Phil Borges: Documenting our endangered cultures

Phil Borges yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olan kültürleri anlatıyor

27,586 views

2007-01-12 ・ TED


New videos

Phil Borges: Documenting our endangered cultures

Phil Borges yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olan kültürleri anlatıyor

27,586 views ・ 2007-01-12

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Bulut Aslan Gözden geçirme: Sancak Gülgen
00:25
A fact
0
25000
2000
Bir gerçek
00:27
came out of MIT,
1
27000
3000
bir kaç yıl önce
00:30
couple of years ago. Ken Hale,
2
30000
2000
MIT'de ortaya çıktı.
00:32
who's a linguist,
3
32000
2000
Bir dilbilimci olan Ken Hale
00:34
said that of the 6,000 languages
4
34000
3000
şu anda dünyada 6.000 dilin
00:37
spoken on Earth right now,
5
37000
2000
konuşulduğunu söylüyor,
00:39
3,000 aren't spoken by the children.
6
39000
3000
3.000 dil artık çocuklar tarafından konuşulmuyor.
00:42
So that in one generation,
7
42000
3000
Yani bir jenerasyon sonra,
00:45
we're going to halve our cultural diversity.
8
45000
3000
kültürel çeşitliliğimizin yarısını kaybedeceğiz.
00:49
He went on to say
9
49000
2000
Şöyle devam ediyor,
00:51
that every two weeks,
10
51000
2000
her iki haftada bir,
00:53
an elder goes to the grave
11
53000
2000
bir yaşlı, kültürünün
00:55
carrying the last spoken word
12
55000
2000
son kelimesini mezara
00:57
of that culture.
13
57000
2000
götürüyor.
00:59
So an entire philosophy,
14
59000
4000
Böylece tüm bir felsefe,
01:04
a body of knowledge about the natural world
15
64000
2000
dünyanın doğası üzerine, azar azar
01:06
that had been empirically gleaned over centuries,
16
66000
4000
yüzyıllar süresinde ortaya çıkan bilgi birikimi
01:10
goes away.
17
70000
2000
yok oluyor.
01:12
And this happens every two weeks.
18
72000
3000
Ve bu her iki haftada bir oluyor.
01:16
So for the last 20 years,
19
76000
2000
Böylece son 20 yılda,
01:18
since my dental experience,
20
78000
3000
diş ameliyatımdan beri,
01:21
I have been traveling the world
21
81000
3000
dünyayı dolaşıyorum
01:24
and coming back
22
84000
2000
ve bu insanların bazılarının hikayeleri
01:26
with stories about some of these people.
23
86000
2000
ile geri gönüyorum.
01:28
What I'd like to do right now
24
88000
2000
Ve -- şimdi yapmak istediğim şey
01:30
is share some of those stories with you.
25
90000
3000
bu hikayelerden bazılarını sizinle paylaşmak.
01:33
This is Tamdin.
26
93000
2000
Bu Tamdin.
01:35
She is a 69-year-old nun.
27
95000
3000
69 yaşında bir rahibe.
01:39
She was thrown in prison in Tibet for two years
28
99000
3000
Tibet'te, ülkesinin işgalini küçük bir pankart ile
01:42
for putting up a little tiny placard
29
102000
2000
protesto ettiği için
01:44
protesting the occupation of her country.
30
104000
3000
iki yılını hapiste geçirmiş.
01:48
And when I met her, she had just
31
108000
3000
Ve onunla buluştuğumuzda,
01:51
taken a walk over the Himalayas
32
111000
2000
yürüyüşten geliyordu. Himalayalar'da
01:53
from Lhasa, the capital of Tibet,
33
113000
3000
Tibet'in başkenti Lhasa'dan
01:56
into Nepal, across to India --
34
116000
2000
Hindistan boyunca Nepal'a --
01:58
30 days --
35
118000
2000
30 günde --
02:00
to meet her leader, the Dalai Lama.
36
120000
3000
önderi Dalai Lama ile buluşabilmek için.
02:03
The Dalai Lama lives in Dharamsala, India.
37
123000
2000
Dalai Lama, Hindistan'ın Dharamsala şehrinde yaşıyor.
02:05
So I took this picture three days
38
125000
2000
Yani bu resmi Tamdin'in dönüşünden
02:07
after she arrived,
39
127000
2000
üç gün sonra çektim,
02:09
and she had this beat-up pair of tennis shoes on,
40
129000
2000
ayağında, ayak parmağı ucundan dışarı fırlamış
02:11
with her toes sticking out.
41
131000
2000
ayakkabılarıyla.
02:13
And she crossed in March,
42
133000
2000
Ve Mart ayı boyunca bu yürüyüşü gerçekleştirdi,
02:15
and there's a lot of snow at 18,500 feet in March.
43
135000
4000
ve 5.600 metrede Mart'ta çok kar vardı.
02:20
This is Paldin.
44
140000
2000
Bu Paldin.
02:22
Paldin is a 62-year-old monk.
45
142000
2000
Paldin, 62 yaşında bir rahip.
02:24
And he spent 33 years in prison.
46
144000
4000
Ve hapiste 33 yıl kaldı.
02:28
His whole monastery was thrown into prison
47
148000
3000
Ve o isyan sırasında -- ki manastırındaki herkes hapse atıldı
02:31
at the time of the uprising,
48
151000
3000
Dalai Lama Tibet'i
02:34
when the Dalai Lama had to leave
49
154000
3000
terk etmek zorunda kaldığı
02:37
Tibet.
50
157000
2000
yıldı.
02:39
And
51
159000
2000
Ve
02:41
he was beaten, starved,
52
161000
3000
dövüldü, aç bırakıldı,
02:44
tortured -- lost all his teeth while in prison.
53
164000
2000
işkence gördü -- bütün dişlerini hapishanede kaybetti.
02:46
And when I met him, he was a kind gentle old man.
54
166000
4000
Ve o gördüğümde, yaşlı ve nazik bir adamdı.
02:50
And it really impressed me --
55
170000
2000
Ve gerçekten beni etkiledi --
02:52
I met him two weeks after he got out of prison --
56
172000
3000
Hapisten çıktıktan iki hafta sonra o gördüm --
02:55
that he went through that experience, and ended up
57
175000
2000
o tecrübelere rağmen böyle bir
02:57
with the demeanor that he had.
58
177000
3000
insan olarak çıkmıştı.
03:00
So I was in Dharamsala meeting these people,
59
180000
3000
Dharamsala'da bu insanlarla buluştum,
03:03
and I'd spent about five weeks there,
60
183000
3000
ve orada beş hafta geçirdim,
03:06
and I was hearing these similar stories
61
186000
2000
ve Tibet'ten Dharamsala'ya akan
03:08
of these refugees that had poured out of Tibet
62
188000
3000
bu mültecilerden benzer hikayeler
03:11
into Dharamsala.
63
191000
2000
duyuyordum.
03:13
And it just so happened, on the fifth week,
64
193000
3000
Ve beşinci haftada
03:16
there was a public teaching by the Dalai Lama.
65
196000
4000
Dalai Lama'nın halka açık dersleri vardı.
03:20
And
66
200000
2000
Ve
03:22
I was watching this crowd of monks and nuns,
67
202000
3000
onu dinleyen rahip ve rahibeler arasında
03:25
many of which I had just interviewed,
68
205000
2000
bir çoğu ile söyleşiler yapmıştım,
03:27
and heard their stories,
69
207000
2000
ve hikayelerini dinlemiştim,
03:29
and I watched their faces,
70
209000
3000
ve yüzlerini seyretmiştim,
03:32
and they gave us a little FM radio,
71
212000
2000
ve bize bir küçük bir FM radyo verdiler,
03:34
and we could listen to the translation of his teachings.
72
214000
3000
ve böylece öğretilerin çevirisini dinleyebiledik.
03:37
And what he said was:
73
217000
2000
Ve dediği şey şuydu,
03:39
treat your enemies as if they were precious jewels,
74
219000
4000
düşmanlarınıza değerli mücevherler gibi davranın,
03:43
because it's your enemies
75
223000
2000
çünkü o düşmanlar,
03:45
that build your tolerance and patience
76
225000
3000
aydınlanmanın yolunda tahammülünüzü
03:48
on the road to your enlightenment.
77
228000
4000
ve sabrınızı arttıracaktır.
03:52
That hit me so hard,
78
232000
3000
Ve ben -- bu benim için çok vurucuydu,
03:56
telling these people that had been through this experience.
79
236000
3000
böyle tecrübelerden geçmiş bu insanlara bunu diyebilmek.
04:00
So, two months later, I went into
80
240000
3000
2 ay sonra, Tibet'e gittim
04:03
Tibet, and I started
81
243000
2000
ve fotoğraflarımı
04:05
interviewing the people there, taking my photographs. That's what I do.
82
245000
3000
yanıma alarak söyleşi yaptığım insanların yanına gittim. Benim işim bu.
04:08
I interview and do portraits.
83
248000
3000
Röportaj yaparım ve portreler çizerim.
04:11
And this is a little girl.
84
251000
2000
Ve -- bu minik bir kız.
04:13
I took her portrait up on top of the Jokhang Temple.
85
253000
3000
Bu resmi Jokhang Tapınağının üstündeyken çektim.
04:16
And I'd snuck in --
86
256000
2000
Ve içeri sızmalıydım --
04:18
because it's totally illegal to have a picture of the Dalai Lama in Tibet --
87
258000
5000
çünkü Tibet'te Dalai Lama'nın fotoğrafını çekmek yasak --
04:23
it's the quickest way you can get arrested.
88
263000
3000
tutuklanmanın en kolay yolu bu olsa gerek.
04:26
So I snuck in a bunch of little wallet-sized pictures of the Dalai Lama,
89
266000
3000
Dolayısıyla cüzdana sığabilecek büyüklükteki Dalai Lama resimlerini sızdırdım,
04:29
and I would hand them out.
90
269000
2000
ve böylece onları dışarı çıkarabildim.
04:31
And when I gave them to the people,
91
271000
3000
Ve o resimleri halka verdiğimde,
04:34
they'd either hold them to their heart,
92
274000
2000
ya resmi göğüslerine bastılar,
04:36
or they'd hold them up to their head and just stay there.
93
276000
3000
veya başlarının üstüne koydular ve öylece durdular.
04:39
And this is --
94
279000
2000
Ve bu --
04:41
well, at the time -- I did this 10 years ago --
95
281000
2000
yani, o zaman -- ki bu anlattığım 10 sene önce oldu --
04:43
that was 36 years after the Dalai Lama had left.
96
283000
3000
Dalai Lama'nın ülkeyi terk edişinden 36 yıl sonraydı.
04:48
So
97
288000
1000
Böylece
04:49
I was going in, interviewing these people and doing their portraits.
98
289000
4000
Oraya gittim, insanlarla söyleşiler yaptım ve portrelerini çıkardım.
04:53
This is Jigme and her sister, Sonam.
99
293000
2000
Bu Jigme ve kız kardeşi, Sonam.
04:55
And they live up on the Chang Tang, the Tibetan Plateau,
100
295000
3000
Ve Tibet'in batısında yer alan,
04:58
way in the western part of the country.
101
298000
3000
Chang Tang adında bir platoda yaşıyorlar.
05:01
This is at 17,000 feet.
102
301000
2000
Burası 5.100 metre yüksekte.
05:03
And they had just come down from the high pastures,
103
303000
3000
Ve 5.500 metredeki daha yüksek bir yerden
05:06
at 18,000 feet.
104
306000
2000
geldiler.
05:08
Same thing: gave her a picture,
105
308000
2000
Aynı şey: ona bir resim verdim,
05:10
she held it up to her forehead.
106
310000
2000
alnına koydu.
05:12
And I usually hand out Polaroids
107
312000
3000
Ve genelde
05:15
when I do these, because I'm setting up lights,
108
315000
2000
Polaroid verirdim, çünkü ışıkları kurarken,
05:17
and checking my lights,
109
317000
2000
ışıkları kontrol ederken,
05:19
and when I showed her her Polaroid, she screamed and ran into her tent.
110
319000
3000
Polaroid'i verince, çığlık atıp çadıra doğru koştu.
05:24
This is Tenzin Gyatso;
111
324000
2000
Bu Tenzin Gyatso,
05:26
he was found to be the Buddha of Compassion at the age of two,
112
326000
4000
İki yaşında Buddha'nın Merhameti'ne mazhar olmuş,
05:30
out in a peasant's house,
113
330000
3000
uzakta bir köy evinde,
05:33
way out in the middle of nowhere.
114
333000
2000
neredeyse hiçbir şeyin ortasında.
05:35
At the age of four, he was installed
115
335000
2000
Dört yaşında ise,
05:37
as the 14th Dalai Lama.
116
337000
3000
14. Dalai Lama oldu.
05:40
As a teenager, he faced
117
340000
2000
Gelişme çağında bir çocukken,
05:42
the invasion of his country,
118
342000
2000
ülkesinin işgal edilmesiyle tanıştı,
05:44
and had to deal with it -- he was the leader of the country.
119
344000
3000
ve bununla mücadele etmek zorunda kaldı -- ülkenin lideriydi.
05:47
Eight years later, when they discovered there was a plot
120
347000
2000
Sekiz yaşında, bir düzen ile öldürüleceği
05:49
to kill him,
121
349000
2000
anlaşılınca,
05:51
they dressed him up like a beggar
122
351000
2000
Onu bir dilenci kılığına soktular
05:53
and snuck him out of the country on horseback,
123
353000
3000
ve ülkeden bir at sırtında dışarı çıkardılar,
05:56
and took the same trip that Tamdin did.
124
356000
3000
ve Tamdin'in gittiği aynı yolu takip etti.
05:59
And he's never been back to his country since.
125
359000
4000
Ve orada yaşadı -- ondan beri ülkesine geri dönemedi.
06:03
And
126
363000
2000
Ve
06:05
if you think about this man,
127
365000
2000
bu adamı bir gözünüzün önüne getirirseniz,
06:07
46 years later,
128
367000
2000
46 yıl sonra,
06:09
still sticking
129
369000
2000
hala
06:11
to this non-violent response
130
371000
4000
şiddet dışı bir dille
06:15
to a severe political and human rights issue.
131
375000
4000
siyasi ve insani haklar meselelerine bağlıdır.
06:19
And the young people,
132
379000
2000
Ve genç insanlar,
06:21
young Tibetans, are starting to say, listen, this doesn't work.
133
381000
3000
genç Tibetliler, artık bunun bir işe yaramadığını söylemeye başladılar.
06:24
You know, violence as a political tool
134
384000
2000
Bilirsiniz, şid -- şiddet siyasi bir araç olarak
06:26
is all the rage right now.
135
386000
2000
bugünlerde epey rağbet görüyor.
06:28
And
136
388000
3000
Ve
06:31
he still is holding this line.
137
391000
2000
o hala şiddete mesafesini koyuyor.
06:33
So this is our icon
138
393000
2000
O bizim dünyadaki şiddetsizliğe
06:35
to non-violence in our world --
139
395000
3000
karşı sembolümüz --
06:38
one of our living icons.
140
398000
2000
yaşıyan ikonlardan biri.
06:41
This is another leader of his people.
141
401000
2000
Bu da başka bir halk önderi.
06:43
This is Moi. This is in the Ecuadorian Amazon.
142
403000
3000
Adı Moi. Burası Ekvator Amazon'u.
06:46
And Moi is 35 years old.
143
406000
3000
Ve Moi 35 yaşında.
06:49
And
144
409000
2000
Ve
06:51
this area of the Ecuadorian Amazon --
145
411000
2000
burası Ekvator Amazon'u --
06:53
oil was discovered in 1972.
146
413000
3000
1972'de petrol keşfedildi.
06:56
And in this period of time -- since that time --
147
416000
3000
Ve bu süreçte -- o zamandan beri --
06:59
as much oil, or twice as much oil
148
419000
3000
çıkan petrol kadar, ya da çıkanın iki katı kadar petrol
07:02
as was spilled in the Exxon Valdez accident,
149
422000
3000
Exxon Valdez kazasında
07:05
was spilled in this little area of the Amazon,
150
425000
3000
Amazon'un bu küçük bölgesine sızdı,
07:08
and the tribes in this area have constantly had to move.
151
428000
4000
ve bu yöredeki kabileler sürekli olarak göçmek zorunda aldı.
07:12
And Moi
152
432000
2000
Ve Moi
07:14
belongs to the Huaorani tribe,
153
434000
2000
Huaorani kabilesinin bir mensubu,
07:16
and they're known as
154
436000
2000
ve bu "auca" diye bilinen ve
07:18
very fierce, they're known as "auca."
155
438000
2000
çok vahşi oldukları düşünülen bir kabile.
07:20
And they've managed to keep out
156
440000
3000
Ve onlar, mızrakları ve üflemeli silahlarıyla
07:23
the seismologists and the oil workers
157
443000
2000
sismologları ve petrol arayıcılarını
07:25
with spears and blowguns.
158
445000
3000
bölgeden uzak tutmayı başardılar.
07:28
And we spent --
159
448000
2000
Ve ben --
07:30
I was with a team --
160
450000
3000
aslında biz -- orada bir ekiple beraberdim --
07:33
two weeks with these guys out in the jungle
161
453000
3000
onlarla ormanda iki hafta geçirdik
07:36
watching them hunt.
162
456000
2000
avlanmalarını izledik.
07:38
This was on a monkey hunt,
163
458000
2000
Bu bir maymun avı sırasında,
07:40
hunting with curare-tipped darts.
164
460000
3000
zehirli uçlu oklarla avlanırken.
07:43
And the knowledge that these people have
165
463000
3000
Ve bu insanların, yaşam alanları üzerine
07:46
about the natural environment is incredible.
166
466000
2000
bilgi birikimleri inanılmaz.
07:48
They could hear things, smell things, see things I couldn't see.
167
468000
4000
benim duyamadığımı, koklayamadığımı, göremediğimi görüyorlar.
07:52
And I couldn't even see the monkeys
168
472000
2000
Ve ben maymunları bile göremezken
07:54
that they were
169
474000
2000
onlar
07:56
getting with these darts.
170
476000
4000
bu minik oklarla onları avlıyorlardı.
08:00
This is Yadira,
171
480000
2000
Bu Yadira,
08:02
and Yadira is
172
482000
2000
ve kendisi
08:04
five years old. She's in a
173
484000
3000
5 yaşında. O da
08:07
tribe that's neighboring the Huaorani.
174
487000
3000
Huaorani'ye komşu başka bir kabileden.
08:10
And her tribe has had to move
175
490000
2000
Ve onun kabilesi de petrol sızıntıları yüzünden
08:12
three times in the last 10 years because of the oil spills.
176
492000
4000
son 10 yıl içinde üç kez göçmek zorunda kaldı.
08:16
And we never hear about that. And the latest
177
496000
3000
Ve hiç bir zaman bunu duymadık. Ve sonunda
08:19
infraction against these people is,
178
499000
3000
bu insanlara kast edilen şuydu,
08:22
as part of Plan Colombia,
179
502000
2000
Kolombiya Planı çerçevesinde,
08:24
we're spraying Paraquat or Round Up, whatever it is --
180
504000
3000
Paraquat veya Round Up, adı verilen herbisitler sıkıyorduk --
08:27
we're defoliating thousands of acres
181
507000
3000
Ekvator Amazonu'ndaki binlerce dönümlük araziyi
08:30
of the Ecuadorian Amazon
182
510000
2000
ilaçlara karşı verdiğimiz mücadelede
08:32
in our war on drugs.
183
512000
2000
yapraksız hale getiriyorduk.
08:34
And these people are the people who take the brunt of it.
184
514000
4000
Ve bunlar, bu kıyımdan en çok nasibini alan insanlar.
08:38
This is Mengatoue.
185
518000
2000
Bu Mengatoue.
08:40
He's the shaman of the Huaorani,
186
520000
2000
Huaorani'lerin şamanı,
08:42
and
187
522000
3000
ve o --
08:45
he said to us, you know, I'm an older man now;
188
525000
3000
bize dedi ki -- biliyorsun ben yaşlı bir adamım,
08:48
I'm getting tired, you know; I'm tired
189
528000
2000
yoruluyorum, bu petrol arayacılarını
08:50
of spearing these oil workers.
190
530000
2000
mızrakla kovalamaktan yoruluyorum,
08:52
I wish they would just go away.
191
532000
3000
dileğim def olup gitmeleri.
08:57
And I was -- I usually travel alone
192
537000
3000
Ve ben -- işimi yaparken
09:00
when I do my work, but I did this --
193
540000
3000
genelde yalnız dolaşırım, ama şunu yaptım --
09:03
I hosted a program for Discovery,
194
543000
2000
Discovery için bir program yaptım,
09:05
and when I went down with the team,
195
545000
3000
ve bu ekiple beraber gittim,
09:08
I was quite concerned about
196
548000
3000
Bir grup insanla, özellikle Huaorani'ye,
09:11
going in with a whole bunch of people, especially into the Huaorani,
197
551000
3000
gittiğim için oldukça endişeliydim,
09:14
deep into the Huaorani tribe.
198
554000
2000
Huaorani kabilesinin tam içine.
09:16
And
199
556000
2000
Ve
09:18
as it turned out, these guys really
200
558000
2000
anladık ki, bu insanlar cidden
09:20
taught me a thing or two about blending in
201
560000
3000
bana yerel insanlarla kaynaşmak için
09:23
with the locals.
202
563000
2000
bir-iki yol gösterdiler.
09:25
(Laughter)
203
565000
3000
(Gülüyor)
09:28
One of the things I did
204
568000
3000
9 Eylül'den önce yaptığım
09:31
just before 9/11 --
205
571000
3000
şeylerden gibi --
09:34
August of 2001 --
206
574000
2000
Ağustos 2001 --
09:36
I took my son, Dax,
207
576000
2000
O sırada 16 yaşında olan
09:38
who was 16 at the time,
208
578000
3000
oğlum Dax'i aldım
09:41
and I took him to Pakistan.
209
581000
2000
ve onunla Pakistan'a gittik.
09:43
Because at first I wanted --
210
583000
2000
Çünkü ilk şunu istedim --
09:45
you know, I've taken him on a couple of trips,
211
585000
2000
onu daha önce bir kaç gezime daha götürmüştüm,
09:47
but I wanted him to see
212
587000
2000
ama bu sefer ona, günde bir dolardan daha az
09:49
people that live on a dollar a day or less.
213
589000
3000
bir parayla yaşayan insanları göstermek istedim.
09:52
I wanted him to get an experience
214
592000
2000
İslam coğrafyasında bir tecrübe
09:54
in the Islamic world
215
594000
2000
edinmesini istedim,
09:56
and I also wanted him to --
216
596000
3000
ve ayrı onun --
09:59
I was going there to work with a group,
217
599000
2000
oraya bir ekiple beraber çalışmak için gidiyordum.
10:01
do a story on a group called the Kalash,
218
601000
2000
Kalash isminde, İslam coğrafyasıyla çevrelenmiş,
10:03
that are a group of animists, 3,000 animists,
219
603000
2000
çok küçük bir alanda yaşayan, 3.000 kişiden oluşan bir animist topluluğun
10:05
that live -- very small area --
220
605000
4000
hikayesini çekmek için,
10:09
surrounded by Islam -- there's 3,000
221
609000
3000
gitmiştik. 3.000 tane Kalash kalmıştı,
10:12
of these Kalash left; they're incredible people.
222
612000
4000
inanılmaz insanlardı.
10:16
So it was a great experience for him. He stayed up all night with them,
223
616000
3000
Onun için de büyük bir tecrübeydi bu. Geceler boyu onlarla birlikte ayaktaydı,
10:19
drumming and dancing.
224
619000
2000
davul çalarak ve dans ederek.
10:21
And he brought a soccer ball,
225
621000
2000
Ve bir futbol topu da getirmişti,
10:23
and we had soccer every night in this little village.
226
623000
3000
ve o köyde her akşam futbol maçı yaptık.
10:26
And then we went up
227
626000
2000
Ve sonra gidip
10:28
and met their shaman.
228
628000
2000
şamanlarıyla tanıştık.
10:30
By the way, Mengatoue was the shaman
229
630000
2000
Bu arada, Mengatoue da
10:32
of his tribe as well.
230
632000
2000
kendi kabilesinin şamanı.
10:34
And this is John Doolikahn,
231
634000
2000
Ve bu da John Doolikahn,
10:36
who's the shaman of the Kalash.
232
636000
3000
Kalashların şamanı.
10:39
And he's up in the mountains,
233
639000
2000
Dağların tepesinde,
10:41
right on the border with Afghanistan.
234
641000
2000
Afganistan sınırında yaşıyor.
10:43
In fact, on that other side is the area, Tora Bora,
235
643000
3000
Aslında, diğer tarafta da Tora Bora var.
10:46
the area where
236
646000
3000
Usame bin Ladin'in
10:49
Osama bin Laden's supposed to be. This is the tribal area.
237
649000
3000
yaşadığı söylenen yer. Burası aşiretlerden oluşan bir coğrafya.
10:52
And we watched
238
652000
3000
Ve biz
10:55
and stayed with
239
655000
2000
John Doolikahn'ı izledik
10:57
John Doolikahn.
240
657000
2000
ve onunla beraber kaldık.
10:59
And the shaman -- I did a whole series on shamanism,
241
659000
3000
Ve şaman -- Şamanizm üzerine tam bir program yaptım,
11:02
which is
242
662000
2000
çok
11:04
an interesting phenomenon.
243
664000
2000
enteresan bir olay.
11:06
But around the world,
244
666000
2000
ama dünya üzerinde,
11:08
they go into trance in different ways,
245
668000
2000
çok farklı şekillde transa geçiyorlar,
11:10
and in Pakistan,
246
670000
2000
ve Pakistan'da,
11:12
the way they do it is they burn juniper leaves
247
672000
3000
ardıç yaprakları yakıyorlar ve
11:15
and they sacrifice an animal,
248
675000
3000
hayvan kurban ediyorlar,
11:18
pour the blood of the animal on the leaves
249
678000
2000
hayvanın kanını yaprakların üzerine döküyorlar
11:20
and then inhale the smoke.
250
680000
2000
ve sonra tüten dumanı soluyorlar.
11:22
And they're all praying
251
682000
3000
Ve transa geçerken
11:25
to the mountain gods
252
685000
3000
bir yandan dağların tanrılarına
11:28
as they go into trance.
253
688000
3000
dua ediyorlar.
11:32
You know,
254
692000
2000
Bu -- malum,
11:34
getting kids used to different realities,
255
694000
4000
çocuğu değişik gerçekliklere alıştırmak için,
11:38
I think, is so important. What Dan Dennett said the other day --
256
698000
3000
bence önemli. Ertesi gün Dan Dennett'in dediği şuydu --
11:42
having a curriculum where they study different religions,
257
702000
3000
farklı dinler üzerine düşünürken bir müfredat oluşturmak --
11:45
just to make a mental flexibility,
258
705000
2000
sadece bir zihinsel esneklik kazandırmak --
11:47
give them a mental flexibility
259
707000
2000
onlara diğer inanç sistemlerini
11:49
in different belief systems --
260
709000
2000
anlamak için zihinsel esneklik sağlamak.
11:51
I think this is so necessary in our world today
261
711000
3000
Bence inanç çatışmalarının görüldüğü
11:54
as you see these clash of beliefs taking place.
262
714000
4000
bugünün dünyasında bu çok gerekli bir şey.
11:58
And all the security issues they cause us.
263
718000
4000
Hele de bize mal olan tüm güvenlik meselelerini düşündükçe.
12:02
So, one thing we did five years ago:
264
722000
3000
5 yıl önce yaptığımız şey şuydu:
12:05
we started a program that links kids
265
725000
2000
Yerli komünitelerdeki çocuklarla
12:08
in indigenous communities with kids in the United States.
266
728000
2000
ABD'deki çocuklara buluşturmak.
12:10
So we first hooked up
267
730000
3000
Öncelikle,
12:13
a spot in the Navajo Nation with a classroom in Seattle.
268
733000
5000
Navahu'da bir yerle Seattle'da bir sınıf belirledik.
12:18
We now have 15 sites.
269
738000
3000
Şu anda 15 tane yerimiz var.
12:21
We have one in Kathmandu, Nepal;
270
741000
3000
Katmandu, Nepal'de bir tane;
12:24
Dharamsala, India; Takaungu, Kenya --
271
744000
2000
Dharamsala, Hindistan; Takaungu, Kenya --
12:26
Takaungu is one-third Christian, one-third Muslim
272
746000
3000
Takaungu'nun üçte biri Hristiyan, üçte biri Müslüman
12:29
and one-third animist, the community is --
273
749000
3000
ve üçte biri animist, topluluk --
12:32
Ollantaytambo, Peru,
274
752000
2000
Ollantaytambo, Peru,
12:34
and Arctic Village, Alaska.
275
754000
2000
ve Arctic Village, Alaska.
12:36
This is Daniel; he's one of our students
276
756000
2000
Bu Daniel, bizim Arctic Village'daki
12:38
in Arctic Village, Alaska.
277
758000
2000
öğrencilerimizden biri.
12:40
He lives in this log cabin --
278
760000
2000
Bu kütük kabinede yaşıyor:
12:42
no running water, no heat other than --
279
762000
3000
su yok, ısı yok,
12:45
no windows
280
765000
2000
pencere yok
12:47
and high-speed Internet connection.
281
767000
2000
ve internet yok.
12:49
And this is --
282
769000
2000
Ve bu -- bu --
12:51
I see this rolling out all over --
283
771000
2000
ne kadar tutabileceğini görebiliyorum --
12:53
this is our site in Ollantaytambo, Peru, four years ago,
284
773000
2000
Burası dört sene önce Ollantaytambo, Peru'daki yerimiz.
12:56
where they first saw their first computers;
285
776000
2000
İlk bilgisayarlarını gördükleri yer;
12:58
now they have computers in their classrooms.
286
778000
3000
şimdi sıfınlarında bilgisayarları var.
13:01
And the way we've done this --
287
781000
2000
Ve bunu yapış şeklimiz --
13:03
we teach digital storytelling to these kids.
288
783000
3000
cocuklara dijital hikayeciliği öğretiyoruz.
13:06
And we have them tell stories about issues in their community
289
786000
3000
Ve onlara, kendi çevrelerine hikayeler anlatmalarını sağlıyoruz.
13:09
in their community that they care about.
290
789000
2000
Sevdikleri çevreye.
13:11
And this is in Peru, where the kids told the story
291
791000
2000
Ve burası Peru. Çocuklar, temizledikleri bir nehrin
13:13
about a river that they cleaned up.
292
793000
2000
hikayesini anlatıyorlar.
13:15
And the way we do it is, we do it in workshops,
293
795000
3000
Şu şekilde yapıyoruz, çalıştaylar haline getiriyoruz,
13:18
and we bring people who want to learn
294
798000
3000
ve dijital akışı ve hikaye anlatıcılığını
13:21
digital workflow and storytelling,
295
801000
3000
öğrenmek isteyen insanları bir araya getiriyoruz,
13:25
and have them
296
805000
2000
ve onlara çocuklarla
13:27
work with the kids.
297
807000
2000
çalışmayı öğretiyoruz.
13:29
And just this last year we've taken a group of teenagers in,
298
809000
4000
Ve geçtiğimiz yıl içerisinde bir grup genci bir araya getirdik,
13:33
and this has worked the best.
299
813000
2000
ve harika oldu.
13:35
So our dream is to bring teenagers together,
300
815000
2000
Hayalimiz gençleri bir araya getirmek
13:37
so they'll have a community service experience
301
817000
3000
ki edindikleri kültürel etkileşim tecrübesi kadar
13:40
as well as a cross-cultural experience,
302
820000
3000
bu yörelerdeki çocukları eğitirken
13:43
as they teach kids in these areas
303
823000
2000
ve iletişim becerilerini geliştirmelerine yardımcı olurken
13:45
and help them build their communication infrastructure.
304
825000
3000
kamu hizmeti tecrübeleri de olsun.
13:48
This is teaching Photoshop
305
828000
3000
Burada, Dharamsala'daki
13:51
in the Tibetan children's village in Dharamsala.
306
831000
4000
Tibetli çocukları Photoshop öğrenirken görüyorsunuz.
13:55
We have the website, where the kids all get their homepage.
307
835000
3000
Tüm çocukların birer sayfasının olduğu bir web sitemiz var.
13:58
This is all their movies. We've got about 60 movies
308
838000
2000
Bunlar çocukların filmleri. Çocukların yaptığı
14:00
that these kids have made,
309
840000
2000
60'a yakın filmimiz var,
14:02
and they're quite incredible.
310
842000
2000
ve inanılmazlar.
14:04
The one I want to show you --
311
844000
2000
Size göstermek istediğim --
14:06
after we get them to make the movies,
312
846000
3000
filmleri yapmalarını sağladıktan sonra,
14:09
we have a night where we show the movies to the community.
313
849000
3000
onları topluluğa gösterebileceğimiz bir gece ayarlıyoruz.
14:12
And this is in Takaungu --
314
852000
2000
Ve burası da Takaungu --
14:14
we've got a generator and a digital projector,
315
854000
2000
bir jeneratör ve dijital projektörümüz var,
14:16
and we're projecting it up against a barn,
316
856000
2000
ahırın üst kısmında muhafaza ediyoruz,
14:18
and showing one of the movies that they made.
317
858000
3000
ve çocukların yaptığı filmlerden birini böyle gösterdik.
14:21
And if you get a chance, you can go to our website, and you'll see
318
861000
3000
Ve websitemize girerseniz, bu çocukların çıkarıdğı
14:24
the incredible work these kids do.
319
864000
3000
inanılmaz işleri görebilirsiniz.
14:27
The other thing:
320
867000
3000
Bu çocuklar -- başka bir şey daha var:
14:30
I wanted to give indigenous people a voice.
321
870000
2000
Bu insanların sesini duyurmalarını istedik.
14:32
That was one of the big motivating factors.
322
872000
3000
Bu büyük motivasyonlarımızdan biriydi.
14:35
But the other motivating factor is
323
875000
2000
Ama diğer motivasyon ise
14:37
the insular nature of our country.
324
877000
3000
ülkemizin izole kalmış haline yönelikti.
14:40
National Geographic just did a Roper Study
325
880000
3000
National Geographic, ABD'de ve başka dokuz
14:43
of 18 to 26 year olds
326
883000
3000
sanayileşmiş ülkede
14:46
in our country
327
886000
2000
18 ile 26 yaş arasındaki gençlere
14:48
and in nine other industrialized countries.
328
888000
3000
yönelik bir çalışma yaptı.
14:51
It was a two million dollar study.
329
891000
2000
İki milyon dolarlık bir çalışmaydı bu.
14:53
United States came in second to last
330
893000
3000
ABD, coğrafya bilgisinde
14:56
in geographic knowledge.
331
896000
2000
sondan ikinci oldu.
14:58
70 percent of the kids couldn't find
332
898000
2000
Gençlerin yüzde 70'i
15:00
Afghanistan or Iraq on a map;
333
900000
3000
Afganistan'ı ve Irak'ı,
15:03
60 percent couldn't find India;
334
903000
3000
yüzde 60'ı Hindistan'ı;
15:06
30 percent couldn't find the Pacific Ocean.
335
906000
3000
yüzde 30'u Pasifik Okyanusunu haritada bulamadı.
15:09
And this is a study
336
909000
2000
Ve bu çalışma
15:11
that was just done a couple of years ago.
337
911000
3000
bir kaç yıl evvel yapıldı.
15:15
So what I'd like to show you now,
338
915000
2000
Şimdi size göstermek istediğim şey şu,
15:18
in the couple of minutes I have left,
339
918000
2000
birkaç dakika evvel gösterdiğim film,
15:20
is a film that a student made in Guatemala.
340
920000
2000
Guatemalalı bir öğrencinin filmi.
15:22
We just had a workshop in Guatemala.
341
922000
3000
Guatemala'da bir çalıştay yaptık.
15:25
A week before we got to the workshop,
342
925000
3000
Çalışmaya gitmemizden bir haftadan önce,
15:28
a massive landslide, caused by Hurricane Stan,
343
928000
4000
Stan Kasırgası yüzünden dev bir heyelan oldu,
15:32
last October, came in and buried
344
932000
2000
geçen Ekim ayında geldi ve 600
15:34
600 people alive in their village.
345
934000
2000
insan köylerinde canlı canlı gömüldü.
15:36
And this kid lived in the village --
346
936000
2000
Ve bu çocuk o köyde yaşayanlardan biriydi --
15:38
he wasn't there at the time --
347
938000
2000
o zaman orada değildi --
15:40
and this is the little movie he put together about that.
348
940000
4000
ve bu, o olay üzerine yaptığı film.
15:44
And he hadn't seen a computer before
349
944000
2000
Bu filmi yapana kadar bir bilgisayar görmemişti
15:46
we did this movie. We taught him Photoshop and --
350
946000
4000
Photoshop kullanmasını öğrettik.
15:50
yeah, we can play it.
351
950000
2000
evet, onu oynatabiliriz.
16:15
This is an old Mayan funeral chant
352
975000
3000
Bu, dedesinden öğrendiği
16:18
that he got from his grandfather.
353
978000
2000
eski bir Maya ağıtı.
18:38
Thank you very much.
354
1118000
2000
Çok teşekkür ederim.
18:40
(Applause)
355
1120000
1000
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7