Larry Burns: Reinventing the car

Larry Burns ile "Arabaların Geleceği" üzerine

36,957 views ・ 2008-12-05

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Gizem Yeğin Gözden geçirme: Sancak Gülgen
00:18
People love their automobiles.
0
18599
1619
İnsanlar otomobillerini severler.
Otomobillerimiz sayesinde istedğimiz zaman, istediğimiz yere gidebiliriz.
00:20
They allow us to go where we want to when we want to.
1
20242
3064
Bir çeşit eğlence şekli,
00:23
They're a form of entertainment,
2
23330
1615
00:24
they're a form of art,
3
24969
2001
bir nevi sanat tarzı,
00:26
a pride of ownership.
4
26994
1682
ve sahip olma gururu.
00:28
Songs are written about cars.
5
28700
1669
Arabalar üzerine şarkılar yazılmıştır.
00:30
Prince wrote a great song: "Little Red Corvette."
6
30393
2335
Prince'in meşhur şarkısı var "Küçük Kırmızı Corvette."
00:32
He didn't write "Little Red Laptop Computer" or "Little Red Dirt Devil."
7
32752
3450
Şarkısını "Küçük Kırmızı Laptop Bilgisayar" ya da "Küçük Kırmızı Pislik Şeytan" diye de yazmamış.
00:36
He wrote about a car.
8
36226
1194
Şarkı araba ile ilgili.
00:37
One of my favorites has always been:
9
37444
1862
Benim de arabalar ile iligil en favori şarkım daima
00:39
"Make Love to Your Man in a Chevy Van,"
10
39330
1975
"Aşkı Chevy kamyonette yaşa" olmuştu,
00:41
because that was my vehicle when I was in college.
11
41329
3356
çünkü benim de üniversite yıllarında arabam Chevy kamyonetti.
00:44
The fact is, when we do our market research around the world,
12
44709
3409
Gerçek şu ki, dünya genelinde pazar araştırması yaptığımızda,
insanların büyük bir bölümünde otomobil sahibi olmak için
00:48
we see there's a nearly universal aspiration on the part of people
13
48142
3993
neredeyse evrensel bir tutku olduğunu görülmektedir.
00:52
to own an automobile --
14
52159
1154
00:53
750 million people in the world today own a car.
15
53337
4766
Bugün dünyada 750 milyon kişinin kendine ait bir arabası var.
Dersin ki, arkadaş, ne kadar çok,
00:58
And you say, boy, that's a lot.
16
58127
1545
00:59
But you know what?
17
59696
1156
peki nerden biliyorsun?
01:00
That's just 12 percent of the population.
18
60876
2135
Nüfusunda sadece %12'si.
Aslında şu soruyu sormalıyız:
01:03
We really have to ask the question:
19
63035
2134
Dünya bu kadar fazla otomobil sayısını kaldırabilir mi?
01:05
Can the world sustain that number of automobiles?
20
65193
2719
01:07
And if you look at projections over the next 10 to 15 to 20 years,
21
67936
3868
Gelecek 10, 15 ya da 20 yılın gidişatına bakılırsa,
01:11
it looks like the world car park could grow
22
71828
3296
1.1 milyar araç artışı ile dünyadaki park yeri alanı da artacak gibi gözükmektedir.
01:15
to on the order of 1.1 billion vehicles.
23
75148
2935
Şimdi, bütün araçları arka arkaya parkedip,
01:18
If you park those end to end and wrap them around the Earth,
24
78107
3675
ve dünyanın etrafında sarsanız,
01:21
that would stretch around the Earth 125 times.
25
81806
3346
yeryüzünün çevresini yaklaşık 125 kez dolaştırmış olacaktınız.
01:25
Now, we've made great progress with automobile technology
26
85176
3286
Bugün, geçtiğimiz 100 yıldan bu yana otomobil teknolojisinde büyük aşama kaydedettik.
01:28
over the last 100 years.
27
88486
1641
Arabalar daha belirgin temiz ve güvenli, daha verimli,
01:30
Cars are dramatically cleaner, dramatically safer, more efficient
28
90151
3837
ve artık 100 yıl öncesine göre daha kolay satın alınabiliyor.
01:34
and radically more affordable than they were 100 years ago.
29
94012
3700
01:37
But the fact remains:
30
97736
1569
Fakat bir gerçek hala mevcut:
01:39
the fundamental DNA of the automobile has stayed pretty much the same.
31
99329
4476
Otomobilin temel DNA'sı hemen hemen aynı kaldı.
01:43
If we were to reinvent the automobile today, rather than 100 years ago,
32
103829
4268
Bugün otomobili yeniden icat edecek olsak, 100 yıldan daha öncesine gitsek,
01:48
knowing what we know about the issues associated with our product
33
108121
3805
ürünümüz ile ilgili bildiğimiz tüm ayrıntılar
01:51
and about the technologies that exist today,
34
111950
2459
ve bugünkü mevcut teknolojik olanaklar ile
acaba nasıl yapardık?
01:54
what would we do?
35
114433
1195
01:55
We wanted something that was really affordable.
36
115652
2240
Gerçekten ekonomik olan bir ürün tasarlardık.
01:57
The fuel cell looked great:
37
117916
1683
Yakıt hücresi müthiş olurdu:
01:59
one-tenth as many moving parts,
38
119623
1721
onda biri hareketli tüm parçalar ile
02:01
a fuel-cell propulsion system as an internal combustion engine,
39
121368
3125
içten yanmalı motor ile çalışan hücre yakıt ateşleme sistemi--
02:04
and it emits just water.
40
124517
1205
ve atık olarak sadece su açığa çıkarırdı.
02:05
And we wanted to take advantage of Moore's Law
41
125746
2362
Elektronik kontrol ve yazılımlar ile
Moore Kanunu'n dan da yararlanmak isterdik,
02:08
with electronic controls and software,
42
128132
1841
02:09
and we absolutely wanted our car to be connected.
43
129997
3039
ve mutlaka arabamızı bir bütün olarak tasarlardık.
Elektro-kimyasal motor, yakıt hücresi,
02:13
So we embarked upon the reinvention around an electrochemical engine,
44
133060
3880
enerji taşıyıcısı olarak hidrojen etrafında
02:16
the fuel cell,
45
136964
1156
yeniden icat etme üzerine böylece yola çıkmış olduk.
02:18
and hydrogen as the energy carrier.
46
138144
1984
02:20
First was Autonomy.
47
140152
1509
İlki Otonomi'ydi (Özerlik).
02:21
Autonomy really set the vision for where we wanted to head.
48
141685
3057
Otonomi nerede olmak istediğimiz ile ilgili fikrimizi tamamen oluşturmaktadır.
02:24
We embodied all of the key components of a fuel-cell propulsion system.
49
144766
4040
Yakıt hücre ateşleme sisteminin tüm anahtar parçalarını bir bütün olarak toparladık.
02:28
We then had Autonomy drivable with Hy-Wire,
50
148830
2671
Sonrasında Hy-Wire ile Otonomiyi' sürülebilir hale getirdik,
02:31
and we showed Hy-Wire here at this conference last year.
51
151525
3281
ve geçen yıl burdaki konferansımızda Hy-Wire'i sunmuştuk.
02:34
Hy-Wire is the world's first drivable fuel cell,
52
154830
3163
Hy-Wire dünyanın ilk sürülebilir yakıt hücresidir,
ayrıca Sequel ile bunun devamını da getirdik.
02:38
and we have followed up that now with Sequel.
53
158017
2789
02:40
And Sequel truly is a real car.
54
160830
1976
Sequel tam anlamıyla gerçek bir araba.
02:42
So if we could run the video --
55
162830
1772
Videoyu da izlersek--
02:45
(Futuristic music)
56
165189
2000
02:53
[Reinventing the Automobile]
57
173110
2691
03:32
(Video) It truly is my great pleasure to introduce Sequel.
58
212124
3933
03:52
[Acceleration]
59
232125
2998
03:56
[Cruising]
60
236506
2816
04:00
[Steering]
61
240463
2876
04:04
[Braking]
62
244527
3042
04:11
But the real key question I'm sure that's on your mind:
63
251147
2753
Fakat asıl anahtar soru eminim ki hep aklımda:
04:13
Where is the hydrogen going to come from?
64
253924
1976
hidrojen nereden gelip gitmektedir?
04:15
And secondly, when are these kinds of cars going to be available?
65
255924
3166
İkincisi, bu tarz arabalar etrafta ne zaman görülebilecek?
04:19
So let me talk about hydrogen first.
66
259114
2200
Öyleyse ilk olarak hidrojenden söz ediyim.
04:21
The beauty of hydrogen is it can come from so many different sources:
67
261338
3618
Hidrojenin iyi yanı, birçok farklı kaynaktan elde edilebilmesidir:
04:24
it can come from fossil fuels,
68
264980
1763
Fosil yakıtlarından üretilebilir,
04:26
it can come from any way that you can create electricity,
69
266767
2761
yenilenebilenler dahil olmak üzere,
04:29
including renewables.
70
269552
1636
elektrik üreten herhangi bir kaynaktan da elde edilebilir,
04:31
And it can come from biofuels.
71
271212
1791
Aynı zamanda bio-yakıt türlerinden de elde edilebilir.
Bunlar oldukça heyecan verici.
04:33
And that's quite exciting.
72
273027
1518
04:34
The vision here is to have each local community play to its natural strength
73
274569
4252
Burdaki vizyon
her bir yerel topluluğu
kendi doğal gücünde
04:38
in creating the hydrogen.
74
278845
1299
hidrojen üretebilmek için etkinleştirebilmektir.
04:40
A lot of hydrogen is produced today in the world.
75
280168
2352
Günümüzde dünyada çok fazla hidrojen üretilmektedir.
04:42
It's produced to get sulfur out of gasoline --
76
282544
2284
Benzin atığı olan kükürt elde edebilmek için üretilmektedir
04:44
which I find is somewhat ironic.
77
284852
1807
--ki bu bana bazen saçma da gelmektedir.
04:46
It's produced in the fertilizer industry;
78
286683
2607
Gübre endüstrisinde üretimi gerçekleştirilmektedir;
04:49
it's produced in the chemical manufacturing industry.
79
289314
3222
Kimyasal madde endüstrisinde de üretilmektedir.
04:52
That hydrogen is being made
80
292560
1389
Hidrojen öyle çok üretilmektedir ki
04:53
because there's a good business reason for its use.
81
293973
2665
endüstride kullanımı için birçok alan bulunmaktadır.
04:56
But it tells us that we know how to create it,
82
296662
2564
Fakat görülüyor ki hidrojeni nasıl üreteceğimizi biliyoruz,
makul bir maliyet ile nasıl üreteceğimizi
04:59
we know how to create it cost-effectively,
83
299250
2273
05:01
we know how to handle it safely.
84
301547
2267
ve güvenli bir şekilde nasıl üstesinden de geleceğimizi biliyoruz.
05:03
We did an analysis
85
303838
1197
Amerika Birleşik Devletler'in
05:05
where you would have a station in each city
86
305059
2596
en büyük ilk 100 şehrinde
05:07
with each of the 100 largest cities in the United States,
87
307679
3127
her birinde birer istasyon bulabileceğiniz
05:10
and located the stations
88
310830
1976
bir analiz yaptık
05:12
so you'd be no more than two miles from a station at any time.
89
312830
2976
ve bu istasyonları hep diğerinden 2 milden daha yakın mesafede bulabileceğiniz şekilde yerleştirdik.
05:15
We put one every 25 miles on the freeway,
90
315830
2309
Her bir istasyonu karayolunda 25 km'de bir mesafede koyduk
ve neredeyse 12.000 adet istasyon demek olduğuna anlamına gelmektedir.
05:18
and it turns out that translates into about 12,000 stations.
91
318163
4005
05:22
And at a million dollars each, that would be about 12 billion dollars.
92
322192
3365
Her biri 1 milyon dolar ederse,
toplamda 12 milyar dolar etmektedir.
Sonuç olarak, bu çok fazla para demektedir.
05:25
That's a lot of money.
93
325581
1225
05:26
But if you built the Alaskan pipeline today,
94
326830
2095
Diğer yandan, bugün Alaska boru hattını kuracak olsanız,
05:28
that's half of what the Alaskan pipeline would cost.
95
328949
3081
maliyeti bunun yarısı kadar eder.
Ayrıca, net şekilde gördüğümüz asıl heyecan verici yenilik,
05:32
But the real exciting vision that we see, truly, is home refueling,
96
332054
4000
05:36
much like recharging your laptop or recharging your cell phone.
97
336078
3625
aynen laptop ya da cep telefonunuzu şarj etmek gibi olan evde yakıt ikmalidir.
05:39
So we're pretty excited about the future of hydrogen.
98
339727
3039
Böylece hidrojenin geleceği hakkında epey motive olduk.
05:42
We think it's a question of not whether, but a question of when.
99
342790
4016
Sanırız bu olup olmayacağı ile ilgili bir sorun, aslında ne zaman olacağı ile ilgili.
05:46
What we've targeted for ourselves --
100
346830
1776
Kendimiz içn koyduğumuz hedefler
05:48
and we're making great progress toward this goal --
101
348630
2525
--ve bu hedefler için yaptığımız büyük aşamalar--
baştan başa içten yanmalı motorla çalışan
05:51
is to have a propulsion system based on hydrogen and fuel cells,
102
351179
3492
hidrojen ve yakıt hücrelerine bağlı
05:54
designed and validated,
103
354695
1722
geçerli ve dizayn edilmiş
05:56
that can go head-to-head with the internal combustion engine.
104
356441
2945
ateşleme sistemi oluşturmaktır--
içten yanmalı motorları devre dışı bırakmatan bahsediyoruz--
05:59
We're talking about obsoleting the internal combustion engine,
105
359410
3007
yani ekonomiklik açısından,
06:02
and doing it in terms of affordability at scale volumes,
106
362441
3041
aynı zamanda beceri seviyesini, performans ve dayanaklılığı artırmak adına.
06:05
its performance and its durability.
107
365506
2399
06:07
So that's what we're driving to for 2010.
108
367929
2691
İşte bunlar 2010'a doğru geldiğimiz aşamalar.
06:10
We haven't seen anything yet in our development work
109
370644
2478
İş geliştirme çalışmalarımızda
daha henüz imkansız diye birşey görülmemiştir.
06:13
that says that isn't possible.
110
373146
1476
06:14
We actually think the future is going to be event-driven.
111
374646
3120
Gerçekten geleceğin olay odaklı olacağını düşünüyoruz.
06:17
So since we can't predict the future,
112
377790
1977
Henüz geleceğin nasıl olacağını tahmin edemezken,
06:19
we want to spend a lot of our time trying to create that future.
113
379791
3015
birçok zamanımızı
geleceği tasarlamak uğruna çalışarak geçiriyoruz.
06:22
I'm very, very intrigued
114
382830
1420
Araba ve kamyonlarımızın zamanın %90'ını
06:24
by the fact that our cars and trucks sit idle 90 percent of the time:
115
384274
4531
boşta durarak geçirdikleri konusu da çok ilgimi çekiyor:
06:28
they're parked all around us.
116
388829
2199
hepsi park edilmiş, etrafımızda hepsi park halindeler.
Genellikle sahibinden 100 feet mesafede park ediliyorlar.
06:31
They're usually parked within 100 feet of the people that own them.
117
391052
3351
06:34
Now, if you take the power-generating capability of an automobile
118
394427
3779
Hemen bir otomobilin güç üretim kapasitesine bakacak olsanız
ve bunu ABD'deki elektrik ağı ile karşılaştırsanız,
06:38
and you compare that to the electric grid in the United States,
119
398230
3229
06:41
it turns out that the power in four percent of the automobiles
120
401483
4593
otomobillerin %4'ünün de bulunan gücün,
ABD'deki elektrik ağına eşit olduğunu görürsünüz.
06:46
equals that of the electric grid of the US.
121
406100
2563
06:48
That's a huge power-generating capability,
122
408687
2901
Bu çok büyük bir güç üretim kapasitesi,
06:51
a mobile power-generating capability.
123
411612
2106
bir tür mobil güç üretim kapasitesi.
06:53
And hydrogen and fuel cells give us that opportunity
124
413742
2977
Ayrıca hidrojen ve yakıt hücresi
06:56
to actually use our cars and trucks when they're parked
125
416743
2778
araba ve kamyonlarımız park halindeyken
06:59
to generate electricity for the grid.
126
419545
1977
aktif olarak şebekeye elektrik üretme imkanı sağlamaktadır.
07:01
We talked about swarm networks earlier.
127
421546
2125
İlk olarak dolmuş şebekelerden bahsettik.
07:03
Talk about the ultimate swarm -- having all of the processors
128
423695
3377
Şimdi ise nihai dolmuş, tüm işlemcilere sahip olmaktan bahsediyoruz,
ve de bilgisayar özelliği için
07:07
and all of the cars when they're sitting idle
129
427096
2144
boşta dururken küresel bir sistemin parçası olan rtüm arabalardan.
07:09
being part of a global grid for computing capability.
130
429264
3502
07:12
We find that premise quite exciting.
131
432790
2661
Bu öncülüğü oldukça heyecan verici buluyoruz.
Arabalar oluşturuluyor, sonrasında, bir aparat,
07:15
The automobile becomes, then, an appliance --
132
435475
2238
07:17
not in a commodity sense,
133
437737
1276
ticari ürün gözüyle değil,
yani her bir aparatta, mobil güç, mobil düzenek,
07:19
but an appliance, mobile power, mobile platform
134
439037
2769
07:21
for information and computing and communication,
135
441830
2615
bilgi paylaşımı ve iletişim için,
07:24
as well as a form of transportation.
136
444469
2337
aynı zamanda ulaşım yolu için.
07:26
And the key to all of this is to make it affordable,
137
446830
2627
Bütün bunları yapabilmenin sırrı,
07:29
to make it exciting,
138
449481
1151
ekonomik olabilmek, heyecan katabilmek,
07:30
to get it on a pathway where there's a way to make money doing it.
139
450656
3141
ve bunları yaparken para kazanmanın yolu varken daha zorlu yollarda başarmakta saklıdır.
07:33
And again, this is a pretty big march to take here.
140
453821
2985
Tekrar söylüyorum; bu atılan epey büyük bir adımdır.
07:36
A lot of people say:
141
456830
1153
Birçok insan hep sorar:
Böyle uğraştırıcı bir iş yükü ile geceleri nasıl uyuyabiliyorsun?
07:38
How do you sleep at night
142
458007
1194
07:39
when you're wrestling with a problem of that magnitude?
143
459225
2619
Ben de derim ki aynen bebekler gibi uyuyorum:
07:41
I tell them I sleep like a baby: I wake up crying every two hours.
144
461868
3164
Her iki saatte bir ağlayarak uyanıyorum.
07:45
(Laughter)
145
465056
1143
Aslında bu konferansın teması, bence, gerçekten en önemli noktalara da değindi--
07:46
Actually, the theme of this conference, I think,
146
466223
2298
07:48
has hit on one of the major keys to pull that off,
147
468545
2374
07:50
and that's relationships and working together.
148
470943
2190
o da, ilişkiler ve birlikte çalışmak.
Çok teşekkür ederim.
07:53
Thank you very much.
149
473157
1170
(Alkış).
07:54
(Applause)
150
474351
3311
07:57
Chris Anderson: Larry, Larry -- wait, wait, wait. Larry, wait one sec.
151
477686
4678
Chris Anderson: Larry, Larry, bekle, bekle, bekle, bekle, Larry, dur, dur bir saniye.
Sadece--Sana sormak istediğim birçok sorum olacaktı.
08:03
I've got so many questions I could ask you.
152
483292
2382
08:05
I just want to ask one.
153
485698
1937
Sadece birini sormak istiyorum.
08:07
You know, I could be wrong about this,
154
487659
1854
Biliyorsun, belki yanılıyor olabilir,
ama bugün toplum gözüyle benim düşüncem,
08:09
but my sense is that in the public mind today,
155
489537
3624
GM diğer Japon rakipleriniz, hatta belki Ford gibi,
08:13
GM is not viewed as as serious about some of these environmental ideas
156
493185
6401
08:19
as some of your Japanese competitors, maybe even as Ford.
157
499610
3121
çevre ile ilgili konularda duyarlı olduğu gözlenmiyor.
Sen bu konuyla ilgili misin?,
08:24
Are you serious about it,
158
504128
1397
08:25
and not just, you know, when the consumers want it,
159
505549
4257
ve sadece bu değil, yani, müşteri bunu önemsediğinde,
08:29
when the regulators force us to do it, we will go there?
160
509830
2640
düzeni kuranlar bizi buna zorladığında bunu yapacak mıyız?
08:32
Will you guys really try and show leadership on this?
161
512494
2502
Ekibiniz gerçekten bunu deneyip, bu konuda liderliği sağlayabilecek mi?
Larry Burns: Evet, kesinlikle bu konuda ciddiyiz.
08:35
Larry Burns: Absolutely. We're absolutely serious.
162
515020
2388
Zaten milyar dolarların üzerinde bu işe yatırım yaptık,
08:37
We're into this over a billion dollars already,
163
517432
2257
08:39
so I would hope people would think we're serious
164
519713
2287
bu kadar maliyetli yatırımdan sonra,
böylece insanların bu konuyu önemsediğimize inanacaklarını umuyorum.
08:42
when we're spending that kind of money.
165
522024
1985
İkincisi, bu temel bir iş teklifidir.
08:44
And secondly, it's a fundamental business proposition.
166
524033
3008
08:47
I'll be honest with you;
167
527065
1156
Seninle çok açık olacağım:
08:48
we're into it for business growth opportunities.
168
528245
2301
iş büyüme fırsatları sayesinde bu işe baş koyduk.
Böyle sorunları çözemediğimiz takdirde, işimizde yol alamayız.
08:50
We can't grow our business unless we solve these problems.
169
530570
2740
08:53
The growth of the auto industry will be capped by sustainability issues
170
533334
3380
Sorunları çözemezsek,
oto endüstrisindeki büyüme sürdürülebilir yollarla durdurulacaktır.
08:56
if we don't solve the problems.
171
536738
1498
Bununla ilgili söylenen temel bir strateji prensibi var:
08:58
And there's a simple principle of strategy that says:
172
538260
2496
09:00
Do unto yourself before others do unto you.
173
540780
2049
"Başkaları sana birşey yapmadan, sen kendine birşey yapma."
09:02
If we can see this possible future, others can, too.
174
542853
2905
Biz bu olası geleceği görebilirsek, başkaları da görebilir.
09:05
And we want to be the first one to create it, Chris.
175
545782
2477
Bunu ilk yapabilen biz olmak istiyoruz, Chris.
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7