Edi Rama: Take back your city with paint

Edi Rama: Şehrinizi boya ile geri alın

77,408 views ・ 2013-02-12

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

00:00
Translator: Joseph Geni Reviewer: Morton Bast
0
0
7000
Çeviri: Şirin Tuğbay Gözden geçirme: Diba Szamosi
00:16
In my previous life, I was an artist.
1
16267
3487
Bir önceki hayatımda sanatçıydım.
00:19
I still paint. I love art.
2
19754
2473
Hala resim yapıyorum. Sanatı seviyorum.
00:22
I love the joy that color can give to our lives
3
22227
5599
Renklerin hayatımıza ve topluma
00:27
and to our communities,
4
27826
2648
getirdiği neşeyi seviyorum
00:30
and I try to bring something of the artist in me
5
30474
5279
ve içimdeki sanatçıdan bir parçayı
00:35
in my politics,
6
35753
2121
politikama da taşımaya çalışıyorum
00:37
and I see
7
37874
3928
ve görüyorum ki
00:41
part of my job today, the reason for being here,
8
41802
5184
günümüzde işimin parçası, burada olma nedenim,
00:46
not just to campaign for my party,
9
46986
4927
sadece partim için kampanya yapmak değil,
00:51
but for politics, and the role it can play
10
51913
4705
politika için ve onun hayatımızı iyileştirebilmede
00:56
for the better in our lives.
11
56618
3816
oynayabileceği rol için.
01:00
For 11 years, I was mayor of Tirana, our capital.
12
60434
5872
11 sene başkentimiz Tirana'nın belediye başkanıydım.
01:06
We faced many challenges.
13
66306
2692
Bir sürü sorunla karşılaştık
01:08
Art was part of the answer,
14
68998
2484
Sanat çözümün bir parçasıydı
01:11
and my name, in the very beginning,
15
71482
2618
ve ismim başlangıçta
01:14
was linked with two things:
16
74100
2415
iki hususla anılıyordu:
01:16
demolition of illegal constructions
17
76515
4093
kamu alanlarını geri alabilmek için
01:20
in order to get public space back,
18
80608
4080
yasa dışı binaların yıkılması ve
01:24
and use of colors in order to revive the hope
19
84688
3678
şehrimde kaybolmuş olan umudu
01:28
that had been lost in my city.
20
88366
3319
geri getirebilmek için renklerin kullanılması.
01:31
But this use of colors was not just an artistic act.
21
91685
5861
Ama renklerin kullanımı sadece bir sanat icraatı değildi.
01:37
Rather, it was a form of political action
22
97546
4116
Daha ziyade, bir çeşit politik aksiyondu
01:41
in a context when the city budget I had available
23
101662
5102
seçildiğim sırada kullanılabilir şehir bütçesinin
01:46
after being elected amounted to zero comma something.
24
106764
6707
sıfır virgül birşeyler olduğu bir çevrede bir aksiyon.
01:53
When we painted the first building,
25
113471
2991
İlk binayı sıkıcı kasvetli bir griden
01:56
by splashing a radiant orange on the somber gray
26
116462
4552
parlak bir turuncuya
02:01
of a facade,
27
121014
2264
boyadığımızda
02:03
something unimaginable happened.
28
123278
4224
beklemediğimiz birşey oldu.
02:07
There was a traffic jam
29
127502
2070
Trafik tıkandı
02:09
and a crowd of people gathered
30
129572
3005
ve bir grup insan
02:12
as if it were the location of some spectacular accident,
31
132577
4918
inanılmaz bir kaza yeriymiş gibi toplandı,
02:17
or the sudden sighting of a visiting pop star.
32
137495
4719
ya da bir pop yıldızı görmüşler gibi.
02:22
The French E.U. official in charge of the funding
33
142214
4802
Finansmanı yöneten AB görevlisi
02:27
rushed to block the painting.
34
147016
3094
boyanmış olan binaya aceleyle geldi.
02:30
He screeched that he would block the financing.
35
150110
4746
Fonu keseceğine dair feryatlar etti.
02:34
"But why?" I asked him.
36
154856
3630
"Ama neden?" diye sordum.
02:38
"Because the colors you have ordered
37
158486
2792
"Çünkü seçtiğiniz bu renkler
02:41
do not meet European standards," he replied.
38
161278
4712
Avrupa standarlarına uymuyor." dedi.
02:45
"Well," I told him,
39
165990
2929
Ben de dedim ki
02:48
"the surroundings do not meet European standards,
40
168919
3188
"Bizim istediğimiz bu olmasa da
02:52
even though this is not what we want,
41
172107
5295
çevre Avrupa standartlarına uymuyor,
02:57
but we will choose the colors ourselves,
42
177402
3171
ama renkleri kendimiz seçeceğiz
03:00
because this is exactly what we want.
43
180573
3670
çünkü bizim istediğimiz tam olarak da bu.
03:04
And if you do not let us continue with our work,
44
184243
3883
Ve eğer işimizi yapmamıza engel olursanız
03:08
I will hold a press conference here,
45
188126
2674
tam burada, bu yolda
03:10
right now, right in this road,
46
190800
3276
bir basın toplantısı düzenleyeceğim
03:14
and we will tell people that you look to me
47
194076
3250
ve insanlara sizin bana sosyalist dönemdeki
03:17
just like the censors of the socialist realism era."
48
197326
5874
sansürcülerin baktığı gibi baktığınızı söyleyeceğim."
03:23
Then he was kind of troubled,
49
203200
2655
Sonra biraz tedirgin göründü
03:25
and asked me for a compromise.
50
205855
2592
ve beni uzlaşmaya çağırdı.
03:28
But I told him no, I'm sorry,
51
208447
2320
Ama ben ona üzgün olduğumu ama
03:30
compromise in colors is gray,
52
210767
4502
uzlaşmanın renkte gri olduğunu
03:35
and we have enough gray to last us a lifetime.
53
215269
5088
ve bize bir ömür yetecek kadar gri gördüğümüzü söyledim.
03:40
(Applause)
54
220357
1217
(Alkışlar)
03:41
So it's time for change.
55
221574
5119
Zaman değişim zamanı.
03:46
The rehabilitation of public spaces
56
226693
2170
Kamu alanlarının rehabilitasyonu
03:48
revived the feeling of belonging
57
228863
2734
insanların kaybettikleri bir şehre
03:51
to a city that people lost.
58
231597
4869
ait olma hissini tekrar uyandırdı.
03:56
The pride of people about their own place of living,
59
236466
6440
Insanların yaşadıkları yere olan gururu ve
04:02
and there were feelings that had been buried
60
242906
3419
yıllardır herkesin gömülü tuttuğu,
04:06
deep for years under the fury of the illegal,
61
246325
4655
kamu alanlarından fışkıran yasadışı ve ilkel binalara
04:10
barbaric constructions that sprang up in the public space.
62
250980
5474
olan öfkenin altında saklı olan duygular.
04:16
And when colors came out everywhere,
63
256454
3044
Ve her yerde renkler belirdiğinde
04:19
a mood of change started transforming the spirit of people.
64
259498
4488
insanların duygularında bir değişiklik oldu.
04:23
Big noise raised up: "What is this? What is happening?
65
263986
2947
"Bu da ne? Ne oluyor?
04:26
What are colors doing to us?"
66
266933
1961
Renkler bize ne yapıyor?"
04:28
And we made a poll,
67
268894
1055
Ve bir anket yaptık,
04:29
the most fascinating poll I've seen in my life.
68
269949
2402
hayatımda gördüğüm en büyüleyici anket.
04:32
We asked people, "Do you want this action,
69
272351
7257
Insanlara şunu sorduk: "Bunu istiyor musunuz,
04:39
and to have buildings painted like that?"
70
279608
4490
binaların boyanmaya devam etmesini istiyor musunuz?"
04:44
And then the second question was,
71
284098
2371
Ve ikinci soru şuydu:
04:46
"Do you want it to stop or do you want it to continue?"
72
286469
3004
"Bu işin durmasını mı istiyorsunuz, devam etmesini mi?"
04:49
To the first question,
73
289473
1684
İlk soruya
04:51
63 percent of people said yes, we like it.
74
291157
3906
cevaplayanların %63'ü evet dedi, beğeniyoruz.
04:55
Thirty-seven said no, we don't like it.
75
295063
2360
%37 hayır, beğenmiyoruz dedi.
04:57
But to the second question, half of them that didn't like it,
76
297423
3672
Ama ikinci soruda, beğenmiyoruz diyenlerin yarısı
05:01
they wanted it to continue. (Laughter)
77
301095
3079
devam etmesini istediklerini söyledi! (Kahkahalar)
05:04
So we noticed change.
78
304174
3127
Bir değişiklik farkettik.
05:07
People started to drop less litter in the streets, for example,
79
307301
4395
İnsanlar sokağa daha az çöp atıyordu örneğin,
05:11
started to pay taxes,
80
311696
2630
vergilerini ödemeye başladılar,
05:14
started to feel something they had forgotten,
81
314326
4449
unuttukları birşeyi hissetmeye başladılar,
05:18
and beauty was acting as a guardsman
82
318775
5064
ve güzellik bir muhafız gibi işliyordu
05:23
where municipal police, or the state itself, were missing.
83
323839
6542
polisin ve devletin olmadığı yerlerde.
05:30
One day I remember walking along a street
84
330381
3701
Hatırlıyorum, bir gün sokakta yürüyordum
05:34
that had just been colored,
85
334082
2596
sokak yeni boyanmıştı
05:36
and where we were in the process of planting trees,
86
336678
3779
ve yeni bir ağacın dikildiği bir yerde
05:40
when I saw a shopkeeper and his wife
87
340457
3245
bir dükkan sahibini ve karısını
05:43
putting a glass facade to their shop.
88
343702
3967
dükkanlarına cam bir ön cephe koyarken gördüm.
05:47
They had thrown the old shutter
89
347669
2297
Eski kepengi
05:49
in the garbage collection place.
90
349966
2992
çöpe atmışlardı.
05:52
"Why did you throw away the shutters?" I asked him.
91
352958
3560
"Neden kepengi atıyorsunuz" diye sordum.
05:56
"Well, because the street is safer now," they answered.
92
356518
5232
"E artık sokaklar güvenli." diye cevap verdiler.
06:01
"Safer? Why? They have posted more policemen here?"
93
361750
5568
"Güvenli mi? Neden? Daha fazla mı polis var artık?"
06:07
"Come on, man! What policemen?
94
367318
2824
"Haydi canım! Ne polisi?
06:10
You can see it for yourself. There are colors,
95
370142
3092
Sen de görüyorsun. Artık renkler var,
06:13
streetlights, new pavement with no potholes,
96
373234
5820
sokak lambaları, deliksiz kaldırımlar,
06:19
trees. So it's beautiful; it's safe."
97
379054
4792
ağaçlar. O kadar güzel ki, artık güvenli."
06:23
And indeed, it was beauty that was giving people
98
383846
3944
Ve gerçekten de güzellik, insanlara
06:27
this feeling of being protected.
99
387790
4427
korundukları hissini veriyordu.
06:32
And this was not a misplaced feeling.
100
392217
3502
Yersiz de değildi bu duygu.
06:35
Crime did fall.
101
395719
4757
Suç azaldı.
06:40
The freedom that was won in 1990
102
400476
3346
1990'da kazanılan özgürlük
06:43
brought about a state of anarchy in the city,
103
403822
4137
şehre bir anarşi hali getirmişti,
06:47
while the barbarism of the '90s
104
407959
2911
bu 90'ların barbarlığı da
06:50
brought about a loss of hope for the city.
105
410870
3482
şehirde umudun kaybolmasına neden olmuştu.
06:54
The paint on the walls did not feed children,
106
414352
4270
Duvarlardaki boya çocukların karnını doyurmuyordu,
06:58
nor did it tend the sick or educate the ignorant,
107
418622
4064
hastaları iyileştirmiyordu ya da kimseyi eğitmiyordu,
07:02
but it gave hope and light,
108
422686
3441
ama onlara umut ve ışık veriyordu
07:06
and helped to make people see
109
426127
2440
ve onlara herşeyi yapmanın farklı bir yolu
07:08
there could be a different way of doing things,
110
428567
3103
olduğunu gösteriyordu,
07:11
a different spirit, a different feel to our lives,
111
431670
3911
farklı bir ruh, hayata karşı farklı bir bakış
07:15
and that if we brought the same energy and hope
112
435581
6219
ve aynı enerjiyi ve umudu politikamıza da getirebilirsek
07:21
to our politics, we could build a better life
113
441800
4288
birbirimiz ve ülkemiz için
07:26
for each other and for our country.
114
446088
5195
daha iyi bir hayat inşa edebilirdik.
07:31
We removed 123,000 tons of concrete
115
451283
6850
123,000 ton beton söktük -
07:38
only from the riverbanks.
116
458133
2607
sadece nehir kenarından.
07:40
We demolished more than 5,000 illegal buildings
117
460740
5150
Şehrin her yerinden 5,000'den fazla
07:45
all over the city,
118
465890
2982
yasadışı bina yıktık -
07:48
up to eight stories high, the tallest of them.
119
468872
4469
en yükseği sekiz katlıydı.
07:53
We planted 55,000 trees and bushes in the streets.
120
473341
6529
55,000 ağaç ve çalı diktik sokaklara.
07:59
We established a green tax,
121
479870
3083
'Yeşil vergi' (çevre vergisi) kurduk
08:02
and then everybody accepted it
122
482953
4030
ve herkes kabul etti,
08:06
and all businessmen paid it regularly.
123
486983
4994
hatta tüm işadamları düzenli olarak ödedi.
08:11
By means of open competitions,
124
491977
2387
Açık rekabet prensibiyle
08:14
we managed to recruit in our administration
125
494364
2993
hükümetimize bir çok genç insan
08:17
many young people,
126
497357
1995
çekmeyi başardık
08:19
and we thus managed to build
127
499352
1862
ve böylece de - politize ve
08:21
a de-politicized public institution
128
501214
3271
kadın ve erkeklerin eşit temsil edildiği bir
08:24
where men and women were equally represented.
129
504485
4520
devlet müessesesi kurmayı başardık.
08:29
International organizations
130
509005
2542
Uluslararası organizasyonlar
08:31
have invested a lot in Albania during these 20 years,
131
511547
3378
son 20 senede Arnavutluk'a çok yatırım yaptılar
08:34
not all of it well spent.
132
514925
3232
ama hepsi iyi harcandı denemez.
08:38
When I told the World Bank directors
133
518157
3128
Dünya Bankası yöneticilerine
08:41
that I wanted them to finance a project to build
134
521285
4913
vatandaşlar için örnek bir resepsiyon salonu
08:46
a model reception hall for citizens
135
526198
2895
kurma projem için finansal destek istediğimi -
08:49
precisely in order to fight endemic daily corruption,
136
529093
4160
bunu tam da günlük yolsuzluğa karşı savaşmak için istediğimi
08:53
they did not understand me.
137
533253
2250
söylediğimde beni anlamadılar.
08:55
But people were waiting in long queues
138
535503
3278
Ama insanlar güneş ve yağmur altında
08:58
under sun and under rain
139
538781
2923
uzun sıralarda bekliyorlardı,
09:01
in order to get a certificate or just a simple answer
140
541704
4225
bazen bir sertifika için bazen de iki küçük metal gişenin
09:05
from two tiny windows of two metal kiosks.
141
545929
7438
iki küçük penceresinden gelecek basit bir cevap için.
09:13
They were paying in order to skip the queue,
142
553367
4184
Sırayı atlamak için rüşvet veriyorlardı,
09:17
the long queue.
143
557551
2356
bu uzun sırayı.
09:19
The reply to their requests was met
144
559907
3963
Taleplerinin cevabı
09:23
by a voice coming from this dark hole,
145
563870
4701
karanlık bir delikten gelen sesle geliyordu
09:28
and, on the other hand,
146
568571
4242
ve diğer yandan
09:32
a mysterious hand coming out to take their documents
147
572813
5442
gizemli bir el dokümanları almak için çıkıyordu
09:38
while searching through old documents for the bribe.
148
578255
5808
aynı zamanda dökümanların içinde rüşvet arıyordu.
09:44
We could change the invisible clerks within the kiosks,
149
584063
4307
Bu gişelerdeki görünmez katipleri
09:48
every week, but we could not change this corrupt practice.
150
588370
5639
her hafta değiştirebilirdik ama bu yolsuzluğu değiştiremezdik.
09:54
"I'm convinced," I told a German official
151
594009
3774
Alman memura dedim ki
09:57
with the World Bank,
152
597783
2776
"Eminim Dünya bankasında
10:00
"that it would be impossible for them to be bribed
153
600559
3842
rüşvet almaları imkansız olurdu
10:04
if they worked in Germany,
154
604401
2454
eğer Almanya'da çalışıyor olsalardı.
10:06
in a German administration,
155
606855
1951
Bir o kadar eminim ki, Alman bir işletmeden
10:08
just as I am convinced that if you put German officials
156
608806
4406
gelen Alman memurları
10:13
from the German administration in those holes,
157
613212
3223
bu deliklere koysanız
10:16
they would be bribed just the same."
158
616435
4148
onlar da rüşvet alırlardı.
10:20
(Applause)
159
620583
6704
(Alkışlar)
10:27
It's not about genes.
160
627287
1832
Genetik birşey değil.
10:29
It's not about some being with a high conscience
161
629119
5734
Bazılarının yüksek bir ahlak sahibi olması
10:34
and some others having not a conscience.
162
634853
2442
diğerlerinin olmaması ile alakalı değil.
10:37
It's about system, it's about organization.
163
637295
2772
Sistem ile alakalı, organizasyon ile.
10:40
It's also about environment and respect.
164
640067
3260
Aynı zamanda çevre ve saygı ile alakalı.
10:43
We removed the kiosks.
165
643327
2883
Bu gişeleri kaldırdık.
10:46
We built the bright new reception hall
166
646210
3696
Yerine yeni ve parlak bir resepsiyon salonu inşa ettik
10:49
that made people, Tirana citizens,
167
649906
3571
öyle ki Tiran vatandaşları geldiklerinde
10:53
think they had traveled abroad when they entered
168
653477
3686
taleplerini iletmek için geldiklerinde
10:57
to make their requests.
169
657163
2424
yurtdışına çıktıklarını sandılar.
10:59
We created an online system of control
170
659587
3444
Online bir kontrol sistemi kurduk ki
11:03
and so speeded up all the processes.
171
663031
3916
bu sistemi hızlandırsın.
11:06
We put the citizen first, and not the clerks.
172
666947
4656
Vatandaşları öne aldık, memurları değil.
11:11
The corruption in the state administration
173
671603
4204
Devlet işletmesindeki yolsuzluğa
11:15
of countries like Albania --
174
675807
2700
Arnavutluk gibi ülkelerde -
11:18
it's not up to me to say also like Greece --
175
678507
4176
Yunanistan gibi demek bana düşmez -
11:22
can be fought only by modernization.
176
682683
5380
sadece modernizasyonla karşı gelinebilir.
11:28
Reinventing the government by reinventing politics itself
177
688063
4752
Politikayı yeniden şekillendirerek, hükümeti tekrar şekillendirmek
11:32
is the answer, and not reinventing people
178
692815
3519
aradığımız cevap, insanları gelişmiş ülkelerin
11:36
based on a ready-made formula
179
696334
2648
bizim gibi insalara dayattığı
11:38
that the developed world often tries in vain to impose
180
698982
4256
hazır bir formüle göre
11:43
to people like us.
181
703238
2106
tekrar şekillendirmek değil.
11:45
(Applause)
182
705344
2707
(Alkışlar)
11:48
Things have come to this point
183
708051
1984
İşlerin bu noktaya gelmesinin nedeni
11:50
because politicians in general,
184
710035
2492
siyasetçilerin genelde
11:52
but especially in our countries, let's face it,
185
712527
2896
- ama özellikle kabul edelim ki bizim ülkelerimizde -
11:55
think people are stupid.
186
715423
2463
insanların aptal olduğunu düşünmeleri.
11:57
They take it for granted that, come what may,
187
717886
3544
İnanıyorlar ki ne olursa olsun
12:01
people have to follow them,
188
721430
2212
insanlar onları takip edecek -
12:03
while politics, more and more, fails to offer answers
189
723642
4094
politikalarının halkın sorunlarına
12:07
for their public concerns
190
727736
4023
veya insanların zorunluluklarına
12:11
or the exigencies of the common people.
191
731759
4671
giderek daha az cevap verebilmelerine rağmen
12:16
Politics has come to resemble
192
736430
2802
Politika siyasetçilerin oynadığı
12:19
a cynical team game played by politicians,
193
739232
3486
kötümser bir takım oyununa benzemeye başladı,
12:22
while the public has been pushed aside
194
742718
3929
halk kenara itilmiş
12:26
as if sitting on the seats of a stadium
195
746647
3887
stadyumun koltuklarından seyrediyormuş gibi,
12:30
in which passion for politics
196
750534
1850
politika tutkusu giderek
12:32
is gradually making room for blindness and desperation.
197
752384
5609
körlüğe ve çaresizliğe daha fazla yer açıyormuş gibi.
12:37
Seen from those stairs, all politicians today
198
757993
4894
O merdivenden bugünkü tüm siyasetçiler
12:42
seem the same,
199
762887
1963
aynı görünüyor
12:44
and politics has come to resemble
200
764850
4637
ve politika giderek
12:49
a sport that inspires more aggressiveness
201
769487
4601
sosyal uyumdan çok
12:54
and pessimism than social cohesion
202
774088
3312
saldırganlık ve kötümserliği
12:57
and the desire for civic protaganism.
203
777400
4273
harekete geçiren bir spora benziyor.
13:01
Barack Obama won
204
781673
2026
Barak Obama kazandı
13:03
— (Applause) —
205
783699
6277
- (Alkışlar) -
13:09
because he mobilized people as never before
206
789976
3563
çünkü insanları daha önce görülmemiş bir şekilde
13:13
through the use of social networks.
207
793539
2533
sosyal ağlar yardımıyla harekete geçirdi.
13:16
He did not know each and every one of them,
208
796072
3113
Onların hepsini birebir tanımıyordu
13:19
but with an admirable ingenuity,
209
799185
3870
ama takdire değer bir dehayla
13:23
he managed to transform them into activists
210
803055
3380
onları birer sosyal eylemciye dönüştürdü
13:26
by giving them all the possibility to hold in their hands
211
806435
4129
ve onlara onun adına kampanya
13:30
the arguments and the instruments that each would need
212
810564
3594
yapabilmek için ihtiyaçları olan
13:34
to campaign in his name by making his own campaign.
213
814158
4793
argümanları ve enstrümanları sundu.
13:38
I tweet. I love it.
214
818951
2055
Ben tweetliyorum. Çok hoşuma gidiyor.
13:41
I love it because it lets me get the message out,
215
821006
5369
Seviyorum, çünkü mesajımı iletmemi sağlıyor,
13:46
but it also lets people get their messages to me.
216
826375
4267
ama insanların da mesajlarını bana iletmesini sağlıyor.
13:50
This is politics, not from top down,
217
830642
2992
Bu yukarıdan aşağıya değil,
13:53
but from the bottom up, and sideways,
218
833634
3224
aşağıdan yukarıya -ve kenarlara- gelişen bir politika,
13:56
and allowing everybody's voice to be heard
219
836858
2992
herkesin sesinin duyulmasını sağlayan,
13:59
is exactly what we need.
220
839850
1960
tam da ihtiyacımız olan politika.
14:01
Politics is not just about leaders.
221
841810
2054
Politika sadece liderler değildir.
14:03
It's not just about politicians and laws.
222
843864
2761
Sadece siyasetçiler ve yasalarla ilgili değil.
14:06
It is about how people think,
223
846625
1968
Insanların nasıl düşündükleri,
14:08
how they view the world around them,
224
848593
2335
etrafındaki dünyayı nasıl gördükleri,
14:10
how they use their time and their energy.
225
850928
2526
zamanlarını ve enerjilerini nasıl kullandıkları ile ilgili.
14:13
When people say all politicians are the same,
226
853454
2516
Insanlar tüm siyasetçiler aynı dediklerinde,
14:15
ask yourself if Obama was the same as Bush,
227
855970
3280
kendinize Obama'nın Bush ile aynı olup olmadığını sorun,
14:19
if François Hollande is the same as Sarkozy.
228
859250
3575
ya da François Hollande'ın Sarkozy ile aynı olup olmadığını.
14:22
They are not. They are human beings with different views
229
862825
4704
Aynı değiller. Farklı bakış açıları olan ve çok farklı
14:27
and different visions for the world.
230
867529
2582
dünya görüşüne sahip insanlar.
14:30
When people say nothing can change,
231
870111
2898
Insanlar hiçbir şey değişemez dediğinde,
14:33
just stop and think what the world was like
232
873009
4064
durun ve düşünün, dünya
14:37
10, 20, 50, 100 years ago.
233
877073
4632
10, 20, 50, 100 sene önce nasıldı.
14:41
Our world is defined by the pace of change.
234
881705
3116
Dünyamız bir değişim hızı ile tanımlı.
14:44
We can all change the world.
235
884821
2804
Hepimiz dünyayı değiştirebiliriz.
14:47
I gave you a very small example
236
887625
2876
Ben size çok küçük bir örnek verdim,
14:50
of how one thing, the use of color,
237
890501
3501
tek bir şeyin, renk kullanımının
14:54
can make change happen.
238
894002
2511
değişime nasıl yol açtığını anlattım.
14:56
I want to make more change
239
896513
1363
Ülkemin başbakanı olarak
14:57
as Prime Minister of my country,
240
897876
2788
daha fazla değişiklik yapmak istiyorum
15:00
but every single one of you can make change happen
241
900664
4322
ama her biriniz değişimi sağlayabilir -
15:04
if you want to.
242
904986
1593
eğer isterseniz.
15:06
President Roosevelt, he said,
243
906579
3125
Başka Roosevelt'in dediği gibi
15:09
"Believe you can, and you are halfway there."
244
909704
3673
"Yapabileceğinize inanın, yolun yarısına geldiniz."
15:13
Efharisto and kalinihta.
245
913377
3067
(Yunanca) Teşekkürler ve iyi akşamlar.
15:16
(Applause)
246
916444
19703
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7