Ian Goldin: Navigating our global future

Ian Goldin: Küresel geleceğimizi kullanma

92,029 views ・ 2009-10-23

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Sancak Gülgen Gözden geçirme: osman oguz ahsen
00:15
The future, as we know it, is very unpredictable.
0
15260
4000
Gelecek, bildiğimiz üzere, oldukça tahmin edilemez.
00:19
The best minds in the best institutions
1
19260
2000
En iyi enstitülerdeki en iyi kafalar genellikle
00:21
generally get it wrong.
2
21260
2000
onu yanlış anlıyorlar.
00:23
This is in technology. This is in the area of politics,
3
23260
4000
Bu teknolojinin içindedir. Bu bilginlerin, CIA'in, MI6'in
00:27
where pundits, the CIA, MI6 always get it wrong.
4
27260
3000
her zaman yanlış anladıkları yer olan politikanın alanının içindedir.
00:30
And it's clearly in the area of finance.
5
30260
3000
Bu net olarak finansın içindedir.
00:33
With institutions established to think about the future,
6
33260
2000
Gelecek hakkında düşünmenin yer edindiği enstitütlerle,
00:35
the IMF, the BIS, the Financial Stability Forum, couldn't see what was coming.
7
35260
4000
IMF, BIS, Finansal İstikrar Forumu neyin geldiğini göremediler.
00:39
Over 20,000 economists
8
39260
2000
20,000'in üzerinde iktisatçı, ki onların işi bu,
00:41
whose job it is, competitive entry to get there,
9
41260
2000
rekabet girişini getirmek
00:43
couldn't see what was happening.
10
43260
2000
ne olacağını göremedi.
00:45
Globalization is getting more complex.
11
45260
2000
Küreselleşme gittikçe karmaşıklaşıyor.
00:47
And this change is getting more rapid.
12
47260
2000
Ve bu değişim gittikçe hızlanıyor.
00:49
The future will be more unpredictable.
13
49260
2000
Gelecek daha da tahmin edilemez olacak.
00:51
Urbanization, integration,
14
51260
2000
Şehirleşme, entegrasyon, bir araya gelme
00:53
coming together, leads to a new renaissance.
15
53260
3000
yeni bir uyanışa götürecek.
00:56
It did this a thousand years ago.
16
56260
2000
Bunu 1000 yıl önce gerçekleştirdi.
00:58
The last 40 years have been extraordinary times.
17
58260
3000
Son 40 yıl olağanüstü zamanlardı.
01:01
Life expectancy has gone up by about 25 years.
18
61260
3000
Yaşam süresi yaklaşık 25 yıl arttı.
01:04
It took from the Stone Age to achieve that.
19
64260
3000
Buna ulaşabilmek için taş devrinden başladı.
01:07
Income has gone up for a majority of the world's population,
20
67260
2000
Gelir dünya nüfusunun büyük bir bölümü için arttı,
01:09
despite the population going up by about two billion people over this period.
21
69260
5000
nüfusun bu süre zarfında 2 milyar insan artmasına rağmen.
01:14
And illiteracy has gone down, from a half to about a quarter of the people on Earth.
22
74260
3000
Ve okuma-yazma bilmeme azaldı, dünyadaki insanların yarısından dörtte birine indi.
01:17
A huge opportunity, unleashing of new potential
23
77260
3000
Yenileme için, geliştirme için
01:20
for innovation, for development.
24
80260
2000
ortaya çıkması büyük bir fırsat
01:22
But there is an underbelly.
25
82260
2000
Fakat zayıf bir noktası da var.
01:24
There are two Achilles' heels of globalization.
26
84260
3000
Küreselleşmenin iki zaafı far.
01:27
There is the Achilles' heel of growing inequality --
27
87260
2000
Biri eşitsiz büyüme.
01:29
those that are left out, those that feel angry,
28
89260
3000
Bunlar terkedenler, kızgın olanlar,
01:32
those that are not participating. Globalization
29
92260
2000
katılım sağlamayanlar. Küreselleşme
01:34
has not been inclusive.
30
94260
2000
belirli bir kapsam dahilinde olmadı.
01:36
The second Achilles' heel is complexity --
31
96260
3000
İkinci zaafı karmaşıklığıdır.
01:39
a growing fragility, a growing brittleness.
32
99260
4000
Bir büyüme kırılganlığı, büyüme hassasiyeti.
01:43
What happens in one place very quickly affects everything else.
33
103260
3000
Bir yerde olan şey diğer herşeyi hemen etkilemesiydi.
01:46
This is a systemic risk, systemic shock.
34
106260
3000
Bu kaideli bir risk, kaideli bir şok.
01:49
We've seen it in the financial crisis. We've seen it in the pandemic flu.
35
109260
3000
Onu finansal krizde gördük. Grip salgınında gördük.
01:52
It will become virulent and it's something we have to build resilience against.
36
112260
4000
Güçlü olacak ve ona karşı bir direnç göstermemiz gereken bir şey.
01:56
A lot of this is driven by what's happening in technology.
37
116260
3000
Bunların çoğu teknolojide olan şeylerin bir sonucunda oluşuyor.
01:59
There have been huge leaps. There will be a million-fold improvement
38
119260
3000
Çok büyük adımlar vardı. 2030 yılına kadar bilgisayar alanında
02:02
in what you can get for the same price
39
122260
2000
aynı fiyata elde edebileceğiniz milyon kat
02:04
in computing by 2030.
40
124260
2000
gelişim olacak.
02:06
That's what the experience of the last 20 years has been.
41
126260
2000
Bu 20 yılda olan deneyimin sonucudur.
02:08
It will continue.
42
128260
2000
Devam edecek.
02:10
Our computers, our systems will be as primitive
43
130260
3000
Bilgisayarlarımız, sistemlerimiz bugün için Apollo'nun
02:13
as the Apollo's are for today.
44
133260
2000
ki kadar ilkel olacak.
02:15
Our mobile phones are more powerful than the total Apollo space engine.
45
135260
3000
Cep telefonlarımız Apollo'nun uzay motorundan daha güçlü.
02:18
Our mobile phones are more powerful than
46
138260
2000
Cep telefonlarımız 20 yıl önceki en güçlü
02:20
some of the strongest computers of 20 years ago.
47
140260
2000
bilgisayarlardan daha güçlüdür.
02:22
So what will this do?
48
142260
2000
Peki ne olacak?
02:24
It will create huge opportunities in technology.
49
144260
3000
Teknolojide büyük fırsatlar yaratacak.
02:27
Miniaturization as well.
50
147260
2000
Minyatür hale de getirecek.
02:29
There will be invisible capacity. Invisible capacity in our bodies,
51
149260
3000
Görünmeyen kapasite olacak. Görünmeyen kapasite,
02:32
in our brains, and in the air.
52
152260
2000
vüducumuzda beynimizde, havada olacak.
02:34
This is a dust mite on a nanoreplica.
53
154260
3000
Bir replikanın üzerinde ev tozu akaryasıdır.
02:37
This sort of ability to do everything in new ways unleashes potential,
54
157260
4000
Yeni yollarla herşeyi yapabilme yetisinin bir çeşidinin potansiyelini çıkarıyor,
02:41
not least in the area of medicine.
55
161260
2000
sadece tıp alanında değil.
02:43
This is a stem cell that we've developed here in Oxford,
56
163260
3000
Burada Oxford'da geliştiridiğimiz bir kök hücredir,
02:46
from an embryonic stem cell.
57
166260
2000
bir embriyonik kök hücreden.
02:48
We can develop any part of the body.
58
168260
2000
Vücudun herhangi bir parçasını geliştirebiliriz.
02:50
Increasingly, over time, this will be possible from our own skin --
59
170260
3000
Artan bir şekilde, zamanla, bu kendi tenimiz için mümkün olabilecek --
02:53
able to replicate parts of the body.
60
173260
2000
vücudumuzun parçalarını kopyalayabilmek.
02:55
Fantastic potential for regenerative medicine.
61
175260
2000
Onarımsal tıp için olağanüstü potansiyel.
02:57
I don't think there will be a Special Olympics long after 2030,
62
177260
4000
Vücudun parçalarını yenilenebilme kapasitesinden dolayı
03:01
because of this capacity to regenerate parts of the body.
63
181260
3000
2030'dan sonra bir engelli olimpiyatının olacağını düşünmüyorum,
03:04
But the question is, "Who will have it?"
64
184260
2000
Fakat soru şu, "Ona kim sahip olacak?"
03:06
The other major development is going to be
65
186260
2000
Diğer bir büyük gelişme genetikte ne olabileceği
03:08
in the area of what can happen in genetics.
66
188260
2000
alanında olacaktır.
03:10
The capacity to create, as this mouse has been genetically modified,
67
190260
6000
Yaratma kapasitesi, bir farenin genetiğinin değiştirilmesi gibi,
03:16
something which goes three times faster,
68
196260
2000
üç katı hızla giden bir şey,
03:18
lasts for three times longer, we could produce,
69
198260
2000
üç katı uzun sürer, bunu azaltabilirdik,
03:20
as this mouse can, to the age of our equivalent of 80 years,
70
200260
4000
bu fare bunu yapabilirdi, bizim 80 yaşımıza denk geliyor,
03:24
using about the same amount of food.
71
204260
3000
aynı miktarda besin kullanarak.
03:27
But will this only be available for the super rich,
72
207260
2000
Fakat bu çok zengin biri için mi, bunu karşılayabilenler
03:29
for those that can afford it? Are we headed for a new eugenics?
73
209260
3000
için mi uygun olacak? Yeni bir soyarıtımına mı gidiyor?
03:32
Will only those that are able to afford it
74
212260
3000
Bunu karşılayabilecek olanla mı geleceğin süper
03:35
be able to be this super race of the future?
75
215260
3000
ırkı olacak?
03:38
(Laughter)
76
218260
1000
(Gülüşmeler)
03:39
So the big question for us is,
77
219260
2000
Bu yüzden bizim için önemli soru şu,
03:41
"How do we manage this technological change?"
78
221260
2000
"Bu teknolojik değişimi nasıl yöneteceğiz?"
03:43
How do we ensure that it creates
79
223260
2000
Daha kapsamlı bir teknoloji yarattığımızdan
03:45
a more inclusive technology,
80
225260
2000
bir teknoloji yalnızca biz yaşlandıkça değil
03:47
a technology which means
81
227260
3000
akıllandıkça ve
03:50
that not only as we grow older,
82
230260
2000
geleceğin
03:52
that we can also grow wiser, and that we're able to support
83
232260
2000
nüfusunu destekliyebileceğimiz
03:54
the populations of the future?
84
234260
2000
bir teknoloji olduğundan nasıl emin olacağız?
03:56
One of the most dramatic manifestations of these improvements
85
236260
3000
Bu gelişmelerin en dramatize edilmişlerinden biri
03:59
will be moving from population pyramids
86
239260
2000
populasyon piramidinden
04:01
to what we might term population coffins.
87
241260
3000
populasyon tabutları diyebileceğimiz terime geçiş olacak.
04:04
There is unlikely to be a pension
88
244260
2000
Bu emekli olmanın ya da
04:06
or a retirement age in 2030.
89
246260
3000
emekli yaşının 2030'da olması gibi değildir.
04:09
These will be redundant concepts. And this isn't only something of the West.
90
249260
3000
Bu tekrar eden biçimler olacak. Bu sadece Batı'nın şeyi olmayacak.
04:12
The most dramatic changes will be the skyscraper
91
252260
3000
En dramatik değişimler Çin ve bir çok diğer ülkede olacak olan
04:15
type of new pyramids
92
255260
2000
gökdelen tipi
04:17
that will take place in China and in many other countries.
93
257260
3000
yeni piramitler olacak.
04:20
So forget about retirements if you're young.
94
260260
2000
Eğer gençseniz emekliliği unutun gitsin.
04:22
Forget about pensions. Think about life and where it's going to be going.
95
262260
3000
Emekliliği unutun. Yaşamı ve onun nereye gideceğini düşünün.
04:25
Of course, migration will become even more important.
96
265260
3000
Tabi ki, göç daha önemli olacaktır.
04:28
The war on talent, the need to attract people
97
268260
2000
Yetenek savaşı, bütün yetenek aralığındaki
04:30
at all skill ranges,
98
270260
2000
insanları etkileme ihtiyacı,
04:32
to push us around in our wheelchairs,
99
272260
2000
tekerlekli sandalyelerimize bizi itmek,
04:34
but also to drive our economies. Our innovation will be vital.
100
274260
3000
fakat ekonomilerimizi de ilerletmek. Yenileşmemiz hayati olacak.
04:37
The employment in the rich countries
101
277260
2000
Zengin ülkelerde istihdam 800 milyon insandan
04:39
will go down from about 800
102
279260
2000
700 milyon insana
04:41
to about 700 million of these people.
103
281260
2000
düşecek.
04:43
This would imply a massive leap in migration.
104
283260
2000
Bu göçte büyük bir sıçrama gerektirecek.
04:45
So the concerns, the xenophobic concerns of today,
105
285260
3000
Göçün endişeleri, bugünün yabancı düşmanlığı korkusu,
04:48
of migration, will be turned on their head,
106
288260
2000
gelecekte ekonomimiz için ve emekliliğimiz için bir nevi bize
04:50
as we search for people to help us sort out
107
290260
3000
yardım edecek insanlar ararken
04:53
our pensions and our economies in the future.
108
293260
2000
onları uykudan uyandıracak.
04:55
And then, the systemic risks.
109
295260
2000
Ve sonra, sistematik riskler.
04:57
We understand that these will become much more virulent,
110
297260
3000
Bunların daha kuvetli olacağını anlıyoruz,
05:00
that what we see today
111
300260
2000
bugün gördüğümüz
05:02
is this interweaving of societies, of systems,
112
302260
3000
sistemlerin ve toplumların iç içe birbirine girmesidir,
05:05
fastened by technologies and hastened by just-in-time management systems.
113
305260
5000
teknoloji ile bağlanmasıdır, ve tam-zamanında yönetim sistemleri ile hızlandırılmasıdır.
05:10
Small levels of stock push resilience into other people's responsibility.
114
310260
5000
Küçük seviyelerde sermaye diğer insanların sorumluluğuna direnç sağlayabilir.
05:15
The collapse in biodiversity,
115
315260
2000
Bio-çeşitlilikteki yıkım,
05:17
climate change, pandemics, financial crises:
116
317260
3000
iklim değişikliği, salgınlar, finansal krizler:
05:20
these will be the currency that we will think about.
117
320260
3000
hakkında düşüneceğimiz değerler olacaktır.
05:23
And so a new awareness will have to arise,
118
323260
2000
Ve bu yüzden bunlarla nasıl başa çıkacağımız,
05:25
of how we deal with these, how we mobilize ourselves,
119
325260
3000
nasıl kendimizi harekete geçireceğimiz, yeni bir yol ve
05:28
in a new way, and come together as a community
120
328260
3000
sistematik riskleri yönetmek için bir toplum olarak
05:31
to manage systemic risk.
121
331260
2000
bir araya getirecek yeni bir farkındalık doğmak zorunda.
05:33
It's going to require innovation.
122
333260
2000
Yenileşmeye gereksinimi olacak.
05:35
It's going to require an understanding that the glory of globalization
123
335260
4000
Küreselleşmenin ihtişamının onun düşüşü olacağı anlayışına
05:39
could also be its downfall.
124
339260
2000
gereksinimi var.
05:41
This could be our best century ever because of the achievements,
125
341260
3000
Elde edilen başarılar yüzünden bizim en iyi yüzyılımız olabilirdi.
05:44
or it could be our worst.
126
344260
2000
En kötüsüde.
05:46
And of course we need to worry about the individuals,
127
346260
2000
Ve elbette bireyler için kaygılanmamız gerekiyor.
05:48
particularly the individuals that feel that they've
128
348260
2000
Özellikler bir yöne veya başka bir yöne terkedilmiş hisseden
05:50
been left out in one way or another.
129
350260
2000
bireylere.
05:52
An individual, for the first time in the history of humanity,
130
352260
3000
İlk seferinde bir birey, insanlık tarihinde
05:55
will have the capacity, by 2030,
131
355260
2000
2030'a kadar yaradılışla, örneğin, hastalık yapıcı şeyle
05:57
to destroy the planet, to wreck everything,
132
357260
3000
gezegeni yok etmek,
06:00
through the creation, for example, of a biopathogen.
133
360260
3000
herşeyi mahvetmek için kapasitesi olacak
06:03
How do we begin to weave these tapestries together?
134
363260
2000
Birlikte kilimleri dokumaya nasıl başlayacağız?
06:05
How do we think about complex systems in new ways?
135
365260
3000
Yeni yollarla karmaşık sistemler hakkında nasıl düşüneceğiz?
06:08
That will be the challenge of the scholars,
136
368260
2000
Bilim adamları için zor olacak,
06:10
and of all of us engaged in thinking about the future.
137
370260
3000
ve hepimiz gelecek hakkında düşünmeye odaklanacağız.
06:13
The rest of our lives will be in the future. We need to prepare for it now.
138
373260
3000
Hayatlarımızın geri kalanı gelecekte olacak. Onu şimdi hazırlamalıyız.
06:16
We need to understand that the governance structure in the world is fossilized.
139
376260
3000
Dünyadaki yönetim yapısının fosilleştiğini anlamamız gerekiyor.
06:19
It cannot begin to cope with the challenges that this will bring.
140
379260
4000
Bunun getireceği zorluklarlar baş etmeye başlayamaz.
06:23
We have to develop a new way of managing the planet,
141
383260
3000
Gezegeni yönetmek için yeni bir yol inşa etmek zorundayız,
06:26
collectively, through collective wisdom.
142
386260
2000
birlikte, toplu akılla.
06:28
We know, and I know from my own experience,
143
388260
2000
Biliyoruz ki, ve biliyorum ki, kendi deneyimlerimde,
06:30
that amazing things can happen,
144
390260
2000
bireyler ve toplumlar geleceklerini değiştirmek için
06:32
when individuals and societies come together
145
392260
2000
bir araya geldiklerinde
06:34
to change their future.
146
394260
2000
inanılmaz şeyler olabilir.
06:36
I left South Africa, and 15 years later,
147
396260
2000
Güney Afrika'yı terk ettim. ve 15 yıl sonra,
06:38
after thinking I would never go back,
148
398260
2000
asla geri dönmeyeceğimi düşündükten sonra,
06:40
I had the privilege and the honor to work in the government of Nelson Mandela.
149
400260
3000
Nelson Mandela hükümetinde çalıma onuruna ve ayrıcalığına sahip oldum.
06:43
This was a miracle. We can create miracles,
150
403260
2000
Bu bir mucizeydi. Yaşamımızda
06:45
collectively, in our lifetime.
151
405260
2000
toplu halde mucizeler yaratabiliriz.
06:47
It is vital that we do so.
152
407260
2000
Yaptığımız hayati bir şey.
06:49
It is vital that the ideas that are nurtured in TED,
153
409260
2000
TED'te gelişen fikirler, hakkında düşündüğümüz fikirler
06:51
that the ideas that we think about
154
411260
2000
dört gözle beklediğimiz, bunun en ihtişamlı yüzyıl olacağından,
06:53
look forward, and make sure that this will be the most glorious century,
155
413260
3000
eko-felaket olmayacağından ve eko-çöküş olmayacağından emin olacağımız
06:56
and not one of eco-disaster and eco-collapse.
156
416260
3000
fikirler hayati bir şey.
06:59
Thank you. (Applause)
157
419260
2000
Teşekkür ederim. (Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7