Susan Savage-Rumbaugh: The gentle genius of bonobos

Susan Savage-Rumbaugh yazı yazabilen maymunlar üzerine

343,860 views

2007-05-17 ・ TED


New videos

Susan Savage-Rumbaugh: The gentle genius of bonobos

Susan Savage-Rumbaugh yazı yazabilen maymunlar üzerine

343,860 views ・ 2007-05-17

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Bahar Tuncgenc Gözden geçirme: Meric Aydonat
00:25
I work with a species called "Bonobo."
0
25000
3000
"Bonobo" denilen bir tür ile çalışıyorum.
00:28
And I'm happy most of the time,
1
28000
2000
Ve çoğu zaman mutluyum,
00:30
because I think this is the happiest species on the planet.
2
30000
3000
çünkü bunların dünya üzerindeki en mutlu tür olduklarını düşünüyorum.
00:33
It's kind of a well-kept secret.
3
33000
3000
Bu, iyi saklanmış bir sıra benziyor.
00:36
This species lives only in the Congo.
4
36000
2000
Bu tür, sadece Kongo'da yaşıyor.
00:38
And they're not in too many zoos, because of their sexual behavior.
5
38000
6000
Ve cinsel davranışları yüzünden, pek fazla hayvanat bahçesinde de yoklar.
00:44
Their sexual behavior is too human-like
6
44000
2000
Cinsel davranışları, pek çoğumuzun barışık olamayacağı ölçüde
00:46
for most of us to be comfortable with.
7
46000
2000
"insansı".
00:48
(Laughter)
8
48000
1000
(Gülüşler)
00:49
But --
9
49000
1000
Ama--
00:50
(Laughter)
10
50000
1000
(Gülüşler)
00:51
actually, we have a lot to learn from them, because they're a very
11
51000
5000
aslında, onlardan öğrenecek çok şeyimiz var, çünkü
00:56
egalitarian society and they're a very empathetic society.
12
56000
4000
çok eşitlikçi ve empatik bir topluluğa sahipler.
01:00
And sexual behavior is not confined to one aspect of their life
13
60000
4000
Ve cinsellik, yapılıp bir kenara konulan,
01:04
that they sort of set aside.
14
64000
3000
hayatlarının yalnız bir kısmıyla sınırlı bir davranış değil.
01:07
It permeates their entire life.
15
67000
2000
Bütün hayatlarının içine sızmış durumda.
01:09
And it's used for communication.
16
69000
3000
İletişim için kullanılmakta.
01:12
And it's used for conflict resolution.
17
72000
2000
Çatışmaların çözümü için kullanılmakta.
01:14
And I think perhaps somewhere in our history we sort of,
18
74000
4000
Ve öyle zannediyorum ki, biz, tarihimizde bir yerde
01:18
divided our lives up into lots of parts.
19
78000
3000
hayatlarımızı pek çok parçaya böldük.
01:21
We divided our world up with lots of categories.
20
81000
4000
Dünyamızı pek çok kategoriye böldük.
01:25
And so everything sort of has a place that it has to fit.
21
85000
3000
Ve öyle ki, şimdi her şeyin denk düştüğü bir yer var.
01:28
But I don't think that we were that way initially.
22
88000
4000
Ama başlangıçta böyle olduğumuzu düşünmüyorum.
01:32
There are many people who think that the animal world is hard-wired
23
92000
4000
Hayvanlar dünyasının fiziksel bağlantılı olduğunu
01:36
and that there's something very, very special about man.
24
96000
4000
ve insana özgü çok çok özel bir şeyler olduğunu düşünen bir sürü insan var
01:40
Maybe it's his ability to have causal thought.
25
100000
4000
Bu, nedensel düşünme becerisi olabilir
01:44
Maybe it's something special in his brain
26
104000
3000
Ya da dile sahip olmasına imkan tanıyan,
01:47
that allows him to have language.
27
107000
2000
beynindeki özel bir şey olabilir.
01:49
Maybe it's something special in his brain
28
109000
3000
Ya da alet yapmasına veya matematiğe imkan tanıyan,
01:52
that allows him to make tools or to have mathematics.
29
112000
5000
beynindeki özel bir şey...
01:57
Well, I don't know. There were Tasmanians who were discovered
30
117000
6000
Bilmiyorum... 1600'ler civarında keşfedilen Tazmanyalılar vardı,
02:03
around the 1600s and they had no fire.
31
123000
4000
hiç ateş kullanmıyorlardı.
02:07
They had no stone tools.
32
127000
3000
Taştan aletleri de yoktu.
02:10
To our knowledge they had no music.
33
130000
3000
Bildiğimiz kadarıyla, müzikleri de...
02:14
So when you compare them to the Bonobo,
34
134000
3000
Yani, onları Bonobolar ile karşılaştıracak olursanız,
02:19
the Bonobo is a little hairier.
35
139000
2000
Bonobolar daha kıllı.
02:21
He doesn't stand quite as upright.
36
141000
4000
Tam olarak dik duramıyorlar.
02:26
But there are a lot of similarities.
37
146000
2000
Ama oldukça fazla benzerlik var.
02:29
And I think that as we look at culture,
38
149000
4000
Ve bence, kültüre baktıkça
02:33
we kind of come to understand
39
153000
3000
şu an bulunduğumuz yere nasıl geldiğimizi
02:36
how we got to where we are.
40
156000
2000
anlar gibi oluyoruz.
02:38
And I don't really think it's in our biology;
41
158000
3000
Ve ben gerçekten de bunun bizim biyolojimizden ötürü olmadığını düşünüyorum.
02:41
I think we've attributed it to our biology,
42
161000
2000
Bence biz, onu biyolojimize atfettik,
02:43
but I don't really think it's there.
43
163000
3000
ama aslında mesele orada değil.
02:46
So what I want to do now is introduce you
44
166000
2000
Evet, şimdi, size sunmak istediğim
02:48
to a species called the Bonobo.
45
168000
2000
Bonobo adında bir tür.
02:52
This is Kanzi.
46
172000
2000
Bu Kanzi.
02:54
He's a Bonobo.
47
174000
2000
O bir Bonobo.
02:56
Right now, he's in a forest in Georgia.
48
176000
3000
Şu anda, Gürcistan'da bir ormanda.
02:59
His mother originally came from a forest in Africa.
49
179000
4000
Aslen, annesi Afrika'da bir ormandan geliyor.
03:03
And she came to us when she was just at puberty,
50
183000
4000
Ve bize ergenlik çağında,
03:07
about six or seven years of age.
51
187000
2000
yaklaşık 6-7 yaşlarındayken geldi.
03:10
Now this shows a Bonobo on your right,
52
190000
2000
Şimdi, sağ tarafta bir Bonobo,
03:12
and a chimpanzee on your left.
53
192000
1000
sol taraftaysa bir şempanze görüyorsunuz.
03:14
Clearly, the chimpanzee has a little bit harder time of walking.
54
194000
4000
Açıkça görülüyor ki, şempanze yürümekte biraz daha zorlanıyor.
03:18
The Bonobo, although shorter than us and their arms still longer,
55
198000
4000
Bonobo ise, boyu bizlerden daha kısa ve kolları daha uzun olmasına rağmen
03:22
is more upright, just as we are.
56
202000
4000
daha dik duruyor; tıpkı bizim gibi.
03:26
This shows the Bonobo compared to an australopithecine like Lucy.
57
206000
5000
Burada, Bonobo'yu Lucy gibi bir Avustralopitekus ile karşılaştırmalı olarak görüyorsunuz.
03:31
As you can see, there's not a lot of difference
58
211000
3000
Görebildiğiniz gibi,
03:34
between the way a Bonobo walks
59
214000
2000
bir Bonobo'nun yürüyüşüyle
03:36
and the way an early australopithecine would have walked.
60
216000
4000
bir Avustralopitekus'un (tahmini) yürüyüşü arasında pek fazla farklılık yok.
03:40
As they turn toward us you'll see
61
220000
2000
Yüzlerini bize doğru döndüklerinde göreceksiniz ki,
03:42
that the pelvic area of early australopithecines is a little flatter
62
222000
5000
erken Avustralopitekus'un leğen kemiği biraz daha yassı
03:47
and doesn't have to rotate quite so much from side to side.
63
227000
4000
Ve yanlara doğru o kadar dönmek zorunda değil.
03:51
So the -- the bipedal gait is a little easier.
64
231000
2000
Yani -- iki ayaklı yürüyüş biçimi biraz daha kolay.
03:53
And now we see all four.
65
233000
2000
Ve şimdi dördünü birden görüyoruz.
03:56
Video: Narrator: The wild Bonobo lives in central Africa, in the jungle
66
236000
4000
Video: Anlatıcı: Vahşi Bonobo Afrika'nın merkezinde, Kongo Nehri tarafınca etrafı sarılmış
04:00
encircled by the Congo River.
67
240000
3000
balta girmemiş bir ormanda yaşar.
04:05
Canopied trees as tall as 40 meters, 130 feet,
68
245000
4000
40 metre 130 adım uzunluğundaki Kanopi ağaçları
04:09
grow densely in the area.
69
249000
4000
bu bölgede sıkça yetişir.
04:13
It was a Japanese scientist
70
253000
3000
Yaklaşık 30 yıl önce
04:16
who first undertook serious field studies of the Bonobo,
71
256000
4000
Bonobolarla ciddi alan araştırmalarını ilk yapan
04:20
almost three decades ago.
72
260000
3000
Japon bir bilim insanıydı.
04:26
Bonobos are built slightly smaller than the chimpanzee.
73
266000
4000
Bonobolar şempanzelerden biraz daha kısadırlar.
04:30
Slim-bodied, Bonobos are by nature very gentle creatures.
74
270000
5000
İnce yapılı vücutlarıyla, Bonobolar, doğaları gereği nazik yaratıklardır.
04:36
Long and careful studies have reported many new findings on them.
75
276000
5000
Uzun ve dikkatli çalışmalar onlarla ilgili birçok yeni bulgu ortaya koymuştur.
04:43
One discovery was that wild Bonobos often walk bidpedally.
76
283000
6000
Bu bulgulardan biri, Bonoboların iki ayak üzerinde yürüdükleri.
04:55
What's more, they are able to walk upright for long distances.
77
295000
5000
Dahası, uzun mesafeler boyunca dik yürüyebilirler.
05:07
Susan Savage-Rumbaugh (video): Let's go say hello to Austin first and then go to the A frame.
78
307000
3000
Susan Savage-Rumbaugh (video): Haydi önce Austin'e merhaba diyelim, sonra da A çerçevesine gidelim.
05:11
SS: This is Kanzi and I, in the forest.
79
311000
2000
SS: Kanzi ve ben, ormandayız.
05:13
None of the things you will see in this particular video are trained.
80
313000
4000
Bu videoda göreceğiniz hiçbir şey önceden talim edilmedi.
05:17
None of them are tricks.
81
317000
2000
Hiçbiri numara değil.
05:19
They all happened to be captured on film spontaneously,
82
319000
3000
Hepsi, Japon NHK tarafından yapılan çekim sırasında
05:22
by NHK of Japan.
83
322000
2000
kendiliğinden meydana geldi.
05:25
We have eight Bonobos.
84
325000
2000
Sekiz Bonobo'muz var.
05:27
Video: Look at all this stuff that's here for our campfire.
85
327000
2000
Video: Kamp ateşimiz için burada bulunan şu kadroya bakın.
05:30
SS: An entire family at our research centre.
86
330000
3000
SS: Araştırma merkezimizde kocaman bir aile.
05:38
Video: You going to help get some sticks?
87
338000
3000
Video: Sopa bulup getirmeye yardım edecek misin?
05:42
Good.
88
342000
1000
Güzel.
05:47
We need more sticks, too.
89
347000
2000
Bizim de daha çok sopaya ihtiyacımız var.
05:56
I have a lighter in my pocket if you need one.
90
356000
2000
Eğer istersen, cebimde çakmak var.
05:59
That's a wasps' nest.
91
359000
2000
Bu bir eşekarısı yuvası.
06:01
You can get it out.
92
361000
2000
Onu çıkartabilirsin.
06:05
I hope I have a lighter.
93
365000
3000
Umarım bir çakmağım vardır.
06:08
You can use the lighter to start the fire.
94
368000
2000
Ateş yakmak için çakmağı kullanabilirsin.
06:12
SS: So Kanzi is very interested in fire.
95
372000
2000
SS: Evet, Kanzi ateşle çok ilgileniyor.
06:14
He doesn't do it yet without a lighter,
96
374000
3000
Henüz çakmaksız yapamıyor,
06:17
but I think if he saw someone do it, he might be able to do --
97
377000
4000
ama bence, eğer birisini yaparken görseydi, yapabilirdi --
06:21
make a fire without a lighter.
98
381000
2000
çakmaksız da ateş yakabilirdi.
06:25
He's learning about how to keep a fire going.
99
385000
2000
Ateşi nasıl canlı tutacağını öğreniyor.
06:28
He's learning the uses for a fire,
100
388000
2000
Sadece bizim ateşle yaptıklarımıza bakarak
06:31
just by watching what we do with fire.
101
391000
3000
ateşin kullanım alanını öğreniyor.
06:34
(Laughter)
102
394000
2000
(Gülüşler)
06:43
This is a smile on the face of a Bonobo.
103
403000
2000
Bu, bir Bonobo'nun yüzündeki bir gülümseme.
06:45
These are happy vocalizations.
104
405000
2000
Bunlar mutluluk sesleri.
06:47
Video: You're happy.
105
407000
2000
Video: Mutlusun.
06:49
You're very happy about this part.
106
409000
2000
Bu kısımla ilgili çok mutlusun.
06:51
You've got to put some water on the fire. You see the water?
107
411000
4000
Ateşin üstüne su koyman lazım. Suyu görüyor musun?
07:00
Good job.
108
420000
2000
Aferin.
07:03
SS: Forgot to zip up the back half of his backpack.
109
423000
3000
SS: Sırt çantasının arka kısmının yarısını kapatmayı unutmuş.
07:07
But he likes to carry things from place to place.
110
427000
2000
Ama birşeyleri oradan oraya taşımaktan hoşlanıyor.
07:10
Video: Austin, I hear you saying "Austin."
111
430000
2000
Video: Austin, "Austin" dediğini duydum.
07:12
SS: He talks to other Bonobos at the lab, long-distance,
112
432000
3000
SS: Laboratuvardaki diğer Bonobolarla konuşuyor;
07:15
farther than we can hear.
113
435000
2000
duyabileceğimizden daha uzun bir mesafe.
07:18
This is his sister.
114
438000
2000
Bu, onun kız kardeşi.
07:20
This is her first time to try to drive a golf cart.
115
440000
3000
İlk kez bir golf arabasını sürmeye çalışıyor.
07:25
Video: Goodbye.
116
445000
2000
Video: Hoşçakal.
07:27
(Laughter)
117
447000
2000
(Gülüşler)
07:29
SS: She's got the pedals down, but not the wheel.
118
449000
4000
SS: Ayakları aşağıda, ama tekerlekleri değil.
07:37
She switches from reverse to forward
119
457000
3000
Geriden öne dönüyor
07:40
and she holds onto the wheel, rather than turns it.
120
460000
2000
ve tekerleği döndüreceği yerde onu tutmaya çalışıyor.
07:42
(Laughter)
121
462000
3000
(Gülüşler)
07:45
Like us, she knows that that individual in the mirror is her.
122
465000
5000
Bizim gibi, o da aynadaki bireyin kendisi olduğunu biliyor.
07:50
(Music)
123
470000
4000
(Müzik)
07:54
Video: Narrator: By raising Bonobos in a culture that is both Bonobo and human,
124
474000
5000
Video: Anlatıcı: Bilim insanları, Bonobolar'ı, aynı anda hem Bonobo hem de insan kültüründe yetiştirip
07:59
and documenting their development across two decades,
125
479000
4000
yirmi yıl boyunca gelişimlerini belgeleyerek
08:03
scientists are exploring how cultural forces
126
483000
3000
kültürel güçlerin
08:06
(Laughter)
127
486000
1000
(Gülüşmeler)
08:07
may have operated during human evolution.
128
487000
3000
insan evriminde nasıl bir rol oynamış olabileceğini araştırıyorlar.
08:12
His name is Nyota.
129
492000
2000
Onun adı Nyota.
08:14
It means "star" in Swahili.
130
494000
2000
Swahil dilinde "yıldız" demek.
08:16
(Music)
131
496000
7000
(Müzik)
08:26
Panbanisha is trying to give Nyota a haircut with a pair of scissors.
132
506000
5000
Panbanisha, Nyota'nın saçını makasla kesmeye çalışıyor.
08:32
In the wild, the parent Bonobo is known to groom its offspring.
133
512000
5000
Vahşi doğada, Bonobo ebeveynlerinin yavrularını tımar ettikleri bilinir.
08:37
Here Panbanisha uses scissors, instead of her hands,
134
517000
4000
Burada Panbanisha, Nyota'yı tımar etmek için
08:41
to groom Nyota.
135
521000
2000
elleri yerine makas kullanıyor.
08:45
Very impressive.
136
525000
3000
Çok etkileyici.
08:51
Subtle maneuvering of the hands is required
137
531000
3000
Bu türden hassas işler yapabilmesi için,
08:54
to perform delicate tasks like this.
138
534000
3000
ellerin ince manevralar alması gerekir.
09:06
Nyota tries to imitate Panbanisha by using the scissors himself.
139
546000
5000
Nyota, makası kendi eline alarak Panbanisha'yı taklit ediyor.
09:13
Realizing that Nyota might get hurt,
140
553000
3000
Nyota'nın zarar görebileceğini fark eden Panbanisha,
09:16
Panbanisha, like any human mother,
141
556000
2000
her anne gibi,
09:18
carefully tugs to get the scissors back.
142
558000
4000
makası şiddetle geri çekiyor.
09:37
He can now cut through tough animal hide.
143
577000
3000
Şimdi, sert hayvan postunu kesebilir.
09:41
SS: Kanzi's learned to make stone tools.
144
581000
2000
SS: Kanzi, taştan alet yapmayı öğrendi.
09:43
Video: Kanzi now makes his tools,
145
583000
1000
Video: Kanzi şimdi kendi aletlerini yapıyor,
09:44
just as our ancestors may have made them,
146
584000
2000
tıpkı bizim atalarımızın iki buçuk milyon yıl önce
09:46
two-and-a-half million years ago --
147
586000
2000
kayaları iki elllerinde tutup birbirlerine çarptırarak
09:48
by holding the rocks in both hands, to strike one against the other.
148
588000
5000
yapmış olabileceği gibi.
09:53
He has learned that by using both hands
149
593000
3000
İki elini birden kullanarak
09:56
and aiming his glancing blows,
150
596000
2000
ve vuruşlarını ayarlayarak
09:58
he can make much larger, sharper flakes.
151
598000
4000
daha büyük, daha keskin parçalar yapabileceğini öğrendi.
10:02
Kanzi chooses a flake he thinks is sharp enough.
152
602000
3000
Kanzi, yeterince keskin olduğunu düşündüğü bir parçayı seçiyor.
10:10
The tough hide is difficult to cut, even with a knife.
153
610000
4000
Dayanıklı post, bıçakla bile zor kesilir.
10:14
The rock that Kanzi is using is extremely hard
154
614000
3000
Kanzi'nin kullandığı kaya oldukça sert
10:17
and ideal for stone tool making, but difficult to handle,
155
617000
4000
ve taştan alet yapmak için ideal, ama
10:21
requiring great skill.
156
621000
2000
onu tutmak büyük beceri istiyor.
10:23
Kanzi's rock is from Gona, Ethiopia
157
623000
2000
Kanzi'nin kayası Gona, Etiyopya'dan geliyor
10:25
and is identical to that used by our African ancestors
158
625000
4000
ve bizim Afrikalı atalarımız tarafından iki buçuk milyon yıl önce
10:29
two-and-a-half million years ago.
159
629000
2000
kullanılanla bire bir aynı.
10:34
These are the rocks Kanzi used
160
634000
3000
Bunlar, Kanzi'nin kullandığı kayalar,
10:37
and these are the flakes he made.
161
637000
2000
bunlar da onun yaptığı parçalar.
10:39
The flat sharp edges are like knife blades.
162
639000
4000
Düz, keskin köşeler bıçak ağzı gibi.
10:44
Compare them to the tools our ancestors used;
163
644000
3000
Atalarımızın kullandığı aletlerle kıyaslayın;
10:47
they bear a striking resemblance to Kanzi's.
164
647000
3000
Kanzi'ninkilere çarpıcı ölçüde benziyorlar.
11:00
Panbanisha is longing to go for a walk in the woods.
165
660000
3000
Panbanisha ormanda yürüyüşe çıkmak istiyor.
11:03
She keeps staring out the window.
166
663000
3000
Pencereden dışarı bakıp duruyor.
11:08
SS: This is -- let me show you something we didn't think they would do.
167
668000
3000
SS: Bu-- size yapacaklarını düşünmediğimiz bir şey göstereyim.
11:11
Video: For several days now, Panbanisha has not been outside.
168
671000
5000
Video: Panbanisha, günlerdir dışarı çıkmadı.
11:17
SS: I normally talk about language.
169
677000
2000
SS: Ben normalde dil hakkında konuşurum.
11:19
Video: Then Panbanisha does something unexpected.
170
679000
3000
Video: Derken, Panbanisha beklenmedik bir şey yaptı.
11:22
SS: But since I'm advised not to do what I normally do,
171
682000
3000
SS: Ama normalde yaptıklarımı yapmamam tavsiye edildiği için,
11:25
I haven't told you that these apes have language.
172
685000
2000
size bu maymunların dile sahip olduklarını söylemedim.
11:27
It's a geometric language.
173
687000
2000
Bu, geometrik bir dil.
11:29
Video: She takes a piece of chalk
174
689000
1000
Video: Bir tebeşir alıyor
11:30
and begins writing something on the floor.
175
690000
2000
ve yere birşeyler yazmaya başlıyor.
11:32
What is she writing?
176
692000
2000
Ne yazıyor?
11:40
SS: She's also saying the name of that, with her voice.
177
700000
4000
SS: Aynı zamanda, onun adını da söylüyor.
11:44
Video: Now she comes up to Dr. Sue and starts writing again.
178
704000
3000
Video: Şimdi, Dr. Sue'ya gidip yeniden yazmaya başlıyor.
11:47
SS: These are her symbols on her keyboard.
179
707000
3000
SS: Bunlar, klavyesindeki semboller.
11:50
(Music)
180
710000
1000
(Müzik)
11:51
They speak when she touches them.
181
711000
2000
Sembollere dokunduğunda konuşuyorlar.
11:53
Video: Panbanisha is communicating to Dr. Sue where she wants to go.
182
713000
3000
Video: Panbanisha, Dr. Sue'ya nereye gitmek istediğini söylüyor.
11:56
"A frame" represents a hut in the woods.
183
716000
4000
"Çerçeve" ormanda bir kulübeyi temsil ediyor.
12:00
Compare the chalk writing with the lexigram on the keyboard.
184
720000
4000
Tebeşirle yazılmış olan yazıyı, klavyedeki sözcük kodlarıyla karşılaştırın.
12:14
Panbanisha began writing the lexigrams on the forest floor.
185
734000
4000
Panbanisha sözcük kodlarını orman yüzeyine yazarak başladı.
12:20
SS (video): Very nice. Beautiful, Panbanisha.
186
740000
4000
SS(video): Çok hoş. Güzel, Panbanisha.
12:24
SS: At first we didn't really realize what she was doing,
187
744000
3000
SS: Başta ne yaptığını anlayamadık.
12:27
until we stood back and looked at it and rotated it.
188
747000
3000
Ta ki, geri çekilip döndürüp bakana kadar.
12:30
Video: This lexigram also refers to a place in the woods.
189
750000
2000
Video: Bu sözcük kodu aynı zamanda ormanda bir yeri de temsil ediyor.
12:32
The curved line is very similar to the lexigram.
190
752000
4000
Şu eğri çizgi sözcük koduna çok benziyor.
12:39
The next symbol Panbanisha writes represents "collar."
191
759000
4000
Panbanisha'nın yazdığı bir sonraki sembol de "tasma"yı temsil ediyor.
12:43
It indicates the collar that Panbanisha must wear when she goes out.
192
763000
4000
Panbanisha'nın dışarı çıkmak istediği zaman takmak zorunda olduğu tasmaya işaret ediyor.
12:47
SS: That's an institutional requirement.
193
767000
2000
SS: Bu kurumsal bir gereklilik.
12:50
Video: This symbol is not as clear as the others,
194
770000
3000
Video: Bu sembol diğerleri kadar net değil,
12:53
but one can see Panbanisha is trying to produce a curved line
195
773000
5000
ama yine de Panbanisha'nın eğri bir çizgi ve birkaç tane de düz çizgi
12:58
and several straight lines.
196
778000
2000
çizmeye çalıştığı görülebiliyor.
13:00
Researchers began to record what Panbanisha said,
197
780000
4000
Araştırmacılar, Panbanisha'nın tebeşirle yere sözcük kodları yazarak ne dediğini
13:04
by writing lexigrams on the floor with chalk.
198
784000
4000
kayıt altına aldılar.
13:08
Panbanisha watched.
199
788000
2000
Panbanisha izledi.
13:10
Soon she began to write as well.
200
790000
3000
Kısa süre sonra, o da yazmaya başladı.
13:14
The Bonobo's abilities have stunned scientists around the world.
201
794000
4000
Bu Bonobo'nun becerileri tüm dünyadan bilim insanlarını şaşkınlığa düşürdü.
13:18
How did they develop?
202
798000
2000
Bu beceriler nasıl gelişti?
13:20
SS (video): We found that the most important thing
203
800000
2000
SS (video): Bonoboların dil edinimi için en önemli olan şeyin
13:22
for permitting Bonobos to acquire language is not to teach them.
204
802000
5000
öğretmek olmadığını bulduk.
13:27
It's simply to use language around them,
205
807000
3000
Sadece onların etrafındayken dili kullanmak gerekiyordu,
13:30
because the driving force in language acquisition
206
810000
3000
çünkü dil ediniminde itici güç
13:33
is to understand what others, that are important to you, are saying to you.
207
813000
5000
sizin için önemli olan insanların size ne söylediklerini anlayabilmek.
13:38
Once you have that capacity,
208
818000
2000
Bu kapasiteye bir kez sahip olduktan sonra,
13:40
the ability to produce language
209
820000
3000
dil üretme becerisi
13:43
comes rather naturally and rather freely.
210
823000
4000
daha ziyade doğal ve özgür olarak geliyor.
13:47
So we want to create an environment in which Bonobos,
211
827000
3000
Dolayısıyla biz, öyle bir ortam yaratmak istiyoruz ki, Bonobolar'ın
13:50
like all of the individuals with whom they are interacting --
212
830000
4000
etkileşim içinde oldukları tüm bireyler gibi--
13:54
we want to create an environment in which they have fun,
213
834000
3000
eğlenebilecekleri bir ortam yaratmak istiyoruz
13:57
and an environment in which the others
214
837000
2000
ve onlar için başkalarının anlamlı kimselerin olduğu
13:59
are meaningful individuals for them.
215
839000
3000
bir ortam yaratmak istiyoruz.
14:04
Narrator: This environment brings out unexpected potential
216
844000
3000
Anlatıcı: Bu ortam Kanzi ve Panbanisha için
14:07
in Kanzi and Panbanisha.
217
847000
3000
hiç beklenmedik bir potansiyeli beraberinde getiriyor.
14:17
Panbanisha is enjoying playing her harmonica,
218
857000
4000
Panbanisha mızıkasını çalarak eğleniyor,
14:21
until Nyota, now one year old, steals it.
219
861000
4000
ta ki, şimdi bir yaşında olan Nyota onu çalana kadar.
14:25
Then he peers eagerly into his mother's mouth.
220
865000
4000
Sonra, hevesle annesinin ağzının içine bakıyor
14:29
Is he looking for where the sound came from?
221
869000
2000
Sesin nereden geldiğine mi bakıyor?
14:32
Dr. Sue thinks it's important to allow such curiosity to flourish.
222
872000
4000
Dr. Sue gelişebilmesi için bu tür bir meraka imkan tanımanın önemli olduğunu düşünüyor.
14:47
This time Panbanisha is playing the electric piano.
223
887000
3000
Şimdi ise Panbanisha elektrikli piyano çalıyor.
14:50
She wasn't forced to learn the piano;
224
890000
3000
Piyano çalmayı öğrenmeye zorlanmamıştı;
14:53
she saw a researcher play the instrument and took an interest.
225
893000
4000
araştırmacılardan birini çalarken gördü ve ilgilenmeye başladı.
15:25
Researcher: Go ahead. Go ahead. I'm listening.
226
925000
2000
Araştırmacı: Devam et. Devam et. Ben dinliyorum.
15:29
Do that real fast part that you did. Yeah, that part.
227
929000
3000
Şu gerçekten hızlı olan kısmı yap. Evet, o kısım.
15:36
Narrator: Kanzi plays the xylophone;
228
936000
2000
Anlatıcı: Kanzi ksilofon çalıyor;
15:38
using both hands he enthusiastically accompanies Dr. Sue's singing.
229
938000
5000
İki elini de kullanarak şevkle Dr. Sue'nun şarkısına eşlik ediyor.
15:44
Kanzi and Panbanisha
230
944000
1000
Kanzi ve Panbanisha
15:45
are stimulated by this fun-filled environment,
231
945000
3000
bu kültürel becerilerin çıkmasını teşvik eden
15:48
which promotes the emergence of these cultural capabilities.
232
948000
4000
eğlence dolu ortamda canlandılar.
15:56
(Laughter)
233
956000
2000
(Gülüşler)
16:06
Researcher: OK, now get the monsters. Get them.
234
966000
3000
Araştırmacı: Evet, şimdi canavarları getir. Getir onları.
16:09
Take the cherries too.
235
969000
2000
Kirazları da al.
16:12
Now watch out, stay away from them now.
236
972000
3000
Şimdi dikkatli ol, onlardan uzak dur.
16:16
Now you can chase them again. Time to chase them.
237
976000
3000
Şimdi yine onları kovalayabilirsin. Kovalama zamanı.
16:23
Now you have to stay away. Get away.
238
983000
3000
Şimdi uzaklaşmalısın. Kaç.
16:26
Run away. Run.
239
986000
3000
Kaç. Koş.
16:29
Now we can chase them again. Go get them.
240
989000
4000
Şimdi tekrar onları kovalayabiliriz. Git al onları.
16:35
Oh no!
241
995000
1000
Ah hayır!
16:37
Good Kanzi. Very good. Thank you so much.
242
997000
3000
Güzel Kanzi. Çok güzel. Çok teşekkür ederim.
16:44
Narrator: None of us, Bonobo or human, can possibly even imagine?
243
1004000
7000
Anlatıcı: Bonobo ya da insan, hiçbirimiz hayal bile edemezdik, öyle değil mi?
16:57
SS: So we have a bi-species environment, we call it a "panhomoculture."
244
1017000
7000
SS: Çift-türlü bir ortamımız var, buna "tümhomokültür" diyoruz.
17:04
We're learning how to become like them.
245
1024000
2000
Onlar gibi olmayı öğreniyoruz.
17:06
We're learning how to communicate with them,
246
1026000
2000
Onlarla nasıl iletişim kuracağımızı öğreniyoruz;
17:08
in really high-pitched tones.
247
1028000
2000
gerçekten çok tiz bir sesle.
17:10
We're learning that they probably have a language in the wild.
248
1030000
4000
Muhtemelen vahşi doğada bir dilleri olduğunu öğreniyoruz.
17:14
And they're learning to become like us.
249
1034000
2000
Ve onlar da bizim gibi olmayı öğreniyorlar.
17:16
Because we believe that it's not biology; it's culture.
250
1036000
3000
Çünkü biz onun biyolojide değil, kültürde yattığına inanıyoruz.
17:19
So we're sharing tools and technology and language
251
1039000
4000
Böylece diğer türlerle teknoloji ve
17:23
with another species.
252
1043000
2000
dil paylaşıyoruz.
17:25
Thank you.
253
1045000
2000
Teşekkür ederim.
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7