Amanda Burden: How public spaces make cities work

Amanda Burden: Açık alanlar bir şehri nasıl geliştirir

546,222 views

2014-04-07 ・ TED


New videos

Amanda Burden: How public spaces make cities work

Amanda Burden: Açık alanlar bir şehri nasıl geliştirir

546,222 views ・ 2014-04-07

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Sare Sen Gözden geçirme: Eren Gokce
00:13
When people think about cities,
0
13008
1690
Şehirler hakkında düşünürken
00:14
they tend to think of certain things.
1
14698
2302
insanların aklına belirli şeyler gelir.
00:17
They think of buildings and streets
2
17000
2060
Binaları, caddeleri,
00:19
and skyscrapers, noisy cabs.
3
19060
2896
gökdelenleri ve gürültülü taksileri düşünürler.
00:21
But when I think about cities,
4
21956
1934
Ama ben şehirler hakkında düşünürken
00:23
I think about people.
5
23890
1801
insanları düşünürüm.
00:25
Cities are fundamentally about people,
6
25691
3470
Şehirler temelde insanlarla ilgilidir.
00:29
and where people go
7
29161
1844
İnsanların nerelere gittikleri
00:31
and where people meet
8
31005
1515
ve nerelerde buluştukları
00:32
are at the core of what makes a city work.
9
32520
3330
bir şehrin ayakta durmasını sağlayan temellerdir.
00:35
So even more important than buildings in a city
10
35850
3180
Yani bir şehirdeki binalardan çok daha önemlisi
00:39
are the public spaces in between them.
11
39030
3008
binalar arasındaki halka açık alanlardır.
00:42
And today, some of the most transformative
12
42038
2658
Ve günümüzde şehirlerdeki
00:44
changes in cities
13
44696
1677
en önemli değişimler
00:46
are happening in these public spaces.
14
46373
3186
bu açık alanlarda gerçekleşiyor.
00:49
So I believe that lively, enjoyable public spaces
15
49559
4193
Bence canlı ve eğlenceli halka açık alanlar,
00:53
are the key to planning a great city.
16
53752
3120
mükemmel bir şehir planlamanın anahtarıdır.
00:56
They are what makes it come alive.
17
56872
3420
Şehri canlandıran bu alanlardır.
01:00
But what makes a public space work?
18
60292
3680
Ama açık alanların kullanılmasını sağlayan nedir?
01:03
What attracts people to successful public spaces,
19
63972
3551
İnsanları başarılı açık alanlara çeken
01:07
and what is it about unsuccessful places
20
67523
2422
ya da insanları başarısız yerlerden
01:09
that keeps people away?
21
69945
2680
uzak tutan nedir?
01:12
I thought, if I could answer those questions,
22
72625
3359
Eğer bu sorulara cevap verebilirsem
01:15
I could make a huge contribution to my city.
23
75984
3780
şehrime büyük bir katkıda bulunacağımı düşündüm.
01:19
But one of the more wonky things about me
24
79764
2154
Hakkımdaki en garip şeylerden biri
01:21
is that I am an animal behaviorist,
25
81918
3551
bir hayvan davranış bilimcisi olmam
01:25
and I use those skills not to study animal behavior
26
85469
3577
ve bu yeteneğimi hayvan davranışlarını incelemek için değil,
01:29
but to study how people in cities
27
89046
2934
şehirli insanların açık alanları
01:31
use city public spaces.
28
91980
2248
nasıl kullandıklarını incelemek için kullanmam.
01:34
One of the first spaces that I studied
29
94228
3321
İncelediğim ilk yerlerden birisi
01:37
was this little vest pocket park called Paley Park
30
97549
3405
Manhattan'ın merkezindeki küçük bir cep parkı olan
01:40
in midtown Manhattan.
31
100954
2308
Paley Parkı idi.
01:43
This little space became a small phenomenon,
32
103262
4125
Bu dar alan küçük bir fenomene dönüşmüştü
01:47
and because it had such a profound impact
33
107387
2868
ve New Yorklular üzerinde derin
01:50
on New Yorkers,
34
110255
1216
bir etki yarattığı için
01:51
it made an enormous impression on me.
35
111471
4084
burası beni çok etkiledi.
01:55
I studied this park very early on in my career
36
115555
2497
Bu parkı kariyerimin başında incelemiştim,
01:58
because it happened to have been built
37
118052
1586
çünkü üvey babam tarafından
01:59
by my stepfather,
38
119638
1778
inşa edilmişti.
02:01
so I knew that places like Paley Park
39
121416
2632
Böylece Paley Parkı gibi yerlerin şans eseri
02:04
didn't happen by accident.
40
124048
2400
oluşmadığını öğrendim.
02:06
I saw firsthand that they required
41
126448
2552
İnanılmaz bir adanmışlık ve
02:09
incredible dedication
42
129000
1456
detaylara gösterilen muazzam dikkatin
02:10
and enormous attention to detail.
43
130456
3058
şart olduğunu şahsen gördüm.
02:13
But what was it about this space
44
133514
1734
Ama bu yeri bu kadar özel kılan
02:15
that made it special and drew people to it?
45
135248
3802
ve insanları ona çeken şey neydi?
02:19
Well, I would sit in the park and watch very carefully,
46
139050
2901
Parkta oturup dikkatlice etrafı incelerdim,
02:21
and first among other things
47
141951
1892
her şeyden önce gelen
02:23
were the comfortable, movable chairs.
48
143843
3063
rahat ve taşınabilen sandalyelerdi.
02:26
People would come in, find their own seat,
49
146906
2510
İnsanlar parka gelir, kendi sandalyelerini bulur,
02:29
move it a bit, actually, and then stay a while,
50
149416
3394
yerini ayarlarlar, sonra bir süre otururlardı
02:32
and then interestingly,
51
152810
1848
ve ilginç bir şekilde
02:34
people themselves attracted other people,
52
154658
2975
bu insanlar başka insanları çekerlerdi.
02:37
and ironically, I felt more peaceful
53
157633
2777
Ne gariptir ki, etrafta başka insanlar olunca
02:40
if there were other people around.
54
160410
1981
daha da huzurlu hissederdim.
02:42
And it was green.
55
162391
1890
Ve yemyeşildi.
02:44
This little park provided what New Yorkers crave:
56
164281
3761
Bu park New Yorklular'a ihtiyaçları olan
02:48
comfort and greenery.
57
168042
2538
rahatlık ve yeşilliği sunuyordu.
02:50
But my question was,
58
170580
1688
Benim sorumsa,
02:52
why weren't there more places with greenery
59
172268
3062
şehrin ortasında neden daha fazla yeşil alan ve
02:55
and places to sit in the middle of the city
60
175330
2509
oturabileceğiniz, kendinizi yalnız
02:57
where you didn't feel alone,
61
177839
2480
ya da fazlalık gibi hissetmediğiniz
03:00
or like a trespasser?
62
180319
2457
yerler olmadığıydı.
03:02
Unfortunately, that's not how cities
63
182776
2232
Maalesef şehirler
03:05
were being designed.
64
185008
2018
bu şekilde tasarlanmıyor.
03:07
So here you see a familiar sight.
65
187026
3694
Burada tanıdık bir manzara görüyoruz.
03:10
This is how plazas have been designed for generations.
66
190720
4281
Plazalar nesillerdir bu şekilde tasarlanıyor.
03:15
They have that stylish, Spartan look
67
195001
3130
Modern mimariyle ilişkilendirilen
03:18
that we often associate with modern architecture,
68
198131
3820
çok şık ve yalın bir görüntüleri var.
03:21
but it's not surprising that people
69
201951
2311
Fakat insanların buna benzer yerleri gözardı etmeleri
03:24
avoid spaces like this.
70
204262
1862
sürpriz değil.
03:26
They not only look desolate,
71
206124
2110
Sadece ıssız değil, aynı zamanda
03:28
they feel downright dangerous.
72
208234
2712
düpedüz tehlikeli görünüyorlar.
03:30
I mean, where would you sit here?
73
210946
3277
Burada nerede oturabilirsiniz?
03:34
What would you do here?
74
214223
2546
Burada ne yapabilirsiniz?
03:36
But architects love them.
75
216769
3476
Ama mimarlar bunlara bayılıyorlar.
03:40
They are plinths for their creations.
76
220245
3273
Yaratıcılıklarının abideleri.
03:43
They might tolerate a sculpture or two,
77
223518
1933
Birkaç heykele katlanabilirler,
03:45
but that's about it.
78
225451
1753
ama hepsi bu.
03:47
And for developers, they are ideal.
79
227204
3204
Ve müteahhitler için idealler.
03:50
There's nothing to water, nothing to maintain,
80
230408
2587
Sulayacak ya da bakım yapılacak bir şey
03:52
and no undesirable people to worry about.
81
232995
3960
veya uğraşacakları istenmeyen insanlar yok.
03:56
But don't you think this is a waste?
82
236955
3244
Sizce de bu israf değil mi?
04:00
For me, becoming a city planner
83
240199
2321
Benim için şehir planlamacı olmak
04:02
meant being able to truly change the city
84
242520
2672
yaşadığım ve sevdiğim şehri
04:05
that I lived in and loved.
85
245192
2490
tamamıyla değiştirebilmek anlamına geliyordu.
04:07
I wanted to be able to create places
86
247682
2488
Paley Park'taki gibi hissetmenizi sağlayacak
04:10
that would give you the feeling that you got
87
250170
1965
yerler yaratabilmek
04:12
in Paley Park,
88
252135
1538
istiyordum
04:13
and not allow developers to build bleak plazas like this.
89
253673
4788
ve müteahhitlerin böyle kasvetli plazalar yaratmalarına izin vermemek.
04:18
But over the many years,
90
258461
1415
Ama yıllar içinde öğrendim ki,
04:19
I have learned how hard it is
91
259876
2596
başarılı, anlamlı, eğlenceli
04:22
to create successful, meaningful,
92
262472
2588
açık alanlar yaratmak
04:25
enjoyable public spaces.
93
265060
2028
hiç de kolay değil.
04:27
As I learned from my stepfather,
94
267088
1577
Üvey babamdan öğrendiğim gibi,
04:28
they certainly do not happen by accident,
95
268665
2288
şans eseri oluşmuyorlar,
04:30
especially in a city like New York,
96
270953
2828
özellikle de New York gibi
04:33
where public space has to be fought for to begin with,
97
273781
3279
açık alanlar için savaş verilen bir şehirde,
04:37
and then for them to be successful,
98
277060
2108
böyle alanların başarılı olması için de
04:39
somebody has to think very hard
99
279168
2022
birilerinin her detayı
04:41
about every detail.
100
281190
2024
çok iyi düşünmesi gerekiyor.
04:43
Now, open spaces in cities are opportunities.
101
283214
3946
Günümüzde şehirlerdeki her açık alan bir fırsat.
04:47
Yes, they are opportunities for commercial investment,
102
287160
3804
Evet, ticari yatırımlar için bir fırsat,
04:50
but they are also opportunities for the common good
103
290964
3569
ama şehrin kamu yararı için de
04:54
of the city,
104
294533
1766
bir fırsat.
04:56
and those two goals are often not aligned with one another,
105
296299
3515
Bu iki amaç çoğunlukla birbiriyle uyuşmuyor
04:59
and therein lies the conflict.
106
299814
2609
ve işte çatışma da burada.
05:02
The first opportunity I had to fight
107
302423
2652
Mükemmel bir açık alan için savaşma fırsatını
05:05
for a great public open space was in the early 1980s,
108
305075
3162
ilk kez 1980'lerin başında yakaladım.
05:08
when I was leading a team of planners
109
308237
2338
Aşağı Manhattan'da Hudson Nehri kıyısındaki
05:10
at a gigantic landfill called Battery Park City
110
310575
3312
Battery Park City adı verilen devasa bir çöplük arazisinde
05:13
in lower Manhattan on the Hudson River.
111
313887
2613
bir planlama ekibini yönetiyordum.
05:16
And this sandy wasteland had lain barren
112
316500
2814
Bu kumlu boş arazi 10 yıl boyunca
05:19
for 10 years,
113
319314
1450
çoraklaşmıştı
05:20
and we were told, unless we found a developer
114
320764
2644
ve bize eğer 6 ay içinde bir müteahhit bulamazsak
05:23
in six months, it would go bankrupt.
115
323408
2128
iflas edeceği söylendi.
05:25
So we came up with a radical,
116
325536
2001
Biz de çok kökten ve neredeyse
05:27
almost insane idea.
117
327537
2390
çılgınca bir fikir bulduk.
05:29
Instead of building a park
118
329927
1848
İlerideki gelişimi tamamlayıcı bir
05:31
as a complement to future development,
119
331775
2508
park inşa etmek yerine,
05:34
why don't we reverse that equation
120
334283
2085
neden denklemi ters çevirmiyoruz
05:36
and build a small but very high-quality
121
336368
3053
ve önce küçük ama çok yüksek kalitede
05:39
public open space first,
122
339421
1985
bir açık alan inşa edip
05:41
and see if that made a difference.
123
341406
3006
fark yaratacak mı diye bakmıyoruz.
05:44
So we only could afford to build a two-block section
124
344412
3698
Bütçemiz, ileride bir mil uzunluğunda bir gezinti yeri oluşturacak
05:48
of what would become a mile-long esplanade,
125
348110
3460
sadece iki blok büyüklüğündeki bir alana yetiyordu.
05:51
so whatever we built had to be perfect.
126
351570
2967
Yani inşa edeceğimiz şey mükemmel olmalıydı.
05:54
So just to make sure, I insisted
127
354537
2996
Emin olmak için korkulukların ve deniz kenarındaki duvarın
05:57
that we build a mock-up
128
357533
2217
tahtadan bir maketini
05:59
in wood, at scale, of the railing and the sea wall.
129
359750
3934
yapmamızda ısrar ettim.
06:03
And when I sat down on that test bench
130
363684
3024
Kumlar hâlâ etrafımda uçuşurken,
06:06
with sand still swirling all around me,
131
366708
3198
o deneme bankına oturduğumda,
06:09
the railing hit exactly at eye level,
132
369906
3093
korkuluklar tam göz hizamdaydı
06:12
blocking my view and ruining my experience
133
372999
2991
bütün manzaramı ve suyun kenarındaki
06:15
at the water's edge.
134
375990
2130
zevkimi engelliyordu.
06:18
So you see, details really do make a difference.
135
378120
3307
Gördüğünüz gibi detaylar gerçekten de fark yaratıyor.
06:21
But design is not just how something looks,
136
381427
3931
Fakat tasarım sadece bir şeyin nasıl göründüğü değil,
06:25
it's how your body feels on that seat in that space,
137
385358
5892
vücudunuzun oradaki o bankta nasıl hissettiğidir
06:31
and I believe that successful design always depends
138
391250
3140
ve bence başarılı tasarım her zaman bu kişisel
06:34
on that very individual experience.
139
394390
3425
tecrübeye bağlıdır.
06:37
In this photo, everything looks very finished,
140
397815
4371
Bu fotoğrafta her şey bitmiş görünüyor
06:42
but that granite edge, those lights,
141
402186
2718
fakat o granit duvar, o lambalar,
06:44
the back on that bench,
142
404904
1888
o bankın arkası,
06:46
the trees in planting,
143
406792
1694
dikilen ağaçlar,
06:48
and the many different kinds of places to sit
144
408486
2603
oturulacak bir sürü farklı alanlar,
06:51
were all little battles that turned this project
145
411089
3182
bu projeyi insanların bulunmak isteyecekleri
06:54
into a place that people wanted to be.
146
414271
4044
bir yere dönüştüren küçük savaşlardı.
06:58
Now, this proved very valuable 20 years later
147
418315
3835
Bütün bunların ne kadar değerli olduğunu
07:02
when Michael Bloomberg asked me to be
148
422150
2008
20 yıl sonra Michael Bloomberg benden
07:04
his planning commissioner
149
424158
1582
planlama müdürü olmamı ve
07:05
and put me in charge of shaping
150
425740
1847
tüm New York'u yeniden şekillendirmemi
07:07
the entire city of New York.
151
427587
2071
istediğinde anladım.
07:09
And he said to me on that very day,
152
429658
2099
Ve o gün bana şunu söyledi,
07:11
he said that New York was projected
153
431757
2096
New York nüfusunun 8 milyondan 9 milyona
07:13
to grow from eight to nine million people.
154
433853
3057
çıkması bekleniyordu.
07:16
And he asked me,
155
436910
1530
Ve bana şu soruyu sordu:
07:18
"So where are you going to put
156
438440
1843
"Peki bu yeni bir milyon New Yorklu'yu
07:20
one million additional New Yorkers?"
157
440283
2716
nereye yerleştirmeyi düşünüyorsun?"
07:22
Well, I didn't have any idea.
158
442999
2645
Hiçbir fikrim yoktu doğrusu.
07:25
Now, you know that New York does
159
445644
3039
New York'un göçmenler için
07:28
place a high value on attracting immigrants,
160
448683
2698
çok çekici olduğunu hepimiz biliyoruz.
07:31
so we were excited about the prospect of growth,
161
451381
2920
Bu büyüme beklentisi hepimizi heyecanlandırıyordu,
07:34
but honestly, where were we going to grow
162
454301
2879
ama zaten sınırlarına kadar genişlemiş olan
07:37
in a city that was already built out to its edges
163
457180
3394
ve suyla çevrili bir şehirde ne yöne
07:40
and surrounded by water?
164
460574
2800
doğru büyüyecektik?
07:43
How were we going to find housing
165
463374
1602
Bu kadar yeni New Yorklu'ya
07:44
for that many new New Yorkers?
166
464976
2298
nasıl konut sağlayacaktık?
07:47
And if we couldn't spread out,
167
467274
1813
Eğer genişleyemiyorsak,
07:49
which was probably a good thing,
168
469087
1814
ki belki de bu iyi bir şeydi,
07:50
where could new housing go?
169
470901
2819
yeni konutlara nerede yer bulunacaktı?
07:53
And what about cars?
170
473720
1633
Peki ya araçlar?
07:55
Our city couldn't possibly handle any more cars.
171
475353
4112
Şehrimiz kesinlikle daha fazla araba kaldıramazdı.
07:59
So what were we going to do?
172
479465
2834
Peki ne yapacaktık?
08:02
If we couldn't spread out, we had to go up.
173
482299
3977
Eğer genişleyemiyorsak, yükselmemiz gerekiyordu.
08:06
And if we had to go up,
174
486276
1034
Eğer yükselmemiz gerekiyorsa,
08:07
we had to go up in places
175
487310
1782
araca ihtiyaç duyulmayacak
08:09
where you wouldn't need to own a car.
176
489092
2009
yerlerde yükselmemiz gerekiyordu.
08:11
So that meant using one of our greatest assets:
177
491101
2863
Bu da en değerli varlıklarımızdan birini kullanmak demekti:
08:13
our transit system.
178
493964
2452
Toplu taşıma sistemimiz.
08:16
But we had never before thought
179
496416
1573
Daha önce bunu nasıl etkili
08:17
of how we could make the most of it.
180
497989
2236
kullanabileceğimizi hiç düşünmemiştik.
08:20
So here was the answer to our puzzle.
181
500225
3213
İşte bilmecenin çözümü buydu.
08:23
If we were to channel and redirect
182
503438
3631
Eğer yeni gelişim alanlarını
08:27
all new development around transit,
183
507069
2294
toplu taşımanın etrafına konuşlandırırsak,
08:29
we could actually handle that population increase,
184
509363
3627
nüfus artışını aslında kaldırabiliriz
08:32
we thought.
185
512990
1274
diye düşündük.
08:34
And so here was the plan,
186
514264
2558
Planımız şöyleydi:
08:36
what we really needed to do:
187
516822
1648
Yapmamız gereken
08:38
We needed to redo our zoning --
188
518470
2848
bölge sistemimizi değiştirmek,
08:41
and zoning is the city planner's regulatory tool --
189
521318
3351
ki bölgeler şehir planlamacıların düzenleme araçlarıdır,
08:44
and basically reshape the entire city,
190
524669
3311
ve tüm şehri yeniden şekillendirmekti.
08:47
targeting where new development could go
191
527980
2145
Yeni gelişim alanlarının nereler olabileceğini düşünerek
08:50
and prohibiting any development at all
192
530125
2191
ve araca bağımlı banliyö tipi
08:52
in our car-oriented,
193
532316
1714
bölgelerde gelişimi
08:54
suburban-style neighborhoods.
194
534030
2162
tamamıyla önleyerek yaptık.
08:56
Well, this was an unbelievably ambitious idea,
195
536192
3732
Bu çok da iddialı bir plandı,
08:59
ambitious because communities
196
539924
2576
çünkü yerel yönetimlerin
09:02
had to approve those plans.
197
542500
3615
bu planı onaylaması gerekiyordu.
09:06
So how was I going to get this done?
198
546115
3019
Peki bunu nasıl başaracaktım?
09:09
By listening. So I began listening,
199
549134
2908
Dinleyerek... Ben de dinlemeye başladım,
09:12
in fact, thousands of hours of listening
200
552042
3354
aslına bakarsanız sadece güven kazanabilmek için
09:15
just to establish trust.
201
555396
1818
binlerce saat boyunca dinledim.
09:17
You know, communities can tell
202
557214
2089
Yerel yönetimler onların mahallelerini
09:19
whether or not you understand their neighborhoods.
203
559303
2152
gerçekten anlayıp anlamadığınızı fark edebilirler.
09:21
It's not something you can just fake.
204
561455
3096
Numara yapabileceğiniz bir şey değildir bu.
09:24
And so I began walking.
205
564551
2706
Ben de yürümeye başladım.
09:27
I can't tell you how many blocks I walked,
206
567257
2320
Size ne kadar çok yürüdüğümü anlatamam,
09:29
in sweltering summers, in freezing winters,
207
569577
3409
boğucu sıcaklarda ve dondurucu soğuklarda,
09:32
year after year,
208
572986
1830
yıllarca,
09:34
just so I could get to understand
209
574816
2088
sadece her mahallenin
09:36
the DNA of each neighborhood
210
576904
2027
DNA'sını ve her sokağın verdiği
09:38
and know what each street felt like.
211
578931
2575
hissi anlayabilmek için.
09:41
I became an incredibly geeky zoning expert,
212
581506
3495
İnanılmaz çalışkan bir bölgeleme uzmanı olmuştum,
09:45
finding ways that zoning could address
213
585001
2069
yerel halkın ihtiyaçlarını karşılayacak
09:47
communities' concerns.
214
587070
2062
çözümler buluyordum.
09:49
So little by little, neighborhood by neighborhood,
215
589132
2572
Böylece yavaş yavaş, mahalle mahalle,
09:51
block by block,
216
591704
1435
sokak sokak,
09:53
we began to set height limits
217
593139
1873
yükseklik sınırları getirmeye başladık.
09:55
so that all new development
218
595012
1732
Böylece tüm yeni gelişim
09:56
would be predictable and near transit.
219
596744
3617
tahmin edilebilir ve toplu ulaşıma yakın olabilecekti.
10:00
Over the course of 12 years,
220
600361
1781
12 yıl boyunca
10:02
we were able to rezone
221
602142
2469
yeniden planlanan
10:04
124 neighborhoods,
222
604611
2569
124 mahalle,
10:07
40 percent of the city,
223
607180
2779
şehrin %40'ı,
10:09
12,500 blocks, so that now,
224
609959
4539
12.500 sokak oldu.
10:14
90 percent of all new development of New York
225
614498
3237
Bu da New York'taki yeni gelişimin %90'ı
10:17
is within a 10-minute walk of a subway.
226
617735
2648
metroya 10 dakikalık yürüme mesafesinde demek.
10:20
In other words, nobody in those new buildings
227
620383
2650
Yani bu yeni konutlardaki hiç kimsenin
10:23
needs to own a car.
228
623033
1876
arabaya ihtiyacı yok.
10:24
Well, those rezonings were exhausting
229
624909
4093
Yeniden bölge planlamalar çok yorucuydu,
10:29
and enervating and important,
230
629002
3038
yıpratıcıydı ve önemliydi
10:32
but rezoning was never my mission.
231
632040
2550
ama misyonum hiçbir zaman yeniden bölge planlama değildi.
10:34
You can't see zoning and you can't feel zoning.
232
634590
3491
Bölge planlamayı göremezsiniz ve hissedemezsiniz.
10:38
My mission was always to create
233
638081
2088
Benim misyonum her zaman
10:40
great public spaces.
234
640169
1924
harika açık alanlar yaratmaktı.
10:42
So in the areas where we zoned for significant development,
235
642093
3892
Yeni gelişim için yeniden planladığımız alanlarda
10:45
I was determined to create places
236
645985
2191
insanların hayatlarında fark yaratacak alanlar
10:48
that would make a difference in people's lives.
237
648176
2694
oluşturmaya kararlıydım.
10:50
Here you see what was
238
650870
2086
Burada iki mil uzunluğunda
10:52
two miles of abandoned, degraded waterfront
239
652956
2424
terkedilmiş, yıkılmış bir su kıyısı görüyorsunuz,
10:55
in the neighborhoods of Greenpoint
240
655380
1767
Brooklyn'deki Greenpoint
10:57
and Williamsburg in Brooklyn,
241
657147
1782
ve Williamsburg'ın mahallelerinde,
10:58
impossible to get to and impossible to use.
242
658929
3560
gitmesi ve kullanması imkânsız alanlar.
11:02
Now the zoning here was massive,
243
662489
2494
Burada yeniden bölge planlama çok fazlaydı,
11:04
so I felt an obligation to create
244
664983
3022
ben de bu su kıyılarında muhteşem
11:08
magnificent parks on these waterfronts,
245
668005
3025
parklar yaratma zorunluluğu hissettim
11:11
and I spent an incredible amount of time
246
671030
2740
ve bu planların her santimetrekaresinde
11:13
on every square inch of these plans.
247
673770
3105
inanılmaz zaman harcadım.
11:16
I wanted to make sure that there were
248
676875
2065
Karadan kıyıya kadar uzanan
11:18
tree-lined paths from the upland to the water,
249
678940
2539
ağaçlıklı yollar, her yerde ağaçlar ve yeşillik
11:21
that there were trees and plantings everywhere,
250
681479
2411
ve elbette oturulacak bir sürü alan
11:23
and, of course, lots and lots of places to sit.
251
683890
4188
olmasını sağlamak istedim.
11:28
Honestly, I had no idea how it would turn out.
252
688078
3370
Açıkcası nasıl bir şey ortaya çıkacağını bilmiyordum.
11:31
I had to have faith.
253
691448
1625
İçgüdülerime güvenmem gerekiyordu.
11:33
But I put everything that I had studied and learned
254
693073
2963
Ama öğrendiğim ve bildiğim her şeyi
11:36
into those plans.
255
696036
1734
bu planlarda kullandım.
11:37
And then it opened,
256
697770
1660
Ve açılış günü geldi.
11:39
and I have to tell you, it was incredible.
257
699430
3287
Söylemeliyim ki, inanılmazdı.
11:42
People came from all over the city
258
702717
2085
Şehrin her yerinden insanlar gelmişlerdi
11:44
to be in these parks.
259
704802
1657
bu parkları görmek için.
11:46
I know they changed the lives of the people who live there,
260
706459
3420
Orada yaşayan insanların hayatlarını değiştirdiklerini biliyorum.
11:49
but they also changed New Yorkers' whole image
261
709879
2495
Ama aynı zamanda New Yorklular'ın şehirlerine bakışlarını da
11:52
of their city.
262
712374
1776
değiştirdi.
11:54
I often come down and watch people
263
714150
1579
Sık sık buraya gelip insanların
11:55
get on this little ferry
264
715729
1516
iskeleler arası çalışan
11:57
that now runs between the boroughs,
265
717245
1978
bu küçük vapura binmelerini izlerim.
11:59
and I can't tell you why,
266
719223
1487
Neden bilmiyorum ama
12:00
but I'm completely moved
267
720710
1572
insanların orayı sanki
12:02
by the fact that people are using it
268
722282
2147
her zaman oradaymış gibi
12:04
as if it had always been there.
269
724429
2182
kullanmaları beni çok etkiler.
12:06
And here is a new park in lower Manhattan.
270
726611
3273
Burası aşağı Manhattan'da yeni bir park.
12:09
Now, the water's edge in lower Manhattan
271
729884
2757
Aşağı Manhattan'daki su kıyısı
12:12
was a complete mess before 9/11.
272
732641
2933
11 Eylül öncesinde tam bir felaketti.
12:15
Wall Street was essentially landlocked
273
735574
1915
Wall Steet'in suya hiç kıyısı yoktu,
12:17
because you couldn't get anywhere near this edge.
274
737489
2586
çünkü bu kıyıya yanaşmak imkânsızdı.
12:20
And after 9/11, the city had very little control.
275
740075
3834
11 Eylül sonrasında şehir yönetiminin kontrolü kısıtlıydı.
12:23
But I thought if we went
276
743909
1545
Ama düşündüm ki,
12:25
to the Lower Manhattan Development Corporation
277
745454
2145
eğer Aşağı Manhattan Geliştirme Kurumu'na gidersek
12:27
and got money to reclaim this two miles
278
747599
2961
ve bu 2 millik yıkılmış su kıyısını almak için
12:30
of degraded waterfront
279
750560
1796
para bulabilirsek,
12:32
that it would have an enormous effect
280
752356
1851
aşağı Manhattan'ın yeniden yapılanmasında
12:34
on the rebuilding of lower Manhattan.
281
754207
2461
çok büyük bir etki yaratabilirdik.
12:36
And it did.
282
756668
1180
Ve öyle de oldu.
12:37
Lower Manhattan finally has a public waterfront
283
757848
3391
Sonunda aşağı Manhattan'ın üç tarafında
12:41
on all three sides.
284
761239
2114
halka açık bir kıyısı var.
12:43
I really love this park.
285
763353
2384
Bu parkı gerçekten çok seviyorum.
12:45
You know, railings have to be higher now,
286
765737
2225
Korkuluklar şimdi daha yüksek olmak zorunda,
12:47
so we put bar seating at the edge,
287
767962
2544
böylece kenarlara bar sandalyeleri koyduk
12:50
and you can get so close to the water
288
770506
2112
ve suya o kadar yaklaşabiliyorsunuz ki,
12:52
you're practically on it.
289
772618
1728
neredeyse suyun üzerindesiniz.
12:54
And see how the railing widens
290
774346
1869
Bakın korkuluklar nasıl genişliyor
12:56
and flattens out so you can lay down
291
776215
1416
ve yassılaşıyor, böylece yemeğinizi
12:57
your lunch or your laptop.
292
777631
1882
ya da diz üstü bilgisayarınızı koyabilirsiniz.
12:59
And I love when people come there
293
779513
1980
İnsanların buraya gelip,
13:01
and look up and they say,
294
781493
1860
karşıya bakıp "İşte Brooklyn, ne kadar da yakın."
13:03
"Wow, there's Brooklyn, and it's so close."
295
783353
4027
demeleri çok hoşuma gidiyor.
13:07
So what's the trick?
296
787380
2352
Peki işin sırrı ne?
13:09
How do you turn a park
297
789732
1809
Bir parkı insanların
13:11
into a place that people want to be?
298
791541
3166
olmak istediği bir yere nasıl dönüştürürsünüz?
13:14
Well, it's up to you,
299
794707
2843
Bu size kalmış,
13:17
not as a city planner but as a human being.
300
797550
3365
bir şehir planlamacı değil, bir insan olarak.
13:20
You don't tap into your design expertise.
301
800915
3400
Tasarım tecrübenize başvurmayın.
13:24
You tap into your humanity.
302
804315
3515
İnsanlığınıza başvurun.
13:27
I mean, would you want to go there?
303
807830
3326
Yani siz oraya gitmek ister miydiniz?
13:31
Would you want to stay there?
304
811156
1983
Siz orada olmak ister miydiniz?
13:33
Can you see into it and out of it?
305
813139
2138
Oraya göz atar mıydınız ve sürekli gider miydiniz?
13:35
Are there other people there?
306
815277
2252
Orada başka insanlar da var mı?
13:37
Does it seem green and friendly?
307
817529
2647
Çevre dostu ve canayakın görünüyor mu?
13:40
Can you find your very own seat?
308
820176
3238
Kendinize oturacak bir yer bulabiliyor musunuz?
13:43
Well now, all over New York City,
309
823414
3029
Şu anda tüm New York'ta
13:46
there are places where you can
310
826443
1504
kendinize oturacak bir yer bulabileceğiniz
13:47
find your very own seat.
311
827947
1854
yerler var.
13:49
Where there used to be parking spaces,
312
829801
2522
Daha önce otopark olan alanlar
13:52
there are now pop-up cafes.
313
832323
2293
şimdi küçük kafeler oldu.
13:54
Where Broadway traffic used to run,
314
834616
1978
Broadway trafiğinin aktığı yerlerde
13:56
there are now tables and chairs.
315
836594
1964
şimdi masalar ve sandalyeler var.
13:58
Where 12 years ago, sidewalk cafes were not allowed,
316
838558
3554
12 yıl önce kaldırım kafelerinin yasak olduğu yerlerde,
14:02
they are now everywhere.
317
842112
1973
şimdi her yer kafe.
14:04
But claiming these spaces for public use
318
844085
2995
Ama bu alanları halka açmak
14:07
was not simple,
319
847080
1139
kolay olmadı
14:08
and it's even harder to keep them that way.
320
848219
2662
ve öyle kalmalarını sağlamak daha da zor.
14:10
So now I'm going to tell you a story
321
850881
1689
Şimdi size bir hikâye anlatacağım,
14:12
about a very unusual park called the High Line.
322
852570
4280
High Line adındaki olağan dışı bir park hakkında.
14:16
The High Line was an elevated railway.
323
856850
2054
High Line yükseltilmiş bir tren yoluydu.
14:18
(Applause)
324
858904
6631
(Alkış)
14:25
The High Line was an elevated railway
325
865535
2276
High Line yükseltilmiş bir tren yoluydu.
14:27
that ran through three neighborhoods
326
867811
1812
Manhattan'ın batı yakasındaki üç
14:29
on Manhattan's West Side,
327
869623
1870
mahalleden geçiyordu.
14:31
and when the train stopped running,
328
871493
1745
Tren hattı iptal olunca
14:33
it became a self-seeded landscape,
329
873238
2156
vahşi otların büyüdüğü bir yere dönüştü,
14:35
a kind of a garden in the sky.
330
875394
2607
gökyüzündeki bir bahçe gibi.
14:38
And when I saw it the first time,
331
878001
2149
Orayı ilk gördüğümde,
14:40
honestly, when I went up on that old viaduct,
332
880150
2646
sahiden de o eski viyadüke çıktığımda,
14:42
I fell in love the way you fall in love with a person,
333
882796
2816
bir insana âşık olmuş gibi oraya âşık oldum,
14:45
honestly.
334
885612
1227
gerçekten.
14:46
And when I was appointed,
335
886839
2121
Göreve ilk geldiğimde
14:48
saving the first two sections of the High Line
336
888960
2076
High Line'ın ilk iki bölümünü yıkılmaktan
14:51
from demolition became my first priority
337
891036
3372
kurtarmak ilk önceliğimdi
14:54
and my most important project.
338
894408
2672
ve en büyük projemdi.
14:57
I knew if there was a day that I didn't
339
897080
3268
Eğer High Line'ı bir gün bile umursamazsam
15:00
worry about the High Line, it would come down.
340
900348
3603
yıkılacağını biliyordum.
15:03
And the High Line,
341
903951
1989
Ve High Line,
15:05
even though it is widely known now
342
905940
2460
şu anda çok bilinse de
15:08
and phenomenally popular,
343
908400
1819
ve olağanüstü popüler olsa da,
15:10
it is the most contested public space in the city.
344
910219
3904
şehirde en çok çekişmeye neden olan yerdir.
15:14
You might see a beautiful park,
345
914123
2875
Siz bakınca güzel bir park görebilirsiniz,
15:16
but not everyone does.
346
916998
2447
ama herkes görmüyor.
15:19
You know, it's true, commercial interests
347
919445
2637
Şu bir gerçek ki, ticari menfaatler
15:22
will always battle against public space.
348
922082
3217
her zaman halka açık yerlere karşı savaşacak.
15:25
You might say,
349
925299
1824
Şöyle diyebilirsiniz,
15:27
"How wonderful it is that more than
350
927123
1570
"Ne kadar güzel, tüm dünyadan
15:28
four million people come from all over the world
351
928693
2431
4 milyonu aşkın insan High Line'ı
15:31
to visit the High Line."
352
931124
1647
ziyarete geliyor."
15:32
Well, a developer sees just one thing: customers.
353
932771
4616
Ama bir müteahhit sadece bir şey görür: Müşteriler.
15:37
Hey, why not take out those plantings
354
937387
2725
Neden o yeşilliği ortadan kaldırıp
15:40
and have shops all along the High Line?
355
940112
2008
yerine mağazalar açmıyoruz?
15:42
Wouldn't that be terrific
356
942120
1497
Muhteşem olmaz mıydı
15:43
and won't it mean a lot more money for the city?
357
943617
2535
ve şehre bir sürü para kazandırmaz mıydı?
15:46
Well no, it would not be terrific.
358
946152
2492
Hayır, muhteşem olmazdı.
15:48
It would be a mall, and not a park.
359
948644
3299
O zaman park değil, alışveriş merkezi olurdu.
15:51
(Applause)
360
951943
7379
(Alkış)
15:59
And you know what, it might mean
361
959322
1508
Bir şey söyleyeyim mi, belki de
16:00
more money for the city,
362
960830
2210
şehre bir sürü para kazandırırdı,
16:03
but a city has to take the long view,
363
963040
4049
ama bir şehir ileri bakmalı,
16:07
the view for the common good.
364
967089
2936
ortak fayda açısından bakmalı.
16:10
Most recently, the last section of the High Line,
365
970025
3715
Yakınlarda High Line'in son kısmı olan
16:13
the third section of the High Line,
366
973740
1616
High Line'ın üçüncü parçası,
16:15
the final section of the High Line,
367
975356
1570
High Line'ın bitiş kısmında
16:16
has been pitted against development interests,
368
976926
2802
yatırımcıların menfaatlerine karşı mücadele edildi.
16:19
where some of the city's leading developers
369
979728
2300
Burada şehrin bazı büyük yatırımcıları
16:22
are building more than 17 million square feet
370
982028
2682
Hudson Yards'da 17 milyon fit karelik
16:24
at the Hudson Yards.
371
984710
2300
bir alanı inşa ediyorlar.
16:27
And they came to me and proposed
372
987010
1961
Bana gelip
16:28
that they "temporarily disassemble"
373
988971
2559
bu üçüncü ve son kısmı geçici olarak
16:31
that third and final section.
374
991530
2730
yıkmayı önerdiler.
16:34
Perhaps the High Line didn't fit in
375
994260
2463
Belki de High Line kafalarındaki
16:36
with their image of a gleaming city of skyscrapers
376
996723
2887
tepe üstündeki parlak gökdelenler şehri imajına
16:39
on a hill.
377
999610
1463
uymadı.
16:41
Perhaps it was just in their way.
378
1001073
2724
Belki de sadece ayaklarına dolanıyordu.
16:43
But in any case, it took nine months
379
1003797
2488
Her halükârda bize 9 ay boyunca
16:46
of nonstop daily negotiation
380
1006285
2474
günbegün aralıksız pazarlıklara mal oldu,
16:48
to finally get the signed agreement
381
1008759
2013
sonunda bu yıkımı önleyecek
16:50
to prohibit its demolition,
382
1010772
2024
anlaşmaya varmak.
16:52
and that was only two years ago.
383
1012796
3809
Bu sadece iki sene önceydi.
16:56
So you see, no matter how popular
384
1016605
2458
Gördüğünüz gibi açık bir alan
16:59
and successful a public space may be,
385
1019063
2836
ne kadar popüler ve başarılı olursa olsun,
17:01
it can never be taken for granted.
386
1021899
2416
hiçbir zaman garantide değildir.
17:04
Public spaces always -- this is it saved --
387
1024315
2581
Açık alanların her zaman- işte burada, kurtarıldı-
17:06
public spaces always need vigilant champions,
388
1026896
3712
açık alanların her zaman uyanık savunuculara ihtiyacı var,
17:10
not only to claim them at the outset for public use,
389
1030608
3700
sadece bu alanları ortak kullanıma kazandırmak için değil,
17:14
but to design them for the people that use them,
390
1034308
3531
buraları insanların kullanımı için tasarlamak için de,
17:17
then to maintain them to ensure
391
1037839
2031
sonrasında bakımlarını sağlayarak
17:19
that they are for everyone,
392
1039870
1970
herkesin kullanabildiğinden,
17:21
that they are not violated, invaded,
393
1041840
2413
kötü kullanılmadığından, işgal edilmediğinden,
17:24
abandoned or ignored.
394
1044253
2637
terk edilmediğinden ya da ihmal edilmediğinden emin olmak için.
17:26
If there is any one lesson
395
1046890
1644
Şehir planlamacısı olarak eğer öğrendiğim
17:28
that I have learned in my life as a city planner,
396
1048534
3152
bir ders varsa hayatımda,
17:31
it is that public spaces have power.
397
1051686
3760
o da açık alanların bir gücü olduğudur.
17:35
It's not just the number of people using them,
398
1055446
3069
Sadece buraları kullanan insanların sayısından değil,
17:38
it's the even greater number of people
399
1058515
1954
çok daha fazla sayıda insanın
17:40
who feel better about their city
400
1060469
2119
sadece bu alanların varlığı sayesinde
17:42
just knowing that they are there.
401
1062588
3232
şehirlerinde mutlu hissetmesinden.
17:45
Public space can change how you live in a city,
402
1065820
3472
Açık alanlar bir şehirde yaşama şeklinizi değiştirebilir,
17:49
how you feel about a city,
403
1069292
2170
bir şehirde kendinizi nasıl hissettiğinizi,
17:51
whether you choose one city over another,
404
1071462
3288
bir şehri bir diğerine tercih edip etmemenizi
17:54
and public space is one of the most important reasons
405
1074750
2771
ve açık alanlar bir şehirde yaşamaya devam etmenizin
17:57
why you stay in a city.
406
1077521
3121
en büyük nedenlerinden biridir.
18:00
I believe that a successful city
407
1080642
2465
Bence başarılı bir şehir
18:03
is like a fabulous party.
408
1083107
2621
muhteşem bir parti gibidir.
18:05
People stay because they are having a great time.
409
1085728
3905
İnsanlar çok iyi vakit geçirdikleri için orada kalmak isterler.
18:09
Thank you.
410
1089633
1943
Teşekkürler.
18:11
(Applause)
411
1091576
5953
(Alkış)
18:17
Thank you. (Applause)
412
1097529
4630
Teşekkürler. (Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7