How the worst moments in our lives make us who we are | Andrew Solomon

2,886,187 views ・ 2014-05-21

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Isil Malatyali Gözden geçirme: Sancak Gülgen
00:12
As a student of adversity,
0
12873
2634
Zor durumların öğrencisi olarak
00:16
I've been struck over the years by how some people with major challenges
1
16309
5308
yıllar boyunca,
bazı insanların
büyük zorluklardan
00:21
seem to draw strength from them.
2
21641
2338
güçlü çıkmalarına hayran kaldım ve
00:24
And I've heard the popular wisdom that that has to do with finding meaning.
3
24649
3937
bunun hayatın anlamını bulmakla
bir ilgisi olduğunu duydum.
00:28
And for a long time,
4
28940
1461
Uzun zaman boyunca,
00:30
I thought the meaning was out there,
5
30425
2375
anlamın oralarda bir yerlerde olduğunu
00:32
some great truth waiting to be found.
6
32824
2479
muhteşem bir gerçeğin bulunmayı beklediğini sandım.
00:35
But over time,
7
35985
1550
Ancak zamanla gerçekle alakasının olmadığını
00:37
I've come to feel that the truth is irrelevant.
8
37640
2463
düşünmeye başladım.
00:40
We call it "finding meaning,"
9
40593
2183
Anlamı bulmak da diyebiliriz,
00:42
but we might better call it "forging meaning."
10
42800
3302
ama anlamı yaratmak demek daha doğru olur.
00:46
My last book was about how families manage to deal
11
46983
2945
Son kitabım zor durumlarla ya da
normal dışı doğumlarla mücadele
00:49
with various kinds of challenging or unusual offspring.
12
49952
3711
eden ailelerle ilgiliydi.
Görüştüğüm kişilerden
00:54
And one of the mothers I interviewed,
13
54303
2167
00:56
who had two children with multiple severe disabilities,
14
56494
2963
ağır engelli iki çocuk annesi
00:59
said to me, "People always give us these little sayings like,
15
59481
4697
''İnsanlar bize sürekli olarak
'Tanrı kaldırabileceğinizden
daha ağır bir yük vermez' gibi sözler söylerler,
01:04
'God doesn't give you any more than you can handle.'
16
64202
2916
01:07
But children like ours are not preordained as a gift.
17
67789
4427
ama bizimkiler gibi çocuklar
kader sonucu hediye edilmediler.
01:13
They're a gift
18
73145
1151
Onlar hediyeler, çünkü biz bunu seçtik.
01:14
because that's what we have chosen."
19
74320
2725
01:18
We make those choices all our lives.
20
78680
3600
Bu seçimleri yaşantımız boyunca yaparız.
İkinci sınıftayken
01:23
When I was in second grade,
21
83351
2044
01:25
Bobby Finkel had a birthday party
22
85419
2857
Bobby Finkel doğumgünü partisine
ben hariç herkesi çağırmıştı.
01:28
and invited everyone in our class but me.
23
88300
3273
01:32
My mother assumed there had been some sort of error,
24
92637
2494
Annem ortada bir yanlış olduğunu düşündü ve
Bobby'nin annesini aradı.
01:35
and she called Mrs. Finkel,
25
95155
1638
01:36
who said that Bobby didn't like me and didn't want me at his party.
26
96817
4611
O da Bobby'nin beni sevmediğini
ve partisinde istemediğini söyledi.
O gün annem beni hayvanat bahçesine götürdü ve
01:42
And that day, my mom took me to the zoo
27
102022
3197
dondurma aldı.
01:45
and out for a hot fudge sundae.
28
105243
1907
Yedinci sınıftayken
01:48
When I was in seventh grade,
29
108047
1904
01:49
one of the kids on my school bus nicknamed me "Percy,"
30
109975
4318
okul servisindeki çocuklardan biri
tavırlarımın bir özeti olarak
beni ''Penis'' diye lakap taktı.
01:54
as a shorthand for my demeanor.
31
114317
2321
Bazen o ve arkadaş grubu
01:57
And sometimes, he and his cohort would chant that provocation
32
117011
5048
tüm okul servisi yolculuğu boyunca
koro halinde söylüyorlardı
02:02
the entire school bus ride,
33
122083
2030
gidişte 45, dönüşte 45 dakika boyunca
02:04
45 minutes up, 45 minutes back:
34
124137
3613
02:07
"Percy! Percy! Percy! Percy!"
35
127774
3965
''Penis! Penis! Penis! Penis!''
02:12
When I was in eighth grade, our science teacher told us
36
132572
4181
Sekizinci sınıftayken
fen öğretmenimiz
02:16
that all male homosexuals develop fecal incontinence
37
136777
4024
bütün erkek eşcinsellerin
anüs kaslarının travması sonucu
02:20
because of the trauma to their anal sphincter.
38
140825
3112
dışkılarını tutamadıklarını söyledi.
Neredeyse hiç kafeteryaya gidemeden
02:25
And I graduated high school without ever going to the cafeteria,
39
145294
4544
okuldan mezun oldum;
02:29
where I would have sat with the girls and been laughed at for doing so,
40
149941
3898
kızlarla oturduğumda güldüler,
erkeklerle oturduğumda da
02:33
or sat with the boys,
41
153863
1657
kızlarla oturması
02:35
and been laughed at for being a boy who should be sitting with the girls.
42
155625
3829
gereken bir erkek çocuk
olduğumu söyleyerek güldüler.
Çocukluğumu kaçış ve tahammülün
02:40
I survived that childhood through a mix of avoidance and endurance.
43
160026
5047
bir karışımı olarak geçirdim.
02:45
What I didn't know then
44
165801
1754
O zaman bilmeyip de
02:47
and do know now,
45
167579
1476
şimdi bildiğim şey
kaçış ve tahammülün anlam yaratmak için
02:49
is that avoidance and endurance can be the entryway to forging meaning.
46
169079
5477
fırsat olduğuydu.
Anlamı yarattıktan sonra
02:56
After you've forged meaning,
47
176366
2143
02:58
you need to incorporate that meaning into a new identity.
48
178533
3660
bu anlamı yeni bir kimlikle
birleştirmeniz gerekir.
03:02
You need to take the traumas
49
182921
1856
Yaşadığınız sarsıntıları olmak istediğiniz kişiliğin
03:04
and make them part of who you've come to be,
50
184801
3275
bir parçası yapmalı ve
03:08
and you need to fold the worst events of your life
51
188100
2988
hayatınızın en kötü olaylarını
bir zafer hikayesine dönüştürmeli,
03:11
into a narrative of triumph,
52
191112
2101
03:13
evincing a better self in response to things that hurt.
53
193320
4435
acı veren olaylara karşı
daha iyi olduğunuzu ispat etmelisiniz.
03:18
One of the other mothers I interviewed when I was working on my book
54
198493
4302
Kitabım üzerinde çalışırken
görüştüğüm annelerden biri
03:22
had been raped as an adolescent,
55
202819
2325
yetişkinken tecavüze uğramış
ve bunun sonucunda bir çocuk sahibi olmuştu.
03:25
and had a child following that rape,
56
205168
2912
Bu yüzden kariyer planları suya düşmüş
03:28
which had thrown away her career plans
57
208183
2880
ve bütün duygusal ilişkileri zedelenmişti.
03:31
and damaged all of her emotional relationships.
58
211087
3240
Onunla tanıştığımda 50 yaşındaydı.
03:35
But when I met her, she was 50,
59
215073
2963
03:38
and I said to her,
60
218060
1378
Ona dedim ki
03:39
"Do you often think about the man who raped you?"
61
219462
2746
''Sana tecavüz eden adamı sık düşünür müsün?
Dedi ki '' Eskiden düşündüğümde
03:42
And she said, "I used to think about him with anger,
62
222232
3964
03:46
but now only with pity."
63
226908
1685
öfkelenirdim ama şimdi sadece acıyorum.''
Bu kadar korkunç şeyi yapabilecek kadar
03:49
And I thought she meant pity because he was so unevolved
64
229387
2633
ilkel biri olduğu için acımak dediğini düşünmüştüm.
03:52
as to have done this terrible thing.
65
232044
2076
03:54
And I said, "Pity?"
66
234576
1290
''Acımak?'' dedim.
03:56
And she said, "Yes,
67
236343
1584
Evet dedi.
Çünkü güzel bir kızı ve
03:58
because he has a beautiful daughter and two beautiful grandchildren,
68
238033
5035
iki güzel torunu var
ve bunu bilmiyor ama ben biliyorum.
04:03
and he doesn't know that,
69
243092
1474
04:05
and I do.
70
245063
1218
04:06
So as it turns out,
71
246820
1300
Yani şanslı olan benim.
04:08
I'm the lucky one."
72
248669
1471
04:12
Some of our struggles are things we're born to:
73
252331
2835
Bazı mücadelelerimiz doğuştan gelen özelliklerimizledir:
04:15
our gender, our sexuality, our race, our disability.
74
255888
4953
cinsiyetimiz, ırkımız, cinsel tercihimiz, engellerimiz gibi.
04:21
And some are things that happen to us:
75
261507
2254
Bazı şeyler de başımıza gelenlerdir:
04:23
being a political prisoner, being a rape victim,
76
263785
3574
Siyasi mahkum olmak, tecavüze uğramak,
04:27
being a Katrina survivor.
77
267383
1679
Katrina (fırtına felaketi) yaşamak.
04:29
Identity involves entering a community
78
269900
2889
Kimlik, bir topluma girip
04:32
to draw strength from that community,
79
272813
2139
o toplumdan güç alma ve
04:35
and to give strength there, too.
80
275370
1933
topluma güç vermeyi kapsar.
04:37
It involves substituting "and" for "but" --
81
277981
3710
''Ama'' yerine ''ve'' koymayı kapsar.
''Burdayım ama kanserim'' yerine,
04:42
not "I am here but I have cancer,"
82
282207
3564
04:46
but rather, "I have cancer and I am here."
83
286275
4765
''Kanserim ve burdayım.''
04:51
When we're ashamed, we can't tell our stories,
84
291952
3004
Utandığımız zaman
hikayelerimizi anlatamayız
04:55
and stories are the foundation
85
295476
2602
ama hikayelerimiz kimliğimizin temelidir.
04:58
of identity.
86
298102
1223
05:00
Forge meaning,
87
300539
1648
Anlamı yarat, kimliğini inşa et,
05:02
build identity.
88
302211
1399
anlamı yarat ve kimliğini inşa et.
05:04
Forge meaning and build identity.
89
304485
2958
Bu benim mantram oldu.
05:08
That became my mantra.
90
308058
1623
Anlamı yaratmak kendinizi değiştirmektir.
05:10
Forging meaning is about changing yourself.
91
310213
2969
05:13
Building identity is about changing the world.
92
313801
3159
Kimliğinizi inşa etmek dünyayı değiştirmektir.
05:17
All of us with stigmatized identities face this question daily:
93
317619
4001
Hepimiz damgalanmış kimliklerimizle
her gün şu soruyla karşılaşırız:
kendimizi kısıtlayarak
05:22
How much to accommodate society by constraining ourselves,
94
322096
4539
topluma uymak neye mal olur,
05:26
and how much to break the limits
95
326659
2416
sınırları yıkarak
05:29
of what constitutes a valid life?
96
329099
2391
anlamlı bir hayat kurmak neye mal olur?
Anlamı yaratmak ve kimliği inşa etmek
05:32
Forging meaning and building identity
97
332410
3080
05:35
does not make what was wrong right.
98
335514
2290
yanlışı doğru yapmıyor.
05:38
It only makes what was wrong precious.
99
338499
2897
Sadece yanlış olanı kıymetli yapıyor.
Bu yıl Ocak ayında,
05:43
In January of this year,
100
343094
2103
05:45
I went to Myanmar to interview political prisoners,
101
345221
4062
Myanmar'a siyasi suçlularla görüşmeye gittim
05:49
and I was surprised to find them less bitter than I'd anticipated.
102
349384
4090
ve onları beklediğimden daha az sert
bulduğumda şaşırdım.
05:53
Most of them had knowingly committed the offenses
103
353863
2540
Birçoğu onları hapse götüren
suçlamalara kendilerini adadıklarından
05:56
that landed them in prison,
104
356427
1817
05:58
and they had walked in with their heads held high,
105
358268
3455
başları dik içeri girip
06:01
and they walked out with their heads still held high,
106
361747
4041
yıllar sonra yine
başları dik dışarı çıktılar.
06:05
many years later.
107
365812
1538
06:07
Dr. Ma Thida, a leading human rights activist
108
367897
3412
İnsan hakları hareketinin liderlerinden
uzun yılları hücrede olmak üzere
06:11
who had nearly died in prison
109
371333
1404
06:12
and had spent many years in solitary confinement,
110
372761
3030
neredeyse hapiste ölen Dr.Ma Thida
06:15
told me she was grateful to her jailers for the time she had had to think,
111
375815
5956
onu hapse atanlara,
düşünmek için zaman verdikleri,
06:21
for the wisdom she had gained,
112
381795
2102
dirayet kazandırdıkları ve
06:23
for the chance to hone her meditation skills.
113
383921
3159
meditasyon yeteneklerini geliştirdikleri için minettar olduğunu söyledi.
06:27
She had sought meaning
114
387861
1544
Anlamı aramıştı ve
06:29
and made her travail into a crucial identity.
115
389429
3220
önemli bir kimliğin doğum sancılarını çekmişti.
06:33
But if the people I met were less bitter than I'd anticipated
116
393458
3841
Ancak tanıştıklarım
hapiste oldukları için daha az sertlerdi
06:37
about being in prison,
117
397323
1537
aynı zamanda ülkelerinde gelişen
06:38
they were also less thrilled than I'd expected
118
398884
2841
reform süreci hakkında da
06:41
about the reform process going on in their country.
119
401749
3064
beklediğimden
daha az heyecan duyuyorlardı.
06:45
Ma Thida said,
120
405343
1589
Ma Thida: Biz Burmalı'lar
06:46
"We Burmese are noted for our tremendous grace under pressure,
121
406956
4956
baskı altındaki muhteşem
zerafetimizle ünlüyüzdür,
06:51
but we also have grievance under glamour."
122
411936
3913
ama aynı zamanda iyiden de şikayet ederiz.
06:56
She said, "And the fact that there have been these shifts and changes
123
416587
3717
Bu değişimlerin olması toplumumuzda
devam eden
07:00
doesn't erase the continuing problems in our society
124
420328
3837
sorunları çözmeyececeği
gerçeğini hapishanede
çok iyi görmeyi
07:04
that we learned to see so well while we were in prison."
125
424189
3771
öğrendik'' dedi.
07:08
I understood her to be saying
126
428385
2136
Tüm insanlığın hakkettiği
07:10
that concessions confer only a little humanity
127
430545
3527
imtiyazların küçük bir azınlığa
verildiği, kırıntıların,
07:14
where full humanity is due;
128
434096
1788
07:16
that crumbs are not the same as a place at the table.
129
436355
3658
masada bir yerle aynı olmadığı
kastettiğini anladım. Bu da,
07:20
Which is to say,
130
440598
1320
anlamı işleyebileceğiniz ve kimlik inşa edebileceğiniz
07:21
you can forge meaning and build identity
131
441942
3130
ama hala çılgın olabileceğiniz demektir.
07:25
and still be mad as hell.
132
445096
2320
07:29
I've never been raped,
133
449539
1641
Hiç tecavüze uğramadım ve
07:31
and I've never been in anything remotely approaching a Burmese prison.
134
451204
4466
bir Burma hapisanesinde olabilme
ihtimaline yaklaşmadım bile
ancak gey bir Amerikalı olarak
07:36
But as a gay American,
135
456214
1833
önyargı ve nefrete maruz kaldım ve
07:38
I've experienced prejudice and even hatred,
136
458071
3538
anlamı yarattım ve kimlik inşa ettim,
07:42
and I've forged meaning
137
462284
1580
07:44
and I've built identity,
138
464422
2202
07:46
which is a move I learned from people
139
466648
2324
bunu da benimkinden
07:48
who had experienced far worse privation than I've ever known.
140
468996
3938
çok daha kötü sıkıntılar
yaşayanlardan öğrendim.
Ergenliğimde heteroseksüel
07:54
In my own adolescence,
141
474082
1825
07:55
I went to extreme lengths to try to be straight.
142
475931
2650
olmak için aşırı uçlara gittim.
Kendimi ''cinsel vekillik''
07:59
I enrolled myself in something called "sexual surrogacy therapy,"
143
479241
4217
olarak adlandırılan bir şeye kaydettirdim.
08:03
in which people I was encouraged to call doctors
144
483482
3662
Doktor demeye teşvik edildiğim kişilerin reçete ettiği,
vekil demeye teşvik edildiğim aslında fahişe olmayan,
08:07
prescribed what I was encouraged to call exercises
145
487168
3928
ama aslında hiçbir şey olmayan,
08:11
with women I was encouraged to call surrogates,
146
491120
3010
08:14
who were not exactly prostitutes
147
494685
2541
kadınlarla, egzersiz demeye teşvik edildiğim
birşeydi.
08:17
but who were also not exactly anything else.
148
497250
2901
(Gülüşmeler)
08:20
(Laughter)
149
500175
3295
08:24
My particular favorite was a blonde woman from the Deep South
150
504443
4213
En favori olanım
morgda başı belaya girdikten sonra
08:28
who eventually admitted to me that she was really a necrophiliac,
151
508680
4027
bu işe girdiğini ve
bir nekrofil (ölüsevici) olduğunu
08:32
and had taken this job after she got in trouble
152
512731
2779
sonunda itiraf eden
08:35
down at the morgue.
153
515534
1449
Deep South'dan bir sarışındı.
08:37
(Laughter)
154
517007
3847
(Gülüşmeler)
08:43
These experiences eventually allowed me to have
155
523704
2979
Minnettar olduğum bu deneyimler sayesinde
08:46
some happy physical relationships with women,
156
526707
2817
kadınlarla bazı mutlu
08:49
for which I'm grateful.
157
529548
1206
fiziksel ilişkilerim oldu ancak
kendimle savaş halindeydim ve
08:51
But I was at war with myself,
158
531175
1888
08:53
and I dug terrible wounds into my own psyche.
159
533665
3522
ruhumda derin yaralar açtım.
08:58
We don't seek the painful experiences
160
538544
3195
Kimliklerimizi yontan sancılı
09:01
that hew our identities,
161
541763
1741
deneyimleri değil,
09:04
but we seek our identities
162
544066
2080
sancılı deneyimler sonucu uyananan
kimliklerimizi ararız.
09:06
in the wake of painful experiences.
163
546170
2932
09:09
We cannot bear a pointless torment,
164
549643
2769
Amacı olmayan eziyetlere dayanamayız
09:12
but we can endure great pain
165
552529
2476
ama bir nedeni olduğuna inandığımız
büyük acılara göğüs gerebiliriz.
09:15
if we believe that it's purposeful.
166
555029
2047
09:17
Ease makes less of an impression on us
167
557972
2464
Kolaylık, üzerimizde mücadeleden
09:20
than struggle.
168
560460
1372
daha az iz bırakır.
09:21
We could have been ourselves without our delights,
169
561856
2722
Hazlarımız olmadan da kendimiz olabilirdik ama
09:24
but not without the misfortunes that drive our search for meaning.
170
564688
4155
anlamı aramamızı teşvik eden
talihsizliklerimiz olmadan değil.
09:29
"Therefore, I take pleasure in infirmities,"
171
569728
3439
St.Paul'un İkinci Corinthian'larda yazdığı gibi
'' Bundan dolayıdır ki kusurlardan
09:33
St. Paul wrote in Second Corinthians,
172
573191
2641
09:35
"for when I am weak, then I am strong."
173
575856
3250
güçsüzken daha çok zevk alıyorum.
1988'de Sovyet metrolarının sanatçılarıyla
09:40
In 1988, I went to Moscow to interview artists
174
580090
4265
röportaja gittiğimde eserlerinin
09:44
of the Soviet underground.
175
584379
1644
muhalif ve siyasi olmasını
09:46
I expected their work to be dissident and political.
176
586047
3636
bekliyordum.
09:50
But the radicalism in their work
177
590373
2101
İşlerindeki radikallik aslında
09:52
actually lay in reinserting humanity into a society
178
592498
3836
insanlığı kendi yokeden bir topluma,
09:56
that was annihilating humanity itself,
179
596358
2590
insanlığı yeniden işlemekte yatıyordu;
09:58
as, in some senses, Russian society is now doing again.
180
598972
3695
bir anlamda Rus toplumunun
şimdi yeniden yaptığı gibi.
Tanıştığım sanatçılardan biri
10:03
One of the artists I met said to me,
181
603234
2564
10:05
"We were in training to be not artists but angels."
182
605822
3576
''Sanatçı değil, melek olmak için eğitiliyorduk.''
1991 yılında yazdığım sanatçıları
10:10
In 1991, I went back to see the artists I'd been writing about,
183
610129
4611
görmek için tekrar gittim
10:14
and I was with them during the putsch that ended the Soviet Union.
184
614764
3888
Sovyetler Birliği'ni yıkan ayaklanmada
onlarla birlikteydim,
onlar ayaklanmaya karşı
10:19
And they were among the chief organizers of the resistance to that putsch.
185
619090
4263
direnişin baş organizatörleriydiler.
10:23
And on the third day of the putsch,
186
623980
3396
Ayaklanmanın 3.gününde
10:27
one of them suggested we walk up to Smolenskaya.
187
627400
2837
içlerinden biri Smolenskaya'ya yürümeyi önerdi.
10:30
And we went there,
188
630613
1408
Oraya gittik ve
barikatlardan birinin önünde durduk
10:32
and we arranged ourselves in front of one of the barricades,
189
632045
3196
bir süre sonra
10:35
and a little while later,
190
635265
1447
10:36
a column of tanks rolled up.
191
636736
1675
Bir dizi tank sıralandı ve
10:38
And the soldier on the front tank said,
192
638895
2291
öndeki tanktan bir asker
''Bu barikatı yoketmek için
10:41
"We have unconditional orders to destroy this barricade.
193
641210
3814
mutlak emir aldık.
Eğer çekilirseniz
10:45
If you get out of the way, we don't need to hurt you.
194
645381
2634
size zarar vermeyiz
aksi takdirde sizi indirmekten
10:48
But if you won't move, we'll have no choice but to run you down."
195
648039
3392
başka seçeneğimiz kalmayacak.''
10:51
The artist I was with said, "Give us just a minute.
196
651831
3046
Yanımdaki sanatçılardan biri
''Bize bir dakika verin.
Neden burada olduğumuzu anlatacağım.''
10:55
Give us just a minute to tell you why we're here."
197
655326
3424
10:59
And the soldier folded his arms,
198
659381
2090
Asker kollarını kavuşturdu ve
11:01
and the artist launched into a Jeffersonian panegyric to democracy
199
661495
4575
sanatçı demokrasiye Jaffersonvari bir methiye başlattı,
Jefferson demokrasinde
11:06
such as those of us who live in a Jeffersonian democracy
200
666094
3755
yaşayan bizlerin dahi
11:09
would be hard-pressed to present.
201
669873
2473
sunamayacağı bir şekilde.
11:12
And they went on and on,
202
672905
1915
Devam ettiler ve
11:14
and the soldier watched.
203
674844
1410
asker izledi ve
11:16
And then he sat there for a full minute after they were finished
204
676808
3264
bittikten sonra
bir dakika boyunca durdu ve
yağmurdan perişan halde bize baktı.
11:20
and looked at us, so bedraggled in the rain,
205
680096
2598
11:22
and said, "What you have said is true,
206
682718
4102
''Söyledikleriniz doğru ve
11:26
and we must bow to the will of the people.
207
686844
2675
insanların isteklerine boyun eğmeliyiz.''
Eğer dönebilmemiz için yer açarsanız
11:30
If you'll clear enough space for us to turn around,
208
690238
2609
11:32
we'll go back the way we came."
209
692871
1854
geri döneceğiz.''
Yaptıkları buydu.
11:35
And that's what they did.
210
695272
1358
11:37
Sometimes, forging meaning can give you the vocabulary you need
211
697102
4974
Bazen anlamı yaratmak
özgürlüğünüz için savaşmanız için
gereken kelimeleri verir.
11:42
to fight for your ultimate freedom.
212
702100
1936
11:45
Russia awakened me to the lemonade notion
213
705254
2836
Rusya bende limonata fikrini uyandırdı
11:48
that oppression breeds the power to oppose it.
214
708114
2530
yani baski ona direnmek için gereken gücü besler ve
11:50
And I gradually understood that as the cornerstone of identity.
215
710995
4700
ben bunun kimliğin mihenk taşı olduğunu
zamanla anladım.
Kimliği beni üzüntüden kurtarması için kullandım.
11:56
It took identity to rescue me from sadness.
216
716496
3548
12:00
The gay rights movement posits a world
217
720576
2275
Eşcinsel hakları hareketi benim için
12:02
in which my aberrances are a victory.
218
722875
2373
anormalliklerimin zafer olduğu bir dünya verdi.
12:05
Identity politics always works on two fronts:
219
725915
2903
Kimlik politikaları her zaman iki yönlüdür:
12:09
to give pride to people who have a given condition or characteristic,
220
729354
4579
Özel durumu ya da özelliği
olan kişilere gurur verir ve
12:13
and to cause the outside world to treat such people
221
733957
2835
dış dünyanın bu kişilere daha
hassas ve kibar davranmasını sağlar.
12:16
more gently and more kindly.
222
736816
1782
Bu ikisi tamamen ayrı teşebbüslerdir ancak
12:19
Those are two totally separate enterprises,
223
739201
3257
12:22
but progress in each sphere reverberates in the other.
224
742482
3396
bir taraftaki ilerleme
diğer tarafa da akseder.
12:26
Identity politics can be narcissistic.
225
746613
3027
Kimlik politikaları narsist olabilir.
12:30
People extol a difference only because it's theirs.
226
750290
3045
İnsanlar bir farklılığı sadece kendileri ile ilgili diye övebilirler.
12:33
People narrow the world and function in discrete groups
227
753849
3295
Dünyayı daraltabilir ve
birbirini anlamayan ayrık gruplarda yer alabilirler.
12:37
without empathy for one another.
228
757168
1759
Ancak düzgün şekilde anlaşılıp
12:39
But properly understood and wisely practiced,
229
759546
3947
akıllıca uygulandğında
12:43
identity politics should expand our idea of what it is to be human.
230
763517
4208
kimlik politikaları bizim
insan olma fikrimizi genişletebilirler.
Kimlik başlıbaşına
12:48
Identity itself should be not a smug label or a gold medal,
231
768223
5778
kendini beğenmiş bir marka
ya da altın madalya değil
12:54
but a revolution.
232
774617
1353
bir devrim olmalıdır.
12:56
I would have had an easier life if I were straight,
233
776848
2961
Eşcinsel olmasaydım yaşamım daha kolay olurdu
13:00
but I would not be me.
234
780470
1227
ama ben olmazdım.
13:02
And I now like being myself better
235
782182
2677
Şu anda kendim olmayı
13:04
than the idea of being someone else,
236
784883
2110
başkası olma fikrine tercih ederim
Dürüst omak gerekirse
13:07
someone who, to be honest,
237
787017
1625
13:08
I have neither the option of being nor the ability fully to imagine.
238
788666
3894
olma ya da olabilme fikrini
düşünemeyeceğim bile birine.
13:13
But if you banish the dragons, you banish the heroes,
239
793257
4028
Ejderhaları yasaklarsanız
kahramanları yasaklarsınız ve
13:17
and we become attached to the heroic strain in our own lives.
240
797879
3779
hayatlarımızdaki
kahraman anlama bağlanırız.
13:22
I've sometimes wondered
241
802428
1377
Bazen bu konuşmanın da
13:23
whether I could have ceased to hate that part of myself
242
803829
2759
bir bildirimi olan eşcinsel onurun
13:26
without gay pride's technicolor fiesta,
243
806612
2833
renkli şöleni olmasa bu yanındam
13:29
of which this speech is one manifestation.
244
809469
2646
nefret etmemeyi başarabilir miydim diye merak ediyorum.
13:32
(Laughter)
245
812139
1593
13:33
I used to think I would know myself to be mature
246
813756
2933
Anlam yüklemeden eşcinsel olabilseydim
13:36
when I could simply be gay without emphasis.
247
816713
2430
olgun olabileceğimi sanırdım
13:39
But the self-loathing of that period left a void,
248
819834
3802
ancak kendinden nefret etme süreci
13:43
and celebration needs to fill and overflow it,
249
823660
3254
kutlamanın doldurmak zorunda olduğu bir boşluk yarattı ve
13:46
and even if I repay my private debt of melancholy,
250
826938
3836
ben kendi melankolimin borcunu ödesem de
13:50
there's still an outer world of homophobia
251
830798
2891
dışarıda hala bitmesi yıllar sürebilecek
13:53
that it will take decades to address.
252
833713
2100
bir homofobi dünyası vardı.
13:56
Someday, being gay will be a simple fact,
253
836530
3268
Bir gün eşcinsel olmak suçlamasız ve parti şapkasız
13:59
free of party hats and blame.
254
839822
2301
sıradan bir gerçek olacak ama
14:02
But not yet.
255
842678
1150
Eşcinsel onurunun amacından
14:04
A friend of mine who thought gay pride was getting very carried away with itself,
256
844602
4173
uzaklaştığını düşünen bir arkadaşım
14:08
once suggested that we organize Gay Humility Week.
257
848799
3254
Eşcinsel Tevazu Haftası
düzenlememizi önermişti.
14:12
(Laughter)
258
852077
1388
(Gülüşmeler) (Alkış)
14:13
(Applause)
259
853489
4097
14:18
It's a great idea.
260
858752
1191
Harika bir fikir ancak
14:19
(Laughter)
261
859967
1364
daha zaman var.
14:21
But its time has not yet come.
262
861355
1827
14:23
(Laughter)
263
863206
1961
(Gülüşmeler)
14:25
And neutrality, which seems to lie halfway between despair and celebration,
264
865551
5018
Umutsuzluk ve kutlamanın
ortasında duruyor gibi gözüken tarafsızlık
14:30
is actually the endgame.
265
870593
1692
aslında finaldir.
14:33
In 29 states in the US,
266
873388
2443
ABD'nin 29 eyaletinde
eşcinsel olduğum için
14:36
I could legally be fired or denied housing
267
876211
3145
14:39
for being gay.
268
879380
1325
işten atılabilir ya da ev bulamayabilirim.
14:41
In Russia, the anti-propaganda law
269
881352
2743
Rusya'da gösteri yasağı
insanların sokakta dövülmelerine yolaçtı.
14:44
has led to people being beaten in the streets.
270
884119
2616
27 Afrika ülkesi
14:47
Twenty-seven African countries have passed laws against sodomy.
271
887316
4851
eşcinselliğe karşı kanunlar çıkardı ve
Nijerya'da eşcinseller
14:52
And in Nigeria, gay people can legally be stoned to death,
272
892191
3736
taşlanarak öldürebiliyor ve
14:55
and lynchings have become common.
273
895951
1943
sıkça linç ediliyorlar.
14:58
In Saudi Arabia recently,
274
898578
2074
Suudi Arabistan'da cinsel eylemden
15:00
two men who had been caught in carnal acts
275
900676
2873
yakalanan iki adamın
15:03
were sentenced to 7,000 lashes each,
276
903573
4516
herbiri 7000 kırbaç cezası aldı ve bunun sonuncunda
şu anda kalıcı olarak kötürümler.
15:08
and are now permanently disabled as a result.
277
908113
2559
15:11
So who can forge meaning
278
911337
2223
Kim anlamı yaratabilir ve
15:13
and build identity?
279
913584
1510
kimlik inşa edebilir.
Eşcinsel hakları evlilik hakkından ibaret değil ve
15:16
Gay rights are not primarily marriage rights,
280
916118
3475
15:19
and for the millions who live in unaccepting places
281
919617
3071
yoksunluk içerisinde çok kötü koşullarda
15:22
with no resources,
282
922712
1845
yaşayan milyonlar için
15:24
dignity remains elusive.
283
924581
1818
haysiyet çok uzak.
Ben anlamı yarattığım ve
15:27
I am lucky to have forged meaning
284
927106
2580
kimliği inşa ettiğim için şanslıyım
15:30
and built identity,
285
930261
1480
ancak bu hala az bulunan bir imtiyaz ve
15:32
but that's still a rare privilege.
286
932438
1883
15:34
And gay people deserve more, collectively,
287
934821
2703
eşcinseller daha yaygın olarak
15:37
than the crumbs of justice.
288
937548
2328
adalet kırıntılarından fazlasını hakediyorlar.
15:40
And yet,
289
940714
1403
Hala her ileri adım
15:42
every step forward is so sweet.
290
942141
2792
çok güzel.
15:45
In 2007, six years after we met,
291
945815
3869
2007'de tanıştıktan 6 yıl sonra
15:49
my partner and I decided to get married.
292
949708
2828
partnerim ve ben
evlenmeye karar verdik.
15:53
Meeting John had been the discovery of great happiness
293
953311
4004
John ile tanışmak
büyük mutluluğun keşfi ve
15:57
and also the elimination of great unhappiness.
294
957339
2868
büyük mutsuzluğun yok edilmesiydi.
16:00
And sometimes, I was so occupied with the disappearance of all that pain,
295
960707
5065
Bazen onca acının yok olması
ile o kadar meşgul oluyorum ki
16:05
that I forgot about the joy,
296
965796
1765
başta bana çok uzak olan
neşeyi unutuyorum.
16:08
which was at first the less remarkable part of it to me.
297
968148
2797
16:11
Marrying was a way to declare our love
298
971764
2607
Evlilik aşkımızı yokluktan çok beraberlik
16:14
as more a presence than an absence.
299
974395
2927
olarak açıklamanın bir yolu.
16:18
Marriage soon led us to children,
300
978451
1959
Evlilikler bizi çocuklara götürür ve
16:20
and that meant new meanings
301
980839
1542
bu da yeni anlamlar ve bizlerin,
16:22
and new identities -- ours and theirs.
302
982775
2931
onların yeni kimlikleri demektir.
16:26
I want my children to be happy,
303
986849
2169
Çocuklarımın mutlu olmasını istiyorum ve üzgün olduklarında
16:29
and I love them most achingly when they are sad.
304
989689
3024
onalrı en ağır yürek acısıyla seviyorum.
16:33
As a gay father, I can teach them to own what is wrong in their lives,
305
993390
4798
Eşcinsel bir baba olarak onlara
yanlışları sahiplenmeyi öğretebilirim
16:38
but I believe that if I succeed in sheltering them from adversity,
306
998827
4089
ancak onları farklılıklardan korumayı başarırsam
bir ebeveyn olarak
16:42
I will have failed as a parent.
307
1002940
1956
başarısız olacağımı biliyorum.
16:45
A Buddhist scholar I know once explained to me
308
1005830
2959
Birzamanlar bir budist eğitmen bana
16:48
that Westerners mistakenly think
309
1008813
2170
Batılıların, nirvanaya sadece bütün
kederleri uzakta olduğunda ve
16:51
that nirvana is what arrives when all your woe is behind you,
310
1011007
4382
geleceğe neşe ile baktığında
16:55
and you have only bliss to look forward to.
311
1015909
2549
ulaşabileceği yanılgısında olduğunu söylemişti.
Ama bu nirvana değildir çünkü
16:59
But he said that would not be nirvana,
312
1019021
2142
17:01
because your bliss in the present
313
1021187
2001
geçmişteki neşeniz hep
şimdiki mutluluğunuzu gölgeleyecektir.
17:03
would always be shadowed by the joy from the past.
314
1023212
2885
17:06
Nirvana, he said, is what you arrive at
315
1026600
2807
Dedi ki nirvanaya ancak
17:09
when you have only bliss to look forward to
316
1029431
2596
geleceğe neşeyle baktığınızda ve
üzüntü olarak görünende de mutluluk
17:12
and find in what looked like sorrows the seedlings of your joy.
317
1032051
4671
fideleri bulduğunuzda ulaşılır.
17:17
And I sometimes wonder
318
1037426
1752
Bazen merak ederim;
heteroseksüel bir gençlik yaşasaydım
17:19
whether I could have found such fulfillment in marriage and children
319
1039202
3697
ya da şimdi genç olsaydım
17:22
if they'd come more readily,
320
1042923
1565
evlilik ve çocuklardan
bu kadar mutluluk duyabilir miydim,
17:25
if I'd been straight in my youth or were young now,
321
1045115
3931
hangisi daha kolay olurdu diye.
17:29
in either of which cases this might be easier.
322
1049070
2468
17:32
Perhaps I could.
323
1052585
1462
Muhtemelen evet.
Muhtemelen tüm karmaşık düşlemelerim
17:34
Perhaps all the complex imagining I've done
324
1054071
2207
17:36
could have been applied to other topics.
325
1056302
2275
başka konularda da geçerlidir.
17:38
But if seeking meaning matters more than finding meaning,
326
1058601
3653
Ancak anlamı arama
anlamı bulmaktan daha önemliyse
soru taciz edildiğim için mi daha mutluyum değil
17:42
the question is not whether I'd be happier for having been bullied,
327
1062278
4573
bu deneyimlere verdiğim
17:46
but whether assigning meaning to those experiences
328
1066875
3385
anlamların mı beni
daha iyi bir
17:50
has made me a better father.
329
1070284
1697
baba yaptığıdır.
17:52
I tend to find the ecstasy hidden in ordinary joys,
330
1072878
3836
Heyecanı sıradan mutlukluklarda gizli
17:56
because I did not expect those joys to be ordinary to me.
331
1076738
3562
görmeye meyilliyim, çünkü bu mutluluklar
benim için sıradan değil
Eşit mutlulukta evlilik ve aileye
18:01
I know many heterosexuals who have equally happy marriages and families,
332
1081265
4059
sahip heteroseksüller tanıyorum ama
18:05
but gay marriage is so breathtakingly fresh,
333
1085348
2944
gey evlilikleri çok daha şekilde taze ve
gey aileler daha yeni ve
18:08
and gay families so exhilaratingly new,
334
1088316
3317
18:11
and I found meaning in that surprise.
335
1091657
3097
anlamı bu sürprizde buldum.
18:15
In October, it was my 50th birthday,
336
1095772
3490
Ekimde 50.yaşgünümü kutlayacağım
ailem bir parti düzenliyor ve
18:19
and my family organized a party for me.
337
1099286
2542
18:22
And in the middle of it, my son said to my husband
338
1102420
2785
oğlum eşime benim için
bir konuşma
18:25
that he wanted to make a speech.
339
1105229
1747
yapmak istediğini söylediğinde John
''George sen
18:27
And John said,
340
1107000
1158
konuşma yapamazsın. 4 yaşındasın'' dedi.
18:28
"George, you can't make a speech. You're four."
341
1108182
4059
18:32
(Laughter)
342
1112265
1681
(Gülüşmeler)
18:33
"Only Grandpa and Uncle David and I are going to make speeches tonight."
343
1113970
4521
''Bu gece yalnız ben, büyükbaban ve
David amcan konuşacak''
18:38
But George insisted and insisted,
344
1118515
2595
Geoerge ısrar etmeye devam etti,
18:41
and finally, John took him up to the microphone,
345
1121134
3448
sonunda John ona mikrofonu verdi
18:44
and George said very loudly,
346
1124606
2849
ve George yüksek sesle
18:47
"Ladies and gentlemen!
347
1127479
2420
''Baylar bayanlar
18:49
May I have your attention, please?"
348
1129923
2472
bir dakikanızı alabilir miyim lütfen''
18:52
And everyone turned around, startled.
349
1132419
2095
Herkes döndü, şaşırdı
George
18:55
And George said,
350
1135135
1311
18:57
"I'm glad it's daddy's birthday.
351
1137327
1880
''Babamın doğumgünü olduğuna mutluyum.
18:59
I'm glad we all get cake.
352
1139976
1737
Pasta yediğimiz için mutluyum.
Babacım eğer küçük olsaydın
19:03
And Daddy, if you were little,
353
1143284
2445
ben senin arkadaşın olurdum.''
19:06
I'd be your friend."
354
1146312
1380
19:07
(Gasp)
355
1147934
1150
19:09
And I thought -- (Applause)
356
1149958
1536
Ve düşündüm-Teşekkür ederim.
19:11
Thank you.
357
1151988
1151
Sanırım Bobby Finkel'a bile borçluyum
19:13
I thought that I was indebted even to Bobby Finkel,
358
1153163
3688
çünkü bütün o önceki tecrübeler
19:16
because all those earlier experiences
359
1156875
2642
beni bugünlere getirdi ve
19:19
were what had propelled me to this moment,
360
1159541
2415
sonunda koşulsuz olarak,
19:21
and I was finally unconditionally grateful
361
1161980
2509
bir zamanlar değiştirmek için hiçbir şey
19:24
for a life I'd once have done anything to change.
362
1164513
3154
yapmadığım bir hayata minettarım
19:28
The gay activist Harvey Milk was once asked by a younger gay man
363
1168719
4237
Gey aktiviste Harvey Milk'e
genç bir adam yardım için
19:32
what he could do to help the movement,
364
1172980
2080
ne yapabileceğini sorduğunda
Harvey Milk'in yanıtı
19:35
and Harvey Milk said,
365
1175084
1594
19:36
"Go out and tell someone."
366
1176702
1587
''Dışarı çık ve birilerine anlat.'' idi.
İnsanlığımızı işgal etmek isteyecek
19:39
There's always somebody who wants to confiscate our humanity.
367
1179138
3499
birileri her zaman olacaktır ve
herzaman iyileştiren hikayeler olacaktır.
19:43
And there are always stories that restore it.
368
1183011
2255
19:45
If we live out loud,
369
1185816
1555
Yüksek sesle yaşarsak
19:47
we can trounce the hatred,
370
1187395
1997
nefreti yenebilir ve
herkesin hayatını geliştirebiliriz.
19:49
and expand everyone's lives.
371
1189416
2206
19:52
Forge meaning.
372
1192569
1216
Anlamı yarat. Kimlik inşa et.
19:54
Build identity.
373
1194222
1358
19:56
Forge meaning.
374
1196169
1562
Anlamı yarat.
19:58
Build identity.
375
1198393
1986
Kimlik inşa et.
Sonra tüm dünyayı
20:01
And then invite the world to share your joy.
376
1201228
2907
bu neşeyi paylaşmaya davet et.
20:04
Thank you.
377
1204675
1199
Teşekkürler.
20:05
(Applause)
378
1205898
3018
(Alkışlar)
20:08
Thank you.
379
1208940
1218
Teşekkür ederim. (Alkışlar)
20:10
(Applause)
380
1210182
2018
20:12
Thank you.
381
1212224
1179
Teşekkür ederim. (Alkışlar)
20:13
(Applause)
382
1213427
2698
20:16
Thank you.
383
1216149
1153
Teşekkür ederim. (Alkışlar)
20:17
(Applause)
384
1217326
5031
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7