Karen Armstrong: 2008 TED Prize wish: Charter for Compassion

Karen Armstrong TED Ödülü dileğini açıklıyor: Şefkat Bildirgesi

224,573 views

2008-03-19 ・ TED


New videos

Karen Armstrong: 2008 TED Prize wish: Charter for Compassion

Karen Armstrong TED Ödülü dileğini açıklıyor: Şefkat Bildirgesi

224,573 views ・ 2008-03-19

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Oktay Simsek Gözden geçirme: osman oguz ahsen
00:12
Well, this is such an honor. And it's wonderful to be
0
12160
6000
Evet, bu öyle bir onur ki. Ve dünyada gerçekten bir fark
00:18
in the presence of an organization that is really making a difference in the world.
1
18160
6000
yaratan bir organizasyonun huzurunda olmak harika.
00:24
And I'm intensely grateful for the opportunity to speak to you today.
2
24160
5000
Ve bu gün sizlere hitap etme fırsatını bulduğum için çok minnettarım.
00:30
And I'm also rather surprised, because when I look back on my life
3
30160
7000
Ve ayrıca oldukça şaşkınım, çünkü hayatıma şöyle baktığımda
00:37
the last thing I ever wanted to do was write, or be in any way involved in religion.
4
37160
9000
yapmak istediğim en son şey dinle ilgili yazmak ya da bir şekilde onunla ilişkili olmaktı.
00:46
After I left my convent, I'd finished with religion, frankly.
5
46160
4000
Manastırdan ayrıldıktan sonra, samimi olarak, dinle işimi bitirmiştim.
00:50
I thought that was it.
6
50160
1000
Hepsi bu kadar diye düşünmüştüm.
00:51
And for 13 years I kept clear of it. I wanted to be an English literature professor.
7
51160
8000
Ve 13 yıl boyunca ondan arınmıştır. Bir İngiliz Edabiyatı profesörü olmak istiyordum.
00:59
And I certainly didn't even want to be a writer, particularly.
8
59160
4000
Ve özellikle, bir yazar olmak bile kesinlikle istemiyordum.
01:03
But then I suffered a series of career catastrophes,
9
63160
5000
Ama, bir dizi kariyer felaketinden acı çektim,
01:08
one after the other, and finally found myself in television. (Laughter)
10
68160
6000
birbiri sonrası, ve sonunda kendimi televizyon işinde buldum. (Gülüşler)
01:18
I said that to Bill Moyers, and he said, "Oh, we take anybody." (Laughter)
11
78160
4000
Bill Moyers'e bunu söyledim, ve bana dedi ki, "Oh, kim olursa alabiliriz" (Gülüşler)
01:22
And I was doing some rather controversial religious programs.
12
82160
5000
Ve oldukça tartışmalı dini programlar yapıyordum.
01:27
This went down very well in the U.K., where religion is extremely unpopular.
13
87160
7000
Dinin aşırı şekilde popüler olmadığı Birleşik Krallıkta çok iyi iş çıkardı.
01:34
And so, for once, for the only time in my life, I was finally in the mainstream.
14
94160
5000
Ve böylece, bir kez, hayatımda sadece bir defa, sonunda orta yoldaydım.
01:39
But I got sent to Jerusalem to make a film about early Christianity.
15
99160
7000
Ama, erken dönem Hristiyanlık hakkında bir film yapmak için Kudüs'e gönderildim.
01:46
And there, for the first time, I encountered the other religious traditions:
16
106160
5000
Ve orada, ilk defa, diğer dini geleneklerle karşılaştım:
01:51
Judaism and Islam, the sister religions of Christianity.
17
111160
5000
Yahudilik ve İslam, Hristiyanlığın kardeş dinleri.
01:56
And while I found I knew nothing about these faiths at all --
18
116160
4000
Ve bu inançlar hakkında hiçbir şey bilmediğimi keşfettim,
02:00
despite my own intensely religious background,
19
120160
5000
yoğun dini geçmişime rağmen.
02:05
I'd seen Judaism only as a kind of prelude to Christianity,
20
125160
3000
Yahudiliği bir tür Hristiyanlığın öncülü olarak görmüştüm,
02:08
and I knew nothing about Islam at all.
21
128160
3000
İslam hakkında ise hiçbir şey bilmiyordum.
02:11
But in that city, that tortured city,
22
131160
3000
Ama, o şehirde, hiç de kolay olmayan bir şekilde
02:14
where you see the three faiths jostling so uneasily together,
23
134160
6000
birlikte yan yana yaşayan üç inancı gördüğünüz o çilekeş şehirde,
02:20
you also become aware of the profound connection between them.
24
140160
3000
onlar arasında derin bağın farkına varıyorsunuz.
02:23
And it has been the study of other religious traditions that brought me back
25
143160
5000
Bu, dinin ne olabildiği ile ilgili anlama beni tekrardan götüren,
02:28
to a sense of what religion can be, and actually enabled me
26
148160
4000
farklı bir açıdan kendi inancıma bakmamı aslında mümkün kılan,
02:32
to look at my own faith in a different light.
27
152160
3000
diğer dini geleneklerin öğrenilmesiydi.
02:35
And I found some astonishing things in the course of my study
28
155160
4000
Çalışmam esnasında bazı şaşırtıcı şeyler buldum,
02:39
that had never occurred to me. Frankly, in the days when I thought I'd had it with religion,
29
159160
7000
ki hiç aklıma gelmemişti. Samim olarak,
02:46
I just found the whole thing absolutely incredible.
30
166160
3000
bütün bu şeyin kesinlikle inanılmaz olduğunu düşündüm.
02:49
These doctrines seemed unproven, abstract.
31
169160
5000
Bu doktrinler ispatlanmamış, soyut görünüyorlardı.
02:55
And to my astonishment, when I began seriously studying other traditions,
32
175160
7000
Ve şaşırarak, diğer dinleri ciddi şekilde çalışmaya başladığımda,
03:02
I began to realize that belief -- which we make such a fuss about today --
33
182160
6000
inancın -- ki biz bu gün hakkında o kadar titiz davranıyoruz --
03:08
is only a very recent religious enthusiasm
34
188160
5000
sadece çok yeni bir dini coşkunluk olduğunu anlamaya başladım.
03:13
that surfaced only in the West, in about the 17th century.
35
193160
6000
bu Batıda, 17nci yüzyıl dolaylarında ortaya çıktı.
03:19
The word "belief" itself originally meant to love, to prize, to hold dear.
36
199160
7000
İnanç (belief) kelimesinin kendisi orijinal olarak sevmek, ödüllendirmek, üzerine titremek anlamındaydı.
03:26
In the 17th century, it narrowed its focus,
37
206160
4000
17nci yüzyılda, odağını daralttı.
03:30
for reasons that I'm exploring in a book I'm writing at the moment,
38
210160
3000
şu anda yazmakta olduğumu bir kitapta keşfediyor olduğum nedenlerden dolayı,
03:33
to include -- to mean an intellectual assent to a set of propositions, a credo.
39
213160
9000
-- bir dizi önermelere entelektüel yükseliş, bir amentü (credo) anlamına gelmekteydi.
03:42
"I believe:" it did not mean, "I accept certain creedal articles of faith."
40
222160
6000
"İnanıyorum" demek "inancın belli itikadi hükümlerini kabul ediyorum" demek değildi.
03:48
It meant: "I commit myself. I engage myself."
41
228160
4000
Anlamı: "Kendimi teslim ediyorum. Kendimi bağlıyorum." demekti.
03:52
Indeed, some of the world traditions think very little of religious orthodoxy.
42
232160
7000
Aslında, dünya geleneklerinin bazıları dini ortodoksi hakkında çok az düşünür.
03:59
In the Quran, religious opinion -- religious orthodoxy -- is dismissed as "zanna:"
43
239160
6000
Kur'an'da, dini düşünce --dini ortodoksi-- zanna olarak defedilir:
04:05
self-indulgent guesswork about matters that nobody can be certain of one way or the other,
44
245160
6000
şu ya da bu şekilde hiç kimsenin emin olamayacağı meseleler hakkında tahminde bulunması,
04:11
but which makes people quarrelsome and stupidly sectarian. (Laughter)
45
251160
3000
ki bu insanları kavgacı ve aptalca şekilde mezhepçi yapar. (Gülüşler)
04:14
So if religion is not about believing things, what is it about?
46
254160
7000
O halde din şeylere inanmak hakkında değilse, ne hakkındadır?
04:21
What I've found, across the board, is that religion is about behaving differently.
47
261160
5000
Bulduğum şey, tüm yönleriyle, din farklı şekilde davranmak hakkındadır.
04:26
Instead of deciding whether or not you believe in God, first you do something.
48
266160
6000
Tanrı'ya inanıp inanmamanız hakkında karar vermek yerine, ilk önce bir şey yapmak zorundasınızdır.
04:32
You behave in a committed way,
49
272160
1000
Teslim olmuş şekilde davranır,
04:33
and then you begin to understand the truths of religion.
50
273160
4000
ve sonra dinin hakikatlerini anlamaya başlarsınız.
04:37
And religious doctrines are meant to be summons to action;
51
277160
7000
Ve dini doktrinler aksiyona geçmeye çağrı anlamına gelmektedir;
04:44
you only understand them when you put them into practice.
52
284160
4000
onları sadece uyguladığınızda anlarsınız.
04:48
Now, pride of place in this practice is given to compassion.
53
288160
8000
Şimdi, bu uygulamada en yüksek mevki şefkate verilmektedir.
04:56
And it is an arresting fact that right across the board,
54
296160
5000
Ve bizi yakalayan gerçek şudur ki,
05:01
in every single one of the major world faiths, compassion --
55
301160
4000
tüm yönleri ile tüm dünya inançlarının her birinde, şefkat --
05:05
the ability to feel with the other in the way we've been thinking about this evening --
56
305160
5000
bu akşam düşündüğümüz şekli ile diğeri ile birlikte hissetme kabiliyeti--
05:10
is not only the test of any true religiosity, it is also what will bring us
57
310160
8000
sadece gerçek dindarlığn testi değildir, ayrıca Yahudiler, Hristiyanlar
05:18
into the presence of what Jews, Christians and Muslims call "God" or the "Divine."
58
318160
5000
ve Müslümanların "Tanrı" veya "Kutsal" olarak adlandırdıklarının huzuruna bizi götürecek şeydir.
05:23
It is compassion, says the Buddha, which brings you to Nirvana.
59
323160
6000
Sizi Nirvana'ya götüren şefkattir, der Buda.
05:29
Why? Because in compassion, when we feel with the other,
60
329160
4000
Neden? Çünkü şefkatle, yani öteki ile beraber hissettiğimizde,
05:33
we dethrone ourselves from the center of our world and we put
61
333160
5000
kendi dünyamızın merkezinden kendimizi indiririz ve başkasını
05:38
another person there. And once we get rid of ego, then we're ready to see the Divine.
62
338160
8000
oraya koyarız. Ve bir kere egomuzdan kurtulduğumuzda, o zaman "Kutsal"ı görmeye hazır oluruz.
05:46
And in particular, every single one of the major world traditions has highlighted -- has said --
63
346160
8000
Ve özellikle, büyük dünya geleneklerinin her biri "Altın Kural" olarak bilinen şeyi
05:54
and put at the core of their tradition what's become known as the Golden Rule.
64
354160
5000
vurguladılar ve kendi geleneklerinin merkezine yerleştirdiler.
05:59
First propounded by Confucius five centuries before Christ:
65
359160
4000
İsa'dan beş yüz yıl önce ilk olarak Konfiçyüs tarafından meydana koyuldu.
06:03
"Do not do to others what you would not like them to do to you."
66
363160
4000
"Sana yapılmasını istemediğin şeyi başkalarına yapma."
06:07
That, he said, was the central thread which ran through all his teaching
67
367160
4000
O tüm öğretisinin bütününde olan merkezi düşüncenin bu olduğunu
06:11
and that his disciples should put into practice all day and every day.
68
371160
5000
ve müritlerinin tüm gün ve her gün onu uygulamaları gerektiğini söylüyordu.
06:16
And it was -- the Golden Rule would bring them to the transcendent value that he called "ren,"
69
376160
5000
Ve onun, kendi içinde aşkın bir tecrübe olan ren, insancıllık, olarak adlandırdığı
06:21
human-heartedness, which was a transcendent experience in itself.
70
381160
6000
aşkın değere onları götürecek olan şey Altın Kuraldı.
06:27
And this is absolutely crucial to the monotheisms, too.
71
387160
5000
Ve bu kesinlikle tektanrıcılık için de önemlidir.
06:34
There's a famous story about the great rabbi, Hillel, the older contemporary of Jesus.
72
394160
3000
İsa'nın daha eski çağdaşı olan büyük haham Hillel hakkında ünlü bir hikaye vardır.
06:37
A pagan came to him and offered to convert to Judaism if the rabbi could
73
397160
5000
Bir putperest ona doğru gelip eğer haham tek ayağı üzerinde durarak
06:42
recite the whole of Jewish teaching while he stood on one leg.
74
402160
3000
Yahudi öğretisinin hepsini ezbere söylerse Yahudi olmayı teklif etti.
06:45
Hillel stood on one leg and said, "That which is hateful to you,
75
405160
4000
Hillel tek ayağı üzerinde dururken, dedi ki, "Sana iğrenç gelen şeyi
06:49
do not do to your neighbor. That is the Torah. The rest is commentary.
76
409160
5000
komşuna yapma. Tevrat budur. Gerisi yorumdur.
06:54
Go and study it." (Laughter)
77
414160
2000
Git ve onu öğren." (Gülüşler)
06:56
And "go and study it" was what he meant.
78
416160
4000
Ve "git ve onu öğren" ile ne demek istiyordu.
07:00
He said, "In your exegesis, you must make it clear
79
420160
4000
Dedi ki, "Tefsirinizde, Tevratın her ayetinin bir yorum olduğunu,
07:04
that every single verse of the Torah is a commentary, a gloss upon the Golden Rule."
80
424160
7000
Altın Kural üstüne bir şerh olduğunu açıkça ortaya koymalısınız."
07:12
The great Rabbi Meir said that any interpretation of Scripture which
81
432160
7000
Büyük Haham Meir dedi ki: Diğer insanlardan, ki bu insanlar kim olursa olsun,
07:19
led to hatred and disdain, or contempt of other people --
82
439160
5000
nefret etmeye, onları küçümsemeye veya hor görmeye neden olan --
07:24
any people whatsoever -- was illegitimate.
83
444160
3000
kutsal kitabın hiçbir yorumu meşru değildir.
07:27
Saint Augustine made exactly the same point.
84
447160
3000
Aziz Augustine tam olarak aynı noktaya işaret etti.
07:30
Scripture, he says, "teaches nothing but charity, and we must not leave
85
450160
6000
Diyor ki, Kutsal Kitap "hayırdan başka hiçbir şey öğretmez, ve bizler
07:36
an interpretation of Scripture until we have found a compassionate interpretation of it."
86
456160
7000
onun şefkat içeren yorumunu bulana kadar kutsal kitabı yorumlamayı terk etmemeliyiz.
07:43
And this struggle to find compassion in some of these rather rebarbative texts
87
463160
6000
Ve bu oldukça sevimsiz tekstlerin bazılarında şefkati bulmak için mücadele
07:49
is a good dress rehearsal for doing the same in ordinary life. (Applause)
88
469160
6000
sıradan hayatta aynısını yapmak için iyi bir elbise provasıdır. (Alkışlar)
07:55
But now look at our world. And we are living in a world that is --
89
475160
7000
Ama dünyamıza bakın. Ve dinin korsanlıkla kaçırıldığı
08:02
where religion has been hijacked. Where terrorists cite Quranic verses to justify their atrocities.
90
482160
11000
bir dünyada yaşıyoruz. Teröristlerin Kur'an ayetlerini kendi zulümlerini haklı göstermek için okudukları bir dünya.
08:13
Where instead of taking Jesus' words, "Love your enemies.
91
493160
7000
İsa'nın "Düşmanını sev, başkalarını yargılama" sözlerini
08:20
Don't judge others," we have the spectacle of Christians endlessly judging other people,
92
500160
7000
almak yerine,"sonsuz şekilde diğer insanları yargılayan, sonsuz şekilde diğer insanlarla
08:27
endlessly using Scripture as a way of arguing with other people,
93
507160
6000
tartışmanın bir yolu olarak kutsal metni kullanan, diğer insanları
08:33
putting other people down. Throughout the ages, religion has been used to oppress others,
94
513160
8000
aşağılayan Hristiyanlarımız var. Çağlar boyunca, din diğer insanlara zulüm etmek için kullanılmıştır,
08:41
and this is because of human ego, human greed.
95
521160
4000
ve bu insan egosundan, insan açgözlülüğünden dolayıdır.
08:45
We have a talent as a species for messing up wonderful things.
96
525160
5000
Bizler harika şeyleri karmakarışık yapmakta yeteneği olan türleriz.
08:50
So the traditions also insisted -- and this is an important point, I think --
97
530160
7000
Bu nedenle, -- sanırım önemli bir nokta olarak -- gelenekler ayrıca
08:57
that you could not and must not confine your compassion
98
537160
3000
şefkatiniz kendi grubunuza: kendi ulusunuza, kendi dindaşlarınıza,
09:00
to your own group: your own nation, your own co-religionists,
99
540160
7000
kendi hemşehrilerinize sınırlayamayacağınız ve sınırlamamanız
09:07
your own fellow countrymen. You must have what one of the Chinese sages called "jian ai":
100
547160
5000
gereği üzerinde israr etti. Çinli bilgelerden birinin "jian ai" olarak adlandırdığı şeye sahip olmalısınız:
09:12
concern for everybody. Love your enemies. Honor the stranger.
101
552160
6000
Herkes için endişe duymak. Düşmanlarınızı sevin. Yabancıyı onurlandırın.
09:18
We formed you, says the Quran, into tribes and nations so that you may know one another.
102
558160
6000
Kur'an diyor: biz sizleri kabileler ve uluslar halinde yarattık, ki birbirinizi tanıyasınız.
09:24
And this, again -- this universal outreach -- is getting subdued in the strident use of religion --
103
564160
10000
Ve bu, -- bu evrensel kapsayış, dinin sert kullanımda -- kötüye kullanımında --
09:34
abuse of religion -- for nefarious gains.
104
574160
6000
kötü kazançlar uğruna bastırılıyor.
09:40
Now, I've lost count of the number of taxi drivers who,
105
580160
4000
Şimdi, hayatımı kazanmak için kendilerine yaptığım şeyi söylediğimde,
09:44
when I say to them what I do for a living, inform me that religion
106
584160
5000
bana dinin tarihteki tüm büyük dünya savaşlarının nedeni olduğunu söyleyen
09:49
has been the cause of all the major world wars in history. Wrong.
107
589160
4000
taksi şoförlerinin sayısını unuttum. Doğru değil.
09:53
The causes of our present woes are political.
108
593160
5000
Mevcut tasalarımızın nedeni politiktir.
09:58
But, make no mistake about it, religion is a kind of fault line,
109
598160
6000
Ama onun hakkında yanılgıya düşmeyin, din bir tür fay hattıdır,
10:09
and when a conflict gets ingrained in a region, religion can get sucked in
110
609160
4000
ve bir çatışma bir din içine gömüldüğünde, din problemin içine çekilir
10:13
and become part of the problem. Our modernity has been exceedingly violent.
111
613160
5000
ve problemin bir parçası oluverir. Modernliğimiz aşırı olarak şiddet içerir ola geldi.
10:18
Between 1914 and 1945, 70 million people died in Europe alone as a result of armed conflict.
112
618160
10000
1914 ila 1945 arasında, sadece Avrupa'da silahlı çatışma sonucu ölen insan sayısı 70 milyondur.
10:28
And so many of our institutions, even football, which used to be a pleasant pastime,
113
628160
9000
Ve bir çok müessesemiz, hatta eğlence meşgalesi olan futbol bile, şimdilerde
10:37
now causes riots where people even die.
114
637160
5000
insan ölümlerine yol açan kargaşalara yol açıyor
10:42
And it's not surprising that religion, too, has been affected by this violent ethos.
115
642160
7000
Ve dinin de bu şiddet içeren etik değerlerden etkilenmesi şaşırtıcı değildir.
10:49
There's also a great deal, I think, of religious illiteracy around.
116
649160
6000
Etrafta ayrıca oldukça yüksek dini cehalet olduğunu düşünüyorum.
10:57
People seem to think, now equate religious faith with believing things.
117
657160
5000
İnsanlar bu gün dini inancı şeylere inanmakla eşdeğer olarak görüyorlar.
11:02
As though that -- we call religious people often believers,
118
662160
5000
Öyleymiş gibi -- dindar insanları sık sık inanlar olarak adlandırırız,
11:07
as though that were the main thing that they do. And very often, secondary goals
119
667160
7000
sanki yaptıkları temel şey oymuş gibi. Ve sık sık, ikincil amaçlar
11:14
get pushed into the first place, in place of compassion and the Golden Rule.
120
674160
6000
birinci yere itiliyor, şefkatin ve Altın Kuralın yerine.
11:20
Because the Golden Rule is difficult. I sometimes -- when I'm speaking to
121
680160
6000
Çünkü Altın Kural zordur. Bazen, şefkat hakkında cemaatlere
11:26
congregations about compassion, I sometimes see
122
686160
4000
hitap ettiğimde, birçok dindar insanın şefkatli olmaktansa
11:30
a mutinous expression crossing some of their faces because
123
690160
7000
haklı olmayı tercih ettiği din yüzünden, bazen bazı yüzleri aşan
11:37
a lot of religious people prefer to be right, rather than compassionate. (Laughter)
124
697160
6000
isyankar bir ifade görüyorum. (Gülüşmeler)
11:43
Now -- but that's not the whole story.
125
703160
4000
Şimdi -- ama bütün hikaye bu değil.
11:47
Since September the 11th, when my work on Islam suddenly propelled me
126
707160
6000
11 Eylülden bu yana, İslam üzerindeki çalışmam beni tahayyül etmediğim şekilde
11:53
into public life, in a way that I'd never imagined, I've been able to sort of go all over the world,
127
713160
7000
kamu alanına itince, dünyanın her tarafında gitme fırsatı buldum ve gittiğim her yerde,
12:00
and finding, everywhere I go, a yearning for change.
128
720160
6000
değişim için bir özlem buldum.
12:06
I've just come back from Pakistan, where literally thousands of people came to my lectures,
129
726160
8000
binlerce insanın konferanslarıma geldiği Pakistan'dan henüz döndüm,
12:14
because they were yearning, first of all, to hear a friendly Western voice.
130
734160
4000
çünkü her şeyden önce dostça bir Batılı ses duymaya özlem duyuyorlardı.
12:18
And especially the young people were coming. And were asking me --
131
738160
7000
Ve özellikle gençler geliyorlardı. Ve bana sordukları -- gençlerin söyledikleri
12:25
the young people were saying, "What can we do? What can we do to change things?"
132
745160
5000
"Ne yapabiliriz?" "Bu şeyleri değiştirmek için ne yapabiliriz?"
12:30
And my hosts in Pakistan said, "Look, don't be too polite to us.
133
750160
7000
Ve, Pakistan'da beni ağırlayanlar "Bakın, bize karşı kibar olmayın.
12:37
Tell us where we're going wrong. Let's talk together about where religion is failing."
134
757160
6000
Neyi yanlış yaptığımızı bize söyleyin. Dinin nerede başarısız kaldığı hakkında birlikte konuşalım."
12:43
Because it seems to me that with -- our current situation is so serious
135
763160
7000
Bana öyle geliyor ki -- şimdiki durumumuz şu anda o kadar ciddi ki,
12:50
at the moment that any ideology that doesn't promote a sense of global understanding
136
770160
9000
birbirimizin küresel anlayış ve kürsel takdir duygusuna yol açamayan her ideoloji
12:59
and global appreciation of each other is failing the test of the time.
137
779160
6000
zamanın testini geçmekte başarısız kalıyor.
13:05
And religion, with its wide following ... Here in the United States,
138
785160
6000
Ve din, kendi geniş takip eden kitlesi ile ... burada Birleşik Devletlerde,
13:11
people may be being religious in a different way, as a report has just shown --
139
791160
6000
insanlar farklı şekilde dindar oluyor olabilirler, bir raporun henüz gösterdiği üzere --
13:17
but they still want to be religious. It's only Western Europe that has retained its secularism,
140
797160
8000
fakat bu insanlar hala dindar olmak istiyorlar. Sadece Batı Avrupa şimdi oldukça
13:25
which is now beginning to look rather endearingly old-fashioned.
141
805160
3000
oldukça modası geçmiş görünmeye başlayan sekülerizmini hala korumaya devam etmekte.
13:28
But people want to be religious, and religion should be made
142
808160
7000
Ama insanlar dindar olmak istiyorlar, ve din dünyada uyum için
13:35
to be a force for harmony in the world, which it can and should be --
143
815160
5000
bir güç olmalı, ki olabilir ve olmalı --
13:40
because of the Golden Rule.
144
820160
3000
Altın Kural sayesinde.
13:43
"Do not do to others what you would not have them do to you":
145
823160
4000
"Kendine yapılmasını istemediğin şeyi başkalarına yapma":
13:47
an ethos that should now be applied globally.
146
827160
3000
küresel olarak şimdi uygulanması gereken bir etik davranış.
13:50
We should not treat other nations as we would not wish to be treated ourselves.
147
830160
7000
Kendimize davranılmasını istemediğimiz şekilde diğer uluslara davranmamalıyız.
13:57
And these -- whatever our wretched beliefs -- is a religious matter, it's a spiritual matter.
148
837160
8000
Ve bunlar -- menfur inançlarımız ne olursa olsun -- bir dini meseledir, manevi bir meseledir.
14:05
It's a profound moral matter that engages and should engage us all.
149
845160
5000
Hepimizi bağlayan, bağlaması gereken derin moral meseledir.
14:10
And as I say, there is a hunger for change out there.
150
850160
4000
Ve söylediğim gibi, dışarıda değişimi için açlık var.
14:14
Here in the United States, I think you see it in this election campaign: a longing for change.
151
854160
6000
Birleşik Devletlerde, sanırım bu seçim kampanyasında görüyorsunuz: değişim için bir can atış var.
14:20
And people in churches all over and mosques all over this continent after September the 11th,
152
860160
10000
Ve 11 Eylül sonrası bu kıtanın her yerindeki kiliselerde ve camilerdeki insanlar
14:30
coming together locally to create networks of understanding.
153
870160
6000
karşılıklı anlayış bağları oluşturmak için yerel düzeyde bir araya geliyorlar.
14:36
With the mosque, with the synagogue, saying, "We must start to speak to one another."
154
876160
5000
Camiyle, sinagogla, "Bizler birbirimizle konuşmaya başlamalıyız" diyorlar.
14:41
I think it's time that we moved beyond the idea of toleration and move toward appreciation of the other.
155
881160
11000
Sanırım, tolerans fikrinin ötesine geçmemizin ve diğerini takdir etmemizin zamanı geldi.
14:52
I'd -- there's one story I'd just like to mention.
156
892160
5000
Bahsetmek istediğim bir hikaye var.
14:57
This comes from "The Iliad." But it tells you what this spirituality should be.
157
897160
6000
Bu hikaye "İlyada"dan. Ama bu ruhaniyetin ne olması gerektiğini anlatıyor.
15:03
You know the story of "The Iliad," the 10-year war between Greece and Troy.
158
903160
5000
"İlyada"nın hikayesini bilirsiniz: Truva ve Yunanistan arasında 10 yıllık savaş.
15:08
In one incident, Achilles, the famous warrior of Greece, takes his troops out of the war,
159
908160
5000
Bir olayda, Achilles, Yunanistan'ın ünlü savaşçısı, birliklerini savaştan çeker,
15:13
and the whole war effort suffers. And in the course of the ensuing muddle,
160
913160
6000
ve tüm savaş gayreti bundan zarar görür. Ve takip eden karışıklık esnasında,
15:19
his beloved friend, Patroclus, is killed -- and killed in single combat
161
919160
6000
sevgili arkadaşı, Patroclus, Truva prenslerinden birisi, Hector, tarafından
15:25
by one of the Trojan princes, Hector. And Achilles goes mad with grief and rage and revenge,
162
925160
5000
bir çarpışmada öldürülür. Ve Achilles öfke ve keder ve öç duygusu ile çılgına döner.
15:30
and he mutilates the body. He kills Hector, he mutilates his body
163
930160
9000
ve vücudu parçalar -- Hector'u öldürür, onun vücudunu parçalara ayırır
15:40
and then he refuses to give the body back for burial to the family,
164
940160
4000
ve sonra ailesine gömülmesi için vücudunu geri vermeyi reddeder,
15:44
which means that, in Greek ethos, Hector's soul will wander eternally, lost.
165
944160
7000
ki bu Yunan inancında, Hector'un ruhunun sonsuza değin dolaşacağı ve sonunda kaybolacağı anlamına gelmekteydi.
15:51
And then one night, Priam, king of Troy, an old man,
166
951160
4000
Ve sonra bir gece, Priam, Truva kralı, bir yaşlı adam,
15:55
comes into the Greek camp incognito, makes his way to Achilles' tent
167
955160
5000
gizlice Yunan kampına gelir, Achilles'in çadırına doğru yol alır
16:00
to ask for the body of his son.
168
960160
3000
oğlunun vücudunu istemek için.
16:03
And everybody is shocked when the old man takes off his head covering and shows himself.
169
963160
7000
Ve herkes yaşlı adam başındaki örtüyü çıkardığında ve kendisini gösterdiğinde şok olur.
16:10
And Achilles looks at him and thinks of his father. And he starts to weep.
170
970160
6000
Ve Achilles ona bakara ve babasını düşünür. Ve ağlamaya başlar.
16:18
And Priam looks at the man who has murdered so many of his sons,
171
978160
4000
Ve Priam oğullarından bir çoğunu katleden bu adama bakar,
16:22
and he, too, starts to weep. And the sound of their weeping filled the house.
172
982160
5000
ve o da ağlamaya başlar. Ve ağlayışlarının sesi tüm evi doldurur.
16:27
The Greeks believed that weeping together created a bond between people.
173
987160
5000
Yunanlılar birlikte ağlamanın insanlar arasında bir bağ oluşturduğuna inanırlardı.
16:32
And then Achilles takes the body of Hector, he hands it very tenderly to the father,
174
992160
8000
Ve sonra Achilles Hector'un vücudunu alır, onu sevecen bir şekilde babasına teslim eder.
16:40
and the two men look at each other, and see each other as divine.
175
1000160
4000
ve iki adam birbirine bakar, ve her biri diğerini kutsal olarak görür.
16:45
That is the ethos found, too, in all the religions.
176
1005160
6000
Bu tüm dinlerde de bulunan bir inançtır.
16:53
It's what is meant by overcoming the horror that we feel when we are under threat of our enemies,
177
1013160
6000
Kastedilen şey düşmanlarımızın tehdidi altında olduğumuzda hissettiğimiz korkunun üstesinde gelmek
16:59
and beginning to appreciate the other.
178
1019160
3000
ve ötekini takdir etmeye başlamaktır.
17:02
It's of great importance that the word for "holy" in Hebrew, applied to God, is "Kadosh": separate, other.
179
1022160
9000
İbranicede Tanrı için kullanılan "kutsal" kelimesi, "Kadosh"dur: yani ayrı, öteki.
17:11
And it is often, perhaps, the very otherness of our enemies which can
180
1031160
6000
Ve Tanrı olan bütünüyle gizemli aşkının dolaylı anlatımını
17:17
give us intimations of that utterly mysterious transcendence which is God.
181
1037160
5000
bize verebilen sıksık, belki de düşmanlarımızın tam ötekiliğidir.
17:23
And now, here's my wish:
182
1043160
3000
Ve şimdi, işte benim dileğim:
17:26
I wish that you would help with the creation,
183
1046160
6000
üç İbrahim gelenek Yahudilik, Hristiyanlık ve İslam'dan
17:32
launch and propagation of a Charter for Compassion,
184
1052160
6000
ilham uyandıran bir düşünür grubunca şekillendirilmiş
17:38
crafted by a group of inspirational thinkers from
185
1058160
6000
ve Altın Kuralın temel ilkelerine dayalı olan --
17:44
the three Abrahamic traditions of Judaism, Christianity and Islam,
186
1064160
4000
Şefkat Bildirgesinin oluşturulması, hayata geçirilmesi
17:48
and based on the fundamental principle of the Golden Rule.
187
1068160
5000
ve yayılmasına yardımcı olmanızı diliyorum.
17:53
We need to create a movement among all these people that I meet in my travels --
188
1073160
8000
Seyahatlerimde -- muhtemelen sizin de tanışmış olduğunuz - dediğim gibi --
18:01
you probably meet, too -- who want to join up, in some way,
189
1081160
4000
korsanlıkla kaçırılmış olduğunu hissettikleri inançlarını yeniden ele geçirmek
18:05
and reclaim their faith, which they feel, as I say, has been hijacked.
190
1085160
5000
ve bir şekilde bir araya gelmek isteyen tüm bu insanlar arasında bir hareket oluşturmaya ihtiyacımız var.
18:10
We need to empower people to remember the compassionate ethos,
191
1090160
6000
Şefkat inancını (ethos) insanlara hatırlatmak için insanları güçlendirmemiz
18:16
and to give guidelines. This Charter would not be a massive document.
192
1096160
4000
ve kılavuz sunmamız gerekiyor. Bu Bildirge yekpare bir belge olmayacak.
18:20
I'd like to see it -- to give guidelines as to how to interpret the Scriptures,
193
1100160
8000
İstismar edilen kutsal metinlerin nasıl yorumlanacağı hakkında kılavuz olacak
18:28
these texts that are being abused. Remember what the rabbis and what Augustine
194
1108160
6000
şekilde onu görmek istiyorum. Hahamın ve Augustine'in hayır ilkesi ile
18:34
said about how Scripture should be governed by the principle of charity.
195
1114160
3000
kutsal metnin nasıl ele alındığını hatırlayın.
18:37
Let's get back to that. And the idea, too, of Jews, Christians and Muslims --
196
1117160
6000
Geri dönelim. Dünyanın tüm geleneklerinden en azından bin büyük dini lider
18:43
these traditions now so often at loggerheads -- working together to
197
1123160
5000
tarafından imzalanmasını umut ettiğimiz bir belge oluşturmak için
18:48
create a document which we hope will be signed by a thousand, at least,
198
1128160
7000
çok sıklıkla birbirleri ile kavgalı olan Yahudilerin, Hristiyanların
18:55
of major religious leaders from all the traditions of the world.
199
1135160
4000
ve Müslümanların birlikte çalışması fikri.
18:59
And you are the people. I'm just a solitary scholar.
200
1139160
4000
Ve sizler bu insanlarsınız. Ben sadece yalnız bir bilginim.
19:03
Despite the idea that I love a good time, which I was rather amazed to see coming up on me
201
1143160
6000
Hoş zamanı sevmekle beraber, ki benim üstüme gelmesini görmekten oldukça şaşırdım,
19:09
-- I actually spend a great deal of time alone, studying, and I'm not very --
202
1149160
6000
vaktimin büyük bölümünü aslında yalnız geçiriyorum, çalışarak, ve ben çok değilim --
19:15
you're the people with media knowledge to explain to me how we can get this to everybody,
203
1155160
7000
bunu insanlara, yeryüzündeki herkese nasıl ulaştıracağımızı bana açıklayacak olan
19:22
everybody on the planet. I've had some preliminary talks,
204
1162160
4000
medya bilgisine sahip olanlar sizlersiniz. Bazı başlangıç konuşmalarım var,
19:26
and Archbishop Desmond Tutu, for example,
205
1166160
3000
ve Başpiskopos Desmond Tutu Desmond Tutu, örneğin,
19:29
is very happy to give his name to this, as is Imam Feisal Rauf, the Imam in New York City.
206
1169160
10000
buna ismini vermekten çok mutlu, New York Şehri İmamı, İmam Faisal Rauf da.
19:39
Also, I would be working with the Alliance of Civilizations at the United Nations.
207
1179160
8000
Ayrıca, Birleşmiş Milletlerde Medeniyetler İttifakı ile birlikte çalışıyor olacağım
19:47
I was part of that United Nations initiative called the Alliance of Civilizations,
208
1187160
8000
Medeniyetler İttifakı olarak adlandırılan, Kofi Annan tarafından aşırılığın nedenlerini
19:55
which was asked by Kofi Annan to diagnose the causes of extremism,
209
1195160
6000
teşhis etmek için istenilen ve daha fazla aşırılığın yükselmesinden
20:01
and to give practical guidelines to member states about how to avoid the escalation of further extremism.
210
1201160
9000
nasıl kaçınılacağı hakkında üye devletlere pratik kılavuz sunmayı amaçlayan Birleşmiş Milletler girişiminin bir parçası oldum.
20:10
And the Alliance has told me that they are very happy to work with it.
211
1210160
4000
Ve İttifaktakiler onlarla çalışmış olmam dolayısıyla çok memnun olduklarını bana ifade ettiler.
20:14
The importance of this is that this is -- I can see some of you starting to look worried,
212
1214160
6000
Bunun önemi, bazılarınızın endişelenmeye başladığınızı görebiliyorum,
20:20
because you think it's a slow and cumbersome body --
213
1220160
3000
çünkü bunun yavaş ve hantal bir yapı olduğunu düşünüyorsunuz,
20:23
but what the United Nations can do is give us some neutrality,
214
1223160
3000
ama Birleşmiş Milletlerin yapabileceği bize biraz tarafsızlık vermektedir,
20:26
so that this isn't seen as a Western or a Christian initiative, but that it's coming,
215
1226160
6000
ki böylece bir Batı ya da Hristiyan girişimi olarak görülmesin, ama, olduğu gibi,
20:32
as it were, from the United Nations, from the world --
216
1232160
3000
bu türden bürokrasi ile yardımcı olacak
20:35
who would help with the sort of bureaucracy of this.
217
1235160
6000
Birleşmiş Milletlerden, dünyadan geliyor olsun.
20:41
And so I do urge you to join me in making -- in this charter --
218
1241160
6000
Ve böylece sizleri bu bildirgeyi inşa etmede, hayata geçirmede, olması için yaymada
20:47
to building this charter, launching it and propagating it so that it becomes --
219
1247160
8000
bana katılmaya davet ediyorum.
20:55
I'd like to see it in every college, every church, every mosque, every synagogue in the world,
220
1255160
9000
Onu dünyadaki her üniversitede, her kilisede, her camide görmek istiyorum,
21:04
so that people can look at their tradition, reclaim it, and make religion a source of peace in the world,
221
1264160
9000
ki böylece insanlar geleneklerine bakabilsinler, onu yeniden talep etsinler, ve dini dünyada bir barışın kaynağı yapsınlar,
21:13
which it can and should be. Thank you very much. (Applause)
222
1273160
5000
ki olabilir ve olması gereken budur. Çok teşekkür ederim. (Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7