Arnel's Everyday English Interview | Speak English Fluently with Steve Hatherly

Welcome back to another edition of Speak English fluently.

İngilizceyi Akıcı Bir Şekilde Konuşmanın başka bir baskısına tekrar hoş geldiniz.

I am your host Steve Hatherly and I thank you, uh, very much for joining us once again.

Ben sunucunuz Steve Hatherly'yim ve bize bir kez daha katıldığınız için çok teşekkür ederim.

I’m very excited today because my guest is the owner and operator of her very own

Bugün çok heyecanlıyım çünkü konuğum kendi

YouTube channel.

YouTube kanalının sahibi ve işletmecisi.

It's called Arnel’s Everyday English.

Adı Arnel'in Gündelik İngilizcesi.

Which offers English lessons for ESL and EFL students.

ESL ve EFL öğrencileri için İngilizce dersleri sunan okul.

She is from the United States originally.

Aslen Amerika Birleşik Devletleri'ndendir.

But she has been living in the U.K… living and working for the last 11 years.

Ama kendisi Birleşik Krallık'ta yaşıyor… son 11 yıldır yaşıyor ve çalışıyor.

Her channel is extremely popular 497,000 subscribers.

Kanalı 497.000 aboneyle son derece popüler.

And that's just the last time I checked.

Ve bu sadece en son kontrol ettiğim zamandı.

So I’m sure the number is even higher now.

Dolayısıyla bu sayının şimdi daha da yüksek olduğuna eminim.

The channel keeps her very busy, as does her regular teaching job, as does her family life

Kanal, düzenli öğretmenlik işi ve evdeki aile hayatı gibi onu çok meşgul ediyor

at home.

.

And, therefore, I thank her very much for joining me today.

Bu nedenle bugün bana katıldığı için kendisine çok teşekkür ediyorum.

Arnel, welcome.

Arnel, hoş geldin.

And it's so nice to meet you and have you here.

Ve seninle tanışmak ve burada olman çok güzel.

Thank you, Steve.

Teşekkür ederim Steve.

I love that introduction.

Bu tanıtımı seviyorum.

And I’m really excited to be here as well.

Ve ben de burada olduğum için gerçekten heyecanlıyım.

Well I think we're finished then.

O halde işimizin bittiğini düşünüyorum.

We got a good introduction.

İyi bir giriş yaptık.

We can just we can just end there.

Burada bitirebiliriz.

Yeah, goodbye.

Evet, hoşçakal.

Goodbye.

Güle güle.

Well, let's talk about you before we talk about your channel and the details of your

Peki, kanalınızdan, çalışmalarınızın detaylarından ve tüm bunlardan

work and all of those things.

bahsetmeden önce sizden bahsedelim

So you're from the United States originally.

. Yani aslen Amerika Birleşik Devletleri'ndensiniz.

Which part?

Hangi bölüm?

I was born in Arizona.

Arizona'da doğdum.

Very nice.

Çok güzel.

Arizona.

Arizona'da.

But I left when I was six months old because of my dad's job.

Ama babamın işi nedeniyle altı aylıkken ayrıldım.

I traveled everywhere.

Her yeri gezdim.

So I left the U.S. when I was seven.

Bu yüzden yedi yaşımdayken ABD'yi terk ettim.

I left when I was seven and I haven't lived there since, oh wow, um, yes, I’ve been,

Yedi yaşımdayken ayrıldım ve o zamandan beri orada yaşamadım, ah vay, evet, oradaydım,

where did I live?

nerede yaşadım?

I lived in Korea.

Kore'de yaşadım.

I lived in, um, South Korea for one year.

Bir yıl Güney Kore'de yaşadım.

And then Germany for 10 years.

Ve sonra 10 yıl boyunca Almanya.

And then the Netherlands for four years.

Ve ardından dört yıl boyunca Hollanda.

And I’ve been in the U.K. for 12 years.

Ve 12 yıldır İngiltere'deyim.

Goodness me.

Afiyet olsun bana.

Oh, I apologize.

Özür dilerim.

It's been 12 years now, not 11 in the U.K.

Şimdi 12 yıl oldu, Birleşik Krallık'ta 11 değil

You truly are… you truly are a citizen of the world then.

. Siz gerçekten öylesiniz… o zaman gerçekten bir dünya vatandaşısınız.

I am...

Ben...

I am but I still have my family in the States.

ben ama ailem hâlâ Amerika'da.

And I like to go back and visit them, um, from time to time when I can.

Ve zaman zaman fırsat buldukça geri dönüp onları ziyaret etmeyi seviyorum.

But, yeah, I’ve been in the U.K.

Ama evet, Birleşik Krallık'ta bulundum.

Do you travel to China or Korea much at all?

Çin'e ya da Kore'ye sık sık seyahat ediyor musunuz?

Because I was reading in your bio, and you told me before we got started today, you get

Çünkü biyografini okuyordum ve bugün başlamadan önce bana

this question a lot about your ethnicity.

etnik kökeninle ilgili bu soruyu çok sorduğunu söylemiştin.

You're American but you're also a mix of Chinese and Korean.

Amerikalısınız ama aynı zamanda Çinli ve Koreli karışımısınız.

So you visit the States.

Yani Amerika'yı ziyaret ediyorsunuz.

Do you also visit China and Korea too?

Çin ve Kore'yi de ziyaret ediyor musunuz?

Yes, lots of people ask me where I’m from.

Evet, birçok insan bana nereli olduğumu soruyor.

So my dad - he's American.

Yani babam Amerikalı.

My dad's American - my mom is Chinese-Korean, um, so I… the last time I was in Korea was

Babam Amerikalı, annem ise Çinli-Koreli, yani ben... Kore'ye en son 2014'te

2014.

gelmiştim. Tamam, yani

Okay, so, no, I don't visit Korea often but I do have relatives in Korea.

hayır, Kore'yi çok sık ziyaret etmiyorum ama Kore'de akrabalarım var.

I don't have relatives in China.

Çin'de akrabam yok.

But my Chinese relatives are living in Taiwan.

Ama Çinli akrabalarım Tayvan'da yaşıyor.

Oh, I see.

Ah anlıyorum.

And also, it will be a much further trip for you to come visit this part of the world than

Ayrıca dünyanın bu bölgesini ziyaret etmek sizin için

it would be to get to the United States.

Amerika Birleşik Devletleri'ne gitmekten çok daha uzun bir yolculuk olacaktır.

I suppose yes… yes and, um, I have three little kids, Steve, so I think any parent

Sanırım evet... evet ve benim üç küçük çocuğum var Steve, dolayısıyla her ebeveyn

knows traveling with kids is no fun.

çocuklarıyla seyahat etmenin eğlenceli olmadığını bilir.

So how…

Peki nasıl…

how old are your children?

çocuklarınız kaç yaşında?

My son is eight.

Oğlum sekiz yaşında.

I have one son he's eight.

Bir oğlum var, sekiz yaşında.

And then I have twin daughters.

Sonra ikiz kızlarım var.

Twin daughters!

İkiz kızları!

They are five.

Onlar beş.

Oh, my goodness!

Aman tanrım!

Where do you find the time to do all of this YouTube work plus your regular job?

Tüm bu YouTube işlerini ve normal işinizi yapacak zamanı nereden buluyorsunuz?

That's a good question yeah, um, I eat coffee… coffee is my answer.

Bu iyi bir soru evet, kahve yerim… cevabım kahve.

I think a lot of my followers know I love coffee.

Sanırım pek çok takipçim kahveyi sevdiğimi biliyor.

I need several strong coffees a day to keep me going.

Devam edebilmem için günde birkaç sert kahveye ihtiyacım var.

But not after 3 p.m.

Ama öğleden sonra 3'ten sonra

I learned that from watching one of your videos.

bunu sizin videolarınızdan birini izleyerek öğrendim.

Yes, exactly.

Evet kesinlikle.

Otherwise, I can't sleep that…

Aksi halde uyuyamam…

I’m jittery the whole day.

Bütün gün gerginim.

Um, and I didn't have coffee before this interview Steve just to calm my nerves.

Steve'le bu röportajdan önce sırf sinirlerimi yatıştırmak için kahve içmemiştim.

So you know before this interview, if you pass out halfway through, then we will understand.

Yani bu röportajdan önce biliyorsunuz, yarı yolda bayılırsanız o zaman anlarız.

So let's talk about your career then.

O zaman kariyerin hakkında konuşalım.

Um, when did you get into teaching?

Öğretmenliğe ne zaman başladın?

Is it something that you transitioned into or has this been your thing since the beginning

Bu sizin geçiş yaptığınız bir şey mi yoksa

of your career?

kariyerinizin

No, um, so I told you I lived in the Netherlands for four years and that's where I did university.

başlangıcından beri bu sizin bir şey miydi ? Hayır, sana dört yıl Hollanda'da yaşadığımı ve üniversiteyi orada okuduğumu söylemiştim.

And I, um, was originally a dancer.

Ve ben aslında bir dansçıydım.

Oh, wow.

Vay canına.

Yeah, I don't think anyone knows that, so this is the first time…

Evet, kimsenin bunu bildiğini sanmıyorum, bu yüzden bu ilk defa…

I’m…

Ben…

I’m kind of announcing that.

bunu bir nevi duyuruyorum.

Um, I trained as a dancer professionally since I was 13.

13 yaşımdan beri profesyonel olarak dansçılık eğitimi alıyorum.

And then, um, I went to university for dance.

Sonra dans için üniversiteye gittim.

So my bachelor is in contemporary dance.

Lisansım çağdaş dans alanında.

So what kind of dance were you doing in your university studies?

Peki üniversite eğitiminizde ne tür dans yapıyordunuz?

Um, well we had ballet training every day but it I specialized in modern dance.

Her gün bale eğitimi alıyorduk ama ben modern dansta uzmanlaştım.

And it's kind of hard to explain modern dance.

Ve modern dansı açıklamak biraz zor.

Um, I wish I had a clip to show you on my phone.

Keşke telefonumda sana gösterecek bir klipim olsaydı.

I could show you a modern dance but you can Google it.

Sana modern bir dans gösterebilirim ama Google'da aratabilirsin.

Everyone can google modern dance.

Herkes modern dansı Google'da arayabilir.

So the plan was then, in your younger years, to pursue dance professionally obviously,

Yani o zamanlar planınız, gençlik yıllarınızda dansı profesyonel olarak sürdürmekti,

so when did that decision come to, kind of give up on that part of your life?

peki bu karar ne zaman geldi, hayatınızın bu kısmından bir nevi vazgeçmek?

If… if in fact you did, and transition… and transition into this part?

Eğer… eğer gerçekten yaptıysanız ve geçiş… ve bu kısma geçiş?

Well I graduated, um, from uni in 2010.

Üniversiteden 2010 yılında mezun oldum.

And to be honest, I had been dancing for such a long time that I was burnt out.

Ve dürüst olmak gerekirse o kadar uzun süredir dans ediyordum ki tükenmiştim.

So I didn't want to dance anymore.

Bu yüzden artık dans etmek istemiyordum.

I was burnt out by I guess the… the dance world.

Sanırım... dans dünyası beni tüketmişti.

I could describe it like that.

Bunu bu şekilde tarif edebilirim.

I was really burnt out.

Gerçekten canım yanmıştı.

I didn't want to keep going so I thought I’m going to travel.

Devam etmek istemedim bu yüzden seyahat edeceğimi düşündüm.

And I think, as you know, a lot of people who travel, they also teach English.

Ve sanırım bildiğiniz gibi seyahat eden birçok insan aynı zamanda İngilizce de öğretiyor.

Sure.

Elbette.

And I thought I can't just be a native speaker and teach English.

Ve sadece anadilim olup İngilizce öğretemeyeceğimi düşündüm.

I have to, um, get some training, I have to learn how to be a teacher so, um, at this

Biraz eğitim almam gerekiyor, nasıl öğretmen olunacağını öğrenmem gerekiyor, bu noktada İngiltere'deydim

point, I was in the U.K. and I decided to do my, um, TESOL training.

ve TESOL eğitimimi almaya karar verdim.

And from there, I never traveled because what happened.

Ve orada olanlardan dolayı asla seyahat etmedim.

The school that you got your TESOL training from is the school that you started to work

TESOL eğitiminizi aldığınız okul, çalışmaya başladığınız okul

at correct?

doğru mu?

Correct, yes.

Doğru, evet.

Thank you.

Teşekkür ederim.

Thank you for reminding me.

Bana hatırlattığın için teşekkür ederim.

I remember my own I read.

Kendi okuduğumu hatırlıyorum.

I read that bio very carefully.

Biyografiyi çok dikkatli okudum.

Yeah, I…

Evet, ben…

I completely forgot, so keep reminding me.

tamamen unuttum, o yüzden bana hatırlatmaya devam et.

Um, because I couldn't forget, um, yes at first it wasn't a, um, how did I start?

Çünkü unutamadım, evet ilk başta nasıl başladım?

I think I first started out by doing the summer school.

Sanırım ilk olarak yaz okulunu okuyarak başladım.

It's… a lot of junior students from Europe would come to England.

Bu… Avrupa'dan birçok genç öğrenci İngiltere'ye gelirdi.

And I was a summer school teacher.

Ben de yaz okulu öğretmeniydim.

And from there, I…

Ve oradan, ben…

my contract kept getting extended, um, you know six more weeks another six weeks.

sözleşmem uzamaya devam etti, yani, biliyorsun altı hafta daha altı hafta daha.

Um, yeah so that's kind of how my teaching career started.

Evet, öğretmenlik kariyerim böyle başladı.

And it was, um, a wonderful learning experience.

Ve harika bir öğrenme deneyimiydi.

I think all, um, teachers and newly qualified teachers know when you're first starting out,

Sanırım tüm öğretmenler ve yeni vasıflanan öğretmenler, işe ilk başladığınızda

it's stressful.

bunun stresli olduğunu biliyorlar.

It's stressful walking to a classroom with, you know, 15 students.

15 öğrencinin olduğu bir sınıfa yürümek streslidir.

But that was good for me.

Ama bu benim için iyiydi.

It really helped me, um, help me progress.

Bana gerçekten yardımcı oldu, ilerlememe yardımcı oldu.

A lot of new teachers perhaps don't realize, and maybe even a lot of students don't realize,

Pek çok yeni öğretmen belki

that teaching there's… there's a large performance element to teaching and that's difficult to

de orada öğretmenlik yapmanın… öğretmenliğin büyük bir performans unsuru olduğunu ve başlangıçta buna alışmanın

get used to in the beginning.

zor olduğunu

Right, yes, um, I remember the very first lesson I taught.

fark etmiyor ve hatta belki birçok öğrenci bile fark etmiyor . Doğru, evet, öğrettiğim ilk dersi hatırlıyorum.

So when you do your TESOL training, on day one, you have to teach.

Yani TESOL eğitiminizi yaptığınızda, ilk gün öğretmenlik yapmalısınız.

I had no teaching experience and I remember very clearly how to teach the weather.

Öğretmenlik deneyimim yoktu ve hava durumunu nasıl öğreteceğimi çok net hatırlıyorum.

And I was so flustered.

Ve çok telaşlanmıştım.

I was speaking really quickly and I was writing on the board and I was just talking.

Çok hızlı konuşuyordum, tahtaya yazıyordum ve sadece konuşuyordum.

And I think I kept getting…

Ve sanırım devam ettim…

well the students were just staring at me.

yani öğrenciler sadece bana bakıyordu.

They all had blank expression because I was speaking too quickly and, um, I was so nervous

Hepsinde boş bir ifade vardı çünkü çok hızlı konuşuyordum ve çok gergindim

and that made me even more nervous.

ve bu beni daha da gergin hale getirdi.

So I would say my very first day in the classroom is not something I want to remember.

Bu yüzden sınıftaki ilk günümün hatırlamak istediğim bir şey olmadığını söyleyebilirim.

I can remember my first day on the radio and I, uh, I don't look fondly upon that experience

Radyodaki ilk günümü hatırlıyorum ve ben de bu deneyime pek sıcak bakmıyorum

either.

.

So I completely understand what you're saying.

Yani ne dediğini tamamen anlıyorum.

Yeah… yeah and I remember afterwards, I got some feedback from one of the professional

Evet… evet ve sonrasında hatırlıyorum, profesyonel öğretmenlerden birinden geri bildirim aldım

teachers and he said I really liked how he used two colors on the board.

ve tahtada iki rengi kullanma şeklini gerçekten beğendiğimi söyledi.

So I used one red pen and one green pen.

Bu yüzden bir kırmızı kalem ve bir yeşil kalem kullandım.

And I said, “Oh, thank you,” but I actually didn't know I was doing that.

Ben de "Ah, teşekkür ederim" dedim ama aslında bunu yaptığımı bilmiyordum.

It was…

Ben...

I was like, yes I planned…

sanki evet planlamıştım...

I plan to use two colors, but in fact I was just so nervous I was using random pens in

İki renk kullanmayı planlıyorum ama aslında o kadar gergindim ki birinci dersimde rastgele kalemler kullanıyordum

my first class.

.

That's funny.

Çok komik.

Yeah, so how long were you a teacher than before you decided to go the YouTube route?

Evet, YouTube rotasına gitmeye karar vermeden öncesine göre ne kadar süredir öğretmenlik yapıyordunuz?

Um, seven eight years.

Yedi sekiz yıl.

Oh, wow, okay.

Vay, tamam.

So it had been a while?

Yani uzun zaman mı olmuştu?

Yeah… yeah, and I originally, um, did not want to start a YouTube channel because I’m,

Evet… evet, ve ben başlangıçta bir YouTube kanalı açmak istemiyordum çünkü ben

um, a pretty private person.

oldukça özel bir insanım.

And I didn't have a personal Facebook.

Ve kişisel bir Facebook'um yoktu.

I didn't have a personal Instagram.

Kişisel bir Instagram hesabım yoktu.

I never had anything like that, Um, so the idea came to me that I should start

Hiç böyle bir şeyim olmadı, o yüzden aklıma kişisel bir marka kurma fikri geldi

a personal brand.

.

Um, and I thought, oh if I’m going to start a production brand, have my own website, I

Ben de düşündüm ki, eğer bir prodüksiyon markası kurup kendi web siteme sahip olacaksam

should probably start making YouTube videos.

muhtemelen YouTube videoları yapmaya başlamalıyım.

And this was end of 2019.

Ve bu 2019'un sonuydu.

Okay.

Tamam.

So, I think I’ve been thinking about starting YouTube channel since 2018.

Sanırım 2018'den beri YouTube kanalı açmayı düşünüyordum.

But it took me a long time to get the courage to be like, right, I’m gonna film this video,

Ama "Bu videoyu çekeceğim

and I’m gonna edit it.

ve düzenleyeceğim" deme cesaretini kazanmam uzun zaman aldı.

And I didn't know how to edit videos.

Ve videoları nasıl düzenleyeceğimi bilmiyordum.

So I had to find the software and do all of that.

Bu yüzden yazılımı bulmam ve hepsini yapmam gerekiyordu.

Um, so yeah, I procrastinated a really long time because I was so nervous about making

Evet, gerçekten uzun bir süre erteledim çünkü video yapma konusunda çok gergindim

videos.

.

We call it… or you call it, excuse me, uh, Arnel’s Everyday English.

Biz buna diyoruz... ya da siz söyleyin, kusura bakmayın, Arnel'in Günlük İngilizcesi.

It started three years ago now I think.

Sanırım üç yıl önce başladı.

I…

Ben...

I think I…

sanırım ben...

I found your first video, I think, correct me if I’m wrong, but was it about, uh, something

ilk videonuzu buldum, sanırım, yanılıyorsam düzeltin, ama bu, ah,

about picking… picking the right one.

doğru olanı seçmekle ilgili miydi?

Or it's… it's yours to pick or something like that.

Veya bu… sizin seçiminiz veya buna benzer bir şey.

Take Your Pick.

İstediğini al.

Take Your Pick, that was… an idiot…

Seçimini Yap, bu… bir aptaldı…

Take Your Pick, yeah, that's what it was.

Seçimini Yap, evet, öyleydi.

And I noticed, because I watched your recent video, some of your recent videos, obviously,

Ve şunu farkettim, çünkü son videonuzu izledim, son videolarınızdan bazılarını, tabii ki

you have so many I couldn't watch them all, but I watched some recent ones, and then I

o kadar çok videonuz var ki hepsini izleyemedim ama son videolardan bazılarını izledim ve ardından

watched the first one to Take Your Pick video, and I thought, wow, usually when people start

ilk Seçiminizi Alın videosunu izledim ve şöyle düşündüm, vay be, genellikle insanlar YouTube'a falan başladıklarında

with YouTube or something, where they have to be in front of the camera, it's really

, kameranın önünde olmaları gereken yerde,

kind of unnerving right, to stare at a little green dot.

küçük yeşil bir noktaya bakmak gerçekten sinir bozucu oluyor değil mi?

Yes.

Evet.

With no eyes looking back at you and act natural.

Hiçbir göz sana bakmadan ve doğal davran.

But in my opinion, you were very natural from… from the very beginning.

Ama bana göre sen en başından beri çok doğaldın.

Did you have any training for that before you started or did you just turn on the camera

Başlamadan önce bunun için herhangi bir eğitim aldınız mı yoksa ilk videonuz için

for your first video?

kamerayı yeni mi açtınız

No, I think I did practice.

? Hayır, sanırım pratik yaptım.

Um, so my husband he set up the camera.

Kocam kamerayı kurdu.

And I kind of practiced a little bit.

Ve biraz pratik yaptım.

And when I watched my video back, I thought, “Oh, my god.

Videomu tekrar izlediğimde şöyle düşündüm: “Aman Tanrım.

I can't use this.”

Bunu kullanamıyorum.”

It's so hard to do isn't it?

Bunu yapmak çok zor değil mi?

To watch yourself back.

Kendini geri izlemek için.

Yeah, it's hard to… to watch yourself . So I, um, I tried multiple times actually

Evet, kendinizi izlemek… zor. Ben de aslında birçok kez denedim

and finally I decided I’m just gonna have to do it.

ve sonunda bunu yapmam gerektiğine karar verdim.

So I posted that very first video and you know it's kind of like closing my eyes.

İlk videoyu yayınladım ve bunun bir nevi gözlerimi kapatmak gibi olduğunu biliyorsun.

Sorry internet, there's my video.

Kusura bakma internet, işte videom.

Yeah the, uh, the channel the channel is… is so incredibly popular.

Evet, kanalın bulunduğu kanal... inanılmaz derecede popüler.

Congratulations by the way.

Tebrikler bu arada.

In… in only three years, uh, for when I saw the number 497 000 subscribers.

Sadece üç yıl içinde, 497.000 abone sayısını gördüğümde.

I thought, oh, Arnel must have been doing this, for I don't know maybe five or more

Ah, Arnel bunu yapıyor olmalı diye düşündüm, çünkü bilmiyorum belki beş ya da daha fazla

years, maybe even 10 years, but it's only been three years.

yıldır, hatta belki 10 yıldır, ama sadece üç yıl oldu.

And you've had that amount of success.

Ve sen bu kadar başarılı oldun.

So congratulations.

Tebrikler.

And from that very first video, the Take Your Pick video.

Ve o ilk videodan, Seçimini Yap videosu.

Yeah, things have progressed really quickly for you, yes?

Evet, senin için işler çok hızlı ilerledi, değil mi?

Um, I think because I’m kind of involved in it.

Sanırım ben de bu işin içinde olduğum için.

I think about it every day.

Her gün bunu düşünüyorum.

I don't feel like the progression is that quick but I know it is.

İlerlemenin o kadar hızlı olduğunu düşünmüyorum ama öyle olduğunu biliyorum.

But I think because I, you know, I’m always working on the, um, my next video, I don't,

Ama sanırım ben her zaman bir sonraki videom üzerinde çalıştığım için, evet,

yeah, I don't really pay attention to how quickly it's progressing.

ne kadar hızlı ilerlediğine pek dikkat etmiyorum.

Interesting, um, well let's talk about the channel in general.

İlginç, peki, genel olarak kanal hakkında konuşalım.

Give us a give us a rundown, if you could, on what the channel is all about Arnel’s

Mümkünse bize kanalın Arnel'in

Everyday English?

Gündelik İngilizcesi hakkında neler söylediğini kısaca anlatabilir misiniz?

If you go to Arnel’s Everyday English, you will see general English topics.

Arnel's Everyday English'e giderseniz genel İngilizce konularını göreceksiniz.

So I like teaching grammar.

Bu yüzden gramer öğretmeyi seviyorum.

I like to break down all of the grammar structures in English and try to make them easy to understand.

İngilizcedeki tüm gramer yapılarını parçalara ayırmayı ve anlaşılır hale getirmeye çalışmayı seviyorum.

Um, grammar, vocabulary, including idioms, phrasal verbs, um, and other topics like making

Um, gramer, deyimler, deyimsel fiiller dahil kelime bilgisi ve yapma gibi diğer konular

small talk.

küçük konuşma.

I try to include as much as I can to help students improve.

Öğrencilerin gelişmesine yardımcı olmak için elimden geldiğince eklemeye çalışıyorum.

Yeah, what are some of the favorite videos that you've… that you've made - some of

Evet, yaptığınız en sevdiğiniz videolardan bazıları, en

your favorite content?

sevdiğiniz içeriklerden bazıları nelerdir?

Um, my most popular video is about the four conditionals and mixed conditionals.

En popüler videom dört şart cümlesi ve karışık şart cümleleri hakkında.

I watched that…

Bunu izledim…

I watched that one.

Bunu izledim.

Yeah, I think 1.6 million views something like that for that… for that video.

Evet, sanırım 1,6 milyon kişi bunun gibi bir şeyi izledi... o video için.

And I wanted to, yeah, I wanted to ask you as well if teachers also send you comments

Ve ben de evet, öğretmenlerin de size yorum gönderip sorup sormadığını

and ask you questions because even for me, as a native English speaker, watching that

sormak istedim çünkü anadili İngilizce olan biri olarak ben bile o

conditionals video, I learned something in there.

koşullu ifadeler videosunu izleyerek orada bir şeyler öğrendim.

Of course I know how to say…

Tabii ki nasıl söyleyeceğimi biliyorum…

I know how to use the rules, but I never actually thought how to put it down so that it would

Kuralları nasıl kullanacağımı biliyorum ama aslında

be easy for a student to understand.

bir öğrencinin anlaması kolay olsun

So really really really well well done there.

diye nasıl yazacağımı hiç düşünmedim . Yani orada gerçekten çok iyi iş çıkarıldı.

Thank you.

Teşekkür ederim.

Yeah, um, that was a tough one.

Evet, bu zor bir olaydı.

I think my grammar videos are my most popular videos.

Gramer videolarımın en popüler videolarım olduğunu düşünüyorum.

So if you look through my channel, the… the best performing videos are always about

Yani kanalıma bakarsanız, en iyi performans gösteren videoların her zaman

grammar.

dil bilgisi ile ilgili olduğunu görürsünüz.

Um, and yeah, I think it's not easy to write a script for these grammar topics.

Evet, bu gramer konuları için senaryo yazmanın kolay olmadığını düşünüyorum.

And I spent a long time on my conditional video.

Ve şartlı videomda uzun zaman harcadım.

And I had a lot of fun.

Ve çok eğlendim.

If you watch the video, you'll see I’m kind of having fun in the video.

Videoyu izlerseniz videoda biraz eğlendiğimi göreceksiniz.

I like, you know, having those animations, a few silly things in there is what I always

Bilirsiniz, bu animasyonların olmasını seviyorum, her zaman

like to include.

dahil etmekten hoşlandığım birkaç aptalca şey var.

Your editing skills are beyond impressive.

Düzenleme becerileriniz etkileyicinin de ötesinde.

Even from video number one, the Take Your Pick video, you had little animated, uh, pictures

Hatta bir numaralı video olan Seçimini Yap videosunda bile

of different beverages in the corners.

köşelerde farklı içeceklerin küçük animasyonlu resimleri vardı.

Yes, and I thought, “Wow that's really cool.”

Evet, ben de "Vay canına, bu gerçekten harika" diye düşündüm.

And… and you were able to kind of follow the images as they came out obviously.

Ve… ve görüntüleri açıkça ortaya çıktıkça takip edebildiniz.

That's… that's… that's a product of… of good editing.

Bu... bu... bu... iyi bir düzenlemenin ürünü.

But goodness me, that conditionals video is… is another great example.

Ama tanrım, bu koşullu ifadeler videosu... bir başka harika örnek.

And all of your videos are so well edited.

Ve tüm videolarınız çok iyi düzenlenmiş.

Do you do you think that that helps with the success and the popularity of your videos

Bunun videolarınızın başarısına ve popülerliğine

as well?

de katkısı olduğunu düşünüyor musunuz?

I…

Ben…

I think it does.

sanırım öyle.

I get a lot of comments and they love the animation.

Çok fazla yorum alıyorum ve animasyonu çok seviyorlar.

They love the editing.

Düzenlemeyi seviyorlar.

And it helps them because, um, you know before I started my YouTube channel, I was really

Ve bu onlara yardımcı oluyor çünkü YouTube kanalımı başlatmadan önce gerçekten

thinking how can I teach on a video?

bir videoyla nasıl ders verebileceğimi düşünüyordum.

I’ve never even thought about just recording 20 minutes and putting it out there.

Sadece 20 dakikayı kaydedip yayınlamayı hiç düşünmedim.

And I thought, okay, if I have all the text on the screen, and if I highlight all of the

Ve düşündüm ki, tamam, eğer tüm metni ekranda görürsem ve tüm gramer yapılarını vurgularsam, bu, bununla

grammatical structures, that's one way I can deal with this and, um, I include that in

baş edebilmemin bir yoludur ve bunu senaryoma dahil ederim

my script.

.

So a lot of times you might see my videos, I’ll turn, and I’ll pause for six or seven

Çoğu zaman videolarımı görebilirsiniz, döneceğim ve altı veya yedi saniye duraklayacağım

seconds because I know I’m gonna have a video clip come up there.

çünkü oraya bir video klibin geleceğini biliyorum.

So that's all the script.

Yani senaryo bu kadar.

Um, and yeah I think, um, students do like my editing.

Evet, sanırım öğrenciler düzenlemelerimi seviyorlar.

And so thank you, um, to everyone who has complimented my editing.

Bu yüzden düzenlememe iltifat eden herkese teşekkür ederim.

And I’m still trying to get better and better.

Ve hala daha iyi ve daha iyi olmaya çalışıyorum.

It's amazing that in only three years you've gotten that good because if you talk to any

Sadece üç yıl içinde bu kadar iyiye ulaşmanız şaşırtıcı çünkü herhangi bir

YouTuber, any topic, any channel, their number one, not complaint, but they're the thing

YouTuber'la, herhangi bir konuyla, herhangi bir kanalla konuşursanız , onların bir numaralıları, şikayet değil, ama

that takes them the longest is… is the editing.

onları en uzun süren şey onlar... düzenlemedir. .

How long does one of your videos take to edit?

Videolarınızdan birinin düzenlenmesi ne kadar sürüyor?

You know it's funny you say that because for me editing is, it's kind of like finally,

Bunu söylemenin komik olduğunu biliyorsun çünkü benim için kurgu yapmak, sonunda

it'd be editing.

kurgu yapmak gibi bir şey.

Oh, interesting.

Oh ilginç.

That is the first time I’ve ever heard that before.

Bunu daha önce ilk defa duydum.

Yeah, um, for me, the script takes a long time.

Evet, benim için senaryo uzun sürüyor.

Um, to try to break down the grammar or the vocabulary that's the hardest thing for me.

Um, benim için en zor şey dilbilgisini veya kelime dağarcığını parçalamaya çalışmak.

And, oh, I have an example one second, okay just reaching over here so Steve you can see

Ve, bir saniyeliğine bir örneğim var, tamam buraya uzan ki Steve

I have my script.

senaryomun elimde olduğunu görebilsin

This is for my latest video.

. Bu son videom için.

Okay, and, um, this is what takes me the longest.

Tamam, ve en uzun zamanımı alan şey bu.

It'll take me about a week… a week and a half to write the writing of the script, yeah,

Konuya bağlı olarak evet, senaryoyu yazmak yaklaşık bir haftamı alacak… bir buçuk hafta

depending on the topic.

.

Because if I can break it down in the script, um, and hopefully students can understand

Çünkü eğer bunu senaryoda detaylandırabilirsem ve umarım öğrenciler

it easily, then I feel like the lesson will be okay.

bunu kolayca anlayabilirlerse, o zaman dersin iyi geçeceğini düşünüyorum.

Okay, so once the script is done, then I have to film… film the video and that stressful

Tamam, senaryo tamamlandıktan sonra, videoyu çekmem gerekiyor ve bu

for me as well.

benim için de stresli.

I…

Ben...

I wouldn't say I’m a fan of the whole filming process, setting up the lights, um, you know

tüm çekim sürecinin, ışıkların ayarlanmasının hayranı olduğumu söyleyemem.

getting the mic getting the mic ready, all of that stuff.

mikrofonu almak mikrofonu hazırlamak, tüm bunlar.

I…

Ben…

I really don't like.

gerçekten sevmiyorum.

And once the video is filmed, I can think, it's time for editing.

Ve video çekildikten sonra düzenleme zamanının geldiğini düşünebilirim.

I’m the total opposite.

Ben tam tersiyim.

The setup of everything, that the microphone placement, the… the headphones, the audio,

Her şeyin kurulumu, mikrofon yerleşimi, kulaklıklar, ses,

chat, I don't like that.

sohbet, bundan hiç hoşlanmadım.

Oh, that's my favorite stuff.

Ah, bu benim en sevdiğim şey.

And for me, when it comes time to edit, I just feel like please file don't disappear,

Ve benim için, düzenleme zamanı geldiğinde, lütfen dosyanın kaybolmamasını,

don't disappear.

kaybolmamasını

I don't disappear.

hissediyorum . Ben ortadan kaybolmam.

Yeah, yeah, yeah I mean, um, I think in the beginning, when I first started editing, I

Evet, evet, evet yani, sanırım başlangıçta, düzenlemeye ilk başladığımda,

was learning how to use a software and I kept thinking, oh that's interesting you know,

bir yazılımın nasıl kullanılacağını öğreniyordum ve düşünmeye devam ettim, ah, bu çok ilginç,

how I get a line.

nasıl bir replik elde ederim.

I didn't know how to do that.

Bunu nasıl yapacağımı bilmiyordum.

How can I put text on the screen?

Ekrana nasıl metin koyabilirim?

It was a real mystery to me.

Benim için gerçek bir gizemdi.

And now that I know how to do it, I’m like what else can I do.

Artık nasıl yapacağımı bildiğime göre başka ne yapabilirim diye düşünüyorum.

And to be honest Steve, a lot of times, I hold back.

Ve dürüst olmak gerekirse Steve, çoğu zaman kendimi tutuyorum.

I would like to add more screen but it is a lesson.

Daha fazla ekran eklemek isterdim ama bu bir ders.

Like, it can't be too distracting.

Mesela çok fazla dikkat dağıtıcı olamaz.

That script that you just popped up in front of the screen, was that the future simple

Az önce ekranın önüne getirdiğiniz senaryo, geleceğin basit senaryosu mu,

versus future continuous script?

geleceğin sürekli senaryosu muydu?

No, this was, um, this is a video I released yesterday.

Hayır, bu dün yayınladığım bir videoydu.

It's…

Bu…

I forgot the video I released yesterday.

Dün yayınladığım videoyu unuttum.

Um, it's about titles and names in English.

Bu İngilizce unvanlar ve isimlerle ilgili.

So Mr., Mrs., newsman all of those titles that I think students can confuse because

Yani Bay, Bayan, haber spikeri tüm bu başlıkların öğrencilerin kafasını karıştırabileceğini düşünüyorum çünkü

there are so many.

çok fazla var.

Well, now, that seems like, I now if you, uh, because I saw you post about and you said

Şimdi, öyle görünüyor ki, şimdi, uh, çünkü senin hakkında paylaşım yaptığını gördüm ve sen gelecek sürekli ve gelecek dedin

future continuous and future, uh, simple that was one of the hardest scripts that you've

, ah, bu

ever had to write.

şimdiye kadar yazmak zorunda kaldığın

That's what you said in your post but Mr. and Mrs. and Ms., that's quite a long script

en zor senaryolardan biriydi

you showed me for Mr., Mrss and Ms. So you are obviously very detailed in in your

. Gönderinizde de öyle demiştiniz ama Bay, Bayan ve Bayan, Bay, Bayan ve Bayan için bana gösterdiğiniz oldukça uzun bir

scripts - the way you go about your preparation.

senaryo . hazırlık.

Yeah, um, I think the reason why the future simple, future continuous script was so difficult

Evet, sanırım gelecekteki basit, gelecekteki sürekli senaryonun bu kadar zor olmasının nedeni,

is because that verb ‘will’… ‘will’ in English is everywhere.

İngilizce'deki 'will'... 'will' fiilinin her yerde olmasıydı.

There are so many uses.

Çok fazla kullanım alanı var.

So I had a kind of I tried to break down ‘will’ before I moved on to future continuous.

Bu yüzden sürekli geleceğe geçmeden önce bir çeşit 'irade'yi parçalamaya çalıştım.

That's why it took so long.

Bu yüzden bu kadar uzun sürdü.

And I was kind of ripping my hairs out trying to find a simple way it's so explain it.

Ve ben de bunu açıklamanın basit bir yolunu bulmaya çalışırken bir nevi tüylerimi yoluyordum.

It's so true and that that doesn't that happen so often when you teach English as a second

Bu çok doğru ve İngilizceyi ikinci veya yabancı dil olarak öğrettiğinizde bu çok sık olmuyor

or foreign language - where suddenly you come across a topic and you think, oh I…

- birdenbire bir konuyla karşılaşıyorsunuz ve şöyle düşünüyorsunuz, ah ben…

I of course I understand this.

elbette bunu anlıyorum.

I’m a native English speaker.

Anadili İngilizce olan biriyim.

But how do I explain this to someone who wouldn't get it?

Ama bunu anlamayan birine bunu nasıl açıklarım?

That's one of the challenges, isn't it?

Zorluklardan biri de bu değil mi?

Yes, oh, absolutely.

Evet, kesinlikle.

And I think, um, you know my years of teaching experience really helped.

Ve sanırım, yıllar süren öğretmenlik deneyimimin gerçekten yardımcı olduğunu biliyorsun.

Because when I first started teaching, I didn't know how to explain things, and it's just

Çünkü öğretmeye ilk başladığımda bazı şeyleri nasıl açıklayacağımı bilmiyordum ve bu sadece

trial and error.

deneme yanılmaydı.

A lot of trial and error and feedback from the students, um, was very helpful.

Pek çok deneme yanılma ve öğrencilerden gelen geri bildirimler çok yardımcı oldu.

Yeah, so, I think you know about the detail in my script.

Evet, sanırım senaryomdaki detayları biliyorsun.

I do put a lot of detail in there.

Oraya çok fazla ayrıntı koyuyorum.

And if I was teaching in front of a class, I wouldn't teach, um, in that much detail

Ve eğer bir sınıfın önünde ders veriyor olsaydım, bu kadar detaylı bir şekilde öğretmezdim

because I could kind of see the students the next day and I can ask some questions.

çünkü ertesi gün öğrencileri görebilir ve bazı sorular sorabilirim.

But I feel like if it's in a video, you know, students can pause the video, they can go

Ama bana öyle geliyor ki eğer bir videodaysa öğrenciler videoyu durdurabilir ve

back to it.

geri dönebilirler.

I might as well get as much information in there as possible.

Oradan mümkün olduğu kadar çok bilgi alabilirim.

Well, you have your YouTube, uh, channel but you also teach online correct?

YouTube kanalınız var ama aynı zamanda çevrimiçi eğitim de veriyorsunuz, değil mi?

Can you tell us about that a little bit?

Bize biraz bundan bahseder misiniz?

Yes, um, I have my online students.

Evet, çevrimiçi öğrencilerim var.

So they're one-to-one students.

Yani onlar birebir öğrencidir.

And I work from home which is great because, um, as you mentioned earlier, I do have three

Ve evden çalışıyorum ki bu harika çünkü daha önce de bahsettiğiniz gibi üç küçük çocuğum var

little kids.

.

And it's not easy for me to get up in the morning, get ready, and go to a language school

Ve sabah kalkıp hazırlanmak, dil okuluna

or anything.

falan gitmek benim için hiç de kolay değil.

So I really enjoy teaching from home.

Bu yüzden evden ders vermekten gerçekten keyif alıyorum.

Um, yeah so I teach about 15 hours a week, um, you know with my one-to-one students,

Evet, haftada yaklaşık 15 saat ders veriyorum, bilirsin, bire bir öğrencilerimle,

so that doesn't leave a lot of time for my YouTube channel.

bu da YouTube kanalıma çok fazla zaman bırakmıyor.

Um, between my one-to-one students, my kids, it's kind of hard to squeeze in that time

Birebir öğrencilerim ve çocuklarım arasında bu zamanı sıkıştırmak biraz zor

,so I know, um, I would like to publish more videos, but it's not always possible.

, bu yüzden biliyorum, daha fazla video yayınlamak isterim ama bu her zaman mümkün olmuyor.

Well, yeah, I wanted to ask about that.

Evet, bunu sormak istedim.

I mean you have… you must have to have an extremely detailed schedule for your… for

Demek istediğim, sizin…

your own life, I would think.

kendi hayatınız için son derece ayrıntılı bir programa sahip olmanız gerektiğini düşünüyorum.

Yeah I…

Evet ben…

I do, um, I work on my YouTube channel a lot of the evenings,

ben, ımm, çoğu akşam YouTube kanalım üzerinde çalışıyorum,

So after my kids come from school, um, you know, I’m kind of busy with snack time,

çocuklarım okuldan geldikten sonra, bilirsin, atıştırma zamanı,

homework time, play time, all of those things that involve them.

ev ödevi zamanı, oyun zamanı gibi şeylerle meşgul oluyorum. onları ilgilendiren şeylerden.

And then, the evening, I can work on my script and, um, when I’m editing that's the fun

Ve sonra, akşam senaryom üzerinde çalışabilirim ve kurguyu yaparken işin eğlenceli

part.

kısmı da budur.

So it's not really a chore for me to edit my videos.

Bu yüzden videolarımı düzenlemek benim için gerçekten bir angarya değil.

It's kind of the script, I think “Oh my god!”

Bu bir çeşit senaryo, sanırım “Aman Tanrım!”

I write my script, but when it's editing, it's the fun ride.

Senaryomu yazıyorum ama düzenleme sırasında eğlenceli bir yolculuk oluyor.

So in the evenings is when I mainly work on it.

Bu yüzden çoğunlukla akşamları bunun üzerinde çalışıyorum.

I understand a little bit more now.

Şimdi biraz daha anlıyorum.

I think because that's kind of the quiet peaceful time of the day when you can sit down and

Sanırım bu, oturup

do the editing, right?

düzenlemeyi yapabileceğiniz, günün sessiz, huzurlu zamanı olduğu için, değil mi?

It is.

Bu.

And I kind of think…

Ve ben bir nevi düşünüyorum…

I think of ideas as I edit.

Düzenleme yaparken aklıma fikirler geliyor.

I’m like, oh, I’m going to include that in there.

Ben de, ah, bunu oraya dahil edeceğim.

I’m going to put that sound effect in there.

Şu ses efektini oraya koyacağım.

So it's a fun.

Bu yüzden eğlenceli.

It's a fun project for me to edit my videos.

Videolarımı düzenlemek benim için eğlenceli bir proje.

Um, and then, once I edit a video and I publish it, I take a couple days off because for me,

Sonra, bir videoyu düzenleyip yayınladıktan sonra birkaç gün izin alıyorum çünkü benim için

it's kind of like a marathon.

bu bir tür maraton gibi.

Just get my video out there, um, yeah so that's where I am now.

Videomu yayınla, evet, işte şimdi buradayım.

I’m kind of in between videos.

Videoların arasında kalmış durumdayım.

Do you get…

Anlıyor musunuz…

I’ll ask you that question now that I wanted to bring up before, do you get a lot of feedback,

Daha önce de gündeme getirmek istediğim şu soruyu şimdi size soracağım,

from obviously from students?

öğrencilerden tabii ki çok fazla geri bildirim alıyor musunuz?

Yes, but do you get feedback from teachers as well?

Evet ama öğretmenlerden de geri bildirim alıyor musunuz?

Oh, um, yes I do.

Ah, evet inanıyorum.

And I love hearing from teachers.

Ve öğretmenlerden haber almayı seviyorum.

So, um, if any teachers comment, thank you very much for commenting.

Herhangi bir öğretmen yorum yaparsa, yorum yaptığınız için çok teşekkür ederim.

I love hearing from you.

Senden haber almayı seviyorum.

Um, yeah, I get very nice comments thanking me for helping them with their lessons.

Evet, derslerinde onlara yardımcı olduğum için bana teşekkür eden çok güzel yorumlar alıyorum.

Or I get questions, um, and so I try to answer as many comments as possible but I can't always

Veya sorular alıyorum ve mümkün olduğu kadar çok yorumu yanıtlamaya çalışıyorum ama her zaman

get to all of them.

hepsine ulaşamıyorum.

And, yeah, teachers do message me.

Ve evet, öğretmenler bana mesaj atıyor.

And it's really nice to hear because as a teacher I feel I can feel their pain when

Bunu duymak gerçekten çok güzel çünkü bir öğretmen olarak , bir konunun öğretilmesi zor olduğunda

a topic is hard to teach.

onların acısını hissedebildiğimi hissediyorum

I’m like, “Yes, I feel your pain.”

. Ben de 'Evet, acını hissediyorum' dedim.

Well I was going to recommend because it's been a while since I’ve been in a classroom

Bunu önerecektim çünkü sınıf ortamına girmeyeli uzun zaman oldu

setting but as a former teacher I would recommend that teachers visit your channel as well because

ama eski bir öğretmen olarak öğretmenlerin de kanalınızı ziyaret etmelerini tavsiye ederim çünkü

not only can they get help perhaps with an explanation of something that they've been

sadece istedikleri bir şeyin açıklaması konusunda yardım almakla kalmazlar. Öğretmeye çalışıyorum

trying to teach but they can also get lessons or ideas for lessons for their own classrooms

ama aynı zamanda kendi sınıfları için de ders veya ders fikirleri alabilirler

as well.

.

So I would totally recommend that teachers visit your channel.

Bu yüzden öğretmenlerin kanalınızı ziyaret etmelerini kesinlikle tavsiye ederim.

Thank you.

Teşekkür ederim.

And, um, some teachers do say I use your videos and my lessons and my students say, “Hi.”

Ve bazı öğretmenler sizin videolarınızı ve derslerimi kullandığımı söylüyor ve öğrencilerim de "Merhaba" diyor.

I’m like, “Wow,” it's kind of nice to be part of a community that I never met and

Ben şöyle düşünüyorum: "Vay canına, hiç tanışmadığım bir topluluğun parçası olmak çok güzel ve

they, you know, they've seen my videos.

onlar, bilirsin, videolarımı görmüşler.

That's kind of a nice, um, way to connect with people online.

Bu insanlarla çevrimiçi bağlantı kurmanın güzel bir yolu.

And that's what I what I do love about my YouTube channel is that I can connect with

YouTube kanalımda sevdiğim şey de bu,

people all over the world.

dünyanın her yerinden insanlarla bağlantı kurabiliyorum.

Um, yeah, it's a cool.

Evet, çok hoş.

It's a cool thing, isn't it?

Harika bir şey, değil mi?

I…

Ben…

I was looking at some of your comments and you do have, um, viewers from all over the

bazı yorumlarınıza bakıyordum ve gezegenin her yerinden izleyicileriniz var

planet.

.

The world and teaching itself has changed and learning itself maybe learning at its

Dünya ve öğretimin kendisi değişti ve öğrenmenin kendisi belki özünde öğrenme

core hasn't changed but how we learned that the tools that we have available to us has…

değişmedi ama elimizdeki araçların öğrendiğimizi...

has learned… has changed so much.

öğrendiğimizi... çok değiştirdi.

And now people can learn from anywhere around the world.

Ve artık insanlar dünyanın her yerinden öğrenebilirler.

And I was looking at the comments and you do have students from all over the world.

Yorumlara bakıyordum ve dünyanın her yerinden öğrencileriniz var.

That's kind of… that's really cool, isn't it?

Bu bir nevi… bu gerçekten harika, değil mi?

It is really cool.

Gerçekten harika.

I like responding to them and, um, I try to ask them questions as well.

Onlara yanıt vermeyi seviyorum ve onlara sorular sormaya da çalışıyorum.

And I get some really funny comments, um, you know, about I can't think of a funny comment

Ve gerçekten komik yorumlar alıyorum, bilirsiniz, şu anda aklıma komik bir yorum gelmiyor

right now.

.

I do…

Ben...

I do get funny comments.

Komik yorumlar alıyorum.

That's a funny comment.

Bu komik bir yorum.

That's a funny comment.

Bu komik bir yorum.

That's a funny comment, um, trust me, I get funny comments.

Bu komik bir yorum, güven bana, komik yorumlar alıyorum.

I just can't remember them.

Onları hatırlayamıyorum.

I wish I made a list.

Keşke bir liste yapsaydım.

Oh, that's quite all right.

Ah, sorun değil.

So then, what is the future, uh, of your channel?

Peki kanalınızın geleceği ne olacak?

Do you have any plans to kind of come up with, I don't know, I’m guess, I’m wondering,

Herhangi bir planınız var mı, bilmiyorum, sanırım merak ediyorum,

if there's maybe a website coming, or an app coming, or books coming, or things like that?

belki bir web sitesi mi, bir uygulama mı, yoksa kitaplar mı geliyor, veya buna benzer şeyler mi geliyor?

But, I’m also guessing that maybe there's just not enough hours in the day for that

Ama aynı zamanda

right now.

şu anda

I do have a website, arnelseverydayEnglish.com And on my website, I have a blog that goes

günde bunun için yeterli saatin olmadığını da tahmin ediyorum . ArnelseverydayEnglish.com adında bir web sitem var ve web sitemde

along with my videos.

videolarımla birlikte gelen bir blogum var.

Not all of my videos, but a lot of my videos.

Tüm videolarımı değil, ancak videolarımın çoğunu.

Um, they, I make a blog post because some people prefer reading watching so I have my

Hım, onlar, bir blog yazısı hazırlıyorum çünkü bazı insanlar okumayı izlemeyi tercih ediyor, bu yüzden web sitem var

website, and on my website, I have a free library where students can download PDFs,

ve web sitemde öğrencilerin 'iyi ve karşı' gibi farklı gramer konuları hakkında

um, about different grammar topics like, um, ‘well versus good’ or homophones.

PDF'ler indirebilecekleri ücretsiz bir kütüphanem var. iyi' veya sesteş sözcükler.

So lots of different, um, different PDFs and one thing students might like is I have a

Pek çok farklı, ımm, farklı PDF'ler ve öğrencilerin hoşuna gidebilecek şeylerden biri de 101 deyimden oluşan bir PDF'ye sahip olmamdır

PDF of 101 idioms and it's very colorful - you can print it out, you can cut it up.

ve çok renklidir; onu yazdırabilirsiniz, kesebilirsiniz.

So I recommend you go and check it out.

Bu yüzden gidip kontrol etmenizi öneririm.

Fantastic.

Fantastik.

And tell us why everyone should visit your YouTube channel Arnel’s Everyday English?

Bize neden herkesin YouTube kanalınız Arnel's Everyday English'i ziyaret etmesi gerektiğini söyleyin?

Because I…

Çünkü ben…

I hope it helps you.

umarım sana yardımcı olur.

I hope you find a video there that can help you with one of your, um, you know a grammar

Umarım orada karşılaştığınız dil bilgisi problemlerinden birinde size yardımcı olabilecek bir video bulursunuz

problem you have.

.

Or if you want to expand your vocabulary.

Veya kelime dağarcığınızı genişletmek istiyorsanız.

And I hope, um, my channel will teach you something new in a fun way .

Ve umarım kanalım size eğlenceli bir şekilde yeni bir şeyler öğretir.

That's what I would like - in a fun way, colorful way.

Ben de bunu isterdim; eğlenceli ve renkli bir şekilde.

And I’m speaking from my own experience, watching a few of your videos, you are so…

Ve ben kendi deneyimlerime dayanarak konuşuyorum, birkaç videonuzu izleyerek, siz çok…

so good at speaking, uh, in a way that everyone can understand.

herkesin anlayabileceği bir şekilde konuşmada çok iyisiniz.

You've had a lot of experience in front of the camera now.

Artık kamera önünde çok fazla deneyim yaşadınız.

Everything is very controlled.

Her şey çok kontrollü.

And I thought when I was watching you, wow, this is a really really good teacher.

Ve seni izlerken düşündüm ki, bu gerçekten çok iyi bir öğretmen.

So I think everyone should check out Arnel’s Everyday English.

Bu yüzden herkesin Arnel'in Gündelik İngilizce'sine göz atması gerektiğini düşünüyorum.

You can find that on YouTube.

Bunu YouTube'da bulabilirsiniz.

You can check out, uh, her, uh, website as well for the blog posts and the PDFs and all

Blog yazıları, PDF'ler ve

of those.

bunların

100 was it 101 1001 English 101 idioms okay 101 idioms maybe a thousand for free maybe

hepsi için web sitesine de göz atabilirsiniz . 100 öyle miydi 101 1001 İngilizce 101 deyim tamam 101 deyim belki bin bedava belki

a thousand and one a few years down the road who knows that's my next one yeah right

bin bir bir birkaç yıl sonra kim bilir bu benim bir sonraki deyim evet doğru

Well, Arnel, it was a real pleasure to speak with you today.

Pekala Arnel, bugün seninle konuşmak gerçekten büyük bir zevkti.

Once again congratulations on your channel's success and your family success and all of

Kanalınızın başarısı, ailenizin başarısı ve

the success in your life.

hayatınızdaki tüm başarılar için bir kez daha tebrikler.

And I hope that we can speak again someday.

Ve umarım bir gün tekrar konuşabiliriz.

Thank you.

Teşekkür ederim.

Thank you very much Steve for just for being so easy to talk to and so complimentary about

Konuşması bu kadar kolay olduğu ve kanalımı bu kadar övdüğün için Steve'e çok teşekkür ederim

my channel.

.

Thank you very much.

Çok teşekkür ederim.

Well I appreciate your compliments as well.

Ben de iltifatlarınızı takdir ediyorum.

That'll do it for today's edition.

Bugünkü baskıda bu yeterli olacaktır.

This edition of Speak English fluently.

İngilizceyi Akıcı Bir Şekilde Konuşun kitabının bu basımı.

I’ve been your host Steve Hatherly.

Sunucunuz Steve Hatherly oldum.

I hope you come back again next time.

Umarım bir dahaki sefere tekrar gelirsin.

And if you are interested in seeing more interview style videos, on my own personal channel,

Ayrıca kişisel kanalımda daha fazla röportaj tarzı video görmek istiyorsanız

you can search Storytime Steve Hatherly on YouTube as well.

Storytime Steve Hatherly'yi YouTube'da da arayabilirsiniz.

Now thank you once again and have a good one, bye.

Şimdi bir kez daha teşekkür ederim ve iyi tatiller dilerim, hoşçakalın.

Bye-bye.

Güle güle.