Pavan Sukhdev: Put a value on nature!

Pavan Sukhdev: Doğaya değer biçin!

117,048 views ・ 2011-12-14

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Yasin Kasirga Gözden geçirme: Meric Aydonat
00:15
I'm here to talk to you
0
15260
2000
Burada bulunmamın amacı sizlere
00:17
about the economic invisibility of nature.
1
17260
2000
doğanın ekonomik değer anlamında görünmezliğinden bahsetmek.
00:19
The bad news
2
19260
2000
Kötü haber şu ki,
00:21
is that mother nature's back office isn't working yet,
3
21260
2000
doğa ananın mali departmanı henüz çalışmaya başlamadı,
00:23
so those invoices don't get issued.
4
23260
2000
dolayısıyla faturalar henüz düzenlenmedi.
00:25
But we need to do something about this problem.
5
25260
3000
Ancak bu sorun hakkında bir şeyler yapmalıyız.
00:28
I began my life as a markets professional
6
28260
3000
İş yaşamıma pazarlama uzmanı olarak başladım
00:31
and continued to take an interest,
7
31260
3000
ve bu alana duyduğum ilgi hep devam etti,
00:34
but most of my recent effort
8
34260
2000
ama yakın zamanlardaki çabalarımın çoğu
00:36
has been looking at the value
9
36260
2000
insanoğluna doğadan gelen ve
00:38
of what comes to human beings from nature,
10
38260
2000
ekonomik pazar tarafından fiyatlandırılmayan
00:40
and which doesn't get priced by the markets.
11
40260
3000
değerlere bakmak üzerine oldu.
00:43
A project called TEEB was started in 2007,
12
43260
3000
TEEB adında bir proje 2007 yılında,
00:46
and it was launched by a group of environment ministers
13
46260
3000
G8+5 ülkelerinin çevre bakanlarından oluşan
00:49
of the G8+5.
14
49260
2000
bir grup tarafından başlatıldı.
00:51
And their basic inspiration
15
51260
2000
Temel esin kaynakları
00:53
was a stern review of Lord Stern.
16
53260
2000
Lord Stern'in sert bir değerlendirmesiydi.
00:55
They asked themselves a question:
17
55260
2000
Kendilerine şu soruyu sordular:
00:57
If economics could make such a convincing case
18
57260
2000
Şayet ekonomi, iklim değişimi karşısında erken eylem için
00:59
for early action on climate change,
19
59260
2000
bu denli ikna edici bir değerlendirme yapabiliyorsa,
01:01
well why can't the same be done for conservation?
20
61260
2000
koruma için aynısını neden yapamasın?
01:03
Why can't an equivalent case be made
21
63260
2000
Neden denk bir sav, doğa için de
01:05
for nature?
22
65260
2000
ortaya konamasın?
01:07
And the answer is: Yeah, it can.
23
67260
2000
Cevap şu: Elbette yapılabilir.
01:09
But it's not that straightforward.
24
69260
2000
Ama bu o kadar basit değildi
01:11
Biodiversity, the living fabric of this planet, is not a gas.
25
71260
3000
Bu gezegenin canlı kumaşı olan biyoçeşitlilik gazdan ibaret değil.
01:14
It exists in many layers,
26
74260
2000
Pek çok katman halinde,
01:16
ecosystems, species and genes across many scales --
27
76260
3000
ekosistemler, türler ve genler halinde ve pek çok boyuta sahip
01:19
international, national, local, community --
28
79260
3000
--uluslararası, ulusal, yerel, kamusal--
01:22
and doing for nature
29
82260
2000
ve Lord Stern ve takımının
01:24
what Lord Stern and his team did for nature is not that easy.
30
84260
3000
doğa üzerine yaptığı şey hiç de kolay değil.
01:27
And yet, we began.
31
87260
2000
Projeye başladık.
01:29
We began the project with an interim report,
32
89260
2000
Bu projeye, onlarca araştırmacı tarafından
01:31
which quickly pulled together
33
91260
2000
konu hakkında hızlıca toplanan birçok
01:33
a lot of information that had been collected on the subject
34
93260
3000
bilgiyi içeren
01:36
by many, many researchers.
35
96260
2000
geçici bir raporla başladık.
01:38
And amongst our compiled results
36
98260
2000
Ve derlediğimiz sonuçlar neticesinde
01:40
was the startling revelation
37
100260
2000
açığa çıkan şey
01:42
that, in fact, we were losing natural capital --
38
102260
3000
gerçekte doğal sermayeyi - doğanın bizlere sunduğu
01:45
the benefits that flow from nature to us.
39
105260
2000
faydaları kaybediyor oluşumuzdu.
01:47
We were losing it at an extraordinary rate --
40
107260
2000
Hepsini sıradışı bir hızda kaybediyorduk,
01:49
in fact, of the order of two to four trillion dollars-worth
41
109260
3000
rakamsal olarak, iki ila dört trilyon dolar değerinde
01:52
of natural capital.
42
112260
3000
doğa sermayesi kaybı
01:55
This came out in 2008,
43
115260
2000
Bu 2008 yılında ortaya çıktı.
01:57
which was, of course, around the time that the banking crisis had shown
44
117260
2000
O yıl ekonomik krizlerin ortaya çıkardığı gibi
01:59
that we had lost financial capital
45
119260
2000
doğal kaynakların dört trilyonundan
02:01
of the order of two and a half trillion dollars.
46
121260
2000
iki buçuk trilyonunu kaybettiğimizi gösterdiği zamandı.
02:03
So this was comparable in size to that kind of loss.
47
123260
3000
Bu herhangi bir ölçüyle karşılaştıralamayacak kadar önemli bir kayıp.
02:06
We then have gone on since
48
126260
2000
Sonrasında biz
02:08
to present for [the] international community,
49
128260
3000
uluslarası topluma
02:11
for governments,
50
131260
2000
devletlere,
02:13
for local governments and for business
51
133260
2000
yerel hükümetlere, iş dünyasına ve sizin ve benim gibi insanlara
02:15
and for people, for you and me,
52
135260
2000
geçtiğimiz yıl Birleşmiş Milletler'de sunulan
02:17
a whole slew of reports, which were presented at the U.N. last year,
53
137260
3000
ve doğanın ekonomik değerinin görünmezliğini anlatan
02:20
which address the economic invisibility of nature
54
140260
3000
ve bu problemi çözmek için neler yapılabileceğini tarifleyen
02:23
and describe what can be done to solve it.
55
143260
2000
raporlar sunmaya başladık.
02:25
What is this about?
56
145260
2000
Peki olan biten neydi?
02:27
A picture that you're familiar with --
57
147260
2000
Aşina olduğunuz bir resim---
02:29
the Amazon rainforests.
58
149260
2000
Amazon yağmur ormanları.
02:31
It's a massive store of carbon, it's an amazing store of biodiversity,
59
151260
3000
Devasa bir karbon deposu ve inanilmaz bir biyoçeşitlilik dünyası
02:34
but what people don't really know
60
154260
2000
ancak insanların aslında bilmediği bir gerçek daha var ki
02:36
is this also is a rain factory.
61
156260
2000
Amazon aynı zamanda bir yağmur fabrikası
02:38
Because the northeastern trade winds,
62
158260
2000
Zira kuzeydoğu menşeili rüzgarlar,
02:40
as they go over the Amazonas,
63
160260
2000
Amazonlar'ın üzerinden geçerken
02:42
effectively gather the water vapor.
64
162260
2000
su buharını da verimli bir şekilde toplarlar.
02:44
Something like 20 billion tons per day of water vapor
65
164260
3000
Yaklaşık olarak günlük 20 milyar ton su buharı
02:47
is sucked up by the northeastern trade winds,
66
167260
3000
kuzeydoğu menşeili rüzgarlar tarafından emilip
02:50
and eventually precipitates in the form of rain
67
170260
3000
La Plata havzasına yağmur formunda
02:53
across the La Plata Basin.
68
173260
2000
yağış olarak düşer.
02:55
This rainfall cycle, this rainfall factory,
69
175260
3000
Bu yağmur döngüsü, bu yağmur fabrikası,
02:58
effectively feeds an agricultural economy
70
178260
2000
Latin Amerika'da 240 milyar dolar değerinde
03:00
of the order of 240 billion dollars-worth
71
180260
2000
bir tarım ekonomisini
03:02
in Latin America.
72
182260
2000
verimli şekilde besler.
03:04
But the question arises: Okay, so how much
73
184260
3000
Ancak ortaya şu soru çıkıyor: Peki Uruguay,
03:07
do Uruguay, Paraguay, Argentina
74
187260
2000
Paraguay, Arjantin ve hatta Brezilya'daki Mato Gross eyaleti
03:09
and indeed the state of Mato Grosso in Brazil
75
189260
3000
bu yağmuru üreten ve yaşamsal bir ekonomi sağlayan
03:12
pay for that vital input to that economy
76
192260
3000
Amazonlar için
03:15
to the state of Amazonas, which produces that rainfall?
77
195260
3000
ne kadar para ödüyorlar?
03:18
And the answer is zilch,
78
198260
2000
Cevap hiç!,
03:20
exactly zero.
79
200260
2000
Tam olarak sıfır.
03:22
That's the economic invisibility of nature.
80
202260
2000
İşte doğanın ekonomik görünmezliği bu.
03:24
That can't keep going on,
81
204260
2000
Ancak bu şekilde devam edemez zira
03:26
because economic incentives and disincentives are very powerful.
82
206260
3000
ekonomik teşvikler ve caydırıcı faktörler çok güçlü.
03:29
Economics has become the currency of policy.
83
209260
2000
Ekonomi politikanın para birimi haline geldi.
03:31
And unless we address
84
211260
2000
Ve eğer biz
03:33
this invisibility,
85
213260
2000
bu görünmez değeri tariflemez isek
03:35
we are going to get the results that we are seeing,
86
215260
2000
bu değerli doğal varlığın aşamalı olarak değerini yitirmesi ile
03:37
which is a gradual degradation and loss
87
217260
3000
sonuçlanacağı görünen
03:40
of this valuable natural asset.
88
220260
2000
neticeler alacağız.
03:42
It's not just about the Amazonas, or indeed about rainforests.
89
222260
3000
Bu durum sadece Amazonlarla ilgili değil, hatta sadece yağmur ormanları ile de ilgili değil
03:45
No matter what level you look at,
90
225260
2000
Hangi açıdan bakarsanız bakın,
03:47
whether it's at the ecosystem level or at the species level or at the genetic level,
91
227260
3000
ister ekosistem açısından, ister türler açısından veya genetik açıdan
03:50
we see the same problem again and again.
92
230260
3000
aynı problemi tekrar tekrar görmeye devam ediyoruz.
03:53
So rainfall cycle and water regulation by rainforests
93
233260
3000
Yani ekosistem açısından, yağmur ormanlarının sağladığı yağmur döngüsü
03:56
at an ecosystem level.
94
236260
2000
ve su regülasyonu.
03:58
At the species level,
95
238260
2000
Türler açısından,
04:00
it's been estimated that insect-based pollination,
96
240260
2000
tahminler gösteriyor ki böcekler tarafından gerçekleştirilen
04:02
bees pollinating fruit and so on,
97
242260
3000
döllenme (tozlaşma)- arıların meyveleri döllemesi ve benzeri
04:05
is something like 190 billion dollars-worth.
98
245260
3000
tozlaşmaların değeri 190 milyar dolar civarında.
04:08
That's something like eight percent
99
248260
2000
Kabaca bu rakam bütün dünyanın global tarım çıktısının yaklaşık
04:10
of the total agricultural output globally.
100
250260
4000
yüzde 8'ine tekabül etmekte.
04:14
It completely passes below the radar screen.
101
254260
2000
Ancak bu gerçek radar ekranımızın dışında kalıyor, görmüyoruz.
04:16
But when did a bee actually ever give you an invoice?
102
256260
3000
Peki, ne zaman bir arı size gerçekten bir fatura kesti?
04:19
Or for that matter, if you look at the genetic level,
103
259260
3000
Veya aynı konu ile ilgili olarak, eğer genetik açıdan bakarsanız
04:22
60 percent of medicines were prospected,
104
262260
3000
tüm ilaçların yüzde 60'ı, ilk olarak ya bir yağmur ormanında
04:25
were found first as molecules in a rainforest or a reef.
105
265260
3000
ya da bir resifde molekül halinde bulunmuştur.
04:28
Once again, most of that doesn't get paid.
106
268260
2000
Bir kez daha, bu bedelin de çok büyük bir kısmı ödenmemiştir.
04:30
And that brings me to another aspect of this,
107
270260
2000
Ve bu beni konunun bir başka boyutuna getiriyor
04:32
which is, to whom should this get paid?
108
272260
3000
o da, bu bedelin ödemesi kime yapılmalı?
04:35
That genetic material
109
275260
2000
Bu genetik materyal
04:37
probably belonged, if it could belong to anyone,
110
277260
2000
eğer birine ait olabilse idi
04:39
to a local community of poor people
111
279260
2000
muhtemelen araştırmacıların sonradan ilaca dönüşen o molekülün bulmasında
04:41
who parted with the knowledge that helped the researchers to find the molecule,
112
281260
3000
bilgileri ile katkıda bulunmuş
04:44
which then became the medicine.
113
284260
2000
lokal ve fakir bir insan topluluğuna ait olurdu.
04:46
They were the ones that didn't get paid.
114
286260
2000
İşte ödemeyi almayanlar onlardır.
04:48
And if you look at the species level,
115
288260
3000
Ve eğer türler açısından bakacak olursanız
04:51
you saw about fish.
116
291260
2000
balığı görürsünüz.
04:53
Today, the depletion of ocean fisheries is so significant
117
293260
3000
Bugün, okyanus balıklarının tür ve sayılarındaki azalma
04:56
that effectively it is effecting the ability of the poor,
118
296260
4000
o kadar belirgin ki bu durum ailelerini beslemek
05:00
the artisanal fisher folk
119
300260
2000
ve geçimlerini sürdürmek için balıkçılık yapan
05:02
and those who fish for their own livelihoods,
120
302260
2000
fakir balıkçı halkı
05:04
to feed their families.
121
304260
2000
önemli ölçüde etkilemekte.
05:06
Something like a billion people depend on fish,
122
306260
2000
Yaklaşık olarak bir milyar insan
05:08
the quantity of fish in the oceans.
123
308260
2000
okyanuslardaki balık miktarına bağlı durumda yaşıyor.
05:10
A billion people depend on fish
124
310260
3000
Bir milyar insan ihtiyaç duydukları hayvansal proteinin
05:13
for their main source for animal protein.
125
313260
2000
ana kaynağı olarak balıklardan besleniyor.
05:15
And at this rate at which we are losing fish,
126
315260
2000
Ve bugün balıkları kaybediş hızımız böyle gittiği müddetçe
05:17
it is a human problem of enormous dimensions,
127
317260
2000
daha önce görmediğimiz ve inanılmaz büyüklükte
05:19
a health problem
128
319260
2000
bir sağlık problemi ile
05:21
of a kind we haven't seen before.
129
321260
3000
karşı karşıyayız demektir.
05:24
And finally, at the ecosystem level,
130
324260
2000
Sonuç olarak, ekosistem açısından,
05:26
whether it's flood prevention or drought control provided by the forests,
131
326260
3000
ister ormanların sağladığı kuraklık kontrolü veya sel/taşkın koruması olsun,
05:29
or whether it is the ability of poor farmers
132
329260
2000
ister fakir çiftçilerin
05:31
to go out and gather leaf litter
133
331260
2000
gidip sığır ve keçileri için
05:33
for their cattle and goats,
134
333260
2000
yaprak çöplerini toplamaları olsun,
05:35
or whether it's the ability of their wives
135
335260
2000
ister bu çiftçilerin eşlerinin gidip ormandan
05:37
to go and collect fuel wood from the forest,
136
337260
2000
yakacak olarak odun toplamaları olsun,
05:39
it is actually the poor
137
339260
2000
nihayetinde tüm bu ekosistem hizmetlerine bağlı
05:41
who depend most on these ecosystem services.
138
341260
2000
yaşayanlar aslında fakir insanlar.
05:43
We did estimates in our study
139
343260
2000
Çalışmalarımızda yaptığımız tahminlere göre
05:45
that for countries like Brazil, India and Indonesia,
140
345260
3000
Brezilya, Hindistan ve Endonezya gibi ülkeler,
05:48
even though ecosystem services --
141
348260
2000
---doğadan insanlığa akan ekosistem hizmetlerinden ücretsiz
05:50
these benefits that flow from nature to humanity for free --
142
350260
3000
faydalanıyor olsalar dahi---
05:53
they're not very big in percentage terms of GDP --
143
353260
2000
GSYİH açısından çok da büyük yer tutmamaktadır
05:55
two, four, eight, 10, 15 percent --
144
355260
2000
yüzde iki, dört, sekiz, 10, 15 ---
05:57
but in these countries, if we measure how much they're worth to the poor,
145
357260
3000
ama bu ülkelerde, eğer bu hizmetlerin fakirler için ne kadar değerli
06:00
the answers are more like
146
360260
2000
olduğunu ölçecek olursa, cevap yaklaşık olarak
06:02
45 percent, 75 percent, 90 percent.
147
362260
3000
yüzde 45, yüzde 75 yüzde 90 olur.
06:05
That's the difference.
148
365260
2000
İşte fark bu.
06:07
Because these are important benefits for the poor.
149
367260
3000
Çünkü tüm bunlar fakirler için çok önemli faydalar.
06:10
And you can't really have a proper model for development
150
370260
3000
Ve eğer, en önemli ve kendi geliştirdiğiniz varlık olan
06:13
if at the same time you're destroying or allowing
151
373260
3000
ekolojik altyapıyı bir taraftan yok ediyor veya sürekli tahrip olmasına izin veriyorsanız,
06:16
the degradation of the very asset, the most important asset,
152
376260
3000
diğer taraftan aynı ekolojik altyapının gelişmesi için
06:19
which is your development asset,
153
379260
2000
çalışabilecek bir model
06:21
that is ecological infrastructure.
154
381260
2000
geliştiremezsiniz.
06:23
How bad can things get?
155
383260
2000
Peki, işler ne kadar kötüye gidebilir?
06:25
Well here a picture of something called the mean species abundance.
156
385260
3000
Şimdi size ortalama türlerin bolluğu (MSA) adı verilen bir resim göstermek istiyorum
06:28
It's basically a measure
157
388260
2000
Bu (MSA) aslında basit olarak çevremizdeki farklı türlerin
06:30
of how many tigers, toads, ticks or whatever on average
158
390260
2000
ortalama biyokütlesinin ne kadarının kaplan, karakurbağası,
06:32
of biomass of various species are around.
159
392260
3000
kene veya diğer hayvanlardan meydana geldiğini gösteren bir ölçüm.
06:35
The green represents the percentage.
160
395260
2000
Yeşil renk yüzdeyi temsil ediyor.
06:37
If you start green, it's like 80 to 100 percent.
161
397260
3000
Eğer yeşil ile başlarsak, yüzde 80-100 arası olduğunu görüyoruz.
06:40
If it's yellow, it's 40 to 60 percent.
162
400260
2000
Eğer sarı ile başlarsak, yüzde 40-60 arası.
06:42
And these are percentages versus the original state, so to speak,
163
402260
2000
Ve bunlar orijinal durumla karşılaştırma yapıldığında çıkan yüzdeler,
06:44
the pre-industrial era, 1750.
164
404260
3000
başka bir deyişler, endüstriyel devrim öncesi çağ ile yani 1750.
06:47
Now I'm going to show you
165
407260
2000
Şimdi ise size iş dünyasının bu durumu haliyle
06:49
how business as usual will affect this.
166
409260
2000
nasıl etkilediğini göstereceğim.
06:51
And just watch the change in colors
167
411260
2000
Biz bu şekilde yani
06:53
in India, China, Europe,
168
413260
2000
global biyokütleyi sürdürülebilir olmayan şekilde
06:55
sub-Saharan Africa
169
415260
2000
tüketmeye devam ettikçe de
06:57
as we move on and consume global biomass
170
417260
3000
Hindistan, Çin, Avrupa, Africa Saharasının alt kısımlarındaki
07:00
at a rate which is actually not going to be able to sustain us.
171
420260
4000
renk değişikliklerini izleyin.
07:04
See that again.
172
424260
2000
Tekrar bakın.
07:06
The only places that remain green -- and that's not good news --
173
426260
2000
Yeşil renkte kalan tek yer -- ki bu iyi haber değil--
07:08
is, in fact, places like the Gobi Desert,
174
428260
3000
gördüğünüz gibi Gobi Çölü gibi tundralar
07:11
like the tundra and like the Sahara.
175
431260
2000
ve Sahara gibi çöller.
07:13
But that doesn't help because there were very few species
176
433260
2000
Ancak bu durum bize yardımcı olmuyor zira bu bölgelerde
07:15
and volume of biomass there in the first place.
177
435260
2000
ilk zamanlarda zaten çok kısıtlı sayıda tür ve biyokütle hacmi vardı.
07:17
This is the challenge.
178
437260
2000
İşte zor olan bu.
07:19
The reason this is happening
179
439260
3000
Benim düşünceme göre, bütün bu olanlar tek bir basit
07:22
boils down, in my mind, to one basic problem,
180
442260
3000
problemden kaynaklanıyor, o da bizlerin
07:25
which is our inability to perceive the difference
181
445260
2000
toplum çıkarları ile kişilerin kazançları arasındaki
07:27
between public benefits
182
447260
2000
farkı algılamadaki
07:29
and private profits.
183
449260
2000
yetersizliğimiz.
07:31
We tend to constantly ignore public wealth
184
451260
3000
Sürekli olarak toplumsal refahı gözardı etme
07:34
simply because it is in the common wealth,
185
454260
2000
eğilimindeyiz. Bu durum toplumsal refahın ortak refah olması
07:36
it's common goods.
186
456260
2000
ortak mallardan teşkil edilmesinden kaynaklanıyor.
07:38
And here's an example from Thailand
187
458260
2000
Bu duruma Tayland'dan bir örnek vereyim.
07:40
where we found that, because the value of a mangrove is not that much --
188
460260
4000
bir mangrov ağacının değeri --ölçüm yapılan 9 yıllık süreçte yaklaşık olarak 600 dolar--
07:44
it's about $600 over the life of nine years that this has been measured --
189
464260
4000
bir karides çitfliği olarak değerlendirildiğindeki değerinin yanında
07:48
compared to its value as a shrimp farm,
190
468260
2000
--9600 dolar-- hiç de çok değil
07:50
which is more like $9,600,
191
470260
2000
ve neticesinde kademeli olarak
07:52
there has been a gradual trend to deplete the mangroves
192
472260
3000
mangrov ağaçlarının yok edilip
07:55
and convert them to shrimp farms.
193
475260
2000
yerlerine karides çitflikleri kurulması trendine yol açıyor.
07:57
But of course, if you look at exactly what those profits are,
194
477260
4000
Ama tabii ki, gerçek manada elde edilen karlar ne diye
08:01
almost 8,000 of those dollars
195
481260
2000
bakarsak, 8000 doların neredeyse tamamı
08:03
are, in fact, subsidies.
196
483260
2000
aslında sübvansiyon.
08:05
So you compare the two sides of the coin
197
485260
3000
O halde madalyonun iki yüzünü karşılaştırın ve
08:08
and you find that it's more like 1,200 to 600.
198
488260
2000
göreceksiniz ki durum aslında 1200'e 600 şeklinde.
08:10
That's not that hard.
199
490260
2000
Bu zor değil.
08:12
But on the other hand, if you start measuring,
200
492260
2000
Ancak öte yandan, eğer bir karides çiftliği sahasının
08:14
how much would it actually cost
201
494260
2000
tekrar restore edilip eski üretkenliğine
08:16
to restore the land of the shrimp farm
202
496260
2000
kavuşmasının bedelini
08:18
back to productive use?
203
498260
2000
ölçmeye başlarsanız ne kadar eder?
08:20
Once salt deposition and chemical deposition
204
500260
2000
Bu sorunun cevabı tuz ve kimyasal çökertilerin
08:22
has had its effects,
205
502260
2000
etkilerinin yanında
08:24
that answer is more like $12,000 of cost.
206
504260
3000
yaklaşık olarak 12,000 dolar.
08:27
And if you see the benefits of the mangrove
207
507260
2000
Ayrıca eğer mangrov ağacının fırtına ve siklonlara
08:29
in terms of the storm protection and cyclone protection that you get
208
509260
3000
karşı sağladığı koruma ve balıklar için adeta bir üreme çiftliği olması
08:32
and in terms of the fisheries, the fish nurseries,
209
512260
2000
ve fakirlerin balık temin etmesini de sağlaması
08:34
that provide fish for the poor,
210
514260
2000
gibi faydaları dikkate aldığımızda
08:36
that answer is more like $11,000.
211
516260
2000
cevap 11,000 dolar gibi olur.
08:38
So now look at the different lens.
212
518260
2000
O halde, şimdi farklı açıdan bakın.
08:40
If you look at the lens of public wealth
213
520260
2000
Eğer toplum refahı, toplum zenginliği açısına karşılık kişisel
08:42
as against the lens of private profits,
214
522260
2000
çıkar açısından bakarsanız,
08:44
you get a completely different answer,
215
524260
2000
korumanın yıkımdan çok daha mantıklı olduğunu
08:46
which is clearly conservation makes more sense,
216
526260
3000
net bir şekilde ortaya koyan
08:49
and not destruction.
217
529260
2000
tamamen farklı bir cevap alırsınız.
08:51
So is this just a story from South Thailand?
218
531260
3000
Peki, bu anlattığım Güney Tayland'da yaşanan öylesine bir hikaye mi sadece?
08:54
Sorry, this is a global story.
219
534260
2000
Üzgünüm, bu global bir hikaye.
08:56
And here's what the same calculation looks like,
220
536260
2000
Ve TRUCOST isimli bir grubun yaptığı güncel
08:58
which was done recently -- well I say recently, over the last 10 years --
221
538260
3000
---son 10 yılı kapsayan şekilde--
09:01
by a group called TRUCOST.
222
541260
2000
bir çalışma şunu gösteriyor.
09:03
And they calculated for the top 3,000 corporations,
223
543260
2000
Bu çalışmayı en büyük 3000 şirket arasında gerçekleştirmişler
09:05
what are the externalities?
224
545260
2000
peki bu firmaların dışsallıkları nelerdir?
09:07
In other words, what are the costs of doing business as usual?
225
547260
2000
Başka bir deyişle, işleri her zamanki gibi yürütmenin maliyeti ne?
09:09
This is not illegal stuff, this is basically business as usual,
226
549260
3000
Yasadışı bir durumdan bahsetmiyorum, iklim değişikliğine yol açan
09:12
which causes climate-changing emissions, which have an economic cost.
227
552260
3000
ve ekonomik maliyet getiren işlere devam etmekten bahsediyorum.
09:15
It causes pollutants being issued, which have an economic cost,
228
555260
3000
Çevre kirliliğine yol açan ve ekonomik maliyet getiren
09:18
health cost and so on.
229
558260
2000
sağlık maliyeti getiren işlerden bahsediyorum.
09:20
Use of freshwater.
230
560260
2000
Temiz suyun kullanımı.
09:22
If you drill water to make coke near a village farm,
231
562260
2000
Eğer bir köy çiftliği yakınlarında kola üretmek için su kuyusu
09:24
that's not illegal, but yes, it costs the community.
232
564260
2000
açarsanız, bu yasadışı değildir ama evet topluma bir maliyeti vardır.
09:26
Can we stop this, and how?
233
566260
2000
Peki biz bunu durdurabilir miyiz? ve nasıl?
09:28
I think the first point to make is that we need to recognize natural capital.
234
568260
3000
Bence ilk hareket noktamız doğal tabiat sermayesinin farkına varmak olmalı.
09:31
Basically the stuff of life is natural capital,
235
571260
3000
Tüm yaşamın içindekiler doğal sermayedir ve biz bu durumun farkına
09:34
and we need to recognize and build that into our systems.
236
574260
3000
varmalı ve bu gerçeği kendi sistemlerimize adapte etmeliyiz.
09:37
When we measure GDP
237
577260
2000
Ulusal düzeyde bir ekonomik performans ölçütü olarak
09:39
as a measure of economic performance at the national level,
238
579260
2000
GSYİH'i ölçtüğümüze
09:41
we don't include our biggest asset at the country level.
239
581260
3000
ülke bazındaki en büyük varlığımızı bu ölçüme dahil etmiyoruz.
09:44
When we measure corporate performances,
240
584260
2000
Kurumsal performansları ölçtüğümüzde
09:46
we don't include our impacts on nature
241
586260
2000
o kurumun yaptığı işin doğa üzerindeki etkilerini
09:48
and what our business costs society.
242
588260
2000
ve topluma yansıyan maliyeti dahil etmiyoruz.
09:50
That has to stop.
243
590260
2000
Bu artık sona ermelidir.
09:52
In fact, this was what really inspired my interest in this phase.
244
592260
3000
Aslına bakarsanız, bana bu aşamada ilham veren konu da bu.
09:55
I began a project way back called the Green Accounting Project.
245
595260
2000
Green Accounting Project (Yeşil Muhasebe Projesi) isminde bir projeye başladım.
09:57
That was in the early 2000s
246
597260
2000
2000'li yılların başında
09:59
when India was going gung-ho about GDP growth
247
599260
3000
Çin yıllık yüzde 8,9 hatta 10'luk "yıldızlı" GSYİH büyümesi
10:02
as the means forward --
248
602260
2000
gerçekleştirirken Hindistan olarak aynı
10:04
looking at China with its stellar growths of eight, nine, 10 percent
249
604260
2000
GSYİH artışını biz niye yapamayalım
10:06
and wondering, why can we do the same?
250
606260
2000
diye düşündük.
10:08
And a few friends of mine and I
251
608260
2000
Birkaç arkadaşım ve ben
10:10
decided this doesn't make sense.
252
610260
2000
bunun pek mantıklı olmadığına karar verdik.
10:12
This is going to create more cost to society and more losses.
253
612260
3000
Bu durum toplum için daha büyük bir maliyete ve daha büyük kayıplara yol açacaktı.
10:15
So we decided to do a massive set of calculations
254
615260
2000
Sonrasında onlarca hesap yapmaya ve Hindistan
10:17
and started producing green accounts for India and its states.
255
617260
3000
ve eyaletleri için yeşil hesaplar oluşturmaya başladık.
10:20
That's how my interests began
256
620260
2000
Bu konudaki merakım ve TEEB projesine
10:22
and went to the TEEB project.
257
622260
2000
varışım buradan kaynaklanıyor.
10:24
Calculating this at the national level is one thing, and it has begun.
258
624260
3000
Bu hesapları ulusal düzeyde yapmak önemli bir şeydi ve artık başladı.
10:27
And the World Bank has acknowledged this
259
627260
2000
Dünya Bankası da bunu tanıdı ve onlar da
10:29
and they've started a project called WAVES --
260
629260
2000
WAVES isimli bir projeye başladılar.
10:31
Wealth Accounting and Valuation of Ecosystem Services.
261
631260
2000
--- Refah Muhasebesi ve Ekosistem Servislerinin Değerlemesi---
10:33
But calculating this at the next level,
262
633260
2000
Ama aynı hesapları bir sonraki aşamada gerçekleştirmek
10:35
that means at the business sector level, is important.
263
635260
2000
yani iş dünyası seviyesinde gerçekleştirmek çok önemli.
10:37
And actually we've done this with the TEEB project.
264
637260
2000
Biz bunu TEEB projesi ile yaptık.
10:39
We've done this for a very difficult case,
265
639260
3000
Çok zorlu bir vakayı çalıştık,
10:42
which was for deforestation in China.
266
642260
2000
tüm Çin'deki ormanların yokolması vakasını.
10:44
This is important, because in China in 1997,
267
644260
3000
Bu önemli, çünkü 1997 yılında Çin'de,
10:47
the Yellow River actually went dry for nine months
268
647260
3000
Sarı Nehir 9 ay boyunca kurumuş ve
10:50
causing severe loss of agriculture output
269
650260
2000
sadece tarımsal üretimde çok ciddi kayıplara yol açmakla kalmayıp
10:52
and pain and loss to society.
270
652260
2000
topluma da acı ve kayıp vermişti.
10:54
Just a year later the Yangtze flooded,
271
654260
2000
Bundan sadece 1 sene sonra, Yangtze seli
10:56
causing something like 5,500 deaths.
272
656260
3000
yaklaşık 5500 ölüme yol açtı.
10:59
So clearly there was a problem with deforestation.
273
659260
2000
Açık bir şekilde ortada ormanların yok oluşu ile ilgili bir problem var.
11:01
It was associated largely with the construction industry.
274
661260
3000
Bu durum taahhüt sektörü ile çokça ilişkilendirildi.
11:04
And the Chinese government responded sensibly
275
664260
2000
Sonrasında Çin hükümeti duyarlı bir şekilde hareket ederek
11:06
and placed a ban on felling.
276
666260
2000
ağaçların kesilip yakılmasını yasakladı.
11:08
A retrospective on 40 years
277
668260
2000
Geçtiğimiz 40 yıla bakarsak göreceğiz ki
11:10
shows that if we had accounted for these costs --
278
670260
4000
eğer tüm bu dışsal maliyetleri hesaplasaydık,
11:14
the cost of loss of topsoil,
279
674260
2000
nebati toprağın kaybedilmesinin maliyeti,
11:16
the cost of loss of waterways,
280
676260
2000
su yollarının kaybedilmesinin maliyeti
11:18
the lost productivity, the loss to local communities
281
678260
3000
üretkenliğin kaybı ve lokal toplumun kaybı,
11:21
as a result of all these factors,
282
681260
2000
ve tüm bu faktörler neticesinde oluşan
11:23
desertification and so on --
283
683260
2000
çölleşme ve diğerleri --
11:25
those costs are almost twice as much
284
685260
2000
tüm bunlar kerestenin pazar fiyatının şimdikinin
11:27
as the market price of timber.
285
687260
2000
iki katı olmasına yol açardı.
11:29
So in fact, the price of timber in the Beijing marketplace
286
689260
3000
Açıkcası, Beijing'de piyasadaki kerestenin fiyatına
11:32
ought to have been three-times what it was
287
692260
2000
eğer gerçek anlamda Çin toplumunun yaşadığı acı ve maliyetler eklenmiş olsa idi
11:34
had it reflected the true pain and the costs
288
694260
3000
bu fiyatın şimdikinin iki-üç katı
11:37
to the society within China.
289
697260
2000
olması gerekirdi.
11:39
Of course, after the event one can be wise.
290
699260
3000
Elbette, bir olay olduktan ve başımıza geldikten sonra ders alarak daha akıllı davranırız.
11:42
The way to do this is to do it on a company basis,
291
702260
2000
Bu işi daha ileriye götürmek için yapılması gereken ise
11:44
to take leadership forward,
292
704260
2000
aynı hesaplamaları önemli sektörlerde faaliyet gösteren
11:46
and to do it for as many important sectors which have a cost,
293
706260
3000
ve maliyet oluşturan mümkün olduğu kadar
11:49
and to disclose these answers.
294
709260
2000
çok şirket üzerinde gerçekleştirmek.
11:51
Someone once asked me, "Who is better or worse,
295
711260
2000
Bir zamanlar biri bana şu soruyu sormuştu, "Endonezya'daki
11:53
is it Unilever or is it P&G
296
713260
2000
yağmur ormanları üzerinde oluşturdukları etki söz konusu olduğunda
11:55
when it comes to their impact on rainforests in Indonesia?"
297
715260
3000
hangi firma daha iyi, Unilever mi yoksa P&G mi?
11:58
And I couldn't answer because neither of these companies,
298
718260
2000
Ve ben bu soruya cevap veremedim çünkü her iki şirket de
12:00
good though they are and professional though they are,
299
720260
2000
iyi ve profesyonel olmasına rağmen, ikisi de
12:02
do not calculate or disclose their externalities.
300
722260
3000
dışsallıklarını açığa vurmamakta ve hesaplamamaktalar.
12:05
But if we look at companies like PUMA --
301
725260
2000
Ama eğer PUMA gibi şirketlere bakarsak,
12:07
Jochen Zeitz, their CEO and chairman,
302
727260
2000
şirketin CEO'su ve başkanı olan Jochen Zeitz
12:09
once challenged me at a function,
303
729260
2000
bir keresinde ben kendi projemi bitirmeden kendisinin bu projeyi
12:11
saying that he's going to implement my project before I finish it.
304
731260
3000
uygulamaya geçireceğini söylemişti.
12:14
Well I think we kind of did it at the same time, but he's done it.
305
734260
3000
Sanırım ikimiz de aynı sürede tamamladık ama dediğini yaptı.
12:17
He's basically worked the cost to PUMA.
306
737260
2000
PUMA'nın maliyetleri üzerinde çalıştı.
12:19
PUMA has 2.7 billion dollars of turnover,
307
739260
2000
PUMA yıllık 2.7 milyar ciroya ve
12:21
300 million dollars of profits,
308
741260
2000
300 milyon dolar kara,
12:23
200 million dollars after tax,
309
743260
2000
200 milyon dolar vergi sonrası kara,
12:25
94 million dollars of externalities, cost to business.
310
745260
3000
ve maliyete etki eden 94 milyon dolar dışsallıklara sahip.
12:28
Now that's not a happy situation for them,
311
748260
2000
Şimdi bu durum onlar için hoş değil
12:30
but they have the confidence and the courage
312
750260
2000
ama "işte ölçtüğümüz şeyler bunlar"
12:32
to come forward and say, "Here's what we are measuring.
313
752260
3000
diyebilecek özgüvene ve cesarete sahipler.
12:35
We are measuring it because we know
314
755260
2000
Ölçüyoruz çünkü biliyoruz ki
12:37
that you cannot manage what you do not measure."
315
757260
2000
ölçemediğiniz şeyi yönetemezsiniz.
12:39
That's an example, I think, for us to look at
316
759260
2000
Bu bir örnekti, sanırım, dikkat etmemiz gereken
12:41
and for us to draw comfort from.
317
761260
2000
ve bizi rahatlatan bir örnek.
12:43
If more companies did this,
318
763260
2000
Eğer daha çok şirket bunu yapmış olsaydı,
12:45
and if more sectors engaged this as sectors,
319
765260
2000
ve eğer daha çok sektör bu sektörlere angaje olsaydı
12:47
you could have analysts, business analysts,
320
767260
2000
daha çok analist ve bizim gibi insanlar daha fazla olabilirdi ve
12:49
and you could have people like us and consumers and NGOs
321
769260
3000
tüketiciler ile sivil toplum örgütleri şirketlerin
12:52
actually look and compare the social performance of companies.
322
772260
3000
sosyal performanslarını yakından görüp karşılaştırabilirdi.
12:55
Today we can't yet do that, but I think the path is laid out.
323
775260
3000
Bugün hala bunu yapamıyoruz ama sanırım yol haritası artık netleşmiş durumda.
12:58
This can be done.
324
778260
2000
Bu yapılabilir.
13:00
And I'm delighted that the Institute of Chartered Accountants in the U.K.
325
780260
2000
Ve bildirmekten memnuniyet duyuyorum ki İngiltere Muhasebeciler Derneği
13:02
has already set up a coalition to do this,
326
782260
2000
bu işi yapmak için çoktan bir koalisyon kurdu,
13:04
an international coalition.
327
784260
2000
uluslararası bir koalisyon.
13:06
The other favorite, if you like, solution for me
328
786260
3000
Benim bir diğer favori çözümüm de
13:09
is the creation of green carbon markets.
329
789260
2000
yeşil karbon piyasasının oluşturulması.
13:11
And by the way, these are my favorites --
330
791260
2000
Bu arada, bunlar benim favorilerim, dışsallıkların
13:13
externalities calculation and green carbon markets.
331
793260
2000
hesaplanması ve yeşil karbon piyasaları.
13:15
TEEB has more than a dozen separate groups of solutions
332
795260
4000
TEEB'in korunaklı alanların değerlendirilmesini,
13:19
including protected area evaluation
333
799260
2000
ekosistem servisleri için ödeme yapılmasını ve
13:21
and payments for ecosystem services
334
801260
2000
eko-sertifikasyonu içeren bir düzine farklı çözümü var
13:23
and eco-certification and you name it, but these are the favorites.
335
803260
3000
ama benim favorilerim az önce bahsettiğim iki konu.
13:26
What's green carbon?
336
806260
2000
Peki niye yeşil karbon?
13:28
Today what we have is basically a brown carbon marketplace.
337
808260
2000
Bugün sahip olduğumuz temelde bir kahverengi karbon pazarı.
13:30
It's about energy emissions.
338
810260
2000
Konu enerji emisyonları hakkında.
13:32
The European Union ETS is the main marketplace.
339
812260
2000
Avrupa Birliği Emisyon Ticaret Sistemi bugünkü ana piyasayı oluşturuyor.
13:34
It's not doing too well. We've over-issued.
340
814260
2000
Ve çok iyi çalışmıyor. Çok fazla miktarda karbon piyasaya sürülmüş durumda.
13:36
A bit like inflation: you over-issue currency,
341
816260
2000
Bir nevi enflasyon gibi, eğer piyasaya fazla miktarda para
13:38
you get what you see, declining prices.
342
818260
3000
sürerseniz, ne alacağınız bellidir, fiyatlar düşer.
13:41
But that's all about energy and industry.
343
821260
3000
Ama bu tamamen enerji ve endüstri ile ilgili.
13:44
But what we're missing is also some other emissions
344
824260
2000
Ama bizim eksikliğini gördüğümüz siyah karbon
13:46
like black carbon, that is soot.
345
826260
2000
yani kül gibi diğer başka emisyonların da piyasada olması.
13:48
What we're also missing is blue carbon,
346
828260
2000
Ayrıca yüzde 55'ten daha fazla olan depolama kaynağı ile
13:50
which, by the way, is the largest store of carbon --
347
830260
2000
en büyük karbon deposu olan
13:52
more than 55 percent.
348
832260
2000
mavi karbonun da eksikliğini görüyoruz.
13:54
Thankfully, the flux, in other words, the flow of emissions
349
834260
2000
Şükürler olsun ki, mevcut akış, başka bir deyişle, emisyonların
13:56
from the ocean to the atmosphere and vice versa,
350
836260
2000
atmosferden okyanusa ve aynı şekilde tam tersi yöne olan
13:58
is more or less balanced.
351
838260
2000
akışı aşağı yukarı dengelenmiş durumda.
14:00
In fact, what's being absorbed
352
840260
2000
Gerçekte absorbe edilen tüm emisyonlarımızın
14:02
is something like 25 percent of our emissions,
353
842260
3000
yaklaşık yüzde 25'lik miktarı, ki bu durumda sonrasında
14:05
which then leads to acidification
354
845260
2000
asitleşmeye ve okyanuslardaki alkalinitenin
14:07
or lower alkalinity in oceans.
355
847260
2000
azalmasına yol açmakta.
14:09
More of that in a minute.
356
849260
2000
Dahası da var.
14:11
And finally, there's deforestation,
357
851260
2000
Nihayetinde, ormanların yokolması ve
14:13
and there's emission of methane
358
853260
2000
topraktan çıkan
14:15
from agriculture.
359
855260
2000
metan emisyonu.
14:17
Green carbon,
360
857260
2000
Yeşil karbon,
14:19
which is the deforestation and agricultural emissions,
361
859260
2000
yani ormanların yok olması ve zirai emisyonlar ve
14:21
and blue carbon
362
861260
2000
mavi karbon, birlikte tüm emisyonlarımızın
14:23
together comprise 25 percent of our emissions.
363
863260
2000
yüzde 25'lik kısmını oluşturuyor.
14:25
We have the means already in our hands,
364
865260
2000
Elimizde bu durum için bir araç mevcut, bir yapı ile bir
14:27
through a structure, through a mechanism, called REDD Plus --
365
867260
2000
mekanizma şeklinde çalışan bir araç, buna REDD Plus diyoruz.
14:29
a scheme for the reduced emissions
366
869260
2000
Ormanların yok olması ve orman arazilerin azalmasından
14:31
from deforestation and forest degradation.
367
871260
3000
kaynaklı emisyonların azaltılması için bir plan.
14:34
And already Norway has contributed a billion dollars each
368
874260
3000
Norveç çoktan hem Endonezya hem de Brezilya'ya
14:37
towards Indonesia and Brazil
369
877260
2000
bu Red Plus planının uygulanabilmesi için bir milyar dolar
14:39
to implement this Red Plus scheme.
370
879260
2000
kaynak aktarmış ve katkı yapmış durumda.
14:41
So we actually have some movement forward.
371
881260
2000
Aslında attığımız adımlar var.
14:43
But the thing is to do a lot more of that.
372
883260
2000
Ama gerçek şu ki daha yapılması gereken çok iş var.
14:45
Will this solve the problem? Will economics solve everything?
373
885260
3000
Peki bu problemi çözecek mi? Ekonomi herşeyi çözecek mi?
14:48
Well I'm afraid not.
374
888260
2000
Korkarım hayır.
14:50
There is an area that is the oceans, coral reefs.
375
890260
3000
Okyanuslarda bir alan var, mercan resifleri
14:53
As you can see,
376
893260
2000
Gördüğünüz gibi,
14:55
they cut across the entire globe
377
895260
2000
Mikronezya'dan başlayıp tüm Endonezya, Malezya,
14:57
all the way from Micronesia
378
897260
2000
Hindistan, Madagaskarı geçip Karayipler'in batısına ulaşacak
14:59
across Indonesia, Malaysia, India, Madagascar
379
899260
3000
şekilde bütün yerküreyi
15:02
and to the West of the Caribbean.
380
902260
2000
kesiyor.
15:04
These red dots, these red areas,
381
904260
2000
Bu kırmızı noktalar, bu kırmızı alanlar,
15:06
basically provide the food and livelihood
382
906260
2000
yarım milyardan fazla insana yiyecek ve yaşam
15:08
for more than half a billion people.
383
908260
2000
sağlıyor.
15:10
So that's almost an eighth of society.
384
910260
3000
Bu tüm toplumların neredeyse sekizde biri demek.
15:13
And the sad thing is that, as these coral reefs are lost --
385
913260
3000
Ve üzücü olan ise, mercan resifleri kayboldukça
15:16
and scientists tell us
386
916260
2000
ve --bilimadamlarının söylediğine göre atmosferdeki
15:18
that any level of carbon dioxide in the atmosphere above 350 parts per million
387
918260
3000
karbondioksit seviyesinin 350 ppm'i aşması durumu
15:21
is too dangerous for the survival of these reefs --
388
921260
3000
bu resiflerin hayatına devam etmeleri karşısında çok büyük tehdit oluşturacak.--
15:24
we are not only risking the extinction
389
924260
2000
biz sadece tüm mercan resiflerinde yaşayan türlerinin ve ılık su mercanlarının
15:26
of the entire coral species, the warm water corals,
390
926260
2000
yok olmasını riske atmakla kalmıyoruz,
15:28
we're not only risking a fourth of all fish species which are in the oceans,
391
928260
4000
okyanuslardaki tüm balık türlerinin dörtte birini riske atmakla kalmıyoruz,
15:32
but we are risking the very lives and livelihoods
392
932260
2000
aynı zamanda fakir ülkelerde gelişmekte olan dünyada yaşayan
15:34
of more than 500 million people
393
934260
3000
500 milyon insanın hayatını ve yaşam çevresini
15:37
who live in the developing world in poor countries.
394
937260
3000
riske atıyoruz.
15:40
So in selecting targets of 450 parts per million
395
940260
3000
O halde 450 ppm değerini hedefleyip, iklim müzakerelerinde
15:43
and selecting two degrees at the climate negotiations,
396
943260
3000
iki derecelik artışı seçerek
15:46
what we have done is we've made an ethical choice.
397
946260
3000
aslında etik bir tercihte bulunmuş oluyoruz.
15:49
We've actually kind of made an ethical choice in society
398
949260
3000
Aslında toplum olarak çoktan mercan resiflerine sahip olmamak, onları kaybetmek
15:52
to not have coral reefs.
399
952260
2000
üzere etik bir tercih yapmış bulunuyoruz.
15:54
Well what I will say to you in parting
400
954260
2000
Kapanış kısmında söylemek istediğim bir şey var ki
15:56
is that we may have done that.
401
956260
2000
aslında bunu yapabilirdik.
15:58
Let's think about it and what it means,
402
958260
2000
Lütfen bunun hakkında ve ne anlama geldiği konusunda
16:00
but please, let's not do more of that.
403
960260
2000
düşünelim ama daha ötesini yapmayalım.
16:02
Because mother nature only has that much
404
962260
2000
Çünkü tabiat ananın ancak bu kadar ekolojik altyapısı ve doğal
16:04
in ecological infrastructure and that much natural capital.
405
964260
3000
sermayasi var, ötesi yok.
16:07
I don't think we can afford too much of such ethical choices.
406
967260
3000
Benzer etik tercihlere daha fazla gücümüzün yeteceğini zannetmiyorum.
16:10
Thank you.
407
970260
2000
Teşekkürler
16:12
(Applause)
408
972260
12000
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7