Robots with "soul" | Guy Hoffman

Guy Hoffman: "Ruh"u olan robotlar

1,554,505 views ・ 2014-01-17

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Sevkan Uzel Gözden geçirme: Ramazan Şen
00:12
My job is to design, build and study robots that communicate with people.
0
12564
4643
Benim işim insanlarla iletişim kurabilecek
robotları tasarlamak, yapılandırmak ve incelemek.
00:17
But this story doesn't start with robotics at all, it starts with animation.
1
17231
3619
Fakat bu hikâyenin
robotikle tamamen ilgisiz bir başlangıcı var: Animasyon.
00:20
When I first saw Pixar's "Luxo Jr.,"
2
20874
2369
Pixar'ın "Küçük Luxo" filmini ilk izlediğimde
00:23
I was amazed by how much emotion they could put
3
23267
2706
masa lambası gibi basit bir şeye
00:25
into something as trivial as a desk lamp.
4
25997
2828
yükleyebildikleri duygunun çokluğu
nefesimi kesmişti.
00:29
I mean, look at them -- at the end of this movie,
5
29477
2345
Yani, şunlara bakın -- filmin sonunda resmen
00:31
you actually feel something for two pieces of furniture.
6
31846
2779
iki parça eşyaya bir takım hisler beslemeye başlıyorsunuz.
00:34
(Laughter)
7
34649
1281
00:35
And I said, I have to learn how to do this.
8
35954
2028
Bunu nasıl yaptıklarını öğrenmem gerek, dedim.
00:38
So I made a really bad career decision.
9
38006
2227
Böylece oldukça kötü bir kariyer kararı verdim.
00:40
(Laughter)
10
40257
1194
00:41
And that's what my mom was like when I did it.
11
41475
2193
Bunu yaptığımda annem böyle oldu.
00:43
(Laughter)
12
43692
2141
(Kahkaha)
00:45
I left a very cozy tech job in Israel at a nice software company
13
45857
3421
İsrail'de bulunan güzel bir yazılım şirketindeki
rahat işimi bırakıp, animasyon okumak için
00:49
and I moved to New York to study animation.
14
49302
2292
New York'a taşındım.
00:51
And there I lived
15
51618
1151
Harlem'de, bir kaç kişiyle
00:52
in a collapsing apartment building in Harlem with roommates.
16
52793
2818
ortaklaşa kaldığım apartman dairesi dökülüyordu.
00:55
I'm not using this phrase metaphorically --
17
55635
2024
Sözcüğü mecazi anlamda kullanmadım,
00:57
the ceiling actually collapsed one day in our living room.
18
57683
2729
tavan bir gün oturma odamıza çökmüştü.
01:00
Whenever they did news stories about building violations in New York,
19
60436
3242
Ne zaman New York'taki çarpık yapılaşmaya dair
haber yapılsa, bizim binanın önünde çekim olurdu.
01:03
they would put the report in front of our building,
20
63702
2416
Durumun kötülüğünü gösteren arkaplan olurdu.
01:06
as kind of, like, a backdrop to show how bad things are.
21
66142
2737
01:08
Anyway, during the day, I went to school
22
68903
1937
Her neyse, gündüzleri okula gider, geceleri de
01:10
and at night I would sit and draw frame by frame of pencil animation.
23
70864
3427
oturup, kurşun kalem animasyonları kare kare çizerdim.
01:14
And I learned two surprising lessons.
24
74315
2185
Aldığım iki şaşırtıcı ders oldu:
01:16
One of them was that when you want to arouse emotions,
25
76524
4490
Birincisi, duygu uyandırmak istediğinizde,
bir şeyin görünüşü
01:21
it doesn't matter so much how something looks;
26
81038
2175
pek önemli değildir,
olay harekettir,
01:23
it's all in the motion, in the timing of how the thing moves.
27
83237
3198
nesnelerin hareketinin zamanlamasıdır.
01:26
And the second was something one of our teachers told us.
28
86816
3190
İkincisi de bir hocamızın söylediği bir şeydi.
Kendisi, Buz Devri'ndeki sansarı yapmıştı.
01:30
He actually did the weasel in "Ice Age."
29
90030
2293
01:32
And he said, "As an animator, you're not a director -- you're an actor."
30
92662
3857
Derdi ki:
Animasyoncu yönetmen değildir, oyuncudur.
01:36
So, if you want to find the right motion for a character,
31
96895
3023
Yani, bir karaktere uygun hareketi arıyorsan,
01:39
don't think about it -- go use your body to find it.
32
99942
2445
düşünmek yerine, kendi vücudunu kullan ve bul.
01:42
Stand in front of a mirror, act it out in front of a camera --
33
102411
2933
Aynanın karşısına geç, bir kameranın önünde canlandır,
nasıl yapabiliyorsan öyle.
01:45
whatever you need -- and then put it back in your character.
34
105368
2938
Sonra da bunu karakterine uygula.
01:48
A year later I found myself at MIT in the Robotic Life Group.
35
108696
3212
Ertesi yıl, kendimi MIT'deki robotik yaşam grubunda buldum.
01:51
It was one of the first groups researching the relationships
36
111932
2858
İnsan ile robot arasındaki ilişkileri inceleyen
ilk gruplardan biriydi.
01:54
between humans and robots.
37
114814
1314
Ve ben hâlâ gerçek, fiziksel bir
01:56
And I still had this dream to make an actual, physical Luxo Jr. lamp.
38
116152
3956
Küçük Luxo lambası yapmayı düşlüyordum.
Fakat anladım ki, robotlar hiç de
02:00
But I found that robots didn't move at all in this engaging way
39
120132
2992
animasyonda kullandığım biçimde
02:03
that I was used to from my animation studies.
40
123148
2175
ilgi çekici hareketler yapmıyordu.
Daha ziyade hepsi
02:05
Instead, they were all -- how should I put it --
41
125347
2464
-- nasıl demeli -- biraz robotikti.
02:07
they were all kind of robotic.
42
127835
1454
02:09
(Laughter)
43
129313
1874
(Kahkaha)
02:11
And I thought, what if I took whatever I learned in animation school,
44
131211
3736
Ben de, animasyon okulunda öğrendiğim
ne varsa hepsini kullanarak,
02:14
and used that to design my robotic desk lamp.
45
134971
2603
kendi robotik masa lambamı yapmayı düşündüm.
02:17
So I went and designed frame by frame
46
137598
2045
Kare kare tasarlayarak,
02:19
to try to make this robot as graceful and engaging as possible.
47
139667
3960
robotu mümkün olduğunca
zarif ve çekici yapmaya çalıştım.
Bakın burada masanın üstünden
02:24
And here when you see the robot interacting with me on a desktop --
48
144199
3709
benimle nasıl etkileştiğini görüyorsunuz.
02:27
and I'm actually redesigning the robot,
49
147932
2036
Aslında orada robotu yeniden tasarlıyorum,
02:29
so, unbeknownst to itself,
50
149992
1804
kendisi habersiz ama
02:31
it's kind of digging its own grave by helping me.
51
151820
2575
bana yardım ederek kendi mezarını kazıyor.
02:34
(Laughter)
52
154419
2006
(Kahkaha)
02:36
I wanted it to be less of a mechanical structure giving me light,
53
156449
3239
Bana ışık sağlayan mekanik bir yapıdan ziyade,
ihtiyacım olduğunda yanımda olan
02:39
and more of a helpful, kind of quiet apprentice
54
159712
3018
yardımsever, nazik, sessiz ve işime karışmayan
02:42
that's always there when you need it and doesn't really interfere.
55
162754
3169
bir çırak olmasını istedim.
02:45
And when, for example, I'm looking for a battery that I can't find,
56
165947
3335
Örneğin bir pil arayıp da bulamadığım zaman,
zeki bir biçimde
02:49
in a subtle way, it'll show me where the battery is.
57
169306
2947
bana pilin yerini göstersin.
02:53
So you can see my confusion here.
58
173872
1833
Burada aklımın karıştığını görüyorsunuz.
02:56
I'm not an actor.
59
176442
1212
Ben oyuncu değilim.
03:00
And I want you to notice how the same mechanical structure
60
180585
3033
Aynı mekanik yapının, hareket biçimine bağlı olarak,
03:03
can, at one point, just by the way it moves,
61
183642
2087
bir an nazik ve özenli görünürken,
03:05
seem gentle and caring and in the other case,
62
185753
2144
diğer bir an şiddetkâr ve düşmanca görünüşüne
03:07
seem violent and confrontational.
63
187921
2371
dikkatinizi çekmek istiyorum.
03:10
And it's the same structure, just the motion is different.
64
190316
2847
Yapı aynı, sadece hareket farklı.
03:19
Actor: "You want to know something? Well, you want to know something?
65
199419
4572
Oyuncu: "Sana bir şey diyeyim mi? Bak sana bir şey diyeyim.
03:24
He was already dead!
66
204015
1889
Zaten ölüydü!
03:25
Just laying there, eyes glazed over!"
67
205928
3902
Gözleri cam gibi yatıyordu orada!"
03:29
(Laughter)
68
209854
1021
(Kahkaha)
03:30
But, moving in a graceful way is just one building block
69
210899
3056
Tabi zarif hareketler yaptırmak, insan-robot etkileşimi denilen
03:33
of this whole structure called human-robot interaction.
70
213979
2595
tüm bu yapının yapı taşlarından sadece biri.
03:36
I was, at the time, doing my PhD, I was working on human-robot teamwork,
71
216598
3453
Doktoramı yaparken, insan-robot takım çalışması,
yani insanlarla robotların birlikte çalıştığı
03:40
teams of humans and robots working together.
72
220075
2062
takımlar üzerinde çalışıyordum.
03:42
I was studying the engineering,
73
222161
1635
Takım çalışmasının mühendisliğini,
03:43
the psychology, the philosophy of teamwork,
74
223820
2532
psikolojisini, felsefesini inceliyordum.
03:46
and at the same time,
75
226376
1151
Ve tam da bu esnada kendimi,
03:47
I found myself in my own kind of teamwork situation,
76
227551
2494
şu anda burada bulunan yakın bir arkadaşımla,
kendime özgü bir takım çalışması yaparken buldum.
03:50
with a good friend of mine, who's actually here.
77
230069
2252
Yakın bir gelecekte, robotların da böyle bir durumda
03:52
And in that situation, we can easily imagine robots
78
232345
2404
03:54
in the near future being there with us.
79
234773
1900
bize katılacaklarını hayal etmek zor değil.
03:56
It was after a Passover Seder.
80
236697
1690
Hamursuz Bayramı sonrasıydı.
03:58
We were folding up a lot of folding chairs,
81
238411
2055
Bir sürü sandalye katlıyorduk
04:00
and I was amazed at how quickly we found our own rhythm.
82
240490
2658
ve nasıl da çabuk kendi ritmimizi bulduğumuza şaşırmıştım.
Herkes kendine düşeni yapmıştı.
04:03
Everybody did their own part, we didn't have to divide our tasks.
83
243172
3110
İş bölümü yapmaya gerek kalmamıştı.
04:06
We didn't have to communicate verbally about this --
84
246306
2446
Bu konuda sözlü bir iletişime ihtiyaç duymamıştık.
04:08
it all just happened.
85
248776
1189
Öylece oluvermişti.
04:09
And I thought, humans and robots don't look at all like this.
86
249989
2880
Robotlarla insanların hiç böyle olmadıklarını düşünmüştüm.
04:12
When humans and robots interact, it's much more like a chess game:
87
252893
3131
İnsan-robot etkileşimi, satranç oynamaya daha çok benziyor.
İnsan bir şey yapar,
04:16
the human does a thing, the robot analyzes whatever the human did,
88
256048
3121
robot insanın yaptığını analiz eder,
robot bu durumda ne yapacağına karar verir,
04:19
the robot decides what to do next, plans it and does it.
89
259193
2643
planlar ve yapar.
04:21
Then the human waits, until it's their turn again.
90
261860
2355
Sonra insan sıranın tekrar kendisine gelmesini bekler.
Yani satranca bayağı benziyor
04:24
So it's much more like a chess game, and that makes sense,
91
264239
2731
ve bu akla yatkın çünkü satranç,
04:26
because chess is great for mathematicians and computer scientists.
92
266994
3111
matematikçiler ve bilgisayarcılar için harikadır.
04:30
It's all about information, analysis, decision-making and planning.
93
270129
3428
Bilgi analizi, karar verilmesi ve planlamadan ibarettir.
04:33
But I wanted my robot to be less of a chess player,
94
273581
3730
Ama ben robotumun satranç oyuncusu gibi değil de,
04:37
and more like a doer
95
277335
1793
daha tezcanlı olmasını,
04:39
that just clicks and works together.
96
279152
2001
hop diye işe katılmasını istedim.
04:41
So I made my second horrible career choice:
97
281177
3369
Ve ikinci berbat kariyer seçimimi yaptım:
04:44
I decided to study acting for a semester.
98
284570
2553
Yarı dönemliğine oyunculuk okumaya karar verdim.
04:47
I took off from the PhD, I went to acting classes.
99
287147
2919
Doktoradan izinli olarak oyunculuk derslerine gittim.
04:50
I actually participated in a play --
100
290090
2038
Aslında bir oyunda rol aldım,
04:52
I hope there’s no video of that around still.
101
292152
2302
umarım kayıtlar mevcut değildir.
04:54
(Laughter)
102
294478
1038
04:55
And I got every book I could find about acting,
103
295540
2294
Oyunculuğa dair bulduğum her kitabı aldım,
04:57
including one from the 19th century that I got from the library.
104
297858
3129
kütüphaneden aldığım 19. yüzyıldan kalma bir kitap dahil.
Çok heyecanlanmıştım çünkü ismim listede ikinci sıradaydı,
05:01
And I was really amazed, because my name was the second name on the list --
105
301011
3613
05:04
the previous name was in 1889.
106
304648
2000
bir önceki ise 1889'dan kalmaydı. (Kahkaha)
05:06
(Laughter)
107
306672
1015
05:07
And this book was kind of waiting for 100 years
108
307711
2249
Ve bu kitap bir nevi 100 senedir,
05:09
to be rediscovered for robotics.
109
309984
2332
robotik için yeniden keşfedilmeyi bekliyordu.
05:12
And this book shows actors
110
312340
1576
Kitap, ifade etmek istedikleri her tür duyguya
05:13
how to move every muscle in the body
111
313940
2238
karşılık olarak, oyuncuların vücutlarındaki
05:16
to match every kind of emotion that they want to express.
112
316202
2716
her bir kası nasıl hareket ettireceklerini gösteriyordu.
05:18
But the real revelation was when I learned about method acting.
113
318942
3026
Fakat asıl ilerleme, yöntem oyunculuğunu keşfedişimdi.
05:21
It became very popular in the 20th century.
114
321992
2253
20. yüzyılda çok popüler hâle gelmişti.
Vücuttaki her kasın planlanmasına gerek olmadığını,
05:24
And method acting said
115
324269
1151
05:25
you don't have to plan every muscle in your body;
116
325444
2300
doğru hareketi bulmak için vücudun kullanılmasını söylüyordu.
05:27
instead, you have to use your body to find the right movement.
117
327768
2945
Duyu hafızanızı kullanarak duyguları yapılandırıyor ve
05:30
You have to use your sense memory to reconstruct the emotions
118
330737
2880
doğru ifadeyi bulmak için vücutla düşünüyordunuz.
05:33
and kind of think with your body to find the right expression --
119
333641
3038
05:36
improvise, play off your scene partner.
120
336703
1875
Doğaçlama, sahne partnerine göre oyun.
05:38
And this came at the same time
121
338602
1445
Bu esnada bilişsel psikolojideki bir akım hakkında
05:40
as I was reading about this trend in cognitive psychology,
122
340071
3106
okuma yapıyordum: Bedenlenmiş Biliş
05:43
called embodied cognition, which also talks about the same ideas.
123
343201
3252
Aynı fikirlerden söz ediyordu.
05:46
We use our bodies to think;
124
346477
1515
Bedenimizi kullanarak düşündüğümüzü, yani önce
05:48
we don't just think with our brains and use our bodies to move,
125
348016
2957
beyinle düşünüp, sonra hareket için bedeni kullanmadığımızı;
05:50
but our bodies feed back into our brain
126
350997
1918
bedenin beyine geri besleme yaparak
05:52
to generate the way that we behave.
127
352939
2165
davranış biçimimizi ürettiğini söylüyordu.
05:55
And it was like a lightning bolt.
128
355128
1596
Bu şimşek çakması gibi bir şeydi.
05:56
I went back to my office,
129
356748
1214
Ofisime döndüm.
05:57
I wrote this paper, which I never really published,
130
357986
2405
Hiç yayınlamadığım o makaleyi yazdım:
06:00
called "Acting Lessons for Artificial Intelligence."
131
360415
2532
"Yapay Zekâ için Oyunculuk Dersleri"
06:02
And I even took another month
132
362971
1381
Bir robotla bir insanın birlikte
06:04
to do what was then the first theater play
133
364376
2444
rol aldığı o zamanın ilk tiyatro oyununu
06:06
with a human and a robot acting together.
134
366844
1953
yapmak için bir ay daha bekledim.
06:08
That's what you saw before with the actors.
135
368821
2393
Oyunculardan önce gördüğünüz şey buydu.
06:12
And I thought:
136
372564
1151
Ve şöyle düşündüm:
06:13
How can we make an artificial intelligence model --
137
373739
2937
Bir yapay zeka modelini nasıl yapabiliriz,
06:16
a computer, computational model --
138
376700
1983
bilgisayarı, hesaplayıcı bir modeli?
06:18
that will model some of these ideas of improvisation,
139
378707
2507
Öyle ki, bu bir takım doğaçlama, risk alma
06:21
of taking risks, of taking chances,
140
381238
1830
ve şansını deneme, hatta hata yapma
06:23
even of making mistakes?
141
383092
1527
fikirlerini modellesin.
06:24
Maybe it can make for better robotic teammates.
142
384643
2613
Belki daha iyi robot takım arkadaşları için işe yarardı.
Böylece uzun bir süre boyunca bu modeller üzerinde çalıştım.
06:27
So I worked for quite a long time on these models
143
387280
2604
06:29
and I implemented them on a number of robots.
144
389908
2395
Çok sayıda robota bunlardan yerleştirdim.
06:32
Here you can see a very early example
145
392327
2301
Burada, ilk örneklerden birini görüyorsunuz.
06:34
with the robots trying to use this embodied artificial intelligence
146
394652
3579
Bu robotta bedenlenmiş yapay zekâ denemesi yaptık.
Benim hareketlerime olası en yakın karşılığı bulmayı denedik,
06:38
to try to match my movements as closely as possible.
147
398255
2463
06:40
It's sort of like a game.
148
400742
1463
oyun oynar gibi.
06:42
Let's look at it.
149
402530
1209
Şuna bir bakalım.
06:47
You can see when I psych it out, it gets fooled.
150
407652
3539
Gördüğünüz gibi onu psikolojik olarak hazırlarken, aldanıyor.
06:51
And it's a little bit like what you might see actors do
151
411698
2595
Bu biraz oyuncuların, birbirlerini yansıtmaya çalışırken
06:54
when they try to mirror each other
152
414317
1634
aralarındaki doğru zamanlamayı kurmak için
06:55
to find the right synchrony between them.
153
415975
2365
yaptıklarına benziyor.
06:58
And then, I did another experiment,
154
418364
1832
Sonra başka bir deney yaptım.
07:00
and I got people off the street to use the robotic desk lamp,
155
420220
4059
Sokaktan geçen insanları çevirip,
robotik masa lambasını kullandırdım
07:04
and try out this idea of embodied artificial intelligence.
156
424303
3102
ve bedenlenmiş yapay zekâ fikrini sınadım.
07:07
So, I actually used two kinds of brains for the same robot.
157
427921
4598
Aslında aynı robot için iki çeşit beyin kullandım.
Robot, gördüğünüz lambanın aynısıydı
07:12
The robot is the same lamp that you saw,
158
432543
1952
07:14
and I put two brains in it.
159
434519
1339
ve ona iki beyin koydum.
07:15
For one half of the people,
160
435882
1727
İnsanların yarısı için,
07:17
I put in a brain that's kind of the traditional,
161
437633
2936
geleneksel, hesaplayıcı türde robotik beyin yerleştirdim.
07:20
calculated robotic brain.
162
440593
1229
Sırasını bekleyen, herşeyi analiz eden, planlayan.
07:21
It waits for its turn, it analyzes everything, it plans.
163
441846
2640
Buna hesaplayıcı beyin diyelim.
07:24
Let's call it the calculated brain.
164
444510
1682
07:26
The other got more the stage actor, risk-taker brain.
165
446216
3247
Diğeri ise sahne sanatçısı, risk alan beyindi.
07:29
Let's call it the adventurous brain.
166
449487
2122
Buna da maceracı beyin diyelim.
07:31
It sometimes acts without knowing everything it has to know.
167
451633
2937
Bazen, bilmesi gereken herşeyi bilmeden davranır.
07:34
It sometimes makes mistakes and corrects them.
168
454594
2292
Bazen hata yapar ve bunları düzeltir.
07:36
And I had them do this very tedious task that took almost 20 minutes,
169
456910
3918
Ve onlara yaklaşık 20 dakikalık bu sıkıcı işi yaptırdım.
07:40
and they had to work together,
170
460852
1476
Birlikte çalışmaları gerekiyordu.
07:42
somehow simulating, like, a factory job
171
462352
2553
Fabrika işi gibi biraz taklitçilik,
07:44
of repetitively doing the same thing.
172
464929
2087
yani sürekli aynı şeyin yapılması.
07:47
What I found is that people actually loved the adventurous robot.
173
467445
3331
Ve gördüm ki, insanlar maceracı robota gerçekten bayıldı.
07:50
They thought it was more intelligent,
174
470800
1777
Onun daha zeki, daha çalışkan
07:52
more committed, a better member of the team,
175
472601
2106
ve takım başarısına daha çok katkıda bulunan
07:54
contributed to the success of the team more.
176
474731
2065
iyi bir takım üyesi olduğunu düşündüler.
07:56
They even called it "he" and "she,"
177
476820
1708
Ondan söz ederken "şu kız" veya "şu oğlan" bile demeye başladılar.
07:58
whereas people with the calculated brain
178
478552
2121
Hesaplayıcı beyne ise "şu" diyorlardı.
08:00
called it "it," and nobody ever called it "he" or "she."
179
480697
2802
Ona kimse "şu kız" veya "şu oğlan" demedi.
08:03
When they talked about it after the task, with the adventurous brain,
180
483876
3293
Maceracı beyinle çalıştıktan sonra
bundan söz ederken şöyle dediler:
08:07
they said, "By the end, we were good friends and high-fived mentally."
181
487193
3783
"İş biterken iyi arkadaş olmuştuk ve zihinsel olarak tokalaştık"
08:11
Whatever that means.
182
491397
1293
Bu da ne demekse artık.
08:12
(Laughter)
183
492714
1906
(Kahkaha) Kulağa acı verici geliyor.
08:14
Sounds painful.
184
494644
1353
Hesaplayıcı beyinle çalışan kişiler ise
08:16
Whereas the people with the calculated brain
185
496021
2738
08:18
said it was just like a lazy apprentice.
186
498783
2358
onu tembel bir çırağa benzetti.
Sadece gerekeni yapmıştı, o kadar.
08:21
It only did what it was supposed to do and nothing more,
187
501165
2745
Bu da bir robottan beklenen şeydir, o yüzden
08:23
which is almost what people expect robots to do,
188
503934
2349
insanların, robotların yapmaları gerekene dair beklentilerinin
08:26
so I was surprised that people had higher expectations of robots
189
506307
3555
08:29
than what anybody in robotics thought robots should be doing.
190
509886
3506
robotikteki birinden yüksek olmasına şaşırmıştım.
Belki de zamanı gelmiştir, dedim.
08:34
And in a way, I thought, maybe it's time --
191
514027
2015
Tıpkı yöntem oyunculuğunun, insanların
08:36
just like method acting changed the way people thought
192
516066
2962
19.yüzyılda oyunculuğa dair düşündüklerini değiştirdiği gibi.
08:39
about acting in the 19th century,
193
519052
1596
08:40
from going from the very calculated, planned way of behaving,
194
520672
3077
Hesaplanmış ve planlanmış davranış biçimi yerine
08:43
to a more intuitive, risk-taking, embodied way of behaving --
195
523773
3498
daha içgüdüsel, risk alan, bedenlenmiş davranışa geçiş.
08:47
maybe it's time for robots to have the same kind of revolution.
196
527295
3196
Belki de robotların bir nevi
devrim yapma vakti gelmiştir.
08:51
A few years later, I was at my next research job at Georgia Tech in Atlanta,
197
531994
3599
Bir kaç yıl sonra,
Atlanta'daki Georgia Tech'deki araştırma görevimde
08:55
and I was working in a group dealing with robotic musicians.
198
535617
2824
robot müzisyenlerle uğraşan bir grupta çalışıyordum.
08:58
And I thought, music: that's the perfect place
199
538465
2360
Takım çalışmasını, koordinasyonu,
zamanlamayı ve doğaçlamayı incelemek için
09:00
to look at teamwork, coordination, timing, improvisation --
200
540849
4143
müziğin harika olduğunu düşündüm.
Marimba çalan bir robotumuz vardı.
09:05
and we just got this robot playing marimba.
201
545016
2443
09:07
And the marimba, for everybody like me,
202
547483
2256
Marimba'nın ne olduğunu bilmeyen çoğumuz için söyleyeyim,
09:09
it was this huge, wooden xylophone.
203
549763
2739
dev, ahşap bir ksilofon.
09:12
And when I was looking at this,
204
552526
2063
Buna baktığım sıralarda
09:14
I looked at other works in human-robot improvisation --
205
554613
2998
başka insan-robot çalışmalarına da bakmıştım.
09:17
yes, there are other works in human-robot improvisation --
206
557635
2747
Evet, başka çalışmalar da mevcut
ve onlar da biraz satranç gibiydi.
09:20
and they were also a little bit like a chess game.
207
560406
2349
09:22
The human would play,
208
562779
1151
İnsan çalıyordu,
09:23
the robot analyzed what was played,
209
563954
2173
robot ne çalındığını analiz ediyordu,
kendi bölümünü doğaçlama yapıyordu.
09:26
and would improvise their own part.
210
566151
2079
09:28
So, this is what musicians called a call-and-response interaction,
211
568254
3138
Buna müzisyenler, çağrı ve yanıt etkileşimi adını veriyor.
09:31
and it also fits very well robots and artificial intelligence.
212
571416
3747
Robotlara ve yapay zekaya da oldukça iyi oturuyor.
Fakat ben, eğer tiyatro oyununda ve takım çalışması araştırmalarında
09:35
But I thought, if I use the same ideas I used in the theater play
213
575187
3253
09:38
and in the teamwork studies,
214
578464
1744
kullandığım fikirlerin aynısını kullanırsam,
09:40
maybe I can make the robots jam together like a band.
215
580232
3650
belki robotların bir grup gibi birlikte
doğaçlama çalmalarını sağlayabilirim, dedim.
09:43
Everybody's riffing off each other, nobody is stopping for a moment.
216
583906
4268
Herkes birbirinden esinlenecek, kimse duraksamayacaktı.
Ve bu kez aynı şeyleri müzik için denedim.
09:48
And so I tried to do the same things, this time with music,
217
588198
2874
Robot ne çalacağını bilmeden çalmaya girişecekti.
09:51
where the robot doesn't really know what it's about to play,
218
591096
2834
09:53
it just sort of moves its body and uses opportunities to play,
219
593954
3017
Bedenini hareket ettirip, çalma fırsatlarını değerlendirecek
09:56
and does what my jazz teacher when I was 17 taught me.
220
596995
2539
ve 17 yaşımdayken caz hocamın bana öğrettiği gibi davranacaktı.
09:59
She said, when you improvise,
221
599558
1397
Doğaçlama yaptığın zaman bazen ne yaptığının
10:00
sometimes you don't know what you're doing, and you still do it.
222
600979
3016
farkında olmadan yapmaya devam edersin, derdi.
Ben de aslında ne yaptığını bilmese de
10:04
So I tried to make a robot that doesn't actually know what it's doing,
223
604019
3326
yapan bir robot yapmaya çalıştım.
10:07
but is still doing it.
224
607369
1221
Şu gösterinin bir kaç saniyesine bakalım.
10:08
So let's look at a few seconds from this performance,
225
608614
2511
Burada robot, insan müzisyeni dinliyor ve
10:11
where the robot listens to the human musician
226
611149
2127
doğaçlama yapıyor.
10:13
and improvises.
227
613300
1165
10:14
And then, look how the human musician also responds
228
614489
2975
İnsan müzisyenin robotun yaptıklarına nasıl
10:17
to what the robot is doing
229
617488
1273
karşılık verdiğini ve ondan hareket kaptığına
10:18
and picking up from its behavior,
230
618785
2644
dikkat edin.
10:21
and at some point can even be surprised by what the robot came up with.
231
621453
3956
Bir noktada robotun uydurduklarına şaşırdığı bile oluyor.
10:25
(Music)
232
625433
2194
(Müzik)
11:07
(Music ends)
233
667618
2000
(Alkış)
11:11
(Applause)
234
671134
5734
11:16
Being a musician is not just about making notes,
235
676892
2250
Müzisyen olmak nota çalmaktan ibaret değildir,
11:19
otherwise nobody would ever go see a live show.
236
679166
2348
yoksa kimse canlı müzik dinlemeye gitmezdi.
11:21
Musicians also communicate with their bodies,
237
681538
2122
Müzisyenler bedenleriyle de iletişim kurar,
11:23
with other band members, with the audience,
238
683684
2017
hem diğer grup üyeleriyle hem de dinleyici ile.
11:25
they use their bodies to express the music.
239
685725
2014
Müziği, bedenlerini kullanarak ifade ederler.
11:27
And I thought, we already have a robot musician on stage,
240
687763
2697
Madem sahnede bir robot müzisyenimiz var,
neden onu tam donanımlı bir müzisyen yapmayalım, dedim.
11:30
why not make it be a full-fledged musician?
241
690484
2312
11:32
And I started designing a socially expressive head
242
692820
2674
Ve robot için, toplumsal ifadeleri olan bir kafa
11:35
for the robot.
243
695518
1343
tasarlamaya başladım.
11:36
The head doesn’t actually touch the marimba,
244
696885
2070
Kafa aslında marimbaya dokunmuyordu,
11:38
it just expresses what the music is like.
245
698979
1959
sadece müziğin nasıl olduğunu ifade ediyordu.
11:40
These are some napkin sketches from a bar in Atlanta
246
700962
2496
Bunlar Atlanta'daki bir barda karalanmış peçete çizimleri.
Laboratuvarımla evimin arasındaki mesafenin
11:43
that was dangerously located exactly halfway
247
703482
2543
tam da orta noktasına konuşlanmıştı. (Kahkaha)
11:46
between my lab and my home.
248
706049
1811
11:47
So I spent, I would say, on average, three to four hours a day there.
249
707884
3938
Dolayısıyla, ortalama olarak,
günün 3 ilâ 4 saatini orada geçirirdim.
11:51
I think.
250
711846
1187
Yani sanırım. (Kahkaha)
11:53
(Laughter)
251
713057
1527
Ve animasyon araçlarıma geri dönüp, bir robot müzisyenin
11:54
And I went back to my animation tools and tried to figure out
252
714917
2882
11:57
not just what a robotic musician would look like,
253
717823
2370
neye benzeyeceğini ve özellikle de nasıl hareket edeceğini
12:00
but especially what a robotic musician would move like,
254
720217
2625
bulmaya çalıştım.
12:02
to sort of show that it doesn't like what the other person is playing --
255
722866
3402
Diğer kişinin çaldığı şeyi pek beğenmediğini
ya da belki ritmin hissettirdiği her neyse onu
12:06
and maybe show whatever beat it's feeling at the moment.
256
726292
3825
gösteriyor şu anda.
12:10
So we ended up actually getting the money to build this robot, which was nice.
257
730141
4503
Bu robotu yapmak için para da aldık -ki bu iyi oldu.
12:14
I'm going to show you now the same kind of performance,
258
734668
2604
Aynı türden bir performansı, bu kez
sosyal ifadeli kafa ile göstereyim.
12:17
this time with a socially expressive head.
259
737296
2040
12:19
And notice one thing --
260
739360
1800
Bakın, robot nasıl da
12:21
how the robot is really showing us
261
741184
1671
insandan kaptığı ritmleri
12:22
the beat it's picking up from the human,
262
742879
1906
bize sergiliyor.
12:24
while also giving the human a sense that the robot knows what it's doing.
263
744809
3927
Aynı zamanda insana da robotun ne yaptığını bildiği duygusunu veriyoruz.
12:28
And also how it changes the way it moves
264
748760
1920
Kendi solosuna başlar başlamaz
12:30
as soon as it starts its own solo.
265
750704
1952
hareket etme biçimi değişiyor.
12:32
(Music)
266
752680
3896
(Müzik)
12:36
Now it's looking at me, showing that it's listening.
267
756600
3020
Dinlediğimden emin olmak için bana bakıyor.
12:39
(Music)
268
759644
2723
(Müzik)
Şimdi parçanın final akortuna tekrar bakın,
13:01
Now look at the final chord of the piece again.
269
781181
2921
13:04
And this time the robot communicates with its body
270
784126
2917
bu kez robot kendi işiyle meşgulken, bedeniyle
13:07
when it's busy doing its own thing,
271
787067
2113
iletişim kuruyor.
13:09
and when it's ready to coordinate the final chord with me.
272
789204
4851
Ve hazır olduğunda
benimle birlikte kapanışı yapacak.
13:14
(Music)
273
794079
2737
(Müzik)
13:21
(Music ending)
274
801783
2000
13:26
(Final chord)
275
806103
1001
13:27
(Applause)
276
807128
5754
(Alkış)
13:32
Thanks.
277
812906
1155
Teşekkürler. Umuyorum, bunun nasıl da bütünüyle --
13:34
I hope you see
278
814085
1581
13:35
how much this part of the body that doesn't touch the instrument
279
815690
4396
nasıl da enstrümana dokunmayan bedenin bu bölümünün
müzikal performansa aslında yardımcı olduğunu gördünüz.
13:40
actually helps with the musical performance.
280
820110
2592
13:43
And at some point -- we are in Atlanta,
281
823160
2009
Atlanta'da olduğumuza göre, belli ki bir rap'çinin
13:45
so obviously some rapper will come into our lab at some point --
282
825193
3250
laboratuvara geldiği bir zaman olacak.
13:48
and we had this rapper come in and do a little jam with the robot.
283
828467
4793
Ve bu rap'çi gelip
robotla biraz doğaçlama yaptı.
13:53
Here you can see the robot basically responding to the beat.
284
833284
4048
Burada robotun vuruşlara
verdiği karşılığı görebilirsiniz.
13:57
Notice two things:
285
837356
1151
İki şey dikkate değer: Birincisi, robot başını
13:58
one, how irresistible it is to join the robot while it's moving its head.
286
838531
3609
sallarken ona katılmamak elde değil.
O sallarken siz de kendi başınızı sallama isteği duyuyorsunuz.
14:02
You kind of want to move your own head when it does it.
287
842164
2603
14:04
And second, even though the rapper is really focused on his iPhone,
288
844791
3586
İkincisi de, her ne kadar rap'çi iPhone'a odaklanmış olsa da,
14:08
as soon as the robot turns to him, he turns back.
289
848401
3110
robot ona döner dönmez, o da dönüyor.
14:11
So even though it's just in the periphery of his vision,
290
851535
2636
Yani sadece görüş alanının ucunda olmasına rağmen,
gözünün ucunda olsa da son derece güçlü.
14:14
in the corner of his eye, it's very powerful.
291
854195
2120
Bunun nedeni, etrafımızda hareket eden
14:16
And the reason is that we can't ignore
292
856339
1834
fiziksel nesneleri göz ardı edemeyiz.
14:18
physical things moving in our environment.
293
858197
2024
Donanımımız böyle.
14:20
We are wired for that.
294
860245
1170
14:21
So if you have a problem --
295
861439
1644
Yani, eğer örneğin partnerlerinizle probleminiz
14:23
maybe your partner is looking at their iPhone or smartphone too much --
296
863107
4675
iPhone ya da akıllı telefonlarına çok fazla bakmaları ise
14:27
you might want to have a robot there to get their attention.
297
867806
2834
dikkatlerini çekmek için oralara bir robot yerleştirebilirsiniz. (Kahkaha)
14:30
(Laughter)
298
870664
1001
(Müzik)
14:31
(Music)
299
871689
2069
14:46
(Music ends)
300
886113
2000
14:50
(Applause)
301
890138
6948
(Alkış) Teşekkürler.
Üzerinde çalıştığımız son robotu göstereyim.
14:57
Just to introduce the last robot that we've worked on,
302
897633
3834
Bulduğumuz bir nevi şaşırtıcı bir şeyden ortaya çıktı:
15:01
it came out of something surprising that we found:
303
901491
2350
15:03
Some point people didn't care about the robot being intelligent,
304
903865
3158
Bazen insanlar robotun çok zeki olmasını, doğaçlama
15:07
able to improvise and listen,
305
907047
1402
yapabilmesini ve dinleyebilmesini ve yıllarımızı verdiğimiz
15:08
and do all these embodied intelligence things that I spent years developing.
306
908473
4406
tüm o bedenlenmiş zekâ mevzusunu umursamıyor.
15:12
They really liked that the robot was enjoying the music.
307
912903
2681
Robotun müzikten tat alması gerçekten hoşlarına gidiyor. (Kahkaha)
15:15
(Laughter)
308
915608
1001
15:16
And they didn't say the robot was moving to the music,
309
916633
2545
Ve robotun müziğe göre hareket ettiğini değil,
müzikten tat aldığını söylüyorlar.
15:19
they said "enjoying" the music.
310
919202
1488
15:20
And we thought, why don't we take this idea,
311
920714
2126
Biz de düşündük ve bu fikri aldık
15:22
and I designed a new piece of furniture.
312
922864
2741
ve ben yeni bir mobilya tasarladım.
15:25
This time it wasn't a desk lamp, it was a speaker dock,
313
925629
2572
Bu kez masa lambası değil, hoparlör.
Akıllı telefonunuzu bağlayabileceğiniz şeylerden biri.
15:28
one of those things you plug your smartphone in.
314
928225
2640
15:30
And I thought,
315
930889
1150
Düşündüm de, ya hoparlörünüz
15:32
what would happen if your speaker dock didn't just play the music for you,
316
932063
3500
müzik çalmakla kalmayıp, bir de
ondan tat alsa nasıl olurdu. (Kahkaha)
15:35
but would actually enjoy it, too?
317
935587
2046
15:37
And so again, here are some animation tests from an early stage.
318
937657
4161
Ve yine, ilk dönemlerden kalma bir kaç
animasyon sınaması. (Kahkaha)
15:41
(Laughter)
319
941842
1384
15:43
And this is what the final product looked like.
320
943835
2871
Bu da nihai ürünün nasıl bir şey olduğu.
15:58
(Music)
321
958247
2181
("Drop it like its hot")
16:18
(Music ends)
322
978848
2000
16:21
So, a lot of bobbing heads.
323
981461
2620
Ve pek çok sallanan kafa.
16:24
(Applause)
324
984105
3611
(Alkış)
16:27
A lot of bobbing heads in the audience,
325
987740
1890
Dinleyici kitlesinde pek çok sallanan kafa,
16:29
so we can still see robots influence people.
326
989654
2708
robotların insanları etkilediğini yine görüyoruz.
16:32
And it's not just fun and games.
327
992386
2785
Sadece oyun ve eğlence için değil.
16:35
I think one of the reasons I care so much
328
995195
2201
Sanırım robotları ve bedenlerini hem hareket
16:37
about robots that use their body to communicate
329
997420
2233
hem de iletişim için kullanmalarını bu kadar
16:39
and use their body to move is --
330
999677
1706
önemsememin nedenlerinden biri
16:41
I'm going to let you in on a little secret we roboticists are hiding --
331
1001407
3390
-- sizinle robotiğin küçük sırlarından birini paylaşacağım --
16:44
is that every one of you is going to be living with a robot
332
1004821
2793
günün birinde, her birinizin bir robotla beraber
16:47
at some point in your life.
333
1007638
1592
yaşayacak olmanız.
16:49
Somewhere in your future, there will be a robot in your life.
334
1009254
2933
Gelecekte bir gün hayatınıza bir robot girecek.
Eğer sizinkine olmazsa, çocuklarınızınkine girecek.
16:52
If not in yours, your children's lives.
335
1012211
1868
16:54
And I want these robots to be more fluent, more engaging, more graceful
336
1014103
4990
Ve ben bu robotların,
şu anda göründüklerinden daha akıcı,
daha çekici, daha zarif olmalarını istiyorum.
16:59
than currently they seem to be.
337
1019117
1729
17:00
And for that I think maybe robots need to be less like chess players
338
1020870
3287
Dolayısıyla düşünüyorum da, belki robotların
satranç oyuncusundan ziyade, sahne sanatçısı
17:04
and more like stage actors and more like musicians.
339
1024181
2641
ya da müzisyenler gibi olmaları gerek.
17:06
Maybe they should be able to take chances and improvise.
340
1026846
2813
Belki şanslarını deneyebilmeleri ve doğaçlama yapabilmeleri,
17:09
Maybe they should be able to anticipate what you're about to do.
341
1029683
3024
belki yapmak üzere olduğunuz şeyi öngörebilmeleri gerek.
17:12
Maybe they even need to be able to make mistakes and correct them,
342
1032731
3348
Belki de gereken,
hata yapabilmeleri ve bunları düzeltebilmeleridir,
17:16
because in the end, we are human.
343
1036103
1888
çünkü sonuçta biz insanız.
Belki de insanlar için mükemmel robot,
17:18
And maybe as humans, robots that are a little less than perfect
344
1038015
3554
mükemmelden biraz daha eksik olandır.
17:21
are just perfect for us.
345
1041593
1731
17:23
Thank you.
346
1043348
1159
Teşekkür ederim.
17:24
(Applause)
347
1044531
6836
(Alkış)

Original video on YouTube.com
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7