David Deutsch: Chemical scum that dream of distant quasars

David Deutch; Kozmos'taki Yerimiz

159,473 views ・ 2007-01-16

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Müge Gür Gözden geçirme: Ayşe Demirel
00:25
We've been told to go out on a limb and say something surprising.
0
25182
5580
Buraya gelip şaşırtıcı birşeyler anlatmamız söylendi bize.
00:30
So I'll try and do that,
1
30786
1190
Ve bende bunu yapmaya çalışacağım. Ama
00:32
but I want to start with two things that everyone already knows.
2
32000
6496
Herkesin gayet iyi bildiği iki şeyle başlamak istiyorum.
00:38
And the first one, in fact, is something that has been known
3
38520
3261
Aslında ilki, tarihi dokümanlardan
00:41
for most of recorded history,
4
41805
3253
bilinen bir şey.
00:45
and that is, that the planet Earth, or the solar system,
5
45082
4777
Ve bu da; Dünyanın, güneş sisteminin
00:49
or our environment or whatever,
6
49883
2922
içinde bulunduğumuz çevrenin, herneyse
00:52
is uniquely suited to sustain our evolution --
7
52829
6418
eşşiz bir şekilde, bizim gelişimimizi --yada eskiden düşünülen gibi yaratılışımızı - kainatı besleyip mevcudiyetimize ve
00:59
or creation, as it used to be thought --
8
59271
2809
01:02
and our present existence, and most important, our future survival.
9
62104
6322
daha da önemlisi geleceğimize destek olmasıdır.
01:09
Nowadays, this idea has a dramatic name: Spaceship Earth.
10
69263
3960
Bugünlerde bu görüşe verilen dramatik bir isim var; Uzaygemisi Dünya.
01:13
And the idea there is that outside the spaceship,
11
73819
2690
Hüküm süren düşünce de, uzaygemisinin dışındaki
01:16
the universe is implacably hostile,
12
76533
2913
evren, amansız bir düşmandır.
01:19
and inside is all we have, all we depend on,
13
79470
3776
ve içerisi de bizim tüm sahip olduğumuz ve güvediğimiz tek yer.
01:23
and we only get the one chance: if we mess up our spaceship,
14
83270
3207
Ve sadece bir şansımız vardır; eğer uzaygemimizi berbat edersek
01:26
we've got nowhere else to go.
15
86501
1873
gidecek bir yerimiz kalmaz.
01:28
Now, the second thing that everyone already knows
16
88398
2702
İkincisiyse, herkesin bildiği gibi,
01:31
is that, contrary to what was believed for most of human history,
17
91124
5445
insanlık tarihinin büyük bölümünde inanılana zıt olan,
01:36
human beings are not, in fact, the hub of existence.
18
96593
5794
insanoğlunun, aslında, varoluşun merkezinde olmayışıdır.
01:42
As Stephen Hawking famously said,
19
102411
2241
Stephen Hawking'in mükemmel bir şekilde ifade ettiği gibi,
01:44
we're just a chemical scum on the surface of a typical planet
20
104676
4896
bizler, herhangi bir galaksinin dış çeperinde yer alan herhangi bir yıldızın
01:49
that's in orbit around a typical star,
21
109596
2286
yörüngesindeki sıradan bir gezegenin yüzeyinde bulunan
01:51
which is on the outskirts of a typical galaxy, and so on.
22
111906
3898
kimyasal atıklarız sadece.
01:56
Now, the first of those two things that everyone knows is kind of saying
23
116941
4841
Şimdi, bu söylenenlerin ilki, herkesin bildiği gibi
sıradışı, mükemmel planlanmış ve daha pek çok özelliği olan
02:01
that we're at a very untypical place, uniquely suited and so on.
24
121806
5239
bir yerde olduğumuza dairdir.
02:07
And the second one is saying that we're at a typical place.
25
127069
2857
İkincisiyse, bizlerin normal bir yerde olduğumuzu söyler.
02:09
And, especially if you regard these two as deep truths to live by
26
129950
4861
Ve eğer, özellikle bu ikisini hayati kararlarınızı almanızda, hayatın derin
02:14
and to inform your life decisions,
27
134835
2141
gerçeklikleri olarak görürseniz
02:17
then they seem a little bit to conflict with each other.
28
137000
5297
her ikisinin biribiriyle çelişiyor göründüğünü de farkedeceksiniz.
02:23
But that doesn't prevent them from both being completely false.
29
143480
5357
Ama bu, her ikisinin de tamamen yanlış olduğu durumunu değiştirmiyor(gülüşmeler)
02:28
(Laughter)
30
148861
1381
02:30
And they are.
31
150266
1330
Ve öyleler. Şimdi, izninizle ikinciyle başlayayım;
02:32
So let me start with the second one: typical.
32
152333
6504
Sıradan Durumlar -- burası sıradan bir yer mi? Hadi, bir çevremize bakalım
02:39
Well, is this a typical place?
33
159569
2582
02:42
Well, let's look around, you know, look in a random direction,
34
162175
2965
ve gelişigüzel bir yöne bakalım; bir duvar görürüz ve kimyasal atıklar--(gülüşmeler)
02:45
and we see a wall and chemical scum --
35
165164
5589
02:50
(Laughter)
36
170777
1386
02:52
and that's not typical of the universe at all.
37
172187
4641
Ve buna hiç bir şekilde sıradan evren diyemeyiz.
02:56
All you've got to do is go a few hundred miles in that same direction
38
176852
3467
Tüm yapmanız gereken bir kaç 100 mil geriye dönüp bakmaktır
03:00
and look back,
39
180343
1172
03:01
and you won't see any walls or chemical scum at all --
40
181539
3285
ve duvarlar yada herhangi bir kimyasal atık göremezsiniz.
03:04
all you see is a blue planet.
41
184848
1786
tüm gördüğünüz, mavi bir gezegendir. Ve eğer daha da geriden bakarsanız
03:06
And if you go further than that,
42
186658
2619
03:09
you'll see the Sun, the solar system and the stars and so on,
43
189301
4289
güneşi, güneş sistemini, yıldızları ve benzeri şeyleri göreceksiniz.
03:13
but that's still not typical of the universe,
44
193614
2131
Ama, gördükleriniz halen sıradan evren değildir, çünkü galaksiler içinde yıldızlar da var.
03:15
because stars come in galaxies.
45
195769
3383
03:19
And most places in the universe, a typical place in the universe,
46
199176
4719
Ve evrendeki bir çok yer, evrendeki sıradan bir yer,
03:23
is nowhere near any galaxies.
47
203919
2057
hiç bir galaksinin yakınlarında bulunmaz.
03:26
So let's go out further, till we're outside the galaxy,
48
206000
4698
O zaman galaksinin dışına dek ilerleyelim ve geriye bakalım,
03:30
and look back,
49
210722
1161
03:31
and yeah, there's the huge galaxy with spiral arms laid out in front of us.
50
211907
4502
ve işte spiral kollarla önümüzde uzanan devasal galaksi.
İşte bu noktada, buradan 100.000 ışıl yılı ilerlemiş olmamıza rağmen
03:37
And at this point, we've come 100,000 light-years from here.
51
217379
5381
03:43
But we're still nowhere near a typical place in the universe.
52
223491
4485
halen evrende sıradan bir noktaya varmış değiliz.
03:48
To get to a typical place,
53
228000
1749
Sıradan bir yere varmak için
03:49
you've got to go 1,000 times as far as that,
54
229773
4517
gökadalar arasında 1.000 kat daha uzağa gitmelisiniz.
03:54
into intergalactic space.
55
234314
2080
03:56
And so, what does that look like -- "typical?"
56
236870
3043
Peki bu nasıl görünür? Sıradan.
03:59
What does a "typical" place in the universe look like?
57
239937
2549
Evrendeki sıradan bir yer nasıl görünür?
04:02
Well, at enormous expense, TED has arranged
58
242510
4010
TED, fazlasıyla masraf ederek, yüksek çözünürlükte bir imersiyon ayarladı.
04:06
a high-resolution immersion virtual reality rendering
59
246544
5193
gökadalar arası uzayı anlatan virtuel bir gerçeklik hazırladı,
04:11
of the view from intergalactic space.
60
251761
3325
gökadalar arası uzaydan manzara.
04:15
Can we have the lights off, please, so we can see it?
61
255110
2844
Seyretmek için ışıkları söndürebilir miyiz lütfen?
04:23
Well, not quite, not quite perfect.
62
263040
3326
Gördüğünüz gibi gökadalar arası uzay pek de mükemmel değil.
04:26
You see, intergalactic space is completely dark, pitch dark.
63
266390
6681
-- gökadalar arası uzay tamamen karanlık; zifiri karanlık.
04:33
It's so dark,
64
273095
1883
öyle karanlık ki, kendinize en yakın yıldıza bakarken
04:35
that if you were to be looking at the nearest star to you,
65
275002
5688
04:40
and that star were to explode as a supernova,
66
280714
3127
ve diyelim ki bu yıldız bir süpernova gibi patlayacak
04:44
and you were to be staring directly at it at the moment when its light reached you,
67
284814
4888
ışıkları size ulaşana dek direkt olarak ona bakıyor olacaksınız
04:49
you still wouldn't be able to see even a glimmer.
68
289726
3150
ve genede hiçbir ışık göremeyeceksiniz.
04:53
That's how big and how dark the universe is.
69
293667
3095
İşte bu evrenin büyüklüğünü ve ne kadar karanlık olduğunu gösteriyor.
04:56
And that's despite the fact that a supernova is so bright,
70
296786
4873
Ve bir süpernovanın tüm parlaklığı ve aydınlığına rağmen, bu olay
05:01
so brilliant an event,
71
301683
2445
05:04
that it would kill you stone dead at a range of several light-years.
72
304152
4130
gösteriyor ki, sizi muhtelif ışık yılları menzili içinde öldürebilir.
05:08
(Laughter)
73
308306
1619
05:09
And yet, from intergalactic space,
74
309949
1915
Ve genede gökadalar arası uzaydan o kadar uzaktadır ki, göremezsiniz bile.
05:11
it's so far away you wouldn't even see it.
75
311888
2435
05:14
It's also very cold out there --
76
314347
3013
Aynı zamanda çokta soğuktur.
05:17
less than three degrees above absolute zero.
77
317384
3145
üç dereceden daha az.
05:20
And it's very empty.
78
320553
1858
Ve çok boştur. Oradaki hava boşluğu, Dünya üzerinde günümüzde en iyi teknolojilerle
05:22
The vacuum there is one million times less dense than the highest vacuum
79
322435
5958
yaratılabilecek en fazla vakumdan daha az yoğundur
05:28
that our best technology on Earth can currently create.
80
328417
2820
İşte buda, bu yerin sıradan herhangibir yerden ne kadar farklı olduğunu gösteriyor.
05:31
So that's how different a typical place is from this place.
81
331645
6380
05:38
And that is how untypical this place is.
82
338049
3078
Ve ne kadar olağandışı olduğunu.
05:41
So can we have the lights back on please? Thank you.
83
341151
3071
Peki, şimdi ışıkları açabilir miyiz tekrar lütfen.
05:46
Now, how do we know about an environment that's so far away and so different
84
346343
5261
Şimdi, bizden bu kadar uzakta, alışkın olduğumuz herşeyden bu kadar farklı, bu kadar yabancı
05:51
and so alien from anything we're used to?
85
351628
3047
bir ortam hakkında nasıl bilgimiz olabilir?
05:54
Well, the Earth -- our environment, in the form of us --
86
354699
3476
Dünyamız -- bizim çevremiz, bizim formumuzda -- bilgi oluşturuyor.
05:58
is creating knowledge.
87
358199
1916
06:00
Well, what does that mean?
88
360139
1340
Peki, bu ne demek? Bulunduğunuz yerden ileriye dikkatlice bakın --
06:01
Well, look out even further than we've just been --
89
361503
3706
06:05
I mean from here, with a telescope --
90
365233
2127
Demek istediğim, buradan bir teleskopla bakın -- ve yıldızlara benzer şeyler göreceksiniz.
06:07
and you'll see things that look like stars, they're called quasars.
91
367384
4203
Onlara kuasar deniyor. Kuasar, yıldız benzeri obje demek.
06:11
"Quasars" originally meant "quasi-stellar object,"
92
371611
3124
06:14
which means "things that look a bit like stars."
93
374759
2896
Ki bu da, en azında bir miktar yıldıza benzeyen objeler demek(gülüşmeler). Ama bunlar yıldız değil.
06:17
(Laughter)
94
377679
1325
06:19
But they're not stars.
95
379028
1200
06:20
And we know what they are.
96
380252
2552
Ve onların ne olduğunu biliyoruz. Milyarlarca yıl önce, milyarlarca ışık yılı önce
06:24
Billions of years ago and billions of light-years away,
97
384580
3249
06:27
the material at the center of a galaxy collapsed
98
387853
4123
galaksinin göbeğindeki bir madde, çok büyük bir
06:32
towards a supermassive black hole.
99
392000
2441
kara deliğe doğru çöktü.
06:34
And then intense magnetic fields directed some of the energy
100
394465
4733
Ve sonra, yoğun magnetik alanlar, bu yerçekimsel çöküş enerjisinin bir miktarına
06:39
of that gravitational collapse
101
399222
1470
yön verdi. Ve bu maddenin de bir kısmı,
06:40
and some of the matter
102
400716
1260
06:42
back out in the form of tremendous jets,
103
402000
2099
sanırım bir trilyon güneş gücüyle loblara ışık yayan devasal boyutlardaki fıskiyeler
06:44
which illuminated lobes
104
404123
1834
06:45
with the brilliance of -- I think it's a trillion -- suns.
105
405981
4421
şeklinde geri çekildi.
06:52
Now, the physics of the human brain could hardly be more unlike
106
412925
4537
Şimdi; insan zihninin fiziği, bu bahsedilen fıskiyelerden birinin fiziğinden çokta farklı olamaz.
06:57
the physics of such a jet.
107
417486
1924
06:59
We couldn't survive for an instant in it.
108
419434
2287
Onun içinde bir an bile hayatta kalmamız mümkün değil. Bu fıskiyelerden birinin içinde
07:01
Language breaks down when trying to describe
109
421745
3009
olmanın nasıl bir şey olacağını anlatmaya çabalamak, sözün bittiği yer oluyor.
07:04
what it would be like in one of those jets.
110
424778
2311
07:07
It would be a bit like experiencing a supernova explosion,
111
427113
3000
Bu, azda olsa, bir supernovanın patlayışını deneyimlemeye benzetilebilir.
07:10
but at point-blank range and for millions of years at a time.
112
430137
3618
ama, kesinlikle, milyonlarca yılda bir kez gerçekleştirilebilecek bir deneyim.(gülüşmeler)
07:13
(Laughter)
113
433779
3573
07:17
And yet, that jet happened in precisely such a way
114
437376
5888
Ve gene de, bu fıskiye olayı, milyonlarca yıl sonra öylesine net bir şekilde oldu ki
07:23
that billions of years later, on the other side of the universe,
115
443288
3720
evrenin öbür tarafında, bir parça kimyasal atık, net olarak orada meydana gelen şeyi resmedebilir, ona model olabilir
07:27
some bit of chemical scum could accurately describe
116
447032
4142
07:31
and model and predict and explain, above all --
117
451198
3990
yorumlayabilir ve izah edebilir.
07:35
there's your reference --
118
455212
2236
07:37
what was happening there, in reality.
119
457472
3478
- hepsinin ötesinde- sizlerin referansları sözkonusu.
07:41
The one physical system, the brain, contains an accurate working model
120
461673
4634
Tek fiziksel sistem, beyin,
bir kuasar - yıldızsı gök cismi- gibi düzenli bir çalışma modeline sahiptir.
07:46
of the other, the quasar.
121
466331
1926
07:48
Not just a superficial image of it, though it contains that as well,
122
468281
3497
Sadece yüzeysel görüntü olarak değil, gerçi buna da sahiptir,
07:51
but an explanatory model,
123
471802
1981
aynı zamanda bünyesinde aynı matematiksel ilişkileri barındıran açıklayıcı bir modeldir,
07:53
embodying the same mathematical relationships
124
473807
3047
07:56
and the same causal structure.
125
476878
2428
tesadüfi bir yapıdır.
07:59
Now, that is knowledge.
126
479330
2038
Şimdi, bunlar bilgiler. Ve eğer bunlar yeterince şaşırtıcı değilse,
08:02
And if that weren't amazing enough,
127
482058
1918
08:04
the faithfulness with which the one structure resembles the other
128
484000
3976
bir yapının diğerine benzerliğine olan inanç
08:08
is increasing with time.
129
488000
2083
zamanla artar. Ki buda bilgi artışıdır.
08:10
That is the growth of knowledge.
130
490107
2473
08:12
So, the laws of physics have this special property,
131
492604
3459
Yani, fizik kuralları, bu ayrıcalıklı özelliğe sahip.
08:16
that physical objects as unlike each other as they could possibly be
132
496087
4670
Yani fiziksel objeler, olabildiğince bir diğerinden farklıdır,
08:20
can, nevertheless, embody the same mathematical and causal structure
133
500781
5783
ama bir şekilde matematiksel ve tesadüfi yapılarında ortak noktalar bulundururlar,
08:26
and to do it more and more so over time.
134
506588
2822
ve bu zamanla gitgide artar.
08:30
So we are a chemical scum that is different.
135
510068
3275
Yani bizler,farklı kimyasal atıklarız. Bu kimyasal atıklar tümeldir.
08:33
This chemical scum has universality.
136
513367
3489
08:36
Its structure contains, with ever-increasing precision,
137
516880
4455
Yapısı, sonsuz artan bir şekilde, herşeyin yapısını içinde
08:41
the structure of everything.
138
521359
1343
barındırır. Evrendeki diğer bir çok yer değil, burası
08:42
This place, and not other places in the universe,
139
522726
3767
08:46
is a hub which contains within itself the structural and causal essence
140
526517
6013
fiziksel gerçekliğin tamamının, yapısal ve tesadüfi özünü
08:52
of the whole of the rest of physical reality.
141
532554
2737
içinde barındıran bir merkezdir. Ve fiziksel dünyanın en önemli şeylerinden biri de
08:55
And so, far from being insignificant,
142
535315
1848
08:57
the fact that the laws of physics allow this
143
537187
2771
fizik kurallarının buna izin vermesi yada gerçekleşmesini
08:59
or even mandate that this can happen
144
539982
3501
09:03
is one of the most important things about the physical world.
145
543507
3975
sağlamasıdır.
09:08
Now, how does the solar system -- our environment, in the form of us --
146
548431
5267
Şimdi, güneş sistemi - ve çevremiz, bizler - nasıl oluyor da
09:13
acquire this special relationship with the rest of the universe?
147
553722
3326
evrenin geri kalanıyla bu özel ilişkiye sahip olabiliyoruz?
09:17
Well, one thing that's true about Stephen Hawking's remark --
148
557072
4818
Ee, Stephen Hawking'in açıklamalarından birisinin doğruluğu - demek istediğim söylediği doğru,
09:21
I mean, it is true, but it's the wrong emphasis --
149
561914
4026
ama vurgulanışında hata var. Söylediklerinde gerçek şu ki;
09:25
one thing that's true about it is that it doesn't do it with any special physics,
150
565964
5938
bu özel bir fizik değil. Özel bir bölüm yok.
09:31
there's no special dispensation, no miracles involved.
151
571926
2991
mucizeler içermiyor. Bu, bizim burada bolca sahip olduğumuz üç şeyle gerçekleşiyor.
09:34
It does it simply with three things that we have here in abundance.
152
574941
4145
09:39
One of them is matter,
153
579110
1611
Bunlardan biri, madde; çünkü bilgi birikimi bir çeşit
09:40
because the growth of knowledge is a form of information processing.
154
580745
4985
bilginin işlenmesidir. Bilginin işlenmesi bir hesap işidir,
09:45
Information processing is computation, computation requires a computer,
155
585754
3937
hesap işi için bilgisayara ihtiyaç vardır --
09:49
and there's no known way of making a computer without matter.
156
589715
2999
elinizde madde olmadan bilgisayar yapmanın bilinen bir yolu yoktur.
09:52
We also need energy to make the computer, and most important,
157
592738
3475
Bilgisayarı yapabilmek için enerjiye ihtiyacımız vardır, ve en önemlisi,
09:56
to make the media, in effect, onto which we record
158
596237
3970
medyanın ilgisini yürürlükte tutmak için, edindiğimiz bilgiyi kaydetmemiz gerekmekte.
10:00
the knowledge that we discover.
159
600231
1745
10:02
And then thirdly, less tangible but just as essential
160
602000
4141
Ve üçüncü olarak; daha az elle tutulur , ama gene de sonsuz bilgi üretiminin, açıklamasında
10:06
for the open-ended creation of knowledge, of explanations,
161
606165
4308
önemli olan kanıtının olması.
10:10
is evidence.
162
610497
2977
bizim çevremizde fazlasıyla kanıt var.
10:14
Now, our environment is inundated with evidence.
163
614245
3078
10:17
We happened to get round to testing, let's say, Newton's law of gravity,
164
617347
5629
Denemelere, deneylere - mesela Newton'ın Yerçekim Yasası -
10:23
about 300 years ago.
165
623000
1778
yaklaşık 300 yıl önce başladık.
10:24
But the evidence that we used to do that
166
624802
3290
Ama elimizde olan ve dünyanın her metrekaresine milyarlarca yıldır düşen bulgular,
10:28
was falling down on every square meter of the Earth
167
628116
3289
10:31
for billions of years before that,
168
631429
1653
daha milyarlarca yıl düşmeye devam edecekler.
10:33
and we'll continue to fall for billions of years afterwards.
169
633106
3817
Ve bu diğer tüm bilim dalları için de geçerli.
10:37
And the same is true for all the other sciences.
170
637567
2504
10:40
As far as we know,
171
640095
1934
Bizler, temel gerçekliklerle ilgili kanıt toplamayı bildiğimiz sürece,
10:42
evidence to discover the most fundamental truths of all the sciences
172
642053
4155
kendi gezegenimizle ilgili şeyleri de üstleniyor olacağız.
10:46
is here just for the taking, on our planet.
173
646232
3042
10:49
Our location is saturated with evidence
174
649298
2864
Bulunduğumuz yer, kanıta, madde ve enerjiye doygun bir yer.
10:52
and also with matter and energy.
175
652186
2432
10:54
Out in intergalactic space,
176
654642
2238
Evrende, gökadalar arası uzayda, uçsuz bucaksız bilgi oluşumu için
10:56
those three prerequisites for the open-ended creation of knowledge
177
656904
3389
bu üç koşul, yeterince sağlanamıyor.
11:00
are at their lowest possible supply --
178
660317
2420
11:02
as I said, it's empty, it's cold and it's dark out there.
179
662761
3592
Söylediğim gibi; orası boş, soğuk ve karanlık. Yada öyle mi?
11:07
Or is it?
180
667528
1150
11:09
Now actually, that's just another parochial misconception.
181
669290
3823
Şimdi, aslında buda,sınırlı da olsa, ayrı bir kavram yanılgısı(gülüşmeler)
11:13
(Laughter)
182
673137
1076
11:14
Because imagine a cube out there in intergalactic space,
183
674237
4934
Çünkü, gökadalar arası uzayda evimizle, yani güneş sistemiyle aynı büyüklükte
11:19
the same size as our home, the solar system.
184
679195
3530
bir küp hayal edin. Ve şimdi de bu kübün, insan standartlarına göre bomboş olduğunu düşünün.
11:22
Now, that cube is very empty by human standards,
185
682749
3342
11:26
but that still means that it contains over a million tons of matter.
186
686115
4861
ama yine de, bu küp milyarlarca madde barındırır içinde.
11:31
And a million tons is enough to make, say, a self-contained space station,
187
691000
5092
Ve milyarlarca madde, kendine yeten bir uzay istasyonu yapmak için yeterlidir.
11:36
on which there's a colony of scientists
188
696116
2234
ve bu istasyonda, kendilerini uçsuz bucaksız bilgi üretimine adamış
11:38
that are devoted to creating an open-ended stream of knowledge, and so on.
189
698374
4036
bir sürü bilimadamı olduğunu düşünün.
11:42
Now, it's way beyond present technology
190
702799
2200
Şimdi tabii ki, gökadalararası uzayda hidrojen toplamak ve bunu
11:45
to even gather the hydrogen from intergalactic space
191
705023
4011
farklı formlara dönüştürmek ve kullanmak şu anki teknolojinin oldukça ötesinde.
11:49
and form it into other elements and so on.
192
709058
3178
11:52
But the thing is, in a comprehensible universe,
193
712872
2928
Ama olay şu ki; makul bi evrende,
11:55
if something isn't forbidden by the laws of physics,
194
715824
3366
eğer fizik kurallarınca engellenen bir şeyler yoksa,
11:59
then what could possibly prevent us from doing it, other than knowing how?
195
719214
4145
bizi, bunu nasıl yapacağımızı bulmak dışında, bunu gerçekleştirmekten alıkoyacak ne var?
12:03
In other words, it's a matter of knowledge, not resources.
196
723383
3672
Yani başka bir deyişle, bu bilgi meselesi, kaynak değil.
12:07
If we could do that, we'd automatically have an energy supply,
197
727079
3316
Ve de - eğer bunu başarırsak, otomatikman enerji tedarik edebileceğiz
12:10
because this transmutation would be a fusion reactor.
198
730419
3530
çünkü değişim, füzyon tepkimesi olacaktır - ve kanıt?
12:13
And evidence?
199
733973
1651
12:15
Well, again, it's dark out there to human senses,
200
735648
3175
Ve gene, orası insan algıları düşünüldüğünde karanlık. Ama tüm yapmanız gereken
12:18
but all you've got to do is take a telescope,
201
738847
2119
12:20
even one of present-day design,
202
740990
2143
günümüzde tasarlanmış bir teleskop alıp
12:23
look out, and you'll see the same galaxies as we do from here.
203
743157
3985
dışarıya bakmak ve ve bizlerin buradan görebildiği galaksilerin aynılarını sizler de göreceksiniz.
12:27
And with a more powerful telescope,
204
747682
2261
Ve daha yetkin bir teleskopla, yıldızları ve gezegenleri de görebileceksiniz.
12:29
you'll be able to see stars and planets in those galaxies,
205
749967
2852
12:32
you'll be able to do astrophysics and learn the laws of physics.
206
752843
3280
Bu galaksilerde astrofizikle ilgilenebilecek ve sonra da fizik kurallarını öğrenebileceksiniz.
12:36
And locally there, you could build particle accelerators
207
756147
2700
Ve orada, küçük ivmeçler inşa edebilir
12:38
and learn elementary particle physics and chemistry, and so on.
208
758871
3272
ve fizik ve kimya bilgisine giriş yapabilirsiniz.
12:42
Probably the hardest science to do would be biology field trips --
209
762167
4363
Muhtemelen, uygulanabilecek en zor bilim dalı biyoloji olacaktır çünkü
12:46
(Laughter)
210
766554
1317
12:47
because it would take several hundred million years
211
767895
3019
içinde canlı barındıran bir gezegene ulaşmak ve geri dönmek yüzyıllar alacaktır.
12:50
to get to the nearest life-bearing planet and back.
212
770938
3310
12:54
But I have to tell you -- and sorry, Richard --
213
774272
2211
Ama size söylemeliyim - ve üzgünüm Richard -
12:56
but I never did like biology field trips much --
214
776507
3334
biyolojiyi hiç bir zaman fazla sevmedim,
12:59
(Laughter)
215
779865
1308
ve bence, bir dalla yüzyıllarca yıl bir şeyler yapılabilir.
13:01
and I think we can just about make do
216
781197
1996
13:03
with one every few hundred million years.
217
783217
2100
13:05
(Laughter)
218
785341
2017
(gülüşmeler)
13:07
So, in fact, intergalactic space does contain all the prerequisites
219
787382
6956
Yani, galasiler arası uzayda, açık-uçlu bilgi oluşturmak için gerekli herşey mevcuttur.
13:14
for the open-ended creation of knowledge.
220
794362
2380
Evrende herhangi bir yerde
13:17
Any such cube anywhere in the universe
221
797357
3069
13:20
could become the same kind of hub that we are,
222
800450
4585
bizim benzerlerimiz oluşturulabilir.
eğer ki bunu gerçekleştirmek için gerekli bilgi ellerindeyse.
13:25
if the knowledge of how to do so were present there.
223
805059
4850
13:30
So, we're not in a uniquely hospitable place.
224
810758
3474
Yani, eşi benzeri olmayan bir misafirperverlikle karşı karşıya değiliz.
13:34
If intergalactic space is capable of creating
225
814256
2428
Eğer ki gökler arası uzay sonsuz açıklamalarda bulunabiliyorsa
13:36
an open-ended stream of explanations,
226
816708
2586
13:39
then so is almost every other environment,
227
819318
2167
o zaman hemen her çevrede bu başarılabilir.Dünyada da. Kirletilmiş bir Dünyada da.
13:41
so is the Earth.
228
821509
1230
13:42
So is a polluted Earth.
229
822763
2330
13:45
And the limiting factor, there and here,
230
825521
3747
Ve bunu kısıtlayan faktör, burada da orada da, kaynaklar değil, çünkü kaynağımız bol,
13:49
is not resources -- because they're plentiful --
231
829292
2774
13:52
but knowledge, which is scarce.
232
832090
2150
ama az bulunan bilgidir.
13:54
Now, this cosmic knowledge-based view may -- and, I think, ought to --
233
834679
5901
Şimdi, bu kozmik-bilgi bazlı görüş, bize kendimizi çok özel hissettirebilir
14:00
make us feel very special.
234
840604
2408
- ve sanırım öyle olmalı. Ama aynı zamanda bizi savunmasız da bırakabilir
14:03
But it should also make us feel vulnerable,
235
843036
2525
14:05
because it means that without the specific knowledge
236
845585
3415
çünkü, hayatta kalmak ve evrenin süregelen gözdağlarına karşı koymak için
14:09
that's needed to survive the ongoing challenges of the universe,
237
849024
3747
ihtiyaç duyulan bir birikim olmaksızın, hayatta kalmayı başaramayız.
14:12
we won't survive them.
238
852795
1181
14:14
All it takes is for a supernova to go off a few light-years away,
239
854000
3548
Tüm gereken, bir süpernovanın bir kaç ışık yılı uzaklaşması, ve hop, hepimiz öldük!!
14:17
and we'll all be dead!
240
857572
1658
14:19
Martin Rees has recently written a book
241
859254
2399
Martin Rees, nihayet savunmasız olduğumuz her tür şeyle ilgili bir kitap yazdı;
14:21
about our vulnerability to all sorts of things,
242
861677
3299
14:25
from astrophysics, to scientific experiments gone wrong,
243
865000
3976
astrofizikten tutunda, yanlış sonuçlanan bilimsel deneylere kadar
14:29
and most importantly, to terrorism with weapons of mass destruction.
244
869000
4435
ve en önemlisi de terrörizm, çok yüksek tahrip gücüne sahip silahlarla.
14:33
And he thinks that civilization has only a 50 percent chance
245
873459
3342
Ve ona göre, medeniyetin bu yüzyılı geçirmede sadece %50 lik bir payı var.
14:36
of surviving this century.
246
876825
1427
14:38
I think he's going to talk about that later in the conference.
247
878276
3135
Sanırım bununla ilgili, daha sonra konferansta konuşacak.
14:41
Now, I don't think that probability is the right category
248
881435
5148
Olasılıkların bu durumu tartışmak için uygun bir basamak olduğunu zannetmiyorum.
14:46
to discuss this issue in,
249
886607
1369
14:48
but I do agree with him about this:
250
888000
1735
Ama, ona şu bağlamda katılıyorum. Hayatta kalabiliriz yada bunu başaramayabiliriz.
14:49
we can survive and we can fail to survive.
251
889759
4165
14:54
But it depends, not on chance,
252
894565
2756
Ama bu şansa bağlı değil, bizim zamanında doğru bilgiyi yaratıp yaratamamamızla ilgili.
14:57
but on whether we create the relevant knowledge in time.
253
897345
3631
15:01
The danger is not at all unprecedented.
254
901000
2802
Daha önce benzeri görülmemiş bir tehlike değil karşımızdaki.Türlerin, her zaman soyu tükenir.
15:03
Species go extinct all the time.
255
903826
3221
15:07
Civilizations end.
256
907071
2255
Medeniyet biter.Daha önce varolmuş türler ve tarih boyunca baskın olan
15:09
The overwhelming majority of all species and all civilizations
257
909350
3339
15:12
that have ever existed
258
912713
1284
medeniyetlerin çoğu artık aramızda değil.
15:14
are now history.
259
914021
1277
15:15
And if we want to be the exception to that,
260
915322
2874
Ve eğer biz bunun dışında kalmak istiyorsak, mantıken yapılacak tek şey
15:18
then logically, our only hope is to make use of the one feature
261
918220
5899
bizi diğer tüm medeniyetlerden, türlerden ayıran
15:24
that distinguishes our species and civilization from all the others,
262
924143
4624
özelliğimizi kullanmak.
15:28
namely, our special relationship with the laws of physics,
263
928791
4447
Ki bu da, fizik kurallarıyla olan özel bağımız.
15:33
our ability to create new explanations, new knowledge --
264
933262
4473
Yeni bilgi ve tanımlamalar üretme becerimiz - varoluşun merkezi olmak adına.
15:37
to be a hub of existence.
265
937759
2771
15:40
So let me now apply this to a current controversy,
266
940919
3720
Şimdi, bu anlattıklarımı güncel bir tartışmaya uygulayalım.
15:44
not because I want to advocate any particular solution,
267
944663
3215
bazı durumlara avukatlık yapmak istediğimden değil,
15:47
but just to illustrate the kind of thing I mean.
268
947902
2634
sadece anlatmak istediğim durumu gözlerinizin önünde canlandırabilmeniz için.
15:50
And the controversy is global warming.
269
950560
2416
tartışma, küresel ısınmayla ilgili.
15:53
Now, I'm a physicist, but I'm not the right kind of physicist.
270
953000
3005
Şimdi, ben bir fizikçiyim, ama olması gereken gibi bir fizikçi değilim.Küresel ısınmaya gelince,
15:56
In regard to global warming, I'm just a layman.
271
956029
3787
bu konuda uzman değilim. Ve konuya hakim olmayan bir kişinin yapması gereken de
15:59
And the rational thing for a layman to do
272
959840
2778
16:02
is to take seriously the prevailing scientific theory.
273
962642
4501
egemen olan bilimsel teoriyi ciddiye almaktır.Ve bu teoriye göre,
16:07
And according to that theory, it's already too late to avoid a disaster,
274
967167
4667
bir felaketin önlenmesi için çok geç kalınmış.
16:11
because, if it's true that our best option at the moment is to prevent CO2 emissions
275
971858
5830
Çünkü, eğer bu doğruysa, elimizdeki en iyi opsiyon Kyoto Protokolü gibi bir şeyle
16:17
with something like the Kyoto Protocol,
276
977712
1897
CO2 emisyonunu önlemek; ki bu da ekonomi açısından ve yüksek meblalı maliyetiyle
16:19
with its constraints on economic activity and its enormous cost
277
979633
3728
sıkıntılar yaratacaktır
16:23
of hundreds of billions of dollars, or whatever it is,
278
983385
2591
16:26
then that is already a disaster by any reasonable measure.
279
986000
5057
bu durumda, bu mantıksal ölçütler çerçevesinde zaten bir felakettir.
16:31
And the actions that are advocated are not even purported to solve the problem,
280
991441
5010
Ve problemi çözeceği iddia edilen faaliyetler bile,
16:36
merely to postpone it by a little.
281
996475
2380
sadece problemi geciktirmeye yarıyor.Yani problemi önlemek için zaten çok geç kalınmış durumda ve
16:38
So it's already too late to avoid it,
282
998879
1785
16:40
and it probably has been too late to avoid it
283
1000688
2884
bu tehlikenin farkına varılmadan öncede, çok geç kalınmıştı çözüm için
16:43
ever since before anyone realized the danger.
284
1003596
3821
16:47
It was probably already too late in the 1970s,
285
1007441
3064
muhtemelen 1970'lerde de çok geç kalınmıştı,
16:50
when the best available scientific theory was telling us
286
1010529
3195
en iyi bilimsel teoriler, endüstriyel emisyonun, birçok insanın ölümüne neden olacak
16:53
that industrial emissions were about to precipitate a new ice age,
287
1013748
3616
sonuçlarından bahsederken.
16:57
in which billions would die.
288
1017388
2118
17:00
Now, the lesson of that seems clear to me,
289
1020312
2159
Bundan alınacak ders çok açık bence,
17:02
and I don't know why it isn't informing public debate.
290
1022495
3587
ve neden halkın bilinçlendirilmediğini bilmiyorum.
17:06
It is that we can't always know.
291
1026106
3306
Elbette, her zaman olacakları bilemeyiz. Ama yaklaşan bir felaketi ve bunun
17:09
When we know of an impending disaster
292
1029436
2693
17:12
and how to solve it at a cost less than the cost of the disaster itself,
293
1032153
4543
olduğu durumda ortaya çıkacak maliyetten daha az bir maliyetle önleme yolunu biliyorsak
17:16
then there's not going to be much argument, really.
294
1036720
2986
fazla bir argümana gerek yok gerçekten.
17:19
But no precautions and no precautionary principle
295
1039730
4515
Ama hiçbir önlem yada ihtiyatlılık ilkesi
17:24
can avoid problems that we do not yet foresee.
296
1044269
4142
öngöremediğimiz problemleri engelleyemez.
Bu durumda, problemleri önleyen değil, onları saptayabilen bir bakış açımız olmalı.
17:29
Hence, we need a stance of problem-fixing,
297
1049069
4429
17:33
not just problem-avoidance.
298
1053522
2601
17:36
And it's true that an ounce of prevention equals a pound of cure,
299
1056712
3384
Ve şuda doğrudur ki, üç önlem bir çareye eşittir.
17:40
but that's only if we know what to prevent.
300
1060120
2928
ama bu elbette, neyi önleyeceğimizi bildiğimizde geçerlidir.
17:43
If you've been punched on the nose,
301
1063072
1961
Eğer burnuna bir yumruk yersen, elbette ki tıp bilimi, sana yumruklardan nasıl
17:45
then the science of medicine does not consist of
302
1065057
2603
17:47
teaching you how to avoid punches.
303
1067684
1946
kaçınacağını öğretmez.
17:49
(Laughter)
304
1069654
1016
17:50
If medical science stopped seeking cures and concentrated on prevention only,
305
1070694
5458
Eğer tıp bilimi, çare arayışından vazgeçip sadece önlemler üzerinde yoğunlaşırsa,
17:56
then it would achieve very little of either.
306
1076176
2571
bu durumda, her ikisinde de fazla başarı elde edemez.
17:58
The world is buzzing at the moment
307
1078771
2025
Şu anda dünyada her ne pahasına olursa olsun, gaz emisyonunu azaltmak için
18:00
with plans to force reductions in gas emissions at all costs.
308
1080820
4797
yapılan planlar konuşuluyor.
18:05
It ought to be buzzing with plans to reduce the temperature
309
1085998
4231
Aslında, ısıyı düşürmek için yapılan planların konuşuluyor olması gerekirdi
18:10
and with plans to live at the higher temperature --
310
1090253
3087
ve daha yüksek derecelerde nasıl yaşanacağına dair planların.
18:13
and not at all costs, but efficiently and cheaply.
311
1093364
3144
Ve maliyetlerin, uygun ve ucuz olması gerekiyor. Ve böyle planlar var.
18:16
And some such plans exist,
312
1096532
1327
18:17
things like swarms of mirrors in space to deflect the sunlight away
313
1097883
4638
uzaydaki güneş ışığının yönünü çok fazla sayıda ayna kullanarak değiştirmek gibi,
18:22
and encouraging aquatic organisms to eat more carbon dioxide.
314
1102545
3738
yada suda yaşayan organizmaların daha fazla karbon dioksit kullanmasını destekleyerek.
18:26
At the moment, these things are fringe research;
315
1106307
2981
Şu anda, bu araştırmalar sınırlı.
18:29
they're not central to the human effort to face this problem
316
1109312
3752
Bunlar, henüz insanların yüzleşip çaba harcayacağı problemler değil
18:33
or problems in general.
317
1113088
1541
18:35
And with problems that we are not aware of yet,
318
1115000
2852
Ve henüz daha farkında olmadığımız problemlerle beraber - doğruyu bulma becerisi--
18:37
the ability to put right -- not the sheer good luck of avoiding indefinitely --
319
1117876
6078
bu sorunları tamamen çözecek şansa sahip olmak tek umudumuz.
18:43
is our only hope, not just of solving problems,
320
1123978
2793
Sadece çözmek değil elbette, birde hayatta kalabilmek.
18:46
but of survival.
321
1126795
1434
18:48
So, take two stone tablets
322
1128711
3948
Yani, iki tane taş tablet alıp üzerlerine çentik atın.
18:53
and carve on them.
323
1133470
1709
18:56
On one of them, carve:
324
1136114
2061
Birine"Sorunlar çözülenilir"
18:58
"Problems are soluble."
325
1138199
2221
19:00
And on the other one, carve:
326
1140763
2125
Diğerine de "Sorunlar kaçınılmazdır."yazın.
19:02
"Problems are inevitable."
327
1142912
1953
19:05
Thank you.
328
1145444
1158
Teşekkürler(alkışlar)
19:06
(Applause)
329
1146626
1103

Original video on YouTube.com
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7