Elizabeth Lindsey: Curating humanity's heritage

Elizabeth Lindsey: İnsanlığın Mirasını Korumak

52,088 views ・ 2011-02-23

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Halil Kasap Gözden geçirme: Naz Beykan
00:15
As a child,
0
15260
3000
Çocukken,
00:18
I was raised by native Hawaiian elders --
1
18260
3000
Yerli Hawaililer tarafından büyütüldüm --
00:21
three old women
2
21260
2000
üç yaşlı kadın
00:23
who took care of me while my parents worked.
3
23260
3000
ailem çalışırken benimle ilgilendiler.
00:27
The year is 1963.
4
27260
3000
Yıl 1963.
00:30
We're at the ocean.
5
30260
2000
Okyanustayız,
00:32
It's twilight.
6
32260
2000
alacakaranlık.
00:34
We're watching the rising of the stars
7
34260
4000
Yıldızların yükselişini ve neden olduğu
00:38
and the shifting of the tides.
8
38260
3000
gelgit hareketlerini izliyoruz.
00:41
It's a stretch of beach we know so well.
9
41260
4000
Çok iyi bildiğimiz bir plaj.
00:45
The smooth stones on the sand
10
45260
3000
Kumlardaki pürüzsüz taşlar
00:48
are familiar to us.
11
48260
3000
bize tanıdık geliyor.
00:52
If you saw these women on the street
12
52260
2000
Bu kadınları solmuş giysileriyle
00:54
in their faded clothes,
13
54260
2000
sokakta görseydiniz,
00:56
you might dismiss them
14
56260
2000
onları fakir ve basit
00:58
as poor and simple.
15
58260
2000
olarak düşünebilirdiniz.
01:00
That would be a mistake.
16
60260
3000
Bu bir hata olurdu.
01:03
These women are descendants
17
63260
2000
Bu kadınlar, eski yöntemlerle
01:05
of Polynesian navigators,
18
65260
2000
büyükleri tarafından eğitilmiş
01:07
trained in the old ways
19
67260
3000
Polinezyalı denizcilerin
01:10
by their elders,
20
70260
2000
torunları.
01:12
and now they're passing it on to me.
21
72260
3000
Şimdi de bana devrediyorlar.
01:15
They teach me the names of the winds and the rains,
22
75260
4000
Yıldızların soyağacına göre, bana astronominin --
01:19
of astronomy according to a genealogy of stars.
23
79260
4000
rüzgarların ve yağmurların isimlerini öğretiyorlar.
01:23
There's a new moon on the horizon.
24
83260
3000
Ufukta yeni ay var.
01:26
Hawaiians say it's a good night for fishing.
25
86260
3000
Hawaiililer bunun balık tutmak için iyi bir gece olduğunu söylerler.
01:29
They begin to chant.
26
89260
3000
Şarkı söylemeye başlıyorlar.
01:32
[Hawaiian chant]
27
92260
30000
[Hawaii şarkısı]
02:02
When they finish,
28
122260
2000
Bitirdiklerinde,
02:04
they sit in a circle
29
124260
2000
halka kurarak oturup
02:06
and ask me to come to join them.
30
126260
3000
bana da onlara katılmamı söylüyorlar.
02:09
They want to teach me about my destiny.
31
129260
3000
Bana kaderimi öğretmek istiyorlar.
02:13
I thought every seven-year-old went through this.
32
133260
2000
Bütün 7 yaşındakilerin bunu yaşadığını düşündüm.
02:15
(Laughter)
33
135260
2000
(Gülüşme)
02:19
"Baby girl,
34
139260
2000
Sevgili kızım,
02:21
someday the world will be in trouble.
35
141260
3000
günün birinde dünyanın başı belada olacak.
02:24
People will forget their wisdom.
36
144260
3000
İnsanlar bilgeliklerini unutacaklar.
02:27
It will take elders' voices
37
147260
3000
Dünyayı dengeye sokmak için
02:30
from the far corners of the world
38
150260
3000
dünyanın uzak köşelerinden
02:33
to call the world into balance.
39
153260
3000
yaşlıların seslerine ihtiyaç olacak.
02:37
You will go far away.
40
157260
2000
Uzaklara gideceksin.
02:39
It will sometimes be a lonely road.
41
159260
3000
Bu bazen yalnız bir yol olacak.
02:42
We will not be there.
42
162260
2000
Biz orada olmayacağız.
02:44
But you will look into the eyes
43
164260
2000
Fakat görünüşte yabancı olanların
02:46
of seeming strangers,
44
166260
3000
gözlerinin içine bakacaksın
02:49
and you will recognize your ohana,
45
169260
3000
ve "ohana"nı farkedeceksin,
02:52
your family.
46
172260
2000
aileni.
02:54
And it will take all of you.
47
174260
3000
Bu, tüm benliğini gerektirecek.
02:57
It will take all of you."
48
177260
4000
Bu, tüm benliğinizi gerektirecek.
03:01
These words, I hold onto
49
181260
3000
Bu sözler... Onlara bütün
03:04
all my life.
50
184260
2000
hayatım boyunca tutundum.
03:06
Because the idea of doing it alone
51
186260
3000
Çünkü bunu yalnız yapma fikri
03:09
terrifies me.
52
189260
3000
beni korkutuyor.
03:12
The year is 2007.
53
192260
3000
Yıl 2007.
03:15
I'm on a remote island in Micronesia.
54
195260
3000
Mikronezya'da uzak bir adadayım.
03:18
Satawal is one half-mile long
55
198260
3000
Satawal yarım mil uzunluğunda
03:21
by one mile wide.
56
201260
3000
ve bir mil genişlikte.
03:24
It's the home of my mentor.
57
204260
2000
Orası akıl hocamın evi.
03:26
His name is Pius Mau Piailug.
58
206260
2000
İsmi Pius Mau Pialiug.
03:28
Mau is a palu,
59
208260
2000
Mau bir palu,
03:30
a navigator priest.
60
210260
2000
bir denizci rahip.
03:32
He's also considered
61
212260
2000
Aynı zamanda dünyadaki
03:34
the greatest wave finder in the world.
62
214260
3000
en iyi dalga bulucu olarak kabul ediliyor.
03:37
There are fewer than a handful
63
217260
2000
Palu'nun bu adada bıraktığı
03:39
of palu left on this island.
64
219260
3000
bir avuç şeyden fazlası var.
03:42
Their tradition is so extraordinary
65
222260
3000
Gelenekleri çok sıradışı,
03:45
that these mariners sailed
66
225260
2000
öyle ki bu denizciler
03:47
three million square miles across the Pacific
67
227260
3000
herhangi bir araç gereç olmadan
03:50
without the use of instruments.
68
230260
3000
Pasifik'te 5 milyon kilometrekare açıldılar.
03:53
They could synthesize patterns in nature
69
233260
3000
Yıldızların doğuşunu ve batışını,
03:56
using the rising and setting of stars,
70
236260
3000
dalgaların sırasını ve yönünü,
03:59
the sequence and direction of waves,
71
239260
3000
belirli kuşların uçuş yöntemlerini
04:02
the flight patterns of certain birds.
72
242260
3000
kullanarak doğada modeller sentezleyebilirler.
04:05
Even the slightest hint of color
73
245260
3000
Bir bulutun altındaki
04:08
on the underbelly of a cloud
74
248260
2000
küçücük bir renk izi bile
04:10
would inform them
75
250260
2000
onları bilgilendirebilir
04:12
and help them navigate with the keenest accuracy.
76
252260
3000
ve en hassas doğrulukla yön bulmalarına yardım edebilirdi.
04:18
When Western scientists would join Mau on the canoe
77
258260
3000
Batılı bilim adamları kanoda Mau'ya katılıp
04:21
and watch him go into the hull,
78
261260
2000
tekneye gidişini izlerlerse eğer,
04:23
it appeared that an old man
79
263260
2000
bu yaşlı bir adamın dinlenmeye gittiği
04:25
was going to rest.
80
265260
2000
gibi görünebilirdi.
04:27
In fact, the hull of the canoe
81
267260
2000
Aslında, kanonun gövdesi
04:29
is the womb of the vessel.
82
269260
2000
geminin rahmi.
04:31
It is the most accurate place
83
271260
3000
Dalgaların yönünün ritmini ve sırasını
04:34
to feel the rhythm and sequence
84
274260
3000
hissetmek için
04:37
and direction of waves.
85
277260
2000
en uygun yer.
04:39
Mau was, in fact,
86
279260
2000
Aslında, Mau
04:41
gathering explicit data
87
281260
2000
doğrudan bütün vücudunu kullanarak
04:43
using his entire body.
88
283260
3000
bilgi topluyordu.
04:46
It's what he had been trained to do
89
286260
2000
Beş yaşından beri yapmak için
04:48
since he was five years old.
90
288260
3000
eğitildiği şey buydu.
04:51
Now science may dismiss this methodology,
91
291260
4000
Tabi, bilim bu metodolojiyi reddedebilir,
04:55
but Polynesian navigators use it today
92
295260
4000
ama Polinezyalı denizciler bunu bugün kullanıyor
04:59
because it provides them
93
299260
3000
çünkü bu onlara
05:02
an accurate determination
94
302260
2000
gemilerinin açısını ve yönünü
05:04
of the angle and direction
95
304260
2000
kesin olarak belirlemelerini
05:06
of their vessel.
96
306260
2000
sağlıyor.
05:08
The palu also had
97
308260
2000
Palu'nun
05:10
an uncanny ability
98
310260
2000
günler önceden
05:12
to forecast weather conditions
99
312260
2000
hava durumunu tahmin etmek için
05:14
days in advance.
100
314260
2000
esrarengiz bir yöntemi de vardı.
05:16
Sometimes I'd be with Mau on a cloud-covered night
101
316260
3000
Bazen bulutlu gecelerde Mau'yla birlikte
05:19
and we'd sit at the easternmost coast of the island,
102
319260
3000
adanın en doğusundaki sahilde otururduk,
05:22
and he would look out,
103
322260
3000
ve Mau dikkatlice bakardı.
05:25
and then he would say,
104
325260
2000
Ve sonra derdi ki,
05:27
"Okay, we go."
105
327260
2000
"Tamam, gidiyoruz."
05:29
He saw that first glint of light --
106
329260
2000
İlk ışık parıltısını görür
05:31
he knew what the weather was going to be three days from now.
107
331260
3000
ve o andan üç gün sonraya kadar havanın nasıl olacağını bilirdi.
05:35
Their achievements, intellectually and scientifically,
108
335260
3000
Onların başardıkları, entellektüel ve bilimsel olarak,
05:38
are extraordinary,
109
338260
2000
olağanüstü,
05:40
and they are so relevant
110
340260
2000
fırtınalardan sağ salim çıkmaya çalıştığımız
05:42
for these times that we are in
111
342260
2000
bu zamanda
05:44
when we are riding out storms.
112
344260
4000
o kadar önemliler ki.
05:48
We are in such a critical moment
113
348260
3000
Ortak tarihimiz konusunda
05:51
of our collective history.
114
351260
2000
kritik bir andayız.
05:56
They have been compared
115
356260
2000
Onlar astronotlarla
05:58
to astronauts --
116
358260
2000
karşılaştırıldılar --
06:00
these elder navigators
117
360260
2000
o yaşlı denizciler,
06:02
who sail vast open oceans
118
362260
3000
çift gövdeli kanolarla
06:05
in double-hulled canoes
119
365260
3000
küçük bir adadan
06:08
thousands of miles
120
368260
2000
binlerce mil uzağa
06:10
from a small island.
121
370260
2000
engin denizlere açılan.
06:13
Their canoes, our rockets;
122
373260
3000
Onların kanoları, bizim roketlerimiz,
06:16
their sea, our space.
123
376260
3000
onların denizi, bizim uzayımız.
06:20
The wisdom of these elders
124
380260
2000
Bu yaşlı insanların bilgeliği
06:22
is not a mere collection
125
382260
2000
ücra bir yerdeki
06:24
of stories about old people
126
384260
3000
ihtiyarlar hakkındaki hikayelerin
06:27
in some remote spot.
127
387260
2000
sadece bir derlemesi değil.
06:29
This is part of our collective narrative.
128
389260
3000
Bu bizim ortak hikayemizin bir parçası.
06:32
It's humanity's DNA.
129
392260
3000
İnsanlığın DNA'sı.
06:35
We cannot afford to lose it.
130
395260
3000
Bunu kaybetmeyi göze alamayız.
06:38
The year is 2010.
131
398260
3000
Yıl 2010.
06:42
Just as the women in Hawaii
132
402260
3000
Hawaii'deki beni büyüten kadınların
06:45
that raised me predicted,
133
405260
2000
tahmin ettiği gibi,
06:47
the world is in trouble.
134
407260
3000
dünyanın başı dertte.
06:51
We live in a society
135
411260
3000
Bilgi ile şişirilmiş,
06:54
bloated with data,
136
414260
2000
ama bilgeliğe aç
06:56
yet starved for wisdom.
137
416260
3000
bir toplumda yaşıyoruz.
07:00
We're connected 24/7,
138
420260
4000
7/24 bağlantıdayız;
07:04
yet anxiety,
139
424260
2000
buna rağmen kaygı,
07:06
fear, depression and loneliness
140
426260
3000
korku, depresyon ve yalnızlık
07:09
is at an all-time high.
141
429260
2000
tüm zamanların en yüksek seviyesinde.
07:11
We must course-correct.
142
431260
3000
Doğru yol almalıyız.
07:15
An African shaman said,
143
435260
3000
Afrikalı bir şaman demişti ki:
07:18
"Your society worships the jester
144
438260
3000
"Sizin toplumunuz
07:21
while the king stands
145
441260
2000
kral gösterişsiz kıyafetler
07:23
in plain clothes."
146
443260
3000
giyerken bile soytarıya tapar.
07:30
The link between the past and the future
147
450260
3000
Geçmişle gelecek arasındaki bağlantı
07:33
is fragile.
148
453260
2000
kırılgan.
07:35
This I know intimately,
149
455260
2000
Bunu yakından biliyorum
07:37
because even as I travel
150
457260
3000
çünkü bu hikayeleri
07:40
throughout the world
151
460260
2000
dinlemek ve kaydetmek
07:42
to listen to these stories and record them,
152
462260
4000
için dünyayı gezeken bile
07:46
I struggle.
153
466260
2000
mücadele ediyorum.
07:53
I am haunted
154
473260
3000
Rüzgarların ve dalgaların
07:56
by the fact that I no longer remember
155
476260
4000
isimlerini artık hatırlamadığım gerçeğinden
08:00
the names of the winds and the rains.
156
480260
5000
korkuyorum.
08:09
Mau passed away
157
489260
3000
Mau 5 ay önce
08:12
five months ago,
158
492260
2000
öldü ama,
08:14
but his legacy and lessons live on.
159
494260
3000
mirası ve dersleri yaşıyor.
08:18
And I am reminded
160
498260
4000
Ve şunu hatırladım ki,
08:22
that throughout the world
161
502260
3000
dünyada Mikronezyan denizcilerinki
08:25
there are cultures
162
505260
2000
kadar güçlü, uçsuz bucaksız
08:27
with vast sums of knowledge in them,
163
507260
4000
bilgileri barındıran
08:31
as potent as the Micronesian navigators,
164
511260
4000
kültürler var,
08:35
that are going dismissed,
165
515260
2000
görmezden gelinen,
08:37
that this is a testament
166
517260
2000
ve bu bir vasiyetname
08:39
to brilliant, brilliant
167
519260
2000
hızla yok olan,
08:41
technology and science and wisdom
168
521260
3000
ışıl ışıl
08:44
that is vanishing rapidly.
169
524260
2000
teknoloji, bilim ve bilgeliğe.
08:46
Because when an elder dies a library is burned,
170
526260
3000
Çünkü yaşlı bir insan ölünce, bir kütüphane yanar.
08:49
and throughout the world, libraries are ablaze.
171
529260
4000
Bütün dünyada, kütüphaneler alevler içinde.
08:53
I am grateful for the fact
172
533260
3000
Bana yol bulmayı öğreten
08:56
that I had a mentor like Mau
173
536260
3000
Mau gibi bir akıl hocam
08:59
who taught me how to navigate.
174
539260
3000
olduğu için minnettarım.
09:02
And I realize
175
542260
2000
Ve onun öğrettiği bir dersten
09:04
through a lesson that he shared
176
544260
3000
farkettim ki,
09:07
that we continue to find our way.
177
547260
2000
yolumuzu bulmaya devam ediyoruz.
09:09
And this is what he said:
178
549260
3000
Ve şöyle demişti:
09:12
"The island is the canoe;
179
552260
2000
"Ada kanodur;
09:14
the canoe, the island."
180
554260
3000
kano ise, ada."
09:17
And what he meant was,
181
557260
3000
Kastettiği şey,
09:20
if you are voyaging
182
560260
2000
eğer evden çok uzakta
09:22
and far from home,
183
562260
2000
seyahat ediyorsanız,
09:24
your very survival depends
184
564260
2000
sizin hayatta kalmanız
09:26
on everyone aboard.
185
566260
3000
gemideki herkese bağlıdır.
09:29
You cannot make the voyage alone,
186
569260
3000
Bir yolculuğa tek başınıza çıkamazsınız
09:32
you were never meant to.
187
572260
2000
hiçbir zaman çıkamazdınız.
09:34
This whole notion of every man for himself
188
574260
2000
Bu her koyun kendi bacağınan asılır anlayışı
09:36
is completely unsustainable.
189
576260
2000
hiç sürdürülebilir bir şey değil.
09:38
It always was.
190
578260
3000
Hiçbir zaman da olmadı.
09:41
So in closing I would offer you this:
191
581260
4000
Konuşmamı bitirirken size şunu öneriyorum:
09:45
The planet is our canoe,
192
585260
4000
Gezegen bizim kanomuz,
09:49
and we are the voyagers.
193
589260
3000
ve bizler de yolcularız.
09:52
True navigation
194
592260
2000
Doğru navigasyon,
09:54
begins in the human heart.
195
594260
3000
insan kalbinde başlar.
09:57
It's the most important map of all.
196
597260
3000
Bu en önemli haritadır.
10:00
Together, may we journey well.
197
600260
3000
Birlikte, iyi yolculuklar dileğiyle.
10:03
(Applause)
198
603260
3000
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7