The Future of News? Virtual Reality | Nonny de la Peña | TED Talks

83,544 views ・ 2015-12-15

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Eren Gokce Gözden geçirme: Ramazan Şen
00:12
What if I could present you a story
0
12785
1880
Eğer size sadece zihninizle değil,
00:14
that you would remember with your entire body
1
14689
2414
tüm bedeninizle hatırlayacağınız bir hikâye
00:17
and not just with your mind?
2
17127
2157
sunsam ne olurdu?
00:19
My whole life as a journalist, I've really been compelled
3
19308
2675
Hayatım boyunca, bir gazeteci olarak cidden fark yaratacak
00:22
to try to make stories that can make a difference
4
22007
2311
ve belki de insanların umursamasına sebep olacak
00:24
and maybe inspire people to care.
5
24342
2570
hikâyeler ortaya çıkarmaya çalıştım.
00:26
I've worked in print. I've worked in documentary.
6
26936
2326
Basılı yayında çalıştım. Belgeselde çalıştım.
00:29
I've worked in broadcast.
7
29286
1269
Görsel medyada çalıştım.
00:30
But it really wasn't until I got involved with virtual reality
8
30579
3062
Ancak sanal gerçeklikle uğraşmaya başlayınca,
00:33
that I started seeing these really intense,
9
33665
2841
insanlardan beni sahiden çok şaşırtan
00:36
authentic reactions from people
10
36530
1984
gerçekten kuvvetli, içten reaksiyonları
00:38
that really blew my mind.
11
38538
1675
görmeye başladım.
00:40
So the deal is that with VR, virtual reality,
12
40237
4673
SG, yani sanal gerçeklikliğin olayı,
00:44
I can put you on scene
13
44934
3000
sizi hikâyenin tam ortasına,
00:47
in the middle of the story.
14
47958
1801
sahneye koyabiliyorum.
00:50
By putting on these goggles that track wherever you look,
15
50148
3484
Nereye bakarsanız takip eden gözlükleri takarak,
00:53
you get this whole-body sensation,
16
53656
2928
tüm bedenin hissetmesini sağlıyorsunuz,
00:56
like you're actually, like, there.
17
56608
2207
gerçekten de oradaymışsınız gibi.
00:59
So five years ago was about when I really began to push the envelope
18
59209
3402
Beş sene önce sanal gerçeklikle gazeteciliği bir arada
01:02
with using virtual reality and journalism together.
19
62635
3250
kullanmak üzere gerçekten sınırları zorlamaya başladığım zamandı.
01:05
And I wanted to do a piece about hunger.
20
65909
2548
Ve açlıkla ilgili bir parça yapmak istedim.
01:08
Families in America are going hungry, food banks are overwhelmed,
21
68481
3159
Amerika'daki aileler aç kalıyor, gıda bankaları hücuma uğrayarak
01:11
and they're often running out of food.
22
71664
2055
çoğu zaman yiyecekleri tükeniyor.
01:14
Now, I knew I couldn't make people feel hungry,
23
74330
3619
Biliyordum ki insanları aç hissettiremem,
01:17
but maybe I could figure out a way to get them to feel something physical.
24
77973
3817
ama onların fiziksel bir şeyler hissetmeleri için bir yol bulabilirdim.
01:22
So -- again, this is five years ago --
25
82726
3064
Bu yüzden -- yine, bu beş sene önce --
01:25
so doing journalism and virtual reality together
26
85814
3176
gazeteciliğin ve sanal gerçekliğin birlikte yapılması
01:29
was considered a worse-than-half-baked idea,
27
89014
2983
yarı olgun bir fikirden daha kötü olarak düşünülüyordu
01:32
and I had no funding.
28
92021
1355
ve finansmanım yoktu.
01:33
Believe me, I had a lot of colleagues laughing at me.
29
93400
2499
İnanın ki bana gülen bir sürü meslektaşım vardı.
01:35
And I did, though, have a really great intern,
30
95923
3790
Ama gerçekten harika bir stajyerim vardı,
01:39
a woman named Michaela Kobsa-Mark.
31
99737
2238
Michaela Kobsa-Mark adında bir kadın.
01:41
And together we went out to food banks
32
101999
1818
Birlikte gıda bankalarına gittik,
01:43
and started recording audio and photographs.
33
103841
3072
ses ve fotoğraf kayıtları almaya başladık.
01:46
Until one day she came back to my office
34
106937
1920
Bir gün ofisime geri geldiğinde
01:48
and she was bawling, she was just crying.
35
108881
2395
haykırıyordu, sadece ağlıyordu.
01:51
She had been on scene at a long line,
36
111300
2602
Olay yerinde uzun bir kuyruktaymış,
01:53
where the woman running the line was feeling extremely overwhelmed,
37
113926
3945
sırayı idare eden kadın son derece sıkıntı duyuyor
01:57
and she was screaming, "There's too many people!
38
117895
2968
ve bağırıyormuş, "Çok fazla insan var!"
02:00
There's too many people!"
39
120887
1896
"Çok fazla insan var!"
02:02
And this man with diabetes doesn't get food in time,
40
122807
3555
Diyabetli bir adam zamanında yemeğini alamamış,
02:06
his blood sugar drops too low, and he collapses into a coma.
41
126386
3555
kan şekeri çok fazla düşmüş ve komaya girmiş.
02:10
As soon as I heard that audio,
42
130695
1532
Bu kaydı duyar duymaz,
02:12
I knew that this would be the kind of evocative piece
43
132251
3245
bunun gıda bankalarında neler olduğunu anlatabilecek,
02:15
that could really describe what was going on at food banks.
44
135520
3104
hatırda kalıcı türden bir parça olabileceğini biliyordum.
02:19
So here's the real line. You can see how long it was, right?
45
139290
3616
İşte gerçek sıra. Ne kadar uzunlukta olduğunu görüyorsunuz, değil mi?
02:22
And again, as I said, we didn't have very much funding,
46
142930
2627
Dediğim gibi, fazla finansmanımız yoktu,
02:25
so I had to reproduce it with virtual humans that were donated,
47
145581
3750
bu yüzden bağışlanan sanal insanlarla reprodüksiyon yapmak zorunda kaldım,
02:29
and people begged and borrowed favors to help me create the models
48
149355
4126
modelleri yaratmama yardımcı olmak ve işleri elimden geldiğince doğru olarak
02:33
and make things as accurate as we could.
49
153505
2159
yapmam için insanlar yardım rica ederek destek aldılar.
02:35
And then we tried to convey what happened that day
50
155688
2609
Sonra o gün neler olduğunu mümkün olduğunca
02:38
with as much as accuracy as is possible.
51
158321
2794
doğru şekilde iletmeye çalıştık.
02:41
(Video) Voice: There's too many people! There's too many people!
52
161680
4198
(Video) Ses: Çok fazla insan var! Çok fazla insan var!
02:54
Voice: OK, he's having a seizure.
53
174340
2721
Ses: Tamam, kriz geçiriyor.
03:11
Voice: We need an ambulance.
54
191023
2849
Ses: Bir ambulans lazım.
03:14
Nonny de la Peña: So the man on the right,
55
194181
2017
Nonny de la Peña: Sağdaki adam,
03:16
for him, he's walking around the body.
56
196222
1872
ona göre, bedenin etrafında yürüyor.
03:18
For him, he's in the room with that body.
57
198118
2697
Ona göre, o bedenle aynı odada.
03:21
Like, that guy is at his feet.
58
201355
1817
Bu adam ayağının dibinde.
03:23
And even though, through his peripheral vision,
59
203601
2207
Periferik görüşüyle olsa bile,
03:25
he can see that he's in this lab space,
60
205832
2071
bu laboratuvar alanında olduğunu görebiliyor,
03:27
he should be able to see that he's not actually on the street,
61
207927
4213
aslında sokakta olmadığını görebilmesi lazım;
03:32
but he feels like he's there with those people.
62
212164
2896
ama o insanlarla orada olduğunu hissediyor.
03:35
He's very cautious not to step on this guy
63
215084
2010
Gerçekten orada olmayan o adamın üzerine
03:37
who isn't really there, right?
64
217118
1666
basmamaya dikkat ediyor, değil mi?
03:39
So that piece ended up going to Sundance in 2012,
65
219506
3103
Bu eser sonuçta 2012 yılında Sundance'e gitti,
03:42
a kind of amazing thing, and it was the first virtual reality film
66
222633
3921
oldukça inanılmaz bir şey ve bu esasen
03:46
ever, basically.
67
226578
1960
ilk sanal gerçeklik filmiydi.
03:49
And when we went, I was really terrified.
68
229062
1961
Gittiğimizde, gerçekten korktum.
03:51
I didn't really know how people were going to react
69
231047
2437
İnsanların nasıl tepki vereceğini ve neler olacağını
03:53
and what was going to happen.
70
233508
1389
gerçekten bilmiyordum.
03:54
And we showed up with this duct-taped pair of goggles.
71
234921
2897
Selobantlı bir çift gözlükle oraya gittik.
03:57
(Video) Oh, you're crying. You're crying. Gina, you're crying.
72
237842
3985
(Video) Ağlıyorsun. Ağlıyorsun. Gina, ağlıyorsun.
04:01
So you can hear the surprise in my voice, right?
73
241851
2720
Sesimdeki şaşırmayı duyabiliyorsunuz, değil mi?
04:04
And this kind of reaction ended up being the kind of reaction we saw
74
244595
3595
Bu tür bir tepki sonuçta durmadan gördüğümüz
04:08
over and over and over:
75
248214
2770
türden bir tepki oldu:
04:11
people down on the ground trying to comfort the seizure victim,
76
251008
3706
İnsanlar yerde kriz geçiren mağduru rahatlatmaya çalışıyor,
04:14
trying to whisper something into his ear
77
254738
1920
kulağına bir şeyler fısıldamaya
04:16
or in some way help, even though they couldn't.
78
256682
3958
veya bir şekilde yardım etmeye çalışıyor, yapamasalar da.
04:20
And I had a lot of people come out of that piece saying,
79
260664
2684
Bir sürü insan bu filmden sonra bana gelip şöyle dedi,
04:23
"Oh my God, I was so frustrated. I couldn't help the guy,"
80
263372
2724
"Aman Tanrım, çok sinirlendim. Adama yardım edemedim."
04:26
and take that back into their lives.
81
266120
1721
ve bunu alıp hayatlarına döndüler.
04:28
So after this piece was made,
82
268999
1866
Bu eser yapıldıktan sonra,
04:32
the dean of the cinema school at USC, the University of Southern California,
83
272198
3809
USC'nin, Güney Kaliforniya Üniversitesi'nin sinema okulunun dekanı
04:36
brought in the head of the World Economic Forum to try "Hunger,"
84
276031
4207
Dünya Ekonomik Forumu başkanını "Açlık"ı denemesi için getirdi,
04:40
and he took off the goggles,
85
280262
1341
kendisi gözlükleri çıkardığında
04:41
and he commissioned a piece about Syria on the spot.
86
281627
3040
hemen orada Suriye'yle ilgili bir parça sipariş etti.
04:44
And I really wanted to do something about Syrian refugee kids,
87
284691
2913
Ben de Suriyeli mülteci çocuklarla ilgili gerçekten bir şeyler yapmak istedim,
04:47
because children have been the worst affected by the Syrian civil war.
88
287628
4292
çünkü çocuklar Suriye'deki iç savaştan en çok etkilenenler.
04:52
I sent a team to the border of Iraq to record material at refugee camps,
89
292809
3958
Mülteci kamplarında materyal kaydetmesi için Irak sınırına bir ekip gönderdim,
04:56
basically an area I wouldn't send a team now,
90
296791
3151
şimdi bir ekibi göndermeyeceğim bir bölgeye,
04:59
as that's where ISIS is really operating.
91
299966
2468
çünkü IŞİD'in gerçekte faaliyette bulunduğu yer.
05:02
And then we also recreated a street scene
92
302458
2706
Sonra genç bir kızın şarkı söylediği ve
05:05
in which a young girl is singing and a bomb goes off.
93
305188
3523
bir bombanın patladığı bir sokak sahnesi de canlandırdık.
05:09
Now, when you're in the middle of that scene
94
309340
2079
Öyle ki, o sahnenin ortasındayken ve
05:11
and you hear those sounds,
95
311443
2554
o sesleri duyduğunuzda,
05:14
and you see the injured around you,
96
314021
2293
etrafınızda yaralananları gördüğünüzde,
05:16
it's an incredibly scary and real feeling.
97
316338
3000
inanılmaz derecede korkutucu ve gerçekçi bir his.
05:19
I've had individuals who have been involved in real bombings tell me
98
319362
4540
Gerçek bombalama yaşayan kişiler bana
05:23
that it evokes the same kind of fear.
99
323926
3475
benzer bir korku uyandırdığını söylediler.
05:28
[The civil war in Syria may seem far away]
100
328211
4519
[Suriye'deki iç savaş uzakta görünebilir]
05:34
[until you experience it yourself.]
101
334078
6266
[ta ki kendiniz deneyimleyene dek]
05:41
(Girl singing)
102
341062
6951
(Kız şarkı söylüyor)
05:48
(Explosion)
103
348037
2778
(Patlama)
05:50
[Project Syria]
104
350839
4237
[Proje Suriye]
05:55
[A virtual reality experience]
105
355988
1997
[Bir sanal gerçeklik deneyimi]
05:58
NP: We were then invited to take the piece
106
358653
2068
NP: Sonra eseri Londra'daki Victoria ve Albert Müzesi'ne
06:00
to the Victoria and Albert Museum in London.
107
360745
2054
götürmek üzere davet edildik.
06:02
And it wasn't advertised.
108
362823
1357
Reklamı yapılmamıştı.
06:04
And we were put in this tapestry room.
109
364204
2324
Bizi duvar halılarının olduğu odaya koydular.
06:06
There was no press about it,
110
366552
1342
Konuyla ilgili basın yoktu,
06:07
so anybody who happened to walk into the museum to visit it that day
111
367918
3737
yani o gün müzeyi ziyaret etmek üzere gelmiş olanlar
06:11
would see us with these crazy lights.
112
371679
1763
bizi o çılgın ışıklarla göreceklerdi.
06:13
You know, maybe they would want to see the old storytelling of the tapestries.
113
373466
3675
Belki duvar halılarının eski hikâyeleri anlatımını görmek isteyeceklerdi.
06:17
They were confronted by our virtual reality cameras.
114
377165
2467
Bizim sanal gerçeklik kameralarımızla karşılaştılar.
06:20
But a lot of people tried it, and over a five-day run
115
380513
3127
Ancak bir sürü insan denedi ve beş günlük sürenin
06:23
we ended up with 54 pages of guest book comments,
116
383664
4540
sonunda 54 sayfalık ziyaretçi defteri yorumları aldık
06:28
and we were told by the curators there
117
388228
2336
ve oradaki küratörler böyle bir akını
06:30
that they'd never seen such an outpouring.
118
390588
2589
daha önce görmediklerini söylediler.
06:33
Things like, "It's so real," "Absolutely believable,"
119
393201
4627
Şöyle şeyler, "Çok gerçekçi," "Kesinlikle inanılmaz,"
06:37
or, of course, the one that I was excited about,
120
397852
2460
veya elbette bana çok heyecan veren,
06:40
"A real feeling as if you were in the middle of something
121
400336
2849
"Normalde TV haberlerinde göreceğiniz bir şeyin
06:43
that you normally see on the TV news."
122
403209
2262
tam ortasında olduğunuzu gerçekten hissetme."
06:46
So, it works, right? This stuff works.
123
406463
3476
Yani işe yarıyor, değil mi? Bu şey işe yarıyor.
06:50
And it doesn't really matter where you're from or what age you are --
124
410297
3795
Nereden olduğunuz veya yaşınız fark etmiyor --
06:54
it's really evocative.
125
414116
2203
gerçekten akılda kalıcı.
06:56
Now, don't get me wrong -- I'm not saying that when you're in a piece
126
416343
3952
Şimdi beni yanlış anlamayın -- filmin içindeyken orada olduğunuzu
07:00
you forget that you're here.
127
420319
2880
unuttuğunuzu söylemiyorum.
07:03
But it turns out we can feel like we're in two places at once.
128
423223
3175
Ancak aynı anda iki yerde olduğumuzu hissedebildiğimiz ortaya çıktı.
07:06
We can have what I call this duality of presence,
129
426422
3150
Benim ikili var olma adını verdiğim şey mümkün
07:09
and I think that's what allows me to tap into these feelings of empathy.
130
429596
4857
ve bence empati hislerine dokunmama izin veren şey bu.
07:14
Right?
131
434477
1151
Değil mi?
07:16
So that means, of course,
132
436041
3191
Elbette bunun anlamı,
07:19
that I have to be very cautious about creating these pieces.
133
439256
4895
bu eserleri yaratırken çok dikkatli olmam gerekiyor.
07:24
I have to really follow best journalistic practices
134
444175
4262
Gerçekten en iyi gazetecilik uygulamalarını izlemeli
07:28
and make sure that these powerful stories
135
448461
2135
ve bu güçlü hikâyelerin dürüstlükle
07:30
are built with integrity.
136
450620
1586
geliştirildiğine emin olmalıyım.
07:32
If we don't capture the material ourselves,
137
452230
2373
Eğer materyalleri kendimiz çekmezsek,
07:34
we have to be extremely exacting
138
454627
4968
kaynağını anlama, o malzemenin
07:39
about figuring out the provenance and where did this stuff come from
139
459619
3301
nereden geldiği ve gerçekliği konusunda
07:42
and is it authentic?
140
462944
1308
son derece titiz olmalıyız.
07:44
Let me give you an example.
141
464276
1357
Size bir örnek vereyim.
07:45
With this Trayvon Martin case, this is a guy, a kid,
142
465657
2937
Trayvon Martin olayında, kendisi 17 yaşında bir genç,
07:48
who was 17 years old and he bought soda and a candy at a store,
143
468618
4103
bir çocuk ve bir dükkândan içecek ve şekerleme almış
07:52
and on his way home he was tracked by a neighborhood watchman
144
472745
3476
ve eve dönerken George Zimmerman adında bir semt bekçisi
07:56
named George Zimmerman who ended up shooting and killing him.
145
476245
2865
tarafından izlenmiş, adam sonuçta ona ateş edip öldürmüş.
07:59
To make that piece,
146
479657
1152
Bu parçayı yapmak için,
08:00
we got the architectural drawings of the entire complex,
147
480833
3602
tüm kompleksin mimari çizimlerini aldık
08:04
and we rebuilt the entire scene inside and out, based on those drawings.
148
484459
4769
ve bu çizimlere dayanarak tüm sahneyi yeniden derledik.
08:09
All of the action
149
489252
1295
Tüm aksiyon,
08:10
is informed by the real 911 recorded calls to the police.
150
490571
4919
polisle yapılmış gerçek 911 kayıtlı görüşmelerinin bilgisini içeriyor.
08:16
And interestingly, we broke some news with this story.
151
496411
2777
İlginç bir şekilde, bu hikâyeyle bazı bilgileri vermiş olduk.
08:19
The forensic house that did the audio reconstruction, Primeau Productions,
152
499212
3975
Yeniden ses düzenlemesini yapan adli kurum Primeau Productions,
08:23
they say that they would testify
153
503211
1946
George Zimmerman'ın arabasından
08:25
that George Zimmerman, when he got out of the car,
154
505181
2675
dışarı çıktıktan sonra, Martin'i takip etmeye gitmeden
08:27
he cocked his gun before he went to give chase to Martin.
155
507880
2832
tetiği çektiğini doğrulayacağını belirtti.
08:32
So you can see that the basic tenets of journalism,
156
512013
3405
Yani görüyorsunuz ki gazeteciliğin temel ilkeleri
08:35
they don't really change here, right?
157
515442
1873
gerçekten değişmiyor burada, değil mi?
08:37
We're still following the same principles that we would always.
158
517339
3404
Her zaman izleyeceğimiz aynı prensipleri hâlâ izliyoruz.
08:40
What is different is the sense of being on scene,
159
520767
3303
Farklı olan sahnenin içinde olma hissi,
08:44
whether you're watching a guy collapse from hunger
160
524094
2341
ister bir adamın açlıktan yere yıkıldığını görün,
08:46
or feeling like you're in the middle of a bomb scene.
161
526459
2485
isterse bir bombalama sahnesinin ortasında olduğunuzu hissedin.
08:48
And this is kind of what has driven me forward with these pieces,
162
528968
4948
Bu parçaları ortaya çıkarmamı ve nasıl yapacağımı düşünmemi
08:53
and thinking about how to make them.
163
533940
1723
sağlayan şey işte biraz da bu.
08:55
We're trying to make this, obviously, beyond the headset, more available.
164
535687
4195
Bunu tabii ki başlığın ötesinde, daha kolay bulunur hâle getirmeye çalışıyoruz.
08:59
We're creating mobile pieces like the Trayvon Martin piece.
165
539906
2927
Trayvon Martin parçası gibi mobil parçalar geliştiriyoruz.
09:02
And these things have had impact.
166
542857
3549
Bunların etkisi oldu.
09:06
I've had Americans tell me that they've donated,
167
546430
2572
Bana bağış yaptıklarını söyleyen Amerikalılar oldu,
09:09
direct deductions from their bank account, money to go to Syrian children refugees.
168
549026
4394
Suriyeli çocuk mültecilere gitmesi için
direkt banka hesaplarından düşülen paralar.
09:13
And "Hunger in LA," well, it's helped start
169
553444
2333
"LA'de Açlık" ise, bence gelecekte
09:15
a new form of doing journalism
170
555801
2429
diğer tüm normal platformları
09:18
that I think is going to join all the other normal platforms
171
558254
3096
birleştirecek yeni bir tür gazeteciliği başlatmaya
09:21
in the future.
172
561374
1151
yardımcı oldu.
09:22
Thank you.
173
562549
1164
Teşekkürler.
09:23
(Applause)
174
563737
2412
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7