Elizabeth Murchison: Fighting a contagious cancer

Elizabeth Murchison: Bulaşıcı bir kanserle savaşmak

48,645 views ・ 2011-09-22

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Yasemin Bayraktar Gözden geçirme: Zeynep Duygu Tamer
00:15
Everyone's familiar with cancer,
0
15260
4000
Hepimiz kanserin ne olduğunu biliyoruz
00:19
but we don't normally think of cancer
1
19260
2000
ama normalde kanseri hiç
00:21
as being a contagious disease.
2
21260
4000
bulaşıcı bir hastalık olarak düşünmeyiz.
00:25
The Tasmanian devil has shown us
3
25260
2000
Tazmanya canavarı bize gösterdi ki
00:27
that, not only can cancer be a contagious disease,
4
27260
3000
kanser sadece bulaşıcı bir hastalık olmakla kalmayıp
00:30
but it can also threaten
5
30260
2000
aynı zamanda bir türün tamamını
00:32
an entire species with extinction.
6
32260
3000
yok olma tehlikesine düşürebilir.
00:36
So first of all, what is a Tasmanian devil?
7
36260
4000
Peki, ilk olarak, Tazmanya canavarı nedir?
00:40
Many of you might be familiar with Taz, the cartoon character,
8
40260
3000
Birçoğunuz çizgi film kahramanı Taz'ı biliyorsunuzdur
00:43
the one that spins around and around and around.
9
43260
2000
hani kendi etrafında sürekli döner, döner, döner.
00:45
But not many people know
10
45260
2000
Ama birçok kişi bilmiyor ki
00:47
that there actually is a real animal called the Tasmanian devil,
11
47260
3000
gerçekten Tazmanya canavarı denilen
00:50
and it's the world's largest carnivorous marsupial.
12
50260
4000
ve dünyanın etle beslenen en büyük keseli hayvanı olan bir hayvan var.
00:54
A marsupial is a mammal with a pouch
13
54260
2000
Keseli hayvan dediğimiz
00:56
like a kangaroo.
14
56260
2000
kanguru gibi kesesini taşıyan memelidir.
00:58
The Tasmanian devil got its name
15
58260
2000
Tazmanya canavarı adını
01:00
from the terrifying nocturnal scream that it makes.
16
60260
4000
geceleri attığı korkutucu çığlıktan alır.
01:04
(Screaming)
17
64260
11000
(Çığlıklar)
01:15
(Laughter)
18
75260
2000
(Gülüşmeler)
01:17
The Tasmanian devil is predominantly a scavenger,
19
77260
3000
Tazmanya canavarı genellikle leş yiyicidir
01:20
and it uses its powerful jaws
20
80260
2000
ve güçlü çenesini
01:22
and its sharp teeth
21
82260
2000
ve keskin dişlerini
01:24
to chomp on the bones of rotting dead animals.
22
84260
3000
çürümüş hayvanların kemiklerini parçalamak için kullanır.
01:27
[The] Tasmanian devil is found only on the island of Tasmania,
23
87260
3000
Tazmanya canavarı sadece, Avustralya anakarasının güneyindeki
01:30
which is that small island
24
90260
2000
küçük bir ada olan
01:32
just to the south of the mainland of Australia.
25
92260
2000
Tazmanya adasında yaşar.
01:34
And despite their ferocious appearance,
26
94260
4000
Ve vahşi görünüşlerine rağmen,
01:38
Tasmanian devils are actually
27
98260
2000
Tazmanya canavarları aslında
01:40
quite adorable little animals.
28
100260
3000
oldukça sevimli küçük hayvanlardır.
01:43
In fact, growing up in Tasmania,
29
103260
2000
Aslında, Tazmanya'da büyümek
01:45
it always was incredibly exciting
30
105260
2000
Tazmanya canavarını doğal ortamında
01:47
when we got a chance to see
31
107260
2000
görme şansı yakaladığımızda
01:49
a Tasmanian devil in the wild.
32
109260
2000
inanılmaz heyecan vericiydi.
01:51
But the Tasmanian devil population
33
111260
2000
Ama Tazmanya canavarının sayısı
01:53
has been undergoing a really extremely fast decline.
34
113260
4000
gerçekten inanılmaz hızlı bir şekilde düşüş gösteriyor.
01:57
And in fact, there's concern
35
117260
2000
Aslında, bu türün
01:59
that the species could go extinct in the wild
36
119260
3000
20 ila 30 yıl içerisinde neslinin tükeneceğine dair
02:02
within 20 to 30 years.
37
122260
3000
bir endişe var.
02:05
And the reason for that
38
125260
2000
Ve bunun sebebi
02:07
is the emergence of a new disease,
39
127260
2000
yeni bir hastalığın ortaya çıkması,
02:09
a contagious cancer.
40
129260
3000
bulaşıcı bir kanser.
02:13
The story begins in 1996
41
133260
2000
Hikaye 1996 yılında başlıyor
02:15
when a wildlife photographer took this photograph here
42
135260
3000
bir vahşi yaşam fotoğrafçısının bu fotoğrafı çekmesiyle
02:18
of a Tasmanian devil
43
138260
2000
Tazmanya canavarını
02:20
with a large tumor on its face.
44
140260
2000
yüzünde kocaman bir tümörle.
02:22
At the time, this was thought to be a one-off.
45
142260
3000
O zamanlar, bunun bir kerelik birşey olduğu düşünüldü.
02:25
Animals, just like humans,
46
145260
2000
Hayvanların da tıpkı insanlar gibi
02:27
sometimes get strange tumors.
47
147260
3000
bazen garip tümörleri olabiliyor.
02:30
However, we now believe
48
150260
2000
Fakat şimdi bunun
02:32
that this is the first sighting of a new disease,
49
152260
3000
Tazmanya'da yayılmakta olan bir salgın bir hastalığın
02:35
which is now an epidemic spreading through Tasmania.
50
155260
4000
ilk işareti olduğuna inanılıyor.
02:39
The disease was first sighted
51
159260
2000
Hastalık ilk kez
02:41
in the northeast of Tasmania in 1996
52
161260
3000
Tazmanya'nun kuzeydoğusunda 1996'da görüldü
02:44
and has spread across Tasmania like a huge wave.
53
164260
3000
ve tüm Tazmanya'ya büyük dalgalar halinde yayıldı.
02:47
Now there's only a small part of the population,
54
167260
3000
Şu an nüfuslarının sadece küçük bir bölümü
02:50
which remains unaffected.
55
170260
2000
etkilenmeden kalabildi.
02:52
This disease appears first as tumors,
56
172260
3000
Bu hastalık Tazmanya canavarlarında
02:55
usually on the face or inside the mouth
57
175260
2000
öncelikle tümör olarak genellikle yüzlerinde
02:57
of affected Tasmanian devils.
58
177260
2000
veya ağızlarının içlerinde ortaya çıkar.
02:59
These tumors inevitably grow into larger tumors,
59
179260
3000
Bu tümörler kaçınılmaz olarak daha büyük tümörlere dönüşürler.
03:02
such as these ones here.
60
182260
2000
buradakiler gibi.
03:04
And the next image I'm going to show
61
184260
2000
Ve size göstereceğim fotoğraf
03:06
is quite gruesome.
62
186260
2000
oldukça ürkütücü.
03:08
But inevitably, these tumors progress
63
188260
2000
Ama er ya da geç bu tümörler
03:10
towards being enormous, ulcerating tumors like this one here.
64
190260
6000
buradaki gibi devasa, ülserli tümörlere dönüşüyor.
03:16
This one in particular sticks in my mind,
65
196260
2000
Özellikle bu, gözümün önünden gitmiyor
03:18
because this is the first case of this disease
66
198260
2000
çünkü bu hastalığın kendi gözümle gördüğüm
03:20
that I saw myself.
67
200260
2000
ilk örneği.
03:22
And I remember the horror of seeing this little female devil
68
202260
3000
Ve bu küçük dişi canavarı
03:25
with this huge ulcerating, foul-smelling tumor
69
205260
2000
ağzında alt çenesini çatlatan kocaman, ülserli
03:27
inside her mouth
70
207260
2000
ve korkunç tümörle
03:29
that had actually cracked off her entire lower jaw.
71
209260
4000
gördüğüm zamanı çok iyi hatırlıyorum.
03:33
She hadn't eaten for days.
72
213260
3000
Günlerce bir şey yememişti.
03:36
Her guts were swimming with parasitic worms.
73
216260
2000
Bağırsakları asalak kurtçuklar içindeydi.
03:38
Her body was riddled with secondary tumors.
74
218260
3000
Tüm vücudu ikinci dereceden tümörlerle delik deşik olmuştu.
03:41
And yet, she was feeding three little baby Tasmanian devils
75
221260
3000
Ama yine de Tazmanya canavarı üç yavrusunu
03:44
in her pouch.
76
224260
3000
kesesinde besliyordu.
03:47
Of course, they died along with the mother.
77
227260
3000
Tabi ki anneyle birlikte onlar da öldüler.
03:50
They were too young to survive without their mother.
78
230260
3000
Anneleri olmadan hayatta kalamayacak kadar küçüktüler.
03:53
In fact, in the area where she comes from,
79
233260
3000
Aslında onun geldiği yerde
03:56
more than 90 percent of the Tasmanian devil population
80
236260
3000
Tazmanya canavarı nüfusunun yüzde 90'ından fazlası
03:59
has already died of this disease.
81
239260
3000
bu hastalıktan çoktan öldü.
04:02
Scientists around the world
82
242260
2000
Tüm dünyada bilim adamlarını
04:04
were intrigued by this cancer,
83
244260
2000
bu kanser,
04:06
this infectious cancer,
84
246260
2000
Tazmanya canavarları arasında yayılan
04:08
that was spreading through the Tasmanian devil population.
85
248260
3000
bu bulaşıcı kanser, şaşkına çevirdi.
04:11
And our minds immediately turned to cervical cancer in women,
86
251260
3000
Ve akıllara hemen kadınlarda görülen ve virüsle yayılan
04:14
which is spread by a virus,
87
254260
2000
rahim ağzı kanseri
04:16
and to the AIDS epidemic,
88
256260
2000
ve birtakım farklı kanser tipleriyle ilişkilendirilen
04:18
which is associated with a number of different types of cancer.
89
258260
4000
AIDS salgını geldi.
04:22
All the evidence suggested that this devil cancer
90
262260
3000
Tüm kanıtlar gösterdi ki bu ölümcül kanser
04:25
was spread by a virus.
91
265260
3000
bir virüs tarafından yayılmıştı.
04:28
However, we now know -- and I'll tell you right now --
92
268260
3000
Yine de şu an biliyoruz ki -sizinle de hemen paylaşayım-
04:31
that we know that this cancer is not spread by a virus.
93
271260
3000
biliyoruz ki bu kanser virüsle yayılmadı.
04:34
In fact, the infectious agent of disease in this cancer
94
274260
4000
Aslında bu kanserde salgının suçlusu
04:38
is something altogether more sinister,
95
278260
2000
çok daha kötü bir şey,
04:40
and something that we hadn't really thought of before.
96
280260
3000
ve daha önce hiç düşünmediğimiz bir şey.
04:43
But in order for me to explain what that is,
97
283260
3000
Ama bunu açıklayabilmem için
04:46
I need to spend just a couple of minutes
98
286260
2000
kanserin kendisi hakkında
04:48
talking more about cancer itself.
99
288260
3000
birkaç dakika konuşmalıyım.
04:51
Cancer is a disease
100
291260
2000
Kanser her yıl
04:53
that affects millions of people around the world every year.
101
293260
3000
dünyanın her yerinde milyonlarca insanı etkileyen bir hastalıktır.
04:56
One in three people in this room
102
296260
2000
Bu odadaki her üç kişiden biri
04:58
will develop cancer at some stage in their lives.
103
298260
3000
hayatlarının bir döneminde kansere yakalanacak.
05:01
I myself had a tumor removed from my large intestine
104
301260
2000
Ben de sadece 14 yaşındayken kalın bağırsağımdan
05:03
when I was only 14.
105
303260
3000
tümör aldırdım.
05:06
Cancer occurs
106
306260
2000
Kanser vücudunuzdaki
05:08
when a single cell in your body
107
308260
2000
tek bir hücrenin kendini defalarca kopyalamaya
05:10
acquires a set of random mutations in important genes
108
310260
3000
başlamasına neden olan önemli genlerde
05:13
that cause that cell to start to produce
109
313260
3000
bir takım gelişigüzel mutasyonlara
05:16
more and more and more copies of itself.
110
316260
4000
neden olmasıyla meydana gelir.
05:20
Paradoxically, once established,
111
320260
3000
Çelişkili bir şekilde, bir kere oluştuğunda,
05:23
natural selection actually favors
112
323260
2000
aslında doğal seleksiyon kanserin
05:25
the continued growth of cancer.
113
325260
2000
devam eden büyümesini destekler.
05:27
Natural selection is survival of the fittest.
114
327260
3000
Doğal seleksiyon en güçlü olanın hayatta kalması ilkesine dayanır.
05:30
And when you have a population of fast-dividing cancer cells,
115
330260
3000
Ve hızla bölünen kanserli hücrelere sahip olduğunuzda,
05:33
if one of them acquires new mutations,
116
333260
2000
eğer içlerinden biri daha hızlı büyümelerine
05:35
which allow them to grow more quickly,
117
335260
2000
izin veren yeni mutasyonlara uğrarsa,
05:37
acquire nutrients more successfully,
118
337260
2000
besinleri daha iyi bir şekilde alırsa,
05:39
invade the body,
119
339260
2000
bedeni ele geçirirse,
05:41
they'll be selected for by evolution.
120
341260
3000
evrim geçirmek üzere seçilirler.
05:44
That's why cancer is such a difficult disease to treat.
121
344260
4000
İşte bu yüzden kanser tedavi edilmesi çok zor bir hastalıktır.
05:48
It evolves.
122
348260
2000
Evrim geçirir.
05:50
Throw a drug at it,
123
350260
2000
İlaç verildiğindeyse
05:52
and resistant cells will grow back.
124
352260
3000
dirençli hücreler geri çekilecektir.
05:55
An amazing fact is that,
125
355260
2000
Hayret verici gerçek şu ki,
05:57
given the right environment and the right nutrients,
126
357260
3000
doğru ortamda ve doğru besinler verildiğinde,
06:00
a cancer cell has the potential
127
360260
2000
bir kanser hücresi sonsuza dek
06:02
to go on growing forever.
128
362260
3000
büyüme potansiyeline sahiptir.
06:05
However cancer is constrained
129
365260
2000
Fakat kanser bedenlerimizde
06:07
by living inside our bodies,
130
367260
2000
yaşamak mecburiyetindedir,
06:09
and its continued growth,
131
369260
2000
ve devamlı büyümesi,
06:11
its spreading through our bodies
132
371260
2000
bedenlerimize yayılması
06:13
and eating away at our tissues,
133
373260
2000
ve dokularımızı yiyip bitirmesi,
06:15
leads to the death of the cancer patient
134
375260
3000
kanser hastasının ve ayrıca
06:18
and also to the death of the cancer itself.
135
378260
4000
kendi ölümüne yol açar.
06:22
So cancer could be thought of
136
382260
2000
Bu nedenle kanser tuhaf, kısa ömürlü,
06:24
as a strange, short-lived, self-destructive life form --
137
384260
5000
kendi kendine zarar veren bir yaşam formu olarak düşünülebilir --
06:29
an evolutionary dead end.
138
389260
3000
evrimsel bir çıkmaz.
06:33
But that is where the Tasmanian devil cancer
139
393260
2000
Fakat işte bu noktada Tazmanya canavarı kanseri
06:35
has acquired an absolutely amazing
140
395260
3000
kesinlikle şaşırtıcı bir evrimsel
06:38
evolutionary adaptation.
141
398260
3000
adaptasyon sürecinden geçti.
06:41
And the answer came from studying
142
401260
2000
Ve cevap Tazmanya canavarı kanserinin
06:43
the Tasmanian devil cancer's DNA.
143
403260
2000
DNA'sı üzerinde yapılan çalışmalardan elde edildi.
06:45
This was work from many people,
144
405260
2000
Bir birçok kişinin ortak çalışmasıydı,
06:47
but I'm going to explain it through a confirmatory experiment
145
407260
2000
ama ben birkaç yıl önce yaptığım doğrulayıcı
06:49
that I did a few years ago.
146
409260
2000
deney üzerinden açıklayacağım.
06:51
The next slide is going to be gruesome.
147
411260
3000
Bir sonraki slayt dehşet verici olacak.
06:54
This is Jonas.
148
414260
2000
Bu Jonas.
06:56
He's a Tasmanian devil that we found
149
416260
3000
O yüzünde büyük bir tümörle bulduğumuz
06:59
with a large tumor on his face.
150
419260
2000
bir Tazmanya canavarı.
07:01
And being a geneticist,
151
421260
2000
Ve bir kalıtım bilimci olarak,
07:03
I'm always interested to look at DNA and mutations.
152
423260
3000
DNA ve mutasyonları araştırmakla her zaman ilgilenmişimdir.
07:06
So I took this opportunity
153
426260
2000
Böylece bu fırsatı Jonas'ın
07:08
to collect some samples from Jonas' tumor
154
428260
2000
tümöründen ve bedeninin diğer kısımlarından
07:10
and also some samples from other parts of his body.
155
430260
3000
örnekler toplamak için kullandım.
07:13
I took these back to the lab.
156
433260
2000
Onları laboratuvara götürdüm.
07:15
I extracted DNA from them.
157
435260
2000
DNA'larını çıkardım.
07:17
And when I looked at the sequence of the DNA,
158
437260
3000
Ve DNA dizinlerine baktım,
07:20
and compared the sequence of Jonas' tumor
159
440260
3000
ve Jonas'ın tümörünün diziniyle bedeninin
07:23
to that of the rest of his body,
160
443260
2000
geri kalanına ait olanları karşılaştırdım,
07:25
I discovered that they had a completely different genetic profile.
161
445260
5000
Tamamen faklı genetik profilleri olduğunu keşfettim.
07:30
In fact, Jonas and his tumor
162
450260
2000
Aslında, Jonas ve tümörü
07:32
were as different from each other
163
452260
3000
birbirlerinden farklıydılar
07:35
as you and the person sitting next to you.
164
455260
3000
tıpkı siz ve yanınızda oturan kişi gibi.
07:38
What this told us was that Jonas' tumor
165
458260
3000
Bunun bize gösterdiği şey Jonas'ın tümörünün
07:41
did not arise from cells of his own body.
166
461260
3000
kendi vücudunun hücrelerinden kaynaklanmadığıydı.
07:44
In fact, more genetic profiling
167
464260
3000
Aslında, daha fazla genetik profilleme
07:47
told us that this tumor in Jonas
168
467260
2000
gösterdi ki Jonas'taki tümör
07:49
actually probably first arose
169
469260
2000
aslında muhtemelen dişi Tazmanya canavarının
07:51
from the cells of a female Tasmanian devil --
170
471260
2000
hücreleri neden olmuş --
07:53
and Jonas was clearly a male.
171
473260
2000
ve Jonas açıkça görülüyor ki bir erkekti.
07:55
So how come
172
475260
2000
Peki nasıl olur da
07:57
a tumor that arose from the cells of another individual
173
477260
3000
başka birinin hücrelerinin neden olduğu bir tümör
08:00
is growing on Jonas' face?
174
480260
3000
Jonas'ın yüzünde büyüyebilir?
08:03
Well the next breakthrough
175
483260
2000
Bir sonraki büyük buluş
08:05
came from studying hundreds of Tasmanian devil cancers
176
485260
3000
Tüm Tazmanyadaki Tazmanya canavarı kanserleri üzerinde
08:08
from all around Tasmania.
177
488260
2000
çalışılmasıyla ortaya çıktı.
08:10
We found that all of these cancers
178
490260
2000
Tüm bu kanserlerin aynı DNA'yı
08:12
shared the same DNA.
179
492260
2000
paylaştığını keşfettik.
08:14
Think about that for a minute.
180
494260
2000
Şunu bir süre düşünün.
08:16
That means that all of these cancers
181
496260
2000
Bu şu demek oluyor
08:18
actually are the same cancer
182
498260
2000
aslında bütün kanserler
08:20
that arose once from one individual devil,
183
500260
3000
tek bir canavarın neden olduğu,
08:23
that have broken free of that first devil's body
184
503260
3000
ilk canavarın vücudundan serbest kalmış,
08:26
and spread through the entire Tasmanian devil population.
185
506260
4000
ve tüm Tazmanya canavarlarına yayılan aynı kanser türü.
08:30
But how can a cancer spread in a population?
186
510260
3000
Ama kanser bir toplulukta nasıl yayılır?
08:33
Well the final piece of the puzzle came
187
513260
2000
Bulmacanın son parçası
08:35
when we remember how devils behave when they meet each other in the wild.
188
515260
3000
canavarların vahşi doğada bir araya geldiklerinde nasıl davrandıklarını hatırladığımızda ortaya çıktı.
08:38
They tend to bite each other,
189
518260
2000
Birbirlerini ısırma eğilimi gösteriyorlar,
08:40
often quite ferociously and usually on the face.
190
520260
3000
genellikle oldukça yırtıcı bir şekilde ve yüzlerinden.
08:43
We think that cancer cells
191
523260
3000
Kanser hücrelerinin aslında
08:46
actually come off the tumor, get into the saliva.
192
526260
3000
tümörlerden salya yoluyla bulaştığını düşünüyoruz.
08:49
When the devil bites another devil,
193
529260
2000
Canavar başka bir canavarı ısırdığında,
08:51
it actually physically implants living cancer cells into the next devil,
194
531260
3000
aslında yaşayan kanser hücrelerini fiziksel yolla diğer canavara bulaştırıyor,
08:54
so the tumor continues to grow.
195
534260
2000
böylece tümör büyümeye devam ediyor.
08:56
So this Tasmanian devil cancer
196
536260
2000
Bu Tazmanya canavarı kanseri
08:58
is perhaps the ultimate cancer.
197
538260
2000
belki de en üst düzeyde bir kanserdir.
09:00
It's not constrained by living within the body that gave rise to it.
198
540260
3000
Oluşumuna sebebiyet veren vücutta yaşamaya mecbur olmayan bir tür.
09:03
It spreads through the population,
199
543260
2000
Popülasyona yayılıyor,
09:05
has mutations that allow it to evade the immune system,
200
545260
3000
bağışıklık sisteminden kurtulmasını sağlayan mutasyonlara uğruyor,
09:08
and it's the only cancer that we know of
201
548260
2000
ve bir türün tamamını yok olma tehlikesiyle karşı karşıya
09:10
that's threatening an entire species with extinction.
202
550260
4000
bıraktığını bildiğimiz tek kanser türü.
09:14
But if this can happen in Tasmanian devils,
203
554260
3000
Ama eğer bu Tazmanya canavarlarında olabiliyorsa,
09:17
why hasn't it happened in other animals
204
557260
2000
neden diğer hayvanlara ve hatta insanlara
09:19
or even humans?
205
559260
2000
aynı şey olmadı?
09:21
Well the answer is, it has.
206
561260
4000
Aslında cevap, evet oldu.
09:25
This is Kimbo.
207
565260
2000
Bu Kimbo.
09:27
He's a dog that belongs to a family in Mombasa in Kenya.
208
567260
4000
Kenya'daki Mombasa şehrindeki bir aileye ait olan bir köpek.
09:31
Last year, his owner noticed some blood
209
571260
3000
Geçen yıl, sahibi genital bölgesinde
09:34
trickling from his genital region.
210
574260
3000
kanama olduğunu fark etti.
09:37
She took him to the vet
211
577260
2000
Onu veterinere götürdü
09:39
and the vet discovered something quite disgusting.
212
579260
3000
ve veteriner oldukça iğrenç birşey keşfetti.
09:42
And if you're squeamish, please look away now.
213
582260
3000
Ve eğer midesi kolay bulanan biriyseniz, lütfen başka tarafa bakın.
09:45
He discovered this,
214
585260
2000
Bunu fark etti,
09:47
a huge bleeding tumor
215
587260
2000
Kimbo'nun penisindeki
09:49
at the base of Kimbo's penis.
216
589260
3000
kanayan büyük bir tümör.
09:53
The vet diagnosed this as transmissible venereal tumor,
217
593260
3000
Veteriner bulaşıcı zührevi tümör teşhisi koydu,
09:56
a sexually transmitted cancer
218
596260
3000
köpekleri etkileyen cinsel yolla bulaşan
09:59
that affects dogs.
219
599260
2000
bir kanser.
10:01
And just as the Tasmanian devil cancer is contagious
220
601260
3000
Ve tıpkı Tazmanya canavarı kanseri gibi canlı
10:04
through the spread of living cancer cells,
221
604260
2000
kanser hücreleri boyunca yaylan bulaşıcı bir kanser,
10:06
so is this dog cancer.
222
606260
2000
yani bu köpek kanseri.
10:08
But this dog cancer is quite remarkable,
223
608260
2000
Ama bu köpek kanseri oldukça dikkat çekici,
10:10
because it spread all around the world.
224
610260
2000
çünkü tüm dünyaya yayıldı.
10:12
And in fact, these same cells
225
612260
2000
Ve aslında, Kimbo'yu etkileyen
10:14
that are affecting Kimbo here
226
614260
3000
bu aynı hücreler
10:17
are also found affecting dogs
227
617260
2000
ayrıca New York Şehrindeki,
10:19
in New York City,
228
619260
2000
Himalayadaki dağ köylerinde
10:21
in mountain villages in the Himalayas
229
621260
2000
ve Outback Avustralya'daki
10:23
and in Outback Australia.
230
623260
3000
köpekleri de etkiliyor.
10:26
We also believe this cancer might be very old.
231
626260
2000
Ayrıca bu kanserin çok eski olduğuna inanıyoruz.
10:28
In fact, genetic profiling tells
232
628260
2000
Aslında, genetik profilleme
10:30
that it may be tens of thousands of years old,
233
630260
3000
on binlerce yıllık olduğunu gösteriyor,
10:33
which means that this cancer
234
633260
2000
ki bu şu demek oluyor bu kansere
10:35
may have first arisen
235
635260
2000
ilk defa Neandertal döneminde
10:37
from the cells of a wolf
236
637260
2000
yaşamış olan bir kurdun
10:39
that lived alongside the Neanderthals.
237
639260
3000
neden olmuş olabilir.
10:42
This cancer is remarkable.
238
642260
2000
Bu kanser dikkate değer.
10:44
It's the oldest mammalian-derived life form that we know of.
239
644260
4000
Bu bilinen en eski memelilerden türemiş yaşam formu.
10:48
It's a living relic
240
648260
2000
Bu uzak geçmişin
10:50
of the distant past.
241
650260
3000
yaşayan bir kalıntısı.
10:54
So we've seen that this can happen in animals.
242
654260
2000
Yani bunun hayvanlarda olabileceğini görmüş olduk.
10:56
Could cancers be contagious between people?
243
656260
5000
Peki kanser insanlar arasında bulaşıcı olabilir mi?
11:01
Well this is a question
244
661260
2000
Bu soru
11:03
which fascinated Chester Southam,
245
663260
2000
50'lerde bir kanser doktoru olan
11:05
a cancer doctor in the 1950s.
246
665260
3000
Chester Southam'ı büyüledi.
11:08
Ad he decided to put this to the test
247
668260
3000
Ve bunu başkasından kasten
11:11
by actually deliberately inoculating people
248
671260
3000
kanserli hücreleri alıp insanlara
11:14
with cancer from somebody else.
249
674260
3000
aşılayarak test etmeye karar verdi.
11:17
And this is a photograph of Dr. Southam in 1957
250
677260
4000
Ve bu Dr. Southam'ın 1957'de
11:21
injecting cancer into a volunteer,
251
681260
3000
Ohio State Cezaevinde bir mahkum
11:24
who in this case was an inmate
252
684260
2000
olan bir gönüllüye kanser
11:26
in Ohio State Penitentiary.
253
686260
3000
aşılarkenki bir resmi.
11:30
Most of the people that Dr. Southam injected
254
690260
2000
Dr. Southam'ın aşıladığı birçok kişi
11:32
did not go on to develop cancer
255
692260
2000
aşılanmış hücrelerden kanser
11:34
from the injected cells.
256
694260
2000
bulaşmadı.
11:36
But a small number of them did,
257
696260
2000
Ama ufak bir kısmına bulaştı,
11:38
and they were mostly people who were otherwise ill --
258
698260
3000
ve onların çoğu zaten hastaydı --
11:41
whose immune systems were probably compromised.
259
701260
3000
bağışıklık sistemleri muhtemelen tehlikedeydi.
11:46
What this tells us,
260
706260
2000
Bu da bize şunu anlatıyor,
11:48
ethical issues aside,
261
708260
2000
etik sorunları bir tarafa bırakırsak,
11:50
is that ...
262
710260
2000
bu...
11:52
(Laughter)
263
712260
2000
(Gülüşmeler)
11:54
it's probably extremely rare
264
714260
3000
muhtemelen insanlar arasında
11:57
for cancers to be transferred between people.
265
717260
3000
kanserin bulaşması çok nadir bir durum.
12:01
However, under some circumstances,
266
721260
2000
Fakat, bazı durumlarda,
12:03
it can happen.
267
723260
3000
bu olabilir.
12:06
And I think that this is something
268
726260
2000
Ve öyle düşünüyorum ki bu
12:08
that oncologists and epidemiologists
269
728260
2000
onkologların ve epidemiyologların
12:10
should be aware of in the future.
270
730260
3000
gelecekte dikkate almaları gereken bir şey.
12:13
So just finally,
271
733260
2000
Böylece son olarak,
12:15
cancer is an inevitable outcome
272
735260
2000
kanser hücrelerimizin
12:17
of the ability of our cells
273
737260
2000
bülünme ve çevrelerine
12:19
to divide
274
739260
2000
adapte olma
12:21
and to adapt to their environments.
275
741260
3000
yeteneğinin kaçınılmaz bir ürünüdür.
12:24
But that does not mean that we should give up hope
276
744260
3000
Ama bu kansere karşı savaşmada umudumuzu
12:27
in the fight against cancer.
277
747260
2000
kaybetmemiz gerektiği anlamına gelmez.
12:29
In fact, I believe, given more knowledge
278
749260
2000
Aslında, inanıyorum ki, kanserin ilerlemesini
12:31
of the complex evolutionary processes that drive cancer's growth,
279
751260
3000
tetikleyen karmaşık evrimsel süreçleri hakkında daha fazla bilgiye sahip olarak,
12:34
we can defeat cancer.
280
754260
3000
kanseri yenebiliriz.
12:37
My personal aim
281
757260
2000
Benim kişisel amacım
12:39
is to defeat the Tasmanian devil cancer.
282
759260
4000
Tazmanya canavarlarını kanserden kurtarmak.
12:43
Let's prevent the Tasmanian devil
283
763260
2000
Haydi Tazmanya canavarını
12:45
from being the first animal
284
765260
2000
kanserden nesli tükenen
12:47
to go extinct from cancer.
285
767260
2000
ilk hayvan olmaktan kurtaralım.
12:49
Thank you.
286
769260
2000
Teşekkürler.
12:51
(Applause)
287
771260
6000
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7