
"Bunları bu kıza söylemeye çalış" diyorum.
12:01
That's what I say in my mind. And I just say
243
721260
2000
Aklımdan bunları geçiriyorum. Ve sadece
12:03
"thank you," and I go on to the next one.
244
723260
3000
"teşekkürler" deyip bir sonrakine gidiyorum.
12:06
This is why we have to solve our problems,
245
726260
3000
İşte bu yüzden sorunlarımızı çözmeliyiz,
12:09
and I know the answer as to how
246
729260
5000
ve ben doğanın yapıtaşı,
12:14
is to be able to get exquisite control
247
734260
4000
hayatının temel maddesinin
12:18
over a building block of nature,
248
738260
3000
basit elektronun
12:21
the stuff of life:
249
741260
2000
nasıl kontrol altına alınabileceği sorusunun
12:23
the simple electron.
250
743260
2000
cevabını biliyorum.
12:25
Thank you.
251
745260
2000
Teşekkürler.
12:27
(Applause)
252
747260
12000
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7