Kevin Bales: How to combat modern slavery

Kevin Bales: Modern kölelikle nasıl savaşılır?

Çeviri: Alim Baytekin Gözden geçirme: Sancak Gülgen

You know for me, the interest in contemporary forms of slavery

Biliyorsunuz ki benim için, Londra'dan elime geçen bir broşür

started with a leaflet that I picked up in London.

çağdaş kölelik yöntemleriyle ilgilenmemi sağladı.

It was the early '90s,

90'ların başıydı...

and I was at a public event.

...ve halka açık bir etkinlikteydim,

I saw this leaflet and it said,

ve bu gördüğüm broşürde yazıyordu ki:

"There are millions of slaves in the world today."

"Bügün dünyada milyonlarca köleler var."

And I thought, "No way, no way."

Ve düşündüm ki, "İmkânsız!, imkânsız!"

And I'm going to admit to hubris.

Ve ben bunu kibirliliye kabulleneceğim.

Because I also, I'm going to admit to you,

Çünkü ben yine sizlere kabulleneceğim ki...

I also thought, "How can I be like

...Ben yine düşündüm ki, insan hakları öğreten...

a hot-shot young full professor

...genç,başarılı ve becerikli bir profesör,

who teaches human rights and not know this?

bunu bilmiyor.

So it can't be true."

ve böylece, bu doğru olamaz.

Well, if you teach, if you worship

Haklı olarak, Öğrenme tapınağında...

in the temple of learning,

...ibadetini yapıyor ve öğretiyorsan,

do not mock the gods,

tanrılarla dalga geçmezsin.

because they will take you,

Çünkü tanrılar seni alır

fill you with curiosity and desire,

içine merak ve istekle doldurur

and drive you. Drive you with a passion

ve seni sürükler, durumları değiştirmek için

to change things.

seni tutkunlukla sürükler.

I went out and did a lit review,

Dışarıya çıktım ve anahtar sözcük olan...

3,000 articles on the key word "slavery."

"kölelik" hakkında 3,000 makale yediden inceledim.

Two turned out to be about contemporary -- only two.

Sadece iki tanesi günümüze ile ilgili çıktı. Sadece iki.

All the rest were historical.

Tüm geri kalanlarının hepsi tarihsel anlamını içeriyordu.

They were press pieces and they were full of outrage,

Onlar yayım organlarının bir parçası ve zedeleyici

they were full of speculation, they were anecdotal --

Spekülasyonlar dolu. Kişisel anlatılarla dayalı.

no solid information.

Dayanılığı olmayan bilgiler.

So, I began to do a research project of my own.

Sonuç olarak, Kendi kendime bir araştırma projesine başladım.

I went to five countries around the world.

Dünya çapında 5 ülkeye gittim.

I looked at slaves. I met slaveholders,

Kölelere baktım. Köle sahipleriyle tanıştım.

and I looked very deeply

Ve çok derince kölelik...

into slave-based businesses

üzerine temelleşmiş ticari faaliyetlere baktım.

because this is an economic crime.

Çünkü, bu bir ekonomik suç teşkili.

People do not enslave people to be mean to them.

İnsanlar, insalara kötü davranmak amacı ile onları köle yapmıyor.

They do it to make a profit.

Onları kâr etmek için yapıyorlar.

And I've got to tell you, what I found out in the world

Ve sizlere dünyanın 4 farklı kıtasında ne bulduğumu...

in four different continents,

...ne olup bittiğini söyleyeceklerim...

was depressingly familiar.

çok üzücü bir şekilde tanıdık.

Like this:

Bunun gibi.

Agricultural workers in Africa,

Afrika' daki tarım işçileri,

whipped and beaten,

kırbaçlanmış ve dövülmüş.

showing us how they were beaten in the fields

bizlere tarlalarda nasıl dövüldüklerini gösteriyorlar...

before they escaped from slavery

...kölelilikten kaçmadan ve

and met up with our film crew.

bizim çekim ekibi tarafından tesadüfen karşılaşmadan önce.

It was mind-blowing.

Akılları baştan çıkartıcı idi.

And I want to be very clear.

Ve Ben çok açık olmak istiyorum ki;

I'm talking about real slavery.

Ben geçek kölelikten söz ediyorum...

This is not about lousy marriages,

Bunlar berbat evlilik hakkında değil...

this is not about jobs that suck.

...bunlar bezgindiren işler hakkında değil...

This is about people who can not walk away,

Bu elini kolunu sallayarak ayrılamayan insanlar hakkında;

people who are forced to work without pay,

Hiç bir ödenme yapmadan,

people who are operating 24/7

günün 24 saati çalıştırılıp,

under a threat of violence

şiddetin tehditi altında kalanlar...

and have no pay.

... ve hiç ödeme almayanlar hakkında.

It's real slavery in exactly the same way

Bu tüm insan tarihince ıspatlanmış,

that slavery would be recognized

ve geçerliliği kabul edilmiş

throughout all of human history.

aynı yöntemleri ile gerçek kölelik.

Now, where is it?

Şimdi bu kölelik nerede?

Well, this map in the sort of redder, yellower colors

Pekâla, bu haritada kırmızımsı, sarımsı renkler

are the places with the highest densities of slavery.

kölelik yüksek yoğunlukta olduğu yerler.

But in fact that kind of bluey color

Lâkin, aslına bakılırsa mavimsi renkli ülkelerde

are the countries where we can't find any cases of slavery.

hiç bir kölelik olayının bulunmadığı ülkelerdir.

And you might notice that it's only Iceland and Greenland

Ve sizlerinde görebileceği üzere; sadece

where we can't find any cases of enslavement

İzlanda ve Grönland hiç bir esaret olayının

around the world.

dünya genelinde bulunmadığı yerler.

We're also particularly interested

Bizim aynı zamanda, özellikle ilgilendiğimiz

and looking very carefully

ve dikkatlice baktığımız yerler

at places where

kölelerin özellikle olumsuz yönde kullanılmaları

slaves are being used to perpetrate

ve aşırı bir şekilde

extreme environmental destruction.

doğal hayata verdikleri zararlardır.

Around the world, slaves are used to destroy the environment,

Dünya genelinde, köleler doğal hayatı yok etmek için kullanıldılar.

cutting down trees in the Amazon; destroying

Amazonda kestikleri ağaçlar,

forest areas in West Africa;

Batı Afrika'da yok ettikleri orman bölgeleri,

mining and spreading mercury around

madencilik ve Merküri elementinin...

in places like Ghana and the Congo;

...Gana ve Kongo'da etrafa saçılmaları,

destroying the coastal ecosystems in South Asia.

Güney Asya'daki kıyısal ekosistem döngüsünü yok etmeri.

It's a pretty harrowing linkage

Bu geçekten üzücü bir bağlantı...

between what's happening to our environment

bizim doğamıza yapılanlarla

and what's happening to our human rights.

bizim insan hakları yapılanlar arasında.

Now, how on Earth did we get to a situation like this,

Peki, şimdi biz, yeryüzünde nasıl böyle bir vaziyete geldik ki;

where we have 27 million people

2010 senesinde biz

in slavery in the year 2010?

27 milyon köleye sahibiz.

That's double the number that came out of Africa

Bu rakam, Afrika'daki tüm...

in the entire transatlantic slave trade.

...deniz aşırı köle pazarlığının iki katı.

Well, it builds up with these factors.

Pekâla, bu şuradaki etmenlerle büyümekte.

They are not causal, they are actually supporting factors.

Bunlar sebebi teşkil eden değil, bunlar asıl dektekleyen etmenler.

One we all know about, the population explosion:

İlki, hepimizin iyi bildiği, nüfus patlaması.

the world goes from two billion people to almost

Geçtiğimiz 50 sene içerisinde dünya,

seven billion people in the last 50 years.

2 milyar insandan hemen hemen 7 milyar insana çıktı.

Being numerous does not make you a slave.

Çok sayıda kalabalık olmak, sizleri köle yapmıyor.

Add in the increased vulnerability of very large numbers of people

Buna,gelişen dünyanın içine;

in the developing world,

çok miktarda sayısı artan savunmasız insanlar ekleniyor;

caused by civil wars, ethnic conflicts,

iç savaşların, ırçılık çatışların, yolsuzluk içindeki hükümetler,

kleptocratic governments, disease ... you name it, you know it.

hastalık, siz söyleyin ve bildiğiniz şeyler.

We understand how that works. In some countries

Biz bunun nasıl işlediğini biliyoruz. Bazı ülkelerde

all of those things happen at once,

bunların hepsi tek bir seferde oluyor.

like Sierra Leone a few years ago,

Örneğin: Birkaç yıl önce Sierra Leone'da.

and push enormous parts ... about a billion people in the world, in fact,

Ve muazzam buyukluketi yerleri ittirerek, ortalama 1 milyar insan;

as we know, live on the edge,

bildiğimiz üzere onlar yoksulluk içinde yaşıyor ve

live in situations where

yaşam içindeki olaylarla...

they don't have any opportunity and are usually even destitute.

...hiç bir imkânları olmadan yaşamaktadırlar.

But that doesn't make you a slave either.

Fakat, bu da seni köle yapmıyor.

What it takes to turn a person who is destitute and vulnerable

Bir insanı köle yapan, onun yasanın yoksunluğu...

into a slave, is the absence of the rule of law.

...içinde yoksulluğu ve savunmazlığı.

If the rule of law is sound, it protects

Eğer yasanın kuralları yoksulu

the poor and it protects the vulnerable.

ve savunmasızlığı koruyorsa;

But if corruption creeps in

Lâkin, eğer yolsuzluk işin içine girerse,

and people don't have the opportunity

ve insalarında yasanın kurallarından korumak için

to have that protection of the rule of law,

hiç bir imkânları yoksa,

then if you can use violence,

o halde, eğer şiddeti kullanabiliyorsan,

if you can use violence with impunity,

eğer şiddeti cezadan muaf olarak kullanabiliyorsan,

you can reach out and harvest the vulnerable

Sen köleliğe içine ulaşır ve köleliğin

into slavery.

...içinde savunmasızlığı elde edersin.

Well, that is precisely what has happened around the world.

Pekâla, dünya genelinde tam olarak bunlar olup bitiyor.

Though, for a lot of people,

Yinede, bir çok insan için,

the people who step

onların, bugün köleliğe gelişi,

into slavery today

köleliğe geçiş yapan insanların bugün....

don't usually get kidnapped or knocked over the head.

genellikle ne kaçırılıyorlar nede şiddetli tartaklıyorlar,

They come into slavery because

Onlar köleliğin içine geldi çünkü

someone has asked them this question.

birsi onlara bu soruyu sordu:

All around the world I've been told an almost identical story.

Tüm dünya genelinde bana hemen hemen çok benzer gelen bir hikâye söylendi...

People say, "I was home,

İnsanlar diyorlar ki, " Ben evdeydim, ...

someone came into our village,

... birisi bizim kasabaya geldi, ...

they stood up in the back of a truck, they said, 'I've got jobs,

... kamyonun kasasının üzerinde durdu ve dediler ki,

who needs a job?'"

'İşçi arıyorum, kimlerin işe ihtiyacı var?"

And they did exactly what

Aynı koşullar içerisinde sizlerin ve benim yapacağım gibi,

you or I would do in the same situation.

onlarda aynısını yaptı.

They said, "That guy looked sketchy. I was suspicious,

Onlar dediki: "O adam sağlam bir kişi gibi gözükmüyordu.

but my children were hungry.

Şüphelerim vardı. Fakat benim çocuklarım açtı.

We needed medicine.

Bizim ilaca ihtiyacımız vardı.

I knew I had to do anything I could

Elimden gelen herşeyi önemsediğim insanları

to earn some money to support the people I care about."

desteklemek için para kazanmak için yapabileceğimi biliyordum."

They climb into the back of the truck. They go off with the person who recruits them.

Onların kamyonun kasasına çıktı. İş verenle beraber ayrıldılar.

Ten miles, 100 miles, 1,000 miles later,

10 mil, 100 mil, 1,000 mil sonra,

they find themselves in dirty, dangerous, demeaning work.

Kendilerini pis, tehlikeli, küçük düşürücü işte buldular.

They take it for a little while,

Küçük bir zamana kadar katlandılar,

but when they try to leave, bang!, the hammer comes down,

fakat ayrılmak istedikleri zaman, güm, çekiç kafaya iner,

and they discover they're enslaved.

ve köleliğe düştüklerinin farkına varırlar.

Now, that kind of slavery

Şimdi, bu tür kölelik...

is, again, pretty much what slavery has been all through human history.

...tekrardan, tüm insan tarihindeki kölelik gibi.

But there is one thing that is particularly remarkable

Fakat, bugün kü kölelikte bir konu varki,

and novel about slavery today,

özellikle inanılmaz. ve alışılmamış.

and that is a complete collapse

Ve bu insan oğlu değerinde

in the price of human beings --

tamamem bir çöküş.

expensive in the past, dirt cheap now.

Geçmişte pahalı idi, şimdi çok ucuz,

Even the business programs have started

hatta ticari programlar bunu algılamaya

picking up on this.

başladılar.

I just want to share a little clip for you.

Sizlerle sadece kısa bir görüntü paylaşmak istiyorum.

Daphne: OK. Llively discussion guaranteed here, as always,

Video: Bayan: Tamam,burada canlı yayın her zaman,

as we get macro and talk commodities.

biz makroları hammeddeleri alışı garantilendikçe.

Continuing here in the studio with our guest Michael O'Donohue,

Burada stüdyomuzda bizim konuğumuz,

head of commodities at Four Continents Capital Management.

Michael O'Donohue'la beraber devam ediyoruz,

And we're also joined by Brent Lawson

Ve aynı anda "Lawson Frisk Güvenlikten"

from Lawson Frisk Securities.

Brent Lawson bizlerle beraber.

Brent Lawson: Happy to be here.

Brent Lawson: Burada olduğuma mutluyum.

D: Good to have you with us, Brent.

Bayan: Brent, senin bizimle olman ne güzel.

Now, gentlemen ... Brent, where is your money going this year?

Beyler,şimdi, Brent, Bu sene bizim paralar nereye gidiyor?

BL: Well Daphne, we've been going short on gas and oil recently

BL: Peki Daphne, Bizim bügünlerde gazımız ve petrolümüz azalıyor

and casting our net just a little bit wider.

ve kapsama alanımızı biraz genişletiyoruz,

We really like the human being story a lot.

Biz insan oğlunun hikayesini gerçekten çok severiz.

If you look at a long-term chart,

Eğer uzun dönem grafiğine bakar isek,

prices are at historical lows and yet global demand

fiyatların tarihinin düşük anlarını yaşadığını ve

for forced labor is still real strong.

mecburi işçilerin için küresel talebi hâlen güçlü olduğunu görürüz.

So, that's a scenario that we think we should be capitalizing on.

Bundan dolayı, bizim düşüncemize göre, biz bu konu üzerinde sermayemizi koymalıyız.

D: Michael, what's your take on the people story? Are you interested?

D: Mıchael, İnsların hikâyelerinde ne anlıyorsun? İlgilendiğin konu mu?

Michael O'Donoghue: Oh definitely. Non-voluntary labor's greatest advantage

Micheal O'Donohue: Oh tabikide. Kendi özgürlüğü olan işilerın her zaman en iyi menfâati

as an asset is the endless supply.

sonsuz kaynak gereksimidir.

We're not about to run out of people. No other commodity has that.

Bizlerin insansız kalma durumu gibi bir durum yok. Diğer hammaddecilerinde yok.

BL: Daphne, if I may draw your attention to one thing.

BL: Daphne, eğer sizin dikkatinizi bir şeye çekebilirsem,

That is that private equity has been sniffing around,

öz sermaye elinden geldiği kadarı ile piyasaya hakim.

and that tells me that this market is about to explode.

Ve bu bana anlatıyor ki, bu market patlama aşamasına geldi.

Africans and Indians, as usual,

Afrikalılar ve Hindistanlılar, her zamanki gibi,

South Americans, and Eastern Europeans in particular

özellikle Güney Amerikalılar, ve Doğu Avrupalılar

are on our buy list.

bizim satın alma listemizde.

D: Interesting. Micheal, bottom line, what do you recommend?

D: İlginç. Micheal, En son olarak, ne öneriyorsunuz?

MO: We're recommending to our clients

MO: Biz alıcılarımıza satın almalarını

a buy and hold strategy.

ve ellerinde tutmaları stratejisini öneriyoruz.

There's no need to play the market.

Market ile oynamaya hiç gerek yok.

There's a lot of vulnerable people out there. It's very exciting.

Oralarda bir çok zavallı insanlar var. Çok heyacan verici.

D: Exciting stuff indeed. Gentlemen, thank you very much.

D: Kesinlikle heyacan verici. Beyler, çok teşekkür ediyorum.

Kevin Bales: Okay, you figured it out. That's a spoof.

Kevin Bales: Tamam, olayı sizler çözdünüz. Bu bir muzipliktir.

Though I enjoyed watching

Sizlerin çeneleriniz düşüp, düşüp, düşüp anlayasaya kadar,

your jaws drop, drop, drop, until you got it.

izlemek gerçi hoşuma gitti.

MTV Europe worked with us and made that spoof,

Avrupa MTV bizimle çalışarak bu muzipliği yaptılar.

and they've been slipping it in between music videos

Ve müzik videolarının arasına hiç bir tanıtım

without any introduction, which I think is kind of fun.

olmadan kaydırmaktadıydılar, bence biraz eğlenceli.

Here's the reality.

Burada gerçekçilik.

The price of human beings across the last 4,000 years

Geçtiğimiz 40,000 yıldır, insan oğlunun ortalama

in today's money has averaged about 40,000 dollars.

değeri bugünün parası ile 40,000$ civarında.

Capital purchase items.

Anapara satış ürünleri.

You can see that the lines cross when the population explodes.

Sizlerinde gördüğü gibi çizgiler nüfus patlaması ile birlikte çakışıyorlar.

The average price of a human being today,

İnsan oğlunun, dünya çapında, günümüzdeki

around the world, is about 90 dollars.

ortalama değeri 90$ civarında.

They are more expensive in places like North America.

Kuzey Amerika gibi daha pahalı yerlerde var.

Slaves cost between 3,000 to 8,000 dollars in North America,

Kuzey Amerika'da bir köle mâliyeti 3,000$ ile 8,000$ arasında.

but I could take you places in India or Nepal

Lâkin, Sizleri insan oğlunun 5$ ile 10$ arasında elde edilebileceği

where human beings can be acquired for five or 10 dollars.

Hindistan'daki veya Nepal'daki yerlerede götürebilirim.

They key here is that

Burada anahtar şudur ki;

people have ceased to be that capital purchase item

insanlar anapara satış ürünleri gibi olmakta çıkmaktadılar,

and become like Styrofoam cups.

ve insanlar plastik köpüğünden yapılmış bardaklara dönüştüler.

You buy them cheaply, you use them,

Onları ucuza satın alırsınız. Onları Kullanırsınız.

you crumple them up, and then when you're done

Onları buruşturusunuz. Onlarıla işiniz bittiği zaman,

with them you just throw them away.

onları bir kenara atarsınız.

These young boys are in Nepal.

Burada çocuklar Nepalli.

They are basically the transport system

Onları esasında köleleri sahibinin tarafından işletilen

on a quarry run by a slaveholder.

taş ocaklarının taşıma sistemi.

There are no roads there, so they carry loads of stone

Oralarda yollar yok. Bu yüzden, genellikle kendi ağırlıkları

on their backs, often of their own weight,

kadar olan yükleri kendi sırtlarında Himalaya

up and down the Himalaya Mountains.

dağlarında bir yukarı bir aşağı taşıyorlar.

One of their mothers said to us,

Onların annlerinden bir taensi bize dediki:

"You know, we can't survive here,

"Biliyorsunuz ki, biz burada hayatta kalamayabiliriz, lâkin

but we can't even seem to die either."

lâkin ölemeyeceğimizde gözüküyor."

It's a horrible situation.

Bu çok berbat bir durum.

And if there is anything that makes me feel very positive about this,

Ve eğer beni bir konu hakkında olumlu hissetiren bir husus varsa

it's that there are also --

Buna artı olarak,

in addition to young men like this who are still enslaved --

halen kölelik yapan genç insanların yanına

there are ex-slaves who are now working to free others.

eskiden köle olmuş kişilerin diğerlerini özgür bırakmaya çalışmalarıdır.

Or, we say, Frederick Douglass is in the house.

Veya biz deriz ki, Frederick Douglass evin içinde.

I don't know if you've ever had a daydream

Bilemiyorum, Harriet Tubman' la tanışmak nasıl olurdu?

about, "Wow. What would it be like to meet Harriet Tubman?

gibi eğer öyle bir hayal kurdunuz mu?

What would it be like to meet Frederick Douglass?"

Frederick Douglass' la tanışmak nasıl olurdu

I've got to say, one of the most exciting parts about my job

Söylemek zorundayın ki, benim işimin en heyecan verici kısmı ise

is that I get to,

o fırsatımın olmasıyıdı.

and I want to introduce you to one of those.

Sizlere onalaran birini tanıştıracağım.

His name is James Kofi Annan. He was a slave child in Ghana

Onun adı James Kofi Annan. Gana'da bir köle çocuğu idi,

enslaved in the fishing industry,

balık endüstirisinde köleydi.

and he now, after escape and building a new life,

Ve o şimdi,kaçıktan sonra ve yeni bir hayat kurup

has formed an organization that we work closely with

geri dönüp insanları kölelikten kurtarmak için

to go back and get people out of slavery.

bizimle yakın çalışıp yeni bir organizasyon kurdu.

This is not James, this is one of the kids that he works with.

Bu James değil. Bu onla çalışan birkaç çocuktan biri.

James Kofi Annan (Video): He was hit with a paddle

Video: James Kofi Annan: Bir kürek tarafından

in the head. And this reminds me

bildiğiniz kadarıyla, kafasına vuruldu. Bu bana, benim çocukluğumda

of my childhood when I used to work here.

burada çalıştığım zamanı hatırlatıyor.

KB: James and our country director in Ghana,

KB: James ve bizim ülke yöneticimiz Gana'da,

Emmanuel Otoo are now receiving regular death threats

Emmanuel Oto*'lar insan pazarlığı yapan 3 kişiye

because the two of them managed to get

mahkumîyet ve hapis cezası getirtmeyi başardığı için

convictions and imprisonment for three human traffickers

düzenli olarak ölüm tehditleri alıyorlar.

for the very first time in Ghana

Balık endüstirisinde

for enslaving people, from the fishing industry,

insanlara ve çocuklara kölelık yaptırdıkları için,

for enslaving children.

bu Gana'da bir ilktir.

Now, everything I've been telling you,

Şimdi, sizlere tüm söylüyor olduklarım,

I admit, is pretty disheartening.

kabul etmeyim ki, gerçekten ümıt kırıcı.

But there is actually a very positive side to this,

Fakat buna karşın , bunun çok olumlu bir yönü var.

and that is this: The 27 million people

Ve buda, Bugün 27 milyon kölelik

who are in slavery today,

içinde olan insanlar

that's a lot of people, but it's also

çerçekten büyük bir rakam, fakat

the smallest fraction

bu yinede, köleliğin içinde bulunan küresel nüfusta

of the global population to ever be in slavery.

küçücük bir bölümü.

And likewise, the 40 billion dollars that they generate

Ve, her sene küresel ekonomide ürettikleri

into the global economy each year

40 milyar dolar, küresel econominin

is the tiniest proportion of the global economy

köle işçiler tarafıldan yapılması

to ever be represented by slave labor.

çok küçük bir miktardır.

Slavery, illegal in every country

Kölelik her ülküde yasa dışı olmasıyla beraber,

has been pushed to the edges of our global society.

bizim küresel kamuoyu tarafında bir köşeye itildi.

And in a way, without us even noticing,

Ve, bizim bile farkına vardadan

has ended up standing on the precipice

kölelik bir uçurumun kenarında

of its own extinction,

bizim kovmamızı ve devirmemizi bekledi,

waiting for us to give it a big boot

ve ondan kurtulmamızı beklerken

and knock it over. And get rid of it.

kendi varlığını sürdürdü.

And it can be done.

Ve, işi bitirebilir.

Now, if we do that, if we put the resources

Şimdi, eğer biz bunu yapabilirsek, eğer kaynakları

and the focus to it,

bir araday toplar ve ona odaklaşırsak,

what does it actually cost to get people out of slavery?

insanları kölelikten kurtarmanın bize masrafı ne olur?

Well, first, before I even tell you the cost

Tabikı, sizlere masrafının ne olduğunu söylemeden önce

I've got to be absolutely clear.

benim sizlere kesinlikle açık olmam gerekir.

We do not buy people out of slavery.

Biz insaları kölelikten kurtarmak için satın almıyoruz.

Buying people out of slavery is like

İnsanları kölelikten kurtarmak için satın alınması,

paying a burglar to get your television back;

ev hırsızına ödeme yapıp televizyonunuza geri almak gibi,

it's abetting a crime.

Bu şuça teşvik eden bir suçtur.

Liberation, however, costs some money.

Özgürlük, amma velâkin,biraz masraflıdır.

Liberation, and more importantly

Özgürlük, ve daha önemlisi

all the work that comes after liberation.

özgürlükten sonra gelen tüm iş yüküdür.

It's not an event, it's a process.

Bu bir olay değil, bu bir süreçtir.

It's about helping people to build lives of dignity,

Bu insanlara saygıdeyer,

stability, economic autonomy,

oturaklı, parasal hür ve vatandaşlık

citizenship.

yaşamı kurmak için yardım etmektir.

Well, amazingly,

Öyleyse, şaşırtıcı olarak,

in places like India where costs are very low,

Hindistan gibi verlerde masraflar çok düşük

that family, that three-generation family that you see there

Oradaki aile,Oradaki gördüğünüz 3 nesil aile,

who were in hereditary slavery --

soydan soya kölelik içindeler.

so, that granddad there, was born a baby into slavery --

Bu suretle, büyük baba kçleliğin içinde bir bebek gibi doğdu.

but the total cost, amortized

Fakat tüm masraflar, yapılan

across the rest of the work,

geri kalan işlerden sonra gereken

was about 150 dollars to bring that family

150 dolara, bu aileyi kölelikten çıkartıp,

out of slavery and then take them through a two year process

2 sene süreci içine sokup

to build a stable life of citizenship and education.

oturaklı bir vatandaşlık ve eğitim sunulur.

A boy in Ghana rescued from fishing slavery, about 400 dollars.

Gana'dan bir çocuğu balık köleliğinden kurtarmak için ortalama 400 dolar

In the United States, North America,

Birleşik Devletler'de, Kuzey Amerika'da,

much more expensive. Legal costs, medical costs ...

daha çok pahalı, yasal masraflar, ilaç masrafları,

we understand that it's expensive here:

anlıyoruz ki, bunlar burada pahalı,

about 30,000 dollars.

Ortalama 30,000,

But most of the people in the world in slavery

Fakat, kölelik içinde, dünyada yaşaşayan çoğu insan

live in those places where

maslafların çok düşük olduğu

the costs are lowest.

yerlerde yaşamaktadırlar.

And in fact, the global average is about what it is

Ve aslında Gana için küresel ortalama

for Ghana.

ne olduğu ve

And that means, when you multiply it up,

bu demek oluyor ki, tahmini masrafları

the estimated cost of

çarptığınız zaman,

not just freedom but sustainable freedom

sadece özgürlük değil, fakat 27 milyon insan için

for the entire 27 million people on the planet in slavery

dünyada sürdürülebilir bir özgürlük için

is something like 10.8 billion dollars --

10.8 milyar dolar civarında

what Americans spend on potato chips and pretzels,

Amerıkalıların patetes cipsine harcadıkları,

what Seattle is going to spend on its light rail system:

Seattle'ın tranvay sistemine harcayacakları,

usually the annual expenditure in this country on blue jeans,

genellikle bu ülkedeki bir senelik mavi jean harcamaları,

or in the last holiday period

veya geçen tatil sezonunda

when we bought GameBoys and iPods and other tech gifts for people,

İnsanlara aldığımız GameBoylar ve İpodlar ve diğer teknikal cihazlar,

we spent 10.8 billion dollars.

Biz 10.8 milyar dolar harcadık.

Intel's fourth quarter earnings: 10.8 billion.

Intel'in 4'üncü dörtlükte kazandığı, 10.8 milyar.

It's not a lot of money at the global level.

Küresel düzeyde bu o kadar çok para değil

In fact, it's peanuts.

aslında sadece çerez parası.

And the great thing about it is that

Ve bunun hakkında güzel olan;

it's not money down a hole,

Bu parayı boşa harcamak değil,

there is a freedom dividend. When you let people out of slavery

burada özgürlük kazancı var. İnsanları kendilerine çalışmak için

to work for themselves,

kölelikten kurtadığınız zaman

are they motivated?

motivasyon bulacaklar mı?

They take their kids out of the workplace,

Çocuklarını işyerlerinden çekebilirler,

they build a school, they say,

okul inşâ ederler, söylüyorlar ki:

"We're going to have stuff we've never had before like three squares,

Hiç bir zaman olayan şeylere, sahip olacağız 3 kare gibi,

medicine when we're sick,

hasta olduğumuzda ilaç,

clothing when we're cold."

üşüdüğümüz zaman giyim kuşam.

They become consumers and producers

Onlar tüketici ve üretici olurlar

and local economies begin to spiral up very rapidly.

ve yerel economi çok hızlı bir şekilde gelişmeye başlar.

That's important, all of that

Herşey bir yana, tekrardan kuracağımız

about how we rebuild sustainable freedom,

sürdürülebilir bir özgürlük önemlidir,

because we'd never want to repeat

Çünkü, bu ülkenin 1885'de olanların

what happened in this country in 1865.

tekrar olmasını istemiyoruz.

Four million people were lifted up out of slavery

4 milyon insan kölelikten çıkarıldı

and then dumped.

ve sonra atıldı,

Dumped without political participation,

hiç bir siyasi destek olmadan,

decent education,

yeterli bir eğitim olmadan atıldı,

any kind of real opportunity

hiç bir gerçek fırsat verilmeden

in terms of economic lives,

ekonomik hayat gibi,

and then sentenced to generations of

ve şiddet içerikli ve önyargılı ve ayrımcılık

violence and prejudice and discrimination.

nesillere mahkûm edildi.

And America is still paying the price

Ve hâlen Amerıka 1865'nin beceriksiz

for the botched emancipation of 1865.

özgürleştirmesi sonucundan zedeleniyor.

We have made a commitment

Biz bir söz verdik

that we will never let people

biz hiç bir şekilde insanların

come out of slavery on our watch,

bizim közümüz altımda kölelikten çıkıp

and end up as second class citizens.

ikinci sınıf vatandaş olmarına izin vermiyeceğiz.

It's just not going to happen.

Bu hiç bir şekilde olmayacak.

This is what liberation really looks like.

Bu gerçek özgürlüğün nasıl olduğunun simgesidir.

Children rescued from slavery in the fishing industry in Ghana,

Gana'da çocuklar balık endüstirisinde kölelikten kurturuldu,

reunited with their parents,

çocuklar ailerine kavuştu,

and then taken with their parents back to their villages

ve aileleriye birlikte köylerine geri dönüp

to rebuild their economic well-being

economilerini tekrardan güçlendirdiler ki;

so that they become slave-proof --

böylece tamamen köle olmayacakları,

absolutely unenslaveable.

bir duruma geldiler.

Now, this woman

Şimdi, bu kadın

lived in a village in Nepal.

Nepal'de bir köyde yaşadı.

We'd been working there about a month.

Bizler orada ortalama bir aydan beri çalışıyoruz.

They had just begun to come out of a hereditary kind of slavery.

Onlar nesilden gelen kölelikten henüz çıktılar.

They'd just begun to light up a little bit,

Onlar birazcık açılmaya,

open up a little bit.

parıldamaya başladılar.

But when we went to speak with her, when we took this photograph,

Biz onla konuşmaya gittiğimizde, onun bu fotoğrafını çektiğimizde

the slaveholders were still menacing us

köle tüccarları bizi halen kıyılardan köşelerden

from the sidelines. They hadn't been really pushed back.

tehdit ediyorlardı. Onlar halen ittirilmiş değiller.

I was frightened. We were frightened.

Ben ürkmüştüm. Biz ürkmüştük.

We said to her, "Are you worried? Are you upset?"

Ona sorduk ki, "Endişeli misin? Üzgün müsüm?"

She said, "No, because we've got hope now.

O dediki: "Hayır, çünkü bizlerin bir umudu var.

How could we not succeed," she said,

Bizler nasıl başarısız olamayız." O dedi ki :

"when people like you from the other side of the world

Dünyanın başka uçlarından olan sizin gibi insanlar

are coming here to stand beside us?"

buralara gelip bizlerle oluyor?"

Okay, we have to ask ourselves,

Tamam, biz kendimize sormalıyız,

are we willing to live in a world with slavery?

biz kölesiz bir dünya içinde yaşamak istiyor muyuz?

If we don't take action, we just leave ourselves open

Eğer kendimiz açık tutar ve hiç bir eylem yapmazsak

to have someone else jerk the strings

birisi bizlerin aldığımız ürünlerin

that tie us to slavery in the products we buy,

bir köle yapımı olmasını sağlar

and in our government policies.

ve bizim hükümet yönergelerin içinde olur.

And yet, if there's one thing that every human being can agree on,

Ve bitmeden, eğer tüm insan oğlunun bir konu üzerinde aynı fikirde olduğu bir konu var ise

I think it's that slavery should end.

Bence oda köleliğin bitmesidir.

And if there is a fundamental violation

Ve eğer bizim insanî şerefimizde

of our human dignity

temelli bir şiddet bulunuyorsa

that we would all say is horrific,

Oda bizim aynı anda dehşete düşüren

it's slavery.

köleliktir.

And we've got to say,

Ve biz demeliyiz ki:

what good is all of our intellectual

Bizim zihnî, siyasi ve ekonomik

and political and economic power --

gücümüzde iyi olan ise,

and I'm really thinking intellectual power in this room --

ve ben gerçekten burada aydın kesimin gücünün bu odada olduğunu düşünüyorum,

if we can't use it to bring slavery to an end?

Eğer bizler bu zihnî kullanamayarak bu köleliği bir sona getiremezsek?

I think there is enough intellectual power in this room

Bence bu odada köleliğin sonunu getirecek

to bring slavery to an end.

yeterli kadar aydın kişilerin güçleri var.

And you know what? If we can't do that,

Ve biliyor musunuz? Eğer biz bunu yapamazsak,

if we can't use our intellectual power to end slavery,

eğer biz bu zihnî gücü köleliği bitirmek için kullanamazsak

there is one last question:

Burada son bir soru,

Are we truly free?

Biz gerçekten özgür müyüz?

Okay, thank you so much.

Çok teşekkür ediyorum.

(Applause)

(Alkış)