Anne Curzan: What makes a word "real"?

235,218 views ・ 2014-06-17

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Selin Tüfekçi Gözden geçirme: Cihan Ekmekçi
Konuyla ilgisi var gibi görünmediğini bildiğim,
ancak konuyla bağlantılı olan
sosyal yaşantımdan biraz size
bahsederek başlamam gerekiyor,
00:12
I need to start by telling you a little bit
0
12504
2562
Partilerde insanlarla tanıştığımda
ve benim İngiliz dili üzerine uzmanlık yapan
00:15
about my social life,
1
15066
1489
00:16
which I know may not seem relevant,
2
16555
2918
bir akademisyeni olduğumu anladıklarında,
00:19
but it is.
3
19473
1747
genelde iki tepkiden birini veriyorlar.
00:21
When people meet me at parties
4
21220
1930
Bir kısmı korkmuş görünüyor. (Gülüşmeler)
00:23
and they find out that I'm an English professor
5
23150
2192
00:25
who specializes in language,
6
25342
2397
00:27
they generally have one of two reactions.
7
27739
3450
Genelde,
"Ah, söylediğim şeyler hakkında dikkatli olsam iyi olur.
00:31
One set of people look frightened. (Laughter)
8
31189
5189
Eminim yaptığım her hatayı anlarsın." diyorlar.
00:36
They often say something like,
9
36378
1593
Sonra da konuşmayı bırakıyorlar. (Gülüşmeler)
00:37
"Oh, I'd better be careful what I say.
10
37971
3306
Benim oradan gitmemi bekliyorlar
00:41
I'm sure you'll hear every mistake I make."
11
41277
3218
ve başkasıyla konuşuyorlar.
00:44
And then they stop talking. (Laughter)
12
44495
4058
Diğer kısmının ise
gözleri parlıyor,
00:48
And they wait for me to go away
13
48553
2397
ve,
00:50
and talk to someone else.
14
50950
2237
"Sen tam da konuşmak istediğim kişisin." diyorlar.
00:53
The other set of people,
15
53187
2035
Ve sonra İngilizce ile ilgili ne sorun olduğunu düşünüyorlarsa
00:55
their eyes light up,
16
55222
2425
00:57
and they say,
17
57647
1231
bana ondan bahsediyorlar.
00:58
"You are just the person I want to talk to."
18
58878
4309
(Gülüşmeler)
Birkaç hafta önce, bir davetteydim
01:03
And then they tell me about whatever it is
19
63187
2420
ve sağımdaki adam
01:05
they think is going wrong with the English language.
20
65607
2535
internetin İngilizceyi yozlaştıran
01:08
(Laughter)
21
68142
2369
bütün yönlerinden bahsetmeye başladı.
01:10
A couple of weeks ago, I was at a dinner party
22
70511
2317
Facebook'tan başladı ve,
01:12
and the man to my right
23
72828
2237
01:15
started telling me about all the ways
24
75065
2035
"Arkadaşlıktan çıkarmak mı? Yani, bu gerçek bir kelime mi?"
01:17
that the Internet is degrading the English language.
25
77100
3281
01:20
He brought up Facebook, and he said,
26
80381
3239
Bu soru üzerinde durmak istiyorum:
01:23
"To defriend? I mean, is that even a real word?"
27
83620
5850
Bir kelimeyi gerçek yapan nedir?
Yemekteki arkadaşlarım ve ben
01:29
I want to pause on that question:
28
89470
3570
"arkadaşlıktan çıkarma" fiilinin ne anlama geldiğini biliyorduk,
01:33
What makes a word real?
29
93040
3786
peki, "arkadaşlıktan çıkarma" gibi bir kelime
01:36
My dinner companion and I both know
30
96826
2084
ne zaman gerçek olmuştu?
01:38
what the verb "defriend" means,
31
98910
3167
Hem kelimeler hakkında bu tarz
resmi kararları verme yetkisi kimde ki?
01:42
so when does a new word like "defriend"
32
102077
2700
01:44
become real?
33
104777
2081
Bugün hakkında konuşmak istediğim sorular bunlar.
01:46
Who has the authority to make those kinds
34
106858
2504
Bence çoğu insan bir kelime gerçek değil dediğinde,
01:49
of official decisions about words, anyway?
35
109362
3418
o kelimenin standart bir sözlükte
01:52
Those are the questions I want to talk about today.
36
112780
4295
yer almamasını kast ediyor.
Bu tabii ki sözlükleri kim yazıyor da dahil
01:57
I think most people, when they say a word isn't real,
37
117075
3300
bir sürü farklı soruyu ortaya atıyor.
02:00
what they mean is, it doesn't appear
38
120375
1861
02:02
in a standard dictionary.
39
122236
1628
02:03
That, of course, raises a host of other questions,
40
123864
2463
Daha fazla uzatmadan,
bütün bunlardaki rolümü açıklayayım.
02:06
including, who writes dictionaries?
41
126327
5397
Sözlükleri ben yazmıyorum.
Yazıyorum, fakat,
02:11
Before I go any further,
42
131724
1324
yeni kelimeleri derlemek daha çok editörlerin yaptığı bir şey,
02:13
let me clarify my role in all of this.
43
133048
2442
02:15
I do not write dictionaries.
44
135490
2508
ve İngiliz dili tarihçisi olmanın
02:17
I do, however, collect new words
45
137998
2697
harika olan tarafı
buna "araştırma" diyor olmam.
02:20
much the way dictionary editors do,
46
140695
3055
İngilizce'nin tarihini öğretirken,
02:23
and the great thing about being a historian
47
143750
1823
derse başlamadan önce öğrencilere
02:25
of the English language
48
145573
1067
02:26
is that I get to call this "research."
49
146640
3636
bana iki yeni argo kelime öğretmeleri şartını koşuyorum.
02:30
When I teach the history of the English language,
50
150276
2344
Yıllar geçtikçe, bu şekilde,
02:32
I require that students teach me
51
152620
2757
aç olduğunuz için huysuz
02:35
two new slang words before I will begin class.
52
155377
3526
veya sinirli hissetme --
02:38
Over the years, I have learned
53
158903
2317
02:41
some great new slang this way,
54
161220
3234
(Alkışlar) --
02:44
including "hangry," which --
55
164454
4038
anlamına gelen "aç ve sinirli" ve
02:48
(Applause) —
56
168492
3696
ve şapşal bir şekilde
şirin olma anlamına gelen "sevimli ve aptal" kelimesi dahil
02:52
which is when you are cranky or angry
57
172188
2347
02:54
because you are hungry,
58
174535
4239
birkaç iyi ve yeni
argo kelime öğrendim,
02:58
and "adorkable,"
59
178774
4776
açıkça görülüyor ki, bunlar,
03:03
which is when you are adorable
60
183550
1707
İngilizcede önemli boşlukları kapatan harika kelimeler.
03:05
in kind of a dorky way,
61
185257
3021
(Gülüşmeler)
03:08
clearly, terrific words that fill
62
188278
3193
Fakat biz onları ağırlıklı şekilde
03:11
important gaps in the English language.
63
191471
2705
argo olarak kullanırsak
03:14
(Laughter)
64
194176
4213
ve henüz sözlükte yer almazlarsa ne kadar gerçek olabilirler?
03:18
But how real are they
65
198389
2671
Bununla birlikte, sözlüklere dönelim.
03:21
if we use them primarily as slang
66
201060
2219
Bunu el kaldırarak oylamanızı istiyorum:
03:23
and they don't yet appear in a dictionary?
67
203279
4117
Kaçınız hala düzenli olarak
basılı veya internet üzerinden, sözlüğe bakıyor?
03:27
With that, let's turn to dictionaries.
68
207396
2817
03:30
I'm going to do this as a show of hands:
69
210213
1840
Peki, çoğunuz gibi görünüyor.
03:32
How many of you still regularly
70
212053
2334
Şimdi, ikinci soru. Tekrar, el kaldırın:
03:34
refer to a dictionary, either print or online?
71
214387
3128
Kaçınız kullandığınız sözlüğü
03:39
Okay, so that looks like most of you.
72
219338
2194
kimin düzenlediğine baktı?
03:41
Now, a second question. Again, a show of hands:
73
221532
3165
03:44
How many of you have ever looked to see
74
224697
3205
Tamam, çok daha az.
03:47
who edited the dictionary you are using?
75
227902
2889
Sözlüklerin arkasında insan elleri
olduğunu bir derece biliyoruz,
03:54
Okay, many fewer.
76
234048
3632
fakat o ellerin kime ait olduğundan pek emin değiliz.
03:57
At some level, we know that there are human hands
77
237680
3680
Aslında bu beni büyülüyor.
04:01
behind dictionaries,
78
241360
1576
Buradaki en eleştirel insanlar bile
04:02
but we're really not sure who those hands belong to.
79
242936
4271
sözlükler hakkında pek eleştirel olmaya,
aralarında ayrım yapmaya
04:07
I'm actually fascinated by this.
80
247207
2340
ve onları düzenleyenler hakkında
04:09
Even the most critical people out there
81
249547
2473
pek fazla soru sormaya meyilli değiller.
04:12
tend not to be very critical about dictionaries,
82
252020
2594
Sadece bütün sözcüklerin
04:14
not distinguishing among them
83
254614
1883
tamamen aynı olduğunu gösteren
04:16
and not asking a whole lot of questions
84
256497
2071
şu kalıbı düşünün,
04:18
about who edited them.
85
258568
2223
"Sözlüğe bakın."
04:20
Just think about the phrase
86
260791
1623
Kampüste okuma salonuna girdiğiniz
04:22
"Look it up in the dictionary,"
87
262414
2476
kütüphaneyi düşünün,
04:24
which suggests that all dictionaries
88
264890
1677
şeref ve saygı yeri olan kürsüde
04:26
are exactly the same.
89
266567
1706
açık duran, cevap alabilmek için
04:28
Consider the library here on campus,
90
268273
2600
04:30
where you go into the reading room,
91
270873
1696
önünde durabileceğimiz
04:32
and there is a large, unabridged dictionary
92
272569
2873
büyük, detaylı bir sözlük var.
04:35
up on a pedestal in this place of honor and respect
93
275442
3878
Beni yanlış anlamayın,
sözlükler şahane kaynaklar,
04:39
lying open so we can go stand before it
94
279320
2347
04:41
to get answers.
95
281667
2203
fakat onlar insan
ve sonsuz değiller.
04:43
Now, don't get me wrong,
96
283870
2306
Kelimelerin sanki gerçekte ne anlama geldiği hakkında
04:46
dictionaries are fantastic resources,
97
286176
3205
bize cevap vermek için bir anda ortaya çıkmışlar gibi,
04:49
but they are human
98
289381
1549
04:50
and they are not timeless.
99
290930
2281
yazılmamış gibi davranmayı tercih ettiğimiz sözlükler dışında,
04:53
I'm struck as a teacher
100
293211
1802
okudukları her metni,
04:55
that we tell students to critically question
101
295013
3217
girdikleri her siteyi
04:58
every text they read, every website they visit,
102
298230
3734
eleştirel bir şekilde sorgulamalarını söylemek
05:01
except dictionaries,
103
301964
1488
beni bir öğretmen olarak çok etkiliyor.
05:03
which we tend to treat as un-authored,
104
303452
3165
Olay şu: Eğer sözlük editörlerine sorarsanız,
05:06
as if they came from nowhere to give us answers
105
306617
2642
size söyleyecekleri şey,
05:09
about what words really mean.
106
309259
4344
biz dili değiştirirken
sadece bize ayak uydurmaya çalıştıkları olacaktır.
05:13
Here's the thing: If you ask dictionary editors,
107
313603
3597
Söylediklerimi ve yazdıklarımızı izliyorlar
ve neyin tutunup
05:17
what they'll tell you
108
317200
1158
05:18
is they're just trying to keep up with us
109
318358
2314
neyin tutunmayacağını anlamaya çalışıyorlar.
05:20
as we change the language.
110
320672
1755
Riske atmak zorundalar,
05:22
They're watching what we say and what we write
111
322427
2485
çünkü en son geleni ortaya çıkarmak
05:24
and trying to figure out what's going to stick
112
324912
2158
ve "LOL" gibi
kabul görecek kelimeleri yakalamak istiyorlar,
05:27
and what's not going to stick.
113
327070
2150
05:29
They have to gamble,
114
329220
1317
ancak geçici olanları göstermek
05:30
because they want to appear cutting edge
115
330537
1749
ve kabul göremeyecek kelimeleri dahil etmek istemiyorlar,
05:32
and catch the words that are going to make it,
116
332286
2656
ve sanırım şu anda izinden gittikleri kelime şu,
05:34
such as LOL,
117
334942
2439
YOLO, yalnızca bir kere yaşarsın.
05:37
but they don't want to appear faddish
118
337381
2204
05:39
and include the words that aren't going to make it,
119
339585
2542
Artık sözlük editörleriyle zaman geçirebiliyorum
05:42
and I think a word that they're watching right now
120
342127
1813
05:43
is YOLO, you only live once.
121
343940
3419
ve vakit geçirdiğimiz yerlerin birinden dolayı
şaşırabilirsiniz.
Her Ocak ayında,
05:49
Now I get to hang out with dictionary editors,
122
349317
2494
diğer şeylerin arasında
05:51
and you might be surprised
123
351811
1508
yılın kelimesi hakkında oylama yaptığımız
05:53
by one of the places where we hang out.
124
353319
2216
Amerikan Lehçe Topluluğu'nun yıllık buluşmasına gidiyoruz.
05:55
Every January, we go
125
355535
2137
05:57
to the American Dialect Society annual meeting,
126
357672
3153
Gelen yaklaşık 200-300 kişi var,
06:00
where among other things,
127
360825
1347
bazıları Amerika'nın en bilindik dilbilimcileri.
06:02
we vote on the word of the year.
128
362172
3758
Buluşmanın havasını size yansıtmam gerekirse,
06:05
There are about 200 or 300 people who come,
129
365930
3003
indirimli içki saatinden hemen önce oluyor.
06:08
some of the best known linguists in the United States.
130
368933
2440
Gelen herkes oy kullanabilir.
En önemli kuralı ise
06:11
To give you a sense of the flavor of the meeting,
131
371373
1858
sadece tek bir elinizle oy verebilmenizdir.
06:13
it occurs right before happy hour.
132
373231
3301
Geçmişte, kazananların bazıları
06:16
Anyone who comes can vote.
133
376532
2076
06:18
The most important rule is
134
378608
1312
2009'da "tweet,"
06:19
that you can vote with only one hand.
135
379920
3129
ve 2012'de "hashtag" olmuştur.
06:23
In the past, some of the winners have been
136
383049
3464
Yılın kelimesi 2000 yılında "çad,"
06:26
"tweet" in 2009
137
386513
2485
çünkü 2000'de çad'ın ne demek olduğunu kim bilebilirdi,
06:28
and "hashtag" in 2012.
138
388998
3405
ve 2002'de "WMD" idi.
06:32
"Chad" was the word of the year in the year 2000,
139
392403
3059
06:35
because who knew what a chad was before 2000,
140
395462
3820
Artık, oy verdiğimiz başka kategoriler var,
ve benim favorim
06:39
and "WMD" in 2002.
141
399282
4414
yılın en yaratıcı kelimesi.
Bu kategorideki eski kazananlar
06:43
Now, we have other categories in which we vote too,
142
403696
2801
Milwaukee Havaalanında güvenlikten sonraki alanda bulunan
06:46
and my favorite category
143
406497
1593
06:48
is most creative word of the year.
144
408090
2384
toparlanabileceğiniz yer olan
06:50
Past winners in this category have included
145
410474
2750
"toparlanma alanı" kelimesini içeriyordu.
06:53
"recombobulation area,"
146
413224
3053
(Gülüşmeler)
06:56
which is at the Milwaukee Airport after security,
147
416277
3803
Kemerinizi tekrar takabilirsiniz,
bilgisayarınızı tekrar çantanıza koyabilirsiniz.
07:00
where you can recombobulate.
148
420080
2560
07:02
(Laughter)
149
422640
1484
Ve sonra, bu oylamada hep favorim olan
07:04
You can put your belt back on,
150
424124
1519
07:05
put your computer back in your bag.
151
425643
2461
"multi-slacking" kelimesi.
(Gülüşmeler)
07:10
And then my all-time favorite word at this vote,
152
430289
3332
"multi-slacking,"
aslında internette boşa vakit harcarken
07:13
which is "multi-slacking."
153
433621
2226
çalışıyormuşsunuz gibi görünmek için
07:15
(Laughter)
154
435847
2503
ekranda birden fazla pencere açma davranışıdır.
07:18
And multi-slacking is the act
155
438350
2283
(Gülüşmeler) (Alkışlar)
07:20
of having multiple windows up on your screen
156
440633
2868
07:23
so it looks like you're working
157
443501
1401
07:24
when you're actually goofing around on the web.
158
444902
2094
Bu kelimelerin hepsi tutunabilecek mi? Kesinlikle hayır.
07:26
(Laughter) (Applause)
159
446996
4829
Ve tartışmaya açık bazı seçimler yaptık,
mesela 2006'da,
07:33
Will all of these words stick? Absolutely not.
160
453381
3608
yılın kelimesi alçaltılmış anlamına gelen
"Plutoed" kelimesi yılın kelimesiydi.
07:36
And we have made some questionable choices,
161
456989
2899
(Gülüşmeler)
07:39
for example in 2006
162
459888
1677
07:41
when the word of the year was "Plutoed,"
163
461565
2039
Fakat, "uygulama,"
07:43
to mean demoted.
164
463604
1992
bir ön ek olan "e,"
07:45
(Laughter)
165
465596
3755
ve bir fiil olarak "google" gibi
bazı eski kazananlar
07:50
But some of the past winners
166
470586
2369
artık tamamen normal görünüyor.
07:52
now seem completely unremarkable,
167
472955
2915
Şimdi, oylamamızdan birkaç hafta önce,
07:55
such as "app"
168
475870
1518
07:57
and "e" as a prefix,
169
477388
2013
Lake Superior State University
07:59
and "google" as a verb.
170
479401
2959
yılın yasaklanan kelimelerinin listesini yayımlıyor.
08:02
Now, a few weeks before our vote,
171
482360
4067
Bununla ilgili dikkat çeken şey
08:06
Lake Superior State University
172
486427
1781
onların listeleri ve bizim yılın kelimeleri için düşündüğümüz
08:08
issues its list of banished words for the year.
173
488208
4779
liste arasında çoğu zaman
08:12
What is striking about this
174
492987
1933
gerçekten çok fazla örtüşme olması
08:14
is that there's actually often quite a lot of overlap
175
494920
2771
ve bunun sebebi de aynı şeyleri önemsememizdir.
08:17
between their list and the list that we are considering
176
497691
2837
Ön plana çıkan kelimeleri dikkate alıyoruz.
08:20
for words of the year,
177
500528
2250
Bu tam bir tutum sorunu.
08:22
and this is because we're noticing the same thing.
178
502778
4092
Geçici dil heveslerinden ve dil değişimden rahatsız mısınız,
08:26
We're noticing words that are coming into prominence.
179
506870
3030
veya bunu eğlenceli, ilginç,
08:29
It's really a question of attitude.
180
509900
2153
yaşayan bir dilin parçası olarak
08:32
Are you bothered by language fads and language change,
181
512053
3667
üzerinde çalışmaya değer bir şey olarak mı görüyorsunuz?
08:35
or do you find it fun, interesting,
182
515720
3410
Lake Superior State University'nin hazırladığı liste,
İngilizcede yeni kelimeler hakkındaki şikayetler konusunda
08:39
something worthy of study
183
519130
1354
08:40
as part of a living language?
184
520484
2885
hayli uzun tarihli bir geleneği devam ettiriyor.
08:43
The list by Lake Superior State University
185
523369
2156
İşte, 1875'te "albeni" kelimesinin
08:45
continues a fairly long tradition in English
186
525525
2645
berbat bir kelime olmasından dolayı
08:48
of complaints about new words.
187
528170
2273
çok endişeli olan Dean Henry Alford.
08:50
So here is Dean Henry Alford in 1875,
188
530443
4352
1760'ta, Benjamin Franklin,
"kolonileştirmek" kelimesinden kötü olduğu için vazgeçip
08:54
who was very concerned that "desirability"
189
534795
2246
David Hume'a bir mektup yazdı.
08:57
is really a terrible word.
190
537041
2449
08:59
In 1760, Benjamin Franklin
191
539490
2734
Ayrıca, yıllarca yeni telaffuzlar konusunda
endişelere şahit olduk.
09:02
wrote a letter to David Hume
192
542224
1456
09:03
giving up the word "colonize" as bad.
193
543680
3803
İşte 1855'te Samuel Rogers,
rahatsız edici bulduğu
09:07
Over the years, we've also seen worries
194
547483
2199
09:09
about new pronunciations.
195
549682
1890
moda olan bazı telaffuzlar konusunda endişeli,
09:11
Here is Samuel Rogers in 1855
196
551572
3048
ve "sanki düşünmek yeterince kötü değilmiş gibi,
09:14
who is concerned about some fashionable pronunciations
197
554620
2599
balkon midemi bulandırıyor." diyor.
09:17
that he finds offensive,
198
557219
2007
(Gülüşmeler)
09:19
and he says "as if contemplate were not bad enough,
199
559226
3488
Kelime İtalyancadan geliyor
09:22
balcony makes me sick."
200
562714
2418
ve bal-kon şeklinde telaffuz ediliyor.
09:25
(Laughter)
201
565132
3396
Eğer açıkça sevimli ve aptal değilse,
09:28
The word is borrowed in from Italian
202
568528
2350
bu tür şikayetler bize garip geliyor -- (Gülüşmeler) --
09:30
and it was pronounced bal-COE-nee.
203
570878
3540
09:34
These complaints now strike us as quaint,
204
574418
2943
ancak durum şu ki:
09:37
if not downright adorkable -- (Laughter) --
205
577361
4945
hala dil değişimi konusunda epey gerginiz.
Ofisimde, Oxford İngilizce Sözlüğü'ne girdiğinde "LOL,"
09:42
but here's the thing:
206
582306
2734
ve Oxford Amerikan Sözlüğü'ne girdiğinde
09:45
we still get quite worked up about language change.
207
585040
4373
"arkadaşlıktan çıkarma"
09:49
I have an entire file in my office
208
589413
2062
kelimeleri dahil
09:51
of newspaper articles
209
591475
3062
gayrimeşru kelimeler hakkında
endişelerini belirten
09:54
which express concern about illegitimate words
210
594537
2693
gazete makalelerinden oluşan
bir dosya var.
09:57
that should not have been included in the dictionary,
211
597230
1879
09:59
including "LOL"
212
599109
1448
Ayrıca elimde "Davet" kelimesini isim olarak,
10:00
when it got into the Oxford English Dictionary
213
600557
2070
10:02
and "defriend"
214
602627
1775
"etki" kelimesini fiil olarak,
10:04
when it got into the Oxford American Dictionary.
215
604402
2772
çünkü sadece dişler gömülü olabilir,
10:07
I also have articles expressing concern
216
607174
2217
ve "özendirmek" kelimesinin
10:09
about "invite" as a noun,
217
609391
2869
"hoyrat, bürokratik yanlış konuşma" olarak
10:12
"impact" as a verb,
218
612260
1956
tanımlanması hakkında endişeleri gösteren makaleler de var.
10:14
because only teeth can be impacted,
219
614216
2971
Artık dille ilgili o tür tutumları görmezden gelenler
10:17
and "incentivize" is described
220
617187
2975
o sözlük editörleri değil.
10:20
as "boorish, bureaucratic misspeak."
221
620162
4511
Genelde bize kullanım etiketleriyle
argo, gündelik veya rahatsız edici
10:24
Now, it's not that dictionary editors
222
624673
1961
10:26
ignore these kinds of attitudes about language.
223
626634
2691
kelimeler hakkında bize biraz yol göstermeye çalışıyorlar,
10:29
They try to provide us some guidance about words
224
629325
2555
ancak bir çıkmazın içindeler,
10:31
that are considered slang or informal
225
631880
2270
çünkü bize yaptığımız şeyi anlatmaya çalışıyorlar
ve bir kelimeyi nasıl iyi veya uygun şekilde
10:34
or offensive, often through usage labels,
226
634150
3143
kullanabileceğimiz hakkında bilgi edinmek için
10:37
but they're in something of a bind,
227
637293
1690
10:38
because they're trying to describe what we do,
228
638983
3652
sözlüklere başvurduğumuzu biliyorlar.
Bunun üzerine, Amerikan Dili Mirası Sözlüğü
10:42
and they know that we often go to dictionaries
229
642635
2329
10:44
to get information about how we should use a word
230
644964
2768
kullanım notları ekliyor.
Kullanım notları bir bakıma problemli olan
10:47
well or appropriately.
231
647732
1908
10:49
In response, the American Heritage Dictionaries
232
649640
3024
kelimelerden oluşur
ve kelimelerin problemli olmasının sebeplerinden biri
10:52
include usage notes.
233
652664
2141
anlam değiştirmeleridir.
10:54
Usage notes tend to occur with words
234
654805
2117
Artık kullanım notları çok fazla insani karar içeriyor
10:56
that are troublesome in one way,
235
656922
1323
10:58
and one of the ways that they can be troublesome
236
658245
2865
ve bence, sözlük kullanıcıları olarak,
genellikle o insani kararların
11:01
is that they're changing meaning.
237
661110
1933
olmamız gerektiği kadar farkında değiliz.
11:03
Now usage notes involve very human decisions,
238
663043
3426
Size demek istediğimi anlatmak için
bir örneğe bakacağız, fakat bakmadan önce,
11:06
and I think, as dictionary users,
239
666469
2059
sözlük editörlerinin bu kullanım notlarıyla
11:08
we're often not as aware of those human decisions
240
668528
2242
11:10
as we should be.
241
670770
1099
ne yapmaya çalıştıklarını açıklamak istiyorum.
11:11
To show you what I mean,
242
671869
1124
11:12
we'll look at an example, but before we do,
243
672993
2717
"peruse" kelimesini
11:15
I want to explain what the dictionary editors
244
675710
1982
ve bu kelimeyi nasıl kullandığınızı düşünün.
11:17
are trying to deal with in this usage note.
245
677692
3298
Çoğunuzun göz gezdirmeyi, incelemeyi,
11:20
Think about the word "peruse"
246
680990
2674
hızlıca okumayı düşündüğünü tahmin edebiliyorum.
11:23
and how you use that word.
247
683664
3638
Hatta market raflarını incelediğiniz için
11:27
I would guess many of you are thinking
248
687302
2536
bazılarınız yürümeyle ilgili bir şeyler,
11:29
of skim, scan, reading quickly.
249
689838
4537
veya onun gibi bir şey düşünmüş bile olabilir.
En standart sözlüklere bakarsanız,
11:34
Some of you may even have some walking involved,
250
694375
2835
ilk tanımın dikkatle okumak veya incelemek
11:37
because you're perusing grocery store shelves,
251
697210
2246
olduğunu öğrendiğinize
11:39
or something like that.
252
699456
1671
şaşırabilirsiniz.
11:41
You might be surprised to learn
253
701127
2484
Amerikan Dili Mirası Sözlüğü bunu ilk tanım olarak vermiştir.
11:43
that if you look in most standard dictionaries,
254
703611
1869
11:45
the first definition will be to read carefully,
255
705480
2773
Sonrasında, ikinci tanım olarak, göz gezdirmek
11:48
or pore over.
256
708253
2444
ve onun yanında ise, "kullanım sorunları" diyorlar.
11:50
American Heritage has that as the first definition.
257
710697
2859
(Gülüşmeler)
11:53
They then have, as the second definition, skim,
258
713556
2965
Ve sonra bakmaya değer olan
11:56
and next to that, they say "usage problem."
259
716521
3795
bir kullanım notu ekliyorlar.
İşte kullanım notu:
"Hızlıca okumak kelimesi uzun zamandır 'detaylıca okumak' anlamına geliyor...
12:00
(Laughter)
260
720316
1910
12:02
And then they include a usage note,
261
722226
2088
Ancak kelime basitçe "okumak" anlamına gelsin diye
12:04
which is worth looking at.
262
724314
1877
çoğu zaman daha genel şekilde kullanılıyor.
12:06
So here's the usage note:
263
726191
1911
Kelimenin 'göz atmak, göz gezdirmek,' anlamına gelmesi,
12:08
"Peruse has long meant 'to read thoroughly'...
264
728102
2357
12:10
But the word is often used more loosely,
265
730459
1767
için genişletilmesi geleneksel olarak bir hata olarak görülmekte,
12:12
to mean simply 'to read.'...
266
732226
2160
fakat oy pusulamız bunun
12:14
Further extension of the word to mean 'to glance over, skim,'
267
734386
2929
bir şekilde daha kabul edilebilir olduğunu belirtiyor.
Cümle sorulduğunda,
12:17
has traditionally been considered an error,
268
737315
2456
'kılavuzu hızlıca incelemek için biraz vaktim oldu,'
12:19
but our ballot results suggest that it is becoming
269
739771
2403
1988'de [Kullanım] Panelinin
12:22
somewhat more acceptable.
270
742174
1696
yüzde 66'sı,
12:23
When asked about the sentence,
271
743870
1399
1999'da yüzde 58'i,
12:25
'I only had a moment to peruse the manual quickly,'
272
745269
2731
ve 2011'de yüzde 48'i bunu kabul edilemez buldu."
12:28
66 percent of the [Usage] Panel
273
748000
2075
12:30
found it unacceptable in 1988,
274
750075
2347
Ah, Kullanım Paneli,
12:32
58 percent in 1999,
275
752422
2107
bunun hakkında gittikçe daha hoşgörülü olan
12:34
and 48 percent in 2011."
276
754529
3868
dil otoritelerinin güvenilir organı.
12:38
Ah, the Usage Panel,
277
758397
1961
Şu anda düşünmenizi umduğum şey şu,
12:40
that trusted body of language authorities
278
760358
2610
"Bir dakika, Kullanım Panelinin başında kim var?
12:42
who is getting more lenient about this.
279
762968
2852
Ve onların telaffuzlarıyla ne yapmalıyım?"
12:45
Now, what I hope you're thinking right now is,
280
765820
2070
12:47
"Wait, who's on the Usage Panel?
281
767890
3995
Amerikan Dili Mirası Sözlüğü'nün
ön kısımlarına bakarsanız,
Kullanım Panelindeki insanların
12:51
And what should I do with their pronouncements?"
282
771885
3112
isimlerini gerçekten bulabilirsiniz.
Kim sözlüklerin ön kısmına bakar ki?
12:54
If you look in the front matter
283
774997
1963
Kullanım Panelinde yaklaşık 200 insan var.
12:56
of American Heritage Dictionaries,
284
776960
1108
12:58
you can actually find the names
285
778068
1575
Bunlar akademisyenler,
12:59
of the people on the Usage Panel.
286
779643
1569
gazeteciler, yaratıcı yazarlardır.
13:01
But who looks at the front matter of dictionaries?
287
781212
2032
Yüksek Mahkeme yargıcı
13:03
There are about 200 people on the Usage Panel.
288
783244
3047
ve birkaç dilbilimci var.
13:06
They include academicians,
289
786291
2377
2005 yılı itibariyle, bu listede ben de varım.
13:08
journalists, creative writers.
290
788668
1677
13:10
There's a Supreme Court justice on it
291
790345
2092
(Alkışlar)
13:12
and a few linguists.
292
792437
1899
13:14
As of 2005, the list includes me.
293
794336
4832
Sizin için yapabileceklerimiz şunlar.
Size tartışmaya açık kullanım konusunda
13:19
(Applause)
294
799168
3812
fikir çeşitliliği hissi verebiliriz.
13:23
Here's what we can do for you.
295
803342
3368
Bu otoritemizin kapsamıdır ve olmalıdır.
13:26
We can give you a sense
296
806710
2360
Biz bir dil akademisi değiliz.
13:29
of the range of opinions about contested usage.
297
809070
3052
Yaklaşık bir yıl önce, yeni kullanımlar,
13:32
That is and should be the extent of our authority.
298
812122
3357
telaffuzlar, anlamların kabul edilebilir olup olmadığıyla ilgili
13:35
We are not a language academy.
299
815479
3411
bir oy pusulası aldım.
13:38
About once a year, I get a ballot
300
818890
2947
İşte oy pusulasını doldurmak için yaptıklarım.
13:41
that asks me about whether new uses,
301
821837
3032
Diğer insanların söylediği ve yazdığı şeyleri dinlerim.
13:44
new pronunciations, new meanings, are acceptable.
302
824869
3338
İngilizce ile ilgili kendi beğendiklerimi
13:48
Now here's what I do to fill out the ballot.
303
828207
2892
ve beğenmediklerimi dinlemem.
13:51
I listen to what other people are saying and writing.
304
831099
3508
Size karşı dürüst olacağım:
"Etkili" kelimesini sevmiyorum,
13:54
I do not listen to my own likes
305
834607
2244
13:56
and dislikes about the English language.
306
836851
3209
fakat "etkili" kelimesinin
düzyazıda yaygın kullanımı ve daha kabul edilebilir olup olmamasının
14:00
I will be honest with you:
307
840060
1469
14:01
I do not like the word "impactful,"
308
841529
2949
konuyla ilgisi yok.
14:04
but that is neither here nor there
309
844478
2002
Yani,
sorumlu olmak için yaptığım şey, kullanımına bakmak,
14:06
in terms of whether "impactful" is becoming common usage
310
846480
3239
bu da çoğunlukla Google Books gibi
14:09
and becoming more acceptable in written prose.
311
849719
3251
çevrimiçi veritabanlarına bakmayı içeriyor.
14:12
So to be responsible,
312
852970
1048
Pekala, eğer Google Books'ta "etkili" kelimesine bakarsanız,
14:14
what I do is go look at usage,
313
854018
2528
14:16
which often involves going to look
314
856546
1836
bulacağınız şey şu.
14:18
at online databases such as Google Books.
315
858382
2695
Pekala, öyle görünüyor ki,
14:21
Well, if you look for "impactful" in Google Books,
316
861077
2820
"etkili" kelimesi birçok yazar için
14:23
here is what you find.
317
863897
3206
faydalı oldu,
ve son 20 yıl içinde de gittikçe
daha kullanışlı hale geldi.
14:27
Well, it sure looks like "impactful"
318
867103
2241
Artık hiçbirimizin dilde hoşuna gitmeyen
14:29
is proving useful
319
869344
1730
değişiklikler olacak.
14:31
for a certain number of writers,
320
871074
1629
14:32
and has become more and more useful
321
872703
1600
Bir takım değişiklikler olacak ve
14:34
over the last 20 years.
322
874303
1959
''Gerçekten mi?
14:36
Now, there are going to be changes
323
876262
2153
Dil gerçekten böyle mi değişmek zorunda?" diye düşüneceksiniz.
14:38
that all of us don't like in the language.
324
878415
2634
Demek istediğim şu,
14:41
There are going to be changes where you think,
325
881049
2184
o değişikliğin berbat olduğuna
14:43
"Really?
326
883233
987
karar verirken daha yavaş davranmalıyız,
14:44
Does the language have to change that way?"
327
884220
3685
diğer insanlara kendi fikirlerimizi
14:47
What I'm saying is,
328
887905
1683
14:49
we should be less quick
329
889588
1722
empoze etmekte daha sakin davranmalıyız,
14:51
to decide that that change is terrible,
330
891310
3791
ve İngilizce'nin tehlikede olduğunu düşünmeyi
14:55
we should be less quick to impose
331
895101
1714
tamamen reddetmeliyiz.
14:56
our likes and dislikes about words on other people,
332
896815
3301
Değil. Zengin, canlı
15:00
and we should be entirely reluctant
333
900116
2914
ve onu konuşanların yaratıcılığıyla dolu.
15:03
to think that the English language is in trouble.
334
903030
2744
Geçmişe bakıldığında "nazik" kelimesinin
15:05
It's not. It is rich and vibrant and filled
335
905774
4196
aptal anlamına gelmesinin
15:09
with the creativity of the speakers who speak it.
336
909970
3010
ve "kırıp geçirmek" kelimesinin her 10 kişiden birini öldürmek anlamına
15:12
In retrospect, we think it's fascinating
337
912980
2618
gelmesinin büyüleyici olduğunu düşünüyoruz.
15:15
that the word "nice" used to mean silly,
338
915598
3378
(Gülüşmeler)
15:18
and that the word "decimate"
339
918976
1684
15:20
used to mean to kill one in every 10.
340
920660
3505
Ben Franklin'in "fark etme" kelimesinin fiil olmasından
15:24
(Laughter)
341
924165
4193
endişelenmesini aptalca buluyoruz.
Peki, bakın ne diyeceğim.
15:29
We think that Ben Franklin was being silly
342
929162
5093
Yüz yıl içinde "etki" kelimesinin fiil olmasından
ve "davet" kelimesinin isim olmasından
15:34
to worry about "notice" as a verb.
343
934255
2649
endişelenmemizden dolayı oldukça aptal görüneceğiz.
15:36
Well, you know what?
344
936904
1463
15:38
We're going to look pretty silly in a hundred years
345
938367
2700
Dil, bizim yetişemeyeceğimiz kadar
hızlı değişmeyecek.
15:41
for worrying about "impact" as a verb
346
941067
2297
Dil bu şekilde işlemiyor.
15:43
and "invite" as a noun.
347
943364
2812
Umarım yaptığınız şey,
15:46
The language is not going to change so fast
348
946176
2240
dil değişimini endişe verici değil de
15:48
that we can't keep up.
349
948416
1897
tıpkı sözlük editörlerinin yaptığı gibi,
15:50
Language just doesn't work that way.
350
950313
2283
eğlenceli ve büyüleyici bulmaktır.
15:52
I hope that what you can do
351
952596
1613
15:54
is find language change not worrisome
352
954209
2829
Umarım dilimizin sürekli
yeniden oluşturulması ve sağlam tutulmasının yaratıcılığının
15:57
but fun and fascinating,
353
957038
2038
15:59
just the way dictionary editors do.
354
959076
3009
bir parçası olmanın tadını çıkarabilirsiniz.
16:02
I hope you can enjoy being part
355
962085
1962
16:04
of the creativity that is continually remaking
356
964047
5004
Bir kelime bir sözlüğe nasıl girer?
Girer, çünkü biz onu kullanıyoruz
16:09
our language and keeping it robust.
357
969051
3276
ve kullanmaya devam ediyoruz,
ve sözlük editörleri bizi dikkate alıyorlar.
16:12
So how does a word get into a dictionary?
358
972327
2920
16:15
It gets in because we use it
359
975247
2469
Eğer, "Ama bu kelimelerin ne anlama geldiğine
16:17
and we keep using it,
360
977716
1624
bizim karar verememize izin veriyor." diye düşünüyorsanız,
16:19
and dictionary editors are paying attention to us.
361
979340
4235
"Evet izin veriyor,
16:23
If you're thinking, "But that lets all of us decide
362
983575
3120
her zaman da verdi." derdim.
16:26
what words mean,"
363
986695
1749
Sözlükler muhteşem bir kılavuz ve kaynak,
16:28
I would say, "Yes it does,
364
988444
4051
ancak ortada kelimelerin ne anlama geldiğiyle ilgili son kararı verecek
16:32
and it always has."
365
992495
2352
16:34
Dictionaries are a wonderful guide and resource,
366
994847
3927
tarafsız bir sözlük yönetimi yok.
16:38
but there is no objective dictionary authority out there
367
998774
3496
Eğer konuşmacı bir topluluk o kelimeyi kullanıyor
ve onun ne anlama geldiğini biliyorsa, o gerçektir.
16:42
that is the final arbiter about what words mean.
368
1002270
3773
O kelime argo,
günlük,
16:46
If a community of speakers is using a word
369
1006043
2513
sizin mantıksız veya
16:48
and knows what it means, it's real.
370
1008556
3596
gereksiz olduğunu düşündüğünüz,
ancak bizim kullandığımız bir kelime olabilir,
16:52
That word might be slangy,
371
1012152
1368
16:53
that word might be informal,
372
1013520
1642
o kelime gerçek.
16:55
that word might be a word that you think
373
1015162
1905
Teşekkürler.
16:57
is illogical or unnecessary,
374
1017067
2457
16:59
but that word that we're using,
375
1019524
2551
(Alkışlar)
17:02
that word is real.
376
1022075
2358
17:04
Thank you.
377
1024433
2341
17:06
(Applause)
378
1026774
1679
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7