Why some people find exercise harder than others | Emily Balcetis

Emily Balcetis: Neden bazı insanlar egzersiz yapmayı diğerlerinden daha zor buluyor?

536,008 views

2014-11-25 ・ TED


New videos

Why some people find exercise harder than others | Emily Balcetis

Emily Balcetis: Neden bazı insanlar egzersiz yapmayı diğerlerinden daha zor buluyor?

536,008 views ・ 2014-11-25

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Hande Acet Gözden geçirme: Ramazan Şen
00:12
Vision is the most important
0
12673
2382
Görme, bizim sahip olduğumuz en önemli
00:15
and prioritized sense that we have.
1
15055
2588
ve en öncelikli duyumuzdur.
00:17
We are constantly looking
2
17643
1684
Sürekli
00:19
at the world around us,
3
19327
1774
etrafımızdaki dünyaya bakıyor
00:21
and quickly we identify and make sense
4
21101
2197
ve gördüklerimizi hızla
00:23
of what it is that we see.
5
23298
2335
tanımlıyor ve anlamlandırıyoruz.
00:25
Let's just start with an example
6
25633
1919
İsterseniz bu gerçeği anlatan
00:27
of that very fact.
7
27552
1273
bir örnek ile başlayalım.
00:28
I'm going to show you a photograph of a person,
8
28825
2010
Şimdi size bir - iki saniye boyunca
00:30
just for a second or two,
9
30835
1803
bir kişinin fotoğrafını göstereceğim
00:32
and I'd like for you to identify
10
32638
1895
ve sizden
onun yüzündeki ifadeyi tanımlamanızı isteyeceğim.
00:34
what emotion is on his face.
11
34533
2139
00:36
Ready?
12
36672
1228
Hazır mısınız?
00:37
Here you go. Go with your gut reaction.
13
37900
2712
İşte. İçgüdülerinize göre cevaplayın.
00:40
Okay. What did you see?
14
40612
2331
Tamam. Ne gördünüz?
00:42
Well, we actually surveyed
15
42943
2264
Aslında, biz 120'nin üzerinde insana
00:45
over 120 individuals,
16
45207
2307
bunu uyguladık ve
00:47
and the results were mixed.
17
47514
1950
sonuçlar oldukça karışıktı.
00:49
People did not agree
18
49464
2267
İnsanlar, gördükleri ifade hakkında
00:51
on what emotion they saw on his face.
19
51731
2890
ortak bir kanıya varamadılar.
00:54
Maybe you saw discomfort.
20
54621
1805
Belki bir rahatsızlık gördünüz.
00:56
That was the most frequent response
21
56426
1989
Bu bizim en sık
00:58
that we received.
22
58415
1255
aldığımız cevaptı.
00:59
But if you asked the person on your left,
23
59670
2089
Ama, eğer solunuzda oturan insana sorarsanız,
01:01
they might have said regret or skepticism,
24
61759
2741
pişmanlık ya da kuşku gördüklerini söyleyebilirler
01:04
and if you asked somebody on your right,
25
64500
1929
ve eğer sağınızdaki kişiye sorarsanız
01:06
they might have said something entirely different,
26
66429
2894
bambaşka bir fikir sunabilirler,
01:09
like hope or empathy.
27
69323
2820
umut veya empati gibi.
01:12
So we are all looking
28
72143
1559
Sonuç olarak,
01:13
at the very same face again.
29
73702
3102
hepimiz aynı ifadeye bakıyoruz, yine.
01:16
We might see something
30
76804
1428
Ve birbirinden tamamen
01:18
entirely different,
31
78232
2383
farklı şekilde yorumluyoruz,
01:20
because perception is subjective.
32
80615
3064
çünkü algılama özneldir.
01:23
What we think we see
33
83679
2168
Gördüklerimizi sandıklarımız
01:25
is actually filtered
34
85847
1442
aslında
01:27
through our own mind's eye.
35
87289
2404
aklımız tarafından süzgeçten geçirilmiştir.
01:29
Of course, there are many other examples
36
89693
2253
Tabi ki, aklımızın gözünden dünyayı nasıl gördüğümüze dair
01:31
of how we see the world through own mind's eye.
37
91946
2415
daha farklı pek çok örnek vardır.
01:34
I'm going to give you just a few.
38
94361
1782
Ben size sadece birkaçını vereceğim.
01:36
So dieters, for instance,
39
96143
2660
Örneğin diyet yapanlar,
01:38
see apples as larger
40
98803
2018
kalori saymayanlara göre
01:40
than people who are not counting calories.
41
100821
3020
elmaları çok daha büyük görürler.
01:43
Softball players see the ball as smaller
42
103841
3633
Başarısız dönemden çıkan softball oyuncuları
o akşam başarılı performans sergileyen oyunculara kıyasla
01:47
if they've just come out of a slump,
43
107474
2155
01:49
compared to people who had a hot night at the plate.
44
109629
3544
topu daha küçük görürler.
01:53
And actually, our political beliefs also
45
113173
2950
Ve aslında, siyasi düşüncelerimiz
01:56
can affect the way we see other people,
46
116123
2242
diğer insanlara bakış açımızı etkiler
01:58
including politicians.
47
118365
2173
buna politikacılar da dahildir.
02:00
So my research team and I decided to test this question.
48
120538
3693
Araştırma ekibim ve ben, bu soruyu test etmeye karar verdik.
02:04
In 2008, Barack Obama was running for president
49
124231
3631
2008'de, Barack Obama ilk defa
02:07
for the very first time,
50
127862
1399
başkanlık için yarışıyordu
02:09
and we surveyed hundreds of Americans
51
129261
2982
ve yüzlerce Amerikalıya
02:12
one month before the election.
52
132243
2223
seçimden bir ay önce anket yaptık.
02:14
What we found in this survey
53
134466
1699
Bu anketten anladığımız
02:16
was that some people, some Americans,
54
136165
2286
bazı insanlar, bazı Amerikalılar bu tarz fotoğrafların
02:18
think photographs like these
55
138451
1696
Obama'nın aslında nasıl göründüğünü
02:20
best reflect how Obama really looks.
56
140147
2992
en iyi şekilde yansıttığını düşünüyor.
02:23
Of these people, 75 percent
57
143139
2622
Bu insanların %75'i
02:25
voted for Obama in the actual election.
58
145761
2867
seçimde gerçekten de Obama'ya oy verdi.
02:28
Other people, though, thought photographs like these
59
148628
3168
Diğer kişiler de, bu fotoğrafların Obama'yı
02:31
best reflect how Obama really looks.
60
151796
2289
gerçekte olduğu gibi yansıttığını düşündü.
02:34
89 percent of these people
61
154085
1976
Bu kişilerin %89'u ise
02:36
voted for McCain.
62
156061
1821
McCain'e oy verdi.
02:37
We presented many photographs of Obama
63
157882
3506
Obama'nın pek çok fotoğrafını
02:41
one at a time,
64
161388
1597
tek tek gösterdik ki,
02:42
so people did not realize that what we were changing
65
162985
2899
bu sayede insanlar bir fotoğraftan diğerine
02:45
from one photograph to the next
66
165884
1853
değiştirdiğimiz tek şeyin
02:47
was whether we had artificially lightened
67
167737
2056
yapay olarak ten rengini
02:49
or darkened his skin tone.
68
169793
2548
biraz aydınlatıp kararttığımızı fark etmesinler.
02:52
So how is that possible?
69
172341
1560
Peki, bu nasıl mümkün oldu?
02:53
How could it be that when I look at a person,
70
173901
2835
Bir insana, nesneye veya olaya baktığımda
02:56
an object, or an event,
71
176736
1721
nasıl oluyor da
02:58
I see something very different
72
178457
1975
diğer insanlardan
03:00
than somebody else does?
73
180432
1829
çok daha farklı görüyorum?
03:02
Well, the reasons are many,
74
182261
2290
Aslında bunun birden fazla nedeni var,
03:04
but one reason requires that we understand
75
184551
2251
ama bunlardan bir tanesi
03:06
a little bit more about how our eyes work.
76
186802
2553
gözlerimizin nasıl gördüğünü anlamamızı gerektiriyor.
03:09
So vision scientists know
77
189355
2009
Bu alandaki uzmanlar diyor ki,
03:11
that the amount of information
78
191364
1483
belirli bir sürede
03:12
that we can see
79
192847
1871
görebildiğimiz ve odaklanabildiğimiz
03:14
at any given point in time,
80
194718
1839
03:16
what we can focus on, is actually relatively small.
81
196557
2697
bilginin miktarı
aslında oldukça az.
03:19
What we can see with great sharpness
82
199254
2729
Kesin bir netlikle ve doğru bir şekilde
03:21
and clarity and accuracy
83
201983
2177
görebildiklerimiz,
03:24
is the equivalent
84
204160
1987
uzattığımız kolumuzun üzerindeki
03:26
of the surface area of our thumb
85
206147
2176
bir baş parmağımızın
03:28
on our outstretched arm.
86
208323
2295
yüzey alanı kadardır.
03:30
Everything else around that is blurry,
87
210618
2139
Geri kalan her şey bulanıktır
03:32
rendering much of what is presented
88
212757
2441
gözlerimize görünenlerin çoğu
03:35
to our eyes as ambiguous.
89
215198
2644
belirsiz olarak nitelendirilir.
03:37
But we have to clarify
90
217842
2274
Ama yine de, gördüklerimizi netleştirmek
03:40
and make sense of what it is that we see,
91
220116
2248
ve anlamlandırmak zorundayız
03:42
and it's our mind that helps us fill in that gap.
92
222364
3385
ve bu boşluğu doldurmada bize yardımcı olan aklımızdır.
03:45
As a result, perception is a subjective experience,
93
225749
3569
Sonuç olarak, algılama öznel bir deneyimdir
03:49
and that's how we end up seeing
94
229318
1459
ve bu da bizim nasıl olup da kendi akıl gözümüzle
03:50
through our own mind's eye.
95
230777
2228
görebildiğimizi açıklar.
03:53
So, I'm a social psychologist,
96
233005
1813
Ben bir sosyal psikoloğum
03:54
and it's questions like these
97
234818
1517
ve bunun gibi sorular
03:56
that really intrigue me.
98
236335
1713
benim gerçekten ilgimi çekiyor.
03:58
I am fascinated by those times
99
238048
1651
İnsanların aynı görüşte olmadığı zamanlarda
03:59
when people do not see eye to eye.
100
239699
2497
gerçekten büyüleniyorum.
04:02
Why is it that somebody might
101
242196
1697
Gerçekten niye bazı insanlar
04:03
literally see the glass as half full,
102
243893
2612
bardağın yarısını dolu olarak görürken,
04:06
and somebody literally sees it
103
246505
1480
diğerleri ise
04:07
as half empty?
104
247985
1471
yarısını boş olarak nitelendiriyor?
04:09
What is it about what one person is thinking and feeling
105
249456
3121
İnsanların dünyayı tamamen farklı görmesine yol açan
04:12
that leads them to see the world
106
252577
1547
düşünceler ve hisler
04:14
in an entirely different way?
107
254124
2360
gerçekten nelerdir?
04:16
And does that even matter?
108
256484
2463
Ve bu o kadar da önemli mi?
04:18
So to begin to tackle these questions,
109
258947
3051
Bu soruları ele almaya başladığımızda
04:21
my research team and I decided to delve deeply
110
261998
2639
araştırma ekibim ve ben
04:24
into an issue that has received
111
264637
1850
uluslararası dikkat çeken bir konuyu
04:26
international attention:
112
266487
1918
derinlemesine incelemeye karar verdik:
04:28
our health and fitness.
113
268405
1723
sağlığımız ve formumuz.
04:30
Across the world,
114
270128
1358
Tüm dünyada
04:31
people are struggling to manage their weight,
115
271486
2402
insanlar kilolarını kontrol etmeye çalışıyor
04:33
and there is a variety of strategies
116
273888
2214
ve kilo almamızı engellemek için
04:36
that we have to help us keep the pounds off.
117
276102
3357
pek çok strateji geliştirilmiş durumda.
04:39
For instance, we set the best of intentions
118
279459
3106
Örneğin, tatillerden sonra egzersiz yapmak gibi
04:42
to exercise after the holidays,
119
282565
2697
niyetlerle yola çıkıyoruz
04:45
but actually, the majority of Americans
120
285262
2598
ama aslında, Amerikalıların çoğu
04:47
find that their New Year's resolutions
121
287860
2042
yeni yıl dileklerinin
04:49
are broken by Valentine's Day.
122
289902
3056
Sevgililer Günü'ne kadar bozulduğunu görüyor.
04:52
We talk to ourselves
123
292958
1502
Kendimize
04:54
in very encouraging ways,
124
294460
1694
her türlü cesaret verici yoldan
04:56
telling ourselves this is our year
125
296154
1833
bu yılın formumuzu geri kazanmak için
04:57
to get back into shape,
126
297987
1701
"o yıl" olduğunu söylüyoruz,
04:59
but that is not enough to bring us back
127
299688
1842
fakat bu bizi ideal kilomuza götürmek için
05:01
to our ideal weight.
128
301530
1735
yeterli olmuyor.
05:03
So why?
129
303265
1836
Peki neden?
05:05
Of course, there is no simple answer,
130
305101
2083
Tabii ki, bunun yanıtı basit değil
05:07
but one reason, I argue,
131
307184
2763
ama diyebilirim ki, bir sebepten
05:09
is that our mind's eye
132
309947
1926
akıl gözümüz
05:11
might work against us.
133
311873
1601
bize karşı çalışabilir.
05:13
Some people may literally see exercise
134
313474
3019
Bazı insanlar egzersiz yapmayı
05:16
as more difficult,
135
316493
1666
çok daha zor bulabilir
05:18
and some people might literally
136
318159
1814
ve bazıları da
05:19
see exercise as easier.
137
319973
2307
egzersizi daha kolay olarak görebilir.
05:22
So, as a first step to testing these questions,
138
322280
3748
Bu soruları test etmede ilk adım olarak
05:26
we gathered objective measurements
139
326028
2263
kişilerin fiziksel formları hakkında
05:28
of individuals' physical fitness.
140
328291
2846
nesnel ölçümleri toparladık.
05:31
We measured the circumference of their waist,
141
331137
2342
Kişilerin bel çevrelerini ölçtük
05:33
compared to the circumference of their hips.
142
333479
3256
ve kalçalarının çevrelerine göre kıyasladık.
05:36
A higher waist-to-hip ratio
143
336735
1469
Daha yüksek bir bel/kalça oranı
05:38
is an indicator of being less physically fit
144
338204
2183
daha düşük bir bel/kalça oranına göre
05:40
than a lower waist-to-hip ratio.
145
340387
2072
fiziksel olarak daha az fit olmanın göstergesiydi.
05:42
After gathering these measurements,
146
342459
2227
Bu ölçümleri toparladıktan sonra
05:44
we told our participants that
147
344686
1813
katılımcılarımıza
05:46
they would walk to a finish line
148
346499
1584
bir yarış içerisinde
05:48
while carrying extra weight
149
348083
1883
bitiş çizgisine doğru yürürken
05:49
in a sort of race.
150
349966
1157
ekstra ağırlık taşıyacaklarını söyledik.
05:51
But before they did that,
151
351123
1787
Ama bunu yapmadan önce, onlardan
05:52
we asked them to estimate the distance
152
352910
2440
bitiş çizgisine kadar olan mesafeyi
05:55
to the finish line.
153
355350
1687
hesaplamalarını istedik.
05:57
We thought that the physical states of their body
154
357037
2296
Düşündük ki, vücutlarının fiziksel durumu
05:59
might change how they perceived the distance.
155
359333
3485
onların uzaklık algılarını değiştirebilir.
06:02
So what did we find?
156
362818
1760
Peki, bunun sonucunda ne bulduk?
06:04
Well, waist-to-hip ratio
157
364578
2708
Şöyle ki, bel/kalça oranı
06:07
predicted perceptions of distance.
158
367286
3016
uzaklık algılarını tahmin etmeye yardımcı oldu.
06:10
People who were out of shape and unfit
159
370302
2630
Fit olmayan kişiler
06:12
actually saw the distance to the finish line
160
372932
2098
bitiş çizgisine olan uzaklığı
06:15
as significantly greater
161
375030
1163
daha iyi fiziksel görünüme sahip insanlara göre
06:16
than people who were in better shape.
162
376193
1891
çok daha fazla olarak tahmin ettiler.
06:18
People's states of their own body
163
378084
2041
İnsanların vücutlarının durumu
06:20
changed how they perceived the environment.
164
380125
3236
onların çevrelerini nasıl algıladıklarını değiştirdi.
06:23
But so too can our mind.
165
383361
2116
Ama bunu aklımız da yapabilir.
06:25
In fact, our bodies and our minds
166
385477
1909
Öyle ki, aslında vücudumuz ve aklımız
06:27
work in tandem
167
387386
1977
etrafımızdaki dünyayı nasıl gördüğümüzü
06:29
to change how we see the world around us.
168
389363
2608
değiştirmek için beraber çalışıyorlar.
06:31
That led us to think that maybe people
169
391971
2095
Bu da bizi egzersiz yapmak için
06:34
with strong motivations
170
394066
1278
daha güçlü motivasyona ve
06:35
and strong goals to exercise
171
395344
1820
amaçlara sahip kişilerin
06:37
might actually see the finish line as closer
172
397164
3172
daha düşük motivasyona sahip kişilere göre bitiş çizgisini
06:40
than people who have weaker motivations.
173
400336
3700
daha yakında gördüklerini düşünmeye itti.
06:44
So to test whether motivations
174
404036
2342
Motivasyonumuzun, algısal deneyimlerimizi
06:46
affect our perceptual experiences in this way,
175
406378
3352
bu şekilde etkileyip etkilemediğini görmek için
06:49
we conducted a second study.
176
409730
1923
ikinci bir araştırma yaptık.
06:51
Again, we gathered objective measurements
177
411653
2681
Tekrar, insanların fiziksel formlarının
06:54
of people's physical fitness,
178
414334
2004
objektif ölçümlerini yaptık,
06:56
measuring the circumference of their waist
179
416338
2058
bellerinin çevrelerini ve
06:58
and the circumference of their hips,
180
418396
1768
kalçalarının çevrelerini ölçtük,
07:00
and we had them do a few other tests of fitness.
181
420164
3365
ve birkaç tane daha farklı fiziksel teste tabii tuttuk.
07:03
Based on feedback that we gave them,
182
423529
2543
Onlara verdiğimiz geri dönüşlere göre
07:06
some of our participants told us
183
426072
1565
bazı katılımcılarımız egzersiz yapmak için
07:07
they're not motivated to exercise any more.
184
427637
2308
artık motive olmadıklarını söylediler.
07:09
They felt like they already met their fitness goals
185
429945
2394
Form tutmak için hedeflerine çoktan ulaştıklarını
07:12
and they weren't going to do anything else.
186
432339
2133
ve başka bir şey yapmak istemediklerini anlattılar.
07:14
These people were not motivated.
187
434472
1619
Bu insanlar motive değillerdi.
07:16
Other people, though, based on our feedback,
188
436091
2142
Diğer kişiler, yine verdiğimiz geri dönüşlere göre
07:18
told us they were highly motivated to exercise.
189
438233
2285
egzersiz yapmak için çok motive olduklarını söylediler.
07:20
They had a strong goal to make it to the finish line.
190
440518
2712
Bitiş çizgisine gidebilmek için sağlam bir amaçları vardı.
07:23
But again, before we had them walk to the finish line,
191
443230
2997
Ama yine, bitiş çizgisine yürümeden önce
07:26
we had them estimate the distance.
192
446227
1970
onlardan uzaklığı hesaplamalarını istedik.
07:28
How far away was the finish line?
193
448197
1748
"Bitiş çizgisi ne kadar uzakta?"
07:29
And again, like the previous study,
194
449945
2362
Ve yine, bir önceki çalışma gibi
07:32
we found that waist-to-hip ratio
195
452307
1834
bel/kalça oranının uzaklık algısını
07:34
predicted perceptions of distance.
196
454141
1960
etkilediğini fark ettik.
07:36
Unfit individuals saw the distance as farther,
197
456101
4632
Formda olmayan kişiler, daha formda olan kişiler ile kıyaslandıklarında
07:40
saw the finish line as farther away,
198
460733
1970
uzaklığı daha çok,
07:42
than people who were in better shape.
199
462703
1947
bitiş çizgisini daha uzak gördüler.
07:44
Importantly, though, this only happened
200
464650
2009
Önemli olan, bu olay sadece
07:46
for people who were not motivated
201
466659
1934
egzersiz yapmak için
07:48
to exercise.
202
468593
1619
motive olmayan kişilerde gerçekleşti.
07:50
On the other hand,
203
470212
1590
Diğer yandan,
07:51
people who were highly motivated to exercise
204
471802
3044
egzersiz yapmaya istekli kişiler
07:54
saw the distance as short.
205
474846
2197
uzaklığı daha kısa gördüler.
07:57
Even the most out of shape individuals
206
477043
2327
En formda olmayan kişiler bile
07:59
saw the finish line
207
479370
1558
bitiş çizgisini
08:00
as just as close,
208
480928
1504
çok yakın olmasa da
08:02
if not slightly closer,
209
482432
1835
formda olan insanlar kadar
08:04
than people who were in better shape.
210
484267
2656
yakında gördüler.
08:06
So our bodies can change
211
486923
1959
Yani, vücutlarımız bitiş çizgisini
08:08
how far away that finish line looks,
212
488882
2238
ne kadar uzakta gördüğümüzü etkiledi,
08:11
but people who had committed to a manageable goal
213
491120
3919
ama yakın gelecekte ulaşılabilecek
08:15
that they could accomplish in the near future
214
495039
2109
bir amaca kendini adamış
08:17
and who believed that they were capable
215
497148
2194
ve bunu yapabileceklerine
08:19
of meeting that goal
216
499342
1596
inanan kişiler
08:20
actually saw the exercise as easier.
217
500938
3416
egzersizi çok daha kolay algıladılar.
08:24
That led us to wonder,
218
504354
1910
Bu da bize
08:26
is there a strategy that we could use
219
506264
2417
insanların uzaklık algısını etkilemek
08:28
and teach people that would help
220
508681
2390
ve egzersizi daha kolay göstemek
08:31
change their perceptions of the distance,
221
511071
2269
için insanlara öğretebileceğimiz
08:33
help them make exercise look easier?
222
513340
2481
bir strateji olup olmadığını düşündürdü.
08:35
So we turned to the vision science literature
223
515821
2634
Bu sebeple, ne yapacağımızı bulmak için
08:38
to figure out what should we do,
224
518455
1746
görüş bilimi makalelerini inceledik
08:40
and based on what we read, we came up with a strategy
225
520201
2482
ve okuduklarımızdan yola çıkarak, bir strateji geliştirdik
08:42
that we called, "Keep your eyes on the prize."
226
522683
3378
ve buna "Gözlerini ödülden ayrma." ismini koyduk.
08:46
So this is not the slogan
227
526061
1811
Bu ilham verici bir afişten
08:47
from an inspirational poster.
228
527872
1885
bir slogan değil.
08:49
It's an actual directive
229
529757
2248
Bu, etrafınıza nasıl bakacağınızı söyleyen
08:52
for how to look around your environment.
230
532005
2922
gerçek bir direktif.
08:54
People that we trained in this strategy,
231
534927
2292
Bu strateji altında eğittiğimiz kişilere
08:57
we told them to focus their attention on the finish line,
232
537219
3874
tüm dikkatlerini bitiş çizgisine vermelerini
09:01
to avoid looking around,
233
541093
1836
ve etrafa bakmaktan kaçınmalarını,
09:02
to imagine a spotlight
234
542929
1341
bitiş çizgisinin üzerinde
09:04
was shining on that goal,
235
544270
1613
görülmesi belki zor
09:05
and that everything around it was blurry
236
545893
2479
ve hatta etrafındaki her şey flu olsa da
09:08
and perhaps difficult to see.
237
548372
1806
bir spot ışığı olduğunu söyledik.
09:10
We thought that this strategy
238
550178
2171
Bu stratejinin
09:12
would help make the exercise look easier.
239
552349
2493
egzersiz yapmayı kolaylaştıracağını düşündük.
09:14
We compared this group
240
554842
1619
Grubu başka bir
09:16
to a baseline group.
241
556461
1658
kontrol grubu ile karşılaştırdık.
09:18
To this group we said,
242
558119
1205
Kontrol grubuna
09:19
just look around the environment
243
559324
1587
normalde yaptıkları gibi
09:20
as you naturally would.
244
560911
1249
etrafa bakabileceklerini söyledik.
09:22
You will notice the finish line,
245
562160
1560
Bitiş çizgisini göreceklerini
09:23
but you might also notice
246
563720
1703
fakat aynı zamanda
09:25
the garbage can off to the right,
247
565423
1869
sağdaki çöp kutusunu veya insanları
09:27
or the people and the lamp post off to the left.
248
567292
2286
ve soldaki lambayı da görebileceklerini söyledik.
09:29
We thought that people who used this strategy
249
569578
2685
Bu stratejiyi kullanan kişilerin
09:32
would see the distance as farther.
250
572263
2102
uzaklığı daha çok olarak algılayacaklarını düşündük.
09:34
So what did we find?
251
574365
2447
Peki ne mi bulduk?
09:36
When we had them estimate the distance,
252
576812
1973
Onlara uzaklığı hesaplattırdığımızda
09:38
was this strategy successful
253
578785
1748
onların algısını değiştirmede
09:40
for changing their perceptual experience?
254
580533
2500
bu strateji başarılı mıydı?
09:43
Yes.
255
583033
1198
Evet.
09:44
People who kept their eyes on the prize
256
584231
2205
Gözlerini ödülden ayırmayan kişiler
09:46
saw the finish line as 30 percent closer
257
586436
3049
normal olarak etrafa bakan
kişilere göre bitiş çizgisini
09:49
than people who looked around
258
589485
1611
yüzde 30 daha yakın gördüler.
09:51
as they naturally would.
259
591096
1280
09:52
We thought this was great.
260
592376
1308
Bunun harika olduğunu düşündük.
09:53
We were really excited because it meant
261
593684
1882
Çok heyecanlanmıştık, çünkü bu
09:55
that this strategy helped make
262
595566
1480
stratejimizin egzersiz yapmayı
09:57
the exercise look easier,
263
597046
1892
kolaylaştırmaya yardım edebilecekti,
09:58
but the big question was,
264
598938
1934
ama asıl büyük soru
10:00
could this help make exercise
265
600872
1837
bu yöntem egzersizi
10:02
actually better?
266
602709
1391
gerçek anlamda daha iyi yapabilir mi?
10:04
Could it improve the quality
267
604100
1665
Egzersizin kalitesini de
10:05
of exercise as well?
268
605765
1881
beraberinde artırabilir mi?
10:07
So next, we told our participants,
269
607646
2263
Araştırmanın devamında, katılımcılara
10:09
you are going to walk to the finish line
270
609909
1895
bitiş çizgisine doğru
10:11
while wearing extra weight.
271
611804
2227
ekstra ağırlık taşıyarak yürüyeceklerini söyledik.
10:14
We added weights to their ankles
272
614031
2020
Bileklerine vücut ağırlıklarının %15'i kadar
10:16
that amounted to 15 percent of their body weight.
273
616051
2697
ağırlık ekledik.
10:18
We told them to lift their knees up high
274
618748
1948
Bitişe doğru dizlerini kaldırarak ve
10:20
and walk to the finish line quickly.
275
620696
2219
hızlıca yürümeleri gerektiğini de söyledik.
10:22
We designed this exercise in particular
276
622915
2160
Bu egzersizi özellikle
10:25
to be moderately challenging
277
625075
1722
imkansız olmadan
10:26
but not impossible,
278
626797
1777
zor olacak şekilde tasarladık,
10:28
like most exercises
279
628574
1260
aslında form seviyemizi yükselten
10:29
that actually improve our fitness.
280
629834
2842
diğer pek çok egzersiz gibi.
10:32
So the big question, then:
281
632676
2660
O zaman temel soru:
10:35
Did keeping your eyes on the prize
282
635336
2112
Gözünü ödülden ayırmamak ve
10:37
and narrowly focusing on the finish line
283
637448
2332
sadece bitiş çizgisine odaklanmak
10:39
change their experience of the exercise?
284
639780
2765
egzersiz deneyimlerini değiştirdi mi?
10:42
It did.
285
642545
1595
Evet, değiştirdi.
10:44
People who kept their eyes on the prize
286
644140
2235
Gözlerini ödülden ayırmayan katılımcılar
10:46
told us afterward that it required
287
646375
1814
egzersizden sonra
10:48
17 percent less exertion
288
648189
2095
bu egzersizi tamamlamak için
10:50
for them to do this exercise
289
650284
1670
etrafa bakan katılımcılara göre
10:51
than people who looked around naturally.
290
651954
3439
%17 daha az efor sarfettiklerini belirttiler.
10:55
It changed their subjective experience
291
655393
2064
Bu onların egzersiz konusundaki
10:57
of the exercise.
292
657457
1623
öznel deneyimlerini etkiledi.
10:59
It also changed the objective nature
293
659080
3012
Aynı zamanda egzersizlerinin
11:02
of their exercise.
294
662092
1299
doğasını da değiştirmiş oldu.
11:03
People who kept their eyes on the prize
295
663391
2248
Gözlerini ödülden ayırmayan katılımcılar
11:05
actually moved 23 percent faster
296
665639
2648
etrafa bakan katılımcılara göre
11:08
than people who looked around naturally.
297
668287
3448
%23 daha hızlı yürüdüler.
11:11
To put that in perspective,
298
671735
1682
Başka bir açıdan bakacak olursak,
11:13
a 23 percent increase
299
673417
1673
yüzde 23 artış,
11:15
is like trading in your 1980 Chevy Citation
300
675090
3885
1980 Chevy Citation markalı aracınızı
11:18
for a 1980 Chevrolet Corvette.
301
678975
4644
1980 Chevrolet Corvette ile değiştirmeye benzer.
11:23
We were so excited by this,
302
683619
2512
Bu keşifle çok heyecanlandık,
11:26
because this meant that a strategy
303
686131
2167
çünkü bu
kişilerin formda olmalarından
11:28
that costs nothing,
304
688298
1682
11:29
that is easy for people to use,
305
689980
1767
veya forma girmeye çalışmalarından bağımsız
11:31
regardless of whether they're in shape
306
691747
1971
olarak rahatlıkla uygulayabileceği
11:33
or struggling to get there,
307
693718
1858
hiçbir maliyeti olmayan bir stratejinin
11:35
had a big effect.
308
695576
1440
büyük bir etkisi olduğunu gösteriyordu.
11:37
Keeping your eyes on the prize
309
697016
1557
Gözümüzü ödülden ayırmamak
11:38
made the exercise look and feel easier
310
698573
2944
daha çok çaba harcasak veya
11:41
even when people were working harder
311
701517
2558
daha hızlı hareket etsek bile
11:44
because they were moving faster.
312
704075
2219
egzersizi daha rahat ve kolay yapmamızı sağladı.
11:46
Now, I know there's more to good health
313
706294
2970
Biliyorum ki, sağlığa katkıda bulunan
11:49
than walking a little bit faster,
314
709264
2022
biraz daha hızlı yürümekten fazlası var,
11:51
but keeping your eyes on the prize
315
711286
2185
fakat gözümüzü ödülden ayırmamak
11:53
might be one additional strategy
316
713471
1630
daha sağlıklı bir yaşam stilini
11:55
that you can use to help promote
317
715101
1609
teşvik edecek
11:56
a healthy lifestyle.
318
716710
2315
ek bir strateji olabilir.
11:59
If you're not convinced yet
319
719025
2081
Eğer hala dünyayı kendi aklımızdan
12:01
that we all see the world through our own mind's eye,
320
721106
2520
gördüğümüze ikna olmadıysanız,
12:03
let me leave you with one final example.
321
723626
2027
size bir örnek daha vereyim.
12:05
Here's a photograph of a beautiful street in Stockholm, with two cars.
322
725653
3423
Bu, Stockholm'de üzerinde iki araba olan güzel bir caddenin fotoğrafı.
12:09
The car in the back looks much larger
323
729076
2191
Arkadaki araba, öndeki arabaya göre
12:11
than the car in the front.
324
731267
1426
çok daha büyük görünüyor.
12:12
However, in reality,
325
732693
1606
Fakat gerçekte
12:14
these cars are the same size,
326
734299
2379
arabalar aynı büyüklükte,
12:16
but that's not how we see it.
327
736678
2895
ama biz bunu böyle görmüyoruz.
12:19
So does this mean that
328
739573
2124
Peki o zaman bu
12:21
our eyes have gone haywire
329
741697
1714
gözlerimizin tamamen bozulduğu
12:23
and that our brains are a mess?
330
743411
2570
ve beynimizin tam bir karmaşa olduğu anlamına mı geliyor?
12:25
No, it doesn't mean that at all.
331
745981
2572
Hayır, aslında hiç de böyle değil.
12:28
It's just how our eyes work.
332
748553
2021
Bu sadece bizim gözlerimizin çalışma şekli.
12:30
We might see the world in a different way,
333
750574
2689
Dünyayı farklı bir şekilde görebiliriz
12:33
and sometimes that might not
334
753263
1772
ve bu her zaman
12:35
line up with reality,
335
755035
2066
gerçekle uyuşmayabilir,
12:37
but it doesn't mean that one of us is right
336
757101
2125
fakat bu birimizin haklı
12:39
and one of us is wrong.
337
759226
2095
diğerinin haksız olduğu anlamına gelmez.
12:41
We all see the world through our mind's eye,
338
761321
2136
Hepimiz dünyayı akıl gözümüzle görürüz,
12:43
but we can teach ourselves to see it differently.
339
763457
2851
ama kendimize farklı bakmayı öğretebiliriz.
12:46
So I can think of days
340
766308
1824
Düşündüğümde, benim için
12:48
that have gone horribly wrong for me.
341
768132
2034
tamamen ters giden günleri hatırlıyorum.
12:50
I'm fed up, I'm grumpy, I'm tired,
342
770166
2396
Bıkmış, usanmış ve yorgunum
12:52
and I'm so behind,
343
772562
1540
ve çok geride kalmışım
12:54
and there's a big black cloud
344
774102
2406
ve kafamın tepesinde dolaşan
12:56
hanging over my head,
345
776508
1483
kocaman siyah bir bulut var.
12:57
and on days like these,
346
777991
1434
Bu gibi günlerde,
12:59
it looks like everyone around me
347
779425
1875
sanki etrafımdaki herkesin de
13:01
is down in the dumps too.
348
781300
2134
morali bozukmuş gibi görünür.
13:03
My colleague at work looks annoyed
349
783434
1733
İşteki bir arkadaşım bir teslim tarihini
13:05
when I ask for an extension on a deadline,
350
785167
2710
uzatmayı rica ettiğimde rahatsız görünür
13:07
and my friend looks frustrated
351
787877
1978
ve bir arkadaşım bana öfkelenmiştir
13:09
when I show up late for lunch because a meeting ran long,
352
789855
2699
çünkü bir toplantı uzamış ve öğle yemeğine geç kalmışımdır
13:12
and at the end of the day,
353
792554
1593
ve günün sonunda
13:14
my husband looks disappointed
354
794147
2026
sinemaya gitmektense uyumayı tercih ettiğim için
13:16
because I'd rather go to bed than go to the movies.
355
796173
2533
kocam hayal kırıklığına uğramıştır.
13:18
And on days like these, when everybody looks
356
798706
3017
Ve bu tarz günlerde, herkes
13:21
upset and angry to me,
357
801723
2008
sanki bana üzgün veya kızgın gibi görünür,
13:23
I try to remind myself that there are other ways of seeing them.
358
803731
3218
ben de kendime onları başka şekilde görmenin mümkün olduğunu söylerim.
13:26
Perhaps my colleague was confused,
359
806949
3310
Belki iş arkadaşımın kafası karışmıştı,
13:30
perhaps my friend was concerned,
360
810259
2436
belki arkadaşım endişeliydi
13:32
and perhaps my husband was feeling empathy instead.
361
812695
3267
ve belki kocam aslında benimle empati kuruyordu.
13:35
So we all see the world
362
815962
1894
Hepimiz dünyayı,
13:37
through our own mind's eye,
363
817856
1826
kendi akıl gözümüzle görürüz
13:39
and on some days, it might look
364
819682
2003
ve bazı günler
dünya tehlikeli, zorlu ve başa çıkılamaz
13:41
like the world is a dangerous
365
821685
1408
13:43
and challenging and insurmountable place,
366
823093
2537
bir yermiş gibi görünebilir
13:45
but it doesn't have to look that way all the time.
367
825630
2970
ama her zaman böyle görünmek zorunda değildir.
13:48
We can teach ourselves to see it differently,
368
828600
2196
Kendimize daha farklı görmeyi öğretebiliriz
13:50
and when we find a way to make the world
369
830796
2666
ve dünyayı daha hoş ve basit bir yer
13:53
look nicer and easier,
370
833462
1937
olarak görmeyi başarırsak
13:55
it might actually become so.
371
835399
2340
gerçekte de öyle olabilir.
13:57
Thank you.
372
837739
1555
Teşekkürler.
13:59
(Applause)
373
839294
3609
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7