Paul Bloom: Can prejudice ever be a good thing?

184,833 views ・ 2014-07-03

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Ece M Cavdar Gözden geçirme: Meric Aydonat
00:12
When we think about prejudice and bias,
0
12844
2378
Ön yargı ve yanlılığı düşündüğümüzde
00:15
we tend to think about stupid and evil people
1
15222
2144
aptalca ve kötü şeyler yapan
00:17
doing stupid and evil things.
2
17366
2454
aptal ve kötü insanları düşünmeye meyilliyiz.
00:19
And this idea is nicely summarized
3
19820
2070
Bu fikir, İngiliz eleştirmen
00:21
by the British critic William Hazlitt,
4
21890
2468
William Hazlıtt tarafından
''Ön yargı cehaletin çocuğudur.'' şeklinde güzelce özetlenmiştir.
00:24
who wrote, "Prejudice is the child of ignorance."
5
24358
2935
00:27
I want to try to convince you here
6
27293
2112
Burada sizi bunun yanlış olduğuna
00:29
that this is mistaken.
7
29405
1635
ikna etmek istiyorum.
00:31
I want to try to convince you
8
31040
1732
Sizi
00:32
that prejudice and bias
9
32772
1723
ön yargı ve taraflılığın
00:34
are natural, they're often rational,
10
34495
3288
doğal olduğuna, çoğunlukla rasyonel ve hatta
00:37
and they're often even moral,
11
37783
1831
etik olduğuna ikna etmek istiyorum.
00:39
and I think that once we understand this,
12
39614
2252
Bunu bir defa anlarsak
00:41
we're in a better position to make sense of them
13
41866
2509
bunlara dair şeyler yolunda gitmediğinde,
00:44
when they go wrong,
14
44375
1057
kötü sonuçlandığında
00:45
when they have horrible consequences,
15
45432
1768
onlardan anlam çıkarabilmemiz için
00:47
and we're in a better position to know what to do
16
47200
2325
ne yapılacağını bilmek için daha iyi bir noktada
00:49
when this happens.
17
49525
1682
olacağımızı düşünüyorum.
00:51
So, start with stereotypes. You look at me,
18
51207
3027
Belli başlı şeylerle başlayalım. Siz bana bakarsınız,
00:54
you know my name, you know certain facts about me,
19
54234
2246
adımı ve hakkımda belli başlı şeyler bilirsiniz
00:56
and you could make certain judgments.
20
56480
1829
ve yargılamalar yaparsınız.
00:58
You could make guesses about my ethnicity,
21
58309
2853
Etnik kökenim, politik yaklaşımım,
dini inançlarım hakkında tahminler yürütebilirsiniz.
01:01
my political affiliation, my religious beliefs.
22
61162
3281
Ve gerçek şu ki, bu yargılamalar genellikle doğru çıkar.
01:04
And the thing is, these judgments tend to be accurate.
23
64443
2099
01:06
We're very good at this sort of thing.
24
66542
2182
Bu tarz durumlarda bir hayli iyiyizdir.
01:08
And we're very good at this sort of thing
25
68724
1483
Bu tarz durumlarda çok iyiyiz
01:10
because our ability to stereotype people
26
70207
2733
çünkü insanlar hakkında atıp tutma kabiliyetimiz
01:12
is not some sort of arbitrary quirk of the mind,
27
72940
3255
zihnimizin keyfi olarak verdiği bir yanıt değil,
01:16
but rather it's a specific instance
28
76195
2316
daha çok
01:18
of a more general process,
29
78511
1655
dünyadaki kategorilere ayrılmış insanlar ve diğer şeylerlerle
01:20
which is that we have experience
30
80166
1619
birlikte deneyimlediğimiz
01:21
with things and people in the world
31
81785
1541
daha genel bir sürecin
01:23
that fall into categories,
32
83326
1249
bir uygulamasıdır
01:24
and we can use our experience to make generalizations
33
84575
2456
ve bu kategorilerin aşamalarını genellemek için
01:27
about novel instances of these categories.
34
87031
2359
deneyimlerimizi kullanabiliriz.
01:29
So everybody here has a lot of experience
35
89390
2367
Buradaki herkes
01:31
with chairs and apples and dogs,
36
91757
2253
sandalyelere, elmalara, köpeklere ve
buna dayanan çok sayıda tecrübeye sahiptir.
01:34
and based on this, you could see
37
94010
1636
01:35
unfamiliar examples and you could guess,
38
95646
2352
Benzersiz örnekleri görebilir, tahmin edebilirsiniz.
01:37
you could sit on the chair,
39
97998
1316
Sandalyeye oturabilir,
01:39
you could eat the apple, the dog will bark.
40
99314
2565
elmayı yiyebilirsiniz, köpek de havlayabilir.
01:41
Now we might be wrong.
41
101879
1764
Yanılıyor da olabiliriz.
01:43
The chair could collapse if you sit on it,
42
103643
1800
Oturduğunuzda sandalye kırılabilir,
01:45
the apple might be poison, the dog might not bark,
43
105443
2222
elma zehirli olabilir, köpek de havlamayabilir.
01:47
and in fact, this is my dog Tessie, who doesn't bark.
44
107665
2870
Örneğin bu benim köpeğim Tessie. Kendisi havlamaz.
01:50
But for the most part, we're good at this.
45
110535
2759
Ama çoğunlukla, bu işte iyiyiz.
01:53
For the most part, we make good guesses
46
113294
1916
Çoğunlukla, hem sosyal hem de diğer
01:55
both in the social domain and the non-social domain,
47
115210
1814
alanlarda iyi tahminler yürütüyoruz.
01:57
and if we weren't able to do so,
48
117024
1949
Bunu yapamayacak olsaydık,
01:58
if we weren't able to make guesses about new instances that we encounter,
49
118973
3216
karşılaştığımız yeni durumlarda tahmin yürütemeyecek olsaydık
02:02
we wouldn't survive.
50
122189
1451
hayatta kalamazdık.
02:03
And in fact, Hazlitt later on in his wonderful essay
51
123640
2869
Aslında, Hazlitt de muhteşem denemesinde
02:06
concedes this.
52
126509
1485
daha sonra bunu kabulleniyor.
02:07
He writes, "Without the aid of prejudice and custom,
53
127994
2542
"Genel yargı ve hükümlerin yardımı olmadan
02:10
I should not be able to find my way my across the room;
54
130536
2340
odadaki yolumu bulamaz;
02:12
nor know how to conduct myself in any circumstances,
55
132876
2452
ne koşullar içinde kendimi nasıl gerçekleştireceğimi
02:15
nor what to feel in any relation of life."
56
135328
4203
ne de hayatla ilgili herhangi bir durumda ne hissedeceğimi kestiremezdim."
02:19
Or take bias.
57
139531
1509
Ya da yanlılığı ele alın.
02:21
Now sometimes, we break the world up into
58
141040
1708
Şimdi bazen, biz dünyayı
02:22
us versus them, into in-group versus out-group,
59
142748
3001
biz ve ötekiler olarak ayırıyoruz, bir grup diğerine karşı
ve bazen bunu yaptığımızda
02:25
and sometimes when we do this,
60
145749
1161
02:26
we know we're doing something wrong,
61
146910
1557
yanlış bir şey yaptığımızı biliyoruz,
02:28
and we're kind of ashamed of it.
62
148467
1673
bir bakıma da bundan utanç duyuyoruz.
02:30
But other times we're proud of it.
63
150140
1483
Ama diğer zamanlarda bundan gurur duyuyoruz.
02:31
We openly acknowledge it.
64
151623
1813
Açık bir şekilde kabul ediyoruz.
02:33
And my favorite example of this
65
153436
1282
02:34
is a question that came from the audience
66
154718
2402
Benim favori örneğim
geçen seçimlerden önceki Cumhuriyetçi bir tartışma
02:37
in a Republican debate prior to the last election.
67
157120
2717
sırasında seyircilerden gelen bir soru.
02:39
(Video) Anderson Cooper: Gets to your question,
68
159837
2292
(Video) Anderson Cooper:
02:42
the question in the hall, on foreign aid? Yes, ma'am.
69
162129
4181
soru yabancı yardımla ilgili? Evet, hanımefendi.
02:46
Woman: The American people are suffering
70
166310
2236
Seyirci: Amerikan halkı ülkemizde
02:48
in our country right now.
71
168546
2637
şu an acı çekiyor.
02:51
Why do we continue to send foreign aid
72
171183
3348
Neden diğer ülkelere
tüm bu yardımlara kendimizin ihtiyacı varken
02:54
to other countries
73
174531
1316
02:55
when we need all the help we can get for ourselves?
74
175847
4103
yardım göndermeye devam ediyoruz?
02:59
AC: Governor Perry, what about that?
75
179950
1695
Sunucu: Vali Perry, buna ne dersiniz?
03:01
(Applause)
76
181645
1367
(Alkış)
03:03
Rick Perry: Absolutely, I think it's—
77
183012
2338
Rick Perry: Kesinlikle, bence bu..
03:05
Paul Bloom: Each of the people onstage
78
185350
1660
Paul Bloom: Sahnedeki herkes
03:07
agreed with the premise of her question,
79
187010
1971
seyircinin sorusuna katılıyor
03:08
which is as Americans, we should care more
80
188981
2119
bu da Amerikalılar olarak, Amerikalıları diğer insanlardan
03:11
about Americans than about other people.
81
191100
2126
daha fazla önemsemeliyiz.
Hatta, genelde insanlar kendi ülkeleri ya da etnik grupları için
03:13
And in fact, in general, people are often swayed
82
193226
2865
03:16
by feelings of solidarity, loyalty, pride, patriotism,
83
196091
3508
dayanışma, sadakat, gurur, vatanseverlik
03:19
towards their country or towards their ethnic group.
84
199599
2716
gibi duyguların etkisi altındadır.
Politikadan bağımsız olarak, pek çok insan Amerikalı olmaktan gurur duyar
03:22
Regardless of your politics, many people feel proud to be American,
85
202315
3085
03:25
and they favor Americans over other countries.
86
205400
2062
ve Amerikalılara diğer ülke vatandaşlarına nazaran iltimas tanır.
03:27
Residents of other countries feel the same about their nation,
87
207462
2850
Diğer ülke vatandaşları da kendi ulusları için aynı duyguları hisseder
03:30
and we feel the same about our ethnicities.
88
210312
2486
ve biz de kendi etniğimizle aynı duyguları hissederiz.
03:32
Now some of you may reject this.
89
212798
1684
Şimdi bazılarınız karşı çıkabilir.
03:34
Some of you may be so cosmopolitan
90
214482
1721
Bazılarınız kozmopolit olabilir
03:36
that you think that ethnicity and nationality
91
216213
2334
etnik ve milliyetin ahlaki egemenlik
03:38
should hold no moral sway.
92
218547
2153
taşımaması gerektiğini düşünebilir.
03:40
But even you sophisticates accept
93
220700
2762
ama siz entelektüeller bile
03:43
that there should be some pull
94
223462
1834
arkadaş ve aile gibi yakın olduğunuz
03:45
towards the in-group in the domain of friends and family,
95
225296
2701
iç gruba doğru bir çekim olması
03:47
of people you're close to,
96
227997
1421
gerektiğini kabul eder.
03:49
and so even you make a distinction
97
229418
1561
Yani siz bile onlar ve biz
03:50
between us versus them.
98
230979
1975
diye bir ayrım yapıyorsunuz.
03:52
Now, this distinction is natural enough
99
232954
2603
Şimdi, bu ayrım yeterince doğal
03:55
and often moral enough, but it can go awry,
100
235557
2924
ve çoğunlukla yeterince ahlaki, ama ters gidebilir.
03:58
and this was part of the research
101
238481
1729
Bu büyük sosyal psikolog
04:00
of the great social psychologist Henri Tajfel.
102
240210
2759
Henri Tajfel'in araştırmasının parçasıydı.
04:02
Tajfel was born in Poland in 1919.
103
242969
2605
Tajfel, 1919'da Polonya'da doğdu,
04:05
He left to go to university in France,
104
245574
2139
Fransa'da üniversiteye gitmek için ayrıldı
04:07
because as a Jew, he couldn't go to university in Poland,
105
247713
2555
çünkü bir Yahudi olarak Polonya'da üniversiteye gidemezdi.
04:10
and then he enlisted in the French military
106
250268
2510
daha sonra II. Dünya Savaşında
04:12
in World War II.
107
252778
1283
Fransız ordusuna katıldı.
04:14
He was captured and ended up
108
254061
1769
Esir düştü ve kendisini bir savaş
04:15
in a prisoner of war camp,
109
255830
1531
kampında mahkum olarak buldu,
04:17
and it was a terrifying time for him,
110
257361
2267
onun için korkunç zamanlardı
04:19
because if it was discovered that he was a Jew,
111
259628
1688
çünkü Yahudi olduğunun ortaya çıkması halinde
04:21
he could have been moved to a concentration camp,
112
261316
2092
yüksek olasıkla kurtulamayacağı
04:23
where he most likely would not have survived.
113
263408
1992
bir toplama kampına gönderilebilirdi.
04:25
And in fact, when the war ended and he was released,
114
265400
2587
Hatta, savaş sona erip serbest bırakıldığında
04:27
most of his friends and family were dead.
115
267987
2505
pek çok arkadaşı ve ailesi ölmüştü.
04:30
He got involved in different pursuits.
116
270492
1837
Birçok farklı uğraşın içinde bulundu.
04:32
He helped out the war orphans.
117
272329
1531
Savaş yetimlerine yardım etti.
04:33
But he had a long-lasting interest
118
273860
1731
Ancak ön yargı bilimine
04:35
in the science of prejudice,
119
275591
1545
uzun soluklu bir ilgisi vardı
04:37
and so when a prestigious British scholarship
120
277136
2660
klişeler üzerine saygıdeğer bir İngiliz bursu
04:39
on stereotypes opened up, he applied for it,
121
279796
1845
açılınca başvurdu
04:41
and he won it,
122
281641
1357
ve kazandı,
04:42
and then he began this amazing career.
123
282998
2190
sonrasında bu harika kariyerine başladı.
04:45
And what started his career is an insight
124
285188
2749
Kariyerini başlatan
04:47
that the way most people were thinking
125
287937
1840
çoğu insanın soykırımın yanlış
04:49
about the Holocaust was wrong.
126
289777
2116
olduğunu düşünme şekliyle ilgili görüşüydü.
04:51
Many people, most people at the time,
127
291893
2406
Çoğu insan zamanında
04:54
viewed the Holocaust as sort of representing
128
294299
1901
soykırımı Alman tarafında
04:56
some tragic flaw on the part of the Germans,
129
296200
3004
bir çeşit trajik defoyu temsil eden,
04:59
some genetic taint, some authoritarian personality.
130
299204
3834
genetik bir kusur, otoriter kişilik yapısı gibi gördü.
05:03
And Tajfel rejected this.
131
303038
2058
Tajfel bunu reddetti.
05:05
Tajfel said what we see in the Holocaust
132
305096
2543
Tajfel soykırımda gördüğümüzün
05:07
is just an exaggeration
133
307639
2311
her birimizin içinde olan
05:09
of normal psychological processes
134
309950
1778
normal psikolojik sürecin yalnızca
05:11
that exist in every one of us.
135
311728
1761
abartılı bir tezahürü olduğunu söyledi.
05:13
And to explore this, he did a series of classic studies
136
313489
2685
Bunu araştırmak için, İngiliz gençlerle
05:16
with British adolescents.
137
316174
1744
bir dizi klasik çalışma yaptı.
05:17
And in one of his studies, what he did was he asked
138
317918
1549
Çalışmalarından birinde yaptığı,
05:19
the British adolescents all sorts of questions,
139
319467
2552
İngiliz gençlere çok çeşitli sorular sormak oldu
05:22
and then based on their answers, he said,
140
322019
1884
ve cevaplara göre, dedi ki
05:23
"I've looked at your answers, and based on the answers,
141
323903
2357
"Cevaplarınıza baktım, ve cevaplarınıza dayanarak
05:26
I have determined that you are either" —
142
326260
2097
"Siz..."
05:28
he told half of them —
143
328357
1006
yarısına
05:29
"a Kandinsky lover, you love the work of Kandinsky,
144
329363
2957
"...Kandinsky ve onun çalışmalarına hayransınız."
05:32
or a Klee lover, you love the work of Klee."
145
332320
2978
diger yarısına da "...Klee ve onun çalışmalarına hayransınız." dedi.
05:35
It was entirely bogus.
146
335298
1816
Tamamiyle sahteydi.
05:37
Their answers had nothing to do with Kandinsky or Klee.
147
337114
2290
Cevapların Kandinsky ya da Klee'yle alakası yoktu
05:39
They probably hadn't heard of the artists.
148
339404
2728
Muhtemelen sanatçıları duymamışlardı bile
05:42
He just arbitrarily divided them up.
149
342132
2740
Sadece rastgele ayırmıştı.
05:44
But what he found was, these categories mattered,
150
344872
3271
Bulduğu ise kategorilerin önemli olduğuydu
05:48
so when he later gave the subjects money,
151
348143
2511
daha sonra deneklere para verdiğinde,
05:50
they would prefer to give the money
152
350654
1676
parayı diğer gruptansa
05:52
to members of their own group
153
352330
1800
kendi grup üyelerine
05:54
than members of the other group.
154
354130
1833
vermeyi tercih ettiler.
05:55
Worse, they were actually most interested
155
355963
2327
Daha kötüsü, en çok kendi grupları
05:58
in establishing a difference
156
358290
2006
ve diğer grup arasında
06:00
between their group and other groups,
157
360296
2566
bir farklılık kurmaya meraklıydılar,
06:02
so they would give up money for their own group
158
362862
1908
eğer böyle yaparak diğer gruba daha bile az verebileceklerse
06:04
if by doing so they could give the other group even less.
159
364770
5248
kendi grupları için paradan vazgeçeceklerdi
06:10
This bias seems to show up very early.
160
370018
2218
Bu taraflılık çok erken zamanlarda ortaya çıkıyor gibi.
06:12
So my colleague and wife, Karen Wynn, at Yale
161
372236
2300
İş arkadaşım ve eşim, Karen Wynn, Yale'de
06:14
has done a series of studies with babies
162
374536
1611
bebeklerle bir dizi çalışmada bulundu
06:16
where she exposes babies to puppets,
163
376147
2832
burada bebeklere kuklalar sunuyor,
06:18
and the puppets have certain food preferences.
164
378979
2265
bu kuklaların belli yiyecek tercihleri var.
06:21
So one of the puppets might like green beans.
165
381244
2182
Kuklalardan biri bezelye seviyor olabilir.
06:23
The other puppet might like graham crackers.
166
383426
2575
Diğeri kraker sevebilir.
06:26
They test the babies own food preferences,
167
386001
2369
Bebeklerin kendi yemek tercihlerini test ettiler
06:28
and babies typically prefer the graham crackers.
168
388370
2690
ve bebekler genelde krakeri tercih etti.
06:31
But the question is, does this matter to babies
169
391060
2612
Ama soru şu, bu bebeklerin kuklalara
06:33
in how they treat the puppets? And it matters a lot.
170
393672
3116
nasıl davrandığını etkiliyor mu? Gayet etkiliyor.
06:36
They tend to prefer the puppet
171
396788
1519
Genelde kendileriyle aynı
06:38
who has the same food tastes that they have,
172
398307
3479
yemek zevkine sahip kuklaları tercih ediyorlar
06:41
and worse, they actually prefer puppets
173
401786
2556
ve kötüsü, farklı yemek tercihine sahip kuklayı
06:44
who punish the puppet with the different food taste.
174
404342
2985
cezalandıran kuklaları tercih ediyorlar.
06:47
(Laughter)
175
407327
2277
(Kahkaha)
06:49
We see this sort of in-group, out-group psychology all the time.
176
409604
3632
Bu tür grup-içi, grup-dışı psikolojisini sürekli görüyoruz.
06:53
We see it in political clashes
177
413236
1664
Farklı ideolojilerdeki
06:54
within groups with different ideologies.
178
414900
2414
politik çatışmalarda görüyoruz.
06:57
We see it in its extreme in cases of war,
179
417314
3626
Aşırı ucunu, savaş durumlarında görüyoruz
07:00
where the out-group isn't merely given less,
180
420940
3217
dış gruba sadece az vererek değil
07:04
but dehumanized,
181
424157
1588
insanlıktan çıkararak
07:05
as in the Nazi perspective of Jews
182
425745
2240
aynı Nazi'lerin Yahudilere haşerat ya da bit gibi
07:07
as vermin or lice,
183
427985
2085
baktığı perspektifte
07:10
or the American perspective of Japanese as rats.
184
430070
4236
ya da Amerikalıların Japonlara fare yakıştırmasında görüyoruz.
07:14
Stereotypes can also go awry.
185
434306
2214
Genellemeler de ters gidebilir.
07:16
So often they're rational and useful,
186
436520
2261
Yani bazen rasyonel ve faydalılar
07:18
but sometimes they're irrational,
187
438781
1574
ancak bazen akıl dışılar
07:20
they give the wrong answers,
188
440355
1226
yanlış cevaplar veriyorlar
07:21
and other times
189
441581
1217
ve diğer zamanlarda
07:22
they lead to plainly immoral consequences.
190
442798
2175
tamamiyle ahlak dışı sonuçlara sebep oluyorlar.
07:24
And the case that's been most studied
191
444973
2808
En çok üzerinde çalışılan
07:27
is the case of race.
192
447781
1667
konu ırk meselesi.
07:29
There was a fascinating study
193
449448
1407
2008 seçimleri öncesinde
07:30
prior to the 2008 election
194
450855
2074
sosyal psikologların, hangi adayların
07:32
where social psychologists looked at the extent
195
452929
3026
Amerikan bayrağıyla bilinçsiz bir eşleştirmenin olduğu
07:35
to which the candidates were associated with America,
196
455955
3442
ve ne ölçüde Amerika ile özdeşleştirildiğine derinlemesine
07:39
as in an unconscious association with the American flag.
197
459397
3605
baktığı harika bir çalışma vardı.
07:43
And in one of their studies they compared
198
463002
1356
Çalışmalarının birinde
07:44
Obama and McCain, and they found McCain
199
464358
2014
Obama ve McCain'i karşılaştırdılar.
07:46
is thought of as more American than Obama,
200
466372
3394
McCain'in Obama'dan daha Amerikalı algılandığını keşfettiler ve
07:49
and to some extent, people aren't that surprised by hearing that.
201
469766
2573
bir noktaya kadar, insanlar bunu duymaktan şaşırmadılar.
07:52
McCain is a celebrated war hero,
202
472339
1918
McCain ünlü bir savaş kahramanı ve
07:54
and many people would explicitly say
203
474257
1659
pek çok insan açıkça onun Obama'dan daha
07:55
he has more of an American story than Obama.
204
475916
2700
Amerikalı bir hikayesi olduğunu söyleyecektir.
07:58
But they also compared Obama
205
478616
1937
Ama Obama'yı da İngiliz Başbakan
08:00
to British Prime Minister Tony Blair,
206
480553
2516
Tony Blair ile karşılaştırdılar
08:03
and they found that Blair was also thought of
207
483069
2261
ve Blair'in da Obama'dan daha
08:05
as more American than Obama,
208
485330
2507
Amerikalı bulunduğunu gördüler
08:07
even though subjects explicitly understood
209
487837
2073
ki Amerikalı olmadığını
08:09
that he's not American at all.
210
489910
2990
açıkça bildikleri halde.
08:12
But they were responding, of course,
211
492900
1424
Ama tabii ki teninin rengine
08:14
to the color of his skin.
212
494324
3051
göre tepki veriyorlardı.
08:17
These stereotypes and biases
213
497375
2051
Bu genellemeler ve taraflılığın
08:19
have real-world consequences,
214
499426
1450
incelikli ve çok önemli
08:20
both subtle and very important.
215
500876
2872
gerçek-dünya sonuçları var.
08:23
In one recent study, researchers
216
503748
2662
Yakın zamanda yapılan bir çalışmada, araştırmacılar
08:26
put ads on eBay for the sale of baseball cards.
217
506410
3269
eBay'e beysbol kart reklamları yerleştirdiler.
08:29
Some of them were held by white hands,
218
509679
2734
Bazılarını tutanların elleri beyaz,
08:32
others by black hands.
219
512413
1218
bazıları siyahtı.
08:33
They were the same baseball cards.
220
513631
1579
Kartlar ise aynıydı.
08:35
The ones held by black hands
221
515210
1244
Siyahlar tarafından tutulanlar
08:36
got substantially smaller bids
222
516454
2067
beyazlar tarafından tutulanlara göre
08:38
than the ones held by white hands.
223
518521
2484
kayda değer ölçüde daha az teklif aldı.
08:41
In research done at Stanford,
224
521005
2362
Standford'da yapılan araştırmada
08:43
psychologists explored the case of people
225
523367
4230
psikologlar beyaz bir insanın cinayetinden
08:47
sentenced for the murder of a white person.
226
527597
3569
mahkum olmuş insanların vakalarını incelediler.
08:51
It turns out, holding everything else constant,
227
531166
2804
Görünen o ki, diğer her şey sabit tutulduğunda
08:53
you are considerably more likely to be executed
228
533970
2370
eğer soldakinden çok
08:56
if you look like the man on the right
229
536340
1777
sağdaki adama benziyorsanız
08:58
than the man on the left,
230
538117
1973
idam edilme ihtimaliniz daha yüksek.
09:00
and this is in large part because
231
540090
2029
Büyük ölçüde böyle, çünkü
09:02
the man on the right looks more prototypically black,
232
542119
2534
sağdaki adam daha prototip siyah
09:04
more prototypically African-American,
233
544653
2630
daha prototip bir Afrikalı-Amerikalı gözüküyor
ve anlaşılan o ki bu, insanların onunla ilgili
09:07
and this apparently influences people's decisions
234
547283
2049
09:09
over what to do about him.
235
549332
1771
ne yapılması gerektiği yönündeki kararlarını etkiliyor.
09:11
So now that we know about this,
236
551103
1547
Yani şimdi bunu öğrendik
09:12
how do we combat it?
237
552650
1657
peki bununla nasıl mücadele edeceğiz?
09:14
And there are different avenues.
238
554307
1622
09:15
One avenue is to appeal
239
555929
1434
Birçok farklı yol var.
Biri
09:17
to people's emotional responses,
240
557363
2046
insanların duygusal tepkilerine
09:19
to appeal to people's empathy,
241
559409
2133
ve empatilerine hitap etmek
09:21
and we often do that through stories.
242
561542
1873
bunu da çoğu kez hikayeler üstünden yaparız.
09:23
So if you are a liberal parent
243
563415
2565
Eğer liberal bir ebeveynseniz
09:25
and you want to encourage your children
244
565980
1872
ve çocuklarınızı geleneksel olmayan ailelerin esasına
09:27
to believe in the merits of nontraditional families,
245
567852
2374
inanmaları yönünde teşvik etmek istiyorsanız
09:30
you might give them a book like this. ["Heather Has Two Mommies"]
246
570226
2273
onlara bunun gibi bir kitap verebilirsiniz. ["Heather'in iki annesi var"]
09:32
If you are conservative and have a different attitude,
247
572499
1726
Eğer muhafazakarsanız ve farklı bir tavrınız varsa,
09:34
you might give them a book like this.
248
574225
1931
onlara böyle bir kitap verebilirsiniz.
09:36
(Laughter) ["Help! Mom! There Are Liberals under My Bed!"]
249
576156
1749
(Gülüşmeler) ["Anne yetiş! Yatağımın altında liberaller var"]
09:37
But in general, stories can turn
250
577905
3336
Ama genelde, hikayeler
09:41
anonymous strangers into people who matter,
251
581241
2232
isimsiz yabancıları önemli kılabilir
09:43
and the idea that we care about people
252
583473
2685
ve fikir şu ki; insanlara birey olarak odaklandığımızda
09:46
when we focus on them as individuals
253
586158
1702
onları önemsiyoruz
09:47
is an idea which has shown up across history.
254
587860
2279
tarih boyunca kendini kanıtlamış bir fikir
09:50
So Stalin apocryphally said,
255
590139
2583
Stalin'in söylediği varsayılan bir söz
09:52
"A single death is a tragedy,
256
592722
1617
"Bir kişinin ölümü trajedi,
09:54
a million deaths is a statistic,"
257
594339
2040
bir milyonun işe ölümü istatistiktir"
09:56
and Mother Teresa said,
258
596379
1451
ve Rahibe Teresa demiştir ki
09:57
"If I look at the mass, I will never act.
259
597830
1541
"Eğer kitlelere bakacak olursam, asla harekete geçmem.
09:59
If I look at the one, I will."
260
599371
2325
eğer birine bakarsam, geçerim."
10:01
Psychologists have explored this.
261
601696
2070
Psikologlar bunu araştırdılar.
10:03
For instance, in one study,
262
603766
1301
Örneğin, bir çalışmada
10:05
people were given a list of facts about a crisis,
263
605067
2783
insanlara bir krizle ilgili bir dizi bilgi verildi
10:07
and it was seen how much they would donate
264
607850
4256
ve krizi çözmek için ne kadar
10:12
to solve this crisis,
265
612106
1584
bağışta bulunacaklarına bakıldı
10:13
and another group was given no facts at all
266
613690
1837
diğer grupla hiçbir bilgi paylaşılmadı
10:15
but they were told of an individual
267
615527
2098
ama bir kişiden bahsedildi
10:17
and given a name and given a face,
268
617625
2440
onlarla kişinin yüzü ve ismi paylaşıldı
10:20
and it turns out that they gave far more.
269
620065
3219
bu kişiler çok daha fazla yardımda bulundular.
10:23
None of this I think is a secret
270
623284
1861
Bunların hiçbirinin hayır işleriyle
10:25
to the people who are engaged in charity work.
271
625145
2111
uğraşanlara sır olduğunu sanmıyorum.
10:27
People don't tend to deluge people
272
627256
2648
İnsanlar genelde diğer insanları
10:29
with facts and statistics.
273
629904
1323
istatistik ve bilgilerle boğmazlar.
10:31
Rather, you show them faces,
274
631227
1022
Daha ziyade, yüzler gösterirler,
10:32
you show them people.
275
632249
1736
insanları gösterirler.
10:33
It's possible that by extending our sympathies
276
633985
3227
Bir bireye karşı duyduğumuz sempatinin
10:37
to an individual, they can spread
277
637212
1971
genişletilerek o kişinin olduğu gruba da
10:39
to the group that the individual belongs to.
278
639183
2878
yayılabilmesi mümkün.
10:42
This is Harriet Beecher Stowe.
279
642061
2466
Bu Harriet Beecher Stowe.
10:44
The story, perhaps apocryphal,
280
644527
2443
Bu hikaye, belki uydurma,
10:46
is that President Lincoln invited her
281
646970
2074
Başkan Lincoln
10:49
to the White House in the middle of the Civil War
282
649044
1998
Sivil Savaş'ın ortasında Beyaz Saray'a çağırıp,
10:51
and said to her,
283
651042
1584
ona şöyle demiştir
10:52
"So you're the little lady who started this great war."
284
652626
2664
"Demek büyük savaşı başlatan küçük hanım sizsiniz"
10:55
And he was talking about "Uncle Tom's Cabin."
285
655290
1885
"Tom Amca'nın Kulübesi" nden bahsediyordu.
10:57
"Uncle Tom's Cabin" is not a great book of philosophy
286
657175
2531
"Tom Amca'nın Kulübesi" büyük bir felsefe
10:59
or of theology or perhaps not even literature,
287
659706
3144
ya da teoloji hatta edebi bir kitap bile değil
11:02
but it does a great job
288
662850
2515
ama insanları kendilerini başkalarının yerine koymaları için
11:05
of getting people to put themselves in the shoes
289
665365
2498
normalde koymayacakları insanlar için
11:07
of people they wouldn't otherwise be in the shoes of,
290
667863
2333
kölelerin yerine koydurması açısından
11:10
put themselves in the shoes of slaves.
291
670196
2402
harika bir iş yapıyor.
11:12
And that could well have been a catalyst
292
672598
1781
ve bu büyük bir sosyal değişim için
11:14
for great social change.
293
674379
1604
bir katalizör olabilirdi.
11:15
More recently, looking at America
294
675983
2362
Yakın zamanda, Amerika'ya bakarak
11:18
in the last several decades,
295
678345
3069
son birkaç onyılda
11:21
there's some reason to believe that shows like "The Cosby Show"
296
681414
3149
"The Cosby Show" gibi programların Amerikalıların
11:24
radically changed American attitudes towards African-Americans,
297
684563
2688
Afrikalı-Amerikalılara karşı tavırlarında
11:27
while shows like "Will and Grace" and "Modern Family"
298
687251
2983
"Will and Grace" ve "Modern Family" gibi programlarınsa
11:30
changed American attitudes
299
690234
1363
eşcinsel kadın ve erkeklerep karşı tavrında
11:31
towards gay men and women.
300
691597
1300
büyük değişim yarattığına inanmak için bazı sebepler var.
11:32
I don't think it's an exaggeration to say
301
692897
2455
Şunu söylemenin abartı olduğunu düşünmüyorum:
11:35
that the major catalyst in America for moral change
302
695352
2661
Amerikadaki ahlaki değişim için büyük katalizör
11:38
has been a situation comedy.
303
698013
2893
durum komedisi haline geldi.
11:40
But it's not all emotions,
304
700906
1416
Ama yalnızca duygular değil
11:42
and I want to end by appealing
305
702322
1276
mantığın gücüne dikkat çekerek
11:43
to the power of reason.
306
703598
2235
noktalamak istiyorum.
11:45
At some point in his wonderful book
307
705833
2156
Bir noktada bu harika kitapta
11:47
"The Better Angels of Our Nature,"
308
707989
1223
"The Better Angels of Our Nature,""
11:49
Steven Pinker says,
309
709212
2016
Steven Pinker diyor ki;
11:51
the Old Testament says love thy neighbor,
310
711228
2582
Eski Ahit komşunuzu sevin der,
11:53
and the New Testament says love thy enemy,
311
713810
2722
ve Yeni Ahit düşmanınızı sevin
11:56
but I don't love either one of them, not really,
312
716532
2686
ama ben aslında ikisini de sevmiyorum,
11:59
but I don't want to kill them.
313
719218
1667
ama onları öldürmek de istemiyorum.
12:00
I know I have obligations to them,
314
720885
1866
Onlara karşı sorumluluklarım olduğunu biliyorum
12:02
but my moral feelings to them, my moral beliefs
315
722751
3470
ama onlara karşı nasıl davranmam gerektiği
12:06
about how I should behave towards them,
316
726221
1713
konusunda ahlaki duygularım, inançlarım
12:07
aren't grounded in love.
317
727934
2047
sevgi temeline dayanmıyor.
12:09
What they're grounded in is the understanding of human rights,
318
729981
1939
İnsan haklarını anlamamda, onların hayatının
12:11
a belief that their life is as valuable to them
319
731920
2223
benimki kadar değerli olduğu inancında saklı.
12:14
as my life is to me,
320
734143
2356
Bunu desteklemek için,
12:16
and to support this, he tells a story
321
736499
1932
büyük filozof
12:18
by the great philosopher Adam Smith,
322
738431
1848
Adam Smith'ten bir hikaye anlatır
12:20
and I want to tell this story too,
323
740279
1686
ben de bu hikayeyi
12:21
though I'm going to modify it a little bit
324
741965
1296
modern zamanlar için biraz
12:23
for modern times.
325
743261
1678
değiştirerek anlatmak istiyorum.
12:24
So Adam Smith starts by asking you to imagine
326
744939
1901
Adam Smith binlerce insanın ölümünü hayal etmenizi
12:26
the death of thousands of people,
327
746840
1901
isteyerek başlar
12:28
and imagine that the thousands of people
328
748741
2040
ve binlerce insanı hayal edin
12:30
are in a country you are not familiar with.
329
750781
2239
tanımadığınız bir ülkede
12:33
It could be China or India or a country in Africa.
330
753020
3554
Çin ya da Hindistan olabilir ya da Afrika'da bir ülke.
12:36
And Smith says, how would you respond?
331
756574
2484
Smith soruyor, nasıl tepki verirdiniz?
12:39
And you would say, well that's too bad,
332
759058
2307
derdiniz ki, bu çok kötü
12:41
and you'd go on to the rest of your life.
333
761365
1876
ve hayatınıza devam ederdiniz.
12:43
If you were to open up The New York Times online or something,
334
763241
2219
The New York Times online ya da başkasını açarsanız
12:45
and discover this, and in fact this happens to us all the time,
335
765460
2960
keşfedersiniz , aslında bu bize sürekli olur
12:48
we go about our lives.
336
768420
1521
hayatlarımıza devam ederiz.
12:49
But imagine instead, Smith says,
337
769941
2194
Ama onun yerine, Smith'in
12:52
you were to learn that tomorrow
338
772135
1254
bunu yarın öğreneceğinizi söylediğini hayal edin
12:53
you were to have your little finger chopped off.
339
773389
2539
serçe parmağınız kesilecek.
12:55
Smith says, that would matter a lot.
340
775928
2169
Smith bu durumun farkettireceğini söyler.
12:58
You would not sleep that night
341
778097
1411
o gece bunu merak ederek
12:59
wondering about that.
342
779508
1353
uyuyamazdınız.
13:00
So this raises the question:
343
780861
2019
Şu soruyu gündeme getirir:
13:02
Would you sacrifice thousands of lives
344
782880
2466
serçe parmağınızı kurtarmak için
13:05
to save your little finger?
345
785346
1969
binlerce yaşamı feda eder miydiniz?
13:07
Now answer this in the privacy of your own head,
346
787315
2318
Şimdi bunu kendi kafanızın özelinde cevaplayın,
13:09
but Smith says, absolutely not,
347
789633
2919
ama Smith diyor ki, kesinlikle hayır
13:12
what a horrid thought.
348
792552
1692
ne felaket bir düşünce.
13:14
And so this raises the question,
349
794244
2031
Ve şu soruyu akla getirir
13:16
and so, as Smith puts it,
350
796275
1374
Smith der ki:
13:17
"When our passive feelings are almost always
351
797649
2218
" pasif duygularımız neredeyse her zaman
13:19
so sordid and so selfish,
352
799867
1448
çok bencil ve çok çıkarcıyken,
13:21
how comes it that our active principles
353
801315
1465
etkin ilkelerimiz bu derece
13:22
should often be so generous and so noble?"
354
802780
2533
cömert ve asıl olabilmekte?"
13:25
And Smith's answer is, "It is reason,
355
805313
2050
Smith'in cevabı şu olur: "Bu mantık,
13:27
principle, conscience.
356
807363
1775
prensip, vicdan."
13:29
[This] calls to us,
357
809138
1541
Bize
13:30
with a voice capable of astonishing the most presumptuous of our passions,
358
810679
3425
en küstahça tutkularımızı şaşırtmaya muktedir bir sesle
13:34
that we are but one of the multitude,
359
814104
1677
"biz biri diğerinden daha iyi
13:35
in no respect better than any other in it."
360
815781
2441
olmayan çokluğun biriyiz "diye seslenir.
13:38
And this last part is what is often described
361
818222
2125
ve bu son kısım sıklıkla
13:40
as the principle of impartiality.
362
820347
3208
tarafsızlık prensibi olarak ifa edilir.
13:43
And this principle of impartiality manifests itself
363
823555
2629
ve tarafsızlık prensibi kendisini
13:46
in all of the world's religions,
364
826184
1747
dünyanın tüm dinlerinde ortaya koyar
13:47
in all of the different versions of the golden rule,
365
827951
2258
altın oranın tüm farklı versiyonlarında
13:50
and in all of the world's moral philosophies,
366
830209
2454
ve pek çok açıdan farklılık gösteren
13:52
which differ in many ways
367
832663
1307
dünyanın tüm ahlaki felselerinde
13:53
but share the presupposition that we should judge morality
368
833970
2994
ama ahlaki, bir çeşit tarafsız bakıştan
13:56
from sort of an impartial point of view.
369
836964
2985
değerlendirmemiz gerektiğini varsayar.
13:59
The best articulation of this view
370
839949
1822
Bu fikrin en temiz ifadesi aslında
14:01
is actually, for me, it's not from a theologian or from a philosopher,
371
841771
3085
bana göre, bir ilahiyatçı ya da filozoftan değil
14:04
but from Humphrey Bogart
372
844856
1357
ama "Casablanca"nın sonunda
14:06
at the end of "Casablanca."
373
846213
1547
Humphrey Bogart'tan gelir.
14:07
So, spoiler alert, he's telling his lover
374
847760
3776
Yani, spoiler uyarısı, sevdiği kadına
14:11
that they have to separate
375
851536
1140
herkesin yararına
14:12
for the more general good,
376
852676
1593
ayrılmaları gerektiğini söyler
14:14
and he says to her, and I won't do the accent,
377
854269
1864
ve ona der ki, aksanını taklit etmeyeceğim
14:16
but he says to her, "It doesn't take much to see
378
856133
1782
ama der ki, "
14:17
that the problems of three little people
379
857915
1359
üç küçük kişinin sorunları
14:19
don't amount to a hill of beans in this crazy world."
380
859274
3111
bu çılgın dünyada beş para etmez."
14:22
Our reason could cause us to override our passions.
381
862385
3280
Mantığımız tutkularımızı göz ardı etmemizi sağlayabilir.
14:25
Our reason could motivate us
382
865665
1716
Mantığımız bizi empatimizi genişletmemiz
14:27
to extend our empathy,
383
867381
1221
için motive edebilir
14:28
could motivate us to write a book like "Uncle Tom's Cabin,"
384
868602
2327
"Uncle Tom's Cabin" gibi bir kitabı yazmamız için
14:30
or read a book like "Uncle Tom's Cabin,"
385
870929
1723
ya da Uncle Tom's Cabin'i okumamız için motive edebilir.
14:32
and our reason can motivate us to create
386
872652
2694
ve mantığımız bizi
14:35
customs and taboos and laws
387
875346
1962
dürtülerimizle hareket etmemize karşı sınırlayacak
14:37
that will constrain us
388
877308
1810
gelenekler ve tabular ve kanunlar
14:39
from acting upon our impulses
389
879118
1676
yaratmamız için motive edebilir
14:40
when, as rational beings, we feel
390
880794
1589
rasyonel varlıklar olarak, sınırlanmamız
14:42
we should be constrained.
391
882383
1395
gerektiğini hissederiz çünkü.
14:43
This is what a constitution is.
392
883778
2013
Anayasa budur.
14:45
A constitution is something which was set up in the past
393
885791
2921
Bir anayasa geçmişte kurulmuş
14:48
that applies now in the present,
394
888712
1307
şu ana uygulanan bir şeydir.
14:50
and what it says is,
395
890019
985
ve der ki,
14:51
no matter how much we might to reelect
396
891004
2227
her ne kadar popüler bir başkanı üçüncü dönem için
14:53
a popular president for a third term,
397
893231
2603
yeniden seçsek de,
14:55
no matter how much white Americans might choose
398
895834
2095
her ne kadar beyaz Amerikalılar
14:57
to feel that they want to reinstate the institution of slavery, we can't.
399
897929
4068
kölelik kurumunu yeniden kurmayı hissetmek için seçseler de, yapamayız.
15:01
We have bound ourselves.
400
901997
1676
Kendimizi sınırlıyoruz.
15:03
And we bind ourselves in other ways as well.
401
903673
2417
ve kendimizi diğer şekillerle de sınırlıyoruz.
15:06
We know that when it comes to choosing somebody
402
906090
2758
Bir kişiyi bir iş, bir ödül için
15:08
for a job, for an award,
403
908848
2951
seçmeye geldiğine
15:11
we are strongly biased by their race,
404
911799
2958
onların ırkıyla ilgili güçlü şekilde taraflıyız
15:14
we are biased by their gender,
405
914757
2296
cinsiyetleri için taraflıyız
15:17
we are biased by how attractive they are,
406
917053
2215
ne kadar çekici olduklarıyla ilgili taraflıyız
15:19
and sometimes we might say, "Well fine, that's the way it should be."
407
919268
2651
ve bazen diyebilir ki, " peki hoş, olması gereken bu"
15:21
But other times we say, "This is wrong."
408
921919
2307
Ama diğer zamanlar diyoruz ki, "Bu yanlış."
15:24
And so to combat this,
409
924226
1889
bununla mücadele için,
15:26
we don't just try harder,
410
926115
2251
daha fazla çalışmıyoruz
15:28
but rather what we do is we set up situations
411
928366
3001
daha ziyade yaptığımız bu diğer bilgi kaynaklarının
15:31
where these other sources of information can't bias us,
412
931367
3039
bizi yanlılığa itemeyeceği koşullar kurmak
15:34
which is why many orchestras
413
934406
1315
pek çok orkestranın müzisyenlerini
15:35
audition musicians behind screens,
414
935721
2645
sahnenin arkasından seçmesinin sebebi bu
15:38
so the only information they have
415
938366
1244
böylelikle tek sahip oldukları bilgi
15:39
is the information they believe should matter.
416
939610
2693
önemli olduğuna inandıkları bilgi.
15:42
I think prejudice and bias
417
942303
2323
Bence ön yargı ve taraflılık
15:44
illustrate a fundamental duality of human nature.
418
944626
3094
insan doğasının temel bir ikililiği.
15:47
We have gut feelings, instincts, emotions,
419
947720
3776
İç seslerimiz, önsezilerimiz, duygularımız var
15:51
and they affect our judgments and our actions
420
951496
2161
ve bunlar yargı ve hareketlerimizi etkiler
15:53
for good and for evil,
421
953657
2331
iyi ya da kötü
15:55
but we are also capable of rational deliberation
422
955988
3622
ama aynı zamanda rasyonel müzakere ve akıllı planlama
15:59
and intelligent planning,
423
959610
1435
yeteneğine de sahibiz.
16:01
and we can use these to, in some cases,
424
961045
2817
ve bunları bazı durumlarda duygularımızı
16:03
accelerate and nourish our emotions,
425
963862
1943
hızlandırmada ve beslemede
16:05
and in other cases staunch them.
426
965805
2768
diğer durumlarda durdurma da kullanabiliriz.
16:08
And it's in this way
427
968573
1234
ve bu şekilde
16:09
that reason helps us create a better world.
428
969807
2767
mantık bize daha iyi bir dünya yaratmaya yardımcı olur.
16:12
Thank you.
429
972574
2344
Teşekkürler.
16:14
(Applause)
430
974918
3705
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7