David Merrill: Toy tiles that talk to each other

David Merrill düşünebilen oyuncaklar olan Siftable'ları tanıtıyor

Çeviri: Ahmet Yükseltürk Gözden geçirme: Koray Al

I want to start out by asking you to think back to when you were a kid,

Konuşmaya başlarken, sizlerden çocukken

playing with blocks.

oyuncak küplerle oynadığınız günleri düşünmenizi istiyorum.

As you figured out how to reach out and grasp,

Küplere uzanıp, kavrayıp,

pick them up and move them around,

havada hareket ettirmeyi öğrenirken, aslında

you were actually learning how to think and solve problems

uzaysal ilişkileri anlayıp, kontrol ederek

by understanding and manipulating spatial relationships.

problemlerin çözüm yollarını öğrenmiştiniz.

Spatial reasoning is deeply connected

Uzaysal sorgulama etrafımızdaki dünyayı

to how we understand a lot of the world around us.

nasıl anladığımızla yakından ilişkili.

So, as a computer scientist

Bir bilgisayar bilimcisi olarak

inspired by this utility of our interactions with physical objects --

fiziksel cisimlerle ilişkimizden elde ettiğimiz faydadan esinlenerek --

along with my adviser Pattie, and my collaborator Jeevan Kalanithi --

danışmanım Patti ve iş arkadaşım Jeevan Kalanithi ile beraber --

I started to wonder -- what if when we used a computer,

bilgisayar kullanırken düz bir masaüstünde

instead of having this one mouse cursor that was a like a digital fingertip

bir dijital parmak ucu gibi olan tek bir fare imleci yerine

moving around a flat desktop,

bilgiye iki elimizle ulaşıp, fiziksel olarak kavrayıp

what if we could reach in with both hands and grasp information physically,

istediğimiz gibi düzenleyebilseydik,

arranging it the way we wanted?

ne olur diye merak etmeye başladım.

This question was so compelling that we decided to explore the answer,

Soru o kadar ilgi çekici idiydi ki, Siftable'ları inşa ederek,

by building Siftables.

cevabını bulmaya çalıştık.

In a nutshell, a Siftable is an interactive computer

Özetle, Siftable kurabiye büyüklüğünde

the size of a cookie.

interaktif bir bilgisayar.

They're able to be moved around by hand,

Elinizle hareket ettirebiliyorsunuz,

they can sense each other, they can sense their motion,

birbirlerini ve kendi hareketlerini sezebiliyorlar.

and they have a screen and a wireless radio.

Bir ekranları ve kablosuz radyoları var.

Most importantly, they're physical,

En önemlisi, Siftable'lar birer fiziksel cisim,

so like the blocks, you can move them just by reaching out and grasping.

tıpkı oyuncak küpler gibi. Onları kavrayıp, hareket ettirebilirsiniz.

And Siftables are an example of a new ecosystem

Siftable'lar yeni dijital bilgi işleme aygıtları

of tools for manipulating digital information.

ekosisteminden bir örnek.

And as these tools become more physical,

Bu araçlar maddeleştikçe,

more aware of their motion, aware of each other,

hareketlerinden ve birbirlerinden haberdar oldukça,

and aware of the nuance of how we move them,

onları nasıl hareket ettirdiğimizin farkında oldukça,

we can start to explore some new and fun interaction styles.

yeni ve eğlenceli etkileşim yöntemleri keşfedeceğiz.

So, I'm going to start with some simple examples.

Şimdi birkaç basit örnekle başlamak istiyorum.

This Siftable is configured to show video,

Bu Siftable video göstermek için ayarlanmış,

and if I tilt it in one direction, it'll roll the video this way;

ve şimdi onu bir yöne doğru döndürsem, video şu yönde dönüyor.

if I tilt it the other way it rolls it backwards.

diğer yöne çevirirsem, video ters dönüyor.

And these interactive portraits are aware of each other.

Bu interaktif portreler de birbirlerinin farkındalar.

So if I put them next to each other, they get interested.

Yanyana koyduğum zaman, birbirlerinin ilgilerini çekiyorlar.

If they get surrounded, they notice that too,

Çevrelendiklerini de anlayabiliyorlar,

they might get a little flustered.

biraz telaşlanabilirler.

And they can also sense their motion and tilt.

Hareket ettiklerini ve eğildiklerini de hissedebiliyorlar.

One of the interesting implications on interaction, we started to realize,

Bu etkileşimlerden sonra farkettiğimiz bir şey de

was that we could use everyday gestures on data,

günlük hareketlerimizi veri üzerinde kullanabileceğimiz idi.

like pouring a color the way we might pour a liquid.

Mesela bir rengi, sıvıyı döker gibi dökmek.

So in this case, we've got three Siftables configured to be paint buckets

Bu durumda, boya kutusu olarak yapılandırılmış 3 tane Siftable'ımız var

and I can use them to pour color into that central one,

ve ben bunları merkezdekine renk dökmek için kullanabilirim.

where they get mixed.

Yani renkleri karıştırabilirim.

If we overshoot, we can pour a little bit back.

Eğer haddinden fazla koyarsak, azıcık boyayı geri alabiliriz.

There are also some neat possibilities for education,

Eğitim için de çok güzel uygulamalar var.

like language, math and logic games

dil öğrenme, matematik ve mantık oyunları gibi

where we want to give people the ability to try things quickly,

İnsanlara bir şeyi hızlıca denettirip,

and view the results immediately.

anında sonucu görmelerini istediğimiz alanlar gibi.

So here I'm --

Mesela burada --

(Applause)

(Alkış)

This is a Fibonacci sequence that I'm making with a simple equation program.

basit bir denklem programını kullanan Fibonacci serisini görüyoruz.

Here we have a word game that's kind of like a mash-up between Scrabble and Boggle.

Burada Scrabble ve Boggle karışımı bir oyunu görüyoruz.

Basically, in every round

Her aşamada

you get a randomly assigned letter on each Siftable,

her Siftable'da rastgele harfler beliriyor

and as you try to make words it checks against a dictionary.

ve siz kelimeler oluşturdukça, Siftable bir sözlükten kontrol yapıyor.

Then, after about 30 seconds, it reshuffles,

30 saniye sonra harfler yenileniyor,

and you have a new set of letters and new possibilities to try.

siz de yeni kelimeler türetmekle uğraşıyorsunuz.

(Applause)

(Alkış)

Thank you.

Teşekkürler.

(Applause)

(Alkış)

So these are some kids that came on a field trip to the Media Lab,

Bu gördükleriniz Media Lab'a ziyarete gelen öğrenciler.

and I managed to get them to try it out, and shoot a video.

Onlara Siftable'ları kullandırdım ve bir video çektim.

They really loved it.

Gerçekten çok sevdiler.

And, one of the interesting things about this kind of application

Bu tip uygulamanın ilginç taraflarından biri de

is that you don't have to give people many instructions.

insanlara çok fazla talimat vermek zorunda olmayışınız.

All you have to say is, "Make words,"

tek söylemeniz gereken "Kelimeler türetin"

and they know exactly what to do.

sonrasın çocuklar zaten ne yapacaklarını tam olarak biliyor.

So here's another few people trying it out.

Burada da Siftable'ları deneyen bir başka grup.

That's our youngest beta tester, down there on the right.

Sağ alttaki çocuk bizim en genç testçimiz.

Turns out, all he wanted to do was to stack the Siftables up.

Yapmak istediği tek şeyin Siftable'ları üst üste dizmek olduğunu anlıyoruz.

So to him, they were just blocks.

Onun için bunlar sadece birer küp.

Now, this is an interactive cartoon application.

Bu da etkileşimli çizgi film uygulaması.

And we wanted to build a learning tool for language learners.

Yapmak istediğimiz, dil öğrenenler için bir araç oluşturmaktı.

And this is Felix, actually.

Bu, Felix.

And he can bring new characters into the scene,

Ve sahneye yeni karakterler getirebiliyor,

just by lifting the Siftables off the table that have that character shown on them.

tek yapması gereken, üzerine o karakterin gösterildiği Siftable'ları masadan kaldırmak.

Here, he's bringing the sun out.

Burada çocuk güneşi kaldırıyor.

Video: The sun is rising.

Video: Güneş doğuyor.

David Merrill: Now he's brought a tractor into the scene.

David Merrill: Şimdi traktör sahnede.

Video: The orange tractor.

Video: Turuncu traktör.

Good job! Yeah!

Güzel iş! Evet!

DM: So by shaking the Siftables and putting them next to each other

Siftable'ları sallayarak ve yanyana koyarak

he can make the characters interact --

karakterlerin etkileşmesini sağlıyor --

Video: Woof!

Video: Hav!

DM: inventing his own narrative.

David Merrill: kendi hikayesini oluşturdu bile.

Video: Hello!

Video: Merhaba!

DM: It's an open-ended story,

David Merrill: ucu açık bir hikaye,

and he gets to decide how it unfolds.

olayların nasıl gelişeceğine çocuk karar veriyor.

Video: Fly away, cat.

Video: Kedi, kaybol.

DM: So, the last example I have time to show you today

David Merrill: Kalan sürede de size

is a music sequencing and live performance tool

oluşturduğumuz müzik sıralama ve

that we've built recently,

canlı performans aletini göstereceğim.

in which Siftables act as sounds

Bu alette Siftable'lar ses kaynağı, klavye,

like lead, bass and drums.

bas ve davul gibi davranıyorlar.

Each of these has four different variations,

Hepsinin 4 ayarı var

you get to choose which one you want to use.

ve bir tanesini seçmeniz lazım.

And you can inject these sounds into a sequence

Sesleri sıraya koyup,

that you can assemble into the pattern that you want.

istediğiniz ritmi oluşturabilirsiniz.

And you inject it by just bumping up the sound Siftable against a sequence Siftable.

Sesleri sıraya sokmak için ses Siftable'ını sıralama Siftable'ının üstüne çıkarmak lazım.

There are effects that you can control live, like reverb and filter.

Kontrol edebileceğiniz efektler - canlı performans, yankı verme, filtreleme.

You attach it to a particular sound and then tilt to adjust it.

Bir sesi Siftable'a bağladıktan sonra ayarlamak için biraz eğiyorsunuz.

And then, overall effects like tempo and volume

Tempo, ses gibi tüm diğer efektler

that apply to the entire sequence.

tüm sıraya uygulanıyor.

So let's have a look.

Şimdi bir bakalım.

Video: (Music)

Video: (Müzik)

DM: We'll start by putting a lead

David Merrill: Şu iki sıralama Siftable'ına

into two sequence Siftables, arrange them into a series,

biraz klavye ekleyelim, seri haline getirelim,

extend it, add a little more lead.

uzatalım, biraz daha klavye ekleyelim.

Now I put a bass line in.

Bas ekliyorum.

Video: (Music)

Video: (Müzik)

DM: Now I'll put some percussion in.

David Merrill: Biraz perküsyon ilave ediyorum.

Video: (Music)

Video: (Müzik)

DM: And now I'll attach the filter to the drums, so I can control the effect live.

David Merrill: Şimdi davullara filtre ekleyeceğim. Efekti canlı kontrol edebilirim böylece.

Video: (Music)

Video: (Müzik)

DM: I can speed up the whole sequence

David Merrill: Tempoyu eğerek

by tilting the tempo one way or the other.

tüm sırayı hızlandırabilirim.

Video: (Music)

Video: (Müzik)

DM: And now I'll attach the filter to the bass for some more expression.

David Merrill: Şimdi de basa filtre ekliyorum.

Video: (Music)

Video: (Müzik)

DM: I can rearrange the sequence while it plays.

David Merrill: Sırayı değiştirebilirim.

So I don't have to plan it out in advance, but I can improvise,

Önceden bir planım yok,

making it longer or shorter as I go.

doğaçlama yapıyorum.

And now, finally, I can fade the whole sequence out

Son olarak da tüm sıranın sesini,

using the volume Siftable, tilted to the left.

ses Siftable'ını sola eğerek, azaltarak durdurabilirim.

(Applause)

(Alkış)

Thank you.

Teşekkürler.

So, as you can see,

Gördüğünüz gibi

my passion is for making new human-computer interfaces

benim tutkum beynimize ve vücudumuza daha uygun

that are a better match to the ways our brains and bodies work.

yeni insan-bilgisayar arayüzleri geliştirmek.

And today, I had time to show you one point in this new design space,

Bugün sizlere, bu yeni tasarım uzayından bir nokta gösterebildim,

and a few of the possibilities that we're working to bring out of the laboratory.

ve hayata geçirmek istediğimiz birkaç imkandan bahsettim.

So the thought I want to leave you with

Kafanızda bırakmak istediğim düşünce ise,

is that we're on the cusp of this new generation of tools

dijital medyayı takip eden

for interacting with digital media

bilgiyi bizim istediğimiz gibi getiren

that are going to bring information into our world

yeni nesil uygulamaların

on our terms.

şu an zirvesinde olduğumuz.

Thank you very much.

Çok teşekkürler.

I look forward to talking with all of you.

Hepinizle konuşmayı dört gözle bekliyorum.

(Applause)

(Alkış)