James Geary, metaphorically speaking

James Geary, metaforun gücü

140,651 views ・ 2009-12-18

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Didem Kizen Gözden geçirme: Gökçer Filiz
00:15
Metaphor lives a secret life all around us.
0
15260
4000
Metafor etrafımızda gizli bir yaşam sürüyor.
00:19
We utter about six metaphors a minute.
1
19260
4000
Dakikada ağzımızdan altı metafor çıkıyor.
00:23
Metaphorical thinking is essential
2
23260
2000
Metaforik düşünme kendimizi ve diğerlerini,
00:25
to how we understand ourselves and others,
3
25260
3000
nasıl iletişim kurduğumuzu, öğrendiğimizi,
00:28
how we communicate, learn, discover
4
28260
3000
keşfettiğimizi ve icat ettiğimizi
00:31
and invent.
5
31260
2000
anlamak için çok önemli.
00:33
But metaphor is a way of thought before it is a way with words.
6
33260
5000
Ancak metafor bir konuşma biçiminden ziyade bir düşünme biçimidir.
00:38
Now, to assist me in explaining this,
7
38260
3000
Açıklamamda bana yardımcı olması için
00:41
I've enlisted the help of one of our greatest philosophers,
8
41260
3000
en büyük filozoflarımızdan birini yardıma çağırdım.
00:44
the reigning king of the metaphorians,
9
44260
4000
Metaforcuların hükümdarı,
00:48
a man whose contributions to the field
10
48260
2000
onun bu alana yaptığı katkılar
00:50
are so great that he himself
11
50260
3000
o kadar büyük ki
00:53
has become a metaphor.
12
53260
2000
artık kendisi bir metafor oldu.
00:55
I am, of course, referring to none other
13
55260
4000
Elbette Elvis Presley'den
00:59
than Elvis Presley.
14
59260
2000
söz ediyorum.
01:01
(Laughter)
15
61260
1000
(Kahkahalar)
01:02
Now, "All Shook Up" is a great love song.
16
62260
3000
"Tamamen Çalkalanmış" çok güzel bir aşk şarkısı.
01:05
It's also a great example of how
17
65260
2000
Ayrıca düşünceler, duygular,
01:07
whenever we deal with anything abstract --
18
67260
2000
kavramlar, fikirler gibi
01:09
ideas, emotions, feelings, concepts, thoughts --
19
69260
4000
soyut şeylerle uğraştığımızda
01:13
we inevitably resort to metaphor.
20
73260
2000
nasıl hemen metafora başvurduğumuzun güzel bir örneği.
01:15
In "All Shook Up," a touch is not a touch, but a chill.
21
75260
5000
"Tamamen Çalkalanmış" da bir dokunuş dokunuşdan ziyade bir ürpertidir.
01:20
Lips are not lips, but volcanoes.
22
80260
3000
Dudaklar dudak değil birer volkandır.
01:23
She is not she, but a buttercup.
23
83260
3000
O bir kadın değil, düğün çiçeğidir.
01:26
And love is not love, but being all shook up.
24
86260
5000
Ve aşk aşk değil, tamamen çalkalanmış olmaktır.
01:31
In this, Elvis is following Aristotle's classic definition of metaphor
25
91260
4000
Burada Elvis, Aristo'nun klasik metafor tanımına uyuyor:
01:35
as the process of giving the thing
26
95260
3000
bir şeye aslında başka bir şeye ait olan
01:38
a name that belongs to something else.
27
98260
3000
bir ismi verme süreci.
01:41
This is the mathematics of metaphor.
28
101260
3000
Metaforun matematiği işte budur.
01:44
And fortunately it's very simple.
29
104260
2000
Ve neyse ki çok basittir.
01:46
X equals Y.
30
106260
2000
X eşittir Y.
01:48
(Laughter)
31
108260
3000
(Kahkahalar)
01:51
This formula works wherever metaphor is present.
32
111260
3000
Bu formül ne zaman metafor yapılsa işler.
01:54
Elvis uses it, but so does Shakespeare
33
114260
3000
Shakespeare de tıpkı Elvis gibi metafor kullanır.
01:57
in this famous line from "Romeo and Juliet:"
34
117260
2000
"Romeo ve Juliet"deki ünlü dizesinde
01:59
Juliet is the sun.
35
119260
3000
Juliet güneştir.
02:02
Now, here, Shakespeare gives the thing, Juliet,
36
122260
4000
Burada Shakespeare şeye, yani Juliet'e,
02:06
a name that belongs to something else, the sun.
37
126260
5000
başka bir şeyin ismini verir: güneşin.
02:11
But whenever we give a thing a name that belongs to something else,
38
131260
3000
Ancak bir şeye başka bir şeyin ismini verdiğimizde
02:14
we give it a whole network of analogies too.
39
134260
3000
beraberinde tüm bir benzetme ağını da ona atfetmiş oluruz.
02:17
We mix and match what we know about the metaphor's source,
40
137260
3000
Metaforun kaynağı hakkında tüm bildiklerimizi
02:20
in this case the sun,
41
140260
2000
bu durumda güneşi
02:22
with what we know about its target, Juliet.
42
142260
3000
hedefi ile, yani Juliet hakkında bildiklerimizle, kaynaştırırız.
02:25
And metaphor gives us a much more vivid understanding of Juliet
43
145260
3000
Ve metafor bize Juliet hakkında Shakespeare'in onu birebir tanımlayacağından
02:28
than if Shakespeare had literally described what she looks like.
44
148260
5000
çok daha net bir fikir verir.
02:33
So, how do we make and understand metaphors?
45
153260
2000
Peki nasıl metafor yapıyor ve anlıyoruz?
02:35
This might look familiar.
46
155260
2000
Bu size tanıdık gelebilir.
02:37
The first step is pattern recognition.
47
157260
2000
İlk adım şablon tanımadır.
02:39
Look at this image. What do you see?
48
159260
3000
Bu imgeye bakın. Ne görüyorsunuz?
02:42
Three wayward Pac-Men,
49
162260
2000
Üç adet ters Pac Men
02:44
and three pointy brackets are actually present.
50
164260
3000
ve üç adet açılı ayraç var.
02:47
What we see, however,
51
167260
2000
Ancak gördüğümüz şey
02:49
are two overlapping triangles.
52
169260
2000
üst üste binen iki üçgen.
02:51
Metaphor is not just the detection of patterns;
53
171260
3000
Metafor yalnızca şablonların tespiti değildir
02:54
it is the creation of patterns.
54
174260
2000
şablonların yaratılmasıdır.
02:56
Second step, conceptual synesthesia.
55
176260
3000
İkinci adım, kavramsal sineztezi.
02:59
Now, synesthesia is the experience of a stimulus in once sense organ
56
179260
5000
Sineztezi bir duyu organındaki uyaran deneyiminin
03:04
in another sense organ as well,
57
184260
2000
başka bir duyu organında da gerçekleşmesidir.
03:06
such as colored hearing.
58
186260
2000
Örneğin renkli işitme.
03:08
People with colored hearing
59
188260
2000
Renkli işitmeye sahip kişiler
03:10
actually see colors when they hear the sounds
60
190260
3000
kelimelerin ya da harflerin seslerini duyduklarında
03:13
of words or letters.
61
193260
2000
gerçekten de renkler görüyorlar.
03:15
We all have synesthetic abilities.
62
195260
2000
Hepimizin sineztetik yetenekleri var.
03:17
This is the Bouba/Kiki test.
63
197260
3000
Bu bir Bouba/Kiki testi.
03:20
What you have to do is identify which of these shapes
64
200260
2000
Yapmanız gereken hangi şekle Bouba ve
03:22
is called Bouba, and which is called Kiki.
65
202260
4000
hangisine Kiki dendiğini belirlemek.
03:26
(Laughter)
66
206260
1000
(Kahkahalar)
03:27
If you are like 98 percent of other people,
67
207260
2000
Eğer yüzde 98'lik oranın içindeyseniz
03:29
you will identify the round, amoeboid shape as Bouba,
68
209260
4000
yuvarlak, amipimsi şekle Bouba
03:33
and the sharp, spiky one as Kiki.
69
213260
3000
ve sivri, dikenli olana Kiki demişsinizdir.
03:36
Can we do a quick show of hands?
70
216260
2000
Hızlı bir oylama yapabilir miyiz?
03:38
Does that correspond?
71
218260
2000
Bu sizin için de geçerli mi?
03:40
Okay, I think 99.9 would about cover it.
72
220260
4000
Sanırım 99.9 için geçerli.
03:44
Why do we do that?
73
224260
2000
Neden böyle yapıyoruz?
03:46
Because we instinctively find, or create,
74
226260
4000
Çünkü güdüsel olarak yuvarlak şekil ile
03:50
a pattern between the round shape
75
230260
2000
Bouba'nın yuvarlak sesi arasında
03:52
and the round sound of Bouba,
76
232260
3000
ve sivri şekil ile Kiki'nin dikenli sesi arasında
03:55
and the spiky shape and the spiky sound of Kiki.
77
235260
5000
bir şablon buluyor ya da yaratıyoruz.
04:00
And many of the metaphors we use everyday are synesthetic.
78
240260
4000
Ve günlük kullandığımız bir çok metafor sineztetik.
04:04
Silence is sweet.
79
244260
2000
Söz gümüştür.
04:06
Neckties are loud.
80
246260
2000
Sükut altındır.
04:08
Sexually attractive people are hot.
81
248260
3000
Cinsel açıdan çekici insanlar ateşlidir.
04:11
Sexually unattractive people leave us cold.
82
251260
3000
Cinsel açıdan çekici olmayanlardan soğuruz.
04:14
Metaphor creates a kind of conceptual synesthesia,
83
254260
3000
Metafor bir çeşit kavramsal sineztezi yaratır
04:17
in which we understand one concept
84
257260
2000
ve bu şekilde bir kavramı
04:19
in the context of another.
85
259260
3000
diğerinin bağlamında anlarız.
04:22
Third step is cognitive dissonance.
86
262260
2000
Üçüncü adım bilişsel uyumsuzlık.
04:24
This is the Stroop test.
87
264260
2000
Bu Stroop testi.
04:26
What you need to do here is identify
88
266260
2000
Yapmanız gereken
04:28
as quickly as possible
89
268260
2000
en hızlı şekilde
04:30
the color of the ink in which these words are printed.
90
270260
3000
bu kelimelerin basıldığı mürekkep rengini belirlemek.
04:33
You can take the test now.
91
273260
4000
Testi şimdi yapabiliriz.
04:37
If you're like most people, you will experience
92
277260
2000
Eğer çoğu insan gibiyseniz bir an içim
04:39
a moment of cognitive dissonance
93
279260
2000
renk isimlerinin
04:41
when the name of the color
94
281260
3000
farklı bir renkte basıldığını görünce
04:44
is printed in a differently colored ink.
95
284260
2000
bilişsel bir uyumsuzluk yaşayacaksınız.
04:46
The test shows that we cannot ignore the literal meaning of words
96
286260
3000
Bu test bize kelimelerin gerçek anlamını,
04:49
even when the literal meaning gives the wrong answer.
97
289260
3000
bizi yanlış bir cevaba götürse bile yok sayamayacağımızı gösterir.
04:52
Stroop tests have been done with metaphor as well.
98
292260
2000
Stroop testleri de metafor ile yapılmaktadır.
04:54
The participants had to identify, as quickly as possible,
99
294260
4000
Katılanlardan en hızlı şekilde
04:58
the literally false sentences.
100
298260
2000
anlamsal olarak yanlış cümleleri belirlemeleri isteniyor.
05:00
They took longer to reject metaphors as false
101
300260
3000
Metaforların yanlış olduğunu söylemeleri
05:03
than they did to reject literally false sentences.
102
303260
3000
anlamsal olarak yanlış cümleleri seçmelerinden uzun sürdü.
05:06
Why? Because we cannot ignore
103
306260
3000
Neden? Çünkü kelimelerin metaforik anlamlarını da
05:09
the metaphorical meaning of words either.
104
309260
3000
görmezden gelemeyiz.
05:12
One of the sentences was, "Some jobs are jails."
105
312260
3000
Cümlelerden biri "Bazı işler hapisanedir," idi.
05:15
Now, unless you're a prison guard,
106
315260
3000
Eğer gardiyan değilseniz
05:18
the sentence "Some jobs are jails" is literally false.
107
318260
3000
"Bazı işler hapisanedir" cümlesi anlam olarak yanlıştır.
05:21
Sadly, it's metaphorically true.
108
321260
3000
Ve ne yazık ki metaforik olarak doğrudur.
05:24
And the metaphorical truth interferes with our ability
109
324260
3000
Ve metaforik gerçek, anlamsal yanlışı
05:27
to identify it as literally false.
110
327260
2000
tespit etme yeteneğimizle çakışır.
05:29
Metaphor matters because
111
329260
2000
Metafor önemlidir çünkü
05:31
it's around us every day, all the time.
112
331260
3000
her gün her an etrafımızdadır.
05:34
Metaphor matters because it creates expectations.
113
334260
3000
Metafor önemlidir çünkü beklenti yaratır.
05:37
Pay careful attention the next time you read the financial news.
114
337260
4000
Bir daha ekonomi haberlerini okuduğunuzda dikkat edin.
05:41
Agent metaphors describe price movements
115
341260
2000
Aracı metaforlar fiyat hareketlerini
05:43
as the deliberate action of a living thing,
116
343260
2000
yaşayan bir şeyin bağımsız bir hareketiymiş gibi tanımlar.
05:45
as in, "The NASDAQ climbed higher."
117
345260
4000
"NASDAQ daha da yükseğe tırmandı" gibi.
05:49
Object metaphors describe price movements
118
349260
3000
Nesne metaforları fiyat hareketlerini
05:52
as non-living things,
119
352260
2000
cansız şeylermiş gibi tanımlar.
05:54
as in, "The Dow fell like a brick."
120
354260
3000
"Dow tuğla gibi düştü" gibi.
05:57
Researchers asked a group of people
121
357260
2000
Araştırmacılar bir grup insandan
05:59
to read a clutch of market commentaries,
122
359260
2000
birkaç pazar yorumu okumalarını ve
06:01
and then predict the next day's price trend.
123
361260
3000
bir sonraki günün fiyat eğilimlerini öngörmelerini istedi.
06:04
Those exposed to agent metaphors
124
364260
2000
Aracı metaforlara maruz kalanların
06:06
had higher expectations that price trends would continue.
125
366260
3000
fiyat eğilimlerinin devam edeceği konusunda büyük beklentileri vardı.
06:09
And they had those expectations because
126
369260
2000
Ve bu beklentilere sahip olmalarının sebebi
06:11
agent metaphors imply the deliberate action
127
371260
3000
aracı metaforların, bir hedefi gerçekleştiren
06:14
of a living thing pursuing a goal.
128
374260
3000
yaşayan bir şeyin bağımsız hareketini ima ediyor olmasıdır.
06:17
If, for example, house prices
129
377260
2000
Örneğin eğer ev fiyatları için
06:19
are routinely described as climbing and climbing,
130
379260
3000
rutin bir biçimde "giderek yükseğe tırmanıyor" deniyorsa
06:22
higher and higher, people might naturally assume
131
382260
2000
insanlar doğal olarak bu yükselmenin
06:24
that that rise is unstoppable.
132
384260
2000
durdurulamaz olduğunu düşünebilirler.
06:26
They may feel confident, say,
133
386260
2000
Ve örneğin aslında karşılayamacakları
06:28
in taking out mortgages they really can't afford.
134
388260
3000
kredileri çekebilirler.
06:31
That's a hypothetical example of course.
135
391260
3000
Bu elbette bir varsayım.
06:34
But this is how metaphor misleads.
136
394260
4000
Ancak metaforun nasıl aldatıcı olabildiğini gösteriyor.
06:38
Metaphor also matters because it influences decisions
137
398260
3000
Metafor, fikirleri, benzerlikleri harekete geçirerek
06:41
by activating analogies.
138
401260
3000
etkilediği için de önemlidir.
06:44
A group of students was told that a small democratic country
139
404260
2000
Bir grup öğrenciye küçük demokratik bir ülkenin
06:46
had been invaded and had asked the U.S. for help.
140
406260
3000
istila edildiği ve Amerika'dan yardım istedikleri söylendi.
06:49
And they had to make a decision.
141
409260
2000
Ve kararı vermesi gerekenler kendileriydi.
06:51
What should they do?
142
411260
2000
Ne yapmalılar?
06:53
Intervene, appeal to the U.N., or do nothing?
143
413260
3000
Müdahale etmeli, BM'ye başvurmalı ya da hiçbir şey yapmamalı?
06:56
They were each then given one of three
144
416260
2000
Daha sonra her birine bu üç
06:58
descriptions of this hypothetical crisis.
145
418260
2000
varsayımsal krizinin tanımı verildi.
07:00
Each of which was designed to trigger
146
420260
3000
Her biri farklı bir tarihsel benzetmeyi
07:03
a different historical analogy:
147
423260
2000
harekete geçirmek için yaratılmıştı.
07:05
World War II, Vietnam,
148
425260
2000
İkinci Dünya Savaşı, Vietnam,
07:07
and the third was historically neutral.
149
427260
3000
ve üçüncüsü tarihsel açıdan nötrdü.
07:10
Those exposed to the World War II scenario
150
430260
2000
İkinci Dünya Savaşı senaryosuna maruz kalanlar
07:12
made more interventionist recommendations
151
432260
2000
diğerlerine oranla
07:14
than the others.
152
434260
2000
daha müdahaleci tavsiyelerde bulundu.
07:16
Just as we cannot ignore the literal meaning of words,
153
436260
3000
Kelimelerin gerçek anlamını yok sayamayacağımız gibi
07:19
we cannot ignore the analogies
154
439260
2000
metaforun ateşlediği benzetmeleri de
07:21
that are triggered by metaphor.
155
441260
4000
yok sayamayız.
07:25
Metaphor matters because it opens the door to discovery.
156
445260
3000
Metafor önemlidir çünkü keşfin kapılarını açar.
07:28
Whenever we solve a problem, or make a discovery,
157
448260
3000
Ne zaman bir sorunu çözsek ya da bir şey keşfetsek,
07:31
we compare what we know with what we don't know.
158
451260
3000
bildiğimizi bilmediğimizle kıyaslarız.
07:34
And the only way to find out about the latter
159
454260
2000
ve bilmediğimiz hakkında bir şey öğrenmenin tek yolu
07:36
is to investigate the ways it might be like the former.
160
456260
4000
bildiğimize nasıl benzediğini bulmaya çalışmaktır.
07:40
Einstein described his scientific method as combinatory play.
161
460260
4000
Einstein bilimsel metodunu birleşimsel oyun diye tanımladı.
07:44
He famously used thought experiments,
162
464260
2000
Aslında özenli benzetmelerden ibaret olan
07:46
which are essentially elaborate analogies,
163
466260
3000
düşünme deneyleri kullandı
07:49
to come up with some of his greatest discoveries.
164
469260
3000
ve en büyük buluşlarını gerçekleştirdi.
07:52
By bringing together what we know
165
472260
2000
Benzetme yaparak bildiklerimizi
07:54
and what we don't know through analogy,
166
474260
2000
bilmediklerimizle bir araya getirdiğimizde
07:56
metaphorical thinking strikes the spark
167
476260
2000
metaforik düşünme, keşfetmeyi ateşleyen
07:58
that ignites discovery.
168
478260
4000
anahtarı çevirir.
08:02
Now metaphor is ubiquitous, yet it's hidden.
169
482260
4000
Metafor her yerdedir ancak yine de gizlidir.
08:06
But you just have to look at the words around you
170
486260
3000
Etrafınızdaki kelimelere bakmanız yeterli,
08:09
and you'll find it.
171
489260
2000
işte o zaman göreceksiniz.
08:11
Ralph Waldo Emerson described language
172
491260
2000
Ralph Waldo Emerson dili
08:13
as "fossil poetry."
173
493260
2000
"fosil şiir" olarak tanımladı.
08:15
But before it was fossil poetry
174
495260
2000
Ancak dil fosil şiir olmadan önce
08:17
language was fossil metaphor.
175
497260
3000
fosil metafordu.
08:20
And these fossils still breathe.
176
500260
3000
Ve o fosiller hala nefes alıyor.
08:23
Take the three most famous words in all of Western philosophy:
177
503260
5000
Batı felsefesindeki en ünlü üç kelimeyi ele alın
08:28
"Cogito ergo sum."
178
508260
2000
"Cogito ergo sum"
08:30
That's routinely translated as, "I think, therefore I am."
179
510260
4000
Genelde "Düşünüyorum öyleyse varım" diye çevrilir.
08:34
But there is a better translation.
180
514260
2000
Ancak daha iyi bir çevirisi var.
08:36
The Latin word "cogito"
181
516260
2000
Latin "cogito" kelimesi
08:38
is derived from the prefix "co," meaning "together,"
182
518260
3000
"beraber" anlamına gelen "co" önekinden türemiştir
08:41
and the verb "agitare," meaning "to shake."
183
521260
3000
ve "agitare" fiili "sallamak" anlamına gelir.
08:44
So, the original meaning of "cogito"
184
524260
3000
O halde "cogito"nun asıl anlamı
08:47
is to shake together.
185
527260
2000
beraber sallamaktır.
08:49
And the proper translation of "cogito ergo sum"
186
529260
3000
Ve "cogito ergo sum"un düzgün çevirisi
08:52
is "I shake things up, therefore I am."
187
532260
4000
"Şeyleri sallıyorum öyleyse varım" olmalıdır.
08:56
(Laughter)
188
536260
2000
(Kahkahalar)
08:58
Metaphor shakes things up,
189
538260
2000
Metafor şeyleri sallar,
09:00
giving us everything from Shakespeare to scientific discovery in the process.
190
540260
5000
ve bize bu süreçte Shakespeare'den bilimsel keşfe kadar her şeyi verir.
09:05
The mind is a plastic snow dome,
191
545260
3000
Akıl, Elvis'in deyimiyle tamamen çalkalandığında
09:08
the most beautiful, most interesting,
192
548260
2000
olabilecek en güzel, en ilginç
09:10
and most itself, when, as Elvis put it,
193
550260
3000
ve en hakiki
09:13
it's all shook up.
194
553260
2000
plastik kar küresidir.
09:15
And metaphor keeps the mind shaking,
195
555260
2000
Ve metafor aklı sallamaya, titretip yuvarlamaya
09:17
rattling and rolling, long after Elvis has left the building.
196
557260
3000
Elvis'in binayı terk etmesinden çok sonra bile devam eder.
09:20
Thank you very much.
197
560260
2000
Çok teşekkür ederim.
09:22
(Applause)
198
562260
2000
(Alkışlar)

Original video on YouTube.com
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7