Mike deGruy: Hooked by an octopus

Mike deGruy: Ahtapotun kancasında

73,758 views ・ 2010-04-15

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: B. Duygu Özpolat Gözden geçirme: Sancak Gülgen
00:15
I first became fascinated with octopus at an early age.
0
15260
3000
Ahtapot beni çok küçük yaşlarda büyüledi.
00:18
I grew up in Mobile, Alabama --
1
18260
2000
Mobile, Alabama'da büyüdüm.
00:20
somebody's got to be from Mobile, right? --
2
20260
2000
Birimizin Mobile'den olması lazım, di mi?
00:22
and Mobile sits at the confluence of five rivers,
3
22260
3000
Ve Mobile, çok güzel bir delta oluşturan 5 ırmağın
00:25
forming this beautiful delta.
4
25260
2000
birleştiği bir yerdedir.
00:27
And the delta has alligators crawling
5
27260
2000
Bu deltada, balıklarla dolu suyun
00:29
in and out of rivers filled with fish
6
29260
2000
içine dışına sürünen timsahlar
00:31
and cypress trees dripping with snakes,
7
31260
2000
ve üzerlerinde yılanlar sallanan ve türlü
00:33
birds of every flavor.
8
33260
2000
kuş bulunan selviler vardır.
00:35
It's an absolute magical wonderland to live in --
9
35260
3000
Eğer hayvanlara ilgi duyan bir çocuksanız burası,
00:38
if you're a kid interested in animals, to grow up in.
10
38260
3000
büyümek için kesinlikle sihirli harikalar diyarıdır.
00:41
And this delta water flows to Mobile Bay, and finally into the Gulf of Mexico.
11
41260
4000
Bu deltanın suyu Mobile Koy'una akar ve nihayet Meksika Körfezi'ne ulaşır.
00:45
And I remember my first real contact with octopus
12
45260
3000
Bir ahtapotla ilk gerçek temasımı hatırlıyorum
00:48
was probably at age five or six.
13
48260
2000
5 ya da 6 yaşındaydım.
00:50
I was in the gulf, and I was swimming around and saw a little octopus on the bottom.
14
50260
3000
Körfezdeydim, yüzüyordum ve tabanda küçük bir ahtapod gördüm.
00:53
And I reached down and picked him up, and immediately
15
53260
3000
Aşağı uzanıp onu elime alır almaz, hayvanın
00:56
became fascinated and impressed by its speed and its strength and agility.
16
56260
3000
hızı ve gücü ve atikliği karşısında çok şaşırdım ve bundan çok etkilendim.
00:59
It was prying my fingers apart and moving to the back of my hand.
17
59260
4000
Parmaklarımı ayırıp elimin arka tarafına geçiyordu.
01:03
It was all I could do to hold onto this amazing creature.
18
63260
2000
Bu muhteşem yaratığı tutmak için tek yapabildiğim buydu.
01:05
Then it sort of calmed down in the palms of my hands
19
65260
3000
Nihayet avuçlarımın içinde sakinleşti
01:08
and started flashing colors,
20
68260
2000
ve renkler saçmaya başladı,
01:10
just pulsing all of these colors.
21
70260
2000
bir sürü renk yayıyordu,
01:12
And as I looked at it, it kind of tucked its arms under it,
22
72260
3000
ve ona baktığımda, kollarını vücudunun altına sakladı,
01:15
raised into a spherical shape
23
75260
2000
küresel bir şekil aldı,
01:17
and turned chocolate brown with two white stripes.
24
77260
3000
ve iki beyaz çizgi ve çikolata kahvesine büründü.
01:20
I'm going, "My gosh!" I had never seen anything like this in my life!
25
80260
3000
O sırada, "Tanrım! Hayatımda hiç böyle şey görmedim!" diye düşündüm
01:23
So I marveled for a moment, and then decided it was time to release him,
26
83260
3000
Bir an şaşaladım ve onu serbest bırakmanın zamanı geldiğine karar verdim,
01:26
so I put him down.
27
86260
2000
ve bıraktım.
01:28
The octopus left my hands and then did the damnedest thing:
28
88260
4000
Ahtapot ellerimden ayrıldı ve çok acayip bir şey yaptı.
01:32
It landed on the bottom in the rubble
29
92260
3000
Tabandaki taşların üzerine indi
01:35
and -- fwoosh! -- vanished
30
95260
2000
ve -- "hoooop!" -- yok oldu! --
01:37
right before my eyes.
31
97260
1000
gözlerimin önünde.
01:38
And I knew, right then, at age six,
32
98260
2000
Ve o anda, 6 yaşımda, anladım ki
01:40
that is an animal that I want to learn more about. So I did.
33
100260
3000
bu hayvan hakkında daha çok bilmek istiyordum. Öyle de yaptım.
01:43
And I went off to college and got a degree in marine zoology,
34
103260
3000
Üniversiteye girdim ve deniz zoolojisi okudum,
01:46
and then moved to Hawaii and entered graduate school
35
106260
2000
sonra Hawaii'ye taşındım ve Hawaii Üniversitesi'nde
01:48
at the University of Hawaii.
36
108260
2000
yüksek lisans yaptım.
01:50
And while a student at Hawaii, I worked at the Waikiki Aquarium.
37
110260
3000
Ve Hawaii'de öğrenciyken, Waikiki Akvaryumu'nda çalıştım.
01:53
And the aquarium had a lot of big fish tanks
38
113260
2000
Akvaryumda pek çok büyük balık tankı vardı,
01:55
but not a lot of invertebrate displays,
39
115260
2000
ama pek fazla omurgasız yoktu,
01:57
and being the spineless guy, I thought, well
40
117260
3000
Ben de omurgasız adamı olarak düşündüm ki,
02:00
I'll just go out in the field and collect these wonderful animals
41
120260
3000
eh, araziye çıkıp, okulda hakkında bilgi edindiğim
02:03
I had been learning about as a student
42
123260
3000
bu muhteşem hayvanlardan toplayayım
02:06
and bring them in, and I built these elaborate sets and put them on display.
43
126260
3000
ve onları akvaryuma getirip, özenli setler kurup ziyarete açayım.
02:09
Now, the fish in the tanks were gorgeous to look at,
44
129260
4000
Tanklardaki balıkları izlemesi çok güzeldi,
02:13
but they didn't really interact with people.
45
133260
3000
ama insanlarla iletişim kurmuyorlardı.
02:16
But the octopus did.
46
136260
2000
Ama ahtapotlar kurdu.
02:18
If you walked up to an octopus tank,
47
138260
2000
Ahtapot tankına yaklaştığınızda,
02:20
especially early in the morning before anyone arrived,
48
140260
2000
özellikle kimse gelmeden önce, sabah erkense,
02:22
the octopus would rise up and look at you
49
142260
2000
ahtapot kalkıp size bakıyordu
02:24
and you're thinking, "Is that guy really looking at me? He is looking at me!"
50
144260
3000
ve siz düşünüyordunuz "Bu adam hakikaten bana mı bakıyor? Evet!"
02:27
And you walk up to the front of the tank. Then you realize
51
147260
2000
Tankın önüne geliyordunuz. Ve farkediyordunuz ki
02:29
that these animals all have different personalities:
52
149260
4000
bu hayvanların her birinin farklı kişiliği var.
02:33
Some of them would hold their ground,
53
153260
2000
Kimisi yerinde durur.
02:35
others would slink into the back of the tank and disappear in the rocks,
54
155260
4000
Kimisi tankın arkasına sıvışır ve kayaların arasında kaybolur.
02:39
and one in particular, this amazing animal ...
55
159260
2000
Ama içlerinden bir tanesi, o inanılmaz hayvan...
02:41
I went up to the front of the tank, and he's just staring at me,
56
161260
3000
Tankın önüne gittim ve gözlerini dikmiş bana bakıyor.
02:44
and he had little horns come up above his eyes.
57
164260
2000
Gözlerinin üzerinden çıkan minik boynuzları var.
02:46
So I went right up to the front of the tank --
58
166260
2000
Tankın iyice dibine girdim.
02:48
I was three or four inches from the front glass --
59
168260
2000
Camdan 10 santim kadar uzaktayım.
02:50
and the octopus was sitting on a perch, a little rock,
60
170260
3000
Ahtapot küçük bir kayaya tünemişti,
02:53
and he came off the rock and he also came down right to the front of the glass.
61
173260
4000
kayadan ayrıldı ve o da camın tam önüne geldi
02:57
So I was staring at this animal about six or seven inches away,
62
177260
3000
Yani 10 santim uzağımdaki bu hayvana bakıyorum,
03:00
and at that time I could actually focus that close;
63
180260
3000
o zamanlar gözlerim o kadar yakına odaklayabiliyordu;
03:03
now as I look at my fuzzy fingers I realize those days are long gone.
64
183260
4000
şimdi parmaklarımı bulanık görünce, yaşlandığımı anlıyorum.
03:07
Anyway, there we were, staring at each other,
65
187260
2000
Her neyse, oradayız, birbirimize bakıyoruz,
03:09
and he reaches down and grabs an armful of gravel
66
189260
3000
ve o aşağı uzanıp koluyla çakıl avuçluyor
03:12
and releases it in the jet of water entering the tank
67
192260
3000
ve çakılları, filtreleme sisteminden tanka dökülen
03:15
from the filtration system,
68
195260
2000
suyun içine döküyor,
03:17
and -- chk chk chk chk chk! -- this gravel hits the front of the glass and falls down.
69
197260
3000
ve "çıt çıt çıt çıt çıt!" -- çakıllar ön cama çarpıp düşüyorlar.
03:20
He reaches up, takes another armful of gravel, releases it --
70
200260
3000
Tekrar uzanıyor, yeniden çakılları alıyor ve bırakıyor...
03:23
chk chk chk chk chk! -- same thing.
71
203260
3000
"Çıt çıt çıt çıt çıt çıt!" -- aynı şey.
03:26
Then he lifts another arm and I lift an arm.
72
206260
3000
Sonra bir kolunu kaldırıyor. Ben de kaldırıyorum.
03:29
Then he lifts another arm and I lift another arm.
73
209260
3000
Bir kolunu daha kaldırıyor. Ben de.
03:32
And then I realize the octopus won the arms race,
74
212260
3000
O anda anlıyorum ki ahtapot kol yarışını kazandı,
03:35
because I was out and he had six left. (Laughter)
75
215260
3000
çünkü bende kalmadı, onun hala 6 tane var.
03:38
But the only way I can describe what I was seeing that day
76
218260
4000
O gün şahit olduğum şeyi açıklayabilmemin tek yolu
03:42
was that this octopus was playing,
77
222260
3000
ahtapotun oyun oynamakta olduğu,
03:45
which is a pretty sophisticated behavior for a mere invertebrate.
78
225260
4000
ki bu, altı üstü bir omurgasız için çok karmaşık bir davranış.
03:49
So, about three years into my degree,
79
229260
2000
Doktoramın yaklaşık üçüncü yılında,
03:51
a funny thing happened on the way to the office,
80
231260
3000
ofise giderken komik bir şey oldu,
03:54
which actually changed the course of my life.
81
234260
2000
ki bu hayatımı değiştiren bir olaydı.
03:56
A man came into the aquarium. It's a long story, but essentially
82
236260
3000
Akvaryuma bir adam geldi. Uzun hikaye ama kısaca
03:59
he sent me and a couple of friends of mine to the South Pacific
83
239260
3000
beni ve birkaç arkadaşımı Güney Pasifik'e gönderdi,
04:02
to collect animals for him,
84
242260
2000
onun için hayvan toplayacağız,
04:04
and as we left, he gave us two 16-millimeter movie cameras.
85
244260
3000
yola çıkarken bize 16 mm film kamerası verdi.
04:07
He said, "Make a movie about this expedition."
86
247260
3000
Dedi ki "Bu keşif gezisinin bir filmini yapın."
04:10
"OK, a couple of biologists making a movie --
87
250260
3000
... ee, peki, bir avuç biyolog film yapacak --
04:13
this'll be interesting,"
88
253260
1000
ilginç olacak bu.
04:14
and off we went. And we did, we made a movie,
89
254260
2000
Düştük yola, hakikaten de bir film yaptık,
04:16
which had to be the worst movie ever made
90
256260
2000
herhalde, film tarihinde yapılmış
04:18
in the history of movie making,
91
258260
2000
en kötü film olmalıydı.
04:20
but it was a blast. I had so much fun.
92
260260
2000
Ama süperdi; çok keyif aldım.
04:22
And I remember that proverbial light going off in my head,
93
262260
2000
Kafamın üzerinde yanan o ampulü hatırlıyorum,
04:24
thinking, "Wait a minute.
94
264260
2000
"Bir dakika. Belki de,
04:26
Maybe I can do this all the time.
95
266260
2000
bu işi sürekli yapabilirim.
04:28
Yeah, I'll be a filmmaker."
96
268260
2000
Tabi ya, film yapımcısı olacağım."
04:30
So I literally came back from that job,
97
270260
2000
Yani, gerçekten de, o işten döndükten sonra,
04:32
quit school, hung my filmmaking shingle
98
272260
2000
okuldan ayrıldım, filmci tabelamı astım
04:34
and just never told anyone that I didn't know what I was doing.
99
274260
3000
ve kimseye ne yaptığımı bilmediğimi söylemedim.
04:37
It's been a good ride.
100
277260
2000
İyi bir yolculuk oldu.
04:39
And what I learned in school though was really beneficial.
101
279260
2000
Okulda öğrendiklerim de oldukça faydalı oldu.
04:41
If you're a wildlife filmmaker
102
281260
2000
Eğer vahşi yaşam filmcisiyseniz
04:43
and you're going out into the field to film animals,
103
283260
2000
ve araziye çıkıp hayvanları çekecekseniz,
04:45
especially behavior,
104
285260
2000
özellikle davranışlarını,
04:47
it helps to have a fundamental background
105
287260
2000
bu hayvanların kim olduğu hakkında bilgi
04:49
on who these animals are,
106
289260
2000
sahibi olmak yardımcı oluyor,
04:51
how they work and, you know, a bit about their behaviors.
107
291260
3000
ne yaparlar, işte biraz davranışları hakkında filan.
04:54
But where I really learned about octopus
108
294260
2000
Ama ahtapotlar hakkında en çok, arazide
04:56
was in the field, as a filmmaker
109
296260
2000
film yapımcısı olarak bilgi edindim,
04:58
making films with them,
110
298260
2000
onlarla film yaparken,
05:00
where you're allowed to spend large periods of time
111
300260
3000
çünkü onlarla uzun uzun vakit geçirme şansınız oluyor
05:03
with the animals, seeing octopus being octopus
112
303260
3000
ahtapot görüyorsunuz, onların okyanustaki evinde
05:06
in their ocean homes.
113
306260
2000
ahtapot oluyorsunuz.
05:08
I remember I took a trip to Australia,
114
308260
2000
Hatırlarım, Avustralya'ya bir yolculuğumda,
05:10
went to an island called One Tree Island.
115
310260
3000
Tek Ağaç Adası diye bir adaya gittim.
05:13
And apparently, evolution had occurred
116
313260
2000
Görünüşe göre, Tek Ağaç'ta evrim,
05:15
at a pretty rapid rate on One Tree,
117
315260
2000
adanın adı konduğu zamanla,
05:17
between the time they named it and the time I arrived,
118
317260
3000
oraya vardığım an arasında, pek hızlı gerçekleşmişti,
05:20
because I'm sure there were at least three trees
119
320260
2000
çünkü eminim ki bir oraya vardığımızda
05:22
on that island when we were there.
120
322260
2000
en azından 3 ağaç vardı.
05:24
Anyway, one tree is situated right next to
121
324260
2000
Her neyse, Tek Ağaç muazzam bir mercan
05:26
a beautiful coral reef.
122
326260
2000
kayalığının hemen yanında.
05:28
In fact, there's a surge channel
123
328260
2000
Hatta, bir akıntı kanalı var
05:30
where the tide is moving back and forth, twice a day, pretty rapidly.
124
330260
3000
günde iki kere, oldukça hızlı gelgit oluyor,
05:33
And there's a beautiful reef,
125
333260
1000
ve çok güzel bir resif var
05:34
very complex reef, with lots of animals,
126
334260
3000
aralarında ahtapotun da olduğu bir sürü
05:37
including a lot of octopus.
127
337260
2000
hayvanıyla karmaşık bir resif.
05:39
And not uniquely
128
339260
2000
Sadece Avustralya'dakilere
05:41
but certainly, the octopus in Australia
129
341260
2000
özgü olmasa da, bu ahtapotlar
05:43
are masters at camouflage.
130
343260
2000
kamuflajda ustadır.
05:45
As a matter of fact,
131
345260
2000
Hatta ve hatta,
05:47
there's one right there.
132
347260
2000
işte şurada bir tane var.
05:49
So our first challenge was to find these things,
133
349260
2000
İlk işimiz bu hayvanları bulmaktı,
05:51
and that was a challenge, indeed.
134
351260
2000
ve bu gerçekten zorlu bir işti.
05:53
But the idea is, we were there for a month
135
353260
2000
Durum şuydu ki: Bir ay orada olacaktık,
05:55
and I wanted to acclimate the animals to us
136
355260
2000
ve ben hayvanların bize alışmasını istiyordum.
05:57
so that we could see behaviors without disturbing them.
137
357260
3000
Böylece onları rahatsız etmeden davranışlarını görebilirdik.
06:00
So the first week was pretty much spent
138
360260
2000
İlk haftayı, onlara olabildiğince yaklaşmaya
06:02
just getting as close as we could,
139
362260
2000
çalışarak geçirdik,
06:04
every day a little closer, a little closer, a little closer.
140
364260
2000
her gün birazcık daha, birazcık daha, biraz daha.
06:06
And you knew what the limit was: they would start getting twitchy
141
366260
2000
Sınırın nerede olduğunu anlıyordunuz, tiklenmeye başlıyorlardı,
06:08
and you'd back up, come back in a few hours.
142
368260
3000
çekilip, birkaç saate geri geliyordunuz,
06:11
And after the first week, they ignored us.
143
371260
3000
bir haftanın sonunda bizi umursamadılar.
06:14
It was like, "I don't know what that thing is, but he's no threat to me."
144
374260
2000
Yani "O şeyin ne olduğunu bilmiyorum ama bana zarar vermeyecek."
06:16
So they went on about their business
145
376260
2000
Böylece onlar işlerine baktılar.
06:18
and from a foot away, we're watching mating
146
378260
2000
Biz de, 30 santim öteden çiftleşmelerini, kur
06:20
and courting and fighting
147
380260
2000
yapmalarını ve kavgalarını izledik
06:22
and it is just an unbelievable experience.
148
382260
3000
ve bu inanılmaz bir deneyimdi.
06:25
And one of the most fantastic displays
149
385260
2000
Yaptıkları en harika şeylerden biri
06:27
that I remember, or at least visually,
150
387260
2000
en azından görsel olarak hatırladığım,
06:29
was a foraging behavior.
151
389260
2000
yemek arama davranışıydı.
06:31
And they had a lot of different techniques
152
391260
2000
Yemek bulmak için kullandıkları
06:33
that they would use for foraging,
153
393260
2000
pek çok farklı yöntemleri vardı.
06:35
but this particular one used vision.
154
395260
2000
Ama bir tanesinde görüş kullanılıyordu.
06:37
And they would see a coral head,
155
397260
2000
Belki 3 metre ötede bir mercanın
06:39
maybe 10 feet away,
156
399260
2000
tepesini görüyorlardı
06:41
and start moving over toward that coral head.
157
401260
3000
mercana doğru ilerlemeye başlıyorlardı.
06:44
And I don't know whether they actually saw crab in it, or imagined that one might be,
158
404260
4000
İçinde bir yengeç mi gördüler yoksa, bir yengeç olduğunu mu düşündüler bilmem,
06:48
but whatever the case, they would leap off the bottom
159
408260
3000
ama her ne ise, yerden zıplayıp
06:51
and go through the water and land right on top of this coral head,
160
411260
3000
suda ilerleyip tam da mercanın tepesine iniyorlardı,
06:54
and then the web between the arms
161
414260
2000
ve kolları arasındaki ağ
06:56
would completely engulf the coral head,
162
416260
2000
mercanın tepesini tamamen sarıyordu,
06:58
and they would fish out, swim for crabs.
163
418260
2000
balık, yengeç yakalamak için yüzüyorlardı.
07:00
And as soon as the crabs touched the arm, it was lights out.
164
420260
3000
Yengeç onların koluna dokunduğu anda, ışıklar sönüyordu.
07:03
And I always wondered what happened under that web.
165
423260
2000
O ağın altında ne olduğunu hep merak etmiştim.
07:05
So we created a way to find out, (Laughter)
166
425260
3000
Öğrenmek için bir yol bulduk.
07:08
and I got my first look at that famous beak in action.
167
428260
3000
Ünlü ağzı iş üstündeyken ona ilk kez bakabildim.
07:11
It was fantastic.
168
431260
2000
Muhteşemdi.
07:13
If you're going to make a lot of films about a particular group of animals,
169
433260
3000
Belli bir hayvan grubu hakkında pek çok film yapacaksanız,
07:16
you might as well pick one that's fairly common.
170
436260
2000
sık rastlanılan bir tanesini seçseniz iyi olur.
07:18
And octopus are, they live in all the oceans.
171
438260
2000
Ahtapotlar böyledir; okyanusların hepsindedirler.
07:20
They also live deep.
172
440260
2000
Derinlerde yaşarlar.
07:22
And I can't say octopus are responsible
173
442260
2000
Denizaltına girip çok derinlere gitmeye
07:24
for my really strong interest
174
444260
2000
olan ilgimden ahtapotların
07:26
in getting in subs and going deep,
175
446260
2000
sorumlu olduğunu söyleyemem ama,
07:28
but whatever the case, I like that.
176
448260
2000
ne olursa olsun, bunu seviyorum.
07:30
It's like nothing you've ever done.
177
450260
2000
Önceden yaptığınız hiçbir şeye benzemez.
07:32
If you ever really want to get away from it all
178
452260
2000
Eğer gerçekten her şeyden uzaklaşmak
07:34
and see something that you have never seen,
179
454260
2000
ve daha önce hiç görmediğiniz bir şey görmek,
07:36
and have an excellent chance of seeing something
180
456260
2000
ve daha önce kimsenin görmediği bir şeyi kesinkes
07:38
no one has ever seen, get in a sub.
181
458260
3000
görmek istiyorsanız, denizaltına binin.
07:41
You climb in, seal the hatch, turn on a little oxygen,
182
461260
2000
Tırmanıp, kapağını kapatın, biraz oksijen açın,
07:43
turn on the scrubber,
183
463260
2000
gaz temizleyiciyi açın,
07:45
which removes the CO2 in the air you breathe, and they chuck you overboard.
184
465260
3000
ki soluduğunuz havadan CO2'yi temizlesin, ve sizi güverteden atıversinler.
07:48
Down you go. There's no connection to the surface
185
468260
2000
Ve inersiniz. Yüzeyle, köhne bir radyo
07:50
apart from a pretty funky radio.
186
470260
2000
dışında, hiç bağlantı yoktur.
07:52
And as you go down, the washing machine
187
472260
2000
Ve siz aşağı indikçe, yüzeydeki
07:54
at the surface calms down.
188
474260
2000
çamaşır makinası sakinleşir.
07:56
And it gets quiet.
189
476260
2000
Gitgide sessizleşir.
07:58
And it starts getting really nice.
190
478260
2000
Her şey çok güzel olmaya başlar.
08:00
And as you go deeper, that lovely, blue water you were launched in
191
480260
3000
Derinlere indikçe, yola başladığınızdaki o şahane mavi su
08:03
gives way to darker and darker blue.
192
483260
3000
git gide daha koyu maviye döner.
08:06
And finally, it's a rich lavender,
193
486260
2000
Nihayet koyu mor olur,
08:08
and after a couple of thousand feet, it's ink black.
194
488260
3000
ve yaklaşık 1 km sonra, mürekkep gibi siyahtır.
08:11
And now you've entered the realm
195
491260
2000
İşte ortasu komünitesinin
08:13
of the mid-water community.
196
493260
3000
diyarına girdiniz.
08:16
You could give an entire talk
197
496260
2000
Bir konuşmanın tamamını
08:18
about the creatures that live in the mid-water.
198
498260
2000
sadece ortasuda yaşayan yaratıklara ayırabilirdik.
08:20
Suffice to say though, as far as I'm concerned,
199
500260
3000
Ama, benim bildiğim kadarıyla, sorgusuz sualsiz
08:23
without question, the most bizarre designs
200
503260
3000
en acayip özellikler ve davranışların
08:26
and outrageous behaviors
201
506260
3000
ortasuda yaşayan hayvanlarda
08:29
are in the animals that live in the mid-water community.
202
509260
3000
olduğunu söylesek yeter.
08:32
But we're just going to zip right past this area,
203
512260
2000
Ama biz burayı hızla geçeceğiz,
08:34
this area that includes about 95 percent
204
514260
3000
ki burası gezegenin yaşam alanının
08:37
of the living space on our planet
205
517260
2000
%95'ini içeriyor,
08:39
and go to the mid-ocean ridge, which I think is even more extraordinary.
206
519260
3000
ve orta okyanus şeridine gideceğiz. Bence burası çok daha sıradışı.
08:42
The mid-ocean ridge is a huge mountain range,
207
522260
3000
Orta okyanus şeridi koca bir sıradağdır,
08:45
40,000 miles long, snaking around the entire globe.
208
525260
3000
64 bin km uzunluğundadır, küreyi yılan gibi sarar.
08:48
And they're big mountains, thousands of feet tall,
209
528260
2000
Bunlar çok büyük dağlardır, binlerce metre uzunluğunda,
08:50
some of which are tens of thousands of feet
210
530260
2000
kimisi on binlerce metredir
08:52
and bust through the surface,
211
532260
2000
ve yüzeye kadar uzanır,
08:54
creating islands like Hawaii.
212
534260
2000
Hawaii gibi adaları oluştururlar.
08:56
And the top of this mountain range
213
536260
2000
Ve bu dağ sırasının tepesi
08:58
is splitting apart, creating a rift valley.
214
538260
3000
ikiye yarılarak bir vadi oluşturur.
09:01
And when you dive into that rift valley, that's where the action is
215
541260
3000
O vadiye daldığınız zaman, esas olay oradadır
09:04
because literally thousands of active volcanoes
216
544260
3000
çünkü, hakikaten binlerce etkin yanardağ
09:07
are going off at any point in time
217
547260
2000
her an patlamaktadır,
09:09
all along this 40,000 mile range.
218
549260
2000
bu 64 bin km boyunca.
09:11
And as these tectonic plates are spreading apart,
219
551260
3000
Ve bu tektonik levhalar birbirinden uzaklaşırken,
09:14
magma, lava is coming up and filling those gaps,
220
554260
3000
magma, lav, çatlaktan sızıp boşlukları doldurur.
09:17
and you're looking land -- new land --
221
557260
3000
Ve gözlerinizin önünde kara,
09:20
being created right before your eyes.
222
560260
2000
yeni kara parçası meydana gelmektedir.
09:22
And over the tops of them is 3,000 to 4,000 meters of water
223
562260
3000
Ve bunların üzerinde üç-dört bin metre su,
09:25
creating enormous pressure,
224
565260
2000
inanılmaz bir basınç yaratır,
09:27
forcing water down through the cracks toward the center of the earth,
225
567260
3000
suyu, çatlaklardan dünyanın merkezine doğru iter,
09:30
until it hits a magma chamber
226
570260
2000
ta ki su magmaya ulaşana kadar,
09:32
where it becomes superheated
227
572260
2000
burada çok ama çok ısınır
09:34
and supersaturated with minerals,
228
574260
2000
ve minerallerce doygun hale gelir,
09:36
reverses its flow and starts shooting back to the surface
229
576260
2000
akışı tersine döner ve yüzeyden fışkırmaya başlar,
09:38
and is ejected out of the earth like a geyser at Yellowstone.
230
578260
3000
topraktan Yellowstone'daki su kaynakları gibi çıkar.
09:41
In fact, this whole area
231
581260
2000
Aslında, bütün bu alan
09:43
is like a Yellowstone National Park with all of the trimmings.
232
583260
3000
her şeyiyle Yellowston Ulusal Parkı gibidir.
09:46
And this vent fluid is about 600 or 700 degrees F.
233
586260
3000
Ve bu menfez sıvısı 315 - 370 santigrat derecedir.
09:49
The surrounding water is just a couple of degrees above freezing.
234
589260
3000
Çevreleyen su ise donma noktasından birkaç derece yüksektir.
09:52
So it immediately cools,
235
592260
2000
Bu yüzden sıvı hemen soğur,
09:54
and it can no longer hold in suspension
236
594260
2000
ve içindeki mineralleri artık çözelti
09:56
all of the material that it's dissolved,
237
596260
2000
halinde tutamaz duruma gelir,
09:58
and it precipitates out, forming black smoke.
238
598260
3000
siyah bir duman oluşturarak çökelir.
10:01
And it forms these towers, these chimneys
239
601260
2000
3 ila 10 metre uzunluğundaki
10:03
that are 10, 20, 30 feet tall.
240
603260
2000
bu kuleleri, bacaları oluşturur.
10:05
And all along the sides of these chimneys
241
605260
3000
Ve bu bacaların kenarları, boylu boyunca
10:08
is shimmering with heat and loaded with life.
242
608260
3000
ısı ve yaşam ile dolup taşmaktadır.
10:11
You've got black smokers going all over the place
243
611260
2000
Siyah dumancılar her yerdedir
10:13
and chimneys that have tube worms
244
613260
2000
üzerinde tüp solucanları olan bacalar
10:15
that might be eight to 10 feet long.
245
615260
3000
2,5 ila 3 metre boyunda olabilir.
10:18
And out of the tops of these tube worms
246
618260
2000
Bu tüp solucanlarının tepesinde
10:20
are these beautiful red plumes.
247
620260
2000
çok güzel kırmızı tüyler vardır.
10:22
And living amongst the tangle of tube worms
248
622260
3000
Ve bu solucan yumağının içinde yaşayan
10:25
is an entire community of animals:
249
625260
2000
karidesler, balıklar, istakoz ve yengeçler,
10:27
shrimp, fish, lobsters, crab,
250
627260
2000
midye ve diğer eklembacaklı
10:29
clams and swarms of arthropods
251
629260
2000
sürülerinden oluşan bir hayvan topluluğu
10:31
that are playing that dangerous game
252
631260
2000
haşlanmakla buz gibi donmak arasında
10:33
between over here is scalding hot and freezing cold.
253
633260
3000
tehlikeli bir oyun oynamaktadır.
10:36
And this whole ecosystem
254
636260
2000
Ve bütün bu ekosistemi
10:38
wasn't even known about
255
638260
2000
33 sene öncesine kadar
10:40
until 33 years ago.
256
640260
2000
bilmiyorduk bile.
10:42
And it completely threw science on its head.
257
642260
3000
Bilim dünyasını yerinden oynattı.
10:46
It made scientists rethink
258
646260
2000
Bilimcilere, yaşamın dünyada
10:48
where life on Earth might have actually begun.
259
648260
2000
nerede başlamış olabileceğini yeniden düşündürdü.
10:50
And before the discovery of these vents,
260
650260
3000
Bu menfezlerin keşfinden önce,
10:53
all life on Earth, the key to life on Earth,
261
653260
2000
dünyadaki yaşamın tamamının
10:55
was believed to be the sun and photosynthesis.
262
655260
2000
güneş ve fotosentez olduğuna inanılıyordu,
10:57
But down there, there is no sun,
263
657260
2000
ama orada, aşağıda, güneş yok,
10:59
there is no photosynthesis;
264
659260
2000
fotosentez yok.
11:01
it's chemosynthetic environment down there driving it,
265
661260
3000
Orada her şeyi götüren kemosentetik bir ortam,
11:04
and it's all so ephemeral.
266
664260
2000
ve o kadar gelip geçici ki.
11:06
You might film this
267
666260
2000
Bu inanılmaz hidrotermal
11:08
unbelievable hydrothermal vent,
268
668260
2000
menfezi videoya çekebilirsiniz,
11:10
which you think at the time has to be on another planet.
269
670260
3000
ve bunun başka bir gezegen olduğunu düşünürsünüz.
11:13
It's amazing to think that this is actually on earth;
270
673260
2000
Bunun dünya üzerinde olduğunu düşünmek acayip.
11:15
it looks like aliens in an alien environment.
271
675260
3000
Sanki yabancı bir ortamdaki uzaylılar gibi.
11:18
But you go back to the same vent eight years later
272
678260
3000
Ama aynı menfeze sekiz sene sonra gittiğinizde,
11:21
and it can be completely dead.
273
681260
2000
tamamen ölmüş olabilir.
11:23
There's no hot water.
274
683260
2000
Sıcak su kalmamıştır.
11:25
All of the animals are gone, they're dead,
275
685260
2000
Bütün hayvanlar gitmiş veya ölmüştür.
11:27
and the chimneys are still there
276
687260
2000
Bacalar hala oradadır,
11:29
creating a really nice ghost town,
277
689260
2000
güzel bir hayalet şehir oluştururlar,
11:31
an eerie, spooky ghost town,
278
691260
2000
tuhaf, ürkütücü bir hayalet şehir,
11:33
but essentially devoid of animals, of course.
279
693260
2000
tabi ki, hayvanların olmadığı bir yer.
11:35
But 10 miles down the ridge...
280
695260
3000
Ama şeridin 15 km aşağısında...
11:38
pshhh! There's another volcano going.
281
698260
2000
Fossss! İşte başka bir yanardağ patlamakta.
11:40
And there's a whole new hydrothermal vent community that has been formed.
282
700260
3000
Ve tamamen yeni bir hidrotermal menfez komünitesi oluşmakta.
11:43
And this kind of life and death of hydrothermal vent communities
283
703260
3000
Bu türden hidrotermal menfez komünitesi ölümü ve doğumu
11:46
is going on every 30 or 40 years
284
706260
2000
bu şerit boyunca her 30 veya 40
11:48
all along the ridge.
285
708260
2000
yılda bir gerçekleşiyor.
11:50
And that ephemeral nature
286
710260
2000
Hidrotermal menfez komünitesinin
11:52
of the hydrothermal vent community
287
712260
2000
bu kısa ömürlülüğü
11:54
isn't really different from some of the
288
714260
2000
35 senedir filmler yaparak dolandığım
11:56
areas that I've seen
289
716260
2000
süreçte gördüğüm
11:58
in 35 years of traveling around, making films.
290
718260
3000
başka bölgelerden o kadar farklı değil.
12:01
Where you go and film a really nice sequence at a bay.
291
721260
3000
Bir koyda çok güzel bir bölüm çekiyorsunuz.
12:04
And you go back, and I'm at home,
292
724260
2000
Sonra dönüyorsunuz, evdeyim,
12:06
and I'm thinking, "Okay, what can I shoot ...
293
726260
2000
ve düşünüyorum, "Evet, ne yapabilirim.
12:08
Ah! I know where I can shoot that.
294
728260
2000
Hah, bunu nerede çekeceğimi biliyorum.
12:10
There's this beautiful bay, lots of soft corals and stomatopods."
295
730260
2000
Bir sürü yumuşak mercanın ve stomatopodun olduğu şu güzel koy."
12:12
And you show up, and it's dead.
296
732260
2000
Oraya gidersiniz, çoktan ölmüştür.
12:15
There's no coral, algae growing on it, and the water's pea soup.
297
735260
3000
Üzerinde ne mercan, ne alg büyümektedir, bezelye çorbası gibidir.
12:18
You think, "Well, what happened?"
298
738260
2000
Düşünürsünüz, "Buraya ne olmuş?"
12:20
And you turn around,
299
740260
2000
Arkanıza dönersiniz,
12:22
and there's a hillside behind you with a neighborhood going in,
300
742260
2000
orada üzerinde bir mahallenin büyümekte olduğu bir yamaç,
12:24
and bulldozers are pushing piles of soil back and forth.
301
744260
3000
ve buldozerler toprağı bir oraya bir buraya ittiriyor.
12:27
And over here
302
747260
2000
Diğer tarafta
12:29
there's a golf course going in.
303
749260
2000
bir golf sahası yapılıyor.
12:31
And this is the tropics.
304
751260
2000
Ve burası tropikler.
12:33
It's raining like crazy here.
305
753260
2000
Burada deliler gibi yağmur yağar.
12:35
So this rainwater is flooding down the hillside,
306
755260
3000
Tabi yağmur suyu yamaçtan sel olup iniyor,
12:38
carrying with it sediments from the construction site,
307
758260
2000
inşaatın posasını taşıyarak getiriyor,
12:40
smothering the coral and killing it.
308
760260
2000
mercanı bununla boğup öldürüyor.
12:42
And fertilizers and pesticides
309
762260
2000
Tabi gübre ve böcek ilaçları
12:44
are flowing into the bay from the golf course --
310
764260
3000
golf sahasından koya akıyor.
12:47
the pesticides killing all the larvae and little animals,
311
767260
3000
İlaçlar bütün larvaları ve küçük hayvanları öldürüyor,
12:50
fertilizer creating this beautiful plankton bloom --
312
770260
2000
gübre güzel bir plankton patlamasına yol açıyor.
12:52
and there's your pea soup.
313
772260
2000
İşte size bezelye çorbası.
12:54
But, encouragingly, I've seen just the opposite.
314
774260
3000
Ama, neyse ki, bunun tam tersini de gördüm.
12:57
I've been to a place that was a pretty trashed bay.
315
777260
3000
Berbat edilmiş bir koya gitmiştim.
13:00
And I looked at it, just said, "Yuck,"
316
780260
2000
Baktım ve sadece "Öğğk" diyebildim,
13:02
and go and work on the other side of the island.
317
782260
2000
adanın diğer tarafına geçip orada çalıştık.
13:04
Five years later, come back,
318
784260
2000
Beş sene sonra, geri geldim,
13:06
and that same bay is now gorgeous. It's beautiful.
319
786260
3000
bu aynı koy şimdi muazzam. Çok güzel.
13:09
It's got living coral, fish all over the place,
320
789260
2000
Canlı mercanları ve her yerde balıkları var,
13:11
crystal clear water, and you go, "How did that happen?"
321
791260
3000
su billur gibi, ve diyorsunuz ki "Bu nasıl oldu?"
13:14
Well, how it happened is
322
794260
2000
Eh, olan şu ki;
13:16
the local community galvanized.
323
796260
2000
yerli halk kendine geldi.
13:18
They recognized what was happening on the hillside and put a stop to it;
324
798260
3000
Yamaçta ne olduğunun farkına vardılar ve buna bir dur dediler,
13:21
enacted laws and made permits required
325
801260
2000
yasalar ve izin zorululuğu çıkardılar
13:23
to do responsible construction
326
803260
2000
inşaatların ve golf sahası bakımının
13:25
and golf course maintenance
327
805260
2000
sorumluca yapılması için.
13:27
and stopped the sediments flowing into the bay,
328
807260
2000
İnşaat çökeltilerinin koya akışını durdurdular,
13:29
and stopped the chemicals flowing into the bay,
329
809260
2000
kimyasalların koya akışını durdurdular,
13:31
and the bay recovered.
330
811260
2000
ve koy kendine geldi.
13:33
The ocean has an amazing ability
331
813260
2000
Okyanusun inanılmaz bir iyileşme
13:35
to recover, if we'll just leave it alone.
332
815260
3000
yeteneği var, yeter ki onu rahat bırakalım.
13:38
I think Margaret Mead
333
818260
2000
Bence Margaret Mead
13:40
said it best.
334
820260
2000
çok doğru diyor.
13:42
She said that a small group of thoughtful people
335
822260
2000
Diyor ki, bir avuç düşünceli insan
13:44
could change the world.
336
824260
2000
dünyayı değiştirebilir.
13:46
Indeed, it's the only thing that ever has.
337
826260
3000
Gerçekten de bu hep böyle oldu.
13:49
And a small group of thoughtful people
338
829260
2000
Bir avuç düşünceli insan
13:51
changed that bay.
339
831260
2000
o koyu değiştirdi.
13:53
I'm a big fan of grassroots organizations.
340
833260
3000
Sivil toplum örgütlerini çok severim.
13:56
I've been to a lot of lectures
341
836260
2000
Pek çok konuşma verdim
13:58
where, at the end of it, inevitably,
342
838260
2000
sonunda her zaman, kaçınılmaz olarak,
14:00
one of the first questions that comes up is,
343
840260
2000
sorulan sorulardan ilki hep,
14:02
"But, but what can I do?
344
842260
2000
"Peki, ben ne yapabilirim?
14:04
I'm an individual. I'm one person.
345
844260
2000
Ben bir kişiyim. Bireyim.
14:06
And these problems are so large and global, and it's just overwhelming."
346
846260
3000
Ve bu problemler çok büyük çok küresel, çok karışık ve bunaltıcı."
14:09
Fair enough question.
347
849260
2000
Haklı bir soru.
14:11
My answer to that is don't look
348
851260
2000
Buna cevabım, büyük olana
14:13
at the big, overwhelming issues of the world.
349
853260
3000
dünyanın karmaşık sorunlarına bakmayın.
14:16
Look in your own backyard.
350
856260
2000
Kendi bahçenize bakın.
14:18
Look in your heart, actually.
351
858260
3000
Kendi kalbinize dönün hatta.
14:21
What do you really care about that isn't right where you live?
352
861260
3000
Yaşadığınız yerde önemsediğiniz ve doğru olmayan ne var.
14:24
And fix it.
353
864260
2000
Onu düzeltin.
14:26
Create a healing zone in your neighborhood
354
866260
2000
Kendi mahallenizde bir "iyileşme" alanı yaratın
14:28
and encourage others to do the same.
355
868260
2000
diğerlerini de buna teşvik edin.
14:30
And maybe these healing zones can sprinkle a map,
356
870260
2000
Ve belki bu iyileşme alanları haritaya çiselenir,
14:32
little dots on a map.
357
872260
2000
küçük noktalar olur.
14:34
And in fact, the way that we can communicate today --
358
874260
3000
Aslında, bugün nasıl iletişim kurabildiğimize bakarsak,
14:37
where Alaska is instantly knowing what's going on in China,
359
877260
3000
Alaska, Çin'de ne olduğunu anında öğreniyor,
14:40
and the Kiwis did this, and then over in England they tried to ...
360
880260
2000
Kiwiler'de şu olmuş, İngiltere'de bunu yapmışlar...
14:42
and everybody is talking to everyone else --
361
882260
2000
Ve herkes birbiri ile konuşuyor.
14:44
it's not isolated points on a map anymore,
362
884260
2000
Bunlar artık haritada yalıtılmış noktalar değil,
14:46
it's a network we've created.
363
886260
2000
bizim yarattığımız bir ağ.
14:48
And maybe these healing zones can start growing,
364
888260
2000
Belki bu iyileşme alanları büyümeye başlayabilir,
14:50
and possibly even overlap, and good things can happen.
365
890260
3000
ve kim bilir örtüşebilir ve iyi şeyler olur.
14:53
So that's how I answer that question.
366
893260
3000
İşte bu soruyu böyle cevaplıyorum.
14:56
Look in your own backyard, in fact, look in the mirror.
367
896260
3000
Kendi bahçenize bakın, hatta, aynaya bakın.
14:59
What can you do that is more responsible
368
899260
2000
Daha duyarlı olmak için ne yapabilirsiniz
15:01
than what you're doing now?
369
901260
2000
şimdikinden farklı olarak?
15:03
And do that, and spread the word.
370
903260
3000
Ve onu yapın. Herkese söyleyin.
15:06
The vent community animals
371
906260
2000
Menfez komünitesindeki hayvanlar
15:08
can't really do much
372
908260
2000
yaşadıkları yerdeki
15:10
about the life and death
373
910260
2000
yaşama ve ölüme dair
15:12
that's going on where they live, but up here we can.
374
912260
3000
pek bir şey yapamıyorlar, ama burada biz yapabiliriz.
15:15
In theory, we're thinking, rational human beings.
375
915260
3000
Teoride, düşünüyoruz, insan mantıklı bir varlık.
15:18
And we can make changes to our behavior
376
918260
3000
Davranışımızı, çevremizi etkileyecek
15:21
that will influence and affect the environment,
377
921260
3000
şekilde değiştirebiliriz,
15:24
like those people changed the health of that bay.
378
924260
2000
bahsettiğim koyun sağlığını değiştiren insanlar gibi.
15:26
Now, Sylvia's TED Prize wish
379
926260
3000
Sylvia TED Ödülü dileği olarak
15:29
was to beseech us to do anything we could,
380
929260
3000
elimizden ne gelirse, elimizden
15:32
everything we could,
381
932260
2000
gelen her şeyi yapmamızı,
15:34
to set aside not pin pricks,
382
934260
2000
ufak noktaları değil,
15:36
but significant expanses
383
936260
2000
onun "umut noktaları" dediği
15:38
of the ocean for preservation,
384
938260
2000
okyanusun ciddi genişlikte
15:40
"hope spots," she calls them.
385
940260
2000
alanlarının korunmasını talep ediyor.
15:42
And I applaud that. I loudly applaud that.
386
942260
3000
Bunu alkışlıyorum. Ayakta alkışlıyorum.
15:46
And it's my hope that some of these "hope spots"
387
946260
3000
Benim ümidim de bu "umut noktalarından" bazılarının
15:49
can be in the deep ocean,
388
949260
2000
okyanusun derinlerinde olması,
15:51
an area that has historically
389
951260
3000
burası, uzun zamandır
15:54
been seriously neglected, if not abused.
390
954260
3000
ciddi anlamda göz ardı edildi
15:57
The term "deep six" comes to mind:
391
957260
2000
hatta harap edildi. Toprakla doldurmak
15:59
"If it's too big or too toxic for a landfill,
392
959260
3000
için fazla büyük ya da zehirliyse,
16:02
deep six it!"
393
962260
2000
harap et.
16:04
So, I hope that we can also keep
394
964260
2000
Bu yüzden, umarım derin denizlerdeki
16:06
some of these "hope spots" in the deep sea.
395
966260
3000
bu "umut noktalarını" da koruyabiliriz.
16:09
Now, I don't get a wish,
396
969260
3000
Benim dilek hakkım yok,
16:12
but I certainly can say
397
972260
3000
ama kesinlikle diyebilirim ki
16:15
that I will do anything I can
398
975260
2000
Sylvia Earle'nin dileğini desteklemek
16:17
to support Sylvia Earle's wish.
399
977260
2000
için elimden gelen her şeyi yapacağım.
16:19
And that I do.
400
979260
2000
Bunu yapıyorum.
16:21
Thank you very much. (Applause)
401
981260
2000
Çok teşekkür ederim. (Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7