David Griffin: How photography connects us

David Griffin fotoğrafçılığın bizi nasıl birleştirdiği üzerine

47,026 views

2008-08-19 ・ TED


New videos

David Griffin: How photography connects us

David Griffin fotoğrafçılığın bizi nasıl birleştirdiği üzerine

47,026 views ・ 2008-08-19

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Burge Abiral Gözden geçirme: Sancak Gülgen
00:18
Let's just start by looking at some great photographs.
0
18330
3000
Bir kaç harika fotoğrafa bakarak başlayalım.
00:23
This is an icon of National Geographic,
1
23330
3000
Bu National Geographic'in bir simgesi,
00:26
an Afghan refugee taken by Steve McCurry.
2
26330
3000
Stave McCurry tarafından fotoğraflanmış bir Afgan mülteci.
00:29
But the Harvard Lampoon is about to come out
3
29330
3000
Ama Harvard Lampoon bir National Geographic
00:32
with a parody of National Geographic,
4
32330
2000
parodisi ile yayınlanmak üzere,
00:34
and I shudder to think what they're going to do to this photograph.
5
34330
4000
ve bu fotoğrafa ne yapacaklarını düşünmek bile tüylerimi ürpertiyor.
00:38
Oh, the wrath of Photoshop.
6
38330
2000
Photoshop'un gazabı.
00:42
This is a jet landing at San Francisco, by Bruce Dale.
7
42330
3000
Bu Bruce Dale tarafından fotoğraflanmış San Francisco'da iniş yapan bir jet.
00:45
He mounted a camera on the tail.
8
45330
3000
Kuyruğuna bir fotoğraf makinesi monte etmiş.
00:52
A poetic image for a story on Tolstoy, by Sam Abell.
9
52330
3000
Sam Abell'den bir Tolstoy hikayesi için şiirsel bir imge.
00:58
Pygmies in the DRC, by Randy Olson.
10
58330
2000
Randy Olson'dan Kongo Demokratik Cumhuriyeti'ndeki Pigme'ler.
01:00
I love this photograph because it reminds me
11
60330
2000
Bu fotoğrafı seviyorum çünkü bana..
01:02
of Degas' bronze sculptures of the little dancer.
12
62330
3000
Degas'ın 14 Yaşındaki Küçük Dansçı adlı bronz heykelini hatırlatıyor.
01:08
A polar bear swimming in the Arctic, by Paul Nicklen.
13
68330
5000
Paul Nicklin'den Kuzey Kutbu'nda yüzen bir kutup ayısı.
01:13
Polar bears need ice to be able to move back and forth --
14
73330
3000
Kutup ayılarının hareket edebilmeleri için buza ihtiyaçları var,
01:16
they're not very good swimmers --
15
76330
2000
pek de iyi yüzücü değiller.
01:18
and we know what's happening to the ice.
16
78330
2000
Ve buzullara neler olduğunu hepimiz biliyoruz.
01:22
These are camels moving across the Rift Valley in Africa,
17
82330
4000
Bunlar Afrika'daki Rift Vadi'sini geçen develer,
01:26
photographed by Chris Johns.
18
86330
2000
Chris Johns tarafından fotoğraflanmış.
01:29
Shot straight down, so these are the shadows of the camels.
19
89330
6000
Doğruca aşağı doğru çekilmiş, yani bunlar develerin gölgesi.
01:37
This is a rancher in Texas, by William Albert Allard,
20
97330
2000
Bu Texas'ta bir çiftlik sahibi,
01:39
a great portraitist.
21
99330
3000
harika bir portreci olan William Albert Allard'dan.
01:43
And Jane Goodall, making her own special connection,
22
103330
2000
Ve Jane Goodall, kendi özel bağlantısını kurarken,
01:45
photographed by Nick Nichols.
23
105330
2000
Nick Nichols tarafından fotoğraflanmış.
01:50
This is a soap disco in Spain, photographed by David Alan Harvey.
24
110330
4000
Burası İspanya'da bir köpük diskosu, David Alan Harvey tarafından fotoğraflanmış.
01:54
And David said that there was lot of weird stuff
25
114330
2000
Ve David'in dediğine göre o dans pistinde
01:56
happening on the dance floor.
26
116330
2000
bir çok garip şey oluyormuş.
01:58
But, hey, at least it's hygienic.
27
118330
3000
Ama, en azından hijyenik.
02:01
(Laughter)
28
121330
4000
(Gülüşmeler)
02:05
These are sea lions in Australia doing their own dance,
29
125330
4000
Bunlar Avusturalya'daki deniz aslanları, kendi danslarını ediyorlar,
02:09
by David Doubilet.
30
129330
2000
David Doubilet'den.
02:12
And this is a comet, captured by Dr. Euan Mason.
31
132330
4000
Ve bu da Dr. Euan Mason tarafından yakalanan bir kuyruklu yıldız.
02:18
And finally, the bow of the Titanic, without movie stars,
32
138330
4000
Ve son olarak, Titanic'in pruvası, film yıldızları olmadan,
02:22
photographed by Emory Kristof.
33
142330
2000
Emory Kristof tarafından fotoğraflandı.
02:29
Photography carries a power that holds up
34
149330
2000
Fotoğrafçılık, günümüzün doymuş medya dünyasının
02:31
under the relentless swirl of today's saturated, media world,
35
151330
4000
acımasız girdapları altında direnen bir güç taşır,
02:35
because photographs emulate the way
36
155330
2000
çünkü fotoğraflar,
02:37
that our mind freezes a significant moment.
37
157330
2000
aklımızın belirli bir anı dondurmasına benzer.
02:39
Here's an example.
38
159330
2000
İşte bir örnek.
02:41
Four years ago, I was at the beach with my son,
39
161330
2000
Dört yıl önce oğlumla sahildeydim,
02:43
and he was learning how to swim
40
163330
3000
ve o Delaware plajlarının sakin köpüklü dalgalarında
02:46
in this relatively soft surf of the Delaware beaches.
41
166330
3000
yüzmeyi öğreniyordu.
02:50
But I turned away for a moment, and he got caught into a riptide
42
170330
3000
Ama bir an için başka tarafa döndüm ve o bir akıntıya kapılıp
02:53
and started to be pulled out towards the jetty.
43
173330
1000
iskeleye doğru sürüklenmeye başladı.
02:56
I can stand here right now and see,
44
176330
3000
Şu an burada dururken bile hala görebiliyorum,
02:59
as I go tearing into the water after him,
45
179330
3000
suyun içine onun arkasından fırladığım sırada
03:02
the moments slowing down and freezing into this arrangement.
46
182330
3000
zaman yavaşlamaya ve bu sahne de donmaya başladı.
03:05
I can see the rocks are over here.
47
185330
4000
Oradaki kayaları görebiliyordum.
03:09
There's a wave about to crash onto him.
48
189330
2000
Bir dalga oğlumun üzerine çarpmak üzereydi.
03:11
I can see his hands reaching out,
49
191330
3000
Uzanan kollarını görebiliyordum,
03:14
and I can see his face in terror,
50
194330
2000
ve yüzündeki korkuyu görebiliyordum,
03:16
looking at me, saying, "Help me, Dad."
51
196330
3000
bana bakıyor ve "Baba, yardım et" diyordu.
03:20
I got him. The wave broke over us.
52
200330
2000
Onu yakaladım ve dalga üzerimize vurdu.
03:22
We got back on shore; he was fine.
53
202330
2000
Sağ salim kıyıya döndük.
03:24
We were a little bit rattled.
54
204330
2000
Biraz titriyorduk.
03:26
But this flashbulb memory, as it's called,
55
206330
4000
Bu "flashbulb memory" olarak isimlendirilir,
03:30
is when all the elements came together to define
56
210330
2000
yani bütün elementlerin biraraya gelerek sadece olayı değil,
03:32
not just the event, but my emotional connection to it.
57
212330
5000
benim olaya olan duygusal bağlantımın da tanımlandığı andır.
03:37
And this is what a photograph taps into
58
217330
2000
Ve bu bir fotoğrafın
03:39
when it makes its own powerful connection to a viewer.
59
219330
3000
izleyiciyle bağlantı oluşturduğu zaman sağladığı duygudur.
03:42
Now I have to tell you,
60
222330
2000
Şimdi size söylemem lazım,
03:44
I was talking to Kyle last week about this,
61
224330
2000
geçen hafta bu konu hakkında Kyle ile konuşuyordum,
03:46
that I was going to tell this story.
62
226330
2000
ona hikayesini anlattığımdan bahsediyordum.
03:48
And he said, "Oh, yeah, I remember that too!
63
228330
2000
O da bana, "Evet ben de o anı hatırlıyorum!" dedi.
03:50
I remember my image of you
64
230330
2000
"Senin bana
03:52
was that you were up on the shore yelling at me."
65
232330
2000
sahilden bağıran görüntünü hatırlıyorum."
03:54
(Laughter)
66
234330
2000
(Gülüşmeler)
03:56
I thought I was a hero.
67
236330
2000
Ben de kendimi kahraman sanıyordum.
03:58
(Laughter)
68
238330
1000
(Gülüşmeler)
03:59
So,
69
239330
3000
Yani...
04:02
this represents -- this is a cross-sample of
70
242330
2000
Bu tablo -- ustalıklarının en üst seviyesinde olan
04:04
some remarkable images taken by some of the world's greatest photojournalists,
71
244330
4000
dünyanın en önemli foto muhabirleri tarafından çekilmiş
04:08
working at the very top of their craft --
72
248330
3000
çarpıcı görüntülerin bir örneği.
04:11
except one.
73
251330
2000
Bir tanesi dışında.
04:13
This photograph was taken by Dr. Euan Mason
74
253330
3000
Bu fotoğraf geçen sene Yeni Zelanda'da
04:16
in New Zealand last year,
75
256330
2000
Dr. Euan Mason tarafından çekildi
04:18
and it was submitted and published in National Geographic.
76
258330
3000
ve National Geographic'te yayınlandı.
04:21
Last year, we added a section to our website called "Your Shot,"
77
261330
2000
Geçen sene web sitemize "Sizin Fotoğrafınız" adlı,
04:23
where anyone can submit photographs for possible publication.
78
263330
4000
herkesin yayınlamak üzere fotoğraf gönderebileceği bir bölüm ekledik.
04:27
And it has become a wild success,
79
267330
3000
Ve bu bölüm, hevesli fotoğraf camiasının ilgisini çekerek
04:30
tapping into the enthusiast photography community.
80
270330
3000
çok büyük bir üne kavuştu.
04:33
The quality of these amateur photographs
81
273330
2000
Bu amatör fotoğrafların kalitesi
04:35
can, at times, be amazing.
82
275330
2000
bazen şaşırtıcı olabiliyor.
04:37
And seeing this reinforces, for me,
83
277330
2000
Ve bunu görmek hepimizin içinde
04:39
that every one of us has at least one or two
84
279330
3000
en az bir iki güzel fotoğraf olduğu
04:42
great photographs in them.
85
282330
2000
fikrini güçlendiriyor.
04:44
But to be a great photojournalist,
86
284330
3000
Fakat çok iyi bir foto muhabiri olmak için
04:47
you have to have more than just one or two
87
287330
2000
içinde bir iki taneden daha fazla
04:49
great photographs in you.
88
289330
2000
fotoğraf barındırmalısın.
04:51
You've got to be able to make them all the time.
89
291330
2000
Sürekli bu fotoğrafları yaratabilmelisin.
04:53
But even more importantly,
90
293330
3000
Ama bundan önemlisi
04:56
you need to know how to create a visual narrative.
91
296330
3000
görsel bir anlatıyı nasıl yaratabileceğini bilmen gerekiyor.
04:59
You need to know how to tell a story.
92
299330
3000
Bir hikaye nasıl söylenir bilmen gerekiyor.
05:02
So I'm going to share with you some coverages
93
302330
2000
Ben de sizinle fotoğrafçılığın hikaye anlatma gücünü
05:04
that I feel demonstrate the storytelling power of photography.
94
304330
3000
gösterdiğine inandığım bazı haber yorumları paylaşacağım.
05:09
Photographer Nick Nichols went to document
95
309330
3000
Fotoğrafçı Nick Nichols Çad'da Zakouma adlı çok küçük
05:12
a very small and relatively unknown wildlife sanctuary
96
312330
3000
ve pek bilinmeyen bir yaban hayatı koruma alanını
05:15
in Chad, called Zakouma.
97
315330
2000
belgelemeye gitti.
05:18
The original intent was to travel there
98
318330
2000
Asıl amacı oraya seyahat edip
05:20
and bring back a classic story of diverse species,
99
320330
2000
egzotik bir bölgeden çeşitli türlerin
05:22
of an exotic locale.
100
322330
2000
klasik bir hikayesini paylaşmaktı.
05:24
And that is what Nick did, up to a point.
101
324330
2000
Ve Nick bunu bir ölçüde yaptı.
05:26
This is a serval cat.
102
326330
2000
Bu bir yabani kedi.
05:28
He's actually taking his own picture,
103
328330
2000
Aslında kamera tuzağı olarak adlandırdığımız bir şekilde
05:30
shot with what's called a camera trap.
104
330330
2000
kendi fotoğrafını çekiyor.
05:32
There's an infrared beam that's going across,
105
332330
2000
Bölgeyi çaprazlama kesen kızılötesi bir ışın var
05:34
and he has stepped into the beam and taken his photograph.
106
334330
2000
ve o ışının alanına girdiği zaman fotoğrafı çekilmiş oluyor.
05:36
These are baboons at a watering hole.
107
336330
4000
Bunlar bir su birintikisinin yanındaki babunlar.
05:41
Nick -- the camera, again, an automatic camera
108
341330
2000
Nick, yani otomatik kamera,
05:43
took thousands of pictures of this.
109
343330
2000
böyle binlerce fotoğraf çekti.
05:45
And Nick ended up with a lot of pictures
110
345330
2000
Ve şu an Nick'in elinde babunların arkalarını gösteren
05:47
of the rear ends of baboons.
111
347330
2000
bir sürü fotoğraf var.
05:49
(Laughter)
112
349330
1000
(Gülüşmeler)
05:50
A lion having a late night snack --
113
350330
3000
Gece geç saatte atıştıran bir aslan --
05:53
notice he's got a broken tooth.
114
353330
2000
fark ettiyseniz dişlerinden biri kırık.
05:58
And a crocodile walks up a riverbank toward its den.
115
358330
3000
Ve burada bir timsah, sığınağına doğru nehir kenarına yanaşıyor.
06:01
I love this little bit of water
116
361330
2000
Kuyruğunun arkasından akan su damlalarını
06:03
that comes off the back of his tail.
117
363330
2000
çok beğeniyorum.
06:07
But the centerpiece species of Zakouma are the elephants.
118
367330
3000
Fakat Zakouma'daki en etkileyici tür filler.
06:10
It's one of the largest intact herds in this part of Africa.
119
370330
4000
Afrika'nın bu bölgesindeki zarar görmemiş en büyük sürülerden biri.
06:14
Here's a photograph shot in moonlight,
120
374330
2000
Bu ay ışığında çekilmiş bir fotoğraf,
06:16
something that digital photography has made a big difference for.
121
376330
3000
bu tabi dijital fotoğrafçılığın yarattığı fark sayesinde oluyor.
06:19
It was with the elephants that this story pivoted.
122
379330
2000
Bu hikaye filler etrafında dönüyor.
06:21
Nick, along with researcher Dr. Michael Fay,
123
381330
4000
Araştırmacı Dr. Michael Fay ve Nick
06:25
collared the matriarch of the herd.
124
385330
2000
sürünün dişi reisine tasma taktılar.
06:27
They named her Annie,
125
387330
2000
İsmini Annie koyup
06:29
and they began tracking her movements.
126
389330
2000
onun hareketlerini izlemeye başladılar.
06:31
The herd was safe within the confines of the park,
127
391330
2000
Kendini işine adamış koruyucular sayesinde
06:33
because of this dedicated group of park rangers.
128
393330
2000
sürü parkın sınırları içinde güvendeydi.
06:35
But once the annual rains began,
129
395330
4000
Ancak yıllık yağmurlar başlayınca sürü
06:39
the herd would begin migrating to feeding grounds outside the park.
130
399330
3000
parkın dışındaki yerlerden otlanmak için göç etmeye başlıyordu.
06:42
And that's when they ran into trouble.
131
402330
2000
Böylece başlarını derde sokuyorlardı.
06:45
For outside the safety of the park were poachers,
132
405330
2000
Parkın güvenli alanın dışında onları değerli dişleri için
06:47
who would hunt them down only for the value of their ivory tusks.
133
407330
4000
yakalamayı bekleyen kaçak avcılar bulunuyordu.
06:52
The matriarch that they were radio tracking,
134
412330
2000
Vericiyle takip ettikleri dişi fil
06:54
after weeks of moving back and forth, in and out of the park,
135
414330
3000
parkın içinde ve dışında haftalarca ileri geri dolaştıktan sonra
06:57
came to a halt outside the park.
136
417330
2000
parkın dışında bir yerde duruverdi.
06:59
Annie had been killed, along with 20 members of her herd.
137
419330
5000
Sürüden 20 diğer hayvanla birlikte Annie öldürülmüştü.
07:07
And they only came for the ivory.
138
427330
2000
Ve sadece dişi için.
07:13
This is actually one of the rangers.
139
433330
2000
Bu parkın korumalarından biri.
07:15
They were able to chase off one of the poachers and recover this ivory,
140
435330
3000
Korumalar, kaçak avcıların birini yakalayıp fildişini geri aldılar.
07:18
because they couldn't leave it there,
141
438330
2000
Hala değerli olduğu için
07:20
because it's still valuable.
142
440330
2000
orada öylece bırakamazlardı.
07:22
But what Nick did was he brought back
143
442330
2000
Fakat Nick'in yaptığı, "Dünya muhteşem değil mi?" gibi
07:24
a story that went beyond the old-school method
144
444330
4000
basit ve eski moda hikaye biçimlerinin ötesine giden
07:28
of just straight, "Isn't this an amazing world?"
145
448330
2000
bir hikayeyi paylaşmak oldu.
07:30
And instead, created a story that touched our audiences deeply.
146
450330
4000
Ve seyirciyi derinden etkileyen bir hikaye yarattı.
07:34
Instead of just knowledge of this park,
147
454330
2000
Sadece bu park hakkında bilgi vermek yerine
07:36
he created an understanding and an empathy
148
456330
2000
filler ve korumalar ile
07:38
for the elephants, the rangers and the many issues
149
458330
2000
insan ve vahşi hayat çevresindeki bir çok sorun hakkında
07:40
surrounding human-wildlife conflicts.
150
460330
3000
anlayış ve empati oluşturdu.
07:44
Now let's go over to India.
151
464330
2000
Şimdi Hindistan'a gidelim.
07:46
Sometimes you can tell a broad story in a focused way.
152
466330
3000
Bazen genel bir hikaye bir odak noktası üzerinden anlatılabilir.
07:49
We were looking at the same issue that Richard Wurman
153
469330
3000
Burada Richard Wurman'ın Yeni Dünya Nüfusu Projesi'nden
07:52
touches upon in his new world population project.
154
472330
3000
bahsettiği sayıya bakıyoruz.
07:55
For the first time in history,
155
475330
2000
Tarihte ilk defa
07:57
more people live in urban, rather than rural, environments.
156
477330
4000
daha fazla insan kırsal kesimlerden çok kentlerde yaşıyor.
08:01
And most of that growth is not in the cities,
157
481330
2000
Ve büyümenin çoğu şehirlerin içinde değil
08:03
but in the slums that surround them.
158
483330
2000
çevrelerindeki gecekondu semtlerinde oluyor.
08:06
Jonas Bendiksen, a very energetic photographer,
159
486330
3000
Çok hareketli bir fotoğrafçı olan Jonas Bendiksen
08:09
came to me and said,
160
489330
2000
bana gelip şöyle dedi,
08:11
"We need to document this, and here's my proposal.
161
491330
3000
"Bu durumu belgelememiz lazım ve teklifim şu:
08:14
Let's go all over the world and photograph every single slum around the world."
162
494330
3000
Dünyada her yere gidip her gecekondu mahallesinin fotoğrafını çekelim."
08:17
And I said, "Well, you know, that might be a bit ambitious for our budget."
163
497330
3000
Ben de dedim ki, "Biliyorsun ki bu bütçemiz için biraz iddialı olabilir."
08:20
So instead, what we did was
164
500330
2000
Biz de onun yerine,
08:22
we decided to, instead of going out and doing what would result
165
502330
3000
bizim araştırma hikayesi olarak adlandırdığımız şekilde
08:25
in what we'd consider sort of a survey story --
166
505330
2000
gidip herşeye kısaca göz atmak yerine,
08:27
where you just go in and see just a little bit of everything --
167
507330
3000
Jonas'ı Hindistan'da
08:30
we put Jonas into Dharavi,
168
510330
3000
Bombey'in bir parçası olan
08:33
which is part of Mumbai, India,
169
513330
2000
Dharavi'ye gönderdik,
08:35
and let him stay there, and really get into
170
515330
2000
ve onun orada kalıp şehrin bu önemli bölümünün
08:37
the heart and soul of this really major part of the city.
171
517330
6000
kalbine ve ruhuna giriş yapmasını sağladık.
08:44
What Jonas did was not just go and do a surface look
172
524330
2000
Jonas'ın yaptığı oraya gidip böyle yerlerde olan kötü koşullara
08:46
at the awful conditions that exist in such places.
173
526330
3000
yüzeysel bir şekilde bakmak değildi.
08:49
He saw that this was a living and breathing and vital part
174
529330
3000
Jonas bu koşulların bütün kentsel yaşamın işlevini nasıl yerine getirdiğinin
08:52
of how the entire urban area functioned.
175
532330
2000
yaşayan ve nefes alan önemli bir parçası olduğunu gördü.
08:55
By staying tightly focused in one place,
176
535330
2000
Tek bir yere iyice odaklanarak
08:57
Jonas tapped into the soul and the enduring human spirit
177
537330
3000
Jonas buradaki topluluğun temelini oluşturan
09:00
that underlies this community.
178
540330
2000
dayanıklı insan ruhunun içine girdi.
09:04
And he did it in a beautiful way.
179
544330
2000
Ve bunu çok güzel bir şekilde gerçekleştirdi.
09:09
Sometimes, though, the only way to tell a story is with a sweeping picture.
180
549330
3000
Fakat bazen, bir hikayeyi anlatmanın tek yolu kapsamlı bir fotoğraftan geçiyor.
09:12
We teamed up underwater photographer Brian Skerry
181
552330
3000
Dünyanın balık avlama bölgelerinin kaybolmasını belgelemek için
09:15
and photojournalist Randy Olson
182
555330
2000
sualtı fotoğrafçıcı Brian Skerry
09:17
to document the depletion of the world's fisheries.
183
557330
3000
ve foto muhabiri Randy Olson ile birleştik.
09:20
We weren't the only ones to tackle this subject,
184
560330
3000
Bu konu hakkında çalışan sadece biz değiliz,
09:23
but the photographs that Brian and Randy created
185
563330
3000
ama Brian ve Randy'nın yarattığı fotoğraflar
09:26
are among the best to capture both the human
186
566330
2000
aşırı avcılığın insan ve doğaya verdiği tahribatı yakalayan
09:28
and natural devastation of overfishing.
187
568330
2000
en iyi fotoğraflar arasında.
09:30
Here, in a photo by Brian,
188
570330
2000
Burada Brian'ın çektiği bir fotoğrafta
09:32
a seemingly crucified shark is caught up
189
572330
3000
çarmıha gerilmiş gibi duran bir köpekbalığı
09:35
in a gill net off of Baja.
190
575330
2000
Baja açıklarında bir ağa yakalanmış.
09:37
I've seen sort of OK pictures of bycatch,
191
577330
3000
Belirli balık türleri avlanırken
09:40
the animals accidentally scooped up
192
580330
2000
yanlışlıkla yakalanan hayvanları betimleyen
09:42
while fishing for a specific species.
193
582330
2000
sıradan bir sürü fotoğraf gördüm.
09:44
But here, Brian captured a unique view
194
584330
2000
Ama burada Brian kendisini teknenin altına yerleştirerek
09:46
by positioning himself underneath the boat
195
586330
3000
yanlışlıkla avlanan hayvanların denize geri atıldığı anın
09:49
when they threw the waste overboard.
196
589330
4000
eşsiz bir görüntüsünü yakaladı.
09:55
And Brian then went on to even greater risk
197
595330
2000
Ve Brian daha da büyük bir risk alarak
09:57
to get this never-before-made photograph
198
597330
2000
daha önce hiç yapılmamış bir şekilde
09:59
of a trawl net scraping the ocean bottom.
199
599330
2000
okyanusun zeminini parçalayan bir trolün fotoğrafını çekti.
10:04
Back on land, Randy Olson photographed
200
604330
2000
Karaya geri dönersek, Randy Olson Afrika'da
10:06
a makeshift fish market in Africa,
201
606330
2000
fileto yapılmış balık artıklarının yerli halka satılıp,
10:08
where the remains of filleted fish were sold to the locals,
202
608330
3000
filetoların Avrupa'ya gönderildiği
10:11
the main parts having already been sent to Europe.
203
611330
3000
bir balık pazarını fotoğrafladı.
10:14
And here in China, Randy shot a jellyfish market.
204
614330
3000
Ve burada Çin'de, Randy bir deniz anası pazarını çekti.
10:18
As prime food sources are depleted,
205
618330
2000
Başlıca besin kaynakları azaldıkça
10:20
the harvest goes deeper into the oceans
206
620330
2000
hasat, okyanusların daha da derinlerine iniyor
10:22
and brings in more such sources of protein.
207
622330
2000
ve daha fazla protein kaynağı getiriyor.
10:24
This is called fishing down the food chain.
208
624330
3000
Bunun adı beslenme zincirinde balık avlamak.
10:27
But there are also glimmers of hope,
209
627330
2000
Fakat umut ışığı da var
10:29
and I think anytime we're doing a big, big story on this,
210
629330
3000
ve inanıyorum ki
10:32
we don't really want to go
211
632330
2000
ne zaman bu konularda çok önemli bir haber yapsak
10:34
and just look at all the problems.
212
634330
2000
sadece problemlere bakmak istemiyoruz.
10:36
We also want to look for solutions.
213
636330
1000
Aynı zamanda çözümleri görmek istiyoruz.
10:37
Brian photographed a marine sanctuary in New Zealand,
214
637330
4000
Brian Yeni Zelanda'da ticari balıkçılığın yasaklandığı
10:41
where commercial fishing had been banned --
215
641330
2000
bir deniz koruma alanını fotoğrafladı.
10:43
the result being that the overfished species have been restored,
216
643330
4000
Sonuç olarak burada fazla avlanan balık türleri canlandırıldı
10:47
and with them a possible solution for sustainable fisheries.
217
647330
3000
ve onlarla beraber sürdürülebilir balık alanları da.
10:50
Photography can also compel us to confront
218
650330
3000
Fotoğrafçılık aynı zamanda bizi üzücü ve tartışmalı olabilecek
10:53
issues that are potentially distressing and controversial.
219
653330
3000
konularla yüzleşmeye zorlayabilir.
10:56
James Nachtwey, who was honored at last year's TED,
220
656330
4000
Geçen sene TED'de onurlandırılan James Nachtwey
11:00
took a look at the sweep of the medical system
221
660330
2000
Irak'tan dönen yaralı Amerikalıların tedavisinde kullanılan
11:02
that is utilized to handle the American wounded coming out of Iraq.
222
662330
3000
tıbbi sistemin detaylarını ortaya çıkarttı.
11:05
It is like a tube where a wounded soldier enters on one end
223
665330
3000
Yaralı bir askerin bir ucundan girip
11:08
and exits back home, on the other.
224
668330
3000
diğer ucundan çıktığı bir boru gibi.
11:11
Jim started in the battlefield.
225
671330
2000
Jim işe savaş alanında başladı.
11:13
Here, a medical technician tends to a wounded soldier
226
673330
4000
Burada bir tıbbi teknisyen sahadaki hastaneye giden helikopterde
11:17
on the helicopter ride back to the field hospital.
227
677330
2000
yaralı bir askerle ilgileniyor.
11:20
Here is in the field hospital.
228
680330
2000
Burada askerler hastanede.
11:22
The soldier on the right has the name of his daughter
229
682330
3000
Sağdaki asker ona evini hatırlatsın diye
11:25
tattooed across his chest, as a reminder of home.
230
685330
3000
kızının ismini göğsüne dövme olarak yazdırmış.
11:28
From here, the more severely wounded are transported
231
688330
4000
Buradan daha ağır hastalar Almanya'ya nakliye ediliyor,
11:32
back to Germany, where they meet up with their families
232
692330
2000
ve ilk defa Almanya'da
11:34
for the first time.
233
694330
2000
aileleriyle buluşuyor.
11:39
And then back to the States to recuperate at veterans' hospitals,
234
699330
4000
Daha sonra buradaki Walter Reed gibi gazi hastanelerinde iyileşmek için
11:43
such as here in Walter Reed.
235
703330
2000
Amerika Birleşik Devletleri'ne dönüyorlar.
11:45
And finally, often fitted with high-tech prosthesis,
236
705330
2000
Ve son olarak ileri teknoloji protezleriyle
11:47
they exit the medical system and attempt
237
707330
2000
tıp merkezinden çıkıp
11:49
to regain their pre-war lives.
238
709330
2000
savaş öncesi yaşamlarını geri kazanmaya çalışıyorlar.
11:51
Jim took what could have been a straight-up medical science story
239
711330
3000
Jim basit olabilecek bir tıbbi bilim hikayesini alıp
11:54
and gave it a human dimension that touched our readers deeply.
240
714330
4000
ona okuyucularımızı derinden etkileyen insani bir boyut kattı.
12:00
Now, these stories are great examples
241
720330
2000
İşte bu hikayeler fotoğrafçılığın günümüzdeki en önemli konularına
12:02
of how photography can be used
242
722330
2000
dikkati çekmek için nasıl kullanılabileceğini gösteren
12:04
to address some of our most important topics.
243
724330
3000
muhteşem örnekler.
12:07
But there are also times when photographers
244
727330
2000
Fakat bazen fotoğrafçılar
12:09
simply encounter things that are, when it comes down to it,
245
729330
2000
herşeyden önce
12:11
just plain fun.
246
731330
2000
komik şeylerle de karşılaşıyorlar.
12:13
Photographer Paul Nicklin traveled to Antarctica
247
733330
2000
Fotoğrafçı Paul Nicklin leopar foklarıyla ilgili bir hikaye çekmek için
12:15
to shoot a story on leopard seals.
248
735330
2000
Antarktika'ya seyahat etti.
12:17
They have been rarely photographed, partly because they are considered
249
737330
3000
Foklar okyanustaki en tehlikeli yırtıcı hayvanlardan biri olarak algılandıkları için
12:20
one of the most dangerous predators in the ocean.
250
740330
2000
çok az fotoğraflandırıldılar.
12:23
In fact, a year earlier, a researcher had been
251
743330
2000
Aslında bir sene önce bir araştırmacı
12:25
grabbed by one and pulled down to depth and killed.
252
745330
2000
foklardan biri tarafından yakalanıp aşağı çekilip öldürülmüştü.
12:27
So you can imagine Paul was maybe a little bit hesitant
253
747330
2000
Yani tahmin edersiniz ki Paul
12:29
about getting into the water.
254
749330
2000
suya girme konusunda belki biraz tereddütteydi.
12:32
Now, what leopard seals do mostly is, they eat penguins.
255
752330
3000
Leopar foklarının en çok yaptığı şey penguenleri yemek.
12:35
You know of "The March of the Penguins."
256
755330
2000
"Penguenlerin Yürüyüşü"nü biliyorsanız
12:37
This is sort of the munch of the penguins.
257
757330
2000
bu daha çok penguenlerin yenmesi.
12:39
(Laughter)
258
759330
2000
(Gülüşmeler)
12:42
Here a penguin goes up to the edge and looks out
259
762330
3000
Burada bir penguen kıyıya gidip
12:45
to see if the coast is clear.
260
765330
2000
kıyının güvenli olup olmadığına bakıyor.
12:47
And then everybody kind of runs out and goes out.
261
767330
3000
Ve sonra hepsi koşup atlıyor.
12:53
But then Paul got in the water.
262
773330
2000
Fakat daha sonra Paul suya giriyor.
12:55
And he said he was never really afraid of this.
263
775330
3000
Ve bundan hiç korkmadığını söyledi.
12:58
Well, this one female came up to him.
264
778330
2000
Bu dişi fok onun yanına geliyor.
13:00
She's probably -- it's a shame you can't see it in the photograph,
265
780330
3000
Muhtemelen, bu fotoğrafta gözükmemesi çok yazık ama
13:03
but she's 12 feet long.
266
783330
2000
3.5 metre uzunluğunda.
13:05
So, she is pretty significant in size.
267
785330
2000
Yani kayda değer bir büyüklükte.
13:08
And Paul said he was never really afraid,
268
788330
1000
Ve Paul hiç korkmadığını söyledi
13:09
because she was more curious about him than threatened.
269
789330
3000
çünkü fok tehdit edilmiş olmaktan çok Paul'u merak ediyormuş.
13:12
This mouthing behavior, on the right,
270
792330
2000
Sağdaki gibi ağzını açması
13:14
was really her way of saying to him, "Hey, look how big I am!"
271
794330
3000
aslında onun "Hey ne kadar büyük olduğuma bak!" deme şekli.
13:17
Or you know, "My, what big teeth you have."
272
797330
3000
Ya da "Ne kadar büyük dişlerin var!"
13:20
(Laughter)
273
800330
1000
(Gülüşmeler)
13:21
Then Paul thinks that she simply took pity on him.
274
801330
2000
Sonra Paul fokun ona acımış olabileceğini düşünüyor.
13:23
To her, here was this big, goofy creature in the water
275
803330
4000
Foka göre denizde
13:27
that for some reason didn't seem to be interested
276
807330
2000
penguenleri yakalamakla ilgilenmeyen
13:29
in chasing penguins.
277
809330
2000
büyük ve şapsal bir yaratık var.
13:31
So what she did was she started to bring penguins to him,
278
811330
4000
Fok da bu nedenle ona canlı olarak yakaladığı penguenleri getirip
13:35
alive, and put them in front of him.
279
815330
3000
önüne koymaya başlıyor.
13:38
She dropped them off, and then they would swim away.
280
818330
3000
Onları bırakıyor, penguenler de yüzerek kaçıyorlar.
13:41
She'd kind of look at him, like "What are you doing?"
281
821330
2000
Fok da Paul'e "Ne yapıyorsun?" der gibi bakıp
13:43
Go back and get them, and then bring them back
282
823330
3000
gidip penguenleri geri getirip
13:46
and drop them in front of him.
283
826330
2000
tekrar onun önüne bırakıyor.
13:48
And she did this over the course of a couple of days,
284
828330
3000
Ve fok bunu birkaç gün boyunca yaptı,
13:51
until the point where she got so frustrated with him
285
831330
2000
hatta o kadar sinirlendi ki
13:53
that she started putting them directly on top of his head.
286
833330
3000
penguenleri Paul'un direk kafasına koymaya başladı.
13:56
(Laughter)
287
836330
2000
(Gülüşmeler)
13:58
Which just resulted in a fantastic photograph.
288
838330
3000
Böylece harika bir fotoğraf ortaya çıktı.
14:01
(Laughter)
289
841330
3000
(Gülüşmeler)
14:04
Eventually, though, Paul thinks that she just figured
290
844330
3000
Fakat sonunda, Paul'e göre, fok onun yemek yemediği için
14:07
that he was never going to survive.
291
847330
2000
hayatta kalmayacağını kabullenmiş.
14:09
This is her just puffing out, you know,
292
849330
3000
Bu onun nefretle homurdanarak
14:12
snorting out in disgust.
293
852330
2000
iç çekmesi.
14:14
(Laughter)
294
854330
2000
(Gülüşmeler)
14:16
And lost interest with him, and went back to what she does best.
295
856330
3000
Ve fok, Paul'a olan ilgisini kaybedip her zaman en iyi yaptığı şeye yöneldi.
14:19
Paul set out to photograph a relatively
296
859330
2000
Paul nispeten gizemli ve bilinmeyen bir hayvanı
14:21
mysterious and unknown creature,
297
861330
2000
fotoğraflamak için yola çıktı
14:23
and came back with not just a collection of photographs,
298
863330
2000
ve sadece bir fotoğraf koleksiyonuyla değil,
14:25
but an amazing experience and a great story.
299
865330
3000
inanılmaz bir deneyim ve muhteşem bir hikayeyle geri döndü.
14:29
It is these kinds of stories,
300
869330
2000
İşte acele ve yüzeysel olanların ötesine geçen
14:31
ones that go beyond the immediate or just the superficial
301
871330
3000
ve fotomuhabirliğin gücünü ortaya çıkaran
14:34
that demonstrate the power of photojournalism.
302
874330
2000
böyle hikayelerdir.
14:37
I believe that photography can make a real connection to people,
303
877330
5000
Fotoğrafçılığın insanları birleştirdiğine
14:42
and can be employed as a positive agent
304
882330
3000
ve dünyamızın bugün karşılaştığı
14:45
for understanding the challenges and opportunities
305
885330
2000
sorunları ve olanakları anlamak için
14:47
facing our world today.
306
887330
2000
olumlu bir etken olarak kullanılabileceğine inanıyorum.
14:49
Thank you.
307
889330
1000
Teşekkürler.
14:50
(Applause)
308
890330
4000
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7