Ellen Gustafson: Obesity + hunger = 1 global food issue

Şişmanlık + Açlık = 1 küresel gıda sorunu

56,798 views

2010-07-07 ・ TED


New videos

Ellen Gustafson: Obesity + hunger = 1 global food issue

Şişmanlık + Açlık = 1 küresel gıda sorunu

56,798 views ・ 2010-07-07

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Tayfun Ozdemir Gözden geçirme: osman oguz ahsen
00:15
I'm Ellen and I'm totally obsessed with food.
0
15700
3096
Ben Ellen ve bütünüyle yiyeceklerle saplantılıyım.
00:18
But I didn't start out obsessed with food.
1
18820
2000
Fakat her zaman yiyeceklerle saplantılı değildim.
00:20
I started out obsessed with global security policy,
2
20844
2452
Ben küresel güvenlik politakısıyla saplantıdaydım,
00:23
because I lived in New York during 9/11 and it was a very relevant thing.
3
23320
3456
çünkü 9/11 süresince New York'ta yaşadım ve bu açıkcası konuyla alakalı bir şeydi.
00:26
I got from global security policy to food
4
26800
1953
Ve küresel güvenlik politikasından yiyeceğe geçtim,
00:28
because I realized when I'm hungry, I'm really pissed off,
5
28777
2719
çünkü acıktığımda, gerçekten kafamın attığının farkına vardım.
00:31
and I'm assuming the rest of the world is too.
6
31520
2176
Ve öyle sanıyorum ki dünyanın geri kalanı da öyle.
00:33
Especially if you and your kids are hungry and your neighbor's kids are hungry
7
33720
3696
Özellikle siz ve çocuklarınız açsanız
ve komşularınızın çocukları acıkmışsa ve bütün etrafınızdakiler acıkmışsa,
00:37
and your whole neighborhood is hungry.
8
37440
1856
oldukça sinirlenirsiniz.
00:39
And actually, it looks like the areas of the world that are hungry
9
39320
3156
Ve gerçekte, ne çıksa beğenirsiniz,
dünyadaki aç bölgeler,
00:42
are also the areas of the world that are pretty insecure.
10
42500
2696
aynı zamanda dünyanın oldukça güvensiz bölgeleri.
00:45
So I took a job at the United Nations World Food Programme
11
45220
2736
Bu yüzden Birleşmiş Milletler Dünya Yiyecek Programı'nda bir iş aldım
00:47
as a way to try to address these security issues
12
47980
2256
bu güvenlik sorunlarını ele almayı denemek için bir yol gibi
doğrudan yiyecek güvenliği sorunlarıyla. .
00:50
through food security issues.
13
50260
1416
00:51
There, I came across what I think is the most brilliant of their programs.
14
51700
3493
Ve ordayken, rastladığım
en parlak programlarının ne olduğunu düşünmemdi.
00:55
It's called School Feeding and it's a really simple idea
15
55217
2625
Bu Okul Beslenme diye adlandırılır, ve gerçekten basit bir fikirdir
00:57
to get in the middle of the cycle of poverty and hunger
16
57866
2580
yoksulluk ve açlık devresinin ortasını sınıflandırmak
01:00
that continues for a lot of people around the world, and stop it.
17
60470
3093
dünyadaki birçok insan için devam eder ve durdurur.
Çocuklara bedava okul yemeği vererek, okula çekmesini sağlar,
01:03
A free school meal gets kids into school,
18
63587
1969
01:05
which is education, the first step out of poverty,
19
65580
2376
açıkcası eğitim, yoksulluktan kurtulmanın ilk adımıdır.
01:07
but it also gives them the micronutrients and the macronutrients they need
20
67980
3496
Fakat onlara ihtiyaçları olan mikro ve makro besinleri de verir
hem zihinsel hem de psikololilerini gerçekten geliştirmek için.
01:11
to develop mentally and physically.
21
71500
1696
01:13
While I was working at the UN, I met this girl. Her name is Lauren Bush.
22
73220
3416
Birleşmiş Milletlerde çalışrken ismi Lauren Bush olan bir kızla tanıştım.
01:16
And she had this really awesome idea to sell the bag, called the "Feed Bag" --
23
76660
3667
Ve gerçekten inanılmaz bir fikri vardı
"Beslenme Çantası" satmak --
01:20
which is really beautifully ironic because you can strap on the Feed Bag.
24
80351
3445
gerçekten komiktir çünkü Yemek Çantasını belinize bağlayabilirsiniz.
01:23
But each bag we'd sell would provide
25
83820
1736
Fakat sattığımız her çantanın sağlayacağı şey
01:25
a year's worth of school meals for one kid.
26
85580
2536
bir çocuk için okul yemeklerinin bir senelik değeridir.
01:28
It's so simple, and we thought, OK,
27
88140
1896
Bu çok basit ve düşündüğümüzü biliyorsunuz, tamam,
01:30
it costs between 20 and 50 bucks to provide school feeding for a year.
28
90060
3376
maliyeti 20 ile 50 papel arasında
bir yıllık okul yemeği ücretini karşılamak için.
01:33
We could sell these bags and raise a ton of money and awareness
29
93460
3056
Çantaları satabilirdik ve tonlarca para kazanabilirdik
01:36
for the World Food Programme.
30
96540
1416
ve Dünya Yiyecek Programı için tonlarca farkındalık yaratabilirdik.
01:37
But at the UN, sometimes things move slowly
31
97980
2056
Fakat gayet tabi, Birleşmiş Milletleri bilirsiniz, bazen bazı şeyler yavaşça hareket eder,
01:40
and they basically said no.
32
100060
1336
ve basitçe hayır derler.
01:41
And we thought, this is such a good idea, it's going to raise so much money.
33
101420
3616
Ve düşündük ki, Tanrı, iyi bir fikir ve çok fazla para toplayacak.
01:45
So we said screw it, we'll start our own company,
34
105060
2336
Bu yüzden boşverdik, 3 sene önce kurduğumuz kendi şirketimizle başlayacağız.
01:47
which we did, three years ago.
35
107420
1429
01:48
That was my first dream, to start this company called FEED,
36
108873
2803
Öyle ki bu benim ilk rüyamdı, BESLENME adındaki bu şirkette başlamaktı.
01:51
and here's a screenshot of our website.
37
111700
1896
Ve işte ekranda ki websitemizin resmi.
01:53
We did a bag for Haiti just a month after the earthquake
38
113620
2656
Bu çantayı Haiti için yaptık, ve depremden sonra sadece bir ay için piyasaya sürdük
01:56
to provide school meals for kids in Haiti.
39
116300
2056
Haitideki çocuklara okul yemeği sağlamak için.
01:58
So FEED's doing great.
40
118380
1216
Bu yüzden BESLEME iyi iş çıkarıyor. Şu ana kadar 55 milyon yemek sağladık
01:59
We've so far provided 55 million meals to kids around the world
41
119620
2976
dünya etrafındaki çocuklara
02:02
by selling now 550,000 bags, a ton of bags, a lot of bags.
42
122620
3416
şu an 555 bin çanta satarak, tonlarca çanta, bir sürü çanta.
02:06
All this time you're really --
43
126060
1736
Her zaman siz -- açlığı düşününce,
02:07
hunger is a hard thing to think about,
44
127820
1856
02:09
because what we think about is eating.
45
129700
1856
bununla ilgili düşünmek zor bir şey, çünkü hangi konuda düşündüğümüzü yiyiyoruz.
02:11
I think about eating a lot and I really love it.
46
131580
2256
Galiba yemekle ilgili daha fazla, ve gerçekten onu seviyorum.
02:13
And the thing that's strange about international hunger
47
133860
2616
Ve uluslararası açlıkla ilgili azıcık garip olan şey
02:16
and talking about international issues
48
136500
1856
ve uluslararası meseleleri konuşma
02:18
is that most people want to know:
49
138380
1616
ki Amerikadaki çoğu insan ne yaptığınızı bilmek ister gibidir.
02:20
"What are you doing for America's kids?"
50
140020
2456
Amerikalı çocuklar için ne yapıyorsunuz?
02:22
There's definitely hunger in America:
51
142500
2016
Amerikada kesinlikle açlık var,
02:24
49 million people and almost 16.7 million children.
52
144540
2536
49 milyon insan ve yaklaşık 16,7 milyon çocuk.
02:27
I mean that's pretty dramatic for our own country.
53
147100
2376
Demek istediğim ülkemiz için bu oldukça dramatiktir.
02:29
Hunger definitely means something different in America
54
149500
2536
Açlığın anlamı uluslararasından farklı olarak, Amerikada bir parça farklıdır,
02:32
than it does internationally,
55
152060
1416
02:33
but it's incredibly important to address hunger in our own country.
56
153500
3176
fakat ülkemizde açlıktan bahsetmek korkunç derecede önemlidir.
02:36
But the bigger problem that we all know about is obesity,
57
156700
2696
Fakat açıkcası hepimizin bildiği en büyük problem
02:39
and it's dramatic.
58
159420
1256
şişmanlıktır ve bu dramatiktir.
02:40
The other thing that's dramatic
59
160700
1496
Diğer dramatik olan şeyse hem açlığın hem de şişmanlığın
02:42
is that both hunger and obesity have really risen in the last 30 years.
60
162220
3456
son 30 yılda gerçekten yükseldiğidir.
02:45
Unfortunately, obesity's not only an American problem.
61
165700
2576
Malesef, şişmanlık sadece Amerikanın sorunu değil.
02:48
It's actually been spreading all around the world
62
168300
2336
Gerçekte dünyanın her yerine yayılmaktadır
02:50
and mainly through our kind of food systems that we're exporting.
63
170660
3056
ve çoğuda ihraç ettiğimiz yiyecek sistemimizin sayesindedir.
02:53
The numbers are pretty crazy.
64
173740
1416
Rakamlar oldukça çılgınca.
02:55
There's a billion people obese or overweight
65
175180
2096
Bir milyar şişman ve fazla kilolu insan var
02:57
and a billion people hungry.
66
177300
1376
ve bir milyar insan aç.
02:58
So those seem like two bifurcated problems,
67
178700
2256
Böylece bunlar iki kola ayrılmış gibi gözükür,
03:00
but I kind of started to think about, you know,
68
180980
2216
fakat adeta düşünmeye başladığım, bilirsiniz ki,
03:03
what is obesity and hunger?
69
183220
1336
şişmanlık ve açlığın ne olduğudur. Bu iki şey ne hakkındadır?
03:04
What are both those things about?
70
184580
1616
03:06
Well, they're both about food.
71
186220
1456
Yani, onların her ikiside yiyecekle ilgilidir.
03:07
And when you think about food,
72
187700
1976
Ve yiyecek düşündüğünüzde,
03:09
the underpinning of food in both cases is potentially problematic agriculture.
73
189700
4816
her iki durumda da yiyecek desteği
potansiyel olarak kuşku uyandıran tarımdır.
03:14
And agriculture is where food comes from.
74
194540
2896
Ve yiyeceğin nerden geldiği tarımdır.
03:17
Agriculture in America's very interesting.
75
197460
2016
Yani, tarım Amerikada çok ilgi çekicidir.
03:19
It's very consolidated
76
199500
1736
O çok pekiştirilir.
03:21
and the foods that are produced lead to the foods that we eat.
77
201260
2936
Ve yediğimiz yiyeceklere öncü yiyecekler üretilir.
03:24
The foods that are produced are, more or less, corn, soy and wheat.
78
204220
3176
Yani üretilen yiyecekler, daha fazla veya daha az, mısır,soya ve buğdaydır.
Ve görebileceğiniz gibi, yiyeceğin dörtte üçlük çoğu bölümünü yiyiyoruz,
03:27
And that's three-quarters of the food that we're eating:
79
207420
2656
işlenmiş gıdalar ve hazır gıdalar.
03:30
processed foods and fast foods.
80
210100
1536
03:31
Unfortunately, in our agricultural system,
81
211660
2016
Malesef, tarım sistemimizde,
03:33
we haven't done a good job in the last three decades
82
213700
2456
son 30 yılda iyi bir iş çıkarmadık
dünya etrafındaki bu teknolojileri ihraç etmekle.
03:36
of exporting those technologies around the world.
83
216180
2336
03:38
So African agriculture, which is the place of most hunger in the world,
84
218540
3336
Bu yüzden dünyadaki en çok açlığın olduğu Afrika tarımı,
03:41
has actually fallen precipitously as hunger has risen.
85
221900
2696
gerçekte aniden düşmüştü
açlığın yükseldiği gibi.
03:44
So somehow we're not making the connect
86
224620
2096
Hernedense bağlantı kurmuyoruz
03:46
between exporting a good agricultural system
87
226740
2336
iyi bir tarımsal sistemi ihraç etme arasında
03:49
that will help feed people all around the world.
88
229100
2256
ki dünya etrafındaki tüm insanları doyurmaya yardım edecek.
03:51
Who is farming? That's what I was wondering.
89
231380
2296
Onları kim yetiştiriyor? Merak ettiğim budur.
03:53
So I went and stood on a big grain bin in the Midwest,
90
233700
2616
Ve bu yüzden orta batıdaki büyük bir tahıl ambarına gittik ve durduk.
03:56
and that really didn't help me understand farming,
91
236340
2376
Ve bu gerçektende çiftçiliği anlamama yardım etmedi,
03:58
but I think it's a really cool picture.
92
238740
1896
fakat sanırım ne olduğunu anladım.
04:00
And the reality is that between farmers in America --
93
240660
2936
Bildiğiniz gibi, gerçeklik
Amerikada ki çiftçiler arasında,
04:03
who actually, quite frankly, when I spend time in the Midwest,
94
243620
2936
tamamen samimi, ben orta batıdayken,
04:06
are pretty large in general.
95
246580
1736
genelde oldukça büyüktür.
04:08
And their farms are also large.
96
248340
1816
Hatta çiftçileride büyüktür.
04:10
But farmers in the rest of the world are actually quite skinny,
97
250180
2976
Fakat dünyadaki diğer çiftçiler
çok açlık çektikleri için gerçekte oldukça zayıftırlar.
04:13
and that's because they're starving.
98
253180
1715
04:14
Most hungry people in the world are subsistence farmers.
99
254919
2637
Dünyadaki çoğu aç insanlar ailelerine kıtı kıtına bakacak düzeydeki çiftçilerdir.
04:17
And most of those people are women --
100
257580
1816
Ve bunların çoğu kadındır --
04:19
which is a totally other topic that I won't get on right now,
101
259420
2896
şu anda diğer konuya değinmeyeceğim,
fakat aynı noktada feminist şeyler yapmayı seviyorum.
04:22
but I'd love to do the feminist thing at some point.
102
262340
2456
Galiba bu gerçekten ilginç
04:24
I think it's really interesting to look at agriculture from these two sides.
103
264820
3576
bu iki tarafında tarımlarına göz atmak.
Bir de büyük, bir araya toparlanmış çifçilik konusu var
04:28
There's this large, consolidated farming that's led to what we eat in America,
104
268420
3696
Amerikada ne yiyeceğimize önderlik eder.
Aşağı yukaru 1980' den beridir,
04:32
and it's really been since around 1980, after the oil crisis,
105
272140
2976
petrol krizinden sonra,
04:35
when, you know -- mass consolidation,
106
275140
1816
bildiğiniz gibi, kitle konsodilasyonu,
04:36
mass exodus of small farmers in this country.
107
276980
2216
bu ülkedeki küçük çiftçilerin toplu göçüdür.
04:39
And then in the same time period,
108
279220
1616
Sonra aynı dönemde,
04:40
we've kind of left Africa's farmers to do their own thing.
109
280860
2976
bilirsiniz ki Afrikalı çiftçileri kendi şeylerini yapmaya bıraktık adeta.
04:43
Unfortunately, what is farmed ends up as what we eat.
110
283860
2856
Ne yazık ki, çiftçilik yapılan yediklerimizle neticelendirilir.
04:46
And in America, a lot of what we eat has led to obesity
111
286740
3016
Ve Amerikada yediğimiz bir çok şey
04:49
and has led to a real change
112
289780
1976
şişmanlığa ve gerçek değişikliğe yöneltti
04:51
in sort of what our diet is, in the last 30 years.
113
291780
2640
son 30 yılda ki diyetimizde.
04:54
It's crazy.
114
294900
1216
Bu çılgınlık.
04:56
A fifth of kids under two drinks soda.
115
296140
2856
2 yaşın altındaki çocukların beşte biri kola içer.
04:59
Hello! You don't put soda in bottles.
116
299020
1976
Merhaba. Kolayı şişelere koymayın.
05:01
But people do, because it's so cheap,
117
301020
1976
Fakat ucuz olduğu için insanlar böyle yapar.
05:03
and so our whole food system in the last 30 years has really shifted.
118
303020
3256
Bu yüzden son 30 yıldaki tüm gıda sistemimiz
gerçekten değişti.
05:06
I mean, you know, it's not just in our own country,
119
306300
2696
Sanırım bu bildiğiniz gibi sadece ülkemizde geçerli değil,
05:09
but really we're exporting the system around the world,
120
309020
2936
fakat gerçekte dünyadaki sistemi ihraç ediyoruz.
05:11
and when you look at the data of least developed countries --
121
311980
2896
Ve en az gelişmiş ülkelerin bilgilerini inceleyince --
05:14
especially in cities, which are growing really rapidly --
122
314900
3416
özellikle gerçekten hızlı bir şekilde büyüyen şehirlerde --
05:18
people are eating American processed foods.
123
318340
2296
insanlar işlenmiş Amerikan gıdalarını yiyiyor.
05:20
And in one generation, they're going from hunger
124
320660
2336
Ve bir jenerasyonda,
açlıktan dolayı onların başına gelenler
05:23
and all of the detrimental health effects of hunger
125
323020
2976
ve açlığın zararlı sağlık etkilerinin tümü,
05:26
to obesity and things like diabetes and heart disease in one generation.
126
326020
3616
şişmanlığa ve şeker hastalığına benzer şeylere
ve bir jenerasyondaki kalp hastalığına.
05:29
So the problematic food system is affecting both hunger and obesity.
127
329660
4656
Bu yüzden sorunlu gıda sistemi
hem şişmanlığı hem de açlığı etkiliyor.
05:34
Not to beat a dead horse, but this is a global food system
128
334340
3176
Ölü atı vurmak değil,
fakat küresel bir gıda sistemi olan
05:37
where there's a billion people hungry and a billion people obese.
129
337540
3096
bir milyar insanın aç ve şişman olduğudur.
05:40
I think that's the only way to look at it.
130
340660
2056
Galiba tek yol bunu incelemekten geçer.
05:42
And instead of taking these two things
131
342740
1856
Ve bu iki şeyi almanın yerine
05:44
as bifurcated problems that are very separate,
132
344620
2176
ikiye ayrılmış problemler gerçekte ayrıdır,
05:46
it's really important to look at them as one system.
133
346820
2896
aslında önemli olan bunlara bir sistemmiş gibi ele alınmasıdır.
05:49
We get a lot of our food from all around the world
134
349740
2376
Tüm dünyadan kendi yiyeceklerimizin bir çoğunu alırız.
05:52
and people from all around the world are importing our food system,
135
352140
3176
Dünyadaki herkes bizim yiyecek sistemimizi ithal ediyorlar.
05:55
so it's incredibly relevant to start a new way of looking at it.
136
355340
3016
Bu incelemenin yeni bir yoluna başlamayla akıl almaz derecede alakalıdır.
Öğrendiğim şey --
05:58
I've learned -- and the technology people here,
137
358380
2256
ve burada bulunan teknoloji adamları, ki bütünüyle onlardan biri değilim
06:00
which I'm totally not one of --
138
360660
1496
06:02
but apparently, it really takes 30 years
139
362180
1936
görünüşe göre bu 30 sene alır
06:04
for a lot of technologies to become really endemic to us,
140
364140
2816
çoğu teknolojinin gerçekte bize özgü olması için,
06:06
like the mouse and the Internet and Windows.
141
366980
2496
mouse,internet ve windows gibi.
06:09
You know, there's 30-year cycles.
142
369500
1616
Biliyorsunuz 30 senelik dönem var.
06:11
I think 2010 can be a really interesting year
143
371140
2136
Sanırım 2010 gerçekten ilginç bir yıl olabilir.
06:13
because it is the end of the 30-year cycle,
144
373300
2016
Çünkü bu 30 senelik dönemin sonudur.
06:15
and it's the birthday of the global food system.
145
375340
2256
Ve bu küresel yiyecek sisteminin doğum günüdür.
06:17
That's the first birthday I want to talk about.
146
377620
2216
Bu hakkında konuşmak istediğim ilk doğum günü.
06:19
If we really think that this is something that's happened in the last 30 years,
147
379860
3736
Bilirisiniz, Sanırım gerçekten düşündüğümüz
son 30 yılda olmuş bir şey, bunda umut var.
06:23
there's hope in that.
148
383620
1256
06:24
It's the 30th anniversary of GMO crops
149
384900
1856
GDO ürünlerinin otuzuncu yıldönümü
06:26
and the Big Gulp, Chicken McNuggets, high-fructose corn syrup,
150
386780
2936
ve Big Gulp, Chicken McNuggets, yüksek meyve şekerli mısır şurubu,
06:29
the farm crisis in America
151
389740
1256
Amerikada ki çiftlik krizi
06:31
and the change in how we've addressed agriculture internationally.
152
391020
3136
ve uluslararası tarıma hitap ettiğimiz değişiklik.
06:34
So there's a lot of reasons to take this 30-year time period
153
394180
2856
Bu yüzden 30 senelik zamanı ele almamıza neden olan bir çok neden vardır
yeni gıda sisteminin bir nevi yaratılışıymış gibi.
06:37
as sort of the creation of this new food system.
154
397060
2456
06:39
I'm not the only one who's obsessed with this whole 30-year thing.
155
399540
3136
Bütün bu 30 senedeki şeyle takıntılı olan sadece ben değilim.
06:42
The icons like Michael Pollan and Jamie Oliver in his TED Prize wish
156
402700
3696
Michael Pollan
ve Ted Ödülünde Jamie Oliver' in istekleri
06:46
both addressed this last three-decade time period
157
406420
2936
her ikisininde bahsetmiş olduğu son 30 yıldaki zaman periyodunda
06:49
as incredibly relevant for food system change.
158
409380
3016
inanılmaz derecedeki gıda sistem değişikliği.
06:52
Well, I really care about 1980
159
412420
1576
Yani, gerçekten 1980 önemsiyorum
06:54
because it's also the 30th anniversary of me this year.
160
414020
3136
çünkü benimde otuzuncu yıldönümüm bu sene.
06:57
And so in my lifetime,
161
417180
2656
Ve hayatımda,
06:59
a lot of what's happened in the world --
162
419860
1936
dünyada olan bir çok şey --
07:01
and being a person obsessed with food --
163
421820
1936
ve yiyecekle takıntılı olan bir kişi olmam--
07:03
a lot of this has really changed.
164
423780
1856
gerçekten de bir çoğu bu sene değişti.
07:05
So my second dream is that I think we can look to the next 30 years
165
425660
4096
Böylece düşündüğüm ikinci hayalim ise
gelecekteki 30 seneye bakabiliriz
07:09
as a time to change the food system again.
166
429780
2416
yiyecek sistemini tekrardan değiştiricek bir zamanmış gibi olmasını.
07:12
And we know what's happened in the past,
167
432220
1936
Ve geçmişte ne olduğunu biliyoruz,
07:14
so if we start now and we look at technologies
168
434180
2176
bu yüzden şimdi başlarsak, ve teknolojileri incelersek
07:16
and improvements to the food system long-term,
169
436380
2176
ve uzun dönemdeki gıda sistemindeki gelişmelere,
07:18
we might be able to recreate the food system
170
438580
2096
gıda sistemini yeniden yaratabiliriz.
07:20
so when I give my next talk and I'm 60 years old,
171
440700
2336
Böylece gelecekteki konuşmamı verince 60 yaşında olacağım,
bunun başarılı olacağını söyleyebilirim.
07:23
I'll be able to say that it's been a success.
172
443060
2136
07:25
So I'm announcing today the start of a new organization,
173
445220
2656
Böylece yeni bir organizasyonun başlangıcını bugün bildiriyorum,
07:27
or a new fund within the FEED Foundation, called the 30 Project.
174
447900
3016
veya 30 Proje diye anılan Beslenme vakfının içindeki yeni bir fonu.
07:30
And the 30 Project is really focused
175
450940
1736
Ve 30 Projenin gerçekte odaklandığı
07:32
on these long-term ideas for food system change.
176
452700
2816
uzun dönem fikirlerindeki
gıda sistem değişikliğidir.
07:35
And I think by aligning international advocates that are addressing hunger
177
455540
3496
Ve sanırım uluslararası avukatları sıralayarak açlığı ele alıyorlar
07:39
and domestic advocates that are addressing obesity,
178
459060
2416
ve yerli avukatlar şişmanlığı ele alıyorlar,
07:41
we might actually look for long-term solutions
179
461500
2336
biz gerçekte uzun dönemdeki çözümleri aramalıyız
07:43
that will make the food system better for everyone.
180
463860
2416
ki herkes için gıda sistemimiz daha iyi hale gelsin.
07:46
We all tend to think that these systems are quite different
181
466300
2776
Hepimiz bu sistemlerin tamamen farklı olduğunu düşünürüz.
Ve insanlar organiğin dünyayı besleyip besleyemeyeceğini tartışırlar.
07:49
and people argue whether or not organic can feed the world,
182
469100
2776
07:51
but if we take a 30-year view, there's more hope in collaborative ideas.
183
471900
3416
Fakat 30 senelik görünümü ele alırsak,
işbirlikçi fikirlerde çok umut vardır.
07:55
So I'm hoping that by connecting really disparate organizations
184
475340
2976
Bu yüzden umut ediyorum ki gerçekten birbirinden farklı organizasyonlara bağlanarak
07:58
like the ONE campaign and Slow Food,
185
478340
1736
ONE kampanyası ve SLOW FOOD gibi,
08:00
which don't seem right now to have much in common,
186
480100
2376
şu anda pek yaygın gibi gözükmesede,
08:02
we can talk about holistic, long-term, systemic solutions
187
482500
2856
uzun dönemin bütünlüğüyle ilgili konuşabiliriz, sistematik çözümler
08:05
that will improve food for everyone.
188
485380
1936
ki gıdayı herkes için geliştirecek.
08:07
Some ideas I've had is like, look, the reality is --
189
487340
2429
Aklıma gelen bazı fikirler şöyleydi, bakın,
08:09
kids in the South Bronx need apples and carrots
190
489793
2443
gerçeklik şu ki, Güney Bronxtaki çocuklar havuç ve elmalara ihtiyaç duyarlar
08:12
and so do kids in Botswana.
191
492260
1656
ve Botswanadaki çocuklarda.
08:13
And how are we going to get those kids those nutritious foods?
192
493940
2936
Ve bu besleyici gıdaları bu çocuklara nasıl ulaştıracağız?
08:16
Another thing that's become incredibly global is production of meat and fish.
193
496900
3656
İnanılmaz derecede küresel olan diğer şey ise et ve balıkların üretimidir.
08:20
Understanding how to produce protein
194
500580
1736
Nasıl protein üreticeğimizi anlama
08:22
in a way that's healthy for the environment
195
502340
2016
bir bakıma bu insanlar ve çevre için sağlıklı olan
08:24
and healthy for people
196
504380
1256
08:25
will be incredibly important to address things like climate change
197
505660
3136
iklim değişikliği gibi şeylere hitap etmek için inanılmaz derecede önemli olacak
08:28
and how we use petrochemical fertilizers.
198
508820
2056
ve petrokimyasal gübreleri nasıl kullanıcağımızı.
08:30
And, you know, these are really relevant topics
199
510900
2296
Ve bildiğiniz gibi, bunlar gerçekten alakalı mevzulardır
08:33
that are long-term and important
200
513220
1816
uzun vadede
08:35
for both people in Africa who are small farmers
201
515060
3056
ve fakir çiftçiler olan Afrikada heriki insan için önemlidir
08:38
and people in America who are farmers and eaters.
202
518140
2536
ve Amerikadaki çiftçiler ve yiyen insanlar.
08:40
And I also think that thinking about processed foods in a new way,
203
520700
3496
Ve yine düşünüyorum ki işlenmiş yiyecekler hakkında farklı ve yeni şekillerde düşündüğümüz
08:44
where we actually price the negative externalities
204
524220
2656
negatif yan çıktılarını hesaplayınca
08:46
like petrochemicals and like fertilizer runoff
205
526900
2696
petrokimyasallar ve dışarı dökülen gübreler gibi
08:49
into the price of a bag of chips --
206
529620
1816
cips paketinin fiyatına.
08:51
Well, if that bag of chips then becomes inherently more expensive than an apple,
207
531460
4656
Yani, bu cips paketi sonradan
doğal olarak elmadan daha pahalı olursa,
08:56
then maybe it's time for a different sense of personal responsibility in food choice
208
536140
4176
sonra belkide farklı bir algı için zamanıdır
gıda seçimindeki kişisel sorumluluğun
09:00
because the choices are actually choices
209
540340
1936
çünkü seçimler gerçekte seçimdir
09:02
instead of three-quarters of the products being made just from corn, soy and wheat.
210
542300
3936
mısır, soya ve buğdaydan yapılmış olan ürünlerin dörtte üçü yerine.
30Proje.org piyasaya sürülür,
09:06
The 30Project.org is launched
211
546260
1416
09:07
and I've gathered a coalition of a few organizations to start.
212
547700
2936
ve yeni organizasyonların birleşmesini başlatmak için biraraya getirdim.
09:10
And it'll be growing over the next few months.
213
550660
2176
Ve bu gelecek birkaç ayı kapsıyor olacak.
09:12
But I really hope that you will all think of ways
214
552860
2336
Fakat bütün yolları düşüneceğinizi gerçekten umarım ki siz
09:15
that you can look long-term at things like the food system
215
555220
2736
gıda sistemi gibi şeylerde uzun dönem bakabilirsiniz
09:17
and make change.
216
557980
1216
ve değişiklik yapabilirsiniz.
09:19
(Applause)
217
559220
5293
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7