Jessica Green: Good germs make healthy buildings

Translator: Joseph Geni Reviewer: Morton Bast

Çeviri: Dilek Pinar Gözden geçirme: Hasan Mete

Everything is covered in invisible ecosystems

Her şey küçücük yaşam formlarından yapılan

made of tiny lifeforms: bacteria, viruses and fungi.

ekosistemlerle kaplıdır: bakteri, virus, mantar.

Our desks, our computers, our pencils, our buildings

Masalarımız, bilgisayarlarımız, kalemlerimiz, binalarımız

all harbor resident microbial landscapes.

Her yer bu mikrobik canlıların yaşam alanıdır.

As we design these things, we could be thinking

Bu şeyleri dizayn ettiğimizde, hem görünmez dünyaların

about designing these invisible worlds,

tasarımı hakkında hem de

and also thinking about how they interact

bizim kişisel ekosistemimizle nasıl iletişim kurdukları

with our personal ecosystems.

hakkında fikir yürütebiliriz.

Our bodies are home to trillions of microbes,

Vücudumuz trilyonlarca mikroba ev sahipliği yapar

and these creatures define who we are.

ve bu yaratıklar kim olacağımızı belirler.

The microbes in your gut can influence your weight and your moods.

Bağırsağınızdaki mikroplar kilonuzu ve ruh halinizi etkiler.

The microbes on your skin can help boost your immune system.

Cildinizdeki mikroplar bağışıklık sisteminizi güçlendirmeye yardım eder.

The microbes in your mouth can freshen your breath,

Ağzınızdaki mikroplar nefesinizi tazeleyebilir

or not,

ya da

and the key thing is that our personal ecosystems

dokunduğumuz tüm şeyler üzerindeki ekosistemlerle kendi kişisel

interact with ecosystems on everything we touch.

ekosistemlerimizin iletişimi için anahtar rol oynar.

So, for example, when you touch a pencil,

Mesela, bir kaleme dokunduğunuzda,

microbial exchange happens.

mikrobiyal bir degiş-tokuş olur.

If we can design the invisible ecosystems in our surroundings,

Eğer bizi çevreleyen görünmez ekosistemlerimizi kendimiz tasarlayabilirsek,

this opens a path to influencing

bu, bize sağlığımız üzerinde olumlu etkileri olan

our health in unprecedented ways.

eşi benzeri görülmemiş bir yol açacaktır.

I get asked all of the time from people,

İnsanlar hep bana sorar,

"Is it possible to really design microbial ecosystems?"

Mikrobiyal ekosistemlerimizi tasarlayabilmek gerçekten mümkün müdür?

And I believe the answer is yes.

Bu cevabın evet olacağına inanıyorum.

I think we're doing it right now,

Bence bunu tam da şu an yapıyoruz,

but we're doing it unconsciously.

fakat bilinçsizce yapıyoruz.

I'm going to share data with you

Şimdi hem bilinçli hem de biliçsiz tasarım

from one aspect of my research focused on architecture

yoluyla bu görünmez dünyalara nasıl etki ettiğimizi açıklayan

that demonstrates how, through both conscious

ve bana farklı bir bakış açısı kazandıran

and unconscious design,

mimari odaklı araştırmamı

we're impacting these invisible worlds.

sizlerle paylaşmak istiyorum.

This is the Lillis Business Complex at the University of Oregon,

Burası Oregon Üniversitesinde bulunan Lillis İş Merkezi.

and I worked with a team of architects and biologists

Bu binadaki 300'den fazla odanın örnekleme çalışması için

to sample over 300 rooms in this building.

mimar ve biyologlardan oluşan bir ekiple çalıştım.

We wanted to get something like a fossil record of the building,

Biz burada, bu binanın fosil kaydı gibi birşey bulmaya çalıştık

and to do this, we sampled dust.

ve yaptık ta, tozdan örnek aldık.

From the dust, we pulled out bacterial cells,

Tozdaki bakteri hücrelerini çıkardık,

broke them open, and compared their gene sequences.

onlari açtık ve gen dizilerini karşılaştırdık.

This means that people in my group

Bu, grubumdaki insanların proje boyunca

were doing a lot of vacuuming during this project.

çok fazla vakum yaptığı anlamına geliyor.

This is a picture of Tim, who,

Bu Tim'in resmidir,

right when I snapped this picture, reminded me,

tam da bu resmi çektiğimde, bana hatırlattı,

he said, "Jessica, the last lab group I worked in

dedi ki " Jessica, son çalıştığım laboratuvar grubunda

I was doing fieldwork in the Costa Rican rainforest,

Costa Rica yağmur ormanında saha çalışması yapıyordum

and things have changed dramatically for me."

ve işler benim için dramatik olarak değişti.

So I'm going to show you now first what we found in the offices,

Şimdi sana ofislerde bulduğumuz ilk şeyi göstereceğim.

and we're going to look at the data through a visualization tool

Autodesk 'le üzerinde ortaklaşa çalıştığım bir görüntüleme aygıtı

that I've been working on in partnership with Autodesk.

aracılığıyla elde ettiğimiz veriyi göstereceğim.

The way that you look at this data is,

Bu yöntemde, veriye bakarken

first, look around the outside of the circle.

ilk önce çemberin dış çevresine bakarsan

You'll see broad bacterial groups,

orada geniş bakteri grupları göreceksin

and if you look at the shape of this pink lobe,

şu pempe lobun şekli ise sana,

it tells you something about the relative abundance of each group.

her grubun kendi içindeki bağıntılı zenginliği hakkında birşeyler söyler.

So at 12 o'clock, you'll see that offices have a lot of

Saat 12:00'da ofislerde bir sürü

alphaproteobacteria, and at one o'clock

alfaproteobakteri göreceksin, saat birde ise

you'll see that bacilli are relatively rare.

bu basilleri daha az göreceksin

Let's take a look at what's going on in different space types in this building.

Hadi bu binanın farklı bölümlerinde neler olduğuna bir göz atalım.

If you look inside the restrooms,

Tuvaletlerin içleri,

they all have really similar ecosystems,

gerçekten benzer ekosistemlere sahiptir.

and if you were to look inside the classrooms,

ve sınıfların içleri

those also have similar ecosystems.

onlar da benzer ekosistemlere sahiptir.

But if you look across these space types,

Fakat bu bölümlerin ters yüzlerine bakarsanız,

you can see that they're fundamentally different

esas olarak birbirlerinden farklı olduklarını

from one another.

görebilirsiniz.

I like to think of bathrooms like a tropical rainforest.

Ben banyoları tropikal bir yağmur ormanı olarak düşünmeyi severim.

I told Tim, "If you could just see the microbes,

Tim'e dedim ki " Sadece mikropları görebilseydin

it's kind of like being in Costa Rica. Kind of."

tıpkı Costa Rica' da olmak gibi olurdu."

And I also like to think of offices as being a temperate grassland.

Ve ayrıca ofisleri de ılıman bir çayır olarak düşünmeyi severim.

This perspective is a really powerful one for designers,

Bu bakış açısı bir tasarımcı için gerçek bir güçtür,

because you can bring on principles of ecology,

çünkü ekolojiye yeni ilkeler kazandırabilirsin

and a really important principle of ecology is dispersal,

ve ekolojinin çok önemli bir ilkesi de dağılımdır,

the way organisms move around.

yani organizmaların hareket etme şeklidir.

We know that microbes are dispersed around by people

Mikropların insanlar ve hava yoluyla dağıldığını

and by air.

biliyoruz..

So the very first thing we wanted to do in this building

Bu yüzden bu binada yapmak istediğimiz ilk şey

was look at the air system.

hava sistemine bakmak oldu.

Mechanical engineers design air handling units

Makine mühendisleri insanların ısı ve hava akımı

to make sure that people are comfortable,

değerlerinden emin olmaları için, onların rahatlığı için

that the air flow and temperature is just right.

hava yayılım ünitelerini tasarlarlar.

They do this using principles of physics and chemistry,

Fizik ve Kimya ilkelerini kullanarak bunu yaparlar,

but they could also be using biology.

fakat biyolojiyi de kullanabilirler.

If you look at the microbes

Eğer bu binadaki hava dağılım

in one of the air handling units in this building,

ünitelerinden birindeki mikroplara bakarsanız

you'll see that they're all very similar to one another.

birbirlerine çok benzediklerini görürsünüz.

And if you compare this to the microbes

ve bunları farklı bir hava dağıtım ünitesi

in a different air handling unit,

içindeki mikroplarla karşılaştırırsanız

you'll see that they're fundamentally different.

esas olarak birbirlerinden farklı olduklarını görürsünüz.

The rooms in this building are like islands in an archipelago,

Bu binadaki odalar takımadalar içerisindeki adalara benzer,

and what that means is that mechanical engineers

bu, mekanik mühendislerinin ekoloji mühendisleri

are like eco-engineers, and they have the ability

gibi davranarak bu binada istedikleri yaşam alanlarını

to structure biomes in this building the way that they want to.

planlayabilecek yeteneğe sahip oldukları anlamına gelir.

Another facet of how microbes get around is by people,

Bu, mikropların insanlar tarafından nasıl yayıldığını gösteren başka bir bakış açısıdır.

and designers often cluster rooms together

Tasarımcılar, insanlar arsındaki etkileşimi kolaylaştırmak

to facilitate interactions among people,

ya da fikirleri paylaşmak için

or the sharing of ideas, like in labs and in offices.

laboratuvar ve ofis gibi yerlerde sık sık biraraya gelir.

Given that microbes travel around with people,

İnsanlarla etrafta hareket eden bu mikroplardan

you might expect to see rooms that are close together

birbirlerine yakın odalarda bulunanların gerçekten benzer

have really similar biomes.

yaşam alanlarına sahip olduklarını bekleyebilirsiniz.

And that is exactly what we found.

Aslında bizim de tam olarak bulduğumuz da buydu.

If you look at classrooms right adjacent to one another,

Birbirlerine bitişik sınıflar,

they have very similar ecosystems,

benzer ekosistemlere sahipti,

but if you go to an office

fakat daha uzak

that is a farther walking distance away,

mesafedeki bir ofise giderseniz,

the ecosystem is fundamentally different.

ekosistemin tamamen farklılaştığını görürsünüz.

And when I see the power that dispersal has

Bu biyocoğrafik şablonlar üzerindeki dağılım

on these biogeographic patterns,

çözümlenmesi gerçekten zor problemlerin

it makes me think that it's possible

çözülebileceğini düşünmem için

to tackle really challenging problems,

bana güç verdi,

like hospital-acquired infections.

tıpkı hastanelerden kapılan enfeksiyonlar gibi.

I believe this has got to be, in part,

Binanın kısmi bir ekolojik probleme

a building ecology problem.

sahip olduğuna inanıyorum.

All right, I'm going to tell you one more story about this building.

Şimdi sizlere bu bina hakkında bir hikaye daha anlatacağım.

I am collaborating with Charlie Brown.

Charlie Brown 'la birlikte çalışıyorum.

He's an architect,

O bir mimar.

and Charlie is deeply concerned about global climate change.

Charlie küresel iklim değişimi hakkında derin endişelere sahip biri.

He's dedicated his life to sustainable design.

Hayatını çevreci tasarıma adadı.

When he met me and realized that it was possible for him

Onunla tanıştığımda onun tasarım seçimlerinin

to study in a quantitative way

bu binanın biyolojisi ve ekolojisine nasıl

how his design choices impacted

etki yapacağının anlaşılması için

the ecology and biology of this building,

nicel bir yöntemle çalışmak gerektiğini farkettim

he got really excited, because it added a new dimension to what he did.

Gerçekten çok heyecanlıydı, çünkü yaptığı işe yeni bir boyut kazandırmıştı.

He went from thinking just about energy

Sadece enerji ve insan sağlığı

to also starting to think about human health.

hakkında kafa patlatıyordu.

He helped design some of the air handling systems

Bu bina içindeki bazı havalandırma sistemlerinin

in this building and the way it was ventilated.

tasarlanmasında yardımcı oldu.

So what I'm first going to show you is

Size ilk olarak göstereceğim şey

air that we sampled outside of the building.

binanın dışındaki havadan aldığımız bir örnek

What you're looking at is a signature of bacterial communities

Gördüğünüz şey dışarıdaki bakteri topluluklarının

in the outdoor air, and how they vary over time.

zamanla nasıl değiştiğini ifade eder.

Next I'm going to show you what happened

Sonrasında ise size deneysel olarak oynamalar

when we experimentally manipulated classrooms.

yaptığımız sınıflarda neler olduğunu göstereceğim.

We blocked them off at night

Geceleyin odaları hava alamayacak

so that they got no ventilation.

şekilde bloke ettik.

A lot of buildings are operated this way,

Birçok binada bu işlem yapılır,

probably where you work,

muhtemelen çalıştığınız binalarda da,

and companies do this to save money on their energy bill.

şirketler bu şekilde faturalardan tasarruf ediyorlar.

What we found is that these rooms remained relatively stagnant

Bu odalar cumartesiye kadar bu şekilde kaldılar,

until Saturday, when we opened the vents up again.

havalandırmaları tekrar açıp

When you walked into those rooms,

odaların içlerine girdiğimizde,

they smelled really bad,

gerçekten çok kötü kokuyorlardı.

and our data suggests that it had something to do with

Verilerimiz bizde, önceki gün insanların odaların havaları içinde

leaving behind the airborne bacterial soup

bıraktıkları bakteri topluluklarını kullanarak birşey yapabilme

from people the day before.

izlenimini doğurdu .

Contrast this to rooms

Diğer odaların aksine

that were designed using a sustainable passive design strategy

bunlar dışarıdan panjurlar aracılığıyla gelen havanın bulunduğu

where air came in from the outside through louvers.

sürdürülebilir bir pasif tasarım stratejisi kullanılarak yapıldı.

In these rooms, the air tracked the outdoor air relatively well,

Bu odalarda hava izlenimi nispeten daha iyiydi

and when Charlie saw this, he got really excited.

ve Charlie bunu gördüğünde oldukça şaşırdı.

He felt like he had made a good choice

Bu tasarım süreciyle

with the design process

iyi bir seçim yaptığını hissetti

because it was both energy efficient

çünkü hem etkili enerjiyi elde etmiş

and it washed away the building's resident microbial landscape.

hem de binayı yerleşik mikrobiyal alandan temizlemişti..

The examples that I just gave you are about architecture,

Size verdiğim örnekler mimarlık hakkındaydı,

but they're relevant to the design of anything.

fakat hepsi birşeylerin tasarımıyla alakalıydı.

Imagine designing with the kinds of microbes that we want

İstediğimiz mikroorganizma türleriyle tasarımlar yaptığınızı hayal edin

in a plane

bir uçak içinde

or on a phone.

ya da bir telefon yüzeyinde.

There's a new microbe, I just discovered it.

Henüz yeni keşfettiğim bir mikroorganizma var.

It's called BLIS, and it's been shown

BLIS adını verdiğimiz, hem patojenleri def ediyor

to both ward off pathogens

hem de ferah bir nefes

and give you good breath.

almanızı sağlıyor.

Wouldn't it be awesome if we all had BLIS on our phones?

Eğer telefonlarımız üzerinde BLIS'e sahip olsaydık harika olmaz mıydı?

A conscious approach to design,

Tasarım için bilinçli bir yaklaşım gerekir.

I'm calling it bioinformed design,

Ben buna bioinform tasarım diyorum

and I think it's possible.

ve bunun mümkün olacağını düşünüyorum.

Thank you.

Teşekkürler..

(Applause)

(Alkış)